wall - Turkish English Dictionary

wall

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "wall" in Turkish English Dictionary : 23 result(s)

English Turkish
Common Usage
wall n. duvar
The wall cuts through the University of Aboudis, near Jerusalem.
Duvar Kudüs yakınlarındaki Aboudis Üniversitesi'ni kesmektedir.

More Sentences
General
wall n. sur
A magic army, a hundred thousand strong, surrounds the walls.
Yüz bin kişilik sihirli bir ordu surları kuşatıyor.

More Sentences
wall n. duvar
Next, we must strongly oppose the wall that is being built.
Ardından, inşa edilmekte olan duvara şiddetle karşı çıkmalıyız.

More Sentences
wall v. ayırmak
It will do that once our own heads become the places where we wall the cultures off from one another.
Bunu, kendi kafalarımız kültürleri birbirinden ayırdığımız yerler haline geldiğinde yapacaktır.

More Sentences
Technical
wall n. duvar
Since the fall of the wall, external policy in the European Union has been re-nationalised.
Duvarın yıkılmasından bu yana Avrupa Birliği'nde dış politika yeniden millileştirilmiştir.

More Sentences
General
wall n. set
wall n. baraj
wall n. çeper
wall n. cidar
wall n. zar
wall v. tecrit etmek
wall v. duvarla çevirmek
wall v. duvar örmek
wall v. etrafına duvar çekmek
Technical
wall n. cidar (cam)
Construction
wall n. örgü
Geography
wall n. güney dakota eyaletinde yerleşim yeri
wall n. pensilvanya eyaletinde yerleşim yeri
wall n. teksas eyaletinde şehir
wall n. new jersey eyaletinde yerleşim yeri
Sport
wall n. savunma bloku
Football
wall n. baraj
wall n. futbolcuların kurduğu baraj

Meanings of "wall" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
General
wall clock n. duvar saati
The wall clock of the living room is inaccurate.
Oturma odasının duvar saati yanlış.

More Sentences
wall calendar n. duvar takvimi
How do you like my new wall calendar?
Yeni duvar takvimimi beğendin mi?

More Sentences
stone wall n. taş duvar
The artist painted the most intricate of murals on the old stone wall.
Sanatçı eski taş duvara en karmaşık duvar resimlerini çizdi.

More Sentences
great wall n. çin seddi
I would like to visit the Great Wall this year.
Bu yıl Çin Seddi'ni ziyaret etmek isterim.

More Sentences
basement wall n. bodrum duvarı
There are some cracks in the basement wall.
Bodrum duvarında bazı çatlaklar var.

More Sentences
garden wall n. bahçe duvarı
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
Ağaç o kadar uzundu ki bahçe duvarını aşıyordu.

More Sentences
kitchen wall n. mutfak duvarı
Jenny washed the kitchen wall twice a year.
Jenny yılda iki kez mutfak duvarını yıkadı.

More Sentences
climbing wall n. tırmanma duvarı
This gym has a climbing wall.
Bu spor salonunda tırmanma duvarı var.

More Sentences
paint the wall v. duvar boyamak
We must cover the furniture before painting the walls.
Duvarları boyamadan önce mobilyaları kaplamalıyız.

More Sentences
paint a wall v. duvar boyamak
She painted a wall.
Bir duvar boyadı.

More Sentences
gable wall n. üçgen çatı yan duvarı
wall board n. duvar kaplaması
wailing wall n. ağlama duvarı
wall lamp n. aplik
wall tile n. duvar çinisi
wall panel n. duvar kaplaması
great wall of china n. çin seddi
wall cleaner n. duvar temizleyici
gable wall n. kalkan duvarı
hanging wall n. serbest kanat
common wall n. ana duvar
dividing wall n. bölme
foot wall n. ayak duvarı
wall telephone n. duvar telefonu
wall newspaper n. duvar gazetesi
party wall n. bölme duvarı
city wall n. sur
wall plate n. duvar tabağı
wall germander n. meşecik
wall tent n. çadır
party wall n. ara duvar
wall effect n. duvar etkisi
wall germander n. kısa mahmutotu
wall switch n. duvar anahtarı
body wall n. vücut duvarı
wall drag n. duvar sürüklenmesi
party wall n. ortak duvar
wall tennis n. duvar tenisi
wall tile n. sırlıtaş
sea wall n. denizden gelecek saldırıları önlemek için yapılan surlar
main wall n. ana duvar
sustaining wall n. istinat duvarı
wall creeper n. duvar tırmaşıkkuşu
cutoff wall n. parafuy
wall creeper n. duvar sarmaşığı
wall tile n. fayans
exterior wall n. dış duvar
wall bracket n. duvar paraçolu
dry wall n. harçsız duvar
wall painting n. duvar resmi
garden wall n. barı
fire wall n. yangın duvarı
western wall n. ağlama duvarı
sea wall n. deniz suru
wall street n. new york hisse senedi piyasasının merkezi
wall flower n. partilerde dans etmeyen kimse
wall flowers n. konu mankenleri
wall to wall carpeting n. duvardan duvara halı kaplama
wall flower n. konu mankeni
false wall n. yalancı duvar
outer wall n. dış duvar
panel wall n. pano duvar
panel wall n. panel cephe
chinese wall n. bilgi ya da iletişim engeli
basement retaining wall n. bodrum dayanma duvarı
basement wall n. subasman duvarı
back wall n. sırt perdesi
shoring wall n. iksa duvarı
wave wall n. dalga duvar
brick-and-half wall n. bir buçuk tuğla duvar
guard wall n. koruma duvarı
lot-line wall n. arsa sınır duvarı
wall of stone n. taştan duvar
dividend wall n. yangın duvarı
handwriting on the wall n. kötüye işaret
handwriting on the wall n. kötüye alamet
toe wall n. topuk duvarı
wall to wall carpet n. halıfleks (bir firma adı)
wall to wall carpet n. duvardan duvara halı
the wall street bull n. wallstreet'deki bronz boğa heykeli
wall space n. duvar boşluğu
other side of that wall n. duvarın diğer tarafı
a wall of flesh n. etten duvar
wall scroll n. rulo/bez afiş veya tablo
wall type air conditioner n. duvar tipi klima
mass wall n. kütle duvar
cemetery wall n. mezarlık duvarı
mural/wall painting n. fresko
fortification wall n. sur duvarı
ice wall n. buz duvarı
wall chart n. duvar şeması
wall phone n. duvar telefonu
mirror on the wall n. duvardaki ayna
green wall n. yeşil duvar
grass wall n. yeşilliklerle kaplı duvar
grass wall n. çim duvar
green wall n. yeşilliklerle kaplı duvar
green wall n. çim duvar
wall mounted brochure holder n. duvar tipi broşürlük
wall brochure holder n. duvar tipi broşürlük
wall mounted heater n. duvar tipi ısıtıcı
wall mounted heater n. duvara monte ısıtıcı
brick-and-half wall n. kalın bir tuğla duvar
wall unit n. duvar ünitesi
gut wall n. bağırsak duvarı
perimeter wall n. çevre duvarı
wall of separation n. ayırıcı duvar
double wall n. dubleks torba
blind wall n. kör duvar
hole in the wall n. küçük restoran
hole in the wall n. kuytu restoran
hole in the wall n. küçük ve kuytu oda
hole in the wall n. uzak veya ücra yerde bulunan dükkan
hole-in-the-wall n. küçük restoran
hole-in-the-wall n. kuytu restoran
hole-in-the-wall n. küçük ve kuytu oda
hole-in-the-wall n. uzak veya ücra yerde bulunan dükkan
lift wall n. kanal kapağının başındaki dikine duvar
wall painting n. duvar tablosu
wall painting collection n. duvar tablosu koleksiyonu
fire wall n. yangına dayanıklı duvar
fire wall n. yangına dayanıklı bina destek duvarı
fire wall n. yangın kompartıman duvarı
fire wall n. yangın bariyeri
fire wall n. felaketin yayılmasını önleyen şey
fire wall n. bariyer
fire wall n. sınırlayıcı
wall of text n. (özellikle internet forumlarında) paragraflara ayrılmamış aşırı uzun metin
surround with a wall v. duvarla çevirmek
build a wall v. duvar çekmek
send somebody up the wall v. kudurtmak
scale a wall v. duvara tırmanmak
go off the wall v. uçmak
go to the wall v. yenilmek
knock one's head against the wall v. başını taştan taşa vurmak
have one's back against the wall v. kuyruğu kapana kısılmak
go to the wall v. iflas etmek
put up a wall v. duvar örmek
drive somebody up the wall v. çıldırtmak
drive somebody up the wall v. deli etmek
drive somebody to the wall v. bunaltmak
drive somebody to the wall v. sıkıştırmak
give somebody the wall v. yol vermek
give somebody the wall v. aşağılamak
be against a wall v. başı sıkışmak
nail a coonskin to the wall v. zafer elde etmek
build a wall v. duvar yapmak
hang on the wall v. duvara asmak
go to the wall v. duvara toslamak
destroy the wall v. duvar yıkmak
pull down the wall v. duvar yıkmak
demolish the wall v. duvar yıkmak
walk through the wall v. duvardan geçmek
walk through the wall v. duvarın içinden geçmek
go the wall v. iflas etmek
wall-up v. duvarla kapatmak
wall-up v. körletmek
hang a picture on a wall v. duvara tablo asmak
hang a painting on a wall v. duvara tablo asmak
hit the wall v. duvara çarpmak
go up the wall v. duvara çıkmak/tırmanmak
hit at the wall v. duvara çarpmak/vurmak
put it on the wall v. duvara asmak
lean back on the wall v. sırtını duvara yaslamak
rub up against the wall v. (kedi vb) duvara sürtünmek
screw something onto the wall v. bir şeyi duvara vidalamak
paint on the wall v. duvara resim yapmak
shine a flashlight at the wall v. duvara fener tutmak
wall-hung adj. duvarda asılı
wall-hung adj. duvara asılı
wall-to-wall adj. (halı) duvardan duvara
on the wall adv. duvarın üstünde
Phrasals
wall something off v. duvar örerek ayırmak
wall something in v. etrafına duvar örmek
wall in v. -e hapsetmek
wall in v. '-e kapatmak
wall in v. duvarla ayırmak
wall in v. etrafını çevirmek/kuşatmak
wall in v. etrafını sarmak
wall off v. duvarla ayırmak
wall off v. duvar/barikat örerek ayırmak
wall off v. araya duvar örmek
wall off v. '-den ayırmak
wall up v. duvarla ayırmak
wall up v. duvarla kapatmak
wall up v. etrafına duvar örmek
wall up v. duvarlar arasına kapatmak
Phrases
mirror mirror on the wall who's the fairest of them all expr. ayna ayna söyle bana var mı benden güzeli bu dünyada
mirror mirror on the wall who's the fairest of them all expr. ayna ayna söyle bana kim en güzel bu dünyada
mirror mirror on the wall who's the fairest of them all expr. ayna ayna söyle bana var mı benden daha güzeli bu dünyada
mirror mirror on the wall who's the fairest of them all expr. ayna ayna benden daha güzeli var mı dünyada
Proverb
the apples on the other side of the wall are the sweetest komşunun tavuğu komşuya kaz görünür
the apples on the other side of the wall are the sweetest komşunun tavuğu komşuya kaz, karısı da kız görünür
apples on the other side of the wall are the sweetest komşunun tavuğu komşuya kaz görünür
Colloquial
blue wall of silence n. mavi sessizlik duvarı
blue wall of silence n. polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
blue wall of silence n. polislerin birbirini koruması
blank wall n. aşılamaz engel
blue wall n. polislerin diğer polisleri korumak için uyguladığı gizlilik
hole-in-the-wall [uk] n. bankamatik
wall-eyed adj. gözleri şaşı
wall-eyed adj. gözü şaşı
wall-eyed adj. şaşı gözlü
wall-eyed adj. gözleri yuvalarından fırlamış
wall-eyed adj. göz bebekleri yerinden fırlamış
wall-eyed adj. gözleri fal taşı gibi açılmış
wall-eyed adj. gözlerini ayırmış
wall-eyed adj. çok sarhoş
wall-eyed adj. kütük gibi
wall-eyed adj. zom olmuş
off-the-wall adj. garip davranışlar sergileyen
off-the-wall adj. kaçık
off-the-wall adj. deli
off-the-wall adj. oldukça uygunsuz
off-the-wall adj. oldukça yakışıksız
balls to the wall adv. her şeyini ortaya koymuş bir şekilde
balls to the wall adv. var gücüyle
balls to the wall adv. tüm gücüyle
it drives me up the wall expr. beni deli ediyor
it drives me up the wall expr. beni çıldırtıyor
it drives me up the wall expr. beni uyuz ediyor
Idioms
fourth wall joke n. dördüncü duvarı yıkan espri
fourth wall joke n. soyutlama esprisi
fourth wall joke n. yabancılaştırma esprisi
a fly on the wall n. casus
a fly on the wall n. dikizci
brick wall n. engel
brick wall n. mani
hole in the wall n. küçük dükkan/oda
a hole in the wall n. küçük/karanlı dükkan veya lokanta
hole-in-the-wall n. tek göz ofis
hole-in-the-wall n. tek göz ev
the writing is on the wall (brit) n. tehlike belirtisi/işareti
hole in the wall n. tek göz oda/dükkan
writing on the wall n. tehlike işareti
the handwriting is on the wall (us) n. tehlike belirtisi/işareti
writing on the wall n. tehlike sinyali
the writing on the wall n. tehlike işareti
hole-in-the-wall n. (içinde yaşanılan) küçük yer
a fly on the wall n. gizlice izleyen/dinleyen/kulak misafiri olan kimse
a fly on the wall n. çaktırmadan izleyen/dinleyen/kulak misafiri olan kimse
handwriting on the wall n. alın yazısı
handwriting on the wall n. kör talih
handwriting on the wall n. kehanet
wall of silence n. polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
wall of silence n. polisler arasında memurların kanunsuz davranışlarının saklanması/dile getirilmemesi
wall of silence n. sessizliğini koruma
wall of silence n. duvar gibi olma
wall of silence n. sessiz kalma
wall of silence n. ağzını bıçak açmama
writing on the wall n. kötüye işaret
writing on the wall n. kötüye alamet
drive to the wall v. sınırları zorlamak
take the wall v. öncelikli olmak
drive to the wall v. uçlarda gidip gelmek
nail somebody to the wall v. ağır şekilde cezalandırmak
bang one's head against a (brick) wall v. akıntıya karşı kürek çekmek
beat one's head against a brick wall v. akıntıya karşı kürek çekmek
bang one's head against a brick wall v. akıntıya kürek çekmek
beat one's head against a brick wall v. akıntıya kürek çekmek
bang one's head against a (brick) wall v. akıntıya kürek çekmek
climb the wall v. aklı başından gitmek
climb the wall v. aşırı tepki göstermek
bang one's head against a brick wall v. boşa kürek sallamak
run into a stone wall v. bir engelle karşılaşmak
bang one's head against a brick wall v. boşuna uğraşmak
drive someone to the wall v. birisini köşeye sıkıştırmak
knock one's head against a brick wall v. boşa yorulmak
nail someone's hide to the wall v. birisini azarlamak
push someone up against the wall v. birisini çok zor bir duruma sokmak
run one's head against or into a brick wall v. boşuna uğraşmak
knock one's head against the wall v. boşa yorulmak
send someone up the wall v. birini delirtmek
knock one's head against a brick wall v. boşa kürek çekmek
run one's head against or into a brick wall v. boş yere çabalamak
drive someone to the wall v. birini köşeye sıkıştırmak
be banging one's head against a brick wall v. boşa kürek sallamak
be banging one's head against a brick wall v. boşa kürek çekmek
hit the wall v. başarısız olmak
knock one's head against a brick wall v. boşa uğraşmak
go off the wall v. balatayı sıyırmak
bang one's head against a brick wall v. boş yere çabalamak
push someone to the wall v. birini köşeye sıkıştırmak
nail someone's hide to the wall v. birisini azarlayarak yerin dibine sokmak
hit one's head against a brick wall v. boşa kürek sallamak
force someone to the wall v. birisini köşeye sıkıştırmak
beat one's head against the wall v. boşa kürek çekmek
hit one's head against a brick wall v. boşa kürek çekmek
bang one's head against a brick wall v. boşa kürek çekmek
beat one's head against the wall v. boşa kürek sallamak
run one's head against a brick wall v. boşa kürek çekmek
nail someone's hide to the wall v. birisini ağır biçimde cezalandırmak
knock one's head against the wall v. boşa uğraşmak
knock one's head against the wall v. boşa kürek çekmek
be hitting one's head against a brick wall v. boşa kürek sallamak
press someone to the wall v. birini köşeye sıkıştırmak
run one's head against a brick wall v. boş yere çabalamak
be hitting one's head against a brick wall v. boşa kürek çekmek
send someone up the wall v. birini çıldırtmak
run one's head against a brick wall v. boşuna uğraşmak
bash one's head against a brick wall v. boşa kürek çekmek
go off the wall v. balatayı yakmak
beat one's head against the wall v. boş yere çabalamak
go to the wall v. başarısız olmak
beat one's head against the wall v. boşuna uğraşmak
go to the wall (for somebody/something) v. biri için elinden geleni yapmak
be up against the wall v. çok zor bir durumda kalmak
bang one's head against a brick wall v. deveye hendek atlatmak
drive someone up the wall v. çileden çıkarmak
be like talking to a brick wall v. duvarla konuşuyor gibi olmak
bash one's head against a brick wall v. deveye hendek atlatmak
be/come up against a brick wall v. duvara toslamak
knock one's head against a brick wall v. deveye hendek atlatmak
be/come up against a brick wall v. çıkış yolu/çözüm bulamamak
hit the brick wall v. duvara toslamak
hit one's head against a brick wall v. deveye hendek atlatmak
hit the wall v. duvara toslamak
run one's head against a brick wall v. deveye hendek atlatmak
hit a brick wall v. duvara toslamak
run into a stone wall v. duvara toslamak
hit a wall v. duvara toslamak
nail somebody to the wall v. duvara çivilemek
nail somebody to the wall v. duvara mıhlamak
be up against the wall v. çaresiz kalmak
nail somebody to the wall v. canını yakmak
go to the wall v. duvara toslamak
be up against the wall v. çok zor bir durumda olmak
go off the wall v. dinden imandan çıkmak
go up the wall v. çok sinirlenmek
run into a stone wall v. çıkmaza girmek
be up against the wall v. çaresiz olmak
drive someone up the wall v. deli etmek
be like talking to a brick wall v. duvara konuşuyormuş gibi olmak
hit one's head against a brick wall v. havanda su dövmek
see the handwriting on the wall v. gelecekte olacak can sıkıcı bir olayı görmek
be hitting one's head against a brick wall v. havanda su dövmek
run one's head against or into a brick wall v. havanda su dövmek
read the handwriting on the wall v. gelecekte olacak can sıkıcı bir olayı görmek
be banging one's head against a brick wall v. havanda su dövmek
see the writing on the wall v. gelecekte olacak can sıkıcı bir olayı görmek
bang one's head against a brick wall v. havanda su dövmek
beat one's head against the wall v. havanda su dövmek
bang one's head against a brick wall v. iğneyle kuyu kazmak
bash one's head against a brick wall v. iğneyle kuyu kazmak
hit one's head against a brick wall v. iğneyle kuyu kazmak
knock one's head against a brick wall v. iğneyle kuyu kazmak
run one's head against a brick wall v. iğneyle kuyu kazmak
be/come up against a brick wall v. ilerleyememek
have one's back to the wall v. kendini güvene almak
have one's back to the wall v. kuyruğu kapana kısılmak
have one's back to the wall v. kendini güvenceye almak
have one's back against the wall v. köşeye sıkışmak
find themselves with their backs against the wall v. kendilerini köşeye sıkışmış hissetmek
have one's back to the wall v. köşeye sıkışmak
go off the wall v. şalteri atmak
drive someone up the wall v. sinir etmek
have one's back to the wall v. savunmaya geçmek
drive someone up the wall v. tepesini attırmak
be/come up against a brick wall v. tıkanıp kalmak
see the handwriting on the wall v. tehlikeyi sezmek
go off the wall v. tepesi atmak
see the writing on the wall v. tehlikeyi sezmek
read the handwriting on the wall v. tehlikeyi sezmek
be up against the wall v. ümitsiz olmak
drive someone up the wall v. uyuz etmek
go to the wall on something v. (sonu ne olursa olsun) her türlü riski alarak sonuna kadar götürmek
turn (one's) face to the wall v. ölmek
give the wall v. birine yürümesi için emniyetli/güvenli tarafı vermek
give the wall v. birine yürümesi için duvardan tarafı vermek
give the wall v. birine yürümesi için duvar tarafını vermek
give the wall v. birini yola yakın taraftan değil duvar tarafından yürütmek
hit a stone wall v. sert kayaya çarpmak
hit a stone wall v. çetin bir zorlukla/engelle karşılaşmak
hit a stone wall v. aşılamaz bir güçlükle/engelle karşılaşmak
hit a stone wall v. önüne aşılamaz bir güçlük/engel çıkmak
hit a stone wall v. sarsılmaz bir güçlükle/engelle karşılaşmak
stick (one's) spoon in the wall v. yeni bir yere taşınmak
stick (one's) spoon in the wall v. yeni bir eve taşınmak
stick (one's) spoon in the wall v. ölmek
stick (one's) spoon in the wall v. bu dünyadan göçmek
stick (one's) spoon in the wall v. ahrete gitmek
stick (one's) spoon in the wall v. göçüp gitmek
bang your head against a brick wall v. akıntıya karşı kürek çekmek
bang your head against a brick wall v. akıntıya kürek çekmek
bang your head against a brick wall v. boş yere çabalamak
bang your head against a brick wall v. boşa kürek sallamak
bang your head against a brick wall v. boşuna uğraşmak
bang your head against a brick wall v. deveye hendek atlatmak
bang your head against a brick wall v. havanda su dövmek
bang your head against a brick wall v. iğneyle kuyu kazmak
knock your head against a brick wall v. akıntıya karşı kürek çekmek
knock your head against a brick wall v. akıntıya kürek çekmek
knock your head against a brick wall v. boş yere çabalamak
knock your head against a brick wall v. boşa kürek sallamak
knock your head against a brick wall v. boşuna uğraşmak
knock your head against a brick wall v. deveye hendek atlatmak
knock your head against a brick wall v. havanda su dövmek
knock your head against a brick wall v. iğneyle kuyu kazmak
bang (one's) head against a wall v. akıntıya karşı kürek çekmek
bang (one's) head against a wall v. akıntıya kürek çekmek
bang (one's) head against a wall v. boş yere çabalamak
bang (one's) head against a wall v. boşa kürek sallamak
bang (one's) head against a wall v. boşuna uğraşmak
bang (one's) head against a wall v. deveye hendek atlatmak
bang (one's) head against a wall v. havanda su dövmek
bang (one's) head against a wall v. iğneyle kuyu kazmak
bang (one's) head into a brick wall v. akıntıya karşı kürek çekmek
bang (one's) head into a brick wall v. akıntıya kürek çekmek
bang (one's) head into a brick wall v. boş yere çabalamak
bang (one's) head into a brick wall v. boşa kürek sallamak
bang (one's) head into a brick wall v. boşuna uğraşmak
bang (one's) head into a brick wall v. deveye hendek atlatmak
bang (one's) head into a brick wall v. havanda su dövmek
bang (one's) head into a brick wall v. iğneyle kuyu kazmak
bang your head against a brick wall v. akıntıya karşı kürek çekmek
bang your head against a brick wall v. akıntıya kürek çekmek
bang your head against a brick wall v. boş yere çabalamak
bang your head against a brick wall v. boşa kürek sallamak
bang your head against a brick wall v. boşuna uğraşmak
bang your head against a brick wall v. deveye hendek atlatmak
bang your head against a brick wall v. havanda su dövmek
bang your head against a brick wall v. iğneyle kuyu kazmak
be banging your head against a brick wall [uk] v. akıntıya karşı kürek çekmek
be banging your head against a brick wall [uk] v. akıntıya kürek çekmek
be banging your head against a brick wall [uk] v. boş yere çabalamak
be banging your head against a brick wall [uk] v. boşa kürek sallamak
be banging your head against a brick wall [uk] v. boşuna uğraşmak
be banging your head against a brick wall [uk] v. deveye hendek atlatmak
be banging your head against a brick wall [uk] v. havanda su dövmek
be banging your head against a brick wall [uk] v. iğneyle kuyu kazmak
be banging your head against a wall [us] v. akıntıya karşı kürek çekmek
be banging your head against a wall [us] v. akıntıya kürek çekmek
be banging your head against a wall [us] v. boş yere çabalamak
be banging your head against a wall [us] v. boşa kürek sallamak
be banging your head against a wall [us] v. boşuna uğraşmak
be banging your head against a wall [us] v. deveye hendek atlatmak
be banging your head against a wall [us] v. havanda su dövmek
be banging your head against a wall [us] v. iğneyle kuyu kazmak
like talking to a brick wall v. duvara konuşuyormuş gibi
like talking to a brick wall v. duvarla konuşuyormuş gibi
be off the wall v. tuhaf olmak
be off the wall v. acayip olmak
be off the wall v. saçma olmak
be off the wall v. alışılmadık olmak
be off the wall v. olağan dışı olmak
be off the wall v. uçuk olmak
be off the wall v. sıra dışı olmak
be off the wall v. farklı/değişik olmak
beat (one's) head against a stone wall v. akıntıya karşı kürek çekmek
beat (one's) head against a stone wall v. akıntıya kürek çekmek
beat (one's) head against a stone wall v. boşuna uğraşmak
beat (one's) head against a stone wall v. boşa kürek çekmek
beat (one's) head against a stone wall v. boş yere çabalamak
beat (one's) head against a stone wall v. havanda su dövmek
beat (one's) head against a wall v. akıntıya karşı kürek çekmek
beat (one's) head against a wall v. akıntıya kürek çekmek
beat (one's) head against a wall v. boşuna uğraşmak
beat (one's) head against a wall v. boşa kürek çekmek
beat (one's) head against a wall v. boş yere çabalamak
beat (one's) head against a wall v. havanda su dövmek
beat (one's) head against the wall v. akıntıya karşı kürek çekmek
beat (one's) head against the wall v. akıntıya kürek çekmek
beat (one's) head against the wall v. boşuna uğraşmak
beat (one's) head against the wall v. boşa kürek çekmek
beat (one's) head against the wall v. boş yere çabalamak
beat (one's) head against the wall v. havanda su dövmek
beat one's head against the wall v. akıntıya karşı kürek çekmek
beat one's head against the wall v. akıntıya kürek çekmek
beat one's head against the wall v. boşuna uğraşmak
beat one's head against the wall v. boşa kürek çekmek
beat one's head against the wall v. boş yere çabalamak
beat one's head against the wall v. havanda su dövmek
bang one's head against a brick wall v. akıntıya karşı kürek çekmek
bang one's head against a brick wall v. akıntıya kürek çekmek
bang one's head against a brick wall v. boşuna uğraşmak
bang one's head against a brick wall v. boşa kürek çekmek
bang one's head against a brick wall v. boş yere çabalamak
bang one's head against a brick wall v. havanda su dövmek
beat head against the wall v. boşa kürek çekmek
beat head against the wall v. boşa kürek sallamak
beat head against the wall v. boşuna uğraşmak
beat head against the wall v. boş yere çabalamak
beat head against the wall v. havanda su dövmek
beat one's head against the wall v. boşa kürek çekmek
beat one's head against the wall v. boşa kürek sallamak
beat one's head against the wall v. boşuna uğraşmak
beat one's head against the wall v. boş yere çabalamak
beat one's head against the wall v. havanda su dövmek
break the fourth wall v. dördüncü duvarı yıkmak
break the fourth wall v. seyirci ve hikaye arasındaki ayrımı kaldırmak
come up against a brick wall v. duvara toslamak
come up against a brick wall v. çıkış yolu/çözüm bulamamak
come up against a brick wall v. ilerleyememek
come up against a brick wall v. tıkanıp kalmak
drive (one) to the wall v. (birini) köşeye sıkıştırmak
drive (one) to the wall v. (birini) sıkıştırmak
drive (one) up the wall v. (birini) çileden çıkarmak
drive (one) up the wall v. (birini) deli etmek
drive (one) up the wall v. (birini) sinir etmek
drive (one) up the wall v. (birinin) tepesini attırmak