|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
ayırmak |
separate v.
|
|
One issue that separates us is the civil war in Chechnya.
Bizi ayıran bir konu da Çeçenistan'daki iç savaş.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
ayırmak |
reserve v.
|
|
There is no need, therefore, to reserve collective systems only for exceptional circumstances.
Dolayısıyla kolektif sistemleri sadece istisnai durumlar için ayırmaya gerek yoktur.
More Sentences
|
General |
|
3 |
General |
ayırmak |
discriminate v.
|
|
Subtle differences in tone discriminate the original from the copy.
Tonlamadaki ince farklılıklar orijinali kopyadan ayırır.
More Sentences
|
4 |
General |
ayırmak |
single out v.
|
|
Singling out free and democratic states gives a one-sided impression.
Özgür ve demokratik devletleri ayırmak tek taraflı bir izlenim yaratır.
More Sentences
|
5 |
General |
ayırmak |
wall v.
|
|
It will do that once our own heads become the places where we wall the cultures off from one another.
Bunu, kendi kafalarımız kültürleri birbirinden ayırdığımız yerler haline geldiğinde yapacaktır.
More Sentences
|
6 |
General |
ayırmak |
allocate to v.
|
|
What proportion of overall wealth do we want to allocate to pensioners?
Toplam servetin ne kadarını emeklilere ayırmak istiyoruz?
More Sentences
|
7 |
General |
ayırmak |
appropriate v.
|
|
I hear talk of very large sums of money that the European Union is about to appropriate in further aid.
Avrupa Birliği'nin daha fazla yardım için çok büyük miktarlarda para ayıracağından bahsedildiğini duyuyorum.
More Sentences
|
8 |
General |
ayırmak |
pick v.
|
|
The IGC must not unravel the Convention, must not pick it apart.
Hükûmetlerarası Konferans, Sözleşmeyi çözmemeli, parçalara ayırmamalıdır.
More Sentences
|
9 |
General |
ayırmak |
save v.
|
|
I told Tom to save a piece of cake for me.
Tom'a benim için bir parça kek ayırmasını söyledim.
More Sentences
|
10 |
General |
ayırmak |
devote v.
|
|
For example, Austria devotes 15% of its GDP to pensions, making it the record holder, as the EU average is 11%.
Örneğin Avusturya, GSYİH'sinin %15'ini emekli maaşlarına ayırarak AB ortalaması %11 olan rekorun sahibi olmuştur.
More Sentences
|
11 |
General |
ayırmak |
differentiate v.
|
|
What is it that differentiates a Taliban-style regime from a democracy?
Taliban tarzı bir rejimi demokrasiden ayıran şey nedir?
More Sentences
|
12 |
General |
ayırmak |
part v.
|
|
I will love you for better for worse till death us do part.
Ölüm bizi ayırana kadar iyi ve kötü günde seni seveceğim.
More Sentences
|
13 |
General |
ayırmak |
allow v.
|
|
You should allow an hour to go to the airport.
Havaalanına gitmek için bir saat ayırmalısınız.
More Sentences
|
14 |
General |
ayırmak |
book v.
|
|
Please book a room for her.
Lütfen onun için bir oda ayır.
More Sentences
|
15 |
General |
ayırmak |
sort v.
|
|
Sort your clothes according to color before washing.
Yıkamadan önce giysilerinizi renklerine göre ayırın.
More Sentences
|
16 |
General |
ayırmak |
disassociate v.
|
|
Some NGOs, including Amnesty International, had to disassociate themselves from it.
Uluslararası Af Örgütü de dahil olmak üzere bazı STK'lar kendilerini bu projeden ayırmak zorunda kalmıştır.
More Sentences
|
17 |
General |
ayırmak |
spread v.
|
|
Spread your fingers.
Parmaklarınızı ayırın.
More Sentences
|
18 |
General |
ayırmak |
pick out v.
|
|
I've already picked out the CD I'm going to buy next.
Daha sonra alacağım CD'yi daha şimdiden ayırdım.
More Sentences
|
19 |
General |
ayırmak |
allot v.
|
|
Allot the money for R&D.
Ar-Ge için para ayırın.
More Sentences
|
20 |
General |
ayırmak |
set v.
|
|
You had better set some money apart for your wedding.
Düğününüz için biraz para ayırsanız iyi olur.
More Sentences
|
|
21 |
General |
ayırmak |
dissociate v.
|
|
But it does not make any sense to talk about sustainable development, if we dissociate the two words.
Ancak iki kelimeyi birbirinden ayırırsak sürdürülebilir kalkınmadan bahsetmenin bir anlamı kalmaz.
More Sentences
|
22 |
General |
ayırmak |
divorce v.
|
|
Can't you divorce fantasy from reality?
Hayali gerçekten ayıramıyor musun?
More Sentences
|
23 |
General |
ayırmak |
separate v.
|
|
Yes, we need to separate the production of animal and plant-based feeds.
Evet, hayvansal ve bitkisel bazlı yemlerin üretimini ayırmamız gerekiyor.
More Sentences
|
24 |
General |
ayırmak |
earmark v.
|
|
The structural fund for fisheries has earmarked EUR 637 million for this purpose for the period from 2000 to 2006.
Balıkçılık için yapısal fon, 2000-2006 dönemi için bu amaca yönelik olarak 637 milyon Avro ayırmıştır.
More Sentences
|
25 |
General |
ayırmak |
detach v.
|
|
I didn't detach them.
Ben onları ayırmadım.
More Sentences
|
26 |
General |
ayırmak |
set aside v.
|
|
I am also in favour of the EU setting aside funds for this.
Ben de AB'nin bunun için fon ayırmasından yanayım.
More Sentences
|
27 |
General |
ayırmak |
split v.
|
|
The workbook is split into five categories.
Çalışma kitabı beş kategoriye ayrıldı.
More Sentences
|
28 |
General |
ayırmak |
allocate v.
|
|
We have already allocated this time to other issues, including the one on which we have just voted.
Bu süreyi, az önce oyladığımız konu da dahil olmak üzere diğer konulara ayırdık.
More Sentences
|
29 |
General |
ayırmak |
reserve v.
|
|
It makes little sense to put funds in reserve for the purposes of a law, and then end up spending it on buildings.
Bir yasanın amaçları doğrultusunda fon ayırmak ve daha sonra bunu binalara harcamak pek mantıklı değildir.
More Sentences
|
30 |
General |
ayırmak |
disconnect v.
|
|
Dan disconnected Linda from her respirator.
Dan, Linda'yı solunum cihazından ayırdı.
More Sentences
|
31 |
General |
ayırmak |
release v.
|
|
We will try to release more money for ECHO this year from the emergency reserve.
Bu yılki acil durum rezervinden Avrupa Topluluğu İnsani Yardım Bürosu için daha fazla para ayırmaya çalışacağız.
More Sentences
|
32 |
General |
ayırmak |
dedicate v.
|
|
We will dedicate approximately one hour and fifteen minutes to Question Time.
Yaklaşık bir saat on beş dakikayı Soru Zamanına ayıracağız.
More Sentences
|
33 |
General |
ayırmak |
divide v.
|
|
This is what divides us, not the body of the person who chooses but the life of those who have no choice.
Bizi ayıran da budur; seçen kişinin bedeni değil, seçme şansı olmayanların hayatı.
More Sentences
|
34 |
General |
ayırmak |
distinguish between v.
|
|
The idea is to distinguish between how an enterprise relates to internal stakeholders, shareholders and employees.
Buradaki fikir, bir işletmenin iç paydaşları, hissedarları ve çalışanları ile olan ilişkilerini birbirinden ayırmaktır.
More Sentences
|
35 |
General |
ayırmak |
cut v.
|
|
Cut the salmon into small pieces.
Somon balığını küçük parçalara ayır.
More Sentences
|
36 |
General |
ayırmak |
engage v.
|
|
I have no time to engage in gossip.
Dedikoduya ayıracak vaktim yok.
More Sentences
|
37 |
General |
ayırmak |
distinguish v.
|
|
Moreover, it clearly distinguishes the three remaining uses from the use of oestradiol for growth promotion.
Dahası, kalan üç kullanımı, büyümeyi teşvik etmek için östradiol kullanımından açıkça ayırmaktadır.
More Sentences
|
38 |
General |
ayırmak |
decouple v.
|
|
The programme's overarching aim is to decouple, for example, environmental pressures from economic growth.
Programın genel amacı, örneğin çevresel baskıları ekonomik büyümeden ayırmaktır.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
39 |
Trade/Economic |
ayırmak |
reserve v.
|
|
It should also be possible to reserve frequencies for services useful to society on special terms.
Ayrıca, toplum için yararlı hizmetler için özel şartlarda frekans ayırmak da mümkün olmalıdır.
More Sentences
|
Politics |
|
40 |
Politics |
ayırmak |
allocate v.
|
|
If it were to allocate 20 minutes more speaking time than before, this would work out exactly.
Parlamento eskisinden 20 dakika daha fazla konuşma süresi ayırırsa bu iş tam olarak hallolur.
More Sentences
|
|
Technical |
|
41 |
Technical |
ayırmak |
detach v.
|
|
I didn't detach them.
Onları ayırmadım.
More Sentences
|
Computer |
|
42 |
Computer |
ayırmak |
reserve v.
|
|
Tom reserved a seat.
Tom bir koltuk ayırdı.
More Sentences
|
General |
|
43 |
General |
ayırmak |
bran [obsolete] n.
|
|
44 |
General |
ayırmak |
discern v.
|
|
45 |
General |
ayırmak |
single v.
|
|
46 |
General |
ayırmak |
cut out v.
|
|
47 |
General |
ayırmak |
demarcate v.
|
|
48 |
General |
ayırmak |
winnow v.
|
|
49 |
General |
ayırmak |
disembody v.
|
|
50 |
General |
ayırmak |
deracinate v.
|
|
51 |
General |
ayırmak |
denominate v.
|
|
52 |
General |
ayırmak |
tear off v.
|
|
53 |
General |
ayırmak |
strike v.
|
|
54 |
General |
ayırmak |
seclude v.
|
|
55 |
General |
ayırmak |
contradistinguish v.
|
|
56 |
General |
ayırmak |
comb out v.
|
|
57 |
General |
ayırmak |
dissever v.
|
|
58 |
General |
ayırmak |
sort something out v.
|
|
59 |
General |
ayırmak |
unmortise v.
|
|
60 |
General |
ayırmak |
lay away v.
|
|
61 |
General |
ayırmak |
cut off v.
|
|
62 |
General |
ayırmak |
clove v.
|
|
63 |
General |
ayırmak |
disband v.
|
|
64 |
General |
ayırmak |
disjoin v.
|
|
65 |
General |
ayırmak |
comb v.
|
|
66 |
General |
ayırmak |
portion v.
|
|
67 |
General |
ayırmak |
partition v.
|
|
68 |
General |
ayırmak |
detache v.
|
|
69 |
General |
ayırmak |
dispart v.
|
|
70 |
General |
ayırmak |
except v.
|
|
71 |
General |
ayırmak |
keep apart v.
|
|
72 |
General |
ayırmak |
divert v.
|
|
73 |
General |
ayırmak |
branch v.
|
|
74 |
General |
ayırmak |
assort v.
|
|
75 |
General |
ayırmak |
unpick v.
|
|
76 |
General |
ayırmak |
sunder v.
|
|
77 |
General |
ayırmak |
insulate v.
|
|
78 |
General |
ayırmak |
lay v.
|
|
79 |
General |
ayırmak |
sort out v.
|
|
80 |
General |
ayırmak |
split into v.
|
|
|
81 |
General |
ayırmak |
sever v.
|
|
82 |
General |
ayırmak |
unsolder v.
|
|
83 |
General |
ayırmak |
uncouple v.
|
|
84 |
General |
ayırmak |
diverge v.
|
|
85 |
General |
ayırmak |
cull v.
|
|
86 |
General |
ayırmak |
set apart v.
|
|
87 |
General |
ayırmak |
separate into v.
|
|
88 |
General |
ayırmak |
sleave v.
|
|
89 |
General |
ayırmak |
disperse v.
|
|
90 |
General |
ayırmak |
disrupt v.
|
|
91 |
General |
ayırmak |
snatch from v.
|
|
92 |
General |
ayırmak |
snatch away from v.
|
|
93 |
General |
ayırmak |
divorce from v.
|
|
94 |
General |
ayırmak |
disjoint v.
|
|
95 |
General |
ayırmak |
individualize v.
|
|
96 |
General |
ayırmak |
specialize v.
|
|
97 |
General |
ayırmak |
excide v.
|
|
98 |
General |
ayırmak |
disunite v.
|
|
99 |
General |
ayırmak |
enisle v.
|
|
100 |
General |
ayırmak |
dissect v.
|
|
101 |
General |
ayırmak |
take apart v.
|
|
102 |
General |
ayırmak |
destine v.
|
|
103 |
General |
ayırmak |
reduce v.
|
|
104 |
General |
ayırmak |
disannex v.
|
|
105 |
General |
ayırmak |
classify v.
|
|
106 |
General |
ayırmak |
cloister v.
|
|
107 |
General |
ayırmak |
discard v.
|
|
108 |
General |
ayırmak |
mark out v.
|
|
109 |
General |
ayırmak |
shut off v.
|
|
110 |
General |
ayırmak |
unyoke v.
|
|
111 |
General |
ayırmak |
cast loose v.
|
|
112 |
General |
ayırmak |
break up v.
|
|
113 |
General |
ayırmak |
choose v.
|
|
114 |
General |
ayırmak |
cut into v.
|
|
115 |
General |
ayırmak |
spread out v.
|
|
116 |
General |
ayırmak |
cleave v.
|
|
117 |
General |
ayırmak |
educe v.
|
|
118 |
General |
ayırmak |
unstick v.
|
|
119 |
General |
ayırmak |
class v.
|
|
120 |
General |
ayırmak |
break down into v.
|
|
121 |
General |
ayırmak |
particularize v.
|
|
122 |
General |
ayırmak |
tear away v.
|
|
123 |
General |
ayırmak |
resolve v.
|
|
124 |
General |
ayırmak |
designate for v.
|
|
125 |
General |
ayırmak |
assign v.
|
|
126 |
General |
ayırmak |
disarticulate v.
|
|
127 |
General |
ayırmak |
intend for v.
|
|
128 |
General |
ayırmak |
hive off v.
|
|
129 |
General |
ayırmak |
break into v.
|
|
130 |
General |
ayırmak |
grade v.
|
|
131 |
General |
ayırmak |
partition off v.
|
|
132 |
General |
ayırmak |
select v.
|
|
133 |
General |
ayırmak |
define v.
|
|
134 |
General |
ayırmak |
put away v.
|
|
135 |
General |
ayırmak |
segregant v.
|
|
136 |
General |
ayırmak |
severalise v.
|
|
137 |
General |
ayırmak |
isolate v.
|
|
138 |
General |
ayırmak |
sequester v.
|
|
139 |
General |
ayırmak |
segregate v.
|
|
140 |
General |
ayırmak |
appropriate for v.
|
|
141 |
General |
ayırmak |
abstract v.
|
|
142 |
General |
ayırmak |
untack v.
|
|
143 |
General |
ayırmak |
disintegrate v.
|
|
144 |
General |
ayırmak |
disengage v.
|
|
145 |
General |
ayırmak |
ascribe v.
|
|
146 |
General |
ayırmak |
extricate v.
|
|
147 |
General |
ayırmak |
set apart from v.
|
|
148 |
General |
ayırmak |
severalize v.
|
|
149 |
General |
ayırmak |
particularise v.
|
|
150 |
General |
ayırmak |
individualise v.
|
|
151 |
General |
ayırmak |
specialise v.
|
|
152 |
General |
ayırmak |
apply v.
|
|
153 |
General |
ayırmak |
abscise v.
|
|
154 |
General |
ayırmak |
twin [scottish] v.
|
|
155 |
General |
ayırmak |
uncoalesce v.
|
|
156 |
General |
ayırmak |
elong v.
|
|
157 |
General |
ayırmak |
unhinge v.
|
|
158 |
General |
ayırmak |
unjoin v.
|
|
159 |
General |
ayırmak |
unmingle v.
|
|
160 |
General |
ayırmak |
unmix v.
|
|
161 |
General |
ayırmak |
untether v.
|
|
162 |
General |
ayırmak |
exection v.
|
|
163 |
General |
ayırmak |
bolt v.
|
|
164 |
General |
ayırmak |
hold v.
|
|
165 |
General |
ayırmak |
spare v.
|
|
166 |
General |
ayırmak |
rid v.
|
|
167 |
General |
ayırmak |
deintegrate v.
|
|
168 |
General |
ayırmak |
depart [obsolete] v.
|
|
169 |
General |
ayırmak |
offcut v.
|
|
170 |
General |
ayırmak |
impute v.
|
|
171 |
General |
ayırmak |
devow [obsolete] v.
|
|
172 |
General |
ayırmak |
dibs v.
|
|
173 |
General |
ayırmak |
disentwine v.
|
|
174 |
General |
ayırmak |
disgregate v.
|
|
175 |
General |
ayırmak |
dislink v.
|
|
176 |
General |
ayırmak |
dismember [obsolete] v.
|
|
177 |
General |
ayırmak |
dissolve v.
|
|
178 |
General |
ayırmak |
dissunder v.
|
|
179 |
General |
ayırmak |
distract [obsolete] v.
|
|
180 |
General |
ayırmak |
difference v.
|
|
181 |
General |
ayırmak |
digest [obsolete] v.
|
|
182 |
General |
ayırmak |
pink v.
|
|
183 |
General |
ayırmak |
cull v.
|
|
184 |
General |
ayırmak |
inisle [obsolete] v.
|
|
185 |
General |
ayırmak |
injoint [obsolete] v.
|
|
186 |
General |
ayırmak |
discern [obsolete] v.
|
|
187 |
General |
ayırmak |
discind [obsolete] v.
|
|
188 |
General |
ayırmak |
discriminate v.
|
|
189 |
General |
ayırmak |
secern v.
|
|
190 |
General |
ayırmak |
sejein v.
|
|
191 |
General |
ayırmak |
sepose [obsolete] v.
|
|
192 |
General |
ayırmak |
shut off v.
|
|
193 |
General |
ayırmak |
sieve v.
|
|
194 |
General |
ayırmak |
slice v.
|
|
195 |
General |
ayırmak |
spalt [dialect] v.
|
|
Phrasals |
|
196 |
Phrasals |
ayırmak |
fly off v.
|
|
197 |
Phrasals |
ayırmak |
draw out v.
|
|
198 |
Phrasals |
ayırmak |
step off v.
|
|
199 |
Phrasals |
ayırmak |
take away v.
|
|
200 |
Phrasals |
ayırmak |
set off v.
|
|
201 |
Phrasals |
ayırmak |
pluck away v.
|
|
202 |
Phrasals |
ayırmak |
fling away v.
|
|
203 |
Phrasals |
ayırmak |
yank apart v.
|
|
204 |
Phrasals |
ayırmak |
cut off v.
|
|
205 |
Phrasals |
ayırmak |
section off v.
|
|
206 |
Phrasals |
ayırmak |
strike off v.
|
|
207 |
Phrasals |
ayırmak |
pinch off v.
|
|
208 |
Phrasals |
ayırmak |
pick upon v.
|
|
Idioms |
|
209 |
Idioms |
ayırmak |
drive a wedge between v.
|
|
210 |
Idioms |
ayırmak |
break free v.
|
|
Trade/Economic |
|
211 |
Trade/Economic |
ayırmak |
assign v.
|
|
212 |
Trade/Economic |
ayırmak |
assort v.
|
|
Law |
|
213 |
Law |
ayırmak |
abjugate v.
|
|
214 |
Law |
ayırmak |
assign v.
|
|
Politics |
|
215 |
Politics |
ayırmak |
assign v.
|
|
Technical |
|
216 |
Technical |
ayırmak |
marginalize v.
|
|
217 |
Technical |
ayırmak |
destack v.
|
|
218 |
Technical |
ayırmak |
break v.
|
|
219 |
Technical |
ayırmak |
release v.
|
|
220 |
Technical |
ayırmak |
split-up v.
|
|
221 |
Technical |
ayırmak |
disciminate v.
|
|
222 |
Technical |
ayırmak |
marginalise v.
|
|
223 |
Technical |
ayırmak |
segregate v.
|
|
224 |
Technical |
ayırmak |
disassemble v.
|
|
Aeronautic |
|
225 |
Aeronautic |
ayırmak |
disconnect v.
|
|
226 |
Aeronautic |
ayırmak |
pull away v.
|
|
227 |
Aeronautic |
ayırmak |
unplug v.
|
|
228 |
Aeronautic |
ayırmak |
allcate v.
|
|
229 |
Aeronautic |
ayırmak |
deactivate v.
|
|
Chemistry |
|
230 |
Chemistry |
ayırmak |
abstract v.
|
|
231 |
Chemistry |
ayırmak |
isolate v.
|
|
Botanic |
|
232 |
Botanic |
ayırmak |
abscise v.
|
|
Literature |
|
233 |
Literature |
ayırmak |
abscind v.
|
|
Archaic |
|
234 |
Archaic |
ayırmak |
reave v.
|
|
235 |
Archaic |
ayırmak |
eliminate v.
|
|
236 |
Archaic |
ayırmak |
unlime v.
|
|
237 |
Archaic |
ayırmak |
unmechanise v.
|
|
238 |
Archaic |
ayırmak |
unmechanize v.
|
|
239 |
Archaic |
ayırmak |
dispose v.
|
|
240 |
Archaic |
ayırmak |
dissolve v.
|
|
241 |
Archaic |
ayırmak |
divel v.
|
|
242 |
Archaic |
ayırmak |
sequestrate v.
|
|
243 |
Archaic |
ayırmak |
slent v.
|
|
244 |
Archaic |
ayırmak |
slent v.
|
|
|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
ikiye ayırmak |
divide v.
|
|
It was then the United Nations which divided the area into a Jewish state and an Arab state.
O dönemde bölgeyi bir Yahudi devleti ve bir Arap devleti olarak ikiye ayıran Birleşmiş Milletler'di.
More Sentences
|
2 |
General |
ayırmak (birisi için) |
spare v.
|
|
Let's go for a walk; I have some time to spare.
Hadi yürüyüşe çıkalım, biraz ayıracak vaktim var.
More Sentences
|
3 |
General |
parçalara ayırmak |
dissect v.
|
|
After all, he was a scientist, but mostly he liked dissecting innocent animals.
Ne de olsa o bir bilim adamıydı ama çoğunlukla masum hayvanları parçalara ayırmayı seviyordu.
More Sentences
|
4 |
General |
hurdaya ayırmak |
scrap v.
|
|
We should scrap the whole thing.
Her şeyi hurdaya ayırmamız gerekir.
More Sentences
|
5 |
General |
kavgayı ayırmak |
break up v.
|
|
The police broke up the fight.
Polis kavgayı ayırdı.
More Sentences
|
6 |
General |
parçalara ayırmak |
take down v.
|
|
She took down the speech in shorthand.
Konuşmasını özet şeklinde parçalara ayırdı.
More Sentences
|
7 |
General |
parçalara ayırmak |
take apart v.
|
|
He took apart a watch.
Bir saati parçalara ayırdı.
More Sentences
|
8 |
General |
bölümlere ayırmak |
section v.
|
|
The teacher sectioned the class for the group projects.
Öğretmen grup projeleri için sınıfı bölümlere ayırdı.
More Sentences
|
9 |
General |
kesip parçalara ayırmak |
dissect v.
|
|
We dissected a frog to examine its internal organs.
Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık.
More Sentences
|
10 |
General |
fon ayırmak |
allocate fund v.
|
|
We have allocated funds to address one of the European Union's major problems, namely under-employment.
Avrupa Birliği'nin en önemli sorunlarından biri olan eksik istihdamın giderilmesi için fon ayırdık.
More Sentences
|
11 |
General |
zaman ayırmak |
spare time v.
|
|
What should I do in order to spare time?
Zaman ayırmak için ne yapmalıyım?
More Sentences
|
12 |
General |
parçalarına ayırmak |
dismember v.
|
|
Sami dismembered the body.
Sami cesedi parçalara ayırdı.
More Sentences
|
13 |
General |
yolları ayırmak |
separate v.
|
|
And if that is not possible, we will go our separate ways!
Ve eğer bu mümkün değilse, yollarımızı ayıracağız!
More Sentences
|
14 |
General |
(bir şey için) bir dakika ayırmak |
take a moment (for something/to do something) v.
|
|
That may be our problem rather than yours, but could we just take a moment to clarify?
Bu sizin değil de bizim sorunumuz olabilir ama bir dakikanızı ayırıp açıklığa kavuşturabilir miyiz?
More Sentences
|
15 |
General |
yolları ayırmak |
part ways v.
|
|
The escaped convicts agreed to part ways.
Kaçan mahkûmlar yollarını ayırmayı kabul etti.
More Sentences
|
16 |
General |
emekliye ayırmak |
pension (off) v.
|
|
We note that you want to pension the Council off, which is fairly normal in view of your political career.
Konseyi emekliye ayırmak istediğinizi not ediyoruz ki bu siyasi kariyeriniz açısından oldukça normaldir.
More Sentences
|
Common Usage |
|
17 |
Common Usage |
parçalara ayırmak |
disintegrate v.
|
|
General |
|
18 |
General |
bir evi yol ve diğer binalardan ayırmak için önüne çekilen çim ekilmiş şerit alan |
nature strip n.
|
|
19 |
General |
alakalı bilgileri ayırmak için kullanılan noktalama işareti |
separatrix n.
|
|
20 |
General |
büyüklüğüne göre ayırmak |
size v.
|
|
21 |
General |
hisselere ayırmak |
divide up v.
|
|
22 |
General |
bölgelere ayırmak |
zone v.
|
|
23 |
General |
sayfalara ayırmak |
deleave v.
|
|
24 |
General |
liflerine göre ayırmak |
staple v.
|
|
25 |
General |
küçük parçalara ayırmak |
splinter v.
|
|
26 |
General |
küçük parçalara ayırmak |
separate into fractions v.
|
|
27 |
General |
aşındırarak partiküllerine ayırmak |
grate v.
|
|
28 |
General |
liflerine ayırmak |
tease apart v.
|
|
29 |
General |
bir şeyi parçalara ayırmak |
pull something to pieces v.
|
|
30 |
General |
kantonlara ayırmak |
canton v.
|
|
31 |
General |
kavga (edenleri) ayırmak |
break up the fight v.
|
|
32 |
General |
parçalara ayırmak |
tear into pieces v.
|
|
33 |
General |
ıskartaya ayırmak |
discard v.
|
|
34 |
General |
birini emekliye ayırmak |
put someone on the shelf v.
|
|
35 |
General |
birleşme suretiyle bir araya gelmiş olan şirketler grubunu ayrı şirketlere ayırmak |
delist v.
|
|
36 |
General |
dilimlere ayırmak |
slice into v.
|
|
37 |
General |
bir yeri belirli bir faaliyet için ayırmak |
zone v.
|
|
38 |
General |
kavga edenleri ayırmak |
break up the fight v.
|
|
39 |
General |
yer ayırmak |
book v.
|
|
40 |
General |
kısımlara ayırmak |
fractionize v.
|
|
41 |
General |
alt bölümlere ayırmak |
subdivide v.
|
|
42 |
General |
aşındırarak parçalarına ayırmak |
grate v.
|
|
43 |
General |
bir şeyin tellerini lif lif ayırmak |
tease something apart v.
|
|
44 |
General |
seçip ayırmak |
single out v.
|
|
45 |
General |
atomlarına ayırmak |
disintegrate v.
|
|
46 |
General |
zaman ayırmak |
take time off v.
|
|
47 |
General |
ayırmak (birine) |
withhold for v.
|
|
48 |
General |
emekliye ayırmak |
superannuate v.
|
|
49 |
General |
dilimlere ayırmak |
cut into slices v.
|
|
50 |
General |
tabakalara ayırmak |
delaminate v.
|
|
51 |
General |
küçük parçalara ayırmak |
cut into small pieces v.
|
|
52 |
General |
yırtarak ayırmak |
tear apart v.
|
|
53 |
General |
iki kişiyi zorla ayırmak |
pull two people apart v.
|
|
54 |
General |
parçalara ayırmak |
fractionate v.
|
|
55 |
General |
bölümlere ayırmak |
cut into sections v.
|
|
56 |
General |
ıskartaya ayırmak |
scrap v.
|
|
57 |
General |
parçalara ayırmak |
break into pieces v.
|
|
58 |
General |
parçalara ayırmak |
clip v.
|
|
59 |
General |
ıskartaya ayırmak |
weed out v.
|
|
60 |
General |
ikiye ayırmak |
bisect v.
|
|
61 |
General |
birbirinden ayırmak |
tell apart v.
|
|
62 |
General |
bölümlere ayırmak |
departmentalize v.
|
|
63 |
General |
yırtarak ayırmak |
tear it apart v.
|
|
64 |
General |
kategorilere ayırmak |
class v.
|
|
65 |
General |
ölçüp ayırmak |
measure out v.
|
|
66 |
General |
ayırmak (bir şeyden) |
sever from v.
|
|
67 |
General |
hurdaya ayırmak |
junk v.
|
|
68 |
General |
kavga ayırmak |
break up the fight v.
|
|
69 |
General |
parçalara ayırmak |
segment v.
|
|
70 |
General |
dörde ayırmak |
quarter v.
|
|
71 |
General |
tarakla ayırmak |
part v.
|
|
72 |
General |
küplere ayırmak |
cube v.
|
|
73 |
General |
parçalarına ayırmak |
break into fragments v.
|
|
74 |
General |
bölümlere ayırmak |
departmentalise v.
|
|
75 |
General |
hecelere ayırmak |
syllabify v.
|
|
76 |
General |
birine veya birşeye zaman ayırmak |
have time for v.
|
|
77 |
General |
pul pul ayırmak |
flake v.
|
|
78 |
General |
bir şeyi bir tarafa ayırmak |
set something apart v.
|
|
79 |
General |
için ayırmak |
designate for v.
|
|
80 |
General |
şubelere ayırmak |
departmentalise v.
|
|
81 |
General |
belirli bir maksat için ayırmak |
earmark v.
|
|
82 |
General |
emekliye ayırmak |
pension off v.
|
|
83 |
General |
iki kola ayırmak |
bifurcate v.
|
|
84 |
General |
dikkatle ayırmak |
anatomize v.
|
|
85 |
General |
birini emekliye ayırmak |
pension someone off v.
|
|
86 |
General |
karelere ayırmak |
square v.
|
|
87 |
General |
parçalara ayırmak |
dismantle v.
|
|
88 |
General |
ayırmak (gruplara vb) |
split into v.
|
|
89 |
General |
ayırmak (bağlantı) |
make disjoint v.
|
|
90 |
General |
dört kısma ayırmak |
divide into quarters v.
|
|
91 |
General |
kategorilere ayırmak |
classify v.
|
|
92 |
General |
derecelere ayırmak |
grade v.
|
|
93 |
General |
iyiyi kötüyü ayırmak |
sift v.
|
|
94 |
General |
kategorilere ayırmak |
assign to categories v.
|
|
95 |
General |
süzerek ayırmak |
strain out v.
|
|
96 |
General |
uzuvları bedenden ayırmak |
dismember v.
|
|
97 |
General |
parçalarına ayırmak |
break into parts v.
|
|
98 |
General |
oturduğu yerden ayırmak |
uproot v.
|
|
99 |
General |
ayırmak (bağlantısını) |
make disconnected v.
|
|
100 |
General |
parçalarına ayırmak |
break into splinters v.
|
|
101 |
General |
bölümlere ayırmak |
compartmentalize v.
|
|
102 |
General |
zaman ayırmak |
get round to v.
|
|
103 |
General |
birini emekliye ayırmak |
put someone out to pasture v.
|
|
104 |
General |
katmanlara ayırmak |
layer v.
|
|
105 |
General |
doğru yoldan ayırmak |
pervert v.
|
|
106 |
General |
parçalara ayırmak |
take to pieces v.
|
|
107 |
General |
ıskartaya ayırmak |
junk v.
|
|
108 |
General |
ek yerlerinden ayırmak |
disjoint v.
|
|
109 |
General |
parçalara ayırmak |
cut to pieces v.
|
|
110 |
General |
kısımlara ayırmak |
fractionate v.
|
|
111 |
General |
tirizlerle ayırmak |
mullion v.
|
|
112 |
General |
zaman ayırmak |
get around to v.
|
|
113 |
General |
katmanlara ayırmak |
foliate v.
|
|
114 |
General |
tire ile ayırmak |
hyphenate v.
|
|
115 |
General |
bölmelere ayırmak |
compartmentalize v.
|
|
116 |
General |
eklem yerinden ayırmak |
disjoint v.
|
|
117 |
General |
türlerine göre ayırmak |
assort v.
|
|
118 |
General |
emekliye ayırmak |
retire v.
|
|
119 |
General |
parçalarına ayırmak |
break into pieces v.
|
|
120 |
General |
oynak yerlerinden ayırmak (eti) |
joint v.
|
|
121 |
General |
önceden ayırmak |
preempt v.
|
|
122 |
General |
kemiklerini ayırmak |
bone v.
|
|
123 |
General |
perde ile ayırmak |
screen v.
|
|
124 |
General |
süzerek ayırmak |
filter v.
|
|
125 |
General |
emekliye ayırmak |
shelve v.
|
|
126 |
General |
koçanından ayırmak (kurumuş mısır tanelerini) |
shell v.
|
|
127 |
General |
içinden en iyileri seçip ayırmak |
cull v.
|
|
128 |
General |
organlarını ayırmak |
dismember v.
|
|
129 |
General |
parçalara ayırmak |
divellicate v.
|
|
130 |
General |
kısımlara ayırmak |
section v.
|
|
131 |
General |
parçalara ayırmak |
demount v.
|
|
132 |
General |
gruplara ayırmak |
group v.
|
|
133 |
General |
kollara ayırmak |
ramify v.
|
|
134 |
General |
ödenek ayırmak |
appropriate funds v.
|
|
135 |
General |
bir şeyi çekerek parçalara ayırmak |
pull something apart v.
|
|
136 |
General |
birbirinden ayırmak |
disconnect v.
|
|
137 |
General |
ayırmak (başka birinden/başka bir yerden) |
take away from v.
|
|
138 |
General |
hisselere ayırmak |
parcel out v.
|
|
139 |
General |
parçalara ayırmak |
partition off v.
|
|
140 |
General |
bölgelere ayırmak |
district v.
|
|
141 |
General |
oturduğu çevresinden ayırmak |
uproot v.
|
|
142 |
General |
yıkayıp ayırmak |
elutriate v.
|
|
143 |
General |
parçalara ayırmak |
cut into pieces v.
|
|
144 |
General |
havaya savurmak (samandan ayırmak için tahıl tanelerini) |
winnow v.
|
|
145 |
General |
bölümlere ayırmak |
ramify v.
|
|
146 |
General |
seçip ayırmak |
mark out v.
|
|
147 |
General |
ruhu bedenden ayırmak |
disembody v.
|
|
148 |
General |
perdeyle ayırmak |
screen off v.
|
|
149 |
General |
ekini rüzgara savurarak ayırmak |
winnow v.
|
|
150 |
General |
ayırmak (ırk ayrımı vb) |
discriminate v.
|
|
151 |
General |
küçük parçalara ayırmak |
cut up v.
|
|
152 |
General |
ödenek ayırmak |
appropriate funds for v.
|
|
153 |
General |
hisselere ayırmak |
allot v.
|
|
154 |
General |
kısımlara ayırmak |
part v.
|
|
155 |
General |
bölümlerine ayırmak |
fractionate v.
|
|
156 |
General |
süzerek ayırmak |
strain off v.
|
|
157 |
General |
tel tel ayırmak |
ravel v.
|
|
158 |
General |
parçalara ayırmak |
partition v.
|
|
159 |
General |
çerçöpünü ayırmak |
trash v.
|
|
160 |
General |
amortisman ayırmak |
amortize v.
|
|
161 |
General |
hisselere ayırmak |
parcel v.
|
|
162 |
General |
bölgelere ayırmak |
territorialize v.
|
|
163 |
General |
parçalarına ayırmak |
take down v.
|
|
164 |
General |
çekip ayırmak |
pull apart v.
|
|
165 |
General |
körfezlere ayırmak |
embay v.
|
|
166 |
General |
seçip ayırmak |
sort v.
|
|
167 |
General |
şubelere ayırmak |
departmentalize v.
|
|
168 |
General |
bir grubu ayırmak (başka bir gruptan) |
sift out (from) v.
|
|
169 |
General |
çevresinden ayırmak |
deracinate v.
|
|
170 |
General |
bir kenara para ayırmak |
allocate money v.
|
|
171 |
General |
para ayırmak |
put some money on the side v.
|
|
172 |
General |
para ayırmak |
allocate money v.
|
|
173 |
General |
bir kenara para ayırmak |
put some money on the side v.
|
|
174 |
General |
yer ayırmak |
allocate v.
|
|
175 |
General |
yollarını ayırmak |
split with (someone) v.
|
|
176 |
General |
yer ayırmak |
lay place v.
|
|
177 |
General |
yer ayırmak |
set place v.
|
|
178 |
General |
çitle ayırmak |
fence off v.
|
|
179 |
General |
(samandan ayırmak için) (tahıl tanelerini) havaya savurmak |
winnow v.
|
|
180 |
General |
rüzgara savurarak ayırmak (ekin ve saman) |
winnow v.
|
|
181 |
General |
birimlere ayırmak |
unitize v.
|
|
182 |
General |
istiften ayırmak |
unstack v.
|
|
183 |
General |
birimlere ayırmak |
unitise v.
|
|
184 |
General |
kendine ayırmak |
appropriate v.
|
|
185 |
General |
incelemek üzere kesip ayırmak |
dissect v.
|
|
186 |
General |
gruplara ayırmak |
distribute v.
|
|
187 |
General |
kategoriye ayırmak |
categorise v.
|
|
188 |
General |
kategoriye ayırmak |
categorize v.
|
|
189 |
General |
kategorilere ayırmak |
split into categories v.
|
|
190 |
General |
kaynak ayırmak |
allocate resource v.
|
|
191 |
General |
vakit ayırmak |
spare time v.
|
|
192 |
General |
vakit ayırmak |
allocate time v.
|
|
193 |
General |
zaman ayırmak |
allocate time v.
|
|
194 |
General |
yığından ayırmak |
unpile v.
|
|
195 |
General |
tekrar ayırmak |
reappropriate v.
|
|
196 |
General |
vakit ayırmak |
allocate (some) time v.
|
|
197 |
General |
zaman ayırmak |
spare some time to v.
|
|
198 |
General |
vakit ayırmak |
spare some time to v.
|
|
199 |
General |
zaman ayırmak |
allocate (some) time v.
|
|
200 |
General |
yoğun programından belirli bir süre ayırmak |
take time out of one's busy schedule v.
|
|
201 |
General |
iki zıt gruba ayırmak |
dichotomise v.
|
|
202 |
General |
iki zıt gruba ayırmak |
dichotomize v.
|
|
203 |
General |
bölmelere ayırmak |
compartmentalise v.
|
|
204 |
General |
bölümlere ayırmak |
compartmentalise v.
|
|
205 |
General |
parçalara ayırmak |
degrade v.
|
|
206 |
General |
bütçeden fon ayırmak |
allocate fund (from the budget) v.
|
|
207 |
General |
parçalarına ayırmak |
disjoint v.
|
|
208 |
General |
bütçeden para ayırmak |
allocate fund (from the budget) v.
|
|
209 |
General |
gövdeden ayırmak |
disembody v.
|
|
210 |
General |
bütçeden ödenek ayırmak |
allocate fund (from the budget) v.
|
|
211 |
General |
bütçeden para ayırmak |
allocate money (from the budget) v.
|
|
212 |
General |
bütçeden para ayırmak |
allocate money from the budget for v.
|
|
213 |
General |
bütçeden para ayırmak |
allot money from the budget for v.
|
|
214 |
General |
parçalarına ayırmak |
dismantle v.
|
|
215 |
General |
bir kenara ayırmak |
earmark v.
|
|
216 |
General |
hisseye ayırmak |
parcel out v.
|
|
217 |
General |
hisseye ayırmak |
divide up v.
|
|
218 |
General |
hisseye ayırmak |
allot v.
|
|
219 |
General |
-den ayırmak |
disconnect from v.
|
|
220 |
General |
-den ayırmak |
shut off from v.
|
|
221 |
General |
bir kenara ayırmak |
set-aside v.
|
|
222 |
General |
(sonra kullanmak üzere) ayırmak |
set-aside v.
|
|
223 |
General |
-i -den ayırmak |
seclude from v.
|
|
224 |
General |
iyisini seçip ayırmak |
cull v.
|
|
225 |
General |
ayırmak (bir şeyleri başka şeylerden) |
sort v.
|
|
226 |
General |
seçip ayırmak |
pick v.
|
|
227 |
General |
hisselere ayırmak |
portion v.
|
|
228 |
General |
parçalarına ayırmak |
takedown v.
|
|
229 |
General |
parçalarına ayırmak |
take apart v.
|
|
230 |
General |
müşterek davayı ayırmak |
sever v.
|
|
231 |
General |
kesip ayırmak |
cut off v.
|
|
232 |
General |
kesip ayırmak |
detach v.
|
|
233 |
General |
vakit ayırmak |
devote some time v.
|
|
234 |
General |
kendine zaman ayırmak |
allocate time for oneself v.
|
|
235 |
General |
kendine zaman ayırmak |
keep time for oneself v.
|
|
236 |
General |
kendine zaman ayırmak |
make time for oneself v.
|
|
237 |
General |
kendine zaman ayırmak |
spare the time for oneself v.
|
|
238 |
General |
geçici olarak görevden ayırmak |
suspend v.
|
|
239 |
General |
bir kaplama filmi veya tabakayı sıyırarak veya kavlatarak yapışık olduğu yüzeyden ayırmak |
peel away v.
|
|
240 |
General |
-den ayırmak |
distinguish from v.
|
|
241 |
General |
yollarını ayırmak |
separate v.
|
|
242 |
General |
yolları ayırmak |
part company (with somebody) v.
|
|
243 |
General |
yollarını ayırmak |
part company (with somebody) v.
|
|
244 |
General |
pay ayırmak |
reserve a share v.
|
|
245 |
General |
pay ayırmak |
allocate a share v.
|
|
246 |
General |
dallarını ayırmak |
debranch v.
|
|
247 |
General |
dallarını ayırmak |
disbranch v.
|
|
248 |
General |
alt sınıflara ayırmak |
subclassify v.
|
|
249 |
General |
birini başka birinden ayırmak |
separate someone from someone else v.
|
|
250 |
General |
birini başka birinden ayırmak |
segregate someone from someone else v.
|
|
251 |
General |
vardiyalara ayırmak |
put on shifts v.
|
|
252 |
General |
birisi için bir şey ayırmak |
earmark something for someone v.
|
|
253 |
General |
keserek/doğrayarak ayırmak |
hack something out v.
|
|
254 |
General |
keserek/doğrayarak ayırmak |
hack something out of something v.
|
|
255 |
General |
doğrayarak parçalara ayırmak |
hack something apart v.
|
|
256 |
General |
stand/satış pavyonu ayırmak/edinmek |
get a booth v.
|
|
257 |
General |
zaman ayırmak |
make time for v.
|
|
258 |
General |
saçlarını ortadan ayırmak |
part hair in the middle v.
|
|
259 |
General |
saçlarını ortadan ikiye ayırmak |
part hair in the middle v.
|
|
260 |
General |
saçını ayırmak |
part someone's hair v.
|
|
261 |
General |
yatak ayırmak |
separate/split beds v.
|
|
262 |
General |
çocuğu annesinden almak/ayırmak |
remove the child from his/her mother v.
|
|
263 |
General |
birine otobüste yer ayırmak |
save a seat on the bus v.
|
|
264 |
General |
kabuğu muzdan ayırmak/soymak |
tear the peel from the banana v.
|
|
265 |
General |
zaman ayırmak |
allow time v.
|
|
266 |
General |
kılçığını ayırmak |
bone v.
|
|
267 |
General |
eklem yerlerinden ayırmak |
disarticulate v.
|
|
268 |
General |
kollara ayırmak |
departmentalize v.
|
|
269 |
General |
etten kemiği ayırmak |
french v.
|
|
270 |
General |
(bir şey için) bir dakikasını ayırmak |
take a moment (for something/to do something) v.
|
|
271 |
General |
birbirinden ayırmak |
uncouple v.
|
|
272 |
General |
dikkatle ayırmak |
anatomise v.
|
|
273 |
General |
önceden ayırmak |
pre-empt v.
|
|
274 |
General |
bölgelere ayırmak |
territorialise v.
|
|
275 |
General |
amortisman ayırmak |
amortise v.
|
|
276 |
General |
kollara ayırmak |
departmentalise v.
|
|
277 |
General |
kısımlara ayırmak |
fractionise v.
|
|
278 |
General |
üç bölüme ayırmak/bölmek |
trichotomize v.
|
|
279 |
General |
üç gruba ayırmak |
trichotomize v.
|
|
280 |
General |
ziyarete bolca zaman ayırmak |
set aside ample time for the visit v.
|
|
281 |
General |
kavga eden köpekleri ayırmak |
break up a dog fight v.
|
|
282 |
General |
geniş yer ayırmak |
give wide publicity to v.
|
|
283 |
General |
geniş yer ayırmak |
give wide coverage to v.
|
|
284 |
General |
mekanik ventilasyon desteğinden ayırmak |
wean from mechanical ventilation v.
|
|
285 |
General |
küçük parçalara ayırmak/ayrılmak |
break up into small pieces v.
|
|
286 |
General |
kütüklere ayırmak |
buck v.
|
|
287 |
General |
kavgayı ayırmak |
break up the fight v.
|
|
288 |
General |
(toplumu vb) parçalarına ayırmak |
demassify v.
|
|
289 |
General |
ayırmak (özellikle şirketlerin ayrılması) |
demerge v.
|
|
290 |
General |
kendine vakit ayırmak |
set aside time for yourself v.
|
|
291 |
General |
kendine vakit ayırmak |
set aside time for oneself v.
|
|
292 |
General |
kendine zaman ayırmak |
set aside time for yourself v.
|
|
293 |
General |
kendine zaman ayırmak |
set aside time for oneself v.
|
|
294 |
General |
kategorilere ayırmak |
compartmentalize v.
|
|
295 |
General |
zaman ve emek ayırmak |
spare time and effort v.
|
|
296 |
General |
parçalara ayırmak |
busticate v.
|
|
297 |
General |
yağını ayırmak |
defat v.
|
|
298 |
General |
dönemlere ayırmak |
divide into periods v.
|
|
299 |
General |
zaman ayırmak |
make the time v.
|
|
300 |
General |
ıskartaya ayırmak |
aberuncate v.
|
|
301 |
General |
kesip ayırmak |
abscise v.
|
|
302 |
General |
çöpleri türlerine göre ayırmak |
sort out rubbish v.
|
|
303 |
General |
kendine zaman ayırmak |
have time for yourself v.
|
|
304 |
General |
parçalara ayırmak |
componentize v.
|
|
305 |
General |
parçalara ayırmak |
componentise v.
|
|
306 |
General |
çitle ayırmak |
rail off v.
|
|
307 |
General |
parmaklıkla ayırmak |
rail off v.
|
|
308 |
General |
gruplara ayırmak |
aggroup v.
|
|
309 |
General |
yeniden ayırmak |
reassort v.
|
|
310 |
General |
yeniden türlerine göre ayırmak |
reassort v.
|
|
311 |
General |
yüzlükler halinde ayırmak |
centuriate [obsolete] v.
|
|
312 |
General |
yönetim ve denetimi kolaylaştırmak için bölümlere ayırmak |
regiment v.
|
|
313 |
General |
sınıflara ayırmak |
range v.
|
|
314 |
General |
birşeylere zaman ayırmak |
schedule something v.
|
|
315 |
General |
kısımlara ayırmak |
chapter v.
|
|
316 |
General |
bölümlere ayırmak |
chapter v.
|
|
317 |
General |
belirli bir amaç için ayırmak |
ticket v.
|
|
318 |
General |
bir yana ayırmak |
lay in lavender v.
|
|
319 |
General |
parçalara ayırmak |
to-break v.
|
|
320 |
General |
parçalara ayırmak |
to-brest v.
|
|
321 |
General |
parçalara ayırmak |
tohew [obsolete] v.
|
|
322 |
General |
kesinti olarak ayırmak |
allow v.
|
|
323 |
General |
ödenek olarak ayırmak |
allowance v.
|
|
324 |
General |
gövdeden ayırmak |
unbody v.
|
|
325 |
General |
ruhu bedenden ayırmak |
unbody v.
|
|
326 |
General |
parçalara ayırmak |
unbuild v.
|
|
327 |
General |
(sıkıştırılmış veya kabuklaşmış maddeyi) ayırmak |
uncake v.
|
|
328 |
General |
etinden ayırmak |
uncarnate v.
|
|
329 |
General |
parçalarına ayırmak |
elide v.
|
|
330 |
General |
eriterek ayırmak |
eliquate v.
|
|
331 |
General |
sıvılaştırarak ayırmak |
eliquate v.
|
|
332 |
General |
parçalarına ayırmak |
uncreate v.
|
|
333 |
General |
yoldaşlarından ayırmak |
unfellow v.
|
|
334 |
General |
etini ayırmak |
unflesh v.
|
|
335 |
General |
parçalarına ayırmak |
unfurnish v.
|
|
336 |
General |
(yapıştırıcısını çıkararak) ayırmak |
unglue v.
|
|
337 |
General |
(tutkallanmış bir şeyi) ayırmak |
unglue v.
|
|
338 |
General |
(zamklanmış bir şeyi) ayırmak |
unglue v.
|
|
339 |
General |
eti keserek eklem yerlerinden ayırmak |
joint v.
|
|
340 |
General |
(çimento ile yapıştırılmış bir şeyi) ayırmak |
unlute v.
|
|
341 |
General |
(killi çamur ile yapıştırılmış bir şeyi) ayırmak |
unlute v.
|
|
342 |
General |
(balçıkla yapıştırılmış bir şeyi) ayırmak |
unlute v.
|
|
343 |
General |
(macun ile yapıştırılmış bir şeyi) ayırmak |
unlute v.
|
|
344 |
General |
killi çamurdan ayırmak |
unlute v.
|
|
345 |
General |
parçalara ayırmak |
unmantle v.
|
|
346 |
General |
parçalara ayırmak |
pull v.
|
|
347 |
General |
oturduğu çevresinden ayırmak |
unroot v.
|
|
348 |
General |
eşit parçalara ayırmak |
equipartition v.
|
|
349 |
General |
kız kardeşleri ayırmak |
unsister v.
|
|
350 |
General |
(bir şeyi başka bir şeyden) ayırmak |
untack v.
|
|
351 |
General |
ikiye ayırmak |
untwain v.
|
|
352 |
General |
tabakalara ayırmak |
layer v.
|
|
353 |
General |
katmanlara ayırmak |
layer v.
|
|
354 |
General |
parçalara ayırmak |
uptear v.
|
|
355 |
General |
suda bekleterek ince tozları ayırmak |
levigate v.
|
|
356 |
General |
kesip ayırmak |
exect v.
|
|
357 |
General |
(bir şeyi) ayırmak |
extreat v.
|
|
358 |
General |
parçalara ayırmak |
laniate v.
|
|
359 |
General |
çizgi veya sınırla ayırmak |
mark v.
|
|
360 |
General |
keten tarağı ile liflerine ayırmak |
hackle v.
|
|
361 |
General |
iyiyi kötüden ayırmak |
winnow v.
|
|
362 |
General |
(metin, veri) işaretleyerek ayırmak |
block v.
|
|
363 |
General |
dalga yapmak için saçı tutamlara ayırmak |
block v.
|
|
364 |
General |
iyiyle kötüyü ayırmak |
bolt v.
|
|
365 |
General |
(tırmıkla olduğu gibi) ayırmak |
harrow v.
|
|
366 |
General |
demetten ayırmak |
break out v.
|
|
367 |
General |
(kaba malzemeyi) parçalarına ayırmak |
hog v.
|
|
368 |
General |
yanlış ayırmak |
mispart v.
|
|
369 |
General |
yeniden ayırmak |
repartition v.
|
|
370 |
General |
yeniden alt bölümlere ayırmak |
repartition v.
|
|
371 |
General |
organlarını ayırmak |
limb v.
|
|
372 |
General |
parçalarına ayırmak |
limb v.
|
|
373 |
General |
bölme perdeleriyle ayırmak |
bulkhead (off) v.
|
|
374 |
General |
devlet kurumunu dairelere ayırmak |
bureaucratize v.
|
|
375 |
General |
devlet kurumunu dairelere ayırmak |
bureaucratise v.
|
|
376 |
General |
küçük parçalara ayırmak için ezmek |
mush v.
|
|
377 |
General |
kurdele benzeri şeritlere ayırmak |
ribbon v.
|
|
378 |
General |
şeritlere ayırmak |
ribbon v.
|
|
379 |
General |
parçalara ayırmak |
gnide [obsolete] v.
|
|
380 |
General |
vakit ayırmak |
take time v.
|
|
381 |
General |
zaman ayırmak |
take time v.
|
|
382 |
General |
(balık) parçalara ayırmak |
chine v.
|
|
383 |
General |
(özellikle parçalarını tekrar kullanmak için) parçalara ayırmak |
deconstruct v.
|
|
384 |
General |
kesip ayırmak |
decouple v.
|
|
385 |
General |
yapıştırıcıdan ayırmak |
deglutinate v.
|
|
386 |
General |
parçalara ayırmak |
deintegrate v.
|
|
387 |
General |
katmanlarından ayırmak |
delayer v.
|
|
388 |
General |
net biçimde ayırmak |
demark v.
|
|
389 |
General |
belirli anlamlara veya özelliklere göre ayırmak |
despecificate v.
|
|
390 |
General |
kendir tarağıyla (kendir liflerini) ayırmak |
hitchel v.
|
|
391 |
General |
kesip ayırmak |
offcut v.
|
|
392 |
General |
yağlı kısım oluşturarak ayırmak |
oil v.
|
|
393 |
General |
dudaklarını ayırmak |
open v.
|
|
394 |
General |
abartılı derecede kategorilere ayırmak |
overclassify v.
|
|
395 |
General |
ayırmak için çizgi çekmek |
rule off v.
|
|
396 |
General |
iri parçalara ayırmak |
chunk v.
|
|
397 |
General |
ileride kullanmak üzere ayırmak |
commit v.
|
|
398 |
General |
muhafaza etmek üzere ayırmak |
commit v.
|
|
399 |
General |
(bölümlere) ayırmak |
compartment v.
|
|
400 |
General |
parçalara ayırmak |
disgregate v.
|
|
401 |
General |
(çifti) ayırmak |
dispair v.
|
|
402 |
General |
kısımlara ayırmak |
dispart [obsolete] v.
|
|
403 |
General |
küçük partiküllere ayırmak |
disseminate v.
|
|
404 |
General |
parçalara ayırmak |
disshiver v.
|
|
405 |
General |
parçalarına ayırmak |
dissolve v.
|
|
406 |
General |
doğru yoldan ayırmak |
infect v.
|
|
407 |
General |
iki heceye ayırmak |
dissyllabify v.
|
|
408 |
General |
iki heceye ayırmak |
dissyllabise v.
|
|
409 |
General |
iki heceye ayırmak |
dissyllabize v.
|
|
410 |
General |
sınır çekerek ayırmak |
disterminate [obsolete] v.
|
|
411 |
General |
türlere ayırmak |
distinguish v.
|
|
412 |
General |
kategorilere ayırmak |
distinguish v.
|
|
413 |
General |
diğerlerinden ayırmak |
distinguish v.
|
|
414 |
General |
sınır ile ayırmak |
distinguish v.
|
|
415 |
General |
bölümlere ayırmak |
distinguish [obsolete] v.
|
|
416 |
General |
türlere ayırmak |
distinguish of [obsolete] v.
|
|
417 |
General |
kategorilere ayırmak |
distinguish of [obsolete] v.
|
|
418 |
General |
diğerlerinden ayırmak |
distinguish of [obsolete] v.
|
|
419 |
General |
sınır ile ayırmak |
distinguish of [obsolete] v.
|
|
420 |
General |
bölgelere ayırmak |
district v.
|
|
421 |
General |
ilçelere ayırmak |
district v.
|
|
422 |
General |
semtlere ayırmak |
district v.
|
|
423 |
General |
parçalara ayırmak |
disunify v.
|
|
424 |
General |
birimlere ayırmak |
disunify v.
|
|
425 |
General |
iki heceye ayırmak |
disyllabify v.
|
|
426 |
General |
iki heceye ayırmak |
disyllabise v.
|
|
427 |
General |
iki heceye ayırmak |
disyllabize v.
|
|
428 |
General |
hücrelere ayırmak |
concamerate v.
|
|
429 |
General |
odalara ayırmak |
concamerate v.
|
|
430 |
General |
(basılı kağıt, harita veya illüstrasyon) ciltlemek üzere ayırmak |
cut v.
|
|
431 |
General |
yırtarak ayırmak |
dilacerate v.
|
|
432 |
General |
parçalara ayırmak |
dilacerate v.
|
|
433 |
General |
parçalara ayırmak |
dilaniate v.
|
|
434 |
General |
(burçları) on iki eve ayırmak |
domify [obsolete] v.
|
|
435 |
General |
amaçsız işlere vakit ayırmak |
doodle v.
|
|
436 |
General |
düzineler halinde ayırmak |
dozen v.
|
|
437 |
General |
(birini) özel amaçla seçip ayırmak |
draft v.
|
|
438 |
General |
sürülere ayırmak |
draft [australia] v.
|
|
439 |
General |
özel bir amaçla sürüden (hayvanı) seçip ayırmak |
draft [australia] v.
|
|
440 |
General |
parçalarına ayırmak |
draw v.
|
|
441 |
General |
(iplik, lif) ayırmak |
pick v.
|
|
442 |
General |
kazma ile ayırmak |
pickax v.
|
|
443 |
General |
kazma ile ayırmak |
pickaxe v.
|
|
444 |
General |
parçalara ayırmak |
piecemeal v.
|
|
445 |
General |
kenara ayırmak |
consign v.
|
|
446 |
General |
(sürüdeki) hasta hayvanları tespit edip ıskartaya ayırmak |
cull v.
|
|
447 |
General |
çit ile ayırmak |
fence v.
|
|
448 |
General |
bariyer ile ayırmak |
fence v.
|
|
449 |
General |
bağlantılarını ayırmak |
injoint [obsolete] v.
|
|
450 |
General |
ek yerlerinden ayırmak |
injoint [obsolete] v.
|
|
451 |
General |
kazıklarla ayırmak |
interpale [obsolete] v.
|
|
452 |
General |
kesip ayırmak |
interscind v.
|
|
453 |
General |
panellere ayırmak |
panel v.
|
|
454 |
General |
küçük tanelere ayırmak |
pearl v.
|
|
455 |
General |
kendine ayırmak |
coopt v.
|
|
456 |
General |
önceden ayırmak |
coopt v.
|
|
457 |
General |
daha küçük bileşenlerine ayırmak |
disassociate v.
|
|
458 |
General |
alt birimlere ayırmak |
disassociate v.
|
|
459 |
General |
parçalarına ayırmak |
discerp v.
|
|
460 |
General |
parçalara ayırmak |
discide [obsolete] v.
|
|
461 |
General |
parçalara ayırmak |
divaricate v.
|
|
462 |
General |
dallara ayırmak |
divaricate [obsolete] v.
|
|
463 |
General |
karşıt taraflara ayırmak |
divide v.
|
|
464 |
General |
porsiyonlara ayırmak |
divide v.
|
|
465 |
General |
liflerine ayırmak |
fiberize v.
|
|
466 |
General |
döverek veya ezerek liflerine ayırmak |
fiberize v.
|
|
467 |
General |
lifli bileşenlerine ayırmak |
fiberize v.
|
|
468 |
General |
liflerine ayırmak |
fiberise v.
|
|
469 |
General |
döverek veya ezerek liflerine ayırmak |
fiberise v.
|
|
470 |
General |
lifli bileşenlerine ayırmak |
fiberise v.
|
|
471 |
General |
liflerine ayırmak |
fibrillate v.
|
|
472 |
General |
(saçı) ikiye ayırmak |
part v.
|
|
473 |
General |
karışımdan ayırmak |
part v.
|
|
474 |
General |
(evin bölümlerini) uygun büyüklükte ayırmak |
precut v.
|
|
475 |
General |
kendine ayırmak |
preempt v.
|
|
476 |
General |
(yemeği) önceden porsiyonlara ayırmak |
preportion v.
|
|
477 |
General |
(gönderiyi) postaneye teslim öncesi posta koduna göre ayırmak |
presort v.
|
|
478 |
General |
parçalarına ayırmak |
pull apart v.
|
|
479 |
General |
makineyi parçalarına ayırmak |
pull apart v.
|
|
480 |
General |
iple bölüp ayırmak |
rope v.
|
|
481 |
General |
kesip parçalara ayırmak |
scalpel v.
|
|
482 |
General |
hisselere ayırmak |
scantle v.
|
|
483 |
General |
döverek odunsu lifleri ayırmak |
scutch v.
|
|
484 |
General |
döverek odunsu liflerini ayırmak |
skutch v.
|
|
485 |
General |
parçalarına ayırmak |
section v.
|
|
486 |
General |
bölümler halinde ayırmak |
sectionize v.
|
|
487 |
General |
kesitler halinde ayırmak |
sectionize v.
|
|
488 |
General |
bölümler halinde ayırmak |
sectionise v.
|
|
489 |
General |
kesitler halinde ayırmak |
sectionise v.
|
|
490 |
General |
bölümlere ayırmak |
sector v.
|
|
491 |
General |
kesitlere ayırmak |
sector v.
|
|
492 |
General |
iş kollarına ayırmak |
sector v.
|
|
493 |
General |
sektörlere ayırmak |
sectorize v.
|
|
494 |
General |
bölümlere ayırmak |
sectorize v.
|
|
495 |
General |
sektörlere ayırmak |
sectorise v.
|
|
496 |
General |
bölümlere ayırmak |
sectorise v.
|
|
497 |
General |
(bir şeyi) kırıklara ayırmak |
shard v.
|
|
498 |
General |
(çiçeği) taç yapraklarına ayırmak |
shatter v.
|
|
499 |
General |
dibinden kesip ayırmak |
shave v.
|
|
500 |
General |
(saçı) ayırmak |
shed [dialect] v.
|
|