|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
yeni başlayan |
beginner n.
|
|
Check out these tips on Feng Shui for beginners here.
Yeni başlayanlar için Feng Shui hakkındaki bu ipuçlarına göz atın.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
başlatmak (yeni işi) |
launch v.
|
|
We launched a successful Valentine's Day campaign.
Başarılı bir Sevgililer Günü kampanyası başlattık.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
yeni |
new adj.
|
|
The results of the Convention in these areas will obviously need to be included in a new set of rules.
Sözleşme'nin bu alanlardaki sonuçlarının yeni bir kurallar dizisine dahil edilmesi gerekeceği açıktır.
More Sentences
|
General |
|
4 |
General |
yeni zelandalı |
new zealander n.
|
|
Generally speaking, New Zealanders are taller than Japanese.
Genel olarak konuşursak, Yeni Zelandalılar Japonlardan daha uzundur.
More Sentences
|
5 |
General |
yeni yıl |
the new year n.
|
|
I look forward to resuming with vim and vigour in the New Year.
Yeni Yılda canla başla çalışmaya devam etmeyi dört gözle bekliyorum.
More Sentences
|
6 |
General |
yeni dünya |
new world n.
|
|
The European Union needs to have a view and an opinion about this new world.
Avrupa Birliği'nin bu yeni dünya hakkında bir görüşü ve fikri olmalıdır.
More Sentences
|
7 |
General |
yeni delhi |
new delhi n.
|
|
We simply want to know what is likely to happen at New Delhi.
Biz sadece Yeni Delhi'de neler olabileceğini bilmek istiyoruz.
More Sentences
|
8 |
General |
yeni |
only just n.
|
|
The debate has only just begun, and I am pleased to say I have just three points to make today.
Tartışma daha yeni başladı ve bugün sadece üç noktaya değineceğimi söylemekten memnuniyet duyuyorum.
More Sentences
|
9 |
General |
yeni ürünler |
new products n.
|
|
We have drawn up a list of financial instruments to ensure that new products fall within the scope of the directive.
Yeni ürünlerin yönetmelik kapsamına girmesini sağlamak üzere bir finansal araçlar listesi hazırladık.
More Sentences
|
10 |
General |
yeni gelen |
new arrival n.
|
|
Regions that are currently poor will not become richer just because some new arrivals are poorer.
Halihazırda yoksul olan bölgeler, sırf bazı yeni gelenler daha yoksul diye zenginleşmeyecektir.
More Sentences
|
11 |
General |
yeni dünya düzeni |
new world order n.
|
|
The new world order, proclaimed after the Gulf War by President Bush Snr, has quickly been forgotten.
Körfez Savaşı sonrasında Başkan Bush Snr tarafından ilan edilen yeni dünya düzeni hızla unutulmuştur.
More Sentences
|
12 |
General |
yeni gelen |
newcomer n.
|
|
A good mixture of applications of current providers and newcomers is essential.
Mevcut sağlayıcıların ve yeni gelenlerin uygulamalarının iyi bir karışımı esastır.
More Sentences
|
13 |
General |
yeni gine |
new guinea n.
|
|
The Torres Strait divides New Guinea from Australia.
Torres Boğazı Yeni Gine'yi Avustralya'dan ayırır.
More Sentences
|
14 |
General |
yeni ay |
new moon n.
|
|
Earthshine is brightest on the nights around the new moon.
Güneş ışığı, yeni ayın çevresindeki gecelerde en aydınlıktır.
More Sentences
|
15 |
General |
yeni devletler |
new states n.
|
|
Are the States which have so far been receiving aid going to stop doing so in favour of the new States?
Şimdiye kadar yardım alan Devletler, yeni Devletler lehine bu yardımı kesecekler mi?
More Sentences
|
16 |
General |
yeni baskı |
reprint n.
|
|
She purchased a reprint of a classic novel.
Klasik bir romanın yeni baskısını satın aldı.
More Sentences
|
17 |
General |
yeni zelanda |
new zealand n.
|
|
It must be borne in mind, that unlike Australia or New Zealand, the EU has a long land border.
Avustralya ya da Yeni Zelanda'nın aksine AB'nin uzun bir kara sınırına sahip olduğu unutulmamalıdır.
More Sentences
|
|
18 |
General |
yeni dünya |
the new world n.
|
|
September 11 made us realise that the European Union is not fully adapted to the new world context.
11 Eylül, Avrupa Birliği'nin yeni dünya koşullarına tam olarak uyum sağlayamadığını fark etmemizi sağladı.
More Sentences
|
19 |
General |
yeni zelandalı |
new zealand n.
|
|
He's from Canada and she's from New Zealand.
Adam Kanadalı, kadın Yeni Zelandalı.
More Sentences
|
20 |
General |
yeni ahit |
the new testament n.
|
|
In his letter to the New Testament church, James The Apostle wrote about necessity of keeping God's Law.
Elçi Yakup, Yeni Ahit kilisesine yazdığı mektupta Tanrı'nın Yasası'na bağlı kalmanın gerekliliği hakkında yazmıştır.
More Sentences
|
21 |
General |
yeni para |
fresh money n.
|
|
Fresh money is needed to provide aid; not just the money planned for, but new contributions.
Yardım sağlamak için yeni paraya ihtiyaç vardır; sadece planlanan paraya değil, yeni katkılara da.
More Sentences
|
22 |
General |
yeni model |
new model n.
|
|
The new model will be priced at $12,000.
Yeni modelin fiyatı 12,000 dolar olacak.
More Sentences
|
23 |
General |
yeni iş |
new business n.
|
|
They are an important source of employment and a breeding ground for new business concepts.
Önemli bir istihdam kaynağı ve yeni iş konseptleri için bir üreme alanıdır.
More Sentences
|
24 |
General |
yeni yıl |
new year n.
|
|
I would thank you all and wish you a really merry Christmas and a happy New Year.
Hepinize teşekkür eder, gerçekten mutlu bir Noel ve mutlu bir Yeni Yıl dilerim.
More Sentences
|
25 |
General |
papua yeni gine |
papua new guinea n.
|
|
Papua New Guinea is the second largest country in Oceania after Australia.
Papua Yeni Gine, Avustralya'dan sonra Okyanusya'nın ikinci büyük ülkesidir.
More Sentences
|
26 |
General |
yeni çağ |
new age n.
|
|
New Age ideas are a refreshing alternative to the staid orthodoxy of traditional Christianity.
Yeni Çağ fikirleri, geleneksel Hıristiyanlığın katı ortodoksluğuna karşı canlandırıcı bir alternatif.
More Sentences
|
27 |
General |
japon yeni |
japanese yen n.
|
|
The Japanese yen is a stable currency.
Japon yeni istikrarlı bir para birimidir.
More Sentences
|
28 |
General |
yeni düşünce |
new thought n.
|
|
Allow me to begin by commenting on the new thinking required.
İzninizle, gerekli olan yeni düşünce hakkında yorum yaparak başlamak istiyorum.
More Sentences
|
29 |
General |
yeni bir başlangıç |
fresh start n.
|
|
There are some who think that it is more in our interests to let bygones be bygones and make a fresh start.
Geçmişi geçmişte bırakmanın ve yeni bir başlangıç yapmanın çıkarlarımıza daha uygun olduğunu düşünenler var.
More Sentences
|
30 |
General |
yeni teknoloji |
new technology n.
|
|
It must be clear to us as well, though, that new technologies can endanger food safety.
Yeni teknolojilerin gıda güvenliğini tehlikeye atabileceği bizim için de açık olmalıdır.
More Sentences
|
31 |
General |
yeni evliler |
newlyweds n.
|
|
We were newlyweds.
Biz yeni evliydik.
More Sentences
|
32 |
General |
yeni elbiseler |
new clothes n.
|
|
I need to buy some new clothes.
Bazı yeni elbiseler satın almam gerekir.
More Sentences
|
33 |
General |
yeni sömürgecilik |
neo-colonialism n.
|
|
To fight for this is not a form of neo-colonialism, it is a sine qua non of effective development.
Bunun için mücadele etmek bir tür yeni sömürgecilik değil, etkin kalkınmanın olmazsa olmazıdır.
More Sentences
|
34 |
General |
yeni şeyler |
new things n.
|
|
There are, however, positive new things in the report worth mentioning.
Bununla birlikte, raporda bahsetmeye değer olumlu yeni şeyler de var.
More Sentences
|
35 |
General |
yeni arkadaşlar |
new friends n.
|
|
And the rabbit was very happy to make such a nice new friend.
Ve tavşan böyle güzel bir yeni arkadaş edindiği için çok mutluydu.
More Sentences
|
36 |
General |
yeni gelişmeler |
new developments n.
|
|
We will need, in future, to monitor the specific effects of these new developments.
Gelecekte bu yeni gelişmelerin spesifik etkilerini izlememiz gerekecektir.
More Sentences
|
37 |
General |
yeni koşullar |
new conditions n.
|
|
The authorities therefore also have the time required to adjust to the new conditions.
Dolayısıyla yetkililer de yeni koşullara uyum sağlamak için gerekli zamana sahiptir.
More Sentences
|
|
38 |
General |
yeni türkçe |
new turkish n.
|
|
I am excited about our new Turkish course.
Yeni Türkçe kursumuz için heyecanlıyım.
More Sentences
|
39 |
General |
yeni binalar |
new buildings n.
|
|
The Office is not yet ready to move into the new building.
Ofis henüz yeni binasına taşınmaya hazır değildir.
More Sentences
|
40 |
General |
yeni koşullar |
new circumstances n.
|
|
He is quick to adapt to new circumstances.
Yeni koşullara çabuk uyum sağlıyor.
More Sentences
|
41 |
General |
yeni proje |
new project n.
|
|
In concentrating only on new projects there is a clear danger of distortions of competition in relation to the old ones.
Sadece yeni projelere odaklanıldığında, eski projelerle ilgili olarak rekabetin bozulma tehlikesi açıkça görülmektedir.
More Sentences
|
42 |
General |
yeni müşteri |
new customer n.
|
|
Recently, we've been getting a lot of new customers.
Son zamanlarda çok sayıda yeni müşteri ediniyoruz.
More Sentences
|
43 |
General |
yeni dükkan/mağaza |
new shop n.
|
|
When did you open your new shop?
Yeni dükkanınızı ne zaman açtınız?
More Sentences
|
44 |
General |
yeni bir başlangıç |
a new beginning n.
|
|
It can and must signal the start of a new beginning.
Yeni bir başlangıca işaret edebilir ve etmelidir de.
More Sentences
|
45 |
General |
(yeni eve taşınmış aileye getirilen) ev hediyesi |
housewarming gift n.
|
|
I brought you a little housewarming gift.
Sana küçük bir ev hediyesi getirdim.
More Sentences
|
46 |
General |
yeni kelimeler |
new words n.
|
|
Do you know a good way to learn new words?
Yeni kelimeler öğrenmek için iyi bir yol biliyor musun?
More Sentences
|
47 |
General |
yeni araba |
new car n.
|
|
So it is hard to arrange finance for the new cars.
Bu nedenle yeni arabalar için finansman ayarlamak zor.
More Sentences
|
48 |
General |
yeni ürün |
new product n.
|
|
The new product's sales exceeded expectations.
Yeni ürünün satışları beklentileri aştı.
More Sentences
|
49 |
General |
yeni bir çevre |
a new environment n.
|
|
As is often said, it is difficult to adjust yourself to a new environment.
Sık sık söylendiği gibi, yeni bir çevreye alışmak zordur.
More Sentences
|
50 |
General |
yeni tedaviler |
new treatments n.
|
|
They supply valuable industry information on innovative new treatments and products.
Yenilikçi yeni tedaviler ve ürünler hakkında değerli sektör bilgileri sağlarlar.
More Sentences
|
51 |
General |
yeni sürüm |
new version n.
|
|
Was the new version easy to install?
Yeni sürümün kurulumu kolay mıydı?
More Sentences
|
52 |
General |
yeni öğrenci |
new student n.
|
|
Each year the EU gets around 100 000 fewer new students than the United States.
AB her yıl Amerika Birleşik Devletleri'nden yaklaşık 100.000 daha az yeni öğrenci almaktadır.
More Sentences
|
53 |
General |
yeni yaklaşım |
new approach n.
|
|
In this area, we need new approaches in the Sixth Framework Programme.
Bu alanda, Altıncı Çerçeve Programında yeni yaklaşımlara ihtiyacımız var.
More Sentences
|
54 |
General |
yeni yıl kararı |
new year's resolution n.
|
|
New Year's resolutions made in January are often broken by February.
Ocak ayında alınan yeni yıl kararları genellikle Şubat ayında bozulur.
More Sentences
|
55 |
General |
yeni ufuklar |
new horizons n.
|
|
The result is an ambitious agreement that opens up new horizons for cooperation.
Sonuç, işbirliği için yeni ufuklar açan iddialı bir anlaşmadır.
More Sentences
|
56 |
General |
yeni yollar |
new ways n.
|
|
The Commission wishes to explore new ways of promoting peace and development in the southern Caucasus.
Komisyon, Güney Kafkasya'da barış ve kalkınmayı teşvik etmenin yeni yollarını araştırmak istemektedir.
More Sentences
|
57 |
General |
çin yeni yılı |
chinese new year n.
|
|
Spring Festival is also known as Chinese New Year.
Bahar Festivali, Çin Yeni Yılı olarak da bilinir.
More Sentences
|
58 |
General |
yeni bir çalışma |
a new study n.
|
|
A new study published last week suggests that it did not.
Geçen hafta yayınlanan yeni bir çalışma öyle olmadığını gösteriyor.
More Sentences
|
59 |
General |
(avustralya ve yeni zelanda'da) ev |
unit n.
|
|
Sami moved to that unit in June, 2006.
Sami o eve Haziran 2006'da taşındı.
More Sentences
|
60 |
General |
(avustralya ve yeni zelanda'da) daire |
unit n.
|
|
One and two-bedroom units offer all of the comforts of home.
Bir ve iki yatak odalı daireler ev konforunun tamamını sunuyor.
More Sentences
|
61 |
General |
yeni katılımcı |
entrant n.
|
|
This was not because I wish to close the doors to Europe against the 10 new entrants.
Bunun nedeni Avrupa kapılarını 10 yeni katılımcıya kapatmak istemem değildir.
More Sentences
|
62 |
General |
yeni kan |
blood n.
|
|
We need new blood.
Yeni kana ihtiyacımız var.
More Sentences
|
63 |
General |
yeni bir süreç |
a new process n.
|
|
Indeed, it could be useful, precisely because this is a new process which we need to improve.
Gerçekten de faydalı olabilir çünkü bu tam da geliştirmemiz gereken yeni bir süreçtir.
More Sentences
|
Common Usage |
|
64 |
Common Usage |
yeni çevreye uyma |
acclimatization n.
|
|
65 |
Common Usage |
yeni ortama uyma |
acclimatization n.
|
|
66 |
Common Usage |
yeni çevreye uyma |
acclimatisation n.
|
|
67 |
Common Usage |
yeni ortama uyma |
acclimatisation n.
|
|
68 |
Common Usage |
yeni yerine geçmek |
relocate v.
|
|
69 |
Common Usage |
yeni ve iyi durumda |
pristine adj.
|
|
General |
|
70 |
General |
kütüphaneye yeni gelen kitap |
acquisition n.
|
|
71 |
General |
yeni sene |
new year n.
|
|
72 |
General |
yeni fikirlere açıklık |
receptiveness n.
|
|
73 |
General |
kiliseye yeni giren kimse |
novice n.
|
|
74 |
General |
yeni şartlara alışma |
readjustment n.
|
|
75 |
General |
hindistan'a yeni gelmiş avrupalı |
griffin n.
|
|
76 |
General |
yeni bir tiyatro oyununun ilk temsili |
premier n.
|
|
77 |
General |
yeni çözüm |
twist n.
|
|
|
78 |
General |
yeni (hükümet/yıl) |
incoming n.
|
|
79 |
General |
yeni değer yaratma özelliği |
additionality n.
|
|
80 |
General |
yeni turist |
new tourist n.
|
|
81 |
General |
yeni hayat bulma |
resurrection n.
|
|
82 |
General |
kanada'nın 1999 yılında ikiye bölünen kuzeybatı toprakları eyaletinin doğu kısmının yeni adı |
nunavut n.
|
|
83 |
General |
yeni olma |
newness n.
|
|
84 |
General |
sanatta yeni yıl |
new year in art n.
|
|
85 |
General |
yeni |
novice n.
|
|
86 |
General |
askere yeni alınmış er |
raw recruit n.
|
|
87 |
General |
yeni bir ülkeye yerleşme |
resettlement n.
|
|
88 |
General |
eski ve yeni ahit |
bible n.
|
|
89 |
General |
yeni çıkmışlık |
newfangledness n.
|
|
90 |
General |
uzakdoğu, avustralya, yeni zelanda ve pasifik adalarını kapsayan iata bölgesi |
area 3 n.
|
|
91 |
General |
yeni eleştiri |
new criticism n.
|
|
92 |
General |
yeni tesis denetimi |
new facility inspection n.
|
|
93 |
General |
yeni bir eve taşınmanın kutlanışı |
housewarming n.
|
|
94 |
General |
yeni sözcük |
neologism n.
|
|
95 |
General |
yeni kelime |
neology n.
|
|
96 |
General |
yeni olmuşluk |
recentness n.
|
|
97 |
General |
yeni düzenleme |
rearrangement n.
|
|
98 |
General |
yeni vuku bulma |
recentness n.
|
|
99 |
General |
üyeliğe yeni kabul edilmiş kimse |
initiate n.
|
|
100 |
General |
yahudi yeni yılı |
jewish new year n.
|
|
101 |
General |
yeni britanya |
new britain n.
|
|
102 |
General |
yeni doğmuş çocuğu öldürme |
infanticide n.
|
|
103 |
General |
yeni zamanlar |
new times n.
|
|
104 |
General |
yeni nizam |
islamic socialism n.
|
|
105 |
General |
tüyleri yeni çıkmış kuş |
fledgeling n.
|
|
106 |
General |
işe yeni başlayan kimse |
beginner n.
|
|
107 |
General |
yeni kral göreve geçene kadarki kralsız dönem |
interregnum n.
|
|
108 |
General |
yeni zengin |
nouveau riche n.
|
|
109 |
General |
yeni alınan eşya veya kitap vb (koleksiyona) |
accession n.
|
|
110 |
General |
yeni kelime |
neologism n.
|
|
111 |
General |
yeni bir soluk |
a breath of fresh air n.
|
|
112 |
General |
yeni sütten kesilmiş bebek veya hayvan yavrusu |
weanling n.
|
|
113 |
General |
melanezya, okyanusya avustralya, yeni zelanda, mikronesya ve polinezya dahil olmak üzere orta ve güney pasifik'teki adalar |
oceania n.
|
|
114 |
General |
yeni izci |
tenderfoot n.
|
|
115 |
General |
yeni üye |
recruit n.
|
|
116 |
General |
yeni evlilere yapılan alaycı serenat |
chivaree n.
|
|
117 |
General |
yeni şehirler |
new towns n.
|
|
118 |
General |
askere yeni alınmış er |
new recruit n.
|
|
119 |
General |
eski köye yeni adet |
unwelcome innovation n.
|
|
120 |
General |
avustralya yeni kaledonya, yeni zelanda, solomon adaları, vanatu ve papua yeni gine dahil yeni gine |
australasia n.
|
|
121 |
General |
yeni çekim |
retake n.
|
|
122 |
General |
yeni gelmiş kimse |
newcomer n.
|
|
123 |
General |
yeni zelandalı bir kuş türü |
wrybill n.
|
|
124 |
General |
yeni usul |
innovation n.
|
|
125 |
General |
yeni baskı |
reissue n.
|
|
126 |
General |
şekerciboyasının yeni çıkan yaprakları |
poke n.
|
|
127 |
General |
düşünce hayatında ortaya çıkan yeni akım |
current n.
|
|
128 |
General |
yeni dünya akbabası |
cathartidae n.
|
|
129 |
General |
mektup (yeni ahit'te yer alan) |
epistle n.
|
|
130 |
General |
yeni yere yerleşen kimse |
settler n.
|
|
131 |
General |
tüyleri yeni çıkmış kuş |
fledgling n.
|
|
132 |
General |
yeni eve taşınanlara verilen hediye |
housewarming n.
|
|
133 |
General |
avustralya ve yeni zelanda |
the antipodes n.
|
|
134 |
General |
yeni doğan aydan itibaren geçen günlerin yılın ilk gününe eklenen sayısı |
epact n.
|
|
135 |
General |
yeni sözcük |
coinage n.
|
|
136 |
General |
yeni eve taşınma partisi |
housewarming n.
|
|
137 |
General |
yeni gelen |
incomer n.
|
|
138 |
General |
yeni sol |
new left n.
|
|
139 |
General |
yeni şey |
innovation n.
|
|
140 |
General |
yeni doğan bebeğin tanımlanmasında kullanılan kayıt ve bilgiler |
apgar score n.
|
|
141 |
General |
yeni ingiltere |
new england n.
|
|
142 |
General |
yeni maddeler katılması ile büyüme |
accretion n.
|
|
143 |
General |
yeni zelanda doları |
new zealand dollar n.
|
|
144 |
General |
yeni girmiş kimse |
neophyte n.
|
|
145 |
General |
yeni gine |
new guinean n.
|
|
146 |
General |
deniz harp okulunun en yeni öğrencisi |
plebe n.
|
|
147 |
General |
yeni terim |
neologism n.
|
|
148 |
General |
yeni davranışçılık |
neobehaviourism n.
|
|
149 |
General |
yeni çıkmış şey |
novelty n.
|
|
150 |
General |
yeni evlilere tencere ve tavalarla ritim tutularak yapılan alaycı serenat |
shivaree n.
|
|
151 |
General |
ingilizlerin avustralya ve yeni zelanda için kullandıkları halk deyimi |
down under n.
|
|
152 |
General |
yeni sanat akımı |
art nouveau n.
|
|
153 |
General |
yeni düzen |
rearrangement n.
|
|
154 |
General |
yeni ticari teşebbüsler |
new business enterprises n.
|
|
155 |
General |
papua yeni gine trobrıan adaları |
papua new guinea trobriand islands n.
|
|
156 |
General |
avustralya ve yeni zelanda’da yaşayan bir tür kabuklu |
pipi n.
|
|
157 |
General |
yeni zeland adalarına özgü büyük bir çam türü |
kauri n.
|
|
158 |
General |
sütten yeni kesilmiş domuz |
shoat n.
|
|
159 |
General |
yeni zelanda maori kültüründe doktor, büyücü, rahip vb |
tohunga n.
|
|
160 |
General |
yeni çıkmış açık |
incipient deficit n.
|
|
161 |
General |
yeni başlamış açık |
incipient deficit n.
|
|
162 |
General |
yeni emirler |
further orders n.
|
|
163 |
General |
yeni basılmış madeni para |
new coinage n.
|
|
164 |
General |
yeni iş alanları açma |
job creation n.
|
|
165 |
General |
en yeni |
the latest n.
|
|
166 |
General |
yeni gineli |
new guinean n.
|
|
167 |
General |
papua yeni gineli |
papua new guinean n.
|
|
168 |
General |
yüksek ücretler ödeyip yeni inançlar edinen ve kendini iyi hisseden kimse |
metropagan n.
|
|
169 |
General |
yeni ay |
crescent n.
|
|
170 |
General |
yeni eve taşınma kutlaması |
housewarming n.
|
|
171 |
General |
yeni kelime ifade veya kullanım |
neologism n.
|
|
172 |
General |
bir dini gruba yeni girmiş kimse |
neophyte n.
|
|
173 |
General |
herhangi bir şeye yeni başlayan kimse |
neophyte n.
|
|
174 |
General |
yeni kelimeler kullanma |
neology n.
|
|
175 |
General |
(özellikle tanrıbilimde) yeni bir öğretiyi benimseyen kimse |
neologist n.
|
|
176 |
General |
yeni kelimeler bulma |
neology n.
|
|
177 |
General |
yeni kelimeler kullanma |
neologism n.
|
|
178 |
General |
yeni kelimeler bulma |
neologism n.
|
|
179 |
General |
yeni anlam veya kelimeler bulan veya kullanan kimse |
neologist n.
|
|
180 |
General |
papua yeni gine halkı |
papua new guinea people n.
|
|
181 |
General |
papua yeni gine halkı |
chambri n.
|
|
182 |
General |
yeni zelanda halkı |
new zealand people n.
|
|
183 |
General |
yeni mezun öğretmen |
newly graduate teacher n.
|
|
184 |
General |
yeni mezun |
newly graduate n.
|
|
185 |
General |
yeni liste |
frontlist n.
|
|
186 |
General |
yeni geliştirilen ürün |
newly developed product n.
|
|
187 |
General |
yeni doğan bebek |
newborn infant n.
|
|
188 |
General |
yeni çağ |
new era n.
|
|
189 |
General |
yeni doğan bebek |
newborn baby n.
|
|
190 |
General |
yeni düzen |
new order n.
|
|
191 |
General |
yeni nesil |
rising generation n.
|
|
192 |
General |
yeni umut |
new hope n.
|
|
193 |
General |
yeni basım |
new edition n.
|
|
194 |
General |
yeni türk lirası |
new turkish lira n.
|
|
195 |
General |
yeni baskı |
new edition n.
|
|
196 |
General |
yeni teknolojiye ilgi duyan kişi |
technophile n.
|
|
197 |
General |
yeni bir başlangıç |
new chance n.
|
|
198 |
General |
yeni bir başlangıç |
opportunity to start over n.
|
|
199 |
General |
yeni bir başlangıç |
new beginning n.
|
|
200 |
General |
yeni bir başlangıç |
clean slate n.
|
|
201 |
General |
yeni türk lirası |
new turkish liras n.
|
|
202 |
General |
yeni yürümeyi öğrenen çocukların düşmesini engellemek için tasarlanmış düzenek |
gocart n.
|
|
203 |
General |
kullanımı son zamanlarda yaygınlaşmış dillere pelesenk olmuş yeni kelime |
buzzword n.
|
|
204 |
General |
modern ama yine de klişe olmuş yeni kelime |
buzzword n.
|
|
205 |
General |
yeni dönem |
new era n.
|
|
206 |
General |
yeni dönem |
new period n.
|
|
207 |
General |
yeni dönem |
new age n.
|
|
208 |
General |
yeni açılım |
further expansion n.
|
|
209 |
General |
yeni açılım |
new expansion n.
|
|
210 |
General |
yeni yüzyılın başlangıcı |
turn of the century n.
|
|
211 |
General |
yeni internet kullanıcıları |
newbies n.
|
|
212 |
General |
eski köye yeni adet |
new tricks to old dogs n.
|
|
213 |
General |
yeni bir coğrafya |
a new geography n.
|
|
214 |
General |
yeni teknoloji |
bleeding-edge technology n.
|
|
215 |
General |
yeni ev partisi |
house-warming n.
|
|
216 |
General |
yeni evli çift |
newly-wed couple n.
|
|
217 |
General |
eski manken-yeni şarkıcı |
model-turned-singer n.
|
|
218 |
General |
yeni-darvinizm |
neo-darwinism n.
|
|
219 |
General |
yeni marksizm |
neo-marxism n.
|
|
220 |
General |
yeni-darvinci |
neo-darwinian n.
|
|
221 |
General |
yeni baskı |
re-edition n.
|
|
222 |
General |
kökleri hristiyanlık öncesine dayanan yeni-pagan çok tanrılı dini inanış |
wicca n.
|
|
223 |
General |
yeni eve taşınanlar tarafından dostlarına verilen parti |
housewarming n.
|
|
224 |
General |
yeni sorun |
complication n.
|
|
225 |
General |
yeni söz uydurma |
coinage n.
|
|
226 |
General |
yeni ahit |
new-testament n.
|
|
227 |
General |
yeni gelişmeler |
recent developments n.
|
|
228 |
General |
yeni yıl kutlaması |
new year celebration n.
|
|
229 |
General |
bir hayvan veya bitkinin yeni bir yere uyum sağlayarak orayı yurt edinmesi |
denizenship n.
|
|
230 |
General |
yeni moda |
new fashion n.
|
|
231 |
General |
yeni yıl tebriği |
new year greeting n.
|
|
232 |
General |
yeni teknolojiler |
emerging technologies n.
|
|
233 |
General |
(hayatta) yeni bir çığır açan deneyim |
a life changing experience n.
|
|
234 |
General |
yeni soluk |
a new breath n.
|
|
235 |
General |
yeni bir soluk |
a new breath n.
|
|
236 |
General |
yeni haberler |
fresh news n.
|
|
237 |
General |
yeni haberler |
breaking news n.
|
|
238 |
General |
yeni bir bağlama yerleştirme |
entextualization n.
|
|
239 |
General |
bilimsel çalışmalarda yeni olan kimse |
junior scientist n.
|
|
240 |
General |
yeni sezon hazırlığı |
preparation for new season n.
|
|
241 |
General |
yeni yıla girme |
turn of the year n.
|
|
242 |
General |
yeni başlayan |
total beginner n.
|
|
243 |
General |
yeni zelanda yerlileri |
maori n.
|
|
244 |
General |
yeni imaj |
new image n.
|
|
245 |
General |
yeni doğmuş |
neonate n.
|
|
246 |
General |
suryani yeni yılı |
akitu n.
|
|
247 |
General |
yeni şartlar |
new circumstances n.
|
|
248 |
General |
yeni kağıt |
new paper n.
|
|
249 |
General |
yeni/ilk günkü durumu |
fresh state n.
|
|
250 |
General |
yeni türk alfabesi |
new turkish alphabet n.
|
|
251 |
General |
yeni yıl hazırlıkları |
new year preparations n.
|
|
252 |
General |
yeni yıl hediyesi |
new year gift n.
|
|
253 |
General |
yeni yıl hediyesi |
new year present n.
|
|
254 |
General |
yeni şube |
new branch n.
|
|
255 |
General |
yeni bir gerçekçilik anlayışı |
a new sense of realism n.
|
|
256 |
General |
yeni üye |
initiate n.
|
|
257 |
General |
üniversiteye yeni başlayan öğrenciler |
university freshmen n.
|
|
258 |
General |
tamamen yeni başlayan |
absolute beginner n.
|
|
259 |
General |
yeni bir ilme başlangıç |
propaedeutic n.
|
|
260 |
General |
yeni bir ilme başlangıç |
propaedeutics n.
|
|
261 |
General |
yeni ürün |
novel product n.
|
|
262 |
General |
yeni dünya ordusu |
the new earth army n.
|
|
263 |
General |
yeni çağ hareketi |
new age movement n.
|
|
264 |
General |
eski ve yeni ahit |
old and new testament n.
|
|
265 |
General |
yeni piagetçi |
neo-piagetian n.
|
|
266 |
General |
yeni vizyona girmiş filmler |
newly released films n.
|
|
267 |
General |
yeni mezun diş hekimi |
newly graduated dentist n.
|
|
268 |
General |
yeni yıl töreni |
new year ceremony n.
|
|
269 |
General |
yeni yıl seremonisi |
new year ceremony n.
|
|
270 |
General |
yeni çekilmiş fotoğraf |
recent photo n.
|
|
271 |
General |
şehrin yeni gelişmiş bölgeleri |
newly developed areas of the city n.
|
|
272 |
General |
yeni gelen öğrenci |
incoming freshman n.
|
|
273 |
General |
kutsal metinlerin yeni dünya tercümesi |
new world translation of the holy scriptures n.
|
|
274 |
General |
bir çift yeni ayakkabı |
a pair of new shoes n.
|
|
275 |
General |
işe yeni alınan kişi |
a new hire n.
|
|
276 |
General |
yeni başlayan kimse |
beginner n.
|
|
277 |
General |
yeni kelimeler uyduran kimse |
coiner n.
|
|
278 |
General |
yeni öğrenci |
new pupil n.
|
|
279 |
General |
yeni ünlü olmaya başlamış kişi |
celebutante n.
|
|
280 |
General |
medyada yeni boy göstermeye başlamış olan kişi |
celebutante n.
|
|
281 |
General |
bir nesneyi nitelemek için kullanılan sözcüğün bazı nedenlerden ötürü o nesnenin özelliklerini tanımlamaya yetmemesi sonucunda (çoğunlukla eski sözcüğün başına bir niteleyici ifade getirilerek) oluşturulmuş yeni kelime |
retronym n.
|
|
282 |
General |
yenilikçi veya yeni çıkmış olan sözcük |
retronym n.
|
|
283 |
General |
yeni sömürgecilik |
neocolonialism n.
|
|
284 |
General |
yeni yüzler |
new faces n.
|
|
285 |
General |
yeni evli çiftin süpürge üzerinden atlamasını içeren gelenek |
jumping the broom n.
|
|
286 |
General |
yahudilikte yeni doğan erkek bebeklerini sünnet ritüelini gerçekleştiren kişi/sünnetçi |
mohel n.
|
|
287 |
General |
yeni sözcük |
word coinage n.
|
|
288 |
General |
yeni söz yapımı |
word coinage n.
|
|
289 |
General |
mesleğe yeni başlayan öğretmenler |
beginning teachers n.
|
|
290 |
General |
yeni zelandalı |
kiwi n.
|
|
291 |
General |
yeni yeni yürüyen çocuk |
toddler n.
|
|
292 |
General |
yeni yaklaşım |
novel approach n.
|
|
293 |
General |
yeni doğacak çocuğun odasını boyama/hazırlama |
painting nursery n.
|
|
294 |
General |
yeni yıl kararları |
new year's resolutions n.
|
|
295 |
General |
yeni kurulmuş şirket |
newly-established company n.
|
|
296 |
General |
yayınevinin satacağı yeni kitapların listesi |
frontlist n.
|
|
297 |
General |
öğrenilen yeni kelimeler |
the new words learned n.
|
|
298 |
General |
göreve yeni başlamış subay |
shavetail n.
|
|
299 |
General |
farklı malzemeleri bir araya getirip yeni bir şey ortaya çıkaran kimse |
bricoleur n.
|
|
300 |
General |
yeni mantık |
new logic n.
|
|
301 |
General |
yeni ünite |
new unit n.
|
|
302 |
General |
yeni köktendinci |
neo-fundamentalist n.
|
|
303 |
General |
ortaya çıkan yeni özellikler |
emergent properties n.
|
|
304 |
General |
yeni türkçe |
modern turkish n.
|
|
305 |
General |
yeni yönlendirici |
new forwarder n.
|
|
306 |
General |
yeni ev |
new house n.
|
|
307 |
General |
yeni yıl partisi |
new year party n.
|
|
308 |
General |
okuldaki yeni arkadaşım |
my new friend at school n.
|
|
309 |
General |
kişinin kullandığı veya giydiği, yeni veya farklı olarak kabul edilen ve başkalarının o kişiyi fark etmesi için tasarlanmış her türlü şey |
fashion statement n.
|
|
310 |
General |
yeni bilet |
new ticket n.
|
|
311 |
General |
yeni başlayan |
zero beginner n.
|
|
312 |
General |
herhangi bir aktiviteye yeni başlayan, herhangi bir aktivitenin acemisi olan kimse |
newbie n.
|
|
313 |
General |
yeni sözler bulan kimse |
phrasemaker n.
|
|
314 |
General |
yeni ifadeler üreten kimse |
phrasemaker n.
|
|
315 |
General |
belli şekilleri, yeni bir alana, eski görünümlerini bozmayacak şekilde, yeniden yerleştirme işlemi |
layout n.
|
|
316 |
General |
yeni hafta |
new week n.
|
|
317 |
General |
yeni mezun |
fresh graduate n.
|
|
318 |
General |
(ingiltere) eski ev sahibi ölen kiracının yeni ev sahibine ödediği para |
acknowledgment money n.
|
|
319 |
General |
yeni dalga yönetmenler tarafından kameranın kişisel ifadeleri için kullanılması |
caméra stylo n.
|
|
320 |
General |
māori olmayan yeni zelandalılara verilen isim |
tauiwi n.
|
|
321 |
General |
avustralya ve yeni zelanda'da yapılan fiziksel etkinlikli turizm |
adventure tourism n.
|
|
322 |
General |
(avustralya/yeni zelanda) çoban köpeği |
backing dog n.
|
|
323 |
General |
(avustralya/yeni zelanda) taşra, kırsal bölge |
backblocks n.
|
|
324 |
General |
bir çeşit yeni zelanda armudu |
taylor's gold n.
|
|
325 |
General |
(yeni zelanda) maori dili |
te reo n.
|
|
326 |
General |
(avustralya/yeni zelanda) ana akşam yemeği |
tea n.
|
|
327 |
General |
yeni teşebbüs |
reattempt n.
|
|
328 |
General |
oyuncuya yeni bir rol daha verme |
recast n.
|
|
329 |
General |
yeni oyuncu kadrosuyla üretilen yapım |
recast n.
|
|
330 |
General |
bir şeyin yeni biçimlendirilmiş hali |
recast n.
|
|
331 |
General |
çin yeni yılı'nda bekar gençlere verilen kırmızı zarf içindeki para |
red envelope n.
|
|
332 |
General |
(düzenlenmiş, yeni, vb.) basım |
redaction n.
|
|
333 |
General |
yeni bir kullanımını bulma |
rediscovery n.
|
|
334 |
General |
(eskiden avustralya ve yeni zelanda'da) sahil kurtarma ekibinde cankurtaranın yüzerken bağlı olduğu kemerin makarasını çalıştıran görevli |
reel man n.
|
|
335 |
General |
(eskiden avustralya ve yeni zelanda'da) sahil kurtarma ekibinde cankurtaranın yüzerken bağlı olduğu kemerin makarasını çalıştıran görevli |
reelman n.
|
|
336 |
General |
yeni biçim verme |
refashionment n.
|
|
337 |
General |
(hayvana) yeni bir yuva bulma |
re-homing n.
|
|
338 |
General |
tai yeni yıl festivali |
songkran n.
|
|
339 |
General |
tayland'da her yıl 13 nisan tarihinde kutlanan yeni yıl festivali |
songkran n.
|
|
340 |
General |
yeni dedikodu |
hot gossip n.
|
|
341 |
General |
(yeni adıyla) türkmenabat |
chardzhou n.
|
|
342 |
General |
yeni evli çiftlere tencere ve tavalarla yapılan alaycı serenat |
charivari n.
|
|
343 |
General |
yeni bir ekipmana alışmak için yapılan eylemler |
checkout n.
|
|
344 |
General |
istilacı nassella tussock bitkisini yok etmek için yeni zelanda'nın farklı bölgelerinde kurulan çeşitli yerel yasal kuruluşlardan her biri |
nassella tussock board n.
|
|
345 |
General |
iran, azerbaycan, afganistan, pakistan'da, kürtler arasında ve hindistan’ın bazı bölgelerinde ilkbahar ekinoksunda kutlanan yeni yıl bayramı |
noruz n.
|
|
346 |
General |
yeni iskoçya'da yaşayan kimse |
nova scotian n.
|
|
347 |
General |
yeni iskoçya'da doğup büyüyen kimse |
nova scotian n.
|
|
348 |
General |
yeni şeyler |
novelry [obsolete] n.
|
|
349 |
General |
yeni çıkan şey |
novity n.
|
|
350 |
General |
iran, azerbaycan, afganistan, pakistan'da, kürtler arasında ve hindistan’ın bazı bölgelerinde ilkbahar ekinoksunda kutlanan yeni yıl tatili |
nowrooz n.
|
|
351 |
General |
iran, azerbaycan, afganistan, pakistan'da, kürtler arasında ve hindistan’ın bazı bölgelerinde ilkbahar ekinoksunda kutlanan yeni yıl tatili |
nowruz n.
|
|
352 |
General |
yeni fikirlerin geliştiği yer |
nursery n.
|
|
353 |
General |
bir şeyi tamamen yeni versiyonu ile değiştirme |
reinvention n.
|
|
354 |
General |
yeni evli kimse |
neogamist n.
|
|
355 |
General |
yeni romantizm |
neoromanticism n.
|
|
356 |
General |
yeni olan şey |
new n.
|
|
357 |
General |
kanada'ya yeni göçen kimse |
new canadian n.
|
|
358 |
General |
yeni ingiltereli |
new englander n.
|
|
359 |
General |
yeni görünüm |
new look n.
|
|
360 |
General |
yeni atılım |
new wave n.
|
|
361 |
General |
yeni akım |
new wave n.
|
|
362 |
General |
en yeni ve frapan moda |
new wave n.
|
|
363 |
General |
yahudi yeni yılı |
new year n.
|
|
364 |
General |
bir yere yeni gelen kimse |
newcome n.
|
|
365 |
General |
bir yere yeni varan kimse |
newcome n.
|
|
366 |
General |
bir yere yeni gelen veya varan şey |
newcome n.
|
|
367 |
General |
yeni göçmen |
newcomer n.
|
|
368 |
General |
yeni katılmış kimse |
newcomer n.
|
|
369 |
General |
yeni çıkmış şey |
newfangle n.
|
|
370 |
General |
yeni ortaya çıkmış |
new-sprung n.
|
|
371 |
General |
yeni var olmuş |
new-sprung n.
|
|
372 |
General |
yeni bir dalganın üyesi olan kimse |
newwaver n.
|
|
373 |
General |
yeni evlilere tencere ve tavalarla ritim tutularak yapılan alaycı serenat |
tin-kettling n.
|
|
374 |
General |
yeni normal |
new normal n.
|
|
375 |
General |
yürümeye yeni başlayan çocuk |
trot n.
|
|
376 |
General |
yürümeye yeni başlayan çocuk |
toddler n.
|
|
377 |
General |
yürümeye yeni başlayan çocuk |
trottie n.
|
|
378 |
General |
yeni başlayanlar için talimatlar |
tyrology [rare] n.
|
|
379 |
General |
yeni araba kokusu |
new car smell n.
|
|
380 |
General |
yeni kelime |
novel word n.
|
|
381 |
General |
yeni mobilyaları eskitip onlara antika görünümü veren kimse |
antiquer n.
|
|
382 |
General |
yeni güney galler sanat galerisi mütevelli heyetinin 1921'den beri verdiği bir ödül |
archibald prize [australia] n.
|
|
383 |
General |
yeni doğmuş kuzu |
eanling [obsolete] n.
|
|
384 |
General |
yeni üye |
entrant n.
|
|
385 |
General |
yeni gelmiş kimse |
entrant n.
|
|
386 |
General |
yeni katılmış kimse |
entrant n.
|
|
387 |
General |
yeni bir şeye başlama |
entry n.
|
|
388 |
General |
yeni zelandalı |
enzed n.
|
|
389 |
General |
yeni zelandalı |
enzedder n.
|
|
390 |
General |
yeni fikirlere açık olmama |
unreceptiveness n.
|
|
391 |
General |
(tarihte) yeni ve önemli bir devrin başlangıcı |
epoch n.
|
|
392 |
General |
yeni zelanda yerlilerinin genelde alçak zemine kurdukları köy |
kainga n.
|
|
393 |
General |
yeni zelanda'nın tarihi ve popüler kültürüyle ilişkili |
kiwiana [australia/new zealand] n.
|
|
394 |
General |
yeni bir şeyi tanıtma |
ushering in n.
|
|
395 |
General |
yeni bir şeyi müjdeleme |
ushering in n.
|
|
396 |
General |
yeni kurulmuş şey |
youngster n.
|
|
397 |
General |
yeni piyasaya çıkmış ürün |
youngster n.
|
|
398 |
General |
yeni kanıtlar |
emerging evidence n.
|
|
399 |
General |
yeni evlenen çift için tencere tavayla yapılan gürültülü kutlama |
belling n.
|
|
400 |
General |
yeni evlenmiş erkek |
benedick n.
|
|
401 |
General |
uzun zamandır bekar olup yeni evlenmiş erkek |
benedict n.
|
|
402 |
General |
yeni yıl hediyesi |
étrennes n.
|
|
403 |
General |
yeni elde edilmiş kaynakları daha önceki bir açığı kapatmak için kullanmak |
lap n.
|
|
404 |
General |
yeni zelanda yerlileri tarafından aksesuar olarak takılan mako köpek balığı dişi |
mako n.
|
|
405 |
General |
hawaii'ye yeni gelmiş kimse |
malahini n.
|
|
406 |
General |
yeni kıyafetler giymiş birinden alınan içecek veya içecek parası |
bevarage [dialect] [uk] n.
|
|
407 |
General |
yumurtadan yeni çıkmış civciv |
biddy n.
|
|
408 |
General |
hawaii'ye yeni gelen kimse |
malihini n.
|
|
409 |
General |
yeni zelanda'ya özgü, uzun siyah gövdeli yenilebilir bir eğrelti ağacı |
mamaku n.
|
|
410 |
General |
yeni zelanda'ya özgü, uzun siyah gövdeli yenilebilir bir eğrelti ağacı |
mamako n.
|
|
411 |
General |
yeni zelanda'ya özgü, uzun siyah gövdeli yenilebilir bir eğrelti ağacı |
mamakau n.
|
|
412 |
General |
yeni zelanda'ya özgü, uzun siyah gövdeli yenilebilir bir eğrelti ağacı |
black tree fern n.
|
|
413 |
General |
yeni zelanda'ya özgü, uzun siyah gövdeli yenilebilir bir eğrelti ağacı |
cyathea medullaris n.
|
|
414 |
General |
üniversiteye yeni başlamış kız öğrenciye yardımcı olan üst dönemden kız öğrenci |
big sister n.
|
|
415 |
General |
yeni evli çiftin kadının ailesinin evinde yaşaması |
matrilocality n.
|
|
416 |
General |
içinden yeni bir şey türeyen, oluşan veya gelişen şey |
matrix n.
|
|
417 |
General |
(yeni yürümeye başlayan çocuklar için) yürüme ipi |
leading strings n.
|
|
418 |
General |
geçmişi veya herhangi bir şeye dayalı olmayıp tamamen yeni yapılmış şey |
whole cloth n.
|
|
419 |
General |
yeni zelanda yerlisi |
maorilander [obsolete] n.
|
|
420 |
General |
yeni zelanda'da yaşayan kimse |
maorilander [obsolete] n.
|
|
421 |
General |
yeni çalışan |
blood n.
|
|
422 |
General |
yeni basılmış madeni para üzerinde görülen ağdamsı veya tozumsu bir tabaka |
bloom n.
|
|
423 |
General |
yeni zelanda yerlileri klanı |
hapu [new zealand] n.
|
|
424 |
General |
makine mühendisliği, programlama ve elektronik biliminin birleşiminden meydana gelen, tasarımda ve yeni üretim tekniklerinin geliştirilmesinde kullanılan alan |
mechatronics n.
|
|
425 |
General |
yeni öğütülmüş un |
melder [uk] n.
|
|
426 |
General |
yeni ayın tarihini ayarlamak için her 134 yılda bir artık yıla ait günü ortadan kaldırma uygulaması |
metemptosis n.
|
|
427 |
General |
yayınevinin yeni ya da mevcut kitaplardan oluşturduğu listenin bir kısmı |
midlist n.
|
|
428 |
General |
yeni fikir |
wrinkle n.
|
|
429 |
General |
yeni cihaz |
wrinkle n.
|
|
430 |
General |
yeni gelenlere kabul töreni |
hazing n.
|
|
431 |
General |
papua yeni gine'nin sandaun eyaletinde yaşayan bir etnik grup |
min n.
|
|
432 |
General |
yeni fikir kaynağı |
mint n.
|
|
433 |
General |
yeni kelimeler türetme konusunda yetenekli kimse |
mintmaster [obsolete] n.
|
|
434 |
General |
yeni doğum yapan annelere hastaneden ayrılırken verilen bebek ürünleri seti |
bounty bag n.
|
|
435 |
General |
yeni yıl hediyesi |
box n.
|
|
436 |
General |
yeni yıl hediyesi |
christmas box n.
|
|
437 |
General |
yeni eğrilmiş ipliğin sarıldığı çıkrık |
broach [scotland] n.
|
|
438 |
General |
cemiyete yeni giren genç kız |
bud n.
|
|
439 |
General |
yeni evli kimse |
honeymooner n.
|
|
440 |
General |
yeni evlenenlere yapılan eğlenceli ve gürültülü serenat |
horning [us] n.
|
|
441 |
General |
yeni ilgi alanlarına açıklık |
hospitality n.
|
|
442 |
General |
yeni zelanda'ya özgü çok yıllık bir bitki |
mountain flax n.
|
|
443 |
General |
yeni sıraya göre dizme |
reordering n.
|
|
444 |
General |
yeni sıraya göre tekrar düzenleme |
reordering n.
|
|
445 |
General |
yeni inceleme |
reperusal n.
|
|
446 |
General |
yeni hale getirme |
revamp n.
|
|
447 |
General |
yeni hale getirme |
revampment n.
|
|
448 |
General |
yeni hale getirme |
face-lift n.
|
|
449 |
General |
yeni versiyon |
revision n.
|
|
450 |
General |
yeni fikirler |
young blood n.
|
|
451 |
General |
yeni üyeler |
young blood n.
|
|
452 |
General |
bir grubun veya organizasyonun yeni fikirleri, becerileri ile onu daha verimli kılan üyeleri |
fresh blood n.
|
|
453 |
General |
(özellikle yeni zelanda, avustralya, afrika ve kanada'da) yerleşimin az olduğu bölge |
bush n.
|
|
454 |
General |
yeni yılın başlangıcı için kutlanılan bir kızılderili festivali |
busk n.
|
|
455 |
General |
yeni yürümeye başlayan çocuk |
gangrel [scotland] n.
|
|
456 |
General |
yeni yürümeye başlayan çocuk |
gangerel [scotland] n.
|
|
457 |
General |
yeni çalışandan zorla alınan para |
garnish n.
|
|
458 |
General |
yeni evli çifte yapılan gürültülü serenat |
chivari n.
|
|
459 |
General |
yeni geminin hizmete giriş töreni |
christening n.
|
|
460 |
General |
yeni gine'nin yüksek kesimlerinde yaşayan bir halkın üyesi |
dani n.
|
|
461 |
General |
sosyeteye yeni katılan genç kız |
debby n.
|
|
462 |
General |
kriptografik yok etmeden kaynaklanan yeni dizi |
decimation n.
|
|
463 |
General |
satış bayisinin çalışanları tarafından sürülen veya test sürüşü için kullanılan yeni araba |
demonstration car n.
|
|
464 |
General |
yeni iklime alışan bitki veya hayvan |
denizen n.
|
|
465 |
General |
yeni zelanda'da süs olarak kullanılan bir tür yeşim taşı |
greenstone n.
|
|
466 |
General |
hindistan'a yeni gelmiş avrupalı |
griff [india] n.
|
|
467 |
General |
hindistan'a yeni gelen bir ingiliz olma |
griffinism n.
|
|
468 |
General |
hindistan'a yeni gelen ingilizlere özgü davranış |
griffinism n.
|
|
469 |
General |
yeni zelanda'ya özgü kauri ağaçlarından elde edilen, vernik ve muşamba yapımında kullanılan reçine |
gum n.
|
|
470 |
General |
papua yeni gine'de kullanılan bir tür toprak fırın |
mumu n.
|
|
471 |
General |
(papua yeni gine'de) toprak fırında pişirilmiş domuz eti |
mumu n.
|
|
472 |
General |
yeni fikirlere açıklık |
openness n.
|
|
473 |
General |
sikkenin izleri tamamen silinememiş olan orijinal tarihinin üzerine konulan yeni tarih |
overdate n.
|
|
474 |
General |
izleri tamamen silinememiş olan orijinal tarihinin üzerine yeni tarihi basılan sikke |
overdate n.
|
|
475 |
General |
(yeni bir yere) akın etme |
rush n.
|
|
476 |
General |
yeni bir fikir, kavram, teknoloji veya ideolojinin gücü |
impact n.
|
|
477 |
General |
(kuşçuluk) kırık kanadı yeni tüy ekleyerek onarma |
imping n.
|
|
478 |
General |
sosyetede yeni genç kadın |
ingenue n.
|
|
479 |
General |
yeni mekanizma |
ingenuity n.
|
|
480 |
General |
yeni başlayan arıza |
distress n.
|
|
481 |
General |
yeni iş |
new work n.
|
|
482 |
General |
barbut oyuncusunun yeni bahislerden sonra attığı ilk zarlar |
come-out n.
|
|
483 |
General |
(papua yeni gine'de) ev |
donga n.
|
|
484 |
General |
(papua yeni gine'de) barınak |
donga n.
|
|
485 |
General |
(papua yeni gine'de) sığınak |
donga n.
|
|
486 |
General |
yeni ve canlandırıcı faktörlere karşı oluşan dirençten kaynaklanan çürüme ve dağılma |
dry rot n.
|
|
487 |
General |
yeni şey |
fangle n.
|
|
488 |
General |
(ortam benzerliğine yanıt olarak) birbiri ile ilişkili organizmalarda yeni özellik gelişimi |
parallelism n.
|
|
489 |
General |
(yeni nüshada tekrar kullanılmak üzere saklanan) matbaa harfi |
pickup n.
|
|
490 |
General |
yeni taşınmış kimse |
pilgrim n.
|
|
491 |
General |
(kuruluşa/camiaya) yeni girenler |
intake n.
|
|
492 |
General |
değişiklikleri ve yeni fikirleri kabul etmek istemeyen kimse |
conservativist n.
|
|
493 |
General |
efsanelerin veya hikayelerin yeni kombinasyonlar veya olay örgüsünde farklılıklar oluşturacak şekilde harmanlanması |
contamination n.
|
|
494 |
General |
bazı yeni ingiltere koloni ve eyaletlerinde devlet adamlarının ibadet ve oruç tatili ilan ettiği gün |
fast day n.
|
|
495 |
General |
yeni başlayan kimse |
initiate n.
|
|
496 |
General |
yeni katılan üyeye topluluk hakkında gizli bilgi verme |
initiation ceremony n.
|
|
497 |
General |
yeni gelişme |
initiative n.
|
|
498 |
General |
yeni yaklaşım |
initiative n.
|
|
499 |
General |
meseleye yeni bakış açısı |
initiative n.
|
|
500 |
General |
yeni sunulan şey |
introduction n.
|
|