|
Category |
English |
Turkish |
|
General |
|
1 |
General |
new products n.
|
yeni ürünler |
|
We have drawn up a list of financial instruments to ensure that new products fall within the scope of the directive.
Yeni ürünlerin yönetmelik kapsamına girmesini sağlamak üzere bir finansal araçlar listesi hazırladık.
More Sentences
|
2 |
General |
new arrival n.
|
yeni gelen |
|
Regions that are currently poor will not become richer just because some new arrivals are poorer.
Halihazırda yoksul olan bölgeler, sırf bazı yeni gelenler daha yoksul diye zenginleşmeyecektir.
More Sentences
|
3 |
General |
new world n.
|
yeni dünya |
|
I welcome every opportunity to work with you to create this new world'.
Bu yeni dünyayı yaratmak için sizinle birlikte çalışma fırsatını memnuniyetle karşılıyorum.
More Sentences
|
|
4 |
General |
new delhi n.
|
yeni delhi |
|
We simply want to know what is likely to happen at New Delhi.
Biz sadece Yeni Delhi'de neler olabileceğini bilmek istiyoruz.
More Sentences
|
5 |
General |
new orleans n.
|
new orleans |
|
Hurricane Katrina hit New Orleans ten years ago.
Katrina Kasırgası 10 yıl önce New Orleans'ı vurdu.
More Sentences
|
6 |
General |
new world order n.
|
yeni dünya düzeni |
|
The new world order, proclaimed after the Gulf War by President Bush Snr, has quickly been forgotten.
Körfez Savaşı sonrasında Başkan Bush Snr tarafından ilan edilen yeni dünya düzeni hızla unutuldu.
More Sentences
|
7 |
General |
new guinea n.
|
yeni gine |
|
The Torres Strait divides New Guinea from Australia.
Torres Boğazı Yeni Gine'yi Avustralya'dan ayırır.
More Sentences
|
8 |
General |
the new year n.
|
yılbaşı |
|
How do you spend the New Year?
Yılbaşını nasıl geçirirsiniz?
More Sentences
|
9 |
General |
new moon n.
|
yeni ay |
|
Earthshine is brightest on the nights around the new moon.
Dünya ışığı, yeni ayın etrafındaki gecelerde en parlak halini alır.
More Sentences
|
10 |
General |
new zealander n.
|
yeni zelandalı |
|
Generally speaking, New Zealanders are taller than Japanese.
Genel olarak konuşursak, Yeni Zelandalılar Japonlardan daha uzundur.
More Sentences
|
11 |
General |
new blood n.
|
taze kan |
|
We need new blood.
Taze kana ihtiyacımız var.
More Sentences
|
12 |
General |
new year's eve n.
|
yılbaşı gecesi |
|
Tom spent New Year's Eve with his family.
Tom yılbaşı gecesini ailesiyle birlikte geçirdi.
More Sentences
|
13 |
General |
new year n.
|
yılbaşı |
|
He turns 20 three days before New Year.
Yılbaşından üç gün önce yirmi yaşına girecek.
More Sentences
|
14 |
General |
the new year n.
|
yeni yıl |
|
I look forward to resuming with vim and vigour in the New Year.
Yeni Yılda canla başla çalışmaya devam etmeyi dört gözle bekliyorum.
More Sentences
|
15 |
General |
new york n.
|
new york |
|
I also said this at the meetings I had on 3 July and again last week in New York.
Bunu 3 Temmuz'da ve geçen hafta New York'ta yaptığım toplantılarda da söyledim.
More Sentences
|
16 |
General |
new states n.
|
yeni devletler |
|
The solid fact is that the accession of 12 new States will substantially increase the disparities in the EU.
Somut gerçek şudur ki 12 yeni Devletin katılımı AB'deki eşitsizlikleri önemli ölçüde arttıracaktır.
More Sentences
|
17 |
General |
new zealand n.
|
yeni zelanda |
|
This was the point I made with regard to New Zealand.
Yeni Zelanda ile ilgili olarak bu noktaya değinmiştim.
More Sentences
|
18 |
General |
the new world n.
|
yeni dünya |
|
September 11 made us realise that the European Union is not fully adapted to the new world context.
11 Eylül, Avrupa Birliği'nin yeni dünya koşullarına tam olarak uyum sağlayamadığını fark etmemizi sağladı.
More Sentences
|
19 |
General |
new zealand n.
|
yeni zelandalı |
|
She’s from Canada and he’s from New Zealand.
Kız Kanadalı, erkek de Yeni Zelandalı.
More Sentences
|
20 |
General |
the new testament n.
|
yeni ahit |
|
Have you ever read the New Testament?
Yeni Ahit'i hiç okudunuz mu?
More Sentences
|
21 |
General |
new year n.
|
yeni yıl |
|
I would thank you all and wish you a really merry Christmas and a happy New Year.
Hepinize teşekkür eder, gerçekten mutlu bir Noel ve mutlu bir Yeni Yıl dilerim.
More Sentences
|
22 |
General |
new model n.
|
yeni model |
|
Ford is bringing out the new models soon.
Ford yakında yeni modellerini çıkaracak.
More Sentences
|
23 |
General |
new business n.
|
yeni iş |
|
They are an important source of employment and a breeding ground for new business concepts.
Önemli bir istihdam kaynağı ve yeni iş konseptleri için bir üreme alanıdır.
More Sentences
|
24 |
General |
papua new guinea n.
|
papua yeni gine |
|
Papua New Guinea is the second largest country in Oceania after Australia.
Papua Yeni Gine Avustralya'nın ardından Okyanusya'da en büyük ikinci ülkedir.
More Sentences
|
25 |
General |
new age n.
|
yeni çağ |
|
New Age ideas are a refreshing alternative to the staid orthodoxy of traditional Christianity.
Yeni Çağ fikirleri, geleneksel Hıristiyanlığın katı ortodoksluğuna karşı canlandırıcı bir alternatif.
More Sentences
|
26 |
General |
new year's day n.
|
yılbaşı |
|
New Year's Day is close at hand.
Yılbaşı çok yakında.
More Sentences
|
27 |
General |
new thought n.
|
yeni düşünce |
|
No new thoughts, no new vision, no new initiatives and no urgency.
Yeni düşünceler, yeni vizyon, yeni girişimler ve aciliyet olmamalıdır.
More Sentences
|
28 |
General |
new technology n.
|
yeni teknoloji |
|
It must be clear to us as well, though, that new technologies can endanger food safety.
Yeni teknolojilerin gıda güvenliğini tehlikeye atabileceği bizim için de açık olmalıdır.
More Sentences
|
29 |
General |
breaking new ground n.
|
çığır açma |
|
We are breaking new ground and doing so in complex circumstances.
Yeni bir çığır açıyoruz ve bunu karmaşık koşullar altında yapıyoruz.
More Sentences
|
30 |
General |
new clothes n.
|
yeni elbiseler |
|
You need new clothes.
Yeni elbiselere ihtiyacın var.
More Sentences
|
31 |
General |
new things n.
|
yeni şeyler |
|
There are, however, positive new things in the report worth mentioning.
Bununla birlikte, raporda bahsetmeye değer olumlu yeni şeyler de var.
More Sentences
|
32 |
General |
new friends n.
|
yeni arkadaşlar |
|
And the rabbit was very happy to make such a nice new friend.
Ve tavşan böyle güzel bir yeni arkadaş edindiği için çok mutluydu.
More Sentences
|
33 |
General |
new year's day n.
|
yılbaşı günü |
|
Do you remember where you were on New Year's Day three years ago?
Üç yıl önce Yılbaşı Günü nerede olduğunu hatırlıyor musun?
More Sentences
|
34 |
General |
new developments n.
|
yeni gelişmeler |
|
Ignoring these new developments at an individual level means taking the risk of suffering the consequences.
Bu yeni gelişmeleri bireysel düzeyde görmezden gelmek, sonuçlarına katlanma riskini almak anlamına gelir.
More Sentences
|
35 |
General |
new money n.
|
sonradan görme |
|
Tom is new money.
Tom sonradan görme zengin.
More Sentences
|
36 |
General |
new conditions n.
|
yeni koşullar |
|
No new conditions for enlargement should be imposed.
Genişleme için yeni koşullar dayatılmamalıdır.
More Sentences
|
37 |
General |
new turkish n.
|
yeni türkçe |
|
I am excited about our new Turkish course.
Yeni Türkçe kursumuz için heyecanlıyım.
More Sentences
|
38 |
General |
new buildings n.
|
yeni binalar |
|
The Office is not yet ready to move into the new building.
Ofis henüz yeni binasına taşınmaya hazır değildir.
More Sentences
|
39 |
General |
new circumstances n.
|
yeni koşullar |
|
Tom adapted to the new circumstances.
Tom yeni koşullara adapte oldu.
More Sentences
|
40 |
General |
new project n.
|
yeni proje |
|
In concentrating only on new projects there is a clear danger of distortions of competition in relation to the old ones.
Sadece yeni projelere odaklanıldığında, eski projelerle ilgili olarak rekabetin bozulma tehlikesi açıkça görülmektedir.
More Sentences
|
41 |
General |
new customer n.
|
yeni müşteri |
|
Recently, we've been getting a lot of new customers.
Son zamanlarda çok sayıda yeni müşteri ediniyoruz.
More Sentences
|
42 |
General |
new shop n.
|
yeni dükkan/mağaza |
|
When did you open your new shop?
Yeni dükkanını ne zaman açtın?
More Sentences
|
43 |
General |
a new beginning n.
|
yeni bir başlangıç |
|
It can and must signal the start of a new beginning.
Yeni bir başlangıca işaret edebilir ve etmelidir de.
More Sentences
|
|
44 |
General |
new words n.
|
yeni kelimeler |
|
This new word is particularily important for us.
Bu yeni kelime bizim için özellikle önemli.
More Sentences
|
45 |
General |
new car n.
|
yeni araba |
|
So it is hard to arrange finance for the new cars.
Bu nedenle yeni arabalar için finansman ayarlamak zor.
More Sentences
|
46 |
General |
new product n.
|
yeni ürün |
|
The new product's sales exceeded expectations.
Yeni ürünün satışları beklentileri aştı.
More Sentences
|
47 |
General |
new yorker n.
|
new yorklu |
|
Today, as the Prime Minister has remarked, we are all Americans, we are all New Yorkers, we are all Washingtonians.
Bugün, Başbakan'ın da ifade ettiği gibi, hepimiz Amerikalıyız, hepimiz New Yorkluyuz, hepimiz Washingtonluyuz.
More Sentences
|
48 |
General |
a new environment n.
|
yeni bir çevre |
|
A new job, a new environment would be good for you.
Yeni bir iş, yeni bir çevre size iyi gelecektir.
More Sentences
|
49 |
General |
new treatments n.
|
yeni tedaviler |
|
They supply valuable industry information on innovative new treatments and products.
Yenilikçi yeni tedaviler ve ürünler hakkında değerli sektör bilgileri sağlarlar.
More Sentences
|
50 |
General |
new version n.
|
yeni sürüm |
|
I'm very impatient to see the new version of Tatoeba.
Tatoeba'nın yeni sürümünü görmek için sabırsızlanıyorum.
More Sentences
|
51 |
General |
new student n.
|
yeni öğrenci |
|
Each year the EU gets around 100 000 fewer new students than the United States.
AB her yıl Amerika Birleşik Devletleri'nden yaklaşık 100.000 daha az yeni öğrenci almaktadır.
More Sentences
|
52 |
General |
new approach n.
|
yeni yaklaşım |
|
Basically, the new approach focuses mainly on implementing the Lisbon objectives.
Yeni yaklaşım temel olarak Lizbon hedeflerinin uygulanmasına odaklanmaktadır.
More Sentences
|
53 |
General |
new year's resolution n.
|
yeni yıl kararı |
|
Did you make any New Year's resolutions?
Hiç yeni yıl kararları verdin mi?
More Sentences
|
54 |
General |
new horizons n.
|
yeni ufuklar |
|
With their enthusiasm, we will be able to enhance our Union and give it new horizons.
Onların coşkusuyla Birliğimizi geliştirebilecek ve ona yeni ufuklar kazandırabileceğiz.
More Sentences
|
55 |
General |
new ways n.
|
yeni yollar |
|
We must therefore have confidence, above all in ourselves, and decide to experiment with new ways of doing things.
Bu nedenle her şeyden önce kendimize güvenmeli ve yeni yollar denemeye karar vermeliyiz.
More Sentences
|
56 |
General |
chinese new year n.
|
çin yeni yılı |
|
Spring Festival is also known as Chinese New Year.
Bahar Festivali, Çin Yeni Yılı olarak da bilinir.
More Sentences
|
57 |
General |
a new study n.
|
yeni bir çalışma |
|
A new study published last week suggests that it did not.
Geçen hafta yayınlanan yeni bir çalışma öyle olmadığını gösteriyor.
More Sentences
|
58 |
General |
new year's n.
|
yılbaşı |
|
Who are you going to spend New Year's Eve with?
Yılbaşını kimlerle beraber geçireceksin?
More Sentences
|
59 |
General |
a new process n.
|
yeni bir süreç |
|
Indeed, it could be useful, precisely because this is a new process which we need to improve.
Gerçekten de faydalı olabilir çünkü bu tam da geliştirmemiz gereken yeni bir süreçtir.
More Sentences
|
60 |
General |
meet new people v.
|
yeni insanlarla tanışmak |
|
Meet new people, play with your friends, visit their homes, and check out their movies.
Yeni insanlarla tanışın, arkadaşlarınızla oynayın, evlerini ziyaret edin ve filmlerine göz atın.
More Sentences
|
61 |
General |
learn new things v.
|
yeni şeyler öğrenmek |
|
I love to learn new things.
Yeni şeyler öğrenmeyi seviyorum.
More Sentences
|
Common Usage |
|
62 |
Common Usage |
happy new year interj.
|
mutlu yıllar |
|
General |
|
63 |
General |
new moon n.
|
hilal |
|
64 |
General |
new moon n.
|
ayça |
|
65 |
General |
the new world n.
|
yenidünya |
|
66 |
General |
new line character n.
|
satır başı karakteri |
|
67 |
General |
new world n.
|
avrupa tarafından görüldüğü şekliyle kuzey ve güney amerika |
|
68 |
General |
a new one on me n.
|
şaşırtıcı bir şey |
|
69 |
General |
new year in art n.
|
sanatta yeni yıl |
|
70 |
General |
new towns n.
|
yeni şehirler |
|
71 |
General |
new moon n.
|
yeniay |
|
72 |
General |
a new lease of life n.
|
yeniden doğma |
|
73 |
General |
new criticism n.
|
yeni eleştiri |
|
74 |
General |
new facility inspection n.
|
yeni tesis denetimi |
|
75 |
General |
the new testament n.
|
ahdicedit |
|
76 |
General |
new year's eve n.
|
31 aralık gecesi |
|
77 |
General |
jewish new year n.
|
yahudi yeni yılı |
|
78 |
General |
new britain n.
|
yeni britanya |
|
79 |
General |
new times n.
|
yeni zamanlar |
|
80 |
General |
new agencies n.
|
haber ajansları |
|
81 |
General |
the new jerusalem n.
|
cennet |
|
82 |
General |
new year's day n.
|
1 ocak |
|
83 |
General |
new recruit n.
|
askere yeni alınmış er |
|
84 |
General |
new year n.
|
yeni sene |
|
85 |
General |
new plymounth colony n.
|
new plymounth kolonisi |
|
86 |
General |
new tourist n.
|
yeni turist |
|
87 |
General |
new recruit n.
|
acemi er |
|
88 |
General |
new left n.
|
yeni sol |
|
89 |
General |
new england n.
|
yeni ingiltere |
|
90 |
General |
new zealand dollar n.
|
yeni zelanda doları |
|
91 |
General |
new guinean n.
|
yeni gine |
|
92 |
General |
new business enterprises n.
|
yeni ticari teşebbüsler |
|
93 |
General |
papua new guinea trobriand islands n.
|
papua yeni gine trobrıan adaları |
|
94 |
General |
new coinage n.
|
yeni basılmış madeni para |
|
95 |
General |
papua new guinean n.
|
papua yeni gineli |
|
96 |
General |
new guinean n.
|
yeni gineli |
|
97 |
General |
new year's eve n.
|
yılbaşı arifesi |
|
98 |
General |
papua new guinea people n.
|
papua yeni gine halkı |
|
99 |
General |
new zealand people n.
|
yeni zelanda halkı |
|
100 |
General |
new york stock exchange n.
|
new york menkul değerler borsası |
|
101 |
General |
new york metropolitan area n.
|
new york metropolitan alanı |
|
102 |
General |
new order n.
|
yeni düzen |
|
103 |
General |
new era n.
|
yeni çağ |
|
104 |
General |
new order n.
|
genel reform |
|
105 |
General |
new hope n.
|
güneydoğu pensilvanya'da bir bölge |
|
106 |
General |
new hope n.
|
yeni umut |
|
107 |
General |
new south wales n.
|
güney doğu avustralya bölgesi |
|
108 |
General |
new edition n.
|
yeni basım |
|
109 |
General |
new turkish lira n.
|
yeni türk lirası |
|
110 |
General |
new edition n.
|
yeni baskı |
|
111 |
General |
new year eve n.
|
yılbaşı arifesi |
|
112 |
General |
new beginning n.
|
yeni bir başlangıç |
|
113 |
General |
new chance n.
|
temiz bir sayfa |
|
114 |
General |
new beginning n.
|
temiz bir sayfa |
|
115 |
General |
new chance n.
|
yeni bir başlangıç |
|
116 |
General |
new turkish liras n.
|
yeni türk lirası |
|
117 |
General |
new age n.
|
yeni dönem |
|
118 |
General |
new period n.
|
yeni dönem |
|
119 |
General |
new era n.
|
yeni dönem |
|
120 |
General |
new expansion n.
|
yeni açılım |
|
121 |
General |
new tricks to old dogs n.
|
eski köye yeni adet |
|
122 |
General |
a new geography n.
|
yeni bir coğrafya |
|
123 |
General |
old turkish-persian new year celebration n.
|
nevruz |
|
124 |
General |
new year's resolution n.
|
yılbaşında bir bireyin belirli türdeki davranışlarını değiştirmek için aldığı karar |
|
125 |
General |
new sand n.
|
taze döküm kumu |
|
126 |
General |
new-testament n.
|
yeni ahit |
|
127 |
General |
decision regarding a new trial n.
|
muhakemenin iadesi hakkında karar |
|
128 |
General |
the new order n.
|
nizam-ı cedid |
|
129 |
General |
new york police department n.
|
newyork polis departmanı |
|
130 |
General |
new year celebration n.
|
yeni yıl kutlaması |
|
131 |
General |
new fashion n.
|
yeni moda |
|
132 |
General |
new year holiday n.
|
yılbaşı tatili |
|
133 |
General |
new year greeting n.
|
yeni yıl tebriği |
|
134 |
General |
new year greeting n.
|
yeniyıl tebriği |
|
135 |
General |
a new breath n.
|
yeni bir soluk |
|
136 |
General |
a new breath n.
|
yeni soluk |
|
137 |
General |
preparation for new season n.
|
yeni sezon hazırlığı |
|
138 |
General |
new image n.
|
yeni imaj |
|
139 |
General |
new york gang n.
|
new york çetesi |
|
140 |
General |
new year hat n.
|
yılbaşı şapkası |
|
141 |
General |
new circumstances n.
|
yeni şartlar |
|
142 |
General |
new paper n.
|
yeni kağıt |
|
143 |
General |
new turkish alphabet n.
|
yeni türk alfabesi |
|
144 |
General |
new year preparations n.
|
yeni yıl hazırlıkları |
|
145 |
General |
new year gift n.
|
yeni yıl hediyesi |
|
146 |
General |
new year present n.
|
yeni yıl hediyesi |
|
147 |
General |
new branch n.
|
yeni şube |
|
148 |
General |
a new sense of realism n.
|
yeni bir gerçekçilik anlayışı |
|
149 |
General |
the new earth army n.
|
yeni dünya ordusu |
|
150 |
General |
new age movement n.
|
yeni çağ hareketi |
|
151 |
General |
a brand-new program n.
|
yepyeni bir program |
|
152 |
General |
old and new testament n.
|
eski ve yeni ahit |
|
153 |
General |
new year table n.
|
yılbaşı masası |
|
154 |
General |
new year table n.
|
yılbaşı sofrası |
|
155 |
General |
new year's table n.
|
yılbaşı sofrası |
|
156 |
General |
new year's table n.
|
yılbaşı masası |
|
157 |
General |
best new band n.
|
en iyi çıkış yapan grup |
|
158 |
General |
new yorker n.
|
new york'ta yaşayan kişi |
|
159 |
General |
new year ceremony n.
|
yeni yıl töreni |
|
160 |
General |
new year ceremony n.
|
yeni yıl seremonisi |
|
161 |
General |
new world translation of the holy scriptures n.
|
kutsal metinlerin yeni dünya tercümesi |
|
162 |
General |
a pair of new shoes n.
|
bir çift yeni ayakkabı |
|
163 |
General |
a new hire n.
|
işe yeni alınan kişi |
|
164 |
General |
chilly bin (new zeland) n.
|
buz kutusu |
|
165 |
General |
chilly bin (new zeland) n.
|
portatif soğutucu |
|
166 |
General |
new pupil n.
|
yeni öğrenci |
|
167 |
General |
new faces n.
|
yeni yüzler |
|
168 |
General |
new year's decoration n.
|
yılbaşı süsü |
|
169 |
General |
johnny pump (in new york city) n.
|
yangın musluğu |
|
170 |
General |
new car n.
|
sıfır araba |
|
171 |
General |
new year's resolutions n.
|
yeni yıl kararları |
|
172 |
General |
brand new n.
|
son çıkan |
|
173 |
General |
the new words learned n.
|
öğrenilen yeni kelimeler |
|
174 |
General |
new logic n.
|
yeni mantık |
|
175 |
General |
new unit n.
|
yeni ünite |
|
176 |
General |
new forwarder n.
|
yeni yönlendirici |
|
177 |
General |
new house n.
|
yeni ev |
|
178 |
General |
new year party n.
|
yeni yıl partisi |
|
179 |
General |
my new friend at school n.
|
okuldaki yeni arkadaşım |
|
180 |
General |
new ticket n.
|
yeni bilet |
|
181 |
General |
new week n.
|
yeni hafta |
|
182 |
General |
taonga [new zeland] n.
|
değerli, yüksek fiyatlı herhangi bir şey |
|
183 |
General |
taonga [new zeland] n.
|
hazine |
|
184 |
General |
camp oven [australia/new zeland] n.
|
açık hava ocağı/fırını |
|
185 |
General |
rahui [new zeland] n.
|
māori kültüründe yasak anlamındaki sözcük |
|
186 |
General |
chartered club [new zealand] n.
|
içki ruhsatı olan özel kulüp |
|
187 |
General |
new age n.
|
1970'lerde ortaya çıkan manevi ve bilinç arttırıcı akımlar bütünü |
|
188 |
General |
new ager n.
|
new age akımının takipçisi olan kimse |
|
189 |
General |
new australian n.
|
avustralya’ya göçmüş anadili ingilizce olmayan kimse |
|
190 |
General |
new brunswicker n.
|
new brunswick eyaletinden olan kimse |
|
191 |
General |
new canadian n.
|
kanada'ya yeni göçen kimse |
|
192 |
General |
new chum [aus] n.
|
toy kimse |
|
193 |
General |
new deal n.
|
yeniden değerlendirme |
|
194 |
General |
new englander n.
|
yeni ingiltereli |
|
195 |
General |
new englander n.
|
kuzey abd'de maine, new hampshire, vermont, massachusetts, connecticut ve rhode island'dan oluşan bölgenin sakini olan kimse |
|
196 |
General |
new englander n.
|
new england'da yaşayan amerikalı |
|
197 |
General |
new hampshirite n.
|
new hampshire'da yaşayan kimse |
|
198 |
General |
new hampshirite n.
|
new hampshire'ın yerlisi olan kimse |
|
199 |
General |
new jerseyan n.
|
new jersey'de oturan kimse |
|
200 |
General |
new jerseyan n.
|
new jersey'in yerlisi olan kimse |
|
201 |
General |
new look n.
|
yeni görünüm |
|
202 |
General |
new look n.
|
christian dior'un yarattığı, kadın kıyafetlerinde uzun eteklerin hüküm sürdüğü bir moda |
|
203 |
General |
new man n.
|
doğasındaki özenli tarafı ortaya çıkararak, çocuk bakımı ve ev işlerinde eşit sorumluluk alan modern erkek |
|
204 |
General |
new mexican n.
|
new mexico'da yaşayan kimse |
|
205 |
General |
new mexican n.
|
new mexico'nun yerlisi olan kimse |
|
206 |
General |
new wave n.
|
yeni atılım |
|
207 |
General |
new wave n.
|
yeni akım |
|
208 |
General |
new wave n.
|
en yeni ve frapan moda |
|
209 |
General |
new year n.
|
yılın genellikle tatil olarak kutlanan ilk günleri |
|
210 |
General |
new year n.
|
roş aşana |
|
211 |
General |
new year n.
|
yahudi yeni yılı |
|
212 |
General |
new year's n.
|
1 ocak |
|
213 |
General |
new year's n.
|
yılın ilk günü |
|
214 |
General |
new years day n.
|
yılbaşı |
|
215 |
General |
new years day n.
|
1 ocak |
|
216 |
General |
new years day n.
|
yılın ilk günü |
|
217 |
General |
new years eve n.
|
31 aralık akşamı |
|
218 |
General |
new years eve n.
|
yılbaşı gecesi |
|
219 |
General |
new years eve n.
|
yılbaşı arifesi |
|
220 |
General |
new-sprung n.
|
yeni ortaya çıkmış |
|
221 |
General |
new-sprung n.
|
yakın zamanda ortaya çıkmış |
|
222 |
General |
new-sprung n.
|
yakın zamanda var olmuş |
|
223 |
General |
new-sprung n.
|
yeni var olmuş |
|
224 |
General |
tramper [new zealand] n.
|
doğa yürüyüşü yapan kimse |
|
225 |
General |
tramping club [new zealand] n.
|
doğa yürüyüşü grubu |
|
226 |
General |
new normal n.
|
yeni normal |
|
227 |
General |
lineman [australia/new zealand] n.
|
(geçmişte) can kurtaran |
|
228 |
General |
new car smell n.
|
yeni araba kokusu |
|
229 |
General |
new car smell n.
|
sıfır araba kokusu |
|
230 |
General |
aroha [new zealand] n.
|
aşk |
|
231 |
General |
aroha [new zealand] n.
|
sevgi |
|
232 |
General |
aroha [new zealand] n.
|
hürmet |
|
233 |
General |
art union [australia/new zealand] n.
|
genellikle nakit harici başka ödüller veren piyango |
|
234 |
General |
yat [new orleans] n.
|
new orleans'lı alt ve orta gelir grubundan beyaz |
|
235 |
General |
larrikin [australia/new zealand] n.
|
serseri |
|
236 |
General |
fadge [new zealand] n.
|
100 kilogramdan daha hafif yün balyası içinde yün paketi |
|
237 |
General |
kai [new zealand] n.
|
besin |
|
238 |
General |
kai [new zealand] n.
|
yiyecek |
|
239 |
General |
kai [new zealand] n.
|
gıda |
|
240 |
General |
kaik [new zealand] n.
|
(güney adası lehçesinde) kainga |
|
241 |
General |
kete [new zealand] n.
|
ketenden örülmüş sepet |
|
242 |
General |
kitchen tea [australia/new zealand] n.
|
kadın davetlilerin hediye olarak mutfak gereçleri getirdiği düğün öncesi parti |
|
243 |
General |
kiwiana [australia/new zealand] n.
|
yeni zelanda'nın tarihi ve popüler kültürüyle ilişkili |
|
244 |
General |
larrikinism [australia/new zealand] n.
|
holiganlık |
|
245 |
General |
larrikinism [australia/new zealand] n.
|
holiganizm |
|
246 |
General |
larrikinism [australia/new zealand] n.
|
densiz ve saygısız davranış |
|
247 |
General |
queen street farmer [new zealand] n.
|
genellikle vergi kaybı için çiftlik işleten şehirli iş adamı |
|
248 |
General |
billy-bread [new zealand] n.
|
kamp ateşinde pişirilen ekmek |
|
249 |
General |
birdcage [australia/new zealand] n.
|
padok |
|
250 |
General |
black stump [new zealand] n.
|
uzak yol |
|
251 |
General |
leading dog [new zealand] n.
|
sürü koruma köpeği |
|
252 |
General |
learner's chain [new zealand] n.
|
kesimhanede çalışan tecrübesiz işçi takımı |
|
253 |
General |
maori bunk [new zealand] n.
|
yükseltilmiş yatak |
|
254 |
General |
marching girl [australia/new zealand] n.
|
süslü üniformalarla resmi geçitlerde veya müsabakalarda çeşitli düzenlerde yürüyüş yapan genç kadın takımları |
|
255 |
General |
meeting house [new zealand] n.
|
maori kabile salonu |
|
256 |
General |
meetinghouse [new zealand] n.
|
maori kabile salonu |
|
257 |
General |
whinge [uk/australia/new zealand) n.
|
ağlama |
|
258 |
General |
whinge [uk/australia/new zealand) n.
|
sızlanma |
|
259 |
General |
whinge [uk/australia/new zealand) n.
|
haykırma |
|
260 |
General |
blob (new england) n.
|
çiçek |
|
261 |
General |
block [australia/new zealand] n.
|
arsa |
|
262 |
General |
hapu [new zealand] n.
|
yeni zelanda yerlileri klanı |
|
263 |
General |
hard case [new zealand] n.
|
sıkı kimse |
|
264 |
General |
heitiki [new zealand] n.
|
maorilere özgü yeşim taşından yapılan bir kolye |
|
265 |
General |
bottle-jack [new zealand] n.
|
şişe kriko |
|
266 |
General |
brew [uk/new zealand] n.
|
bir fincan çay yapma |
|
267 |
General |
bridle track [new zealand] n.
|
ata binmek için uygun yol |
|
268 |
General |
bucket [australia/new zealand] n.
|
dondurma kovası |
|
269 |
General |
hokonui [obsolete] [new zealand] n.
|
yasadışı viski |
|
270 |
General |
home aid [new zealand] n.
|
hizmetçi |
|
271 |
General |
home aid [new zealand] n.
|
yardımcı |
|
272 |
General |
home aid [new zealand] n.
|
evde yardım |
|
273 |
General |
home help [uk] [new zealand] n.
|
kendine bakacak durumda olmayan kişilerin ev işlerini yapması için para ödenen kimse |
|
274 |
General |
home help [uk] [new zealand] n.
|
ihtiyaç sahiplerine yerel bir yönetim merkezinin sosyal hizmetler departmanınca sağlanan yardım hizmeti |
|
275 |
General |
home unit [australia/new zealand] n.
|
bir dizi benzer konutun parçası olan müstakil ev |
|
276 |
General |
hooley [ireland/new zealand] n.
|
canlı parti |
|
277 |
General |
hooley [ireland/new zealand] n.
|
eğlenceli kutlama |
|
278 |
General |
nanua [new zealand] n.
|
maori dövmesi |
|
279 |
General |
nanua [new zealand] n.
|
maori dövme deseni |
|
280 |
General |
mokopuna [new zealand] n.
|
torun |
|
281 |
General |
mokopuna [new zealand] n.
|
genç insan |
|
282 |
General |
mooloo [new zealand] n.
|
waikato'lu kimse |
|
283 |
General |
new blood n.
|
grubun veya organizasyonun verimli üyeleri |
|
284 |
General |
luminaria [new mexico] n.
|
(köylerde noel arifesini kutlamak için evlerin önünde yakılan) şenlik ateşi |
|
285 |
General |
bullocky [australia/new zealand] n.
|
boğa güdücüsü |
|
286 |
General |
bullocky [australia/new zealand] n.
|
boğa güdücülerine özgü kaba dil |
|
287 |
General |
burl [australia/new zealand] n.
|
araba yolculuğu |
|
288 |
General |
bush lawyer [new zealand] n.
|
maden aracısı |
|
289 |
General |
bush singlet [new zealand] n.
|
genellikle tarım işçilerinin giydiği siyah yünlü atlet |
|
290 |
General |
bushwalk [australia/new zealand] n.
|
doğa yürüyüşü |
|
291 |
General |
bushwhacker [new zealand] n.
|
çalılık arazide çalışan kimse |
|
292 |
General |
bushwhacker [new zealand] n.
|
ağaç kesiciliği yapan kimse |
|
293 |
General |
globe [australia/new zealand/south africa] n.
|
ampul |
|
294 |
General |
mux [new england] n.
|
karışıklık |
|
295 |
General |
mux [new england] n.
|
dağınıklık |
|
296 |
General |
mux [new england] n.
|
düzensizlik |
|
297 |
General |
ring-in [australia/new zealand] n.
|
normalde belirli bir grubun üyesi olmayan kimse |
|
298 |
General |
ring-in [australia/new zealand] n.
|
normalde belirli bir gruba ait olmayan unsur |
|
299 |
General |
ring-in [australia/new zealand] n.
|
bir grubun dışında olan kimse |
|
300 |
General |
ring-in [australia/new zealand] n.
|
yabancı |
|
301 |
General |
chop [australia/new zealand] n.
|
odun kırma yarışı |
|
302 |
General |
chopper [new zealand] n.
|
çocuk bisikleti |
|
303 |
General |
chopper [australia/new zealand] n.
|
(eti taze satışa uygun olmayan) hayvan |
|
304 |
General |
chopper [australia/new zealand] n.
|
eti tüketilemeyen hayvan |
|
305 |
General |
clam-flat [new england] n.
|
yumuşak gel-git düzlüğünde midyelerin gizlendiği bölüm |
|
306 |
General |
dairy [new zealand] n.
|
standart çalışma saatlerinin dışında açık kalan dükkan |
|
307 |
General |
dairy [new zealand] n.
|
küçük market |
|
308 |
General |
dairy [new zealand] n.
|
büfe |
|
309 |
General |
oncer [new zealand] n.
|
tek seferlik gerçekleşen şey |
|
310 |
General |
opportunity shop [australia/new zealand] n.
|
yardım mağazası |
|
311 |
General |
road agent [new england] n.
|
yol sorumlusu |
|
312 |
General |
road agent [new england] n.
|
yol görevlisi |
|
313 |
General |
runoff [new zealand] n.
|
çiftlik yakınlarında bulunmayan otlak |
|
314 |
General |
chuckie [scotland/new zealand] n.
|
küçük taş |
|
315 |
General |
old identity [australia/new zealand] n.
|
eski toprak |
|
316 |
General |
old identity [australia/new zealand] n.
|
bir yerin yaşlı ve tanınmış sakini |
|
317 |
General |
ownership flat [new zealand] n.
|
içinde sahibinin yaşadığı daire |
|
318 |
General |
ownership flat [new zealand] n.
|
mülk sahibi tarafından işgal edilen daire |
|
319 |
General |
burl [scotland/australia/new zealand] n.
|
kalkışma |
|
320 |
General |
burl [scotland/australia/new zealand] n.
|
deneme |
|
321 |
General |
burl [scotland/australia/new zealand] n.
|
teşebbüs |
|
322 |
General |
handle [new zealand] n.
|
hissiyat |
|
323 |
General |
new work n.
|
yeni iş |
|
324 |
General |
coaster [new zealand] n.
|
batı kıyılarından gelen kimse |
|
325 |
General |
dog-roll [new zealand] n.
|
işlenmiş etten oluşan sosis biçimli bir köpek maması |
|
326 |
General |
downs [australia/new zealand] n.
|
düz ve çimenlik alan |
|
327 |
General |
drainlayer [new zealand] n.
|
su borularını inşa eden kimse |
|
328 |
General |
drainlayer [new zealand] n.
|
su borusu tamircisi |
|
329 |
General |
pig dog [new zealand] n.
|
çalılarda yaşayan vahşi domuzları avlamak için yetiştirilen köpek |
|
330 |
General |
pikau [new zealand] n.
|
sırt çantası |
|
331 |
General |
piker [australia/new zealand] n.
|
işe yaramaz kimse |
|
332 |
General |
piker [australia/new zealand/us] n.
|
tembel teneke |
|
333 |
General |
piker [australia/new zealand/us] n.
|
kaytaran kimse |
|
334 |
General |
pinky bar® [new zealand] n.
|
çikolata kaplı bir şekerleme markası |
|
335 |
General |
culler [new zealand/australia] n.
|
ıskarta hayvan |
|
336 |
General |
culler [new zealand/australia] n.
|
ıskarta koyun |
|
337 |
General |
islander [new zealand] n.
|
pasifik adaları sakini |
|
338 |
General |
plate [new zealand/australia] n.
|
misafirlerin partiye getirdiği dolu tabak |
|
339 |
General |
play-lunch [new zealand] n.
|
okul çocuklarının öğlene doğru yediği atıştırmalık |
|
340 |
General |
potae [new zealand] n.
|
bir tür şapka |
|
341 |
General |
powhiri [new zealand] n.
|
maori karşılama töreni |
|
342 |
General |
saw doctor [new zealand] n.
|
testere uzmanı kimse |
|
343 |
General |
coconut [new zealand] n.
|
pasifik adalarında yaşayan kimse |
|
344 |
General |
fizzy [new zealand] n.
|
alkolsüz gazlı içecek |
|
345 |
General |
fizzy [new zealand] n.
|
asitli içecek |
|
346 |
General |
flatting [australia/new zealand] n.
|
paylaşımlı dairede yaşama |
|
347 |
General |
flax kit [new zealand] n.
|
keten lifinden yapılmış sepet |
|
348 |
General |
fleecie [new zealand] n.
|
yün balyalayıcı |
|
349 |
General |
fleecie [new zealand] n.
|
yapağı balyalayıcı |
|
350 |
General |
fly [australia/new zealand] n.
|
kalkışma |
|
351 |
General |
fly [australia/new zealand] n.
|
girişim |
|
352 |
General |
fly [australia/new zealand] n.
|
çaba |
|
353 |
General |
fly [australia/new zealand] n.
|
deneme |
|
354 |
General |
folio [new zealand] n.
|
birbiriyle ilgili materyallerin oluşturduğu koleksiyon |
|
355 |
General |
petrolhead [australia/new zealand] n.
|
motor yarışı tutkunu |
|
356 |
General |
petrolhead [australia/new zealand] n.
|
motor yarışçısı |
|
357 |
General |
plunket nurse [new zealand] n.
|
plunket adlı bir çocuk gelişim derneğinin görevlendirdiği çocuk bakım hemşiresi |
|
358 |
General |
rompers [new zealand] n.
|
kız öğrencilerin maç ve jimnastik sırasında giydikleri bir tür kostüm |
|
359 |
General |
sherang [australia/new zealand] n.
|
patron |
|
360 |
General |
sherang [australia/new zealand] n.
|
otorite sahibi kimse |
|
361 |
General |
singlet [new zealand] n.
|
ormancıların giydiği siyah yün bir dış kıyafet |
|
362 |
General |
new job celebration n.
|
yeni iş kutlaması |
|
363 |
General |
freeloader [uk/new zealand/canada/scotland] n.
|
marketlerden tarihi geçmiş ürünler alan tüketici |
|
364 |
General |
iwi [new zealand] n.
|
maori kabilesi |
|
365 |
General |
slip rail [australia/new zealand] n.
|
(gerektiğinde yerinden çıkarılabilen) çit rayı |
|
366 |
General |
new installment n.
|
yeni bölüm |
|
367 |
General |
new installment n.
|
bir serinin (film, kitap, video oyunu) yeni bölümü
|
|
368 |
General |
poi dance [new zealand] n.
|
poi dansı |
|
369 |
General |
poi dance [new zealand] n.
|
kadınların şarkı söyleyerek gerçekleştirdiği bir dönüşüm dansı |
|
370 |
General |
squiz [australia/new zealand] n.
|
bakış |
|
371 |
General |
squiz [australia/new zealand] n.
|
kısa bakış |
|
372 |
General |
squiz [australia/new zealand] n.
|
göz atma |
|
373 |
General |
squiz [australia/new zealand] n.
|
şöyle bir bakış |
|
374 |
General |
squiz [australia/new zealand] n.
|
üstten bakış |
|
375 |
General |
stretcher [australia/new zealand] n.
|
kordura kumaşlı kampet |
|
376 |
General |
make a new start v.
|
yeniden başlamak |
|
377 |
General |
break new ground v.
|
çığır açmak |
|
378 |
General |
turn over a new leaf v.
|
yeni bir hayata başlamak |
|
379 |
General |
start on a new bottle of wine v.
|
yeni bir şişe şaraba başlamak |
|
380 |
General |
mark a new epoch v.
|
çığır açmak |
|
381 |
General |
make new v.
|
yenilemek |
|
382 |
General |
turn over a new leaf v.
|
yeniden başlamak |
|
383 |
General |
give new meaning to v.
|
anlam kazandırmak |
|
384 |
General |
see in the new year v.
|
yeni yılı karşılamak |
|
385 |
General |
begin a new season v.
|
perdelerini açmak |
|
386 |
General |
usher in a new age v.
|
yeni bir çağ açmak |
|
387 |
General |
become new v.
|
yenileşmek |
|
388 |
General |
turn over a new leaf v.
|
hayatını daha iyi bir yola koymak |
|
389 |
General |
open new horizons v.
|
yeni ufuklar açmak |
|
390 |
General |
add a new dimension v.
|
yeni bir boyut katmak |
|
391 |
General |
introduce a new thing v.
|
ortaya çıkarmak |
|
392 |
General |
start a new life v.
|
yeni bir yaşama kapılarını açmak |
|
393 |
General |
start a new life v.
|
yeni bir hayata başlamak |
|
394 |
General |
veer off in a new direction v.
|
yeni bir yön çizmeye karar vermek |
|
395 |
General |
bring in something new v.
|
bir ilke imza atmak |
|
396 |
General |
come up with a new idea for v.
|
fikir ortaya atmak |
|
397 |
General |
move into a new house v.
|
yeni eve taşınmak |
|
398 |
General |
move into a new house v.
|
yeni bir eve taşınmak |
|
399 |
General |
turn over a new leaf v.
|
beyaz sayfa açmak |
|
400 |
General |
turn over a new leaf v.
|
beyaz bir sayfa açmak |
|
401 |
General |
set new standard v.
|
yeni standart belirlemek |
|
402 |
General |
enter upon a new career v.
|
yeni bir işe başlamak |
|
403 |
General |
break new ground v.
|
ilki gerçekleştirmek |
|
404 |
General |
break new ground v.
|
bir ilki gerçekleştirmek |
|
405 |
General |
step into new age v.
|
çağ atlamak |
|
406 |
General |
develop a new understanding v.
|
yeni bir anlayış geliştirmek |
|
407 |
General |
be open to new ideas v.
|
yeni fikirlere açık olmak |
|
408 |
General |
be open to new ideas v.
|
yeniliklere açık olmak |
|
409 |
General |
break new ground v.
|
bir ilki başarmak |
|
410 |
General |
create a new civilization v.
|
yeni bir medeniyet kurmak |
|
411 |
General |
enter the new year v.
|
yeni yıla girmek |
|
412 |
General |
need new blood v.
|
taze kana ihtiyaç duymak |
|
413 |
General |
replace with the new one v.
|
yenisi ile değiştirmek |
|
414 |
General |
replace with the new one v.
|
yenisiyle değiştirmek |
|
415 |
General |
take up a (new) hobby v.
|
yeni bir hobi edinmek |
|
416 |
General |
take up a (new) hobby v.
|
hobi edinmek |
|
417 |
General |
start a (new) hobby v.
|
yeni bir hobi edinmek |
|
418 |
General |
start a (new) hobby v.
|
hobi edinmek |
|
419 |
General |
take on a new meaning v.
|
yeni bir anlam kazanmak |
|
420 |
General |
bring new initiatives v.
|
yeni açılımlar getirmek |
|
421 |
General |
feel like a new person v.
|
yenilenmiş hissetmek |
|
422 |
General |
get a brand new start v.
|
yepyeni bir başlangıç yapmak |
|
423 |
General |
give a new image to v.
|
yeni bir imaj kazandırmak |
|
424 |
General |
give a new image to v.
|
yeni imaj kazandırmak |
|
425 |
General |
create a new account v.
|
yeni bir hesap açmak |
|
426 |
General |
create a new account v.
|
yeni hesap açmak |
|
427 |
General |
open a new account v.
|
yeni hesap açmak |
|
428 |
General |
try something new v.
|
yeni bir şeyler denemek |
|
429 |
General |
find a new job v.
|
yeni bir iş bulmak |
|
430 |
General |
bring a new perspective v.
|
yeni bir bakış açısı getirmek |
|
431 |
General |
make the new one v.
|
yenisini yapmak |
|
432 |
General |
provide new opportunities v.
|
yeni fırsatlar sağlamak |
|
433 |
General |
provide new opportunities v.
|
yeni fırsatlar sunmak |
|
434 |
General |
be fitting in with new friends v.
|
yeni arkadaşlara uyum sağlamak |
|
435 |
General |
work on something new v.
|
yeni bir şey üzerinde çalışmak |
|
436 |
General |
work on a new album v.
|
yeni bir albüm üzerinde çalışmak |
|
437 |
General |
bring a new dimension to v.
|
yeni bir boyut getirmek |
|
438 |
General |
incorporate a new company v.
|
yeni bir şirket kurmak |
|
439 |
General |
found a new company v.
|
yeni bir şirket kurmak |
|
440 |
General |
establish a new company v.
|
yeni bir şirket kurmak |
|
441 |
General |
spend one’s new year's night in istanbul v.
|
yılbaşı gecesini istanbul’da geçirmek |
|
442 |
General |
ruin one’s new year's eve party v.
|
yılbaşı partisini mahvetmek |
|
443 |
General |
spend one’s new year's night in ankara v.
|
yılbaşı gecesini ankara’da geçirmek |
|
444 |
General |
gain/find a new identity v.
|
yeni bir benlik bulmak |
|
445 |
General |
look new v.
|
yeni gözükmek |
|
446 |
General |
be new on the job v.
|
işte yeni olmak |
|
447 |
General |
give the first signs/signals of a new move v.
|
yeni bir hamlenin ilk sinyallerini vermek |
|
448 |
General |
mark a new period of v.
|
yeni bir döneme işaret etmek |
|
449 |
General |
get used to a new situation v.
|
yeni bir duruma alışmak |
|
450 |
General |
move to a new city v.
|
yeni bir şehre taşınmak |
|
451 |
General |
develop new selling strategies v.
|
yeni satış stratejileri geliştirmek |
|
452 |
General |
celebrate the new year v.
|
yeni yılı kutlamak |
|
453 |
General |
create new employment opportunities v.
|
yeni iş sahaları açmak |
|
454 |
General |
open up new employment opportunities v.
|
yeni iş sahaları açmak |
|
455 |
General |
create new employment opportunities v.
|
yeni iş sahaları yaratmak |
|
456 |
General |
open up new employment opportunities v.
|
yeni iş sahaları yaratmak |
|
457 |
General |
develop a new discourse v.
|
yeni bir söylem geliştirmek |
|
458 |
General |
introduce a new word into the language v.
|
bir dile kelime kazandırmak |
|
459 |
General |
coin a new word into the language v.
|
bir dile kelime kazandırmak |
|
460 |
General |
propose a new plan v.
|
yeni bir plan sunmak |
|
461 |
General |
propose a new plan v.
|
yeni bir plan önerisinde bulunmak |
|
462 |
General |
cry like a new born baby v.
|
yeni doğmuş bebek gibi ağlamak |
|
463 |
General |
cry like a new born baby v.
|
yeni doğmuş bir bebek gibi ağlamak |
|
464 |
General |
give a new image to v.
|
yeni bir imaj vermek |
|
465 |
General |
look for a new line of work v.
|
farklı bir iş kolu aramak |
|
466 |
General |
meet with new people v.
|
yeni insanlarla tanışmak |
|
467 |
General |
set a new record v.
|
yeni bir rekor kırmak |
|
468 |
General |
break a new record v.
|
yeni bir rekor kırmak |
|
469 |
General |
make new enemies v.
|
yeni düşmanlar edinmek |
|
470 |
General |
explore a new place v.
|
yeni bir yer keşfetmek |
|
471 |
General |
buy new toys v.
|
yeni oyuncaklar satın almak |
|
472 |
General |
follow a new path v.
|
yeni bir yol izlemek |
|
473 |
General |
move to a new apartment v.
|
yeni bir eve taşınmak |
|
474 |
General |
move to a new apartment v.
|
yeni bir daireye taşınmak |
|
475 |
General |
stand open to new ideas v.
|
yeni fikirlere açık olmak |
|
476 |
General |
stand open to new ideas v.
|
yeni görüşlere açık olmak |
|
477 |
General |
meet new cultures v.
|
yeni kültürlerle tanışmak |
|
478 |
General |
meet new people v.
|
yeni kişilerle tanışmak |
|
479 |
General |
teach new things v.
|
yeni şeyler öğretmek |
|
480 |
General |
buy a new phone v.
|
yeni bir telefon almak |
|
481 |
General |
usher in a new era of v.
|
de yeni bir dönemi başlatmak |
|
482 |
General |
plant new trees v.
|
yeni ağaçlar dikmek |
|
483 |
General |
new-model v.
|
şeklini değiştirmek |
|
484 |
General |
new-model v.
|
değişiklik yapmak |
|
485 |
General |
euchre [australia/new zealand] v.
|
mahvetmek |
|
486 |
General |
euchre [australia/new zealand] v.
|
pestilini çıkarmak |
|
487 |
General |
euchre [australia/new zealand] v.
|
çok yormak |
|
488 |
General |
billy [austral/new zealand] v.
|
çay yapmak |
|
489 |
General |
boil up [australia/new zealand] v.
|
çay yapmak |
|
490 |
General |
fall in [australia/new zealand] v.
|
hata yapmak |
|
491 |
General |
fall in [australia/new zealand] v.
|
başı darda olmak |
|
492 |
General |
fall in [australia/new zealand] v.
|
başarısız olmak |
|
493 |
General |
fall in [new zealand] v.
|
hamile kalmak |
|
494 |
General |
bushwhack [new zealand] v.
|
çalılık arazide çalışmak |
|
495 |
General |
bushwhack [new zealand] v.
|
ağaç kesiciliği yapmak |
|
496 |
General |
mux [new england] v.
|
karıştırmak |
|
497 |
General |
mux [new england] v.
|
dağıtmak |
|
498 |
General |
graunch [new zealand] v.
|
ezmek |
|
499 |
General |
graunch [new zealand] v.
|
yok etmek |
|
500 |
General |
remit [new zealand] v.
|
bir konunun yıllık genel kurul toplantısında görüşülmesi için yapılan teklif |
|