new - Türkisch Englisch Wörterbuch

new

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "new" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 37 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
new adj. yeni
We need some way of providing new resources.
Yeni kaynaklar sağlamanın bir yoluna ihtiyacımız var.

More Sentences
General
new adj. yeni
We need some way of providing new resources.
Yeni kaynaklar sağlamanın bir yoluna ihtiyacımız var.

More Sentences
new adj. yeni tarihli
The new date will most likely be 1 July of this year.
Yeni tarih büyük olasılıkla bu yılın 1 Temmuz'u olacaktır.

More Sentences
new n. yeni olan şey
new n. ilk evre
new n. ferahlık
new n. yepyeni olma
new n. taze olma
new adj. keşfedilmemiş
new adj. değişik
new adj. acemi
new adj. görülmemiş
new adj. modern
new adj. taze
new adj. turfanda
new adj. gıcır
new adj. garip
new adj. acayip
new adj. bambaşka
new adj. yenilenmiş
new adj. en son
new adj. güncel
new adj. son moda
new adj. yeni yapılan
new adj. yeni başlayan
new adj. deneyimsiz
new adj. tecrübesiz
new adj. ek
new adj. ilave
new adj. antika olmayan
new adj. son dönemde kullanılan
new adv. daha yeni
new adv. henüz
new adv. az evvel
new adv. yeni baştan
new adv. yeniden
Geography
new n. kuzeybatı kuzey karolina'dan batı virginia'ya akan bir nehir

Bedeutungen, die der Begriff "new" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
new products n. yeni ürünler
We have drawn up a list of financial instruments to ensure that new products fall within the scope of the directive.
Yeni ürünlerin yönetmelik kapsamına girmesini sağlamak üzere bir finansal araçlar listesi hazırladık.

More Sentences
new arrival n. yeni gelen
Regions that are currently poor will not become richer just because some new arrivals are poorer.
Halihazırda yoksul olan bölgeler, sırf bazı yeni gelenler daha yoksul diye zenginleşmeyecektir.

More Sentences
new world n. yeni dünya
I welcome every opportunity to work with you to create this new world'.
Bu yeni dünyayı yaratmak için sizinle birlikte çalışma fırsatını memnuniyetle karşılıyorum.

More Sentences
new delhi n. yeni delhi
We simply want to know what is likely to happen at New Delhi.
Biz sadece Yeni Delhi'de neler olabileceğini bilmek istiyoruz.

More Sentences
new orleans n. new orleans
Hurricane Katrina hit New Orleans ten years ago.
Katrina Kasırgası 10 yıl önce New Orleans'ı vurdu.

More Sentences
new world order n. yeni dünya düzeni
The new world order, proclaimed after the Gulf War by President Bush Snr, has quickly been forgotten.
Körfez Savaşı sonrasında Başkan Bush Snr tarafından ilan edilen yeni dünya düzeni hızla unutuldu.

More Sentences
new guinea n. yeni gine
The Torres Strait divides New Guinea from Australia.
Torres Boğazı Yeni Gine'yi Avustralya'dan ayırır.

More Sentences
the new year n. yılbaşı
How do you spend the New Year?
Yılbaşını nasıl geçirirsiniz?

More Sentences
new moon n. yeni ay
Earthshine is brightest on the nights around the new moon.
Dünya ışığı, yeni ayın etrafındaki gecelerde en parlak halini alır.

More Sentences
new zealander n. yeni zelandalı
Generally speaking, New Zealanders are taller than Japanese.
Genel olarak konuşursak, Yeni Zelandalılar Japonlardan daha uzundur.

More Sentences
new blood n. taze kan
We need new blood.
Taze kana ihtiyacımız var.

More Sentences
new year's eve n. yılbaşı gecesi
Tom spent New Year's Eve with his family.
Tom yılbaşı gecesini ailesiyle birlikte geçirdi.

More Sentences
new year n. yılbaşı
He turns 20 three days before New Year.
Yılbaşından üç gün önce yirmi yaşına girecek.

More Sentences
the new year n. yeni yıl
I look forward to resuming with vim and vigour in the New Year.
Yeni Yılda canla başla çalışmaya devam etmeyi dört gözle bekliyorum.

More Sentences
new york n. new york
I also said this at the meetings I had on 3 July and again last week in New York.
Bunu 3 Temmuz'da ve geçen hafta New York'ta yaptığım toplantılarda da söyledim.

More Sentences
new states n. yeni devletler
The solid fact is that the accession of 12 new States will substantially increase the disparities in the EU.
Somut gerçek şudur ki 12 yeni Devletin katılımı AB'deki eşitsizlikleri önemli ölçüde arttıracaktır.

More Sentences
new zealand n. yeni zelanda
This was the point I made with regard to New Zealand.
Yeni Zelanda ile ilgili olarak bu noktaya değinmiştim.

More Sentences
the new world n. yeni dünya
September 11 made us realise that the European Union is not fully adapted to the new world context.
11 Eylül, Avrupa Birliği'nin yeni dünya koşullarına tam olarak uyum sağlayamadığını fark etmemizi sağladı.

More Sentences
new zealand n. yeni zelandalı
She’s from Canada and he’s from New Zealand.
Kız Kanadalı, erkek de Yeni Zelandalı.

More Sentences
the new testament n. yeni ahit
Have you ever read the New Testament?
Yeni Ahit'i hiç okudunuz mu?

More Sentences
new year n. yeni yıl
I would thank you all and wish you a really merry Christmas and a happy New Year.
Hepinize teşekkür eder, gerçekten mutlu bir Noel ve mutlu bir Yeni Yıl dilerim.

More Sentences
new model n. yeni model
Ford is bringing out the new models soon.
Ford yakında yeni modellerini çıkaracak.

More Sentences
new business n. yeni iş
They are an important source of employment and a breeding ground for new business concepts.
Önemli bir istihdam kaynağı ve yeni iş konseptleri için bir üreme alanıdır.

More Sentences
papua new guinea n. papua yeni gine
Papua New Guinea is the second largest country in Oceania after Australia.
Papua Yeni Gine Avustralya'nın ardından Okyanusya'da en büyük ikinci ülkedir.

More Sentences
new age n. yeni çağ
New Age ideas are a refreshing alternative to the staid orthodoxy of traditional Christianity.
Yeni Çağ fikirleri, geleneksel Hıristiyanlığın katı ortodoksluğuna karşı canlandırıcı bir alternatif.

More Sentences
new year's day n. yılbaşı
New Year's Day is close at hand.
Yılbaşı çok yakında.

More Sentences
new thought n. yeni düşünce
No new thoughts, no new vision, no new initiatives and no urgency.
Yeni düşünceler, yeni vizyon, yeni girişimler ve aciliyet olmamalıdır.

More Sentences
new technology n. yeni teknoloji
It must be clear to us as well, though, that new technologies can endanger food safety.
Yeni teknolojilerin gıda güvenliğini tehlikeye atabileceği bizim için de açık olmalıdır.

More Sentences
breaking new ground n. çığır açma
We are breaking new ground and doing so in complex circumstances.
Yeni bir çığır açıyoruz ve bunu karmaşık koşullar altında yapıyoruz.

More Sentences
new clothes n. yeni elbiseler
You need new clothes.
Yeni elbiselere ihtiyacın var.

More Sentences
new things n. yeni şeyler
There are, however, positive new things in the report worth mentioning.
Bununla birlikte, raporda bahsetmeye değer olumlu yeni şeyler de var.

More Sentences
new friends n. yeni arkadaşlar
And the rabbit was very happy to make such a nice new friend.
Ve tavşan böyle güzel bir yeni arkadaş edindiği için çok mutluydu.

More Sentences
new year's day n. yılbaşı günü
Do you remember where you were on New Year's Day three years ago?
Üç yıl önce Yılbaşı Günü nerede olduğunu hatırlıyor musun?

More Sentences
new developments n. yeni gelişmeler
Ignoring these new developments at an individual level means taking the risk of suffering the consequences.
Bu yeni gelişmeleri bireysel düzeyde görmezden gelmek, sonuçlarına katlanma riskini almak anlamına gelir.

More Sentences
new money n. sonradan görme
Tom is new money.
Tom sonradan görme zengin.

More Sentences
new conditions n. yeni koşullar
No new conditions for enlargement should be imposed.
Genişleme için yeni koşullar dayatılmamalıdır.

More Sentences
new turkish n. yeni türkçe
I am excited about our new Turkish course.
Yeni Türkçe kursumuz için heyecanlıyım.

More Sentences
new buildings n. yeni binalar
The Office is not yet ready to move into the new building.
Ofis henüz yeni binasına taşınmaya hazır değildir.

More Sentences
new circumstances n. yeni koşullar
Tom adapted to the new circumstances.
Tom yeni koşullara adapte oldu.

More Sentences
new project n. yeni proje
In concentrating only on new projects there is a clear danger of distortions of competition in relation to the old ones.
Sadece yeni projelere odaklanıldığında, eski projelerle ilgili olarak rekabetin bozulma tehlikesi açıkça görülmektedir.

More Sentences
new customer n. yeni müşteri
Recently, we've been getting a lot of new customers.
Son zamanlarda çok sayıda yeni müşteri ediniyoruz.

More Sentences
new shop n. yeni dükkan/mağaza
When did you open your new shop?
Yeni dükkanını ne zaman açtın?

More Sentences
a new beginning n. yeni bir başlangıç
It can and must signal the start of a new beginning.
Yeni bir başlangıca işaret edebilir ve etmelidir de.

More Sentences
new words n. yeni kelimeler
This new word is particularily important for us.
Bu yeni kelime bizim için özellikle önemli.

More Sentences
new car n. yeni araba
So it is hard to arrange finance for the new cars.
Bu nedenle yeni arabalar için finansman ayarlamak zor.

More Sentences
new product n. yeni ürün
The new product's sales exceeded expectations.
Yeni ürünün satışları beklentileri aştı.

More Sentences
new yorker n. new yorklu
Today, as the Prime Minister has remarked, we are all Americans, we are all New Yorkers, we are all Washingtonians.
Bugün, Başbakan'ın da ifade ettiği gibi, hepimiz Amerikalıyız, hepimiz New Yorkluyuz, hepimiz Washingtonluyuz.

More Sentences
a new environment n. yeni bir çevre
A new job, a new environment would be good for you.
Yeni bir iş, yeni bir çevre size iyi gelecektir.

More Sentences
new treatments n. yeni tedaviler
They supply valuable industry information on innovative new treatments and products.
Yenilikçi yeni tedaviler ve ürünler hakkında değerli sektör bilgileri sağlarlar.

More Sentences
new version n. yeni sürüm
I'm very impatient to see the new version of Tatoeba.
Tatoeba'nın yeni sürümünü görmek için sabırsızlanıyorum.

More Sentences
new student n. yeni öğrenci
Each year the EU gets around 100 000 fewer new students than the United States.
AB her yıl Amerika Birleşik Devletleri'nden yaklaşık 100.000 daha az yeni öğrenci almaktadır.

More Sentences
new approach n. yeni yaklaşım
Basically, the new approach focuses mainly on implementing the Lisbon objectives.
Yeni yaklaşım temel olarak Lizbon hedeflerinin uygulanmasına odaklanmaktadır.

More Sentences
new year's resolution n. yeni yıl kararı
Did you make any New Year's resolutions?
Hiç yeni yıl kararları verdin mi?

More Sentences
new horizons n. yeni ufuklar
With their enthusiasm, we will be able to enhance our Union and give it new horizons.
Onların coşkusuyla Birliğimizi geliştirebilecek ve ona yeni ufuklar kazandırabileceğiz.

More Sentences
new ways n. yeni yollar
We must therefore have confidence, above all in ourselves, and decide to experiment with new ways of doing things.
Bu nedenle her şeyden önce kendimize güvenmeli ve yeni yollar denemeye karar vermeliyiz.

More Sentences
chinese new year n. çin yeni yılı
Spring Festival is also known as Chinese New Year.
Bahar Festivali, Çin Yeni Yılı olarak da bilinir.

More Sentences
a new study n. yeni bir çalışma
A new study published last week suggests that it did not.
Geçen hafta yayınlanan yeni bir çalışma öyle olmadığını gösteriyor.

More Sentences
new year's n. yılbaşı
Who are you going to spend New Year's Eve with?
Yılbaşını kimlerle beraber geçireceksin?

More Sentences
a new process n. yeni bir süreç
Indeed, it could be useful, precisely because this is a new process which we need to improve.
Gerçekten de faydalı olabilir çünkü bu tam da geliştirmemiz gereken yeni bir süreçtir.

More Sentences
meet new people v. yeni insanlarla tanışmak
Meet new people, play with your friends, visit their homes, and check out their movies.
Yeni insanlarla tanışın, arkadaşlarınızla oynayın, evlerini ziyaret edin ve filmlerine göz atın.

More Sentences
learn new things v. yeni şeyler öğrenmek
I love to learn new things.
Yeni şeyler öğrenmeyi seviyorum.

More Sentences
Common Usage
happy new year interj. mutlu yıllar
General
new moon n. hilal
new moon n. ayça
the new world n. yenidünya
new line character n. satır başı karakteri
new world n. avrupa tarafından görüldüğü şekliyle kuzey ve güney amerika
a new one on me n. şaşırtıcı bir şey
new year in art n. sanatta yeni yıl
new towns n. yeni şehirler
new moon n. yeniay
a new lease of life n. yeniden doğma
new criticism n. yeni eleştiri
new facility inspection n. yeni tesis denetimi
the new testament n. ahdicedit
new year's eve n. 31 aralık gecesi
jewish new year n. yahudi yeni yılı
new britain n. yeni britanya
new times n. yeni zamanlar
new agencies n. haber ajansları
the new jerusalem n. cennet
new year's day n. 1 ocak
new recruit n. askere yeni alınmış er
new year n. yeni sene
new plymounth colony n. new plymounth kolonisi
new tourist n. yeni turist
new recruit n. acemi er
new left n. yeni sol
new england n. yeni ingiltere
new zealand dollar n. yeni zelanda doları
new guinean n. yeni gine
new business enterprises n. yeni ticari teşebbüsler
papua new guinea trobriand islands n. papua yeni gine trobrıan adaları
new coinage n. yeni basılmış madeni para
papua new guinean n. papua yeni gineli
new guinean n. yeni gineli
new year's eve n. yılbaşı arifesi
papua new guinea people n. papua yeni gine halkı
new zealand people n. yeni zelanda halkı
new york stock exchange n. new york menkul değerler borsası
new york metropolitan area n. new york metropolitan alanı
new order n. yeni düzen
new era n. yeni çağ
new order n. genel reform
new hope n. güneydoğu pensilvanya'da bir bölge
new hope n. yeni umut
new south wales n. güney doğu avustralya bölgesi
new edition n. yeni basım
new turkish lira n. yeni türk lirası
new edition n. yeni baskı
new year eve n. yılbaşı arifesi
new beginning n. yeni bir başlangıç
new chance n. temiz bir sayfa
new beginning n. temiz bir sayfa
new chance n. yeni bir başlangıç
new turkish liras n. yeni türk lirası
new age n. yeni dönem
new period n. yeni dönem
new era n. yeni dönem
new expansion n. yeni açılım
new tricks to old dogs n. eski köye yeni adet
a new geography n. yeni bir coğrafya
old turkish-persian new year celebration n. nevruz
new year's resolution n. yılbaşında bir bireyin belirli türdeki davranışlarını değiştirmek için aldığı karar
new sand n. taze döküm kumu
new-testament n. yeni ahit
decision regarding a new trial n. muhakemenin iadesi hakkında karar
the new order n. nizam-ı cedid
new york police department n. newyork polis departmanı
new year celebration n. yeni yıl kutlaması
new fashion n. yeni moda
new year holiday n. yılbaşı tatili
new year greeting n. yeni yıl tebriği
new year greeting n. yeniyıl tebriği
a new breath n. yeni bir soluk
a new breath n. yeni soluk
preparation for new season n. yeni sezon hazırlığı
new image n. yeni imaj
new york gang n. new york çetesi
new year hat n. yılbaşı şapkası
new circumstances n. yeni şartlar
new paper n. yeni kağıt
new turkish alphabet n. yeni türk alfabesi
new year preparations n. yeni yıl hazırlıkları
new year gift n. yeni yıl hediyesi
new year present n. yeni yıl hediyesi
new branch n. yeni şube
a new sense of realism n. yeni bir gerçekçilik anlayışı
the new earth army n. yeni dünya ordusu
new age movement n. yeni çağ hareketi
a brand-new program n. yepyeni bir program
old and new testament n. eski ve yeni ahit
new year table n. yılbaşı masası
new year table n. yılbaşı sofrası
new year's table n. yılbaşı sofrası
new year's table n. yılbaşı masası
best new band n. en iyi çıkış yapan grup
new yorker n. new york'ta yaşayan kişi
new year ceremony n. yeni yıl töreni
new year ceremony n. yeni yıl seremonisi
new world translation of the holy scriptures n. kutsal metinlerin yeni dünya tercümesi
a pair of new shoes n. bir çift yeni ayakkabı
a new hire n. işe yeni alınan kişi
chilly bin (new zeland) n. buz kutusu
chilly bin (new zeland) n. portatif soğutucu
new pupil n. yeni öğrenci
new faces n. yeni yüzler
new year's decoration n. yılbaşı süsü
johnny pump (in new york city) n. yangın musluğu
new car n. sıfır araba
new year's resolutions n. yeni yıl kararları
brand new n. son çıkan
the new words learned n. öğrenilen yeni kelimeler
new logic n. yeni mantık
new unit n. yeni ünite
new forwarder n. yeni yönlendirici
new house n. yeni ev
new year party n. yeni yıl partisi
my new friend at school n. okuldaki yeni arkadaşım
new ticket n. yeni bilet
new week n. yeni hafta
taonga [new zeland] n. değerli, yüksek fiyatlı herhangi bir şey
taonga [new zeland] n. hazine
camp oven [australia/new zeland] n. açık hava ocağı/fırını
rahui [new zeland] n. māori kültüründe yasak anlamındaki sözcük
chartered club [new zealand] n. içki ruhsatı olan özel kulüp
new age n. 1970'lerde ortaya çıkan manevi ve bilinç arttırıcı akımlar bütünü
new ager n. new age akımının takipçisi olan kimse
new australian n. avustralya’ya göçmüş anadili ingilizce olmayan kimse
new brunswicker n. new brunswick eyaletinden olan kimse
new canadian n. kanada'ya yeni göçen kimse
new chum [aus] n. toy kimse
new deal n. yeniden değerlendirme
new englander n. yeni ingiltereli
new englander n. kuzey abd'de maine, new hampshire, vermont, massachusetts, connecticut ve rhode island'dan oluşan bölgenin sakini olan kimse
new englander n. new england'da yaşayan amerikalı
new hampshirite n. new hampshire'da yaşayan kimse
new hampshirite n. new hampshire'ın yerlisi olan kimse
new jerseyan n. new jersey'de oturan kimse
new jerseyan n. new jersey'in yerlisi olan kimse
new look n. yeni görünüm
new look n. christian dior'un yarattığı, kadın kıyafetlerinde uzun eteklerin hüküm sürdüğü bir moda
new man n. doğasındaki özenli tarafı ortaya çıkararak, çocuk bakımı ve ev işlerinde eşit sorumluluk alan modern erkek
new mexican n. new mexico'da yaşayan kimse
new mexican n. new mexico'nun yerlisi olan kimse
new wave n. yeni atılım
new wave n. yeni akım
new wave n. en yeni ve frapan moda
new year n. yılın genellikle tatil olarak kutlanan ilk günleri
new year n. roş aşana
new year n. yahudi yeni yılı
new year's n. 1 ocak
new year's n. yılın ilk günü
new years day n. yılbaşı
new years day n. 1 ocak
new years day n. yılın ilk günü
new years eve n. 31 aralık akşamı
new years eve n. yılbaşı gecesi
new years eve n. yılbaşı arifesi
new-sprung n. yeni ortaya çıkmış
new-sprung n. yakın zamanda ortaya çıkmış
new-sprung n. yakın zamanda var olmuş
new-sprung n. yeni var olmuş
tramper [new zealand] n. doğa yürüyüşü yapan kimse
tramping club [new zealand] n. doğa yürüyüşü grubu
new normal n. yeni normal
lineman [australia/new zealand] n. (geçmişte) can kurtaran
new car smell n. yeni araba kokusu
new car smell n. sıfır araba kokusu
aroha [new zealand] n. aşk
aroha [new zealand] n. sevgi
aroha [new zealand] n. hürmet
art union [australia/new zealand] n. genellikle nakit harici başka ödüller veren piyango
yat [new orleans] n. new orleans'lı alt ve orta gelir grubundan beyaz
larrikin [australia/new zealand] n. serseri
fadge [new zealand] n. 100 kilogramdan daha hafif yün balyası içinde yün paketi
kai [new zealand] n. besin
kai [new zealand] n. yiyecek
kai [new zealand] n. gıda
kaik [new zealand] n. (güney adası lehçesinde) kainga
kete [new zealand] n. ketenden örülmüş sepet
kitchen tea [australia/new zealand] n. kadın davetlilerin hediye olarak mutfak gereçleri getirdiği düğün öncesi parti
kiwiana [australia/new zealand] n. yeni zelanda'nın tarihi ve popüler kültürüyle ilişkili
larrikinism [australia/new zealand] n. holiganlık
larrikinism [australia/new zealand] n. holiganizm
larrikinism [australia/new zealand] n. densiz ve saygısız davranış
queen street farmer [new zealand] n. genellikle vergi kaybı için çiftlik işleten şehirli iş adamı
billy-bread [new zealand] n. kamp ateşinde pişirilen ekmek
birdcage [australia/new zealand] n. padok
black stump [new zealand] n. uzak yol
leading dog [new zealand] n. sürü koruma köpeği
learner's chain [new zealand] n. kesimhanede çalışan tecrübesiz işçi takımı
maori bunk [new zealand] n. yükseltilmiş yatak
marching girl [australia/new zealand] n. süslü üniformalarla resmi geçitlerde veya müsabakalarda çeşitli düzenlerde yürüyüş yapan genç kadın takımları
meeting house [new zealand] n. maori kabile salonu
meetinghouse [new zealand] n. maori kabile salonu
whinge [uk/australia/new zealand) n. ağlama
whinge [uk/australia/new zealand) n. sızlanma
whinge [uk/australia/new zealand) n. haykırma
blob (new england) n. çiçek
block [australia/new zealand] n. arsa
hapu [new zealand] n. yeni zelanda yerlileri klanı
hard case [new zealand] n. sıkı kimse
heitiki [new zealand] n. maorilere özgü yeşim taşından yapılan bir kolye
bottle-jack [new zealand] n. şişe kriko
brew [uk/new zealand] n. bir fincan çay yapma
bridle track [new zealand] n. ata binmek için uygun yol
bucket [australia/new zealand] n. dondurma kovası
hokonui [obsolete] [new zealand] n. yasadışı viski
home aid [new zealand] n. hizmetçi
home aid [new zealand] n. yardımcı
home aid [new zealand] n. evde yardım
home help [uk] [new zealand] n. kendine bakacak durumda olmayan kişilerin ev işlerini yapması için para ödenen kimse
home help [uk] [new zealand] n. ihtiyaç sahiplerine yerel bir yönetim merkezinin sosyal hizmetler departmanınca sağlanan yardım hizmeti
home unit [australia/new zealand] n. bir dizi benzer konutun parçası olan müstakil ev
hooley [ireland/new zealand] n. canlı parti
hooley [ireland/new zealand] n. eğlenceli kutlama
nanua [new zealand] n. maori dövmesi
nanua [new zealand] n. maori dövme deseni
mokopuna [new zealand] n. torun
mokopuna [new zealand] n. genç insan
mooloo [new zealand] n. waikato'lu kimse
new blood n. grubun veya organizasyonun verimli üyeleri
luminaria [new mexico] n. (köylerde noel arifesini kutlamak için evlerin önünde yakılan) şenlik ateşi
bullocky [australia/new zealand] n. boğa güdücüsü
bullocky [australia/new zealand] n. boğa güdücülerine özgü kaba dil
burl [australia/new zealand] n. araba yolculuğu
bush lawyer [new zealand] n. maden aracısı
bush singlet [new zealand] n. genellikle tarım işçilerinin giydiği siyah yünlü atlet
bushwalk [australia/new zealand] n. doğa yürüyüşü
bushwhacker [new zealand] n. çalılık arazide çalışan kimse
bushwhacker [new zealand] n. ağaç kesiciliği yapan kimse
globe [australia/new zealand/south africa] n. ampul
mux [new england] n. karışıklık
mux [new england] n. dağınıklık
mux [new england] n. düzensizlik
ring-in [australia/new zealand] n. normalde belirli bir grubun üyesi olmayan kimse
ring-in [australia/new zealand] n. normalde belirli bir gruba ait olmayan unsur
ring-in [australia/new zealand] n. bir grubun dışında olan kimse
ring-in [australia/new zealand] n. yabancı
chop [australia/new zealand] n. odun kırma yarışı
chopper [new zealand] n. çocuk bisikleti
chopper [australia/new zealand] n. (eti taze satışa uygun olmayan) hayvan
chopper [australia/new zealand] n. eti tüketilemeyen hayvan
clam-flat [new england] n. yumuşak gel-git düzlüğünde midyelerin gizlendiği bölüm
dairy [new zealand] n. standart çalışma saatlerinin dışında açık kalan dükkan
dairy [new zealand] n. küçük market
dairy [new zealand] n. büfe
oncer [new zealand] n. tek seferlik gerçekleşen şey
opportunity shop [australia/new zealand] n. yardım mağazası
road agent [new england] n. yol sorumlusu
road agent [new england] n. yol görevlisi
runoff [new zealand] n. çiftlik yakınlarında bulunmayan otlak
chuckie [scotland/new zealand] n. küçük taş
old identity [australia/new zealand] n. eski toprak
old identity [australia/new zealand] n. bir yerin yaşlı ve tanınmış sakini
ownership flat [new zealand] n. içinde sahibinin yaşadığı daire
ownership flat [new zealand] n. mülk sahibi tarafından işgal edilen daire
burl [scotland/australia/new zealand] n. kalkışma
burl [scotland/australia/new zealand] n. deneme
burl [scotland/australia/new zealand] n. teşebbüs
handle [new zealand] n. hissiyat
new work n. yeni iş
coaster [new zealand] n. batı kıyılarından gelen kimse
dog-roll [new zealand] n. işlenmiş etten oluşan sosis biçimli bir köpek maması
downs [australia/new zealand] n. düz ve çimenlik alan
drainlayer [new zealand] n. su borularını inşa eden kimse
drainlayer [new zealand] n. su borusu tamircisi
pig dog [new zealand] n. çalılarda yaşayan vahşi domuzları avlamak için yetiştirilen köpek
pikau [new zealand] n. sırt çantası
piker [australia/new zealand] n. işe yaramaz kimse
piker [australia/new zealand/us] n. tembel teneke
piker [australia/new zealand/us] n. kaytaran kimse
pinky bar® [new zealand] n. çikolata kaplı bir şekerleme markası
culler [new zealand/australia] n. ıskarta hayvan
culler [new zealand/australia] n. ıskarta koyun
islander [new zealand] n. pasifik adaları sakini
plate [new zealand/australia] n. misafirlerin partiye getirdiği dolu tabak
play-lunch [new zealand] n. okul çocuklarının öğlene doğru yediği atıştırmalık
potae [new zealand] n. bir tür şapka
powhiri [new zealand] n. maori karşılama töreni
saw doctor [new zealand] n. testere uzmanı kimse
coconut [new zealand] n. pasifik adalarında yaşayan kimse
fizzy [new zealand] n. alkolsüz gazlı içecek
fizzy [new zealand] n. asitli içecek
flatting [australia/new zealand] n. paylaşımlı dairede yaşama
flax kit [new zealand] n. keten lifinden yapılmış sepet
fleecie [new zealand] n. yün balyalayıcı
fleecie [new zealand] n. yapağı balyalayıcı
fly [australia/new zealand] n. kalkışma
fly [australia/new zealand] n. girişim
fly [australia/new zealand] n. çaba
fly [australia/new zealand] n. deneme
folio [new zealand] n. birbiriyle ilgili materyallerin oluşturduğu koleksiyon
petrolhead [australia/new zealand] n. motor yarışı tutkunu
petrolhead [australia/new zealand] n. motor yarışçısı
plunket nurse [new zealand] n. plunket adlı bir çocuk gelişim derneğinin görevlendirdiği çocuk bakım hemşiresi
rompers [new zealand] n. kız öğrencilerin maç ve jimnastik sırasında giydikleri bir tür kostüm
sherang [australia/new zealand] n. patron
sherang [australia/new zealand] n. otorite sahibi kimse
singlet [new zealand] n. ormancıların giydiği siyah yün bir dış kıyafet
new job celebration n. yeni iş kutlaması
freeloader [uk/new zealand/canada/scotland] n. marketlerden tarihi geçmiş ürünler alan tüketici
iwi [new zealand] n. maori kabilesi
slip rail [australia/new zealand] n. (gerektiğinde yerinden çıkarılabilen) çit rayı
new installment n. yeni bölüm
new installment n. bir serinin (film, kitap, video oyunu) yeni bölümü
poi dance [new zealand] n. poi dansı
poi dance [new zealand] n. kadınların şarkı söyleyerek gerçekleştirdiği bir dönüşüm dansı
squiz [australia/new zealand] n. bakış
squiz [australia/new zealand] n. kısa bakış
squiz [australia/new zealand] n. göz atma
squiz [australia/new zealand] n. şöyle bir bakış
squiz [australia/new zealand] n. üstten bakış
stretcher [australia/new zealand] n. kordura kumaşlı kampet
make a new start v. yeniden başlamak
break new ground v. çığır açmak
turn over a new leaf v. yeni bir hayata başlamak
start on a new bottle of wine v. yeni bir şişe şaraba başlamak
mark a new epoch v. çığır açmak
make new v. yenilemek
turn over a new leaf v. yeniden başlamak
give new meaning to v. anlam kazandırmak
see in the new year v. yeni yılı karşılamak
begin a new season v. perdelerini açmak
usher in a new age v. yeni bir çağ açmak
become new v. yenileşmek
turn over a new leaf v. hayatını daha iyi bir yola koymak
open new horizons v. yeni ufuklar açmak
add a new dimension v. yeni bir boyut katmak
introduce a new thing v. ortaya çıkarmak
start a new life v. yeni bir yaşama kapılarını açmak
start a new life v. yeni bir hayata başlamak
veer off in a new direction v. yeni bir yön çizmeye karar vermek
bring in something new v. bir ilke imza atmak
come up with a new idea for v. fikir ortaya atmak
move into a new house v. yeni eve taşınmak
move into a new house v. yeni bir eve taşınmak
turn over a new leaf v. beyaz sayfa açmak
turn over a new leaf v. beyaz bir sayfa açmak
set new standard v. yeni standart belirlemek
enter upon a new career v. yeni bir işe başlamak
break new ground v. ilki gerçekleştirmek
break new ground v. bir ilki gerçekleştirmek
step into new age v. çağ atlamak
develop a new understanding v. yeni bir anlayış geliştirmek
be open to new ideas v. yeni fikirlere açık olmak
be open to new ideas v. yeniliklere açık olmak
break new ground v. bir ilki başarmak
create a new civilization v. yeni bir medeniyet kurmak
enter the new year v. yeni yıla girmek
need new blood v. taze kana ihtiyaç duymak
replace with the new one v. yenisi ile değiştirmek
replace with the new one v. yenisiyle değiştirmek
take up a (new) hobby v. yeni bir hobi edinmek
take up a (new) hobby v. hobi edinmek
start a (new) hobby v. yeni bir hobi edinmek
start a (new) hobby v. hobi edinmek
take on a new meaning v. yeni bir anlam kazanmak
bring new initiatives v. yeni açılımlar getirmek
feel like a new person v. yenilenmiş hissetmek
get a brand new start v. yepyeni bir başlangıç yapmak
give a new image to v. yeni bir imaj kazandırmak
give a new image to v. yeni imaj kazandırmak
create a new account v. yeni bir hesap açmak
create a new account v. yeni hesap açmak
open a new account v. yeni hesap açmak
try something new v. yeni bir şeyler denemek
find a new job v. yeni bir iş bulmak
bring a new perspective v. yeni bir bakış açısı getirmek
make the new one v. yenisini yapmak
provide new opportunities v. yeni fırsatlar sağlamak
provide new opportunities v. yeni fırsatlar sunmak
be fitting in with new friends v. yeni arkadaşlara uyum sağlamak
work on something new v. yeni bir şey üzerinde çalışmak
work on a new album v. yeni bir albüm üzerinde çalışmak
bring a new dimension to v. yeni bir boyut getirmek
incorporate a new company v. yeni bir şirket kurmak
found a new company v. yeni bir şirket kurmak
establish a new company v. yeni bir şirket kurmak
spend one’s new year's night in istanbul v. yılbaşı gecesini istanbul’da geçirmek
ruin one’s new year's eve party v. yılbaşı partisini mahvetmek
spend one’s new year's night in ankara v. yılbaşı gecesini ankara’da geçirmek
gain/find a new identity v. yeni bir benlik bulmak
look new v. yeni gözükmek
be new on the job v. işte yeni olmak
give the first signs/signals of a new move v. yeni bir hamlenin ilk sinyallerini vermek
mark a new period of v. yeni bir döneme işaret etmek
get used to a new situation v. yeni bir duruma alışmak
move to a new city v. yeni bir şehre taşınmak
develop new selling strategies v. yeni satış stratejileri geliştirmek
celebrate the new year v. yeni yılı kutlamak
create new employment opportunities v. yeni iş sahaları açmak
open up new employment opportunities v. yeni iş sahaları açmak
create new employment opportunities v. yeni iş sahaları yaratmak
open up new employment opportunities v. yeni iş sahaları yaratmak
develop a new discourse v. yeni bir söylem geliştirmek
introduce a new word into the language v. bir dile kelime kazandırmak
coin a new word into the language v. bir dile kelime kazandırmak
propose a new plan v. yeni bir plan sunmak
propose a new plan v. yeni bir plan önerisinde bulunmak
cry like a new born baby v. yeni doğmuş bebek gibi ağlamak
cry like a new born baby v. yeni doğmuş bir bebek gibi ağlamak
give a new image to v. yeni bir imaj vermek
look for a new line of work v. farklı bir iş kolu aramak
meet with new people v. yeni insanlarla tanışmak
set a new record v. yeni bir rekor kırmak
break a new record v. yeni bir rekor kırmak
make new enemies v. yeni düşmanlar edinmek
explore a new place v. yeni bir yer keşfetmek
buy new toys v. yeni oyuncaklar satın almak
follow a new path v. yeni bir yol izlemek
move to a new apartment v. yeni bir eve taşınmak
move to a new apartment v. yeni bir daireye taşınmak
stand open to new ideas v. yeni fikirlere açık olmak
stand open to new ideas v. yeni görüşlere açık olmak
meet new cultures v. yeni kültürlerle tanışmak
meet new people v. yeni kişilerle tanışmak
teach new things v. yeni şeyler öğretmek
buy a new phone v. yeni bir telefon almak
usher in a new era of v. de yeni bir dönemi başlatmak
plant new trees v. yeni ağaçlar dikmek
new-model v. şeklini değiştirmek
new-model v. değişiklik yapmak
euchre [australia/new zealand] v. mahvetmek
euchre [australia/new zealand] v. pestilini çıkarmak
euchre [australia/new zealand] v. çok yormak
billy [austral/new zealand] v. çay yapmak
boil up [australia/new zealand] v. çay yapmak
fall in [australia/new zealand] v. hata yapmak
fall in [australia/new zealand] v. başı darda olmak
fall in [australia/new zealand] v. başarısız olmak
fall in [new zealand] v. hamile kalmak
bushwhack [new zealand] v. çalılık arazide çalışmak
bushwhack [new zealand] v. ağaç kesiciliği yapmak
mux [new england] v. karıştırmak
mux [new england] v. dağıtmak
graunch [new zealand] v. ezmek
graunch [new zealand] v. yok etmek
remit [new zealand] v. bir konunun yıllık genel kurul toplantısında görüşülmesi için yapılan teklif