güncel

Meanings of "güncel" in English Turkish Dictionary : 34 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	güncel	current adj.
The current survey shows great opposition to the president. Güncel anket Başkan'a karşı büyük bir muhalefet olduğunu gösteriyor. More Sentences
General
2	General	güncel	topical adj.
Take the very topical example of the common European trade policy. Çok güncel bir örnek olan Avrupa ortak ticaret politikasını ele alalım. More Sentences
3	General	güncel	timely adj.
The debate on the future of the cohesion policy is a very timely one. Uyum politikasının geleceğine ilişkin tartışma son derece güncel bir konudur. More Sentences
4	General	güncel	newsworthy adj.
This hardly seems newsworthy. Bu neredeyse hiç güncel görünmüyor. More Sentences
5	General	güncel	up to date adj.
Perhaps there are points that can be brought up to date in legal terms. Belki de hukuki açıdan güncel hale getirilebilecek noktalar vardır. More Sentences
6	General	güncel	current adj.
All current surveys show the great economic potential of electronic business. Tüm güncel araştırmalar elektronik ticaretin büyük ekonomik potansiyelini göstermektedir. More Sentences
7	General	güncel	up-to-date adj.
I shall send you some press cuttings, which are extremely enlightening and will, I believe, bring you up-to-date. Size son derece aydınlatıcı ve sizi güncel tutacağına inandığım bazı basın kupürleri göndereceğim. More Sentences
8	General	güncel	updated adj.
Develop different solutions with updated materials in details of interior space. İç mekan detaylarında güncel malzemeler ile farklı çözümler geliştir. More Sentences
Technical
9	Technical	güncel	up-to-date adj.
We know that Member States do not supply up-to-date data if systems are voluntary. Sistemler gönüllülük esasına dayanıyorsa Üye Devletlerin güncel veri sağlamadığını biliyoruz. More Sentences
Aeronautic
10	Aeronautic	güncel	updated adj.
Develop different solutions with updated materials in details of interior space. İç mekan detaylarında güncel malzemelerle farklı çözümler geliştirin. More Sentences
Medical
11	Medical	güncel	current adj.
The problem, I added, is not a current problem, but there is no escaping this question. Eklediğim gibi sorun güncel bir sorun değil ancak bu sorudan kaçış yok. More Sentences
General
12	General	güncel	the last word n.
13	General	güncel	live adj.
14	General	güncel	daily adj.
15	General	güncel	living adj.
16	General	güncel	today's adj.
17	General	güncel	actual adj.
18	General	güncel	contemporary adj.
19	General	güncel	to-day adj.
20	General	güncel	new adj.
21	General	güncel	timeous adj.
22	General	güncel	todayish adj.
23	General	güncel	uptodate adj.
24	General	güncel	rife adj.
25	General	güncel	running adj.
26	General	güncel	cur (current) adj.
27	General	güncel	space-age adj.
Colloquial
28	Colloquial	güncel	with-it adj.
29	Colloquial	güncel	not your dad's expr.
30	Colloquial	güncel	not your daddy's expr.
Idioms
31	Idioms	güncel	the last word in expr.
32	Idioms	güncel	in tune with the times expr.
Slang
33	Slang	güncel	hep adj.
34	Slang	güncel	fresh adj.

Meanings of "güncel" with other terms in English Turkish Dictionary : 148 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	güncel olaylar	current events n.
In the light of current events in the UK, this report centres on an extremely important issue. Birleşik Krallık'taki güncel olaylar ışığında bu rapor son derece önemli bir konuya odaklanmaktadır. More Sentences
2	General	güncel sorunlar	current problems n.
They need to be able to take all the current problems of the new economy into account. Yeni ekonominin tüm güncel sorunlarını dikkate alabilmelidirler. More Sentences
3	General	güncel bilgi	up-to-date information n.
Electric computers provide managers with detailed, up-to-date information. Elektrikli bilgisayarlar yöneticilere detaylı ve güncel bilgiler sağlar. More Sentences
4	General	güncel olmak	be up-to-date v.
Your software should be up-to-date to play the video. Videoyu oynatmak için yazılımınızın güncel olması gerekir. More Sentences
5	General	daha güncel	more up-to-date adj.
Well, I want to quote a more up-to-date document about the codfish. Morina balığı hakkında daha güncel bir belgeden alıntı yapmak istiyorum. More Sentences
6	General	en güncel	most up-to-date adj.
The laboratory has the most up-to-date equipment. Laboratuvar, en güncel ekipmana sahip. More Sentences
7	General	güncel haber	current news n.
8	General	güncel zorunluluk	daily necessity n.
9	General	güncel olaylar	passing events n.
10	General	en güncel	the latest n.
11	General	güncel haberleri veren kısa film	newsreel n.
12	General	güncel konu	current issue n.
13	General	güncel yaşam	current life n.
14	General	güncel konular	current issues n.
15	General	güncel liste	up-to-date list n.
16	General	güncel program	up-to-date program n.
17	General	güncel olay	current issue n.
18	General	güncel olay	current matter n.
19	General	güncel bir çalışma	a recent study n.
20	General	en güncel tarih	the most recent date n.
21	General	en güncel tarih	recent date n.
22	General	güncel sanat	current art n.
23	General	güncel durum	current mood n.
24	General	güncel durum	actual situation n.
25	General	güncel olma	recency n.
26	General	siyaset ve güncel olaylar üzerine medyada konuşan zengin ve eğitimli tabaka	chattering class n.
27	General	siyaset ve güncel olaylar üzerine medyada konuşan zengin ve eğitimli tabaka	chattering classes n.
28	General	tartışmalı güncel sorun	barbecue stopper n.
29	General	güncel olma	hip n.
30	General	bir haberi güncel yapan bir olayla bağlantı	hook n.
31	General	güncel adres	inhabitancy n.
32	General	somut ve güncel olan şey	is n.
33	General	güncel trend	flavor of the month n.
34	General	güncel moda	flavor of the month n.
35	General	güncel sipariş	current order n.
36	General	güncel tartışmalar için halka açık toplantı düzenleyen organizasyon	forum n.
37	General	güncel tutmak	keep up-to-date v.
38	General	güncel kalmak	stay up to date v.
39	General	güncel kalamamak	lose track v.
40	General	güncel konulara ilişkin bir görüşü etkilemeye çalışmak	pamphleteer v.
41	General	güncel tutmak	subsist [obsolete] v.
42	General	güncel konularla ilgili	relevant adj.
43	General	daha güncel	more current adj.
44	General	güncel olmayan	outdated adj.
45	General	güncel olmayan	noncurrent adj.
46	General	ilgili tarihte güncel	then-current adj.
47	General	tamamıyla güncel	fully up to date adj.
48	General	güncel olaylar hakkında bilgi sahibi	au courant [french] adj.
49	General	güncel olmayan	uncurrent adj.
50	General	güncel durumu bilen	up on adj.
51	General	güncel eğilimleri temsil eden	young adj.
52	General	daha güncel	lower adj.
53	General	(konuşma ve raporda) güncel	rife adj.
54	General	güncel ve sofistike	right-on adj.
55	General	güncel kullanımı olan	fashionable adj.
56	General	güncel tutan	posted adj.
57	General	güncel olmayan	premodern adj.
58	General	güncel olarak	livingly adv.
Phrasals
59	Phrasals	birini bir konu, plan, proje hakkında güncel tutmak	keep in v.
60	Phrasals	(dergi) güncel hale getirmek	write up v.
61	Phrasals	(bir şey hakkında) güncel kalmak	keep across (something) v.
62	Phrasals	(biri/bir şey) hakkında güncel kalmak	keep up with (someone or something) v.
Colloquial
63	Colloquial	siyaset ve güncel olaylar üzerine medyada konuşan zengin ve eğitimli tabaka	chatterati n.
64	Colloquial	şu anki/güncel akım	the going thing n.
65	Colloquial	şu anki/güncel yaklaşım	the going thing n.
66	Colloquial	doğru veya güncel olarak konuşulan ingilizce	kings english n.
67	Colloquial	en güncel trend/akım	the latest thing n.
68	Colloquial	güncel trendlere/tarzlara/tavırlara uymayan	out of touch adj.
69	Colloquial	güncel trendlerden/tarzlardan/yaklaşımlardan uzak olan	out of touch adj.
70	Colloquial	güncel trendleri/tarzları/yaklaşımları kabul etmeyen	out of touch adj.
71	Colloquial	güncel trendlerle/tarzlarla/tutumlarla ilgisi olmayan	out of touch adj.
72	Colloquial	güncel trendleri/tarzları/tutumları yakalayamayan	out of touch adj.
73	Colloquial	güncel trendlerle/tarzlarla/tutumlarla bağlantısı olmayan	out of touch adj.
74	Colloquial	güncel trendleri/tarzları/yaklaşımları takip etmeyen	out of touch adj.
75	Colloquial	güncel olanın gerisinde kalan	out of touch adj.
Idioms
76	Idioms	en güncel (bir şey)	the last word in (something) n.
77	Idioms	güncel kalmak	keep abreast of v.
78	Idioms	artık güncel biri olmamak	have passed your sell-by date [uk] v.
79	Idioms	güncel bilgi verilmek	be in the picture v.
80	Idioms	güncel olmak	be in the picture v.
81	Idioms	güncel tutulmak	be kept in the loop v.
82	Idioms	en güncel olmak	be the last word v.
83	Idioms	en güncel (bir şey) olmak	be the last word in (something) v.
84	Idioms	güncel tutmak	bring up-to-date v.
85	Idioms	bir şey hakkında güncel kalmak	keep abreast of something v.
86	Idioms	tamamen güncel	not your father's adj.
87	Idioms	biri/bir şey hakkında güncel kalan	abreast of someone or something adj.
88	Idioms	güncel trendlerden haberdar olan	with it expr.
89	Idioms	güncel gelişmeleri bilen	with it expr.
90	Idioms	güncel (bir şey)	(something) is not your dad's expr.
91	Idioms	güncel (bir şey)	(something) is not your daddy's expr.
Speaking
92	Speaking	en güncel	up to the minute expr.
Trade/Economic
93	Trade/Economic	menkul kıymetlere ilişkin güncel fiyat grafiklerinden piyasa eğilimlerini öngörmeye çalışan borsa analisti	technical analyst n.
94	Trade/Economic	güncel denetim dosyası	current audit file n.
95	Trade/Economic	güncel derecelendirme	current rating n.
96	Trade/Economic	güncel duruma getirilmiş standart	up to dated standard n.
97	Trade/Economic	güncel bakiye	current balance n.
98	Trade/Economic	güncel eğilim ya da trend analizlerini kullanarak geriye dönük çıkarımlarda bulunma	backcasting n.
99	Trade/Economic	güncel oran	current rating n.
100	Trade/Economic	güncel fiyat	current price n.
101	Trade/Economic	çeşitli tüketici kalemlerinin güncel piyasa değerini gösteren kitapçık	blue book n.
102	Trade/Economic	güncel hale getirmek	update v.
103	Trade/Economic	güncel para birimi olmayan	uncurrent adj.
Politics
104	Politics	güncel gelişmeler	current affairs n.
105	Politics	güncel haber programı	current affairs programme n.
106	Politics	güncel vakıf fonu	topical trust fund n.
107	Politics	sistematik güncel ekonomiler	systemically relevant economies n.
Media
108	Media	baş sayfanın son sütunundan başlayıp ikinci sayfada devam eden güncel konulu hafif gazete yazısı	turnover [brit] n.
109	Media	güncel olaylar programı	current affair programme n.
110	Media	güncel olaylar programı	current affair program n.
111	Media	güncel olayları açıklayıp yorumlayan kimse	commentator n.
112	Media	güncel olayları açıklayıp yorumlayan kimse	news analyst n.
Technical
113	Technical	güncel durum haritası	base map n.
114	Technical	güncel yayım	current release n.
115	Technical	güncel veri	actual data n.
116	Technical	her zaman güncel olan	evergreen adj.
Computer
117	Computer	güncel tarihi	date updated n.
118	Computer	güncel konu	trend n.
119	Computer	güncel durum	current state n.
120	Computer	güncel liste	update list n.
121	Computer	güncel değil	out-of-date adj.
Construction
122	Construction	güncel değer	market value n.
Aeronautic
123	Aeronautic	güncel uçuş verisi	current flight data n.
124	Aeronautic	güncel uçuş pozisyonu	current flight position n.
Medical
125	Medical	güncel çalışma verileri	current study data n.
Psychology
126	Psychology	güncel nevroz	actual neurosis n.
127	Psychology	güncel öz	actual self n.
Biology
128	Biology	güncel biyoloji teorisindeki gene benzetilebilen varsayımsal biyofor kümesi	determinant n.
Marine Biology
129	Marine Biology	güncel ölüm oranı	actual mortality rate n.
130	Marine Biology	güncel yıllık ürün	current annual yield n.
131	Marine Biology	güncel potensiyel ürün	current potential yield n.
Education
132	Education	dünya siyasetinde güncel sorunlar	current issues in world politics n.
133	Education	güncel felsefe konuları	current issues in philosophy n.
134	Education	siyasal ve toplumsal teoride güncel tartışmalar	current debates in social and political theory n.
135	Education	türk siyasal yaşamında güncel sorunlar	problems and issues in turkish politics n.
Linguistics
136	Linguistics	doğru veya güncel olarak konuşulan ingilizce	the king's english n.
137	Linguistics	standart güncel kullanımdan farklı imla	heterography n.
History
138	History	güncel standartları baz alarak geçmişi yeniden değerlendiren	revisionist adj.
139	History	geçmişi güncel şartlar ile betimleyen	revisionist adj.
Religious
140	Religious	tartışmalı güncel sorun; gaf; sosyal norm ve beklentileri ihlal eden kasıtsız hareket	barbe n.
Geography
141	Geography	cezayir'de güncel adı annaba olan liman şehri	bône n.
Geology
142	Geology	bölgenin güncel depremselliği	current seismicity of the region n.
Military
143	Military	güncel bir operasyonun yürütülmesi için gerekli azami mühimmat miktarı	stockage objective n.
Music
144	Music	güncel teknolojiyle yeniden düzenlenmiş (parça, şarkı)	remastered adj.
Theatre
145	Theatre	güncel sorunların parodik olarak taklit edildiği sahne gösterisi	review n.
Printery
146	Printery	güncel olmayan posta pulunun orijinalinden farklı şekilde ve kendi işlevi dışında kullanımı için yeniden basılması	reprint n.
Slang
147	Slang	güncel trendlerden ve modadan haberdar olan	with-it adj.
148	Slang	güncel trendlerden haberdar olan	hep adj.