çiçek - Turkish English Dictionary

çiçek

Meanings of "çiçek" in English Turkish Dictionary : 20 result(s)

Turkish English
Common Usage
çiçek flower n.
It is easier just to have a picture of a flower.
Sadece bir çiçek resmine sahip olmak daha kolaydır.

More Sentences
General
çiçek bloom n.
The lilacs will bloom next month.
Leylaklar gelecek ay çiçek açacak.

More Sentences
çiçek blossom n.
In the morning, it shall blossom and pass away; in the evening, he shall cut it off, and it shall wither.
Sabahleyin çiçek açacak ve solacak; akşamleyin onu kesecek ve kuruyacak.

More Sentences
çiçek flower n.
They grow and flower for a single season, then die.
Tek bir mevsim büyüyüp çiçek açıyorlar, sonra ölüyorlar.

More Sentences
Medical
çiçek smallpox n.
Smallpox was unknown to Native Americans.
Çiçek Kızılderililer tarafından bilinmiyordu.

More Sentences
Botanic
çiçek flower n.
Look at this flower.
Bu çiçeğe bak.

More Sentences
General
çiçek posy n.
çiçek floral n.
çiçek variola n.
çiçek tutty [dialect] n.
çiçek blob (new england) n.
çiçek floor [scotland] n.
Medical
çiçek variola n.
Biochemistry
çiçek efflorescence n.
Botanic
çiçek guld n.
çiçek inflorescence n.
çiçek floriage n.
çiçek floscule n.
çiçek flourish [scotland] n.
Agriculture
çiçek floret n.

Meanings of "çiçek" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
çiçek bahçesi flower garden n.
The flower garden needs watering.
Çiçek bahçesinin sulanmaya ihtiyacı var.

More Sentences
çiçek açmak bloom v.
The Peach Trees are in their full bloom.
Şeftali ağaçları tam da çiçek açmış.

More Sentences
çiçek açmak blossom v.
How beautiful the roses blossomed this summer.
Güller bu yaz ne de güzel çiçek açtı.

More Sentences
General
çiçek aranjmanı flower arrangement n.
That's a beautiful flower arrangement.
Bu güzel bir çiçek aranjmanı.

More Sentences
yabani çiçek wild flower n.
My hobby is taking pictures of wild flowers.
Hobim yabani çiçeklerin resimlerini çekmektir.

More Sentences
çiçek demeti bouquet n.
Véronique loves bouquets of flowers.
Véronique çiçek demetlerini sever.

More Sentences
çiçek demeti nosegay n.
Surprise her with a nosegay.
Bir çiçek demetiyle onu şaşırt.

More Sentences
çiçek tohumları flower seeds n.
Tom planted some flower seeds in his garden.
Tom bahçesine birkaç çiçek tohumu ekti.

More Sentences
çiçek dürbünü kaleidoscope n.
She peered through the kaleidoscope.
Çiçek dürbününün içine baktı.

More Sentences
çiçek açma efflorescence n.
Spring is the time when nature undergoes efflorescence.
İlkbahar, doğanın çiçek açma dönemidir.

More Sentences
çiçek yaprağı petal n.
My fate has fallen and scattered like the flower petals.
Yazgım tıpkı bir çiçeğin yaprakları gibi dökülüp dağıldı.

More Sentences
çiçek saksısı flower pot n.
I know that flower pots, self-adhesive labels and related issues are important for the industries concerned.
Çiçek saksıları, kendinden yapışkanlı etiketler ve ilgili konuların ilgili sektörler için önemli olduğunu biliyorum.

More Sentences
çiçek tarhı flowerbed n.
Don't pick flowers from the flowerbed.
Çiçek tarlasından çiçek koparma.

More Sentences
çiçek tarhı flower bed n.
My sister used to take care of the flower bed.
Kız kardeşim eskiden çiçek tarhıyla ilgilenirdi.

More Sentences
çiçek açma flower n.
The peach tree is beautiful when in flower.
Şeftali ağacı çiçek açtığı zaman çok güzeldir.

More Sentences
aranjman (çiçek için) arrangement n.
We offer floral arrangements for all occasions.
Tüm ortamlara özel çiçek aranjmanları sunuyoruz.

More Sentences
çiçek soğanı flower bulb n.
She planted the flower bulb in the garden.
Çiçek soğanını bahçeye dikti.

More Sentences
çiçek kokusu flower smell n.
I like the way this flower smells.
Bu çiçeğin kokusunu seviyorum.

More Sentences
çiçek kokuları scent of flowers n.
The scent of flowers almost makes me drunk.
Çiçeklerin kokusu beni neredeyse sarhoş yapar.

More Sentences
yabani çiçek wildflower n.
There are many wildflowers here.
Burada birçok yabani çiçek vardır.

More Sentences
yapay çiçek artificial flower n.
One of my hobbies is making artificial flowers.
Hobilerimden birisi yapay çiçekler yapmaktır.

More Sentences
ilk çiçek first flower n.
Orchids were one of the first flowers to appear on Earth.
Orkideler dünyada ortaya çıkan ilk çiçeklerden biriydiler.

More Sentences
çiçek buketi bouquet n.
Véronique loves bouquets of flowers.
Véronique çiçek buketlerini sever.

More Sentences
çiçek aranjmanı floral arrangement n.
This floral arrangement is beautiful.
Bu çiçek aranjmanı çok güzel.

More Sentences
kurutulmuş çiçek aranjmanı potpourri n.
The living room was filled with the fragrance of potpourri.
Oturma odası kurutulmuş çiçeklerin kokusuyla doluydu.

More Sentences
çiçek aranjmanı yapmak arrange flowers v.
Yuriko arranges flowers in her spare time.
Yuriko, boş zamanlarında çiçek aranjmanı yapıyor..

More Sentences
çiçek koparmak pick flowers v.
Don't pick flowers from the flowerbed.
Çiçek tarlasından çiçek koparma.

More Sentences
çiçek açmak bloom v.
These flowers bloom earlier than others do.
Bu çiçekler diğerlerinden daha önce çiçek açar.

More Sentences
çiçek açmak blossom v.
This tree will never blossom.
Bu ağaç asla çiçek açmayacak.

More Sentences
çiçek açmak flower v.
A faint and fading hope that one day it will flower.
Bir gün çiçek açacağına dair zayıf ve solmakta olan bir ümit.

More Sentences
çiçek yetiştirmek grow flower v.
I like to grow flowers.
Çiçek yetiştirmeyi severim.

More Sentences
çiçek toplamak pick flowers v.
We picked flowers in the garden.
Bahçeden çiçek topladık.

More Sentences
çiçek açmak be in flower v.
Tulips will be in flower soon.
Laleler yakında çiçek açacaklar.

More Sentences
çiçek dikmek plant flower v.
Tom planted flowers.
Tom çiçek dikti.

More Sentences
çiçek satın almak buy flower v.
Why did you buy flowers?
Neden çiçekler satın aldınız?

More Sentences
çiçek satmak sell flowers v.
I'm not selling flowers.
Ben çiçek satmıyorum.

More Sentences
çiçek açmış in bloom adj.
Those who dream of advancing without any difficulties through landscapes in bloom fail to understand the matter.
Çiçek açmış manzaralar üzerinden hiç zorlanmadan ilerlemeyi hayal edenler meseleyi anlayamıyorlar.

More Sentences
çiçek açan blooming adj.
The tourists drove past blooming fruit trees.
Turist, arabayla çiçek açan meyve ağaçlarının önünden geçti.

More Sentences
Idioms
çiçek açmak come into bloom v.
It is in early spring that daffodils come into bloom.
Nergisler, ilkbaharın başlarında çiçek açar.

More Sentences
Medical
çiçek hastalığı smallpox n.
Does Iraq possess the smallpox virus?
Irak'ta çiçek hastalığı virüsü var mı?

More Sentences
çiçek aşısı smallpox vaccination n.
My grandparents have smallpox vaccination scars on their arms.
Büyükannem ve büyükbabamın kollarında çiçek aşısı izleri var.

More Sentences
Common Usage
çiçek soğanı bulb n.
General
çiçek zinciri flower chain n.
çiçek tacı corolla n.
kaliks çiçek calyx n.
çiçek açma blooming n.
sığır çiçek hastalığı cowpox n.
boyuncuk (çiçek) stylus n.
çiçek sapı shank n.
kısımlanmış çiçek bahçesi parterre n.
havai çiçek kolyesi lei n.
çiçek veren bitki phanerogamia n.
koyun ve keçilerdeki çiçek hastalığı sheep and goat pox n.
çiçek salkımı raceme n.
iz (ciltte kalan çiçek izi gibi) pit n.
çiçek zarfı calyx n.
çimen ve çiçek kaplı arazi meadow n.
çiçek inciri coarse green fig n.
çiçek hastalığı variola n.
çiçek hastalığının kabarcığı pockmark n.
karanfil familyasından herhangi bir çiçek dianthus n.
süs çiçek demeti (kadınların süs olarak göğüs veya bele taktığı) corsage n.
çiçek tozu dust n.
süs çiçek (kadınların süs olarak göğüs veya bele taktığı) corsage n.
çiçek sapı peduncle n.
çiçek çocuk flower child n.
çiçek açabilirlik durumu floriferousness n.
olgunlaşmış karahindiba tohumlarının çiçek sapından kopmadan önceki beyaz ve tüy gibi top hali puffball n.
fritillaria cinsi çiçek fritillary n.
çiçek açma bloom n.
katalpa çiçek catalpa n.
nikah töreninde çiçek taşıyan küçük kız flower girl n.
çiçek hastalığı lekesi exanthema n.
mavi renkte tropikal çiçek jacaranda n.
çiçek tozu farina n.
açmış çiçek bloom n.
çiçek bahçesi parterre n.
çiçek tablası receptacle n.
kesme çiçek satılan dükkanı işleten kimse florist n.
çiçek demeti posy n.
çiçek dürbünü kaleidescope n.
solmayan çiçek amaranth n.
çiçek hastalığının kabarcığı pock n.
çiçek yaprağı bract n.
çiçek bahçeciliği flower gardening n.
çiçek aşısı smallpox vaccine n.
çiçek açma florescence n.
çiçek tablası thalamus n.
çiçek saksısı flowerpot n.
çiçek sapı pedicle n.
çiçek açma efflorescing n.
çiçek sapı pedicel n.
çiçek bozuğu pockmark n.
şarap ve likör yapımında kullanılan bir çiçek elderflower n.
dişicik başı (çiçek) stigma n.
başağa benzer çiçek başı spike n.
horozibiği çiçek cockscomb n.
cennetteki ölümsüz çiçek asphodel n.
yapma çiçek artificial flower n.
çiçek açma eclosion n.
çiçek zinciri festoon n.
çiçek tablası floral receptacle n.
havai adalarında ipe dizili çiçek ve yapraklardan oluşan başa ya da boyna asılan süs leis n.
iliğe takılan çiçek buttonhole n.
yakaya takılan çiçek buttonhole n.
çiçek sepeti flower basket n.
çiçek tanzimi flower arrangement n.
çiçek resmi ve çizimi flower painting and illustration n.
çiçek resmi flower picture n.
çiçek resmi flower photo n.
küçük çiçek floweret n.
çiçek durumu inflorescence n.
çiçek türü flower type n.
çiçek rafı flower stand n.
çiçek penceresi flower window n.
çiçek sapı footstalk n.
çiçekçi (sokakta çiçek satan) flower-seller n.
hoş kokulu çiçek sweet-smelling flower n.
bir eşeyli çiçek imperfect flower n.
çiçek açma inflorescence n.
ineklerde çiçek hastalığı cowpox n.
çiçek demeti flower bouquet n.
bir demet çiçek a flower bouquet n.
(çiçek vb) sökme deplantation n.
çiçek kokusu fragrance of a flower n.
çiçek kokusu flower fragrance n.
çiçek kokusu scent of flower n.
çiçek kokuları smell of flowers n.
solmuş çiçek dead flower n.
solmuş çiçek wilted flower n.
solmuş çiçek faded flower n.
çiçek özü essential oil n.
çiçek vazosu jardiniere n.
çiçek yağı neroli oil n.
küçük çiçek demeti nosegay n.
küçük çiçek demeti posey n.
küçük çiçek demeti tussie-mussie n.
küçük çiçek demeti posy n.
karanfilgillerden bir çiçek spurrey n.
kabartma çiçek deseni embossed floriated pattern n.
cenazeye gönderilen çiçek floral tribute n.
çiçek dökülmesi shedding of flowers n.
çiçek tarlası flower field n.
çiçek yağı attar n.
çiçek buketi corsage n.
çiçek sulama kabı watering can n.
çiçek sulama kabı watering pot n.
bir buket çiçek a bunch of flowers n.
bir buket çiçek a bouquet of flowers n.
çiçek pazarı flower market n.
düğünde gelinin attığı çiçek demeti bouquet toss n.
çiçek solması withering (of flower) n.
çiçek salkımı flower cluster n.
çiçek tacı flower headpiece n.
cennetteki ölümsüz çiçek affodill n.
preslenmiş çiçek pressed flower n.
içine küçük bir çiçek demeti koyulabilen vazo tussie-mussie n.
çiçek demeti tutty [dialect] n.
erken olgunlaşan meyve ya da çiçek early n.
pembe beyaz çiçekli ve yaprakları hep yeşil olan sarmaşık türünden bir yabani çiçek ground laurel n.
çiçek kutusu jardinière n.
çiçek yatağı bed of flowers n.
cenazelerde tabuta örtülmek üzere hazırlanan örtü şeklinde çiçek aranjmanı blanket n.
düğünlerde kullanılan beyaz kurdeleler veya beyaz çiçek buketleri marriage favors n.
çiçek tacı halo n.
çiçek açma blooth n.
çiçek açma zamanı blossom n.
çiçek açma aşaması blowth [dialect] n.
renkli çiçek veya mozaik benzeri desenleri olan dekoratif cam millefiori glass n.
kurumuş çiçek dried flower n.
kurutulmuş çiçek dried flower n.
odunsu olmayan çok yıllık bitkilerden oluşan çiçek tarhı herbaceous border n.
yapay çiçek tasarımcısı brancher n.
saz, hasırotu veya kuru çiçek saplarından yapılan maori salı moki n.
keten iple birbirine bağlanan kuru çiçek saplarından yapılan maori salı mokihi n.
çiçek kaliksi veya taçyaprağının kask şeklindeki kısmı galea n.
çiçek sulama kabı garden pot n.
japonlara özgü çiçek düzenleme sanatı ikebana n.
çiçek tarhı bed of flowers n.
avrupa'ya özgü, şerit şeklinde çiçek yaprakları olan parlak sarı çiçekli bir ot goldin [dialect] [uk] n.
renkli çiçek fancy n.
dişi çiçek female n.
çiçek bahçesi kompartımanı panel n.
çiçek bahçesi paneli panel n.
çiçek sepeti heykeli panier n.
çiçek sepeti heykeli pannier n.
çiçek sapı pedicule n.
erken çiçek açan bir tür bitki pepper-and-salt n.
çiçek taç coronal n.
çiçek halkası coronal n.
çiçek şeklinde süs fleurette n.
çiçek kokulu parfüm floral n.
çiçek deseni floral n.
çiçek düzenlemesi floral arrangement n.
çiçek desenli şey floretry n.
çiçek toplama florilege n.
çiçek aranjmanı oluşturma floristry n.
çiçek sınırı floroon n.
(çömlekçilik, nakışçılık gibi profesyonel uğraşlarda) çiçek motifi yapan kimse flowerer n.
çiçek formundaki süs flowering n.
çiçek demeti flowerpot [dialect] n.
(hanedan armalarında) stilize edilmiş çiçek veya yaprak foil n.
meyve ve çiçek taşınan bir çeşit söğüt sepet prickle n.
kanat şekilli çiçek pterygium [obsolete] n.
çiçek bozuğu izi pockpit n.
çiçek bozuğu hastalığının ciltte bıraktığı çukurlu iz pockpit n.
(dekoratif amaçlı düzenlenen) çiçek buketi spray n.
(tasarım, bezeme, broş) çiçek buketine benzer şey spray n.
çiçek veya yaprak demetine benzer mücevher ürünü spray n.
çiçek veya yaprak desenli süs sprig n.
çiçek açmak blow v.
çiçek açmak come into flower v.
vermek (yaprak/çiçek/filiz vb'ni) put forth v.
boynunu bükmek (bitki/çiçek) droop v.
çiçek vermek blossom v.
toplamak (meyve/çiçek vb'ni) pick v.
bitmek (ot/çiçek vb) vegetate v.
çiçek açmak effloresce v.
açmak (çiçek/yaprak) be out v.
çiçek vermek flower v.
boynunu bükmek (bitki/çiçek) wilt v.
çiçek çıkarmak have smallpox v.
koparmak (çiçek/meyve vb'ni) pluck v.
çiçek yetiştirme yeteneğine sahip olmak be a green thumb v.
çiçek yetiştirme yeteneğine sahip olmak have a green thumb v.
çiçek açmak bust out v.
çiçek açmak be in blossom v.
çiçek vermek be in flower v.
çiçek vermek be in blossom v.
çiçek yetiştirme konusunda iyi olmak have green fingers v.
çiçek yetiştirme konusunda becerikli olmak have green fingers v.
çiçek yetiştirme yeteneğine sahip olmak be green thumbed v.
çiçek sulamak water the flowers v.
(çiçek) ölü başları temizlemek deadhead v.
çiçek ekmek plant a flower v.
atatürk heykelinin önüne çiçek koymak put flowers in front of ataturk's statue v.
çiçek hastalığına yakalanmak contract smallpox v.
yeniden çiçek açmak rebloom v.
yeniden çiçek açmak reblossom v.
telgraf havalesi ile (para, çiçek, vb.) göndermek telegraph v.
toprağa gömmek (çiçek vb) embed v.
çiçek açmak bell v.
çiçek açtırmak bloom [obsolete] v.
(gökyüzü, çiçek ) pembeleşmek blush v.
(çiçek) sıcak ve hoş bir renkte olmak blush v.
mayıs ayında çiçek toplamak may v.
çiçek açmak burst v.
çiçek vermek chip [obsolete] v.
toprağa (çiçek, bitki) ekmek imbed v.
çiçek toplamak crop [dialect] [uk] v.
çiçek vermek flourish [scotland] v.
çiçek açmak flourish [scotland] v.
çiçek motifleriyle süslemek flower v.
çiçek bozuğu bırakmak pockmark v.
çiçek açmış blooming adj.
düz renkli (çiçek) self adj.
kelebek şeklinde çiçek açan papilionaceous adj.
çiçek açmış effloresced adj.
çiçek desenli flowery adj.
çiçek gibi very clean adj.
çiçek açan efflorescent adj.
yalınkat (çiçek) single adj.
çiçek açan flowering adj.
çiçek desenli flowered adj.
çiçek vermeyen nonflowering adj.
çiçek düşkünü anthophilous adj.
çiçek açmış abloom adj.
çiçek açmış in blossom adj.
(çiçek vb) alacalı variegated adj.
çiçek gibi flower-like adj.
çiçek gibi flowerlike adj.
çiçek desenli floral adj.
çiçek desenli flower-patterned adj.
çiçek desenli flower-pattern adj.
erken çiçek açan early-flowering adj.
çiçek baskılı floral-print adj.
çiçek açmış ablow adj.
renkli çizgileri olan (çiçek vb.) laced adj.
çiçek kokulu floral scented adj.
sene boyunca çiçek açan everblooming adj.
çiçek açan vernant [obsolete] adj.
çiçek veremeyen bloomless adj.
(çiçek) açmış blown adj.
küçük çiçek ve bitkilerden oluşan bir desene sahip olan millefleur adj.
(ülke veya bölgede ağaç, çiçek, hayvan) çeşitliliği olmayan impoverished adj.
(ülke veya bölgede ağaç, çiçek, hayvan) seyrek impoverished adj.
(çiçek, bitki) kırmızımsı renkte incarnate adj.
erciği çiçek tacının içinde olup tepeciği dışardan görünebilen pinheaded adj.
(çiçek ve manzara tasarımlı) japon vernikli metal eşyalara ait veya ilgili pontypool adj.
(metal eşyalar) çiçek ve manzara tasarımlı ve japon vernikli olan pontypool adj.
çiçek sapına ait pediculous adj.
çiçek sapıyla ilgili pediculous adj.
çiçek sapına ait peduncular adj.
çiçek sapı ile ilgili peduncular adj.
çiçek petalı biçimli corolliform adj.
çiçek dekorlu floreated adj.
çiçek tasarımlı floriated adj.
çiçek desenli floriated adj.
çiçek dekorlu floriated adj.
çiçek şekilli floriform adj.
çiçek biçimli floriform adj.
çiçek sembolleri ile ilgili floristic adj.
çiçek sembollerini yansıtan floristic adj.
çiçek çelenkleri ile donatılmış flowery-kirtled adj.
(çiçek) birbirinden ayrı küçük şekiller ile süslenen semé adj.
(çiçek) birbirinden ayrı küçük şekillerle süslenen seméed adj.
çiçek bozuğu pockarred adj.
çiçek bozuğu pock-arred [dialect] [uk] adj.
(çiçek hastalığı kaynaklı) kabarcıklı pock-broken adj.
çiçek hastalıklı pock-broken adj.
çiçek hastalığı geçirmiş pock-broken adj.
çiçek bozuğu pock-fretten adj.
çiçek bozuğu pock-pitted adj.
çiçek bezeli sprigged adj.
çiçek halinde in flower adv.
çiçek açarcasına bloomingly adv.
Phrasals
çiçek açmak (mecaz) blossom forth v.
(ot, bitki, çiçek gibi bir şeyi) kemirmek/yemek browse on (something) v.
(ot, bitki, çiçek gibi bir şeyi) kemirmek/yemek browse on something v.
açmak (çiçek) come out v.
çiçek açmak burst into (something) v.
çiçek açmak burst out into v.
çiçek açmak burst out into (something) v.
çiçek vermek burst forth v.
Phrases
sanki çiçek (hastalığı) geçirmiş de izleri kalmış been bobbing for fries expr.
Colloquial
çiçek çocuğu toplantısı love-in n.
Idioms
bataklıktaki çiçek a lonely little petunia in an onion patch n.
bahçe-çiçek işlerinde yeteneği olmama brown thumb n.
bahçe-çiçek işlerinde beceriksiz olma brown thumb n.
çiçek böcek edebiyatı hearts and flowers n.
çiçek açmak blossom out v.
çiçek açmak blossom forth v.
çiçek açmak come into blossom v.
çiçek açmak bring into flower v.
çiçek açmak bring into blossom v.
çiçek açmak burst out into blossom v.
çiçek gibi açmak flourish like a green bay tree v.
çiçek açmak be out (in blossom) v.
çiçek vermek be out (in blossom) v.
çiçek açmak be out (in bloom) v.
çiçek vermek be out (in bloom) v.
(bir şeyi) çiçek açtırmak bring (something) into blossom v.
tamamen çiçek açmak come out in bloom v.
tümüyle çiçek açmak come out in bloom v.
(ağaç, bitki) çiçek açmış out in bloom adj.
tamamen çiçek açmış out in bloom adj.
tamamen çiçek açmış in (full) bloom adj.
çiçek kadar taze fresh as a daisy adj.
çiçek yetiştirme yeteneğine sahip green-thumbed adj.
çiçek kadar taze as fresh as a daisy expr.
Trade/Economic
çiçek aranjmanlarında taban olarak kullanılan hafif gözenekli malzeme bloğu markası oasis® n.
çiçek aranjmanlarında altlık olarak kullanılan bir materyal bloğu markası oasis® n.
Politics
çiçek gücü flower power n.
uluslararası çiçek üreticileri birliği international association of horticultural producers n.
sembolü çiçek olup barış ve sevgiyi savunan, 1960'ların sonunda ortaya çıkmış bir gençlik hareketi flower power n.
Technical
çiçek dürbünü kaleidoscope n.
çiçek kakmalı renkli züccaciye murrtime glass n.
çiçek moru gentian violet n.
kesme çiçek cut flower n.
sarı çiçek boyası xanthein n.
sabit sarı çiçek boyası xanthin n.
sarı çiçek boyası xanthene n.
renkli çiçek veya mozaik benzeri desenleri olan dekoratif cam millefiori n.
çeşitli renk ve boylardaki çiçek deseninden oluşan süslü cam millefiore n.
renkli çiçek veya mozaik benzeri desenleri olan (dekoratif cam) millefiori adj.
Textile
adını fransa'nın chantilly komününden alan, ayrıntılı çiçek ve kıvrımlar içeren dantel chantilly n.
adını fransa'nın chantilly komününden alan, ayrıntılı çiçek ve kıvrımlar içeren dantel chantilly lace n.
kadınların süs olarak taktığı çiçek veya buna benzer aksesuar corsage n.
yakaya takılan çiçek buttonhole n.
çiçek desenli bir dantel valenciennes n.
çiçek desenli bir dantel valenciennes lace n.
giysi ve kadın şapkalarında kullanılan, parlak kordone kenarlardan ve altıgen şeklinde örülmüş bir fileden oluşan çiçek desenli bir bobin danteli malines n.
giysi ve kadın şapkalarında kullanılan, parlak kordone kenarlardan ve altıgen şeklinde örülmüş bir fileden oluşan çiçek desenli bir bobin danteli malines lace n.
çiçek deseni yapmak için kullanılan uzun zincir nakışı lazy daisy stitch n.
kıyafetlerde ve tuhafiyede kullanılan, etrafında parlak kordone bulunan çiçek desenli bir karo danteli mechlin n.
(kumaş, duvar örtüsü gibi) çiçek desenlerinin kullanıldığı tasarım millefleurs n.
çiçek desenli şam kumaşı damassin n.
(özellikle koyu kırmızı, pembe veya mavi) çiçek baskılı kumaş tasarımı pompadour n.
(kadın aksesuarlarında kullanılan) tüylerden yapılmış yapay çiçek feather flower n.
çiçek sepeti motifli dantel pot lace n.
çiçek desenli nakışla süslemek branch v.
çiçek desenli floral pattern adj.
çiçek desenli flower-patterned adj.
çiçek (ile ilgili) floral adj.
Architecture
japon evinde çiçek aranjmanı sergilemekte kullanılan niş tokonoma n.
geç ingiliz gotik döneminde süsleme amacıyla kullanılan yonca biçimli çiçek tudor flower n.
gotik oymacılıkta beş yapraklı çiçek cinqfoil n.
(genellikle yaprak veya çiçek şeklinde) yontulmuş süs finial n.
korint düzenli abaküs kenarlarının ortasında yer alan küçük çiçek fleuron n.
mimari süslemelerde kullanılan yaprak, çiçek ve dal kabartmaları foliage n.
geometrik şekillendirilmiş kafes oyma işi ve çiçek desenleri içeren decorated adj.
Construction
çiçek serası winter garden n.
kışın çiçek yetiştirilen sera winter garden n.
Medical
alternatif tıpta kullanılan bach çiçek terapisi bach flower remedy n.
çiçek aşısı smallpox vaccine n.
çiçek virüsü variola virus n.
çiçek bozuğu pock marked n.
çiçek virüsü smallpox n.
çiçek virüsü variola vera n.
çiçek bozuğu pockmarked n.
çiçek hastalığı variola n.
çiçek bozuğu variole n.
çiçek hastalığı lekesi exanthema n.
çiçek virusu variola virus n.
çiçek virüsü variola n.
çiçek aşısı smallpox vaccine n.
inek çiçek hastalığı cowpox n.
kara çiçek blackpox n.
maymun çiçek virüsü monkey pox virus n.
maymun çiçek virusu monkey pox virus n.
maymun çiçek virüsü monkeypox n.
çocuksu neşe verdiği söylenen bir çiçek özü (alternatif tıp) zinnia n.
(aşı uygulamasından önce) bağışıklığı artırmak için insanlara çiçek hastalığı virüsü bulaştıran kimse variolator n.
insanlarda çiçek hastalığına sebep olan virüs smallpox virus n.
çiçek hastalığı bulaştırmak smallpox v.
çiçek hastalığı ile yaralamak smallpox v.
çiçek hastalığı bulaşmış variolous adj.
çiçek hastalığı ile alakalı variolous adj.
çiçek hastalığının bulaşmasını engelleyen antivariolous adj.
çiçek hastalığı gibi variolar adj.
çiçek hastalığı gibi varioliform adj.
Psychology
çiçek korkusu anthophobia n.
çiçek ve bitki aşkı florimania n.
çiçek ve bitki düşkünlüğü florimania n.
Pathology
çiçek aşısının yan etkisi olarak görülen bir egzama türü eczema vaccinatum n.
çiçek hastalığının daha hafif seyreden bir türü kaffir pox n.
çiçek hastalığının daha hafif seyreden bir türü cuban itch n.
çiçek hastalığının daha hafif seyreden bir türü milk pox n.
çiçek hastalığının daha hafif seyreden bir türü pseudosmallpox n.
çiçek hastalığının daha hafif seyreden bir türü west indian smallpox n.
çiçek hastalığının daha hafif seyreden bir türü white pox n.
bir çiçek virüsü çeşidi variola major virus n.
bir çiçek virüsü çeşidi variola minor virus n.
insanlarda çiçek hastalığına direnç kazandırmak için başlatılan lokal bir enfeksiyon variola vaccina n.
çiçek soğan akarı bulb mite n.
çiçek soğan akarı rhizaglophus eclinops n.
çiçek soğan akarı bulb mite n.
çiçek soğan akarı rhizoglyphus echinopus n.
su çiçeğinde olanlara benzer döküntülere yol açan bir abortif çiçek hastalığı horn pox n.
çiçek virüsü ile yakın akraba olup insanlarda iyi huylu jelatinimsi urlara sebep olan bir poksvirüs myxoma virus n.
riketsiyal çiçek rickettsialpox n.
çiçek aşısı yapmak variolate v.
çiçek hastalığı ile ilgili variolic adj.
çiçek hastalığına benzeyen varioloid adj.
çiçek hastalığına ait varioloid adj.
Pharmaceutics
boru çiçeğinin kuru çiçek ve yapraklarından elde edilen bir preparat stramonium n.
boru çiçeğinin kuru çiçek ve yapraklarından elde edilen bir preparat stramony n.
Veterinary
çiçek hastalığına benzeyen deve hastalığı camelpox n.
çiçek aşısı antivariolic vaccination n.
ineklerde çiçek hastalığı variola vaccinia n.
ineklerde çiçek hastalığı variola vaccina n.
ineklerde çiçek hastalığı vaccinia n.
ineklerde çiçek hastalığı variola vaccine n.
ineklerde çiçek hastalığı vaccina n.
sığır çiçek hastalığı kinepox n.
bir inek çiçek hastalığı virüsü preparatı vaccine n.
çiçek hastalığına benzer bir at hastalığı horsepox n.
ileri evre kuş çiçek hastalığı roup n.
inek çiçek hastalığı cowpock [obsolete] n.
çiçek hastalığına benzer virütik bir koyun-keçi hastalığı sheep pox n.
kanatlı çiçek hastalığı sorehead n.
Gastronomy
(latte sanatında) çiçek şekli rosetta n.
(latte sanatında) çiçek şekli rosette n.
çiçek ekmek flower bread v.
Math
sinüs eğrileri veya karelerine ait çeşitli çiçek benzeri kutupsal grafiklere verilen ad rose n.
Biology
eşeysiz çiçek asexual flower n.
nötr çiçek asexual flower n.
ince çiçek sapı pedicel n.
çukur şekilli çiçek tablası floral cup n.
çiçek yaprağı floral leaf n.
çiçek örtüsü ve erkek organın tabanda birleşiminden oluşan tüp floral tube n.
dört parçadan oluşan yaprak dizilişi olan (çiçek) tetrameral adj.
dört parçadan oluşan yaprak dizilişi olan (çiçek) tetrameric adj.
dört parçadan oluşan yaprak dizilişi olan (çiçek) tetramerous adj.
her bir dal ayrım noktasında tek organı bulunan (çiçek) monomerous adj.
bir tarafı daha dolgun olan (çiçek salkımı) one-sided adj.
bir tarafı daha gür olan (çiçek salkımı) one-sided adj.
(çiçek veya parçaları) düzgün olmayan irregular adj.
(çiçek) sarmalları aynı sayıda parçadan oluşan isomerous adj.
yaz sonunda çiçek açan serotine adj.
yaz sonunda çiçek açan serotinous adj.
(çiçek) her düğümde eşit sayıda parça bulunan symmetric adj.
(çiçek) her düğümde eşit sayıda parça bulunan symmetrical adj.
çiçek sapı anlamı veren bir ön ek pod- pref.
çiçek sapı anlamı veren bir ön ek podo- pref.
Biochemistry
çiçek verme efflorescence n.
Marine Biology
deniz lalesinin çiçek zarfının kabuğu theca n.
büyük, çıplak, çiçek benzeri hidrantları olan hidroitleri içeren bir cins tubularia n.
büyük, çıplak, çiçek benzeri hidrantları olan hidroitleri içeren bir bölüm tubulariae n.
büyük, çıplak, çiçek benzeri hidrantları olan hidroitleri içeren bir bölüm tubularida n.
tubulariidae familyasından olan büyük, çıplak, çiçek benzeri hidrantları olan hidroit tubularian n.
çiçek hastalığı pox disease n.
tubulariidae familyasından olup büyük, çıplak, çiçek benzeri hidrantları olan tubularian adj.
Zoology
bir uçuşta tek bir çiçek türüne gitme constancy n.
çiçek sineği hoverfly n.
çiçek sineği hover-fly n.
kısa çiçek durumu saplı subpedunculate adj.
Botanic
etli kökleri ve dik bir gövdesi olan, etli yapraklı turuncu kırmızı çiçek açan bir bitki flame flower (talinum aurantiacum) n.
etli kökleri ve dik bir gövdesi olan, etli yapraklı turuncu kırmızı çiçek açan bir bitki flameflower n.
etli kökleri ve dik bir gövdesi olan, etli yapraklı turuncu kırmızı çiçek açan bir bitki flame-flower n.