atlamak - Turco Inglés Diccionario

atlamak

Significados de "atlamak" en diccionario inglés turco : 51 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
atlamak jump v.
You have jumped ahead rather, but we are still on the Minutes.
Biraz ileriye atladınız ama biz hala tutanaklardayız.

More Sentences
atlamak skip v.
However, we need to skip certain steps of the Roadmap; otherwise, we will never reach our goal.
Ancak Yol Haritasının bazı adımlarını atlamamız gerekiyor; aksi takdirde hedefimize asla ulaşamayız.

More Sentences
atlamak leap v.
Tom leapt off his horse.
Tom atından atladı.

More Sentences
General
atlamak hop on v.
When you're ready to hop on, open a web browser and build your base.
Atlamaya hazır olduğunuzda, bir internet tarayıcısı açın ve temelinizi oluşturun.

More Sentences
atlamak leave out v.
What you've written isn't actually wrong, but it leaves out some important facts.
Yazdıklarınız aslında yanlış değil, ama bazı önemli gerçekleri atlıyor.

More Sentences
atlamak jump at v.
A dog suddenly jumped at me.
Bir köpek aniden üzerime atladı.

More Sentences
atlamak leap at v.
Tom leaped at Mary and tried to strangle her.
Tom Mary'nin üzerine atladı ve onu boğmaya çalıştı.

More Sentences
atlamak miss out v.
He missed out 'keep off the grass' and 'a miss is as good as a mile'.
"Çimlerden uzak durun" ve "Bir ıska bir mil kadar iyidir" sözlerini atladı.

More Sentences
atlamak hop v.
Don't waste time hopping between different servers.
Farklı sunucular arasında atlayarak zaman kaybetmeyin.

More Sentences
atlamak jump v.
We have not yet moved on to the joint motion for a resolution, so you are jumping ahead.
Henüz ortak karar önergesine geçmedik, bu yüzden ileriye atlıyorsunuz.

More Sentences
atlamak omit v.
The only detail I omitted was the date when they took place.
Atladığım tek ayrıntı görüşmelerin yapıldığı tarihti.

More Sentences
atlamak bypass v.
We therefore favour greater coordination, but not to the exclusion of politics and Parliament, bypassing us, as it were.
Bu nedenle daha fazla koordinasyondan yanayız, ancak siyaseti ve Parlamentoyu dışlayarak, bizi atlayarak değil.

More Sentences
Phrasals
atlamak jump up v.
He jumped up the steps three at a time.
Basamakları üçer üçer atladı.

More Sentences
Idioms
atlamak leap at v.
The dog leaped at a stranger.
Köpek bir yabancının üzerine atladı.

More Sentences
Computer
atlamak skip v.
I want to hear the whole story, and don't skip any details.
Hikâyenin tamamını dinlemeyi ve hiçbir ayrıntıyı atlamamanı istiyorum.

More Sentences
atlamak bypass v.
Using this web browser, users can surf the internet anonymously and can also bypass censorship.
Bu web tarayıcısını kullanarak, kullanıcılar internette anonim olarak gezinebilir ve sansürü de atlayabilir.

More Sentences
Telecom
atlamak jump v.
Let there be an end to this jumping from one Directorate-General to another.
Bir Genel Müdürlükten diğerine atlamaya bir son verilsin.

More Sentences
Common Usage
atlamak vault v.
General
atlamak grasp at v.
atlamak dive v.
atlamak snatch at v.
atlamak vault v.
atlamak spring v.
atlamak browse v.
atlamak dove v.
atlamak nip v.
atlamak jouk v.
atlamak vaut v.
atlamak blip (out) v.
atlamak lowp [scotland] v.
atlamak by-pass v.
atlamak dance v.
atlamak dap v.
atlamak overskip v.
atlamak run v.
atlamak pop v.
atlamak praetermit v.
atlamak sprunt [dialect] [uk] v.
atlamak stoit [dialect] [uk] v.
atlamak supersede [obsolete] v.
Phrasals
atlamak set aside v.
atlamak bog in v.
atlamak bounce around v.
atlamak skip about v.
atlamak pass over v.
Idioms
atlamak fly beneath the radar v.
atlamak fly beneath someone's radar v.
atlamak make a dive v.
Electric
atlamak arc v.
Automotive
atlamak spark-over v.
Slang
atlamak fuck v.

Significados de "atlamak" con otros términos en diccionario inglés turco: 356 resultado(s)

Turco Inglés
General
paraşütle atlamak (uçaktan) bail out v.
The pilot bailed out before the plane crashed.
Pilot uçak yere çakılmadan önce paraşütle atladı.

More Sentences
paraşütle atlamak parachute v.
The soldiers parachuted into the region.
Askerler bölgeye paraşütle atladı.

More Sentences
üzerinden atlamak leap over v.
He leaped over the shallow ditch.
Sığ hendeğin üzerinden atladı.

More Sentences
üzerinden atlamak jump v.
Nor should the candidate countries fix the measuring rod so high up that it is no longer possible to jump over it.
Aday ülkeler ölçüm çubuğunu üzerinden atlanamayacak kadar yükseğe de sabitlememelidir.

More Sentences
atlamak (konu vb) skip over v.
Don't skip over any details.
Hiçbir detayı atlamayın.

More Sentences
üstünden atlamak jump over v.
I was about to jump over the wall.
Duvarın üstünden atlayacaktım.

More Sentences
satır atlamak skip a line v.
I skipped a line when I was reading.
Okurken bir satırı atlamışım.

More Sentences
çitten atlamak jump the fence v.
We jumped the fence.
Çitten atladık.

More Sentences
üstüne atlamak jump v.
You boys want to jump me again; now's your chance.
Tekrar üstüme atlamak istiyorsanız, işte size fırsat.

More Sentences
(at, binici, tazı) çitten atlamak fence v.
Tom hurdled the fence.
Tom çitlerden atladı.

More Sentences
Phrasals
balıklama atlamak jump at v.
The girl jumped at the chance to go to New York.
Kız New York'a gitme şansına balıklama atladı.

More Sentences
karşıya atlamak jump across v.
Jump across.
Karşıya atla.

More Sentences
(arabaya) atlamak hop into (something) v.
Tom hopped into the car and put it in gear.
Tom arabaya atladı ve vitese taktı.

More Sentences
(arabaya) atlamak hop in (something) v.
Tom hopped in the car and took off.
Tom arabaya atladı ve gitti.

More Sentences
Aeronautic
paraşütle atlamak parachute v.
A parachute is then required to land, much like skydiving.
Paraşütle atlamak gibi iniş için de paraşüt gerekiyor.

More Sentences
Common Usage
(bir konudan diğerine) atlamak skip v.
General
paraşütle atlamak bale out v.
ip atlamak jump rope v.
konudan konuya atlamak wander off v.
üzerinden atlamak fly v.
sırıkla atlamak vault v.
engelden atlamak jump a hurdle v.
paraşütle atlamak bale v.
trene atlamak jump a train v.
yanlışlıkla atlamak miss v.
haber atlamak fail to report a news item v.
taksiye atlamak hack v.
yüksekten atlamak jump off v.
engel atlamak vault v.
üstünden atlamak vault v.
yüksekten atlamak leap off v.
paraşütle atlamak bail out v.
yüksekten atlamak leap over v.
tur atlamak get through to v.
haber atlamak miss the news v.
balıklama atlamak dive headfirst v.
ip atlamak skip rope v.
bir yerden dışarı atlamak jump out of v.
üzerinden atlamak leap v.
yüksekten atlamak jump over v.
balıklama atlamak jump at something v.
farkına varmadan atlamak overlook v.
havuza atlamak plunge into the pool v.
otobüse atlamak board the bus v.
trene atlamak jump on the train v.
otobüse atlamak get on the bus v.
trene atlamak jump aboard the train v.
otobüse atlamak get onto the bus v.
haber atlamak miss a news scoop v.
haber atlamak fail to print an item v.
balıklama atlamak dive v.
çağ atlamak modernize v.
çağ atlamak move with the times v.
çağ atlamak get up to date v.
çağ atlamak step into new age v.
paraşütle uçaktan atlamak bale out v.
uçurumdan atlamak jump off a cliff v.
-i atlamak leave out v.
-den atlamak jump over v.
sırıkla atlamak pole-jump v.
suya atlamak dive v.
atlamak (bir şeye tutunarak) swing v.
kademe atlamak be raised in rank v.
kademe atlamak be promoted (at work) v.
kademe atlamak go on to the next stage v.
kademe atlamak be upgraded v.
kademe atlamak go on to the next level v.
sınıf atlamak advance v.
denize atlamak jump into the sea v.
üzerinden atlamak vault v.
sınıf atlamak move up the social ladder v.
sınıf atlamak climb the social ladder v.
üstüne atlamak fly at v.
bir şeyin üzerinden atlamak jump over v.
paraşütle atlamak bale out of v.
öğün atlamak skip a meal v.
üzerinden atlamak overleap v.
otobüse atlamak hop on a bus v.
yere atlamak jump to the floor v.
bir uçaktan paraşütle atlamak jump out of an airplane with a parachute v.
uçaktan paraşütle atlamak parachute out of a plane v.
okulda sınıf atlamak promote v.
bir şeyden bir şeye atlamak skip v.
ip atlamak skip v.
(uçaktan) paraşütle atlamak jump v.
balıklama atlamak dove v.
suya atlamak dove v.
çağ atlamak modernise v.
hareket halindeki bir arabadan atlamak jump out of a moving car v.
geriye atlamak jump back v.
havuza atlamak jump into the pool v.
kahvaltıyı atlamak/es geçmek skip breakfast v.
suya atlamak jump into the water v.
ip atlamak skip a rope v.
ödemeyi atlamak skip the payment v.
pencereden atlamak leap out of a window v.
pencereden atlamak jump out of a window v.
uçaktan atlamak jump out of the plane v.
uçaktan atlamak jump out of a plane v.
suya bombalama atlamak cannonball v.
oraya buraya atlamak tittup v.
oraya buraya atlamak titup v.
daldan dala atlamak haw and gee v.
uçaktan atlamak eject v.
havuzun derin tarafına atlamak/girmek go off the deep end v.
havuzun boyunu geçen derinlikteki yerine atlamak/girmek go off the deep end v.
havuzun zeminine ayak basamayacak derinlikteki yerine atlamak/girmek go off the deep end v.
havuzun derin tarafına atlamak/girmek jump off the deep end v.
havuzun boyunu geçen derinlikteki yerine atlamak/girmek jump off the deep end v.
havuzun zeminine ayak basamayacak derinlikteki yerine atlamak/girmek jump off the deep end v.
(harf/hece) atlamak elide v.
(bir şeyin) içine atlamak dive into (something) v.
konudan konuya atlamak jump from topic to topic v.
uçaktan paraşütle atlamak bail v.
(masa oyunlarında) boş bir noktaya atlamak jump v.
bir sütun veya sayfadan bir diğerine atlamak jump v.
(şahin) kaçmaya çalışırken tüneğinden hızla atlamak bate v.
üzerinden atlamak beleap v.
karın üstü atlamak belly flop v.
karın üstü atlamak belly-flop v.
suya karın üstü atlamak belly-flop v.
(harfleri, sayıları) atlamak jump v.
üstüne atlamak leap (at) v.
kar kayağı faaliyetler sırasında engelin üzerinden atlamak huck v.
engel üzerinden atlamak hurdle v.
(video oyunlarında) kademe atlamak veya bir şey kazanmak için görevi tekrar yapmak grind v.
atlamak (konu overhip [obsolete] v.
aşırı ileriye atlamak overjump v.
çok uzağa atlamak overjump v.
üzerinden atlamak overslip [obsolete] v.
paraşütle atlamak chute v.
suya bombalama atlamak cannon-ball v.
(belirli bir yükseklik veya mesafede) atlamak clear v.
üzerinden atlamak clear v.
engelden atlamak penetrate v.
balık gibi atlamak porpoise v.
kademe atlamak coronet v.
üzerinden atlamak over v.
yüksekten atlamak over v.
üstünden atlamak over v.
üzerinden atlamak over v.
sudan atlamak prime v.
başka konuya atlamak skip v.
üstüne atlamak sool v.
(konser sırasında) sahneden seyirciye doğru atlamak stage-dive v.
birden üstüne atlamak surprise v.
birden üstüne atlamak surprize v.
(engel) üzerinden atlamak hurdle v.
(uçaktan paraşütle atlamak için) özel eğitimli anlamına gelen ön ek para- pref.
(uçaktan paraşütle atlamak için) özel teçhizatlı anlamına gelen ön ek para- pref.
(uçaktan paraşütle atlamak için) özel donanımlı anlamına gelen ön ek para- pref.
Phrasals
ileri doğru atlamak spring at v.
sahnede veya konuşurken bocalamak/takılmak/söyleyeceğini unutmak/kaçırmak/atlamak go up v.
sözün/lafın/işin arasına girmek/atlamak burst in v.
adını atlamak/çizmek pass someone up v.
birinin üzerine atlamak spring at someone v.
birinin üzerine atlamak jump at someone v.
hop diye atlamak hop on v.
karşısına atlamak jump across v.
(havuza vb.) atlamak throw oneself into v.
(araba vb'ye) atlamak hop in v.
(ata/bisiklete) atlamak get up v.
(araba vb'ye) atlamak get into (a vehicle) v.
üzerine atlamak lung at v.
aşağı atlamak jump down v.
bir şeyin içinden aşağı atlamak jump down something v.
bir şey aracılığıyla aşağı atlamak jump down something v.
bir şeyden/yerden aşağı atlamak jump down something v.
dışarı atlamak/düşmek dropout v.
aşağı atlamak/düşmek dropout v.
bir yerden atlamak/düşmek dropout v.
(bir şeyden/şeyden) sallanıp başka bir yere atlamak swing from (something) v.
bir yerden bir yere atlamak/zıplamak swing from (something) v.
bir yerden balıklama atlamak dive off v.
bir yerden tepesi üstü/kafa üstü atlamak dive off v.
balıklama atlamak/dalmak dive in v.
balıklama atlamak/dalmak dive into v.
birinin/bir şeyin üstüne atlamak/zıplamak jump on someone or something v.
üstüne atlamak jump on v.
üstüne atlamak/zıplamak jump on v.
üst üste atlamak pile on v.
üst üste atlamak pile onto v.
-in üstüne atlamak pounce at v.
(bir şeyin) üstüne atlamak pounce on (something) v.
üstüne atlamak pounce on v.
bir şeyin içine atlamak/atlayıvermek vault into something v.
içine dalmak/atlamak wade in v.
içine dalmak/atlamak wade into v.
-in içine atlamak jump in v.
-in içine tereddütsüz/korkusuzca atlamak jump in v.
-in içine paldır küldür atlamak jump in v.
-in içine alelacele dalmak/atlamak jump in v.
-e atlamak leap in v.
(bir şeye) atlamak jump up to (something) v.
üzerinden atlamak slip over v.
-in üstüne sıçramak/atlamak spring on v.
bir şeyin üstünden atlamak jump across something v.
zorunlu bir dersi sınavla atlamak test out v.
zorunlu bir dersi sınavdan belli bir not alarak atlamak test out v.
(bir şeyden aşağı) atlamak jump (down) (from something) v.
-e atlamak plunge in v.
seviye atlamak level up v.
birinin/bir şeyin üstüne atlamak jump at someone or something v.
birine/bir şeye doğru atlamak jump at someone or something v.
oradan oraya atlamak bounce around v.
daldan dala atlamak bounce around v.
çıkıp üstüne atlamak come out at v.
çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak come out at someone or something v.
birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak come out at someone or something v.
çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak come out toward someone or something v.
birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak come out toward someone or something v.
çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak come out towards someone or something v.
birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak come out towards someone or something v.
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak come out toward (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak come out towards (someone or something) v.
oradan oraya atlamak dash across v.
bir yerde oradan oraya atlamak dash across something v.
bir şeye sazan gibi atlamak/düşmek fall for something v.
(bir şeye) sazan gibi atlamak/düşmek fall for (something) v.
(bir şeyin) üstüne cumbadak atlamak flop down onto (something) v.
(bir şeye) cumburlop diye atlamak flop down onto (something) v.
(bir şeyin) üstüne cumbadak atlamak flop down on (something) v.
(bir şeye) cumburlop diye atlamak flop down on (something) v.
içine atlamak flop into v.
cumbadak atlamak flop into v.
cumburlop diye atlamak flop into v.
(bir şeyin) içine atlamak flop into (something) v.
(bir şeye) cumbadak atlamak flop into (something) v.
(bir şeye) cumburlop diye atlamak flop into (something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak fly at (someone or something) v.
inmek/atlamak (bisikletten/attan) hop off v.
birinin/bir şeyin üstüne saldırmak/atlamak go at someone or something v.
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak grasp at (someone or something) v.
(bir şeyden) inmek/atlamak hop off (of something) v.
(bir şeye) binmek/atlamak hop onto (something) v.
(bir şeye) binmek/atlamak hop on (something) v.
(bir şeyden/yerden) atlamak jump from (something) v.
(bir şeyden/yerden) aşağı atlamak jump from (something) v.
(bir şeyden bir şeye) atlamak jump from (something) to (something) v.
(bir şeyden/yerden aşağıdaki bir şeye/yere) atlamak jump from (something) to (something) v.
…'den …'e atlamak/sıçramak/hoplamak jump from to v.
(birinin) birden üstüne atlamak jump out at (one) v.
ile atlamak jump with v.
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak/saldırmak lash out against (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) aniden üstüne atlamak/saldırmak lash out at (someone or something) v.
birinin/bir şeyin üstüne atlamak leap at someone or something v.
aşağı atlamak leap down v.
(bir şeyden bir şeye) atlamak leap from (something) to (something) v.
(bir şeyden aşağıdaki bir şeye) hoplamak/atlamak leap from (something) to (something) v.
(bir şeyden) aşağı (bir şeye) atlamak leap from (something) to (something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine atlamak/saldırmak lunge at (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine atlamak/saldırmak lunge for (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak pounce on (someone or something) v.
(bir hayvanın) eyerine/semerine binmek/atlamak saddle up v.
(bir şeyin) üzerine atlamak seize onto (something) v.
(bir şeyin) üzerine atlamak seize on (something) v.
(bir şeyin) üzerine atlamak seize upon (something) v.
(birini/bir şeyi) atlamak skip over (someone or something) v.
(birine/bir şeye) doğru atlamak spring at (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üzerine atlamak/sıçramak spring at (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) hemen üzerine atlamak spring at (someone or something) v.
(bir yerden çıkıp birinin/bir şeyin) üzerine atlamak spring out at (someone or something) v.
öne doğru atlamak thrust forward v.
üzerinden atlamak vault over v.
Phrases
birinin/bir şeyin üzerinden atlamak vault over someone or something v.
Colloquial
arabaya atlamak jump in the car v.
üzerine atlamak be all up on someone v.
uçaktan atlamak jump out the plane v.
sonrakine atlamak skip it v.
daldan dala atlamak hop v.
bir öğünü atlamak/kaçırmak fly light v.
sınıf atlamak class up v.
(video oyunlarında) level atlamak ding v.
(video oyunlarında) seviye atlamak ding v.
Idioms
konudan konuya atlamak touch and go [obsolete] v.
belanın içine dalmak/atlamak take the bear by the tooth v.
araba sürerken veya kayarken tümseklerden atlamak catch air v.
her lafa atlamak give (one's) two cents v.
her lafa atlamak give (one's) two cents' worth v.
sazan gibi atlamak be caught with chaff v.
atlamak (yapmamak anlamında) give something a miss v.
birinin önüne atlamak get the jump on one v.
biri için kurşunun önüne atlamak take a bullet for someone v.
bir şeye balıklama atlamak lap something up v.
balıklama atlamak jump in at the deep end v.
daldan dala atlamak blow hot and cold v.
fırsata balıklama atlamak jump at the opportunity to do something v.
fırsata balıklama atlamak leap at the opportunity v.
fırsata balıklama atlamak leap at the chance v.
fırsata balıklama atlamak jump at the chance v.
gözü kapalı atlamak/dalmak/girmek walk blindly into something v.
fırsata balıklama atlamak jump at the chance to do something v.
her lafa atlamak put your two cents worth in v.
fırsata balıklama atlamak leap at the opportunity to do something v.
fırsata balıklama atlamak leap at the chance to do something v.
fırsata balıklama atlamak jump at the opportunity v.
son anda atlamak/zıplamak/çekilmek jump clear of something v.
üzerine atlamak jump to it v.
üzerine atlamak leap at v.
(gereksiz) formaliteyi atlamak cut through red tape v.
birbirinin üstünden atlamak crawl (all) over each other v.
karmaşık/zor bir işe tek başına atlamak leap off the deep end v.
(birinin/bir şeyin) önüne atlamak make a dive (for someone or something) v.
(bir şeyi tutmak için) atlamak make a dive (for something) v.
-in içine tereddütsüz/korkusuzca atlamak jump in with both feet v.
-in içine tereddütsüz/korkusuzca atlamak jump into the ring v.
durmadan ip atlamak jump rope v.
(bir araçtan) atlamak catch air v.
(bir araçtan) atlamak catch big air v.
yeni evlendiği eşiyle süpürgenin üzerinden atlamak jump the besom v.
süpürgenin üzerinden atlamak jump the besom v.
daldan dala atlamak blow hot and cold v.
(gereksiz) formaliteyi atlamak cut (through) (the) red tape v.
(bir şeye) sazan gibi atlamak/düşmek fall for (something) hook, line, and sinker v.
(bir işin) üstüne atlamak go like gangbusters [us] v.
konudan konuya atlamak go/fly off at a tangent [uk] v.
zamanda geriye gitmek/atlamak jump back in time v.
son anda atlamak/zıplamak/çekilmek jump clear of v.
önüne atlamak make a dive v.
(bir şey yapma) fırsatının üstüne atlamak seize the opportunity (to do something) v.
(biri için) kurşunun önüne atlamak take a bullet (for someone) v.
(biri için) kurşunun önüne atlamak take the bullet (for someone) v.
Technical
suya atlamak dove v.
suya atlamak dive v.
Computer
level atlamak level up v.
bir programdan diğerine atlamak jump v.
Aeronautic
paraşüt ile atlamak sky dive v.
Education
(öğrenci) büyük sınıfa atlamak skip v.
Military
emercensi atlamak bale out v.
emercensi atlamak bail out v.
paraşütle atlamak bail out v.
paraşütle atlamak bale out v.
Sport
sırıkla atlamak pole-vault v.
kazayı önlemek için sörf tahtasından veya kayaktan atlamak bail out v.
sabit engellerin üzerinden atlamak jib v.
kaykayı hava kaldırarak (bir şeyin) üzerinden atlamak ollie v.
kırsal bölgelerdeki fuarlarda paraşütle atlamak barnstorm v.
sırık üzerinden atlamak pole vault v.
kayak ile atlamak ski jump v.
Archaic
(konuşurken veya yazarken) bir konudan diğerine atlamak glance v.
üzerinden atlamak overbound [rare] v.
daha uzağa atlamak overleap v.
önüne atlamak overleap v.
üzerine atlamak overleap v.
üzerinden atlamak overspring v.
yüksekten atlamak overspring v.
Slang
birinin üstüne atlamak jump someone's bones v.
paraşütle atlamak hit the silk v.
askeri uçaktan atlamak punch out v.
birden üstüne atlamak jump v.
birinin üstüne atlamak/saldırmak jump v.
birine atlamak jump v.
(birinin) üstüne atlamak (cinsel anlamda) jump (one's) bones v.
üstüne atlamak (cinsel anlamda) jump bones v.
(birinin) üstüne atlamak step to (one) [us] v.
orta sınıfa öykündüğü ve sınıf atlamak istediği için işçi sınıfı köklerini reddeden (kimse) lace-curtain adj.