bloom - Turco Inglés Diccionario

bloom

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "bloom" en diccionario turco inglés : 89 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
bloom v. çiçek açmak
The Peach Trees are in their full bloom.
Şeftali ağaçları tam da çiçek açmış.

More Sentences
General
bloom n. çiçek
The lilacs will bloom next month.
Leylaklar önümüzdeki ay çiçek açacak.

More Sentences
bloom v. çiçek açmak
These flowers bloom earlier than others do.
Bu çiçekler diğerlerinden daha önce çiçek açar.

More Sentences
bloom v. açmak
Some flowers bloom in the spring and other flowers bloom in the fall.
Bazı çiçekler ilkbaharda, bazıları da sonbaharda açar.

More Sentences
bloom n. hayatın baharı
bloom n. açmış çiçek
bloom n. çiçeklenme
bloom n. ham demir
bloom n. meyve üzerindeki buğu
bloom n. çiçek açma
bloom n. gençlik
bloom n. tazelik
bloom n. çiçeksime
bloom n. demir kütüğü
bloom n. hamdemir
bloom n. demir külçesi
bloom n. çiçeğe benzeyen şey
bloom n. bazı bitkilerin üstünde görülen ağdamsı veya tozumsu tabaka
bloom n. yeni basılmış madeni para üzerinde görülen ağdamsı veya tozumsu bir tabaka
bloom n. kakao yağı kristallerinin çikolata üzerinde oluşturduğu grimsi çizgi veya izler
bloom n. açmış çiçekler
bloom n. yüzdeki sağlıklı pembelik
bloom n. altın çağ
bloom n. sevilen kimse
bloom n. herkesçe sevilen kız
bloom n. petrol veya petrol ürünü floresanı
bloom n. kolofan floresanı
bloom n. vernik veya cila filminde gözlenen bulutlu görünüm
bloom n. cam yüzeyinde görülen sütsü görünüm
bloom n. boyanmış tekstil ürünlerinin parlaklığı
bloom n. işlenmiş et ürünlerinin taze görünümü
bloom n. yumurta kabuğunun koruyucu kütikülü
bloom n. sağlıklı ve bakımlı görünen evcil hayvan kürkü
bloom n. şişmanlık
bloom n. son kat boya
bloom n. bir şarabın kendine özgü aroması
bloom v. çiçeklenmek
bloom v. serpilmek
bloom v. dinç olmak
bloom v. güzelleşmek
bloom v. yüzüne renk gelmek
bloom v. yüze renk gelmek
bloom v. gelişmek
bloom v. verimleşmek
bloom v. iç içe eklenmek
bloom v. (ürün) zenginleşmek
bloom v. parlamak
bloom v. aniden belirmek
bloom v. aniden oluşmak
bloom v. geliştirmek
bloom v. sıcaklıkla parlamak
bloom v. sıcak bir renkle parlamak
bloom v. pustan etkilenmek
bloom v. pustan zarar görmek
bloom v. (aroma, tat) daha fazla ortaya çıkmak
bloom v. (aroma, tat) kendini tam olarak göstermek
bloom v. beklenmedik bir şekilde ortaya çıkmak
bloom v. şaşırtıcı bir miktar veya derecede ortaya çıkmak
bloom v. pusla gölgelendirmek
bloom v. pusla zarar vermek
bloom v. (parlak bir şeyin üzerinde) puslu alan oluşturmak
bloom v. nemlendirmek
bloom v. serinletmek
Technical
bloom n. blum yüzey kaplama
bloom n. çiçekleme
bloom n. çiçeklenme
bloom n. kabakütük
bloom n. haddelemeye hazır çelik çubuk
bloom n. parlak boya veya cila yüzeyinde oluşan mat alan
bloom n. deri üzerinde görülen elajik asit tortusu
bloom v. külçe demiri kütük demire dönüştürmek
Computer
bloom n. kamaşma
bloom expr.
Mechanic
bloom n. blum
bloom n. demir kütüğü
Television
bloom n. görüntü yayılması
Dyeing
bloom n. boyanmış malzemenin parlaklığı
Automotive
bloom n. kütük demir
Aeronautic
bloom n. çubuk
Mining
bloom n. bazı minerallerin parlak renkli çeşitleri
Optics
bloom v. (lens) yansıma engelleyici malzemeyle kaplamak
Physics
bloom v. yüzey yansımasını önlemek için lensi ince bir madde tabakasıyla kaplamak
Biology
bloom n. alg patlaması
Marine Biology
bloom n. deniz canlısı kümesi
Botanic
bloom v. (bitki) bollaşmak
Agriculture
bloom n. pus tabakası
Environment
bloom n. çok sayıda fitoplanktonun su yüzeyinde oluşturduğu renkli alan
Geography
bloom n. wisconsin eyaletinde yerleşim yeri
Photography
bloom n. parlama

Significados de "bloom" con otros términos en diccionario inglés turco: 75 resultado(s)

Inglés Turco
General
in bloom adj. çiçek açmış
Those who dream of advancing without any difficulties through landscapes in bloom fail to understand the matter.
Çiçek açmış manzaralar üzerinden hiç zorlanmadan ilerlemeyi hayal edenler meseleyi anlayamıyorlar.

More Sentences
Idioms
come into bloom v. çiçek açmak
It is in early spring that daffodils come into bloom.
Nergisler, ilkbaharın başlarında çiçek açar.

More Sentences
Agriculture
full bloom n. tam çiçeklenme
The roses in the garden are in full bloom.
Bahçedeki güller tam çiçeklenmişti.

More Sentences
General
water bloom n. alg patlaması
bloom [obsolete] v. çiçek açtırmak
in bloom adj. çiçekte
Phrases
the bloom is off the (something) expr. havası söndü
the bloom is off the (something) expr. parıltısını yitirdi
the bloom is off the (something) expr. balonu söndü/patladı
the bloom is off the (something) expr. eski havası kalmadı
the bloom is off the rose expr. havası söndü
the bloom is off the rose expr. parıltısını yitirdi
the bloom is off the rose expr. balonu söndü/patladı
the bloom is off the rose expr. eski havası kalmadı
bloom where you’re planted expr. elinizdeki imkanların kıymetini bilin ve fırsatlardan yararlanın
let a hundred flowers bloom expr. çin devlet başkanı mao zedong'un 1956 yılında çin hükümetinin eleştirilebilmesinin yolunu açmak için kullandığı bir ifade
Idioms
bloom of youth n. gençliğin baharı
bloom of youth n. gençlik çağı
come into bloom v. çiçeklenmek
be out (in bloom) v. açmak
be out (in bloom) v. çiçek açmak
be out (in bloom) v. çiçeklenmek
be out (in bloom) v. çiçek vermek
come out in bloom v. tamamen çiçek açmak
come out in bloom v. tümüyle çiçek açmak
out in bloom adj. (ağaç, bitki) çiçek açmış
out in bloom adj. tamamen çiçek açmış
out in bloom adj. çiçeklenmiş
in (full) bloom adj. tamamen açmış
in (full) bloom adj. tamamen çiçek açmış
the bloom is off expr. havası söndü
the bloom is off expr. parıltısını yitirdi
the bloom is off expr. balonu söndü/patladı
the bloom is off expr. eski havası kalmadı
the bloom is off the peach expr. havası söndü
the bloom is off the peach expr. parıltısını yitirdi
the bloom is off the peach expr. balonu söndü/patladı
the bloom is off the peach expr. eski havası kalmadı
Speaking
when the flowers bloom expr. çiçekler açtığında
the flowers bloom expr. çiçekler açar
Technical
bloom shears n. blum makası
steel bloom n. çelik kabakütüğü
steel bloom n. çelik kütük
zinc bloom n. çinko kütüğü
bloom crop shears n. kabakütük kesici makası
bloom heating furnace n. kabakütük tav fırını
bloom sizes n. kabakütük büyüklükleri
bloom shears n. kabakütük makası
bloom conditioning n. kabakütük temizleme
bloom caster n. kabakütük döküm makinesi
bloom casting machine n. kabakütük döküm makinesi
cobalt bloom n. kobalt kütüğü
high bloom n. oyuk kabakütük
nickel bloom n. sulu oksitlenmiş nikel minarelleri
high performance bloom caster n. yüksek verimli kabakütük döküm makinesi
Mining
cobalt bloom n. kobalt çiçeği
zinc bloom n. hidrozinkit
zinc bloom n. çinko karbonat içeren beyaz, grimsi veya sarımsı kitleler ya da tabakalar halinde bulunan bir mineral
Food Engineering
fat bloom n. yağ kusması (çikolatada)
Chemistry
nickel bloom n. anaberjit
nickel bloom n. arsenat minerali
zinc bloom n. çinko kütüğü
nickel bloom n. nikel filizi
Biology
algae bloom n. alg patlaması
algae bloom n. alg çiçeklenmesi
Marine Biology
algal bloom n. alg çoğalması
Botanic
canker bloom n. yabani gül tomurcuğu
canker bloom n. yabani gülün çiçek açması
pinxter bloom (rhododendron nudiflorum) n. pembe çiçekli yaprak döken bir kuzey amerika açelyası
winter bloom n. açelya cinsinden olan bitki
winter bloom (hamamelis viginica) n. hamamelis cinsinden olan bitki
winter bloom (hamamelis viginica) n. cadı fındığı
Agriculture
post bloom n. çiçeklenme sonu
pre-bloom n. çiçeklenme öncesi
Environment
algal bloom n. yosun patlaması