crop - Turco Inglés Diccionario

crop

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "crop" en diccionario turco inglés : 68 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
crop n. mahsul
Our trees produce a fine crop of fruit.
Ağaçlarımız iyi meyve mahsulü veriyor.

More Sentences
crop n. ekin
The Land Acquisition Act is even now preventing the harvesting of the crops to feed the hungry.
Arazi Edinme Yasası şu anda bile açları doyurmak için ekinlerin hasat edilmesini engelliyor.

More Sentences
General
crop n. ekin
Unlike almost all crops, opium poppies do not require much water.
Neredeyse tüm ekinlerin aksine haşhaş fazla suya ihtiyaç duymaz.

More Sentences
crop n. hasat
We have a good crop of tomatoes this year.
Bu yıl domates hasatımız iyi.

More Sentences
crop n. ürün
Of course in a drought the farmers cannot grow alternative crops.
Tabii ki kuraklık durumunda çiftçiler alternatif ürünler yetiştiremezler.

More Sentences
crop n. kısa saç
He asked the barber for a French crop.
Berberden Fransız tarzı kısa saç istedi.

More Sentences
crop n. tahıl
The level of crop production has skyrocketed since last year.
Tahıl üretim seviyesi geçen yıldan bu yana hızla arttı.

More Sentences
crop n. kırbaç
The rider controlled the horse with a riding crop.
Binici atı bir kırbaçla kontrol etti.

More Sentences
crop v. kırpmak
The designer cropped the image so it would fit nicely on the page.
Tasarımcı, sayfaya güzelce sığması için resmi kırptı.

More Sentences
crop v. ürün vermek
The avocado plant crops in September.
Avokado bitkisi Eylül'de ürün verir.

More Sentences
crop v. (saç) kesmek
Susan cropped her hair and dyed it red.
Susan saçını kesti ve kızıla boyadı.

More Sentences
Trade/Economic
crop n. hasat
The rice crop is large this year.
Pirinç hasatı bu yıl büyük.

More Sentences
crop n. mahsul
Advances in crop biotechnology promise major benefits for our environment and consumers.
Mahsul biyoteknolojisindeki gelişmeler, çevremiz ve tüketicilerimiz için büyük faydalar vaat etmektedir.

More Sentences
crop n. ürün
Lastly, these crops have an essential role to play at an agronomic and environmental level.
Son olarak, bu ürünler tarımsal ve çevresel düzeyde önemli bir rol oynamaktadır.

More Sentences
Food Engineering
crop n. ekin
The poorest in Zimbabwe do not want to shoot, kill, loot and burn crops.
Zimbabve'nin en yoksulları ateş etmek, öldürmek, yağmalamak ve ekinleri yakmak istemiyor.

More Sentences
crop n. ürün
The high levels of subsidy militate against conversion to other crops.
Yüksek düzeydeki destek, diğer ürünlere dönüşümü engellemektedir.

More Sentences
General
crop n. işleme
crop n. verim
crop n. binici kırbacı
crop n. havsala
crop n. kansa
crop n. ekip biçme
crop n. kalabalık
crop n. kursak
crop n. rekolte
crop n. topluluk
crop n. tabaklanmış hayvan derisi
crop n. grup
crop n. küme
crop n. semere
crop n. kısa kesilmiş saç
crop n. bina tepesi süsü
crop n. çıkıntı
crop n. kırbaç tutma yeri
crop v. biçmek
crop v. kesip kısaltmak
crop v. kırkmak
crop v. mahsul vermek
crop v. kesmek
crop v. dikmek
crop v. otlamak
crop v. yemek
crop v. (hayvan) otlamak
crop v. ekmek
crop v. kitabı yazının çok yakınından kırpmak
crop v. aniden ortaya çıkmak
crop v. bir anda belirmek
Trade/Economic
crop n. rekolte
Technical
crop n. tabakalanmış hayvan derisi
crop n. kesilip atılmış metal ürününde uç
Computer
crop expr. kırp
Food Engineering
crop n. bitkisel ürün
Biology
crop n. bal kursağı
Zoology
crop n. katı
crop n. kursak
Agriculture
crop n. mahsül
crop n. tahıl
crop n. (terebentin keresteliğinde) yaklaşık 5000 ağaçtan oluşan çalışma birimi
Breeding
crop n. (inek bel kemiği) iki kürek kemiği arasının hemen arkasında bulunan
crop n. (özellikle kulağın üst kısmı kare şeklinde kesilerek oluşturulan) hayvan kulak işareti
Apiculture
crop n. bal ürünü
crop n. bal midesi
crop n. kursak
Geology
crop n. mostra
crop n. yüzlek
crop v. yüzeyde belirmek
Ornithology
crop n. kuş gırtlağında kese görünümlü genişleme
crop n. pelikan benzeri gaga yapısı

Significados de "crop" con otros términos en diccionario inglés turco: 219 resultado(s)

Inglés Turco
General
main crop n. ana ürün
The main crop of Japan is rice.
Japonya'nın ana ürünü pirinçtir.

More Sentences
bumper crop n. bereketli mahsul
We had a bumper crop this year.
Bu yıl bereketli mahsülümüz vardı.

More Sentences
crop up v. ortaya çıkmak
Scandals crop up again and again.
Skandallar tekrar tekrar ortaya çıkıyor.

More Sentences
Agriculture
crop circle n. ekin çemberi
There's a crop circle in the field.
Tarlada bir ekin çemberi var.

More Sentences
crop yield n. mahsul verimi
Pollution has further economic consequences, by reducing crop yields and damaging trees.
Kirlilik, mahsul verimini düşürerek ve ağaçlara zarar vererek daha fazla ekonomik sonuçlara yol açmaktadır.

More Sentences
General
insurance of crop n. hasar sigortası
insurance of crop n. hasat sigortası
crop insurance n. ürün sigortası
forced crop n. turfanda ürün
cream of the crop n. en iyisi
reed crop n. sazcılık
cream of the crop n. bir şeyin en alası
row crop n. çapa ürünü
garden crop n. bahçe ürünü
hoe crop n. çapa ürünü
crop residues n. ürün artığı
cover crop n. örtü bitkisi
cover crop n. toprak koruma bitkisi
cover crop n. (erkek kümes hayvanında) ibik
cover crop n. koruyucu bitki
row-crop tractor n. çapa traktörü
crop [dialect] n. (insanda) karın
crop [dialect] n. boğaz
crop-ear n. kulağı kesik kimse
crop-ear n. kulağı kesik hayvan
standing crop n. kesilmemiş mahsul
standing crop n. işlenmemiş mahsul
freeze a crop v. ayaz vurmak
crop up v. sökün etmek
crop out v. ortaya çıkmak
crop up v. beklenmedik bir anda olmak
crop out v. çıkmak
gather crop v. mahsul kaldırmak
harvest crop v. mahsul kaldırmak
crop up v. beklenmedik biçimde ortaya çıkmak
crop up v. aniden belirmek
crop [dialect] [uk] v. çiçek toplamak
crop-eared adj. kulakları kesik
crop-eared adj. saçları kulakları görünecek şekilde kesilmiş
crop-tailed adj. kuyruğu kesik
neck and crop adv. hepsi birden
neck and crop adv. tamamiyle
neck and crop adv. tamamen
neck and crop adv. hep beraber
neck and crop adv. palas pandıras
Phrasals
crop out v. görünmek
crop up v. filizlenmek
crop up v. (bitki) bitmek
crop out v. gözükmek
crop out v. belirmek
crop out v. bir fotoğrafın içindeki figürleri kesip çıkarmak
crop out v. figürleri fotoğraftan silmek
crop out v. yüzeyde belirmek
crop out v. (duygu) belirginleşmek
crop out v. (duygu) fark edilir olmak
crop someone or something out v. (fotoğrafta) birini ya da bir şeyi silmek
crop someone or something out v. birini ya da bir şeyi fotoğraftan çıkarmak
Proverb
good seed makes a good crop ek tohumun hasını çekme yiyecek yasını
Idioms
the cream of the crop n. en iyilerin en iyisi
the cream of the crop n. en iyisi
cream of the crop n. kaymak tabaka
stick in one's crop v. sindirilmemek
stick in one's crop v. kabulü zor olmak
stick in one's crop v. saldırmak
stick in one's crop v. can sıkmak
stick in one's crop v. zor kabul edilmek
neck and crop adv. tümüyle
neck and crop adv. olduğu gibi
neck and crop expr. bütünüyle
neck and crop expr. bütün bütün
neck and crop expr. tamamen
Trade/Economic
main crop n. ana ürün
multi peril crop insurance n. çok bileşenli tarım sigortası
cash crop n. endüstri bitkisi
cash crop n. ihracat için üretilen mahsul
cash crop n. ihracat ürünü
crop insurance n. ürün sigortası
Law
away-going crop n. bir önceki kiracı tarafından ekilmiş sonraki kiracı tarafından biçilen ürün
Insurance
crop insurance n. tarım ürünü sigortası
Technical
crop protection equipment n. bitki koruma ekipmanı
crop irrigation requirement n. bitki sulama suyu ihtiyacı
second crop n. ikinci mahsul
first crop n. ilk mahsul
bloom crop shears n. kabakütük kesici makası
crop conveyor n. kesik taşıyıcı
crop shears n. kırpıntı makası
crop pusher car n. kırpıntı itme arabası
crop ends n. kırpıntı parçaları
crop conveyor n. kırpıntı taşıyıcı
crop requirements n. mahsul su ihtiyacı
crop variety n. mahsul çeşidi
Computer
crop marks n. kırpma imleri
crop mark n. kırpma imi
crop marks n. kırpma işaretleri
crop tool n. kırpma aracı
crop size n. kırpma boyutu
crop bottom expr. alttan kırp
crop object expr. nesneyi kırp
print crop marks expr. kesme imlerini yazdır
crop from expr. kırp
crop picture expr. resim kırp
crop right expr. sağdan kırp
crop left expr. soldan kırp
crop picture expr. resmi kırp
crop top expr. üstten kırp
Informatics
crop marks n. kırpma imleri
Textile
crop top n. göbeği açık tişört
crop top n. göbeği açık t-shirt
Mining
out-crop n. aflörman
Veterinary
baggy crop n. balon kursak
pendulous crop n. balon kursak
drop crop n. balon kursak
Gastronomy
crop [dialect] n. kaburga eti
Biology
crop milk n. güvercin sütü
crop milk n. kursak sütü
Marine Biology
standing crop n. mevcut ürün
Botanic
ratoon crop n. anızdan büyüyerek filizlenen ürün
ratoon crop n. hasat sonrası toprakta kalan artıklardan büyüyerek filizlenen ürün
stone crop n. acı damkoruğu
Agriculture
crop rotation n. bir tarlada her dönem birbirinden farklı ürünlerin yetiştirilmesi
top crop n. bitkinin üstteki genç kısmından yapılan hasat
trap crop n. zararlı böcek veya haşereleri üzerine çekmesi için ekilen mahsul
truck crop n. bostanda yetiştirilen sebze
stubble crop n. anız ürünü
catch crop n. ara ürün
catch-crop n. ara ürünü
catch-crop n. aralık ürünü
garden crop n. bahçe ürünü
crop failure n. bereketsiz ürün
horticultural crop n. bahçe bitkisi
horticultural crop n. bahçe ürünü
crop pattern n. bitki deseni
outstanding crop n. biçilmemiş ürün
crop protection machinery n. bitki koruma makineleri
crop protection n. bitki koruma
row crop n. çapa ürünü
row crop tractor n. çapa traktörü
double crop n. çift ürün
crop alternation n. ekim nöbeti
crop field n. ekin alanı
crop rotation n. ekim nöbeti
crop circle n. hasat çemberi
crop rotation n. her yıl değişik ekin ekme
crop duster n. ilaçlama uçağı
industrial crop n. işleyim bitkisi
haying crop n. kuru ot bitkisi
crop production n. mahsul üretimi
crop plant n. kültür bitkisi
current crop n. mevcut mahsul
grazing crop n. mera bitkisi
crop substitution n. münavebeli tarım
crop rotation n. nöbetleşe ekim
crop substitution n. nöbetleşe ekim
grazing crop n. otlanan bitki
industrial crop n. sanayi bitkisi
row crop tractor n. sıra ekim traktörü
crop rotation n. sırayla değişik ekin ekme
row crop n. sıra mahsulü
equipment for row-crop cultivation n. sıra bitkileri bakım ekipmanları
crop yield n. tarımsal üretim
forced crop n. turfanda mahsul
agricultural crop wastes and residues n. tarımsal ürün atıkları ve kalıntıları
field crop cultivation n. tarla ziraatı
field crop sprayer n. tarla pülverizatörü
crop drying n. tarım ürünlerinin kurutulması
agricultural crop n. tarımsal ürün
outstanding crop n. toplanmamış ürün
field crop cultivation n. tarla tarımı
crop rotation n. ürün nöbeti
crop residues n. ürün artıkları
crop year n. ürün yılı
crop-sensing devices n. ürün duyarga sistemleri
crop rotation n. ürün rotasyonu
crop processing n. ürün işleme
feed crop n. yem bitkisi
forage crop n. yem bitkisi
fodder crop n. yem bitkisi
new crop n. yeni mahsül
oil crop plant n. yağ bitkisi
certified crop advisor n. yetkili ürün danışmanı
annual crop n. yıllık mahsul
green manure crop n. yeşil gübre bitkisi
crop duster n. zirai uçak
energy crop n. enerji ürünleri
energy crop n. enerji mahsulleri
winter crop n. kış koşullarına dayanıklı ekin
winter crop n. kışın hayvan yemi olarak kullanılabilen ekin
white crop n. olgunlaşırken yeşil rengini kaybedip beyazlaşan bir tahıl mahsulü
green crop n. olgunlaşmamış hali yiyecek olarak kullanılan mahsul
green-manure crop n. toprağı zenginleştirmek için altına sürülen otsu bir bitki
crop duster n. tarım uçağı
crop duster n. zirai ilaçlama uçağı
crop dusting n. uçaktan mahsullerin üzerine ilaç serpme
crop spraying n. mahsullere ilaç serpme
crop-duster n. zirai ilaçlama uçağı
crop-duster n. zirai ilaçlama uçağı pilotu
crop-dusting n. (genellikle zirai ilaçlama uçağıyla) spreyli ilaçlama yapma
field crop n. zirai amaçlarla yetiştirilen ekin (pamuk, tahıl)
root crop n. (turp, pancar, şeker pancarı, tatlı patates) kök bitki
root crop n. (turp, pancar, şeker pancarı, tatlı patates) kök sebze
field-crop adj. tarla ürünlerine ait
field-crop adj. tarla ürünleri ile ilişkili
Breeding
crop-bound n. kümes hayvanlarında aşırı yemekten kursağın şişip felç olması
crop-bound adj. (kümes hayvanı) aşırı yemekten kursağı şişip felç olmuş
Tobacco
harvesting the crop n. tütün kırımı
harvesting the crop n. ürün kırımı
crop year n. ürün yılı
History
eton crop n. 1920'lerde kadınların kullandığı erkeksi bir saç kesimi
Environment
crop water stress index n. bitki su stresi indeksi
crop failure n. mahsul kıtlığı
crop moisture ratio n. ürün nem oranı
Geography
crop-out n. yüzlek
Geology
crop out v. yeryüzüne çıkmak
crop out v. mostra vermek (kayaç vb gibi oluşumlar)
Military
log crop n. ağaç sandık engeli
Sport
riding crop n. binici kırbacı
riding crop n. binici sopası
hunting crop n. binici sopası
hunting crop n. binici kırbacı