|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
tamamen |
exactly adv.
|
|
It feels exactly the same to be tortured, whatever sort of country you are in.
Hangi ülkede olursanız olun, işkence görmek tamamen aynı hissettirir.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
tamamen |
completely adv.
|
|
If that does not go completely against all of the pretty words on crisis prevention, I do not know what does.
Eğer bu, kriz önleme konusundaki tüm güzel sözlere tamamen ters düşmüyorsa, ne ters düşer bilmiyorum.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
tamamen |
absolutely adv.
|
|
How we handle it and how it is detected is absolutely critical.
Bunu nasıl ele alıyoruz ve nasıl tespit ediyoruz, tamamen kritik öneme sahiptir.
More Sentences
|
General |
|
4 |
General |
tamamen |
utter adj.
|
|
The report systematically equates religion with fundamentalism in utter disregard of reality.
Rapor, gerçekliği tamamen göz ardı ederek sistematik bir şekilde dini köktencilikle eşitlemektedir.
More Sentences
|
5 |
General |
tamamen |
pure adj.
|
|
That's pure conjecture.
Bu tamamen varsayım.
More Sentences
|
6 |
General |
tamamen |
full adj.
|
|
Still on HACCP, this system is the full responsibility of the food business operators.
HACCP konusunda ise, bu sistem tamamen gıda işletmecilerinin sorumluluğundadır.
More Sentences
|
7 |
General |
tamamen |
all adv.
|
|
It is all complete nonsense.
Tamamen saçmalık.
More Sentences
|
8 |
General |
tamamen |
purely adv.
|
|
How are we to do this in purely practical terms?
Bunu tamamen pratik açıdan nasıl yapacağız?
More Sentences
|
9 |
General |
tamamen |
right adv.
|
|
They asked a question that was right on the mark.
Tamamen isabetli bir soru sordular.
More Sentences
|
10 |
General |
tamamen |
quite adv.
|
|
Two things strike me as being of particular importance, quite independently of the steps taken to date.
Bugüne kadar atılan adımlardan tamamen bağımsız olarak iki şey bana özellikle önemli geliyor.
More Sentences
|
11 |
General |
tamamen |
downright adv.
|
|
It sounds downright frightening.
Bu tamamen korkutucu görünüyor.
More Sentences
|
12 |
General |
tamamen |
altogether adv.
|
|
But you also resisted the temptation to say, let us do away with the block exemption regulation altogether.
Ancak blok muafiyeti düzenlemesini tamamen kaldıralım deme eğilimine de direndiniz.
More Sentences
|
13 |
General |
tamamen |
precisely adv.
|
|
It is precisely the same wording which we had in article 13.
Bu ifade, 13. Maddede kullandığımız ifadeyle tamamen aynıdır.
More Sentences
|
14 |
General |
tamamen |
totally adv.
|
|
However, I have to say that I totally support the establishment of this one.
Bununla birlikte, bunun kurulmasını tamamen desteklediğimi söylemeliyim.
More Sentences
|
15 |
General |
tamamen |
clean adv.
|
|
I've clean forgotten.
Tamamen unuttum.
More Sentences
|
16 |
General |
tamamen |
wide adv.
|
|
By 6 am, both children were wide awake.
Sabah 6'da iki çocuk da tamamen uyanıktı.
More Sentences
|
17 |
General |
tamamen |
sheer adv.
|
|
The report's talk of smooth cooperation is sheer nonsense, legally speaking.
Raporun sorunsuz işbirliğinden bahsetmesi yasal açıdan tamamen saçmalıktır.
More Sentences
|
18 |
General |
tamamen |
simply adv.
|
|
On the other hand, it is no solution, either, simply to reject the proposal outright for that reason.
Öte yandan bu nedenle teklifi tamamen reddetmek de bir çözüm değildir.
More Sentences
|
19 |
General |
tamamen |
whole adv.
|
|
This whole policy is completely restrictive.
Bu politika tamamen kısıtlayıcıdır.
More Sentences
|
20 |
General |
tamamen |
perfectly adv.
|
|
I believe that in the case of the Toulouse disaster the change to the agenda is perfectly justified.
Toulouse felaketi söz konusu olduğunda gündemde yapılan değişikliğin tamamen haklı olduğuna inanıyorum.
More Sentences
|
|
21 |
General |
tamamen |
dead adv.
|
|
Tom was dead wrong.
Tom tamamen hatalıydı.
More Sentences
|
22 |
General |
tamamen |
outright adv.
|
|
The industry rejects them outright.
Endüstri bunları tamamen reddetmektedir.
More Sentences
|
23 |
General |
tamamen |
in full adv.
|
|
I am in full agreement with him on this matter.
Bu konuda onunla tamamen aynı fikirdeyim.
More Sentences
|
24 |
General |
tamamen |
well adv.
|
|
You are well aware that no MBMs are completely safe.
Hiçbir MBM'nin tamamen güvenli olmadığının farkındasınızdır.
More Sentences
|
25 |
General |
tamamen |
utterly adv.
|
|
You have been utterly deaf to their requests.
Onların taleplerine tamamen sağır kaldınız.
More Sentences
|
26 |
General |
tamamen |
fully adv.
|
|
The Commission fully supports the resolutions tabled by the different groups in the European Parliament.
Komisyon, Avrupa Parlamentosundaki farklı gruplar tarafından sunulan karar tasarılarını tamamen desteklemektedir.
More Sentences
|
27 |
General |
tamamen |
all over adv.
|
|
He was wet all over.
O tamamen ıslaktı.
More Sentences
|
28 |
General |
tamamen |
thoroughly adv.
|
|
Israel and the Palestinians are thoroughly weary of the violence and misery.
İsrail ve Filistinliler şiddet ve sefaletten tamamen bıkmış durumdalar.
More Sentences
|
29 |
General |
tamamen |
entirely adv.
|
|
Secondly, we have an entirely ideological question.
İkinci olarak, tamamen ideolojik bir sorunumuz var.
More Sentences
|
30 |
General |
tamamen |
wholly adv.
|
|
We also know that the feed concerned contains both zoonotic and other bacteria that are wholly resistant to antibiotics.
Ayrıca, söz konusu yemin hem zoonotik hem de antibiyotiklere tamamen dirençli diğer bakterileri içerdiğini de biliyoruz.
More Sentences
|
31 |
General |
tamamen |
to the core adv.
|
|
He is rotten to the core.
O, tamamen bozulmuş.
More Sentences
|
32 |
General |
tamamen |
completely adv.
|
|
Yet this paper steadfastly ignores the road sector and is thus completely unbalanced.
Ancak bu belge karayolu sektörünü ısrarla göz ardı etmektedir ve bu nedenle tamamen dengesizdir.
More Sentences
|
33 |
General |
tamamen |
finally adv.
|
|
This compromise has, then, not finally removed this topic from the agenda.
O halde bu uzlaşma, bu konuyu gündemden tamamen çıkarmış değildir.
More Sentences
|
34 |
General |
tamamen |
radically adv.
|
|
The Communist Party of Greece is radically opposed to this process.
Yunanistan Komünist Partisi bu sürece tamamen karşı çıkmaktadır.
More Sentences
|
35 |
General |
tamamen |
total adv.
|
|
It is not he who allows his militia to rape women who oppose him, but total strangers.
Milislerinin kendisine karşı çıkan kadınlara tecavüz etmesine izin veren kendisi değil, tamamen yabancılardır.
More Sentences
|
36 |
General |
tamamen |
all to [obsolete] adv.
|
|
Just think, you'll get the room all to yourself again.
Düşünsene, oda yine sana tamamen kalacak.
More Sentences
|
37 |
General |
tamamen |
just adv.
|
|
Just because it was invented in the United States does not mean it is all bad.
Amerika Birleşik Devletleri'nde icat edilmiş olması tamamen kötü olduğu anlamına gelmez.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
38 |
Trade/Economic |
tamamen |
fully adv.
|
|
This is what the Commission proposes and I fully endorse it.
Komisyon'un önerdiği budur ve ben bunu tamamen destekliyorum.
More Sentences
|
Law |
|
39 |
Law |
tamamen |
absolutely adv.
|
|
We do not know when they will arrive and when they arrive they will probably be absolutely exhausted.
Ne zaman geleceklerini bilmiyoruz ve geldiklerinde muhtemelen tamamen tükenmiş olacaklar.
More Sentences
|
Technical |
|
40 |
Technical |
tamamen |
entirely adv.
|
|
That is entirely possible at a purely technical level, but there is a lack of political will.
Bu tamamen teknik düzeyde mümkündür, ancak siyasi irade eksikliği söz konusudur.
More Sentences
|
|
41 |
Technical |
tamamen |
altogether adv.
|
|
We welcome this progress, but we want to see the abolition of the death penalty altogether.
Bu ilerlemeyi memnuniyetle karşılıyoruz ancak idam cezasının tamamen kaldırılmasını istiyoruz.
More Sentences
|
42 |
Technical |
tamamen |
wholly adv.
|
|
This is wholly in line with the principle that polluters should be expected to pay for pollution.
Bu, kirletenlerin kirliliğin bedelini ödemesi gerektiği ilkesiyle tamamen uyumludur.
More Sentences
|
43 |
Technical |
tamamen |
thoroughly adv.
|
|
Modern methods of preservation make the export of meat even to distant areas thoroughly feasible.
Modern muhafaza yöntemleri, uzak bölgelere bile et ihracatını tamamen mümkün kılmaktadır.
More Sentences
|
General |
|
44 |
General |
tamamen |
ex adj.
|
|
45 |
General |
tamamen |
teetotal adj.
|
|
46 |
General |
tamamen |
mature adj.
|
|
47 |
General |
tamamen |
definite adj.
|
|
48 |
General |
tamamen |
fast adj.
|
|
49 |
General |
tamamen |
precious adj.
|
|
50 |
General |
tamamen |
unbelieving adj.
|
|
51 |
General |
tamamen |
flat-out adj.
|
|
52 |
General |
tamamen |
abject adj.
|
|
53 |
General |
tamamen |
hool [dialect] adj.
|
|
54 |
General |
tamamen |
hyper adj.
|
|
55 |
General |
tamamen |
omnipotent [obsolete] adj.
|
|
56 |
General |
tamamen |
ingrained adj.
|
|
57 |
General |
tamamen |
cleverly [dialect] adj.
|
|
58 |
General |
tamamen |
through and through adv.
|
|
59 |
General |
tamamen |
in toto adv.
|
|
60 |
General |
tamamen |
to the finger tips adv.
|
|
61 |
General |
tamamen |
de adv.
|
|
62 |
General |
tamamen |
thro adv.
|
|
63 |
General |
tamamen |
richly adv.
|
|
64 |
General |
tamamen |
roundly adv.
|
|
65 |
General |
tamamen |
down the line adv.
|
|
66 |
General |
tamamen |
stark adv.
|
|
67 |
General |
tamamen |
plenty adv.
|
|
68 |
General |
tamamen |
diametrically adv.
|
|
69 |
General |
tamamen |
all the way adv.
|
|
70 |
General |
tamamen |
out adv.
|
|
71 |
General |
tamamen |
in its entirety adv.
|
|
72 |
General |
tamamen |
without reserve adv.
|
|
73 |
General |
tamamen |
definitely adv.
|
|
74 |
General |
tamamen |
up to the hilt adv.
|
|
75 |
General |
tamamen |
at large adv.
|
|
76 |
General |
tamamen |
in the highest degree adv.
|
|
77 |
General |
tamamen |
inextenso adv.
|
|
78 |
General |
tamamen |
precise adv.
|
|
79 |
General |
tamamen |
heart and soul adv.
|
|
80 |
General |
tamamen |
boots and all adv.
|
|
|
81 |
General |
tamamen |
fair adv.
|
|
82 |
General |
tamamen |
out and out adv.
|
|
83 |
General |
tamamen |
chock adv.
|
|
84 |
General |
tamamen |
up adv.
|
|
85 |
General |
tamamen |
neck and crop adv.
|
|
86 |
General |
tamamen |
without reservation adv.
|
|
87 |
General |
tamamen |
bodily adv.
|
|
88 |
General |
tamamen |
as a whole adv.
|
|
89 |
General |
tamamen |
thru adv.
|
|
90 |
General |
tamamen |
down to the ground adv.
|
|
91 |
General |
tamamen |
properly adv.
|
|
92 |
General |
tamamen |
hollow adv.
|
|
93 |
General |
tamamen |
clear adv.
|
|
94 |
General |
tamamen |
the whole way adv.
|
|
95 |
General |
tamamen |
inly adv.
|
|
96 |
General |
tamamen |
throughout adv.
|
|
97 |
General |
tamamen |
starkly adv.
|
|
98 |
General |
tamamen |
through adv.
|
|
99 |
General |
tamamen |
thru and thru adv.
|
|
100 |
General |
tamamen |
bang adv.
|
|
101 |
General |
tamamen |
truly adv.
|
|
102 |
General |
tamamen |
off adv.
|
|
103 |
General |
tamamen |
sheerly adv.
|
|
104 |
General |
tamamen |
toto adv.
|
|
105 |
General |
tamamen |
bang on adv.
|
|
106 |
General |
tamamen |
flatly adv.
|
|
107 |
General |
tamamen |
bang-on adv.
|
|
108 |
General |
tamamen |
all-out adv.
|
|
109 |
General |
tamamen |
out-and-out adv.
|
|
110 |
General |
tamamen |
flat out adv.
|
|
111 |
General |
tamamen |
on the whole adv.
|
|
112 |
General |
tamamen |
decidedly adv.
|
|
113 |
General |
tamamen |
in a complete manner adv.
|
|
114 |
General |
tamamen |
abundantly adv.
|
|
115 |
General |
tamamen |
teetotally adv.
|
|
116 |
General |
tamamen |
to a crum adv.
|
|
117 |
General |
tamamen |
to a turn adv.
|
|
118 |
General |
tamamen |
algates [brit] adv.
|
|
119 |
General |
tamamen |
all hollow adv.
|
|
120 |
General |
tamamen |
allthing [obsolete] adv.
|
|
121 |
General |
tamamen |
unrelievedly adv.
|
|
122 |
General |
tamamen |
even adv.
|
|
123 |
General |
tamamen |
up adv.
|
|
124 |
General |
tamamen |
black adv.
|
|
125 |
General |
tamamen |
whole hog adv.
|
|
126 |
General |
tamamen |
whole-hog adv.
|
|
127 |
General |
tamamen |
hale [dialect] adv.
|
|
128 |
General |
tamamen |
blind adv.
|
|
129 |
General |
tamamen |
hand and foot adv.
|
|
130 |
General |
tamamen |
bone adv.
|
|
131 |
General |
tamamen |
broad adv.
|
|
132 |
General |
tamamen |
buck adv.
|
|
133 |
General |
tamamen |
hook line and sinker adv.
|
|
134 |
General |
tamamen |
gainly [dialect] adv.
|
|
135 |
General |
tamamen |
rigid adv.
|
|
136 |
General |
tamamen |
dinkum [australia] adv.
|
|
137 |
General |
tamamen |
diametrically adv.
|
|
138 |
General |
tamamen |
barking adv.
|
|
139 |
General |
tamamen |
down-the-line adv.
|
|
140 |
General |
tamamen |
due adv.
|
|
141 |
General |
tamamen |
in high and low adv.
|
|
142 |
General |
tamamen |
(all) to pieces adv.
|
|
143 |
General |
tamamen |
fatly adv.
|
|
144 |
General |
tamamen |
plain adv.
|
|
145 |
General |
tamamen |
dog adv.
|
|
146 |
General |
tamamen |
plum adv.
|
|
147 |
General |
tamamen |
preciso adv.
|
|
148 |
General |
tamamen |
root-and-branch adv.
|
|
149 |
General |
tamamen |
pressly [obsolete] adv.
|
|
150 |
General |
tamamen |
slam [dialect] adv.
|
|
151 |
General |
tamamen |
slam-bang adv.
|
|
152 |
General |
tamamen |
slap adv.
|
|
153 |
General |
tamamen |
solid adv.
|
|
154 |
General |
tamamen |
solid adv.
|
|
155 |
General |
tamamen |
solidly adv.
|
|
156 |
General |
tamamen |
spang adv.
|
|
157 |
General |
tamamen |
stane [dialect] adv.
|
|
158 |
General |
tamamen |
stock adv.
|
|
159 |
General |
tamamen |
streets adv.
|
|
160 |
General |
tamamen |
good and expr.
|
|
161 |
General |
tamamen |
by the square [obsolete] expr.
|
|
Phrases |
|
162 |
Phrases |
tamamen |
quite the (most something) expr.
|
|
163 |
Phrases |
tamamen |
rump and stump expr.
|
|
164 |
Phrases |
tamamen |
well and truly expr.
|
|
165 |
Phrases |
tamamen |
in and out expr.
|
|
166 |
Phrases |
tamamen |
backward and forward expr.
|
|
167 |
Phrases |
tamamen |
backwards and forwards expr.
|
|
Colloquial |
|
168 |
Colloquial |
tamamen |
out-and-out adj.
|
|
169 |
Colloquial |
tamamen |
totes adv.
|
|
170 |
Colloquial |
tamamen |
totes adv.
|
|
171 |
Colloquial |
tamamen |
full sesh [california] adv.
|
|
172 |
Colloquial |
tamamen |
sure as shooting adv.
|
|
173 |
Colloquial |
tamamen |
every inch a something expr.
|
|
174 |
Colloquial |
tamamen |
right down the line expr.
|
|
175 |
Colloquial |
tamamen |
but good expr.
|
|
176 |
Colloquial |
tamamen |
every inch the something expr.
|
|
177 |
Colloquial |
tamamen |
for fair expr.
|
|
178 |
Colloquial |
tamamen |
a hundred percent expr.
|
|
179 |
Colloquial |
tamamen |
one hundred percent expr.
|
|
180 |
Colloquial |
tamamen |
all ends up expr.
|
|
181 |
Colloquial |
tamamen |
all ends up expr.
|
|
182 |
Colloquial |
tamamen |
as sin expr.
|
|
Idioms |
|
183 |
Idioms |
tamamen |
head-to-foot adj.
|
|
184 |
Idioms |
tamamen |
head-to-toe adj.
|
|
185 |
Idioms |
tamamen |
to the teeth adv.
|
|
186 |
Idioms |
tamamen |
forty ways from sunday adv.
|
|
187 |
Idioms |
tamamen |
(as) clean as a whistle adv.
|
|
188 |
Idioms |
tamamen |
head to toe adv.
|
|
189 |
Idioms |
tamamen |
to sticks adv.
|
|
190 |
Idioms |
tamamen |
first and last expr.
|
|
191 |
Idioms |
tamamen |
head over heels expr.
|
|
192 |
Idioms |
tamamen |
lock stock and barrel expr.
|
|
193 |
Idioms |
tamamen |
down to the t expr.
|
|
194 |
Idioms |
tamamen |
to a t expr.
|
|
195 |
Idioms |
tamamen |
from head to toe expr.
|
|
196 |
Idioms |
tamamen |
up one side and down the other expr.
|
|
197 |
Idioms |
tamamen |
from head to foot expr.
|
|
198 |
Idioms |
tamamen |
lock, stock and barrel expr.
|
|
199 |
Idioms |
tamamen |
in one's heart of hearts expr.
|
|
200 |
Idioms |
tamamen |
good and expr.
|
|
201 |
Idioms |
tamamen |
far and away expr.
|
|
202 |
Idioms |
tamamen |
for good and all expr.
|
|
203 |
Idioms |
tamamen |
to the backbone expr.
|
|
204 |
Idioms |
tamamen |
neck and crop expr.
|
|
205 |
Idioms |
tamamen |
to a fare-thee-well expr.
|
|
206 |
Idioms |
tamamen |
to the gills expr.
|
|
207 |
Idioms |
tamamen |
up to the gills expr.
|
|
208 |
Idioms |
tamamen |
forty ways to sunday expr.
|
|
209 |
Idioms |
tamamen |
a hundred per cent expr.
|
|
210 |
Idioms |
tamamen |
one hundred per cent expr.
|
|
211 |
Idioms |
tamamen |
as the day is long expr.
|
|
212 |
Idioms |
tamamen |
like a book expr.
|
|
213 |
Idioms |
tamamen |
from the bottom up expr.
|
|
214 |
Idioms |
tamamen |
by the run expr.
|
|
215 |
Idioms |
tamamen |
six ways to sunday expr.
|
|
216 |
Idioms |
tamamen |
to the marrow expr.
|
|
Speaking |
|
217 |
Speaking |
tamamen |
tout à fait [french] adv.
|
|
Latin |
|
218 |
Latin |
tamamen |
toto caelo adv.
|
|
219 |
Latin |
tamamen |
toto coelo adv.
|
|
Archaic |
|
220 |
Archaic |
tamamen |
thoroughstitch [obsolete] adv.
|
|
221 |
Archaic |
tamamen |
thorough-stitch adv.
|
|
222 |
Archaic |
tamamen |
groundly adv.
|
|
223 |
Archaic |
tamamen |
soothlich adv.
|
|
224 |
Archaic |
tamamen |
soothly adv.
|
|
225 |
Archaic |
tamamen |
to point adv.
|
|
Slang |
|
226 |
Slang |
tamamen |
totus porcus v.
|
|
227 |
Slang |
tamamen |
flat-ass adv.
|
|
228 |
Slang |
tamamen |
totes adv.
|
|
229 |
Slang |
tamamen |
mondo [california] adv.
|
|
230 |
Slang |
tamamen |
the pants off (of) expr.
|
|
British Slang |
|
231 |
British Slang |
tamamen |
big style expr.
|
|
Modern Slang |
|
232 |
Modern Slang |
tamamen |
all the way the hell expr.
|
|
|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
tamamen tesadüf |
sheer coincidence n.
|
|
It was sheer coincidence that Mary and I were on the same train.
Mary ve benim aynı trende olmamız, tamamen tesadüftü.
More Sentences
|
2 |
General |
tamamen ödemek |
pay off v.
|
|
Tom paid off his gambling debts.
Tom kumar borçlarını tamamen ödedi.
More Sentences
|
3 |
General |
tamamen ıslanmak |
soak through v.
|
|
The rain soaked through my clothes.
Yağmur kıyafetlerimi tamamen ıslattı.
More Sentences
|
4 |
General |
tamamen yasal |
perfectly legal adj.
|
|
What we did was perfectly legal.
Yaptığımız şey tamamen yasaldı.
More Sentences
|
5 |
General |
tamamen çıplak |
completely naked adj.
|
|
I'm completely naked.
Ben tamamen çıplağım.
More Sentences
|
6 |
General |
tamamen dolu |
fully loaded adj.
|
|
This car is fully loaded.
Bu araba tamamen dolu.
More Sentences
|
7 |
General |
tamamen yeni |
completely new adj.
|
|
This is where we need a new instrument, because we find ourselves in a completely new situation.
İşte bu noktada yeni bir araca ihtiyacımız var çünkü kendimizi tamamen yeni bir durumun içinde buluyoruz.
More Sentences
|
8 |
General |
tamamen uyanık |
wide awake adj.
|
|
Tom is wide awake.
Tom tamamen uyanık.
More Sentences
|
9 |
General |
tamamen kör |
completely blind adj.
|
|
I'm completely blind now.
Ben artık tamamen körüm.
More Sentences
|
10 |
General |
tamamen bağımsız |
entirely independent adj.
|
|
Thus a declaration by them is also entirely independent.
Dolayısıyla onların yaptığı bir açıklama da tamamen bağımsızdır.
More Sentences
|
11 |
General |
tamamen yanmış |
burnt down adj.
|
|
A fire broke out last night and three houses were burnt down.
Dün gece bir yangın çıktı ve üç ev tamamen yandı.
More Sentences
|
12 |
General |
tamamen yanlış |
completely wrong adj.
|
|
That is a completely wrong road to go down and is not in the right spirit.
Bu tamamen yanlış bir yoldur ve doğru ruha uygun değildir.
More Sentences
|
13 |
General |
tamamen yanlış |
totally false adj.
|
|
That's totally false.
Bu tamamen yanlış.
More Sentences
|
14 |
General |
tamamen uygunsuz |
totally inappropriate adj.
|
|
Is there any better proof that this report is totally inappropriate?
Bu raporun tamamen uygunsuz olduğunu gösteren daha iyi bir kanıt var mı?
More Sentences
|
15 |
General |
tamamen yeni |
entirely new adj.
|
|
He argues that terrorism raises an entirely new issue for nation-states.
Terörizmin ulus devletler için tamamen yeni bir sorun yarattığını savunuyor.
More Sentences
|
Colloquial |
|
16 |
Colloquial |
tamamen gereksiz |
totally unnecessary adj.
|
|
There are so many seminars which now, with information technology, are totally unnecessary.
Bilgi teknolojisi sayesinde artık tamamen gereksiz olan pek çok seminer var.
More Sentences
|
Common Usage |
|
17 |
Common Usage |
tamamen ödemek |
pay up v.
|
|
General |
|
18 |
General |
hareketin tamamen durması |
deadlock n.
|
|
19 |
General |
tamamen yakılmış kurban |
holocaust n.
|
|
20 |
General |
tamamen doyurma |
sating n.
|
|
21 |
General |
tamamen ayırma |
complete isolation n.
|
|
22 |
General |
bir yazıda anlatılmak istenen konuyu tamamen karşılayan ifade |
thesis statement n.
|
|
23 |
General |
eski isim hallerinden kısmen ya da tamamen çıkmış fiiller |
nounal n.
|
|
24 |
General |
görünümünü tamamen değiştirme |
makeover n.
|
|
25 |
General |
sorumluluğu tamamen kendisinde olma |
sole discretion n.
|
|
26 |
General |
tamamen yıkılma |
ruination n.
|
|
27 |
General |
tamamen bağlı olma |
total dependency n.
|
|
28 |
General |
tamamen yasaklama |
complete ban n.
|
|
29 |
General |
tamamen yeni başlayan |
absolute beginner n.
|
|
30 |
General |
-i tamamen tiye alan |
a complete and utter pisstake of n.
|
|
31 |
General |
gerçeği anlamış kişi/tamamen aydınlanmış birey |
fully realized person n.
|
|
32 |
General |
-in tamamen/büsbütün/tam anlamıyla sıkıcılığı |
the sheer boredom of n.
|
|
33 |
General |
tamamen şans işi |
lucky dip n.
|
|
34 |
General |
tamamen pasifleştirme |
depassivation n.
|
|
35 |
General |
kurşun çekirdeğin etrafında tamamen bakır kaplama olan mermi |
full metal jacket n.
|
|
36 |
General |
alkolden tamamen uzak duran kimse |
rechabite n.
|
|
37 |
General |
fikirleri tamamen kavramsal olan, gerçek olmayan kimse |
notionist n.
|
|
38 |
General |
bir şeyi tamamen yeni versiyonu ile değiştirme |
reinvention n.
|
|
39 |
General |
tamamen içerme |
encompassment n.
|
|
40 |
General |
tamamen yakma |
exustion n.
|
|
41 |
General |
özellikle şahinlerin göğsünde bulunan tamamen uzamış tüyler |
mail [obsolete] n.
|
|
42 |
General |
deoksiribonükleik asit ve temel proteinlerden meydana geldiği düşünülen ve tamamen farklılaşmış bir kromozomun ipliğini saran hafif renkli bir dış tabaka |
matrix n.
|
|
43 |
General |
geçmişi veya herhangi bir şeye dayalı olmayıp tamamen yeni yapılmış şey |
whole cloth n.
|
|
44 |
General |
bir şeye kendini tamamen adamış kimse |
whole-hogger [us] n.
|
|
45 |
General |
tamamen anlama |
hold n.
|
|
46 |
General |
tamamen gelişmiş bir bölgeye sahip eyalet |
build-out n.
|
|
47 |
General |
tamamen gelişmiş bir bölgeye sahip eyalet |
buildout n.
|
|
48 |
General |
alevlerin tamamen yok ettiği adak |
holocaust n.
|
|
49 |
General |
tamamen sahibi tarafından elle yazılmış vasiyet |
holographic testament n.
|
|
50 |
General |
hedefine ulaşmada tamamen başarılı olan şey |
home run n.
|
|
51 |
General |
dini yaşama kendini adayıp kısmen veya tamamen inzivada yaşayan insan topluluğu |
monastery n.
|
|
52 |
General |
tamamen yok olma |
oblivion n.
|
|
53 |
General |
engellerin tamamen kaldırılması |
obstacle clearing n.
|
|
54 |
General |
engellerin tamamen etkisiz hale getirilmesi |
obstacle clearing n.
|
|
55 |
General |
tutumun tamamen tersine çevrilmesi |
right-about n.
|
|
56 |
General |
bakış açısının tamamen tersine çevrilmesi |
right-about n.
|
|
57 |
General |
politikanın tamamen tersine çevrilmesi |
right-about n.
|
|
58 |
General |
tamamen kaplayan şey |
overcover n.
|
|
59 |
General |
sikkenin izleri tamamen silinememiş olan orijinal tarihinin üzerine konulan yeni tarih |
overdate n.
|
|
60 |
General |
izleri tamamen silinememiş olan orijinal tarihinin üzerine yeni tarihi basılan sikke |
overdate n.
|
|
61 |
General |
insanlara kendilerinden tamamen farklı durum veya bakış açılarını deneyimlemeyi öğreterek kişilerarası farkındalığı artırmayı amaçlayan bir yöntem |
consciousness-raising n.
|
|
62 |
General |
kısıtlamaların tamamen veya kısmen ortadan kaldırılması sonucu oluşan serbest davranış |
disinhibition n.
|
|
63 |
General |
cesareti tamamen yitirme |
dismayedness n.
|
|
64 |
General |
belirli bir konuda tamamen anlaşmaya varanlar |
dittoheads n.
|
|
65 |
General |
tamamen yanıp kül olma |
concremation n.
|
|
66 |
General |
tamamen örten şey |
coverall n.
|
|
67 |
General |
tamamen kuruma |
dryout n.
|
|
68 |
General |
tamamen aynı unsurlar |
parallel n.
|
|
69 |
General |
(benzin deposu) tamamen doldurma |
fill-up n.
|
|
70 |
General |
(benzin deposu) tamamen doldurma |
fill-up n.
|
|
71 |
General |
erek dilin kaynak dil üzerindeki politik, ideolojik ve ekonomik etkisini hiçe sayıp, tamamen kaynak dil odaklı yapılan çeviri |
translatese n.
|
|
72 |
General |
tamamen geçmişe ait olma |
preteriteness n.
|
|
73 |
General |
tamamen yok oluş |
slaughter n.
|
|
74 |
General |
baskın güce tamamen boyun eğmiş kimse |
slave n.
|
|
75 |
General |
bir şeyi tamamen ıslatıp temizleyen sıvı miktarı |
soakage n.
|
|
76 |
General |
tamamen bitirmek |
finish up v.
|
|
77 |
General |
tamamen ödemek |
pay scot and lot v.
|
|
78 |
General |
tamamen değiştirmek |
transmute v.
|
|
79 |
General |
bir borcu tamamen ödemek |
pay off v.
|
|
80 |
General |
tamamen yanıp kendi kendine sönmek |
burn out v.
|
|
81 |
General |
tamamen durmak |
come to a dead stop v.
|
|
82 |
General |
tamamen mahrum etmek |
denudate v.
|
|
83 |
General |
tamamen aynı görüşte olmak |
be solidly for v.
|
|
84 |
General |
tamamen bitirmek |
go through with v.
|
|
85 |
General |
saldırıyı tamamen püskürtmek |
beat off the attack v.
|
|
86 |
General |
tamamen yanmak |
burn up v.
|
|
87 |
General |
tamamen başarısız olmak |
get nowhere v.
|
|
88 |
General |
tamamen kurumak |
dry out v.
|
|
89 |
General |
tamamen ikna etmek |
sweep someone off one's feet v.
|
|
90 |
General |
tamamen yazmak |
write up v.
|
|
91 |
General |
tamamen içine geçmek |
interpenetrate v.
|
|
92 |
General |
hükümsüz kılmak (tamamen/kısmen) |
vitiate v.
|
|
93 |
General |
(hastalık) tamamen gelişmek |
become full blown v.
|
|
94 |
General |
tamamen aynı fikirde olmak |
see eye to eye v.
|
|
95 |
General |
tamamen yok etmek |
wipe off the map v.
|
|
96 |
General |
tamamen ödemek |
pay in full v.
|
|
97 |
General |
tamamen yerleşmek |
settle permanently in (a country) v.
|
|
98 |
General |
tamamen değiştirmek |
transmute into v.
|
|
99 |
General |
birbirinin tamamen zıttı olmak |
be poles apart v.
|
|
100 |
General |
tamamen yok olmak |
die out v.
|
|
101 |
General |
tamamen ödemek |
pay down v.
|
|
102 |
General |
(borcunu) tamamen ödemek |
pay off v.
|
|
103 |
General |
tamamen memnun bırakmak |
give full satisfaction v.
|
|
104 |
General |
tamamen ayık olmak |
sober as a judge v.
|
|
105 |
General |
tamamen çözmek |
solve completely v.
|
|
106 |
General |
bir manevrayı tamamen iptal etmek |
knock it off v.
|
|
107 |
General |
yaptıklarının tamamen bilincinde olmak |
be fully aware of one's actions v.
|
|
108 |
General |
tamamen değiştirmek |
restructure v.
|
|
109 |
General |
tamamen değiştirmek |
change completely v.
|
|
110 |
General |
tamamen sarmak (alevler vb) |
engulf v.
|
|
111 |
General |
tamamen ıslatmak |
sop v.
|
|
112 |
General |
tamamen ıslanmak |
sop v.
|
|
113 |
General |
tamamen ıslatmak |
soak through v.
|
|
114 |
General |
tamamen ters düşmek |
contrast sharply with v.
|
|
115 |
General |
tamamen farkında olmak |
appreciate v.
|
|
116 |
General |
(arı/karınca kolonisi) kovan veya yuvayı tamamen terk etmek |
abscond v.
|
|
117 |
General |
kendini tamamen vermek |
abandon v.
|
|
118 |
General |
tamamen alt etmek |
laipse v.
|
|
119 |
General |
tamamen yenmek |
smite hip and thigh v.
|
|
120 |
General |
tamamen kırmak |
to-break v.
|
|
121 |
General |
(olumsuz anlamda) tamamen değişmek |
transmogrify v.
|
|
122 |
General |
tamamen anlamak |
embrace v.
|
|
123 |
General |
çevresini tamamen dolaşmak |
encompass [obsolete] v.
|
|
124 |
General |
tamamen açık olmak |
yaw v.
|
|
125 |
General |
tamamen teslim olmak |
let [obsolete] v.
|
|
126 |
General |
tamamen boşlamak |
hang v.
|
|
127 |
General |
tamamen geçmek |
blanket v.
|
|
128 |
General |
tamamen bitirmek |
mate [obsolete] v.
|
|
129 |
General |
(hafızadan) tamamen silmek |
wipe v.
|
|
130 |
General |
tamamen tüketmek |
whack [uk] v.
|
|
131 |
General |
tamamen bitirmek |
whack [uk] v.
|
|
132 |
General |
tamamen yenmek |
wop v.
|
|
133 |
General |
tamamen mağlup etmek |
wop v.
|
|
134 |
General |
tamamen bozguna uğratmak |
wop v.
|
|
135 |
General |
tamamen saklamak |
blot v.
|
|
136 |
General |
tamamen içine alan bir maddeye batırmak |
merge [obsolete] v.
|
|
137 |
General |
tamamen saran bir maddenin içinde kaybolmak |
merge [obsolete] v.
|
|
138 |
General |
tamamen açığa vurmak |
wreak v.
|
|
139 |
General |
tamamen dışa vurmak |
wreak v.
|
|
140 |
General |
tamamen serbest bırakmak |
wreak v.
|
|
141 |
General |
(bir şeye) tamamen kendini adamak |
breathe v.
|
|
142 |
General |
(eskiden new england ve galler'de nişanlı çiftlere özgü bir gelenek) tamamen giyinik olarak aynı yatakta uyumak |
bundle v.
|
|
143 |
General |
hafızadan tamamen çıkarmak |
obliterate v.
|
|
144 |
General |
akıldan tamamen çıkarmak |
obliterate v.
|
|
145 |
General |
galip gelip tamamen gözden düşürmek |
destroy v.
|
|
146 |
General |
tamamen kaplamak |
overcover v.
|
|
147 |
General |
tamamen bastırmak |
overquell v.
|
|
148 |
General |
zihni tamamen meşgul etmek |
devour v.
|
|
149 |
General |
zihni tamamen işgal etmek |
devour v.
|
|
150 |
General |
tamamen işgal etmek |
dissolve v.
|
|
151 |
General |
tamamen yakmak |
adure v.
|
|
152 |
General |
suyunu tamamen çekmek |
drain v.
|
|
153 |
General |
tamamen örtmek |
cover up v.
|
|
154 |
General |
(gölü, bataklığı) tamamen kurutmak |
drain v.
|
|
155 |
General |
tamamen yanmış olmak |
incinerate v.
|
|
156 |
General |
tamamen yanmak |
incinerate v.
|
|
157 |
General |
tamamen dolmak |
pack v.
|
|
158 |
General |
borcunu tamamen ödemek |
pony v.
|
|
159 |
General |
tamamen işgal etmek |
involve v.
|
|
160 |
General |
tamamen öğütmek |
contriturate v.
|
|
161 |
General |
tamamen toz haline getirmek |
contriturate v.
|
|
162 |
General |
tamamen hakim olmak |
control v.
|
|
163 |
General |
tamamen söndürmek |
outquench v.
|
|
164 |
General |
(ipliği) tamamen döndürmek |
outspin v.
|
|
165 |
General |
tamamen anlatmak |
outtell v.
|
|
166 |
General |
tamamen tüketmek |
outweary v.
|
|
167 |
General |
tamamen kalifiye hale getirmek |
perfect v.
|
|
168 |
General |
(kumaşı) tamamen açmak |
scutch v.
|
|
169 |
General |
tamamen kavramak |
seize v.
|
|
170 |
General |
(birinin zihnini) tamamen ele geçirmek ince bir şeyle bağlamak |
seize v.
|
|
171 |
General |
tamamen tatmin etmemek |
short v.
|
|
172 |
General |
tamamen penetre etmek |
sink v.
|
|
173 |
General |
tamamen itibarsızlaştırmak |
slaughter v.
|
|
174 |
General |
tamamen harap etmek |
smash up v.
|
|
175 |
General |
tamamen yok etmek |
spike v.
|
|
176 |
General |
tamamen doldurmak |
stive v.
|
|
177 |
General |
tamamen doldurmak |
supply v.
|
|
178 |
General |
(ağır hastalıktan) tamamen iyileşmek |
conquer v.
|
|
179 |
General |
tamamen saçmalık |
full of shit adj.
|
|
180 |
General |
tamamen silinmiş |
obliterated adj.
|
|
181 |
General |
birbirine tamamen benzeyen |
twin adj.
|
|
182 |
General |
tamamen yünlü |
all wool adj.
|
|
183 |
General |
tamamen anlaşılmaz |
utterly inconceivable adj.
|
|
184 |
General |
tamamen açılmış |
full blown adj.
|
|
185 |
General |
tamamen çıplak |
buck naked adj.
|
|
186 |
General |
zarar görmekten veya yaralanmaktan tamamen korunmuş |
invulnerable adj.
|
|
187 |
General |
tamamen farklı |
disparate adj.
|
|
188 |
General |
tamamen tüylenmiş |
fully fledged adj.
|
|
189 |
General |
tamamen sağır |
deaf as a post adj.
|
|
190 |
General |
tamamen büyümüş |
full grown adj.
|
|
191 |
General |
tamamen ödenmiş |
fully paid adj.
|
|
192 |
General |
tamamen yıkanıp temizlenmiş |
abluted adj.
|
|
193 |
General |
tamamen ortadan kaldırılmış |
wiped out adj.
|
|
194 |
General |
tamamen çıplak |
entirely naked adj.
|
|
195 |
General |
tamamen kapatılmış (borç) |
paid off adj.
|
|
196 |
General |
tamamen ödenmiş |
paid off adj.
|
|
197 |
General |
tamamen doldurulmuş |
fully loaded adj.
|
|
198 |
General |
tamamen yüklü |
fully loaded adj.
|
|
199 |
General |
tamamen bozulmuş |
shot to hell adj.
|
|
200 |
General |
tamamen bozulmuş |
shot to pieces adj.
|
|
201 |
General |
tamamen yünlü |
all-wool adj.
|
|
202 |
General |
tamamen çıplak |
buck-naked adj.
|
|
203 |
General |
tamamen belirgin |
crystal-clear adj.
|
|
204 |
General |
tamamen açık (belirgin) |
crystal-clear adj.
|
|
205 |
General |
tamamen açmış |
full-blown adj.
|
|
206 |
General |
-e tamamen karşı |
dead set against adj.
|
|
207 |
General |
-e tamamen dalmış |
lost in adj.
|
|
208 |
General |
tamamen hakedilmiş |
well-deserved adj.
|
|
209 |
General |
tamamen uyanık |
wide-awake adj.
|
|
210 |
General |
tamamen farklı |
contrary adj.
|
|
211 |
General |
tamamen kör |
stone-blind adj.
|
|
212 |
General |
tamamen öğütülmüş |
whole ground adj.
|
|
213 |
General |
tamamen yapılmış |
perfected adj.
|
|
214 |
General |
tamamen yerine getirilmiş |
perfected adj.
|
|
215 |
General |
tamamen olgun |
fully matured adj.
|
|
216 |
General |
tamamen giyinik |
fully dressed adj.
|
|
217 |
General |
tamamen çıplak |
in the altogether adj.
|
|
218 |
General |
biyolojik olarak tamamen bozunabilen/gübreleşebilen |
compostable adj.
|
|
219 |
General |
biyolojik olarak tamamen bozunabilen/gübreleşebilen |
biodegradable adj.
|
|
220 |
General |
tamamen karşıt |
diametrical adj.
|
|
221 |
General |
tamamen feshedici |
diriment adj.
|
|
222 |
General |
tam/tamamen camlı |
fully glazed adj.
|
|
223 |
General |
tamamen ingilizce kullanan |
all-english adj.
|
|
224 |
General |
tamamen rahatlamış |
completely at ease adj.
|
|
225 |
General |
tamamen kusursuz |
just perfect adj.
|
|
226 |
General |
tamamen aynı mahiyette olan |
tautoousian adj.
|
|
227 |
General |
tamamen açık |
agape adj.
|
|
228 |
General |
tamamen simetrik |
totally symmetric adj.
|
|
229 |
General |
tamamen temiz |
ultraclean adj.
|
|
230 |
General |
tamamen gizli |
ultrasecret adj.
|
|
231 |
General |
tamamen farklı |
unconsolidated adj.
|
|
232 |
General |
tamamen dolu |
awash adj.
|
|
233 |
General |
tamamen faydalanılmayan (makine veya tesis) |
underemployed adj.
|
|
234 |
General |
tamamen dürüst olmayan |
underhonest adj.
|
|
235 |
General |
tamamen yerine getirilmemiş |
unperfected adj.
|
|
236 |
General |
tamamen yoksun |
bankrupt adj.
|
|
237 |
General |
tamamen muhtaç |
bankrupt adj.
|
|
238 |
General |
tamamen açılmış |
wide adj.
|
|
239 |
General |
tamamen idealist |
visionary adj.
|
|
240 |
General |
tamamen kurgusal |
visionary adj.
|
|
241 |
General |
sağlığına tamamen kavuşmuş |
better adj.
|
|
242 |
General |
(hayvan) tamamen gelişmiş |
big adj.
|
|
243 |
General |
ışığı tamamen absorbe eden |
black adj.
|
|
244 |
General |
tamamen kendini adamış (kimse) |
whole-hog adj.
|
|
245 |
General |
farklı iki kültürün alışkanlıklarının ve değerlerinin kaynaşması ve her ikisinin de tamamen asimile olmaması ile karakterize edilen |
marginal adj.
|
|
246 |
General |
tamamen açılmış (göz) |
wide adj.
|
|
247 |
General |
tamamen soyut |
quodlibetic adj.
|
|
248 |
General |
tamamen gelişmiş |
blow adj.
|
|
249 |
General |
tamamen fiziksel değişim içeren bir süreçten kaynaklanan |
mechanical adj.
|
|
250 |
General |
tamamen fiziksel değişim içeren bir süreç sonucu oluşan |
mechanical adj.
|
|
251 |
General |
tamamen fiziksel değişim içeren bir süreç ile ilişkili |
mechanical adj.
|
|
252 |
General |
tamamen doğru olan |
word-perfect adj.
|
|
253 |
General |
tamamen itaatkar |
wormlike adj.
|
|
254 |
General |
tamamen itaatkar |
wormy adj.
|
|
255 |
General |
tamamen bastırılmış |
broken adj.
|
|
256 |
General |
tamamen saf |
hyperpure adj.
|
|
257 |
General |
kendini tamamen kaptırmış |
gaga adj.
|
|
258 |
General |
tamamen kurumuş (ağaç ürünü) |
gizzen [scotland] adj.
|
|
259 |
General |
tamamen kurumuş (ağaç ürünü) |
gizzened [scotland] adj.
|
|
260 |
General |
tamamen yok edilebilir |
obliterable adj.
|
|
261 |
General |
tamamen imha edilebilir |
obliterable adj.
|
|
262 |
General |
aklın tamamen ötesinde |
obscene adj.
|
|
263 |
General |
tamamen doğru |
right-on adj.
|
|
264 |
General |
ağzı tamamen açık |
ringent adj.
|
|
265 |
General |
tamamen kullanıma hazır |
fully operational adj.
|
|
266 |
General |
tamamen yeni |
grassroot adj.
|
|
267 |
General |
tamamen yeni |
grassroots adj.
|
|
268 |
General |
tamamen işlenmemiş |
green adj.
|
|
269 |
General |
(at) belirli bir işlev için tamamen olgunlaşmamış |
green adj.
|
|
270 |
General |
tamamen aynı |
identikit adj.
|
|
271 |
General |
tamamen aynısı |
numerically identical adj.
|
|
272 |
General |
tamamen aynısı |
quantitatively identical adj.
|
|
273 |
General |
izleri tamamen silinememiş olan orijinal tarihinin üzerine yeni tarihi basılan (sikke) |
overdated adj.
|
|
274 |
General |
(koleksiyon pulu) tamamen uydurma ve herhangi bir ülkeye ait olmayan |
illegal adj.
|
|
275 |
General |
tamamen zıt |
diametral [obsolete] adj.
|
|
276 |
General |
tamamen karşıt |
diametral [obsolete] adj.
|
|
277 |
General |
tamamen zıt |
diametric adj.
|
|
278 |
General |
tamamen karşıt |
diametric adj.
|
|
279 |
General |
tamamen birbirine geçmiş |
interlinking adj.
|
|
280 |
General |
tamamen harcanmış |
gone adj.
|
|
281 |
General |
tamamen engellenmiş |
close-barred adj.
|
|
282 |
General |
tamamen mantıklı |
close adj.
|
|
283 |
General |
tamamen renklendirilmiş |
double-dyed adj.
|
|
284 |
General |
tamamen kurumuş |
dried-out adj.
|
|
285 |
General |
tamamen kabul edilebilir olmayan |
incorrect adj.
|
|
286 |
General |
tamamen gelişmiş |
in-depth adj.
|
|
287 |
General |
tamamen gelişmiş |
culminant adj.
|
|
288 |
General |
tamamen ruhsal |
platonic adj.
|
|
289 |
General |
tamamen emilmiş |
saturated adj.
|
|
290 |
General |
tamamen sıra dışı |
flakey adj.
|
|
291 |
General |
tamamen tanınan bir sınıfa ait |
ordinary adj.
|
|
292 |
General |
bir kuruluşun standart, kural veya taleplerine tamamen uyan |
organization adj.
|
|
293 |
General |
bir kuruluşun standart, kural veya taleplerine tamamen uyan |
organisation adj.
|
|
294 |
General |
tamamen harici |
outward adj.
|
|
295 |
General |
(yemek) tamamen pişmiş |
pukka adj.
|
|
296 |
General |
tamamen aynı |
self-same adj.
|
|
297 |
General |
tamamen gölgede olan |
shadeful adj.
|
|
298 |
General |
tamamen kapatılmış |
smothered adj.
|
|
299 |
General |
tamamen kapalı |
smothered adj.
|
|
300 |
General |
tamamen denk düşen |
square adj.
|
|
301 |
General |
tamamen kör |
stock-blind adj.
|
|
302 |
General |
tamamen uyuşturmayan |
subnarcotic adj.
|
|
303 |
General |
tamamen profesyonel olmayan |
subprofessional adj.
|
|
304 |
General |
tamamen doyurulmamış |
subsaturated adj.
|
|
305 |
General |
kısmen ya da tamamen |
partially or wholly adv.
|
|
306 |
General |
mümkün olduğunca tamamen |
as fully as possible adv.
|
|
307 |
General |
tamamen kendi takdirinde |
at one’s sole discretion adv.
|
|
308 |
General |
tamamen uzanmış vaziyette |
at full stretch adv.
|
|
309 |
General |
tamamen farklı olarak |
disparately adv.
|
|
310 |
General |
tamamen mahrem olarak |
in absolute privacy adv.
|
|
311 |
General |
tamamen aralarında kalmak üzere |
in absolute privacy adv.
|
|
312 |
General |
kısmen veya tamamen |
partly or wholly adv.
|
|
313 |
General |
tamamen aksine |
quite the contrary adv.
|
|
314 |
General |
tamamen doğru |
just so adv.
|
|
315 |
General |
kısmen veya tamamen |
in whole or in part adv.
|
|
316 |
General |
tamamen doğru |
bang on adv.
|
|
317 |
General |
neredeyse tamamen |
almost wholly adv.
|
|
318 |
General |
tamamen giyinik halde |
all standing adv.
|
|
319 |
General |
tamamen benzer şekilde |
homogeneously adv.
|
|
320 |
General |
tamamen yok olarak |
off adv.
|
|
321 |
General |
tamamen örtüşerek |
on all fours adv.
|
|
322 |
General |
tamamen kavrayarak |
inly adv.
|
|
323 |
General |
tamamen saçma |
yo-ho-ho interj.
|
|
324 |
General |
tamamen doğru |
bang on interj.
|
|
325 |
General |
tüm, tamamen anlamları veren ön ek |
toti- pref.
|
|
326 |
General |
tamamen anlamı veren ön ek |
hol- pref.
|
|
327 |
General |
tamamen anlamı veren ön ek |
holo- pref.
|
|
328 |
General |
(belirli bir tür veya sınıfın) tamamen içinde yer almayan anlamına gelen bir ön ek |
demi- pref.
|
|
329 |
General |
tamamen anlamı veren ön ek |
per- pref.
|
|
330 |
General |
tamamen anlamı veren ön ek |
dis- pref.
|
|
331 |
General |
tamamen zıt |
poles asunder expr.
|
|
Phrasals |
|
332 |
Phrasals |
tamamen tüketmek |
eat out v.
|
|
333 |
Phrasals |
tamamen ortadan kaldırmak |
rub out v.
|
|
334 |
Phrasals |
tamamen yok etmek |
crush out v.
|
|
335 |
Phrasals |
tamamen söküp ayırmak |
shell out v.
|
|
336 |
Phrasals |
aklından tamamen çıkmak |
blank on (something) v.
|
|
337 |
Phrasals |
aklından tamamen çıkmak |
blank on v.
|
|
338 |
Phrasals |
tamamen okumak |
read over v.
|
|
339 |
Phrasals |
tamamen yok olmak |
leak away v.
|
|
340 |
Phrasals |
(bir şeyi bir yerden) tamamen çıkarmak/silmek/yok etmek |
obliterate someone or something from something v.
|
|
341 |
Phrasals |
tamamen/çırılçıplak soyunmak |
strip down to (something) v.
|
|
342 |
Phrasals |
tamamen/çırılçıplak soymak |
strip down to (something) v.
|
|
343 |
Phrasals |
birini tamamen soymak |
strip someone or something down to something v.
|
|
344 |
Phrasals |
birini tamamen/çırılçıplak soymak |
strip someone or something down to something v.
|
|
345 |
Phrasals |
birini tamamen soymak |
strip someone or something down v.
|
|
346 |
Phrasals |
birini tamamen/çırılçıplak soymak |
strip someone or something down v.
|
|
347 |
Phrasals |
yüzeyini tamamen ıslatmak |
wet someone or something down v.
|
|
348 |
Phrasals |
tamamen ıslatmak |
drench in v.
|
|
349 |
Phrasals |
birini/bir şeyi tamamen ıslatmak/sırılsıklam etmek |
drench someone or something in something v.
|
|
350 |
Phrasals |
birini/bir şeyi tamamen ıslatmak/sırılsıklam etmek |
drench someone or something with something v.
|
|
351 |
Phrasals |
sınırlı bir alanın yüzeyini tamamen kaplamak |
fill in v.
|
|
352 |
Phrasals |
tamamen kıvırcık olmak |
frizz up v.
|
|
353 |
Phrasals |
tamamen kıvırcık hale getirmek |
frizz up v.
|
|
354 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) tamamen tecrit etmek |
seal (someone or something) off from (someone or something) v.
|
|
355 |
Phrasals |
(birini bir şeyi birinden/bir şeyden) tamamen izole etmek |
seal (someone or something) off from (someone or something) v.
|
|
356 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) tamamen yalıtmak |
seal (someone or something) off from (someone or something) v.
|
|
357 |
Phrasals |
bir şeye tamamen yayılmak/nüfuz etmek |
diffuse through something v.
|
|
358 |
Phrasals |
kötü düşünceleri kafasından tamamen atmak/çıkarmak |
purge away v.
|
|
359 |
Phrasals |
tamamen kaldırmak (bir şeyi) |
zero out v.
|
|
360 |
Phrasals |
birinin bir şeye dikkatini tamamen vermesini sağlamak |
immerse (someone) in (something) v.
|
|
361 |
Phrasals |
birini/bir şeyi bir sıvıyla tamamen ıslatmak |
saturate someone or something with something v.
|
|
362 |
Phrasals |
birini/bir şeyi tamamen bir şey içinde bırakmak |
saturate someone or something with something v.
|
|
363 |
Phrasals |
tamamen soymak |
strip to (something) v.
|
|
364 |
Phrasals |
tamamen soyunmak |
strip to something v.
|
|
365 |
Phrasals |
tamamen temizlemek/silmek |
wipe out v.
|
|
366 |
Phrasals |
bir şeyi tamamen birine/bir şeye devretmek |
vest something in someone or something v.
|
|
367 |
Phrasals |
-i tamamen birine vermek |
vest in v.
|
|
368 |
Phrasals |
(bir şey) tamamen ıslanmak |
splatter up (something) v.
|
|
369 |
Phrasals |
(bir şeyi) tamamen ıslatmak |
splatter up (something) v.
|
|
370 |
Phrasals |
tamamen/düzgünce karıştırmak |
whip through v.
|
|
371 |
Phrasals |
içine tamamen karıştırmak/yedirmek |
whip through v.
|
|
372 |
Phrasals |
tamamen yayılmak |
lance through v.
|
|
373 |
Phrasals |
tamamen ezmek |
mash up v.
|
|
374 |
Phrasals |
bir şeyin içindekileri tüketip tamamen boşaltmak |
deplete something of something v.
|
|
375 |
Phrasals |
tamamen kararmak |
blacken out v.
|
|
376 |
Phrasals |
hiçbir iz bırakmadan tamamen yok etmek |
wipe off v.
|
|
377 |
Phrasals |
(kendini) tamamen (bir şeye) vermek |
absorb (oneself) in (something) v.
|
|
378 |
Phrasals |
tamamen dahil olmak |
wrap up v.
|
|
379 |
Phrasals |
tamamen konsantre olmak |
bear down v.
|
|
380 |
Phrasals |
(bir şeye) tamamen konsantre olmak |
bear down on (something) v.
|
|
381 |
Phrasals |
tamamen tüketmek |
burn through v.
|
|
382 |
Phrasals |
tamamen tüketmek |
burn up v.
|
|
383 |
Phrasals |
birini/bir şeyi tamamen satın almak |
buy someone or something out v.
|
|
384 |
Phrasals |
(bölgeyi) tamamen kalkındırmak |
build out v.
|
|
385 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) tamamen karşı olmak/çıkmak |
come down on (someone or something) v.
|
|
386 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) tamamen karşısında olmak |
come down on (someone or something) v.
|
|
387 |
Phrasals |
(bir şeyden) tamamen farklı olmak |
contrast to (something) v.
|
|
388 |
Phrasals |
(bir şeye) tamamen zıt olmak |
contrast to (something) v.
|
|
389 |
Phrasals |
-in içindekileri tüketip tamamen boşaltmak |
deplete of v.
|
|
390 |
Phrasals |
(bir şeyi) tamamen sarmak |
engulf in (something) v.
|
|
391 |
Phrasals |
tamamen dolmak |
chock up v.
|
|
392 |
Phrasals |
tamamen yok etmek |
rub out v.
|
|
393 |
Phrasals |
tamamen paslanmak |
rust up v.
|
|
394 |
Phrasals |
tamamen aşınmak |
rust up v.
|
|
395 |
Phrasals |
tamamen oksitlenmek |
rust up v.
|
|
396 |
Phrasals |
tamamen ısıtmak |
heat through v.
|
|
397 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) tamamen çıkarmak |
obliterate (someone or something) from (something or some place) v.
|
|
398 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) tamamen silmek/yok etmek |
obliterate (someone or something) from (something or some place) v.
|
|
399 |
Phrasals |
-den tamamen çıkarmak |
obliterate from v.
|
|
400 |
Phrasals |
'-den tamamen silmek/yok etmek |
obliterate from v.
|
|
401 |
Phrasals |
ile tamamen ıslatmak |
saturate with v.
|
|
402 |
Phrasals |
-den tamamen tecrit etmek |
seal off from v.
|
|
403 |
Phrasals |
-den tamamen izole etmek |
seal off from v.
|
|
404 |
Phrasals |
-den tamamen yalıtmak |
seal off from v.
|
|
405 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) tamamen ıslatmak |
soak (someone or something) through v.
|
|
406 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi bir şeyle) tamamen ıslatmak |
soak (someone or something) with (something) v.
|
|
407 |
Phrasals |
(bir şeyi) tamamen değiştirmek |
turn (something) upside down v.
|
|
408 |
Phrasals |
üstünü tamamen örtmek |
cover over v.
|
|
Phrases |
|
409 |
Phrases |
tamamen farklı bir durum/olay |
something else entirely v.
|
|
410 |
Phrases |
tamamen başka bir şey |
something else entirely v.
|
|
411 |
Phrases |
tamamen ezberlemek |
have something down v.
|
|
412 |
Phrases |
sanki tamamen (bir şeymiş) gibi |
for all the world as if (someone or something) expr.
|
|
413 |
Phrases |
sanki tamamen (bir şeymiş) gibi |
for all the world as if/though... expr.
|
|
414 |
Phrases |
sanki tamamen (bir şeymiş) gibi |
for all the world like somebody/something expr.
|
|
415 |
Phrases |
işin gerçeği ise bundan tamamen farklı/bunun tamamen tersi |
nothing could be further from my mind, thoughts, the truth expr.
|
|
416 |
Phrases |
tamamen şans eseri |
by sheer luck expr.
|
|
417 |
Phrases |
tamamen kendi takdirine bağlı olarak |
at its sole discretion expr.
|
|
418 |
Phrases |
tamamen kendi takdirinize kalmış |
it's totally at your discretion expr.
|
|
419 |
Phrases |
tamamen yalan |
there's not a scintilla of truth in it expr.
|
|
420 |
Phrases |
tamamen yanlış değil |
not far off expr.
|
|
421 |
Phrases |
tamamen yanlış değil |
not far off expr.
|
|
422 |
Phrases |
tamamen yanlış değil |
not far out expr.
|
|
423 |
Phrases |
tamamen yanlış değil |
not far wrong expr.
|
|
424 |
Phrases |
seni/sizi tamamen hezimete uğrattık |
all your base are belong to us expr.
|
|
425 |
Phrases |
seni/sizi tamamen hezimete uğrattık |
all your base are belong to us expr.
|
|
426 |
Phrases |
tamamen kendi takdirinize kalmış |
it's totally up to your discretion expr.
|
|
427 |
Phrases |
seni/sizi tamamen hezimete uğrattık |
ba abrev.
|
|
Proverb |
|
428 |
Proverb |
tamamen çözülmeden problemi ortadan kalkmış sayma |
never halloo before you are out of the woods
|
|
429 |
Proverb |
tamamen çözülmeden problemi ortadan kalkmış sayma |
never halloo until you are out of the woods
|
|
430 |
Proverb |
tamamen çözülmeden problemi ortadan kalkmış sayma |
never whistle till you are out of the woods
|
|
431 |
Proverb |
tamamen çözülmeden problemi ortadan kalkmış sayma |
never whistle until you are out of the woods
|
|
Colloquial |
|
432 |
Colloquial |
bir durumun tamamen arkasında olma |
ten toes down n.
|
|
433 |
Colloquial |
tamamen tesadüf |
complete coincidence n.
|
|
434 |
Colloquial |
tamamen çıplak görüntüler |
frontal nudity n.
|
|
435 |
Colloquial |
ya tamamen başarıyla ya da tamamen başarısızlıkla sonuçlanacak durum |
all or nothing n.
|
|
436 |
Colloquial |
ya tamamen başarıyla ya da tamamen başarısızlıkla sonuçlanacak durum |
all or nothing n.
|
|
437 |
Colloquial |
satın alınan bir işletmenin parasını (tamamen veya bir kısım) çıkarması/amorti etmesi |
earn-out n.
|
|
438 |
Colloquial |
bir zamanlar ünlü olup sonrasında tamamen unutulmuş kimse |
ozymandias n.
|
|
439 |
Colloquial |
tamamen anlamak |
get into one's head v.
|
|
440 |
Colloquial |
tamamen iyileşmek |
make a full recovery v.
|
|
441 |
Colloquial |
tamamen unutulmak |
be over and done with v.
|
|
442 |
Colloquial |
tamamen bitmek |
be over and done with v.
|
|
443 |
Colloquial |
tamamen sona ermek |
be over and done with v.
|
|
444 |
Colloquial |
bir alanı/salonu tamamen doldurmak |
pack them in v.
|
|
445 |
Colloquial |
bir alanı/salonu tamamen doldurmak |
pack them in v.
|
|
446 |
Colloquial |
bir alanı/salonu tamamen doldurmak |
pack the house v.
|
|
447 |
Colloquial |
bir şeyi tamamen reddetmek |
want none of it v.
|
|
448 |
Colloquial |
bir şeyi tamamen reddetmek |
want none of that v.
|
|
449 |
Colloquial |
(birini) tamamen geride bırakmak |
knock the starch out of (one) v.
|
|
450 |
Colloquial |
bir şeyi tamamen sömürmek |
milk it dry v.
|
|
451 |
Colloquial |
bir şeyi tamamen bitirmek/tüketmek |
milk it dry v.
|
|
452 |
Colloquial |
bir şeyi tamamen sömürmek |
milk something dry v.
|
|
453 |
Colloquial |
bir şeyi tamamen bitirmek/tüketmek |
milk something dry v.
|
|
454 |
Colloquial |
tamamen kendisiyle ilgilenmek |
be all about (someone, something, or oneself) v.
|
|
455 |
Colloquial |
'-in tamamen farkında olmak |
be well aware that... v.
|
|
456 |
Colloquial |
'-den tamamen haberi olmak |
be well aware that... v.
|
|
457 |
Colloquial |
'-den tamamen haberdar olmak |
be well aware that... v.
|
|
458 |
Colloquial |
tamamen yenmek |
whoop v.
|
|
459 |
Colloquial |
tamamen mağlup etmek |
whoop v.
|
|
460 |
Colloquial |
tamamen bozguna uğratmak |
whoop v.
|
|
461 |
Colloquial |
tamamen delirmek |
be barking mad v.
|
|
462 |
Colloquial |
tamamen delirmek |
be barking [uk] v.
|
|
463 |
Colloquial |
parası, yiyeceği, kaynakları tükenmek/tamamen bitmek |
be cleaned out v.
|
|
464 |
Colloquial |
tamamen (bir şey olmak) |
be so much/many (something) v.
|
|
465 |
Colloquial |
tamamen bir şey olmak |
be so much/many something v.
|
|
466 |
Colloquial |
tamamen çözümlenmek |
cinch v.
|
|
467 |
Colloquial |
tamamen katılmak |
couldn't agree more v.
|
|
468 |
Colloquial |
tamamen aynı fikirde olmak/hemfikir olmak |
couldn't agree more v.
|
|
469 |
Colloquial |
tamamen aynı görüşte olmak |
couldn't agree more v.
|
|
470 |
Colloquial |
tamamen aynı görüşü/fikri paylaşmak |
couldn't agree more v.
|
|
471 |
Colloquial |
satın alınan bir işletmenin parasını (tamamen veya bir kısım) çıkarmak/amorti etmek |
earn out v.
|
|
472 |
Colloquial |
tamamen aşina hale gelmek |
gen up [uk] v.
|
|
473 |
Colloquial |
(stok, mal) tamamen tüketmek |
clean out v.
|
|
474 |
Colloquial |
tamamen başka |
nother [dialect] adj.
|
|
475 |
Colloquial |
tamamen çıplak |
wearing (one's) birthday suit adj.
|
|
476 |
Colloquial |
tamamen çıplak |
in your birthday suit adj.
|
|
477 |
Colloquial |
tamamen çıplak |
wearing your birthday suit adj.
|
|
478 |
Colloquial |
tamamen ıvır zıvır |
no-brow adj.
|
|
479 |
Colloquial |
tamamen odaklanmış |
all adj.
|
|
480 |
Colloquial |
tamamen ayık |
stone-cold sober adj.
|
|
481 |
Colloquial |
tamamen çıplak |
bare-assed adj.
|
|
482 |
Colloquial |
tamamen ayık |
stone sober adj.
|
|
483 |
Colloquial |
tamamen ayık |
cold sober adj.
|
|
484 |
Colloquial |
tamamen kör |
stone blind adj.
|
|
485 |
Colloquial |
tamamen uyuşturulmuş |
drugged up to the eyeballs adj.
|
|
486 |
Colloquial |
tamamen çürümüş |
far gone adj.
|
|
487 |
Colloquial |
tamamen bozulmuş |
far gone adj.
|
|
488 |
Colloquial |
tamamen gitmiş |
far gone adj.
|
|
489 |
Colloquial |
tamamen sarhoş |
mickey finished [dated] adj.
|
|
490 |
Colloquial |
tamamen dolu |
full to the gills adj.
|
|
491 |
Colloquial |
tamamen bozulmuş |
gone moggy [south africa] adj.
|
|
492 |
Colloquial |
tamamen saçmalık |
full of hops adj.
|
|
493 |
Colloquial |
tamamen kullanılmamış |
unmilked adj.
|
|
494 |
Colloquial |
tamamen tükenmiş |
tapped out adj.
|
|
495 |
Colloquial |
tamamen bitmiş |
over with adj.
|
|
496 |
Colloquial |
tamamen doğru |
all right adj.
|
|
497 |
Colloquial |
tamamen hazır |
all set adj.
|
|
498 |
Colloquial |
(bir şey yapmak için) her şey/tamamen hazır |
(all) set adj.
|
|
499 |
Colloquial |
tamamen ıslak/ıslanmış |
all wet adj.
|
|
500 |
Colloquial |
tamamen bitmiş |
over with adj.
|
|