duymak

Significados de "duymak" en diccionario inglés turco : 15 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	duymak	hear v.
Similarly, as regards Turkey, we have always heard Russia, Turkey and Israel specified. Benzer şekilde, Türkiye ile ilgili olarak da her zaman Rusya, Türkiye ve İsrail'in belirtildiğini duyduk. More Sentences
General
2	General	duymak	get wind of v.
The media got wind of a rumor about his engagement and came quickly. Medya onun nişanlandığına dair bir dedikodu duydu ve hemen geldi. More Sentences
3	General	duymak	sense v.
My own sense is to say to them they should take reassurance from this. Benim kendi hissiyatım, onlara bundan güven duymaları gerektiğini söylemektir. More Sentences
4	General	duymak	hear about v.
We heard about the large-scale repression of Catholics and Muslims earlier on. Daha önce Katoliklere ve Müslümanlara yönelik geniş çaplı baskıları duymuştuk. More Sentences
5	General	duymak	catch v.
UK fishermen are outraged at discards, which continually account for nearly 50% of catches. Birleşik Krallık balıkçıları, avlanan balıkların yaklaşık %50'sini oluşturan ıskarta balıklara karşı öfke duymaktadır. More Sentences
6	General	duymak	hear of v.
Unfortunately, we have heard of examples showing that this is not the case. Ne yazık ki durumun böyle olmadığını gösteren örnekler duyduk. More Sentences
7	General	duymak	feel v.
Therefore, the societies offering asylum should feel pride and satisfaction. Bu nedenle sığınma sunan toplumlar gurur ve memnuniyet duymalıdır. More Sentences
8	General	duymak	receive v.
She was apprehensive about receiving criticism of her performance. Performansının eleştirilmesinden endişe duyuyordu. More Sentences
9	General	duymak	be aware of v.
10	General	duymak	entendre (fr) v.
11	General	duymak	understand v.
12	General	duymak	wind v.
13	General	duymak	get v.
14	General	duymak	list v.
Archaic
15	Archaic	duymak	lithe v.

Significados de "duymak" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	hayranlık duymak	admire v.
I suppose there is something in each of them that I admire. Sanırım her birinde hayranlık duyduğum bir şeyler var. More Sentences
2	Common Usage	saygı duymak	esteem v.
They held her in high esteem as their benefactor. Hayırseverleri olarak ona büyük saygı duyuyorlardı. More Sentences
3	Common Usage	ihtiyaç duymak	need v.
It is for this reason that Austria needs transitional arrangements to be enshrined in a treaty. Bu nedenle Avusturya, geçiş dönemi düzenlemelerinin bir antlaşmada yer almasına ihtiyaç duymaktadır. More Sentences
General
4	General	kuşku duymak	be suspicious of v.
We have no reason to be suspicious of our world, for it is not against us. Dünyamızdan kuşku duymamız için hiçbir sebebimiz yok, çünkü bize karşı değildir. More Sentences
5	General	saygı duymak	respect v.
I respected him for telling the truth. Gerçekleri anlattığı için ona saygı duydum. More Sentences
6	General	mutluluk duymak	be glad v.
We are glad to help you. Size yardım etmekten mutluluk duyuyoruz. More Sentences
7	General	onur duymak	feel honored v.
Don't you feel honored? Onur duymuyor musun? More Sentences
8	General	gurur duymak	be proud of v.
I thought my parents would be proud of me. Ailemin benimle gurur duyacağını düşünmüştüm. More Sentences
9	General	hayranlık duymak	feel admiration for v.
I feel admiration for his talent. Yeteneğine hayranlık duyuyorum. More Sentences
10	General	pişmanlık duymak	repent of v.
He did not repent of his idleness till he failed in the examination. Sınavda başarısız olana kadar tembelliğinden pişmanlık duymadı. More Sentences
11	General	ilgi duymak	be interested in v.
Tom is interested in French literature. Tom Fransız edebiyatına ilgi duyuyor. More Sentences
12	General	kuşku duymak	doubt v.
We are in no doubt as to the need to make the citizens and their rights the focus of our shared existence. Vatandaşları ve onların haklarını ortak varlığımızın odağı haline getirmemiz gerektiğinden kuşku duymuyoruz. More Sentences
13	General	endişe duymak	be concerned about v.
Tom is concerned about his health. Tom sağlığı hakkında endişe duymaktadır. More Sentences
14	General	pişmanlık duymak	regret v.
This you will have cause to regret. Bundan pişmanlık duyacaksınız. More Sentences
15	General	saygı duymak	have respect for v.
Opting for discussions, rather than quarrels, shows that you both have respect for one another. Kavga etmek yerine tartışmayı tercih etmeniz, ikinizin de birbirinize saygı duyduğunuzu gösterir. More Sentences
16	General	rahatsızlık duymak	feel uncomfortable v.
Do you feel uncomfortable with that? Bundan rahatsızlık duyuyor musun? More Sentences
17	General	ilgi duymak	take interest in v.
My older brother started to take interest in Japanese folk songs when he was around 12 years old. Benim abim yaklaşık 12 yaşındayken Japon halk şarkılarına ilgi duymaya başladı. More Sentences
18	General	saygı duymak	look up to v.
Everybody looks up to him. Herkes ona saygı duyar. More Sentences
19	General	gurur duymak	take pride in v.
We take pride in the 30% of Members of this House who are women. Bu Meclisin %30'unun kadın üyelerden oluşmasından gurur duyuyoruz. More Sentences
20	General	gurur duymak	pride v.
He prides himself on being a good friend. İyi bir arkadaş olmaktan gurur duyuyor. More Sentences
21	General	gurur duymak	be proud v.
She is proud that her son has become a doctor. Oğlunun doktor olmasından gurur duyuyor. More Sentences
22	General	minnet duymak	appreciate v.
I deeply appreciate your advice and kindness. Tavsiyenize ve nezaketinize derin minnet duyuyorum. More Sentences
23	General	sempati duymak	sympathize v.
Kate sympathized with him. Kate ona sempati duyuyordu. More Sentences
24	General	pişmanlık duymak	feel remorse v.
Tom felt remorse for what he had done. Tom yaptığı şey için pişmanlık duydu. More Sentences
25	General	özlem duymak	long for v.
Liberalism is what the people of Europe long for. Liberalizm Avrupa halklarının özlemini duyduğu şeydir. More Sentences
26	General	saygı duymak	regard v.
Mr President, I can say that my group and I hold Mrs Figueiredo’s report in very high regard. Sayın Başkan, grubumun ve benim Bayan Figueiredo'nun raporuna büyük saygı duyduğumuzu söyleyebilirim. More Sentences
27	General	gereksinim duymak	need v.
You might need those. Bunlara gereksinim duyabilirsiniz. More Sentences
28	General	yakınlık duymak	feel sympathy v.
Tom felt sympathy for Mary. Tom Mary'ye yakınlık duydu. More Sentences
29	General	utanç duymak	feel ashamed v.
As Members of the European Parliament we should feel ashamed of the role we have played. Avrupa Parlamentosu Üyeleri olarak oynadığımız rolden dolayı utanç duymalıyız. More Sentences
30	General	utanç duymak	feel embarrassed v.
I didn't feel embarrassed. Ben utanç duymadım. More Sentences
31	General	gerek duymak	need v.
Tom says Mary won't need to do that. Tom, Mary'nin buna gerek duymayacağını söylüyor. More Sentences
32	General	şüphe duymak	suspect v.
I suspect you know why I'm here. Neden burada olduğumu bildiğinden şüphe duyuyorum. More Sentences
33	General	şüphe duymak	doubt v.
You can and must convince the States which have the most doubts. En çok şüphe duyan Devletleri ikna edebilirsiniz ve etmelisiniz de. More Sentences
34	General	doğru duymak	hear correctly v.
Did they hear correctly? Doğru duydular mı? More Sentences
35	General	memnuniyet duymak	be pleased v.
He will be pleased to help you. Size yardım etmekten memnuniyet duyacaktır. More Sentences
36	General	garip sesler duymak	hear strange noises v.
I heard strange noises coming from his bedroom. Ben yatak odasından gelen garip sesler duydum. More Sentences
37	General	üzüntü duymak	feel sorry v.
Everyone felt sorry for you. Herkes senin için üzüntü duydu. More Sentences
38	General	bir ses duymak	hear a noise v.
Tom heard a noise. Tom bir ses duydu. More Sentences
39	General	silah sesleri duymak	hear gunshots v.
We heard gunshots. Biz silah sesleri duyduk. More Sentences
40	General	çığlıklar duymak	hear screams v.
Tom could hear screaming. Tom çığlıkları duyabiliyordu. More Sentences
41	General	silah sesi duymak	hear a gunshot v.
The natives heard a gunshot and thought that the invaders were in the forest. Yerliler bir silah sesi duydular ve işgalcilerin ormanda olduğunu düşündüler. More Sentences
42	General	istek duymak	want v.
Trust me you will want to ask about this. İnanın bana, bunu sormak için istek duyacaksınız. More Sentences
43	General	sempati duymak	sympathise v.
I personally sympathise with this view. Ben şahsen bu görüşe sempati duyuyorum. More Sentences
44	General	güven duymak	have confidence in v.
It is a product that people know and have confidence in and it is safe for consumers. İnsanların bildiği ve güven duyduğu bir üründür ve tüketiciler için güvenlidir. More Sentences
45	General	(his) duymak	get v.
Please don't get angry with me. Lütfen bana öfke duyma. More Sentences
46	General	özel ilgiye ihtiyaç duymak	statement v.
Statemented children have special needs. Özel ilgiye ihtiyaç duyan çocukların kendine has ihtiyaçları bulunur. More Sentences
47	General	(gurur) duymak	take v.
I take pride in my university. Üniversitemle gurur duyuyorum. More Sentences
48	General	onur duymak	be honored v.
I am honored to be awarded this prize. Bu ödüle layık görüldüğüm için onur duyuyorum. More Sentences
Phrasals
49	Phrasals	(birine) hayranlık duymak	look up to (one) v.
What kind of person looks up to a genocide and calls it a hero? Ne tür bir insan soykırıma hayranlık duyar ve ona bir kahraman der? More Sentences
Colloquial
50	Colloquial	gaipten sesler duymak	hearing things v.
You are hearing things. Gaipten sesler duyuyorsun. More Sentences
Common Usage
51	Common Usage	istek duymak	desire v.
52	Common Usage	gerek duymak	require v.
53	Common Usage	radyoda duymak	pick up v.
General
54	General	ilgi duymak	be interested v.
55	General	kıvanç duymak	feel proud v.
56	General	gurur duymak	glory in v.
57	General	yakınlık duymak	feel intimacy v.
58	General	hayranlık duymak	feel admiration v.
59	General	acı duymak	be in pain v.
60	General	övünç duymak	pride oneself v.
61	General	büyük saygı duymak	revere v.
62	General	yakınlık duymak	warm to someone v.
63	General	hayranlık duymak	have admiration for v.
64	General	sempati duymak	take to v.
65	General	özlem duymak	miss v.
66	General	kuşku duymak	be sceptical about v.
67	General	kuşku duymak	be in doubt about v.
68	General	yakınlık duymak	feel closeness v.
69	General	endişe duymak	be uneasy about v.
70	General	ihtiyaç duymak	stand v.
71	General	pişmanlık duymak	repent v.
72	General	özlem duymak	hanker v.
73	General	kuşku duymak	be doubtful of v.
74	General	sempati duymak	like v.
75	General	gurur duymak	plume on v.
76	General	heyecan duymak	go into rapture v.
77	General	istek duymak	hanker v.
78	General	özlem duymak	be lonely for v.
79	General	intihar etme arzusu duymak	feel suicidal v.
80	General	korku ve endişe duymak	dread v.
81	General	rahatsızlık duymak	be troubled with v.
82	General	kuşku duymak	be skeptical of v.
83	General	minnet duymak	be grateful v.
84	General	özlem duymak	yearn v.
85	General	yakınlık duymak	sympathize v.
86	General	utanç duymak	feel shame for v.
87	General	utanç duymak	feel shame v.
88	General	bir şeyden kıvanç duymak	pride oneself on something v.
89	General	büyük heyecan duymak	thrill v.
90	General	antipati duymak	dislike v.
91	General	alaka duymak	take an interest in v.
92	General	yakınlık duymak	warm towards someone v.
93	General	gurur duymak	be elated v.
94	General	gıcık duymak	have a tickle in one's throat v.
95	General	pişmanlık duymak	rue v.
96	General	kuşku duymak	suspect v.
97	General	alaka duymak	be interested in v.
98	General	gurur duymak	swell v.
99	General	ilgi duymak	care v.
100	General	heyecan duymak	get excited v.
101	General	gurur duymak	take pride v.
102	General	hayranlık duymak	enthuse over v.
103	General	gereksinim duymak	be in need of v.
104	General	haz duymak	feel pleasure v.
105	General	kuşku duymak	be skeptical about v.
106	General	kuşku duymak	be sceptical of v.
107	General	ilgi duymak	give importance to v.
108	General	hicap duymak	feel ashamed v.
109	General	minnet duymak	be obliged v.
110	General	gurur duymak	take a pride in v.
111	General	gurur duymak	pride oneself on v.
112	General	acı duymak	deplore v.
113	General	hayranlık duymak	think the world of v.
114	General	çok saygı duymak	venerate v.
115	General	şeytanca bir zevk duymak	gloat over v.
116	General	güçlü bir inanç duymak	believe v.
117	General	gurur duymak	pride oneself v.
118	General	heyecan duymak	be enthusiastic v.
119	General	hayranlık duymak	enthuse about v.
120	General	antipati duymak	feel antipathy v.
121	General	arzu duymak	yearn v.
122	General	kuşku duymak	be suspicious about v.
123	General	ağrı duymak	feel pain v.
124	General	yakınlık duymak	become close to v.
125	General	vicdan azabı duymak	feel a twinge of guilt about (something) v.
126	General	kaşıma isteği duymak	itch v.
127	General	alaka duymak	take an interest v.
128	General	rahatsızlık duymak	feel discomfort v.
129	General	korku duymak	get the jitters v.
130	General	sahip olmaktan gurur duymak	boast v.
131	General	övünç duymak	boast v.
132	General	kuşku duymak	have doubts about v.
133	General	saygı duymak	look up v.
134	General	bir şeyden şüphe duymak	call something into question v.
135	General	kuşku duymak	discredit v.
136	General	şeref duymak	be honoured v.
137	General	şeref duymak	feel honored v.
138	General	şeref duymak	feel honoured v.
139	General	daha fazla kaynağa ihtiyaç duymak	need more sources v.
140	General	kin duymak	feel rage towards v.
141	General	kin duymak	bear a grudge against v.
142	General	kin duymak	nurse a grievance v.
143	General	kin duymak	have a grudge against v.
144	General	ilgi duymak	show interest to v.
145	General	tanıklığına ihtiyaç duymak	need one's testimony v.
146	General	tanıklığına gerek duymak	need one's testimony v.
147	General	heyecan duymak	become aroused v.
148	General	sevgi duymak	have a strong liking for v.
149	General	sevgi duymak	love v.
150	General	restorasyona gerek duymak	be in need of restoration v.
151	General	restore edilmeye gerek duymak	be in need of restoration v.
152	General	gaipten sesler duymak	hear supernatural voices v.
153	General	mahcubiyet duymak	giggle with embarrassment v.
154	General	mahcubiyet duymak	feel embarrassment v.
155	General	mahcubiyet duymak	squirm with embarrassment v.
156	General	gerek duymak	feel something necessary v.
157	General	gerek duymak	regard something as necessary v.
158	General	gerek duymak	find something necessary v.
159	General	gerek duymak	see something as necessary v.
160	General	gerek duymak	think something necessary v.
161	General	gerek duymak	consider something necessary v.
162	General	zevk duymak	gain pleasure v.
163	General	zevk duymak	take pleasure v.
164	General	zevk duymak	derive pleasure v.
165	General	zevk duymak	get pleasure v.
166	General	zevk duymak	find pleasure v.
167	General	minnet duymak	feel gratitude v.
168	General	üzüntü duymak	feel sadness v.
169	General	minnettarlık duymak	feel gratitude v.
170	General	üzüntü duymak	feel sorrow v.
171	General	tedirginlik duymak	be filled with apprehension v.
172	General	tedirginlik duymak	feel apprehension v.
173	General	tedirginlik duymak	be full of apprehension v.
174	General	nefret duymak	be filled with hate v.
175	General	nefret duymak	burn with hate v.
176	General	nefret duymak	be full of hate v.
177	General	kıskançlık duymak	feel jealous v.
178	General	koku duymak	catch a smell v.
179	General	güven duymak	place reliance v.
180	General	koku duymak	pick up a scent v.
181	General	koku duymak	catch a scent v.
182	General	koku duymak	detect a smell v.
183	General	kaygı duymak	feel anxiety v.
184	General	kaygı duymak	worry v.
185	General	inanç duymak	believe v.
186	General	inanç duymak	trust v.
187	General	inanç duymak	have faith in v.
188	General	esef duymak	feel sorrow v.
189	General	esef duymak	be sorry v.
190	General	gerek duymak	have need for v.
191	General	derin üzüntü duymak	be deeply sorry v.
192	General	derin üzüntü duymak	feel deep sadness v.
193	General	sesini duymak	hear one's voice v.
194	General	kin duymak	harbor ill will (towards) v.
195	General	kin duymak	bear somebody a grudge v.
196	General	kin duymak	nurse a grudge (against) v.
197	General	kin duymak	hold a grudge v.
198	General	kin duymak	have a spite against v.
199	General	kin duymak	nurture resentment against v.
200	General	kin duymak	spite v.
201	General	kin duymak	have a grudge against somebody v.
202	General	kin duymak	develop a grudge (against) v.
203	General	kin duymak	bear a resentment v.
204	General	kin duymak	nurture grudges v.
205	General	özlemini duymak	pine v.
206	General	özlem duymak	pine v.
207	General	şüphe duymak	have a doubt v.
208	General	şüphe duymak	have a suspicion v.
209	General	-den kaygı duymak	be concerned about v.
210	General	-den endişe duymak	be concerned about v.
211	General	-den endişe duymak	be worried with regards to v.
212	General	-den endişe duymak	be uneasy about v.
213	General	-den kaygı duymak	be uneasy about v.
214	General	-den kaygı duymak	be worried with regards to v.
215	General	-den kaygı duymak	be anxious about v.
216	General	-den endişe duymak	be anxious about v.
217	General	şükran duymak	feel gratitude v.
218	General	doğru duymak	hear aright v.
219	General	az duymak	hear less v.
220	General	(adını) duymak	hear of v.
221	General	-den kuşku duymak	doubt v.
222	General	-den rahatsızlık duymak	be uncomfortable with v.
223	General	-in kokusunu duymak	get a whiff of v.
224	General	-in kokusunu duymak	catch a whiff of v.
225	General	-e hayranlık duymak	infatuation with v.
226	General	vicdan azabı duymak	feel self-reproach v.
227	General	-e hayranlık duymak	look up to v.
228	General	-e büyük saygı duymak	reverence v.
229	General	-in kokusunu duymak	smell v.
230	General	hasret duymak	hanker v.
231	General	özlem duymak	crave v.
232	General	minnet duymak	be indebted to somebody v.
233	General	yokluğunu çok duymak	starve for v.
234	General	eksikliğini çok duymak	starve for v.
235	General	memnuniyet duymak	feel appreciation v.
236	General	memnuniyet duymak	be pleased that v.
237	General	memnuniyet duymak	be pleased with (someone/something) v.
238	General	memnuniyet duymak	feel pleased v.
239	General	eziklik duymak	feel lowly v.
240	General	-e ihtiyaç duymak	need v.
241	General	-e ihtiyaç duymak	want for v.
242	General	-den kuşku duymak	query v.
243	General	üzüntü duymak	rue v.
244	General	yanlış duymak	mishear v.
245	General	başarısızlık korkusu duymak	look to one's laurels v.
246	General	şeref duymak	feel gratified v.
247	General	-e ilgi duymak	be interested in v.
248	General	-e karşı şiddetli ilgi duymak	take an eager interest in v.
249	General	çok saygı duymak	esteem very highly v.
250	General	hayranlık duymak	have admiration v.
251	General	hayranlık duymak	be full of admiration v.
252	General	hayranlık duymak	be filled with admiration v.
253	General	tıbbi bakıma ihtiyaç duymak	require medical care v.
254	General	şüphe duymak	be doubtful about v.
255	General	kendisiyle gurur duymak	preen oneself v.
256	General	kendisiyle gurur duymak	be proud of oneself v.
257	General	garip sesler duymak	hear weird noises v.
258	General	ihtiyacını duymak	feel v.
259	General	gurur duymak	pride oneself upon v.
260	General	ihtiyacını duymak	feel the need of v.
261	General	zorunluluk duymak	feel the necessity v.
262	General	burukluk duymak	feel resentment v.
263	General	memnuniyet duymak	have pleasure v.
264	General	acilen ihtiyaç duymak	need immediately v.
265	General	taze kana ihtiyaç duymak	need new blood v.
266	General	-den heyecan duymak	be excited about v.
267	General	ihtiyaç duymak	be in need of v.
268	General	başkasının başarısızlığından mutluluk duymak	gloat v.
269	General	başkasının başarısızlığından haz duymak	gloat v.
270	General	heyecanını duymak	be nervous about v.
271	General	sözlüğe ihtiyaç duymak	need a dictionary v.
272	General	güvenliğinden şüphe duymak	fear one's safety v.
273	General	az ihtiyaç duymak	need little v.
274	General	az ihtiyaç duymak	have little need of something v.
275	General	yanlış duymak	hear incorrectly v.
276	General	empati duymak	feel an empathy (with) v.
277	General	üç el silah sesi duymak	hear three gunshots v.
278	General	iki el silah sesi duymak	hear two gunshots v.
279	General	acil ihtiyaç duymak	be in urgent need of v.
280	General	tamire gerek duymak	need fixing v.
281	General	beğeni duymak	like v.
282	General	ormanda bir şey duymak	hear something in the jungle v.
283	General	fısıltılar duymak	hear whisperings v.
284	General	sirenleri duymak	hear the sirens v.
285	General	siren seslerini duymak	hear the sirens v.
286	General	suçluluk duymak	feel guilty v.
287	General	yardım etmekten zevk duymak	be a pleasure to help v.
288	General	bir şeye aşırı/çok ilgi duymak	have a strong interest in something v.
289	General	bir şeye aşırı/çok ilgi duymak	be very interested in something v.
290	General	kendisine saygı duymak	respect oneself v.
291	General	kendine saygı duymak	respect oneself v.
292	General	televizyondan duymak	hear on tv v.
293	General	televizyonda duymak	hear on tv v.
294	General	bir şeyin eksikliğini duymak/hissetmek	lack for something v.
295	General	bir şeyin eksikliğini duymak/hissetmek	lack something v.
296	General	yoldan geçen bir arabadan gelen müziğin sesini duymak	hear the sound of music coming from a passing car v.
297	General	fısıltılar duymak	hear whispers v.
298	General	hayatının geri kalan kısmında profesyonel bakıma ihtiyaç duymak	need professional care for the rest of one's life v.
299	General	suçluluk duymak	be feeling guilty v.
300	General	öfke duymak	feel anger v.
301	General	vicdan azabı duymak	be on a guilt trip v.
302	General	heyecan duymak	feel excited v.
303	General	şeref duymak	be honored v.
304	General	onur duymak	be honoured v.
305	General	istek duymak	wish v.
306	General	istek duymak	yearn v.
307	General	istek duymak	crave v.
308	General	şüphe duymak	distrust v.
309	General	şükran duymak	be grateful v.
310	General	yakınlık duymak	sympathise v.
311	General	anne bakımına ihtiyaç duymak	need a mother care v.
312	General	sırtını dayayacağı bir kariyere ihtiyaç duymak	need a career to fall back on v.
313	General	güven duymak	believe v.
314	General	güven duymak	count on v.
315	General	güven duymak	trust v.
316	General	güven duymak	put faith in v.
317	General	güven duymak	put one's trust in v.
318	General	duymak için ölmek	be dying to hear v.
319	General	kin duymak	hate v.
320	General	sekretere ihtiyaç duymak	need a secretary v.
321	General	bazı sesler duymak	hear some noises v.
322	General	birine hayranlık duymak	admire someone v.
323	General	güzel haber duymak	hear good news v.
324	General	aşırı ilgi duymak	be into v.
325	General	(gurur vb) duymak	take v.
326	General	bir şey için endişe duymak	be concerned for something v.
327	General	saygı duymak	adhere to v.
328	General	güven duymak	affy v.
329	General	korku ve endişe duymak	agrise v.
330	General	korku ve endişe duymak	agrize v.
331	General	korku ve endişe duymak	agryze v.
332	General	korku ve endişe duymak	agryse v.
333	General	yeniden duymak	rehear v.
334	General	pişmanlık duymak	remord [obsolete] v.
335	General	vicdan azabı duymak	remord [obsolete] v.
336	General	kuşku duymak	think [obsolete] v.
337	General	hasret duymak	think long [dialect] v.
338	General	heyecan duymak	throb v.
339	General	acı duymak	throe v.
340	General	heyecan duymak	tickle [obsolete] v.
341	General	birinin bir şeyi söylediğini duymak	hear say v.
342	General	saygı duymak	make account of v.
343	General	(güven, gurur vb) duymak	take v.
344	General	şüphe duymak	question v.
345	General	sevgi duymak	yearn v.
346	General	merhamet duymak	yearn v.
347	General	güçlü bir sempati duymak	pull v.
348	General	saygı duymak	beknight v.
349	General	şefkat duymak	bepity v.
350	General	huzursuzluk duymak	jitter v.
351	General	gurur duymak	kvell v.
352	General	arzu duymak	list v.
353	General	istek duymak	list v.
354	General	cinsel istek duymak	lech v.
355	General	saygı duymak	worthy v.
356	General	kıvanç duymak	take pride in v.
357	General	sempati duymak	hold v.
358	General	özlem duymak	hone [uk] [us] v.
359	General	derin pişmanlık duymak	mourn v.
360	General	pişmanlık duymak	rewe v.
361	General	ihtiyaç duymak	love v.
362	General	oldukça haz duymak	luxuriate v.
363	General	hasret duymak	desiderate v.
364	General	antipati duymak	despise [dialect] v.
365	General	merhamet duymak	rue [obsolete] v.
366	General	(birine veya bir şeye karşı) yakınlık duymak	owe v.
367	General	merhamet duymak	compassionate v.
368	General	küçümseme ile karışık isteksizlik duymak	disdain v.
369	General	tiksinti duymak	disdain [obsolete] v.
370	General	antipati duymak	disfancy [obsolete] v.
371	General	antipati duymak	disfavour [uk] v.
372	General	antipati duymak	disfavor [us] v.
373	General	tiksinti duymak	dislike v.
374	General	(bir şeye karşı) isteksizlik duymak	dislike [obsolete] v.
375	General	aşırı övünç duymak	inflate v.
376	General	fantastik unsurlara ilgi duymak	fantasticate v.
377	General	saygıyla karışık korku duymak	fear v.
378	General	sempati duymak	feel for v.
379	General	(uyuşturucu için) aşırı istek duymak	fiend v.
380	General	bir şeye şiddetli arzu duymak	fiend v.
381	General	aşırı ilgi duymak	follow v.
382	General	önceden duymak	forehear v.
383	General	daha iyi duymak	outhear v.
384	General	kişisel tatmin duymak	plume [obsolete] v.
385	General	kendiyle gurur duymak	plume [obsolete] v.
386	General	kendiyle övünç duymak	plume v.
387	General	(kendiyle) gurur duymak	preen v.
388	General	istek duymak	prefer v.
389	General	gurur duymak	roose v.
390	General	hicap duymak	shame [dialect] v.
391	General	acil çözüme ihtiyaç duymak	cry v.
392	General	önceden duymak	forwete v.
393	General	göstermelik alaka duymak	smatter v.
394	General	kin duymak	spight v.
395	General	vicdan azabı duymak	squirm v.
396	General	şüphe duymak	stand v.
397	General	(sesi) duymak	strike v.
398	General	onur duymak	be honoured v.
Phrasals
399	Phrasals	inanç duymak	believe on v.
400	Phrasals	saygı duymak	set by v.
401	Phrasals	Saygı duymak	care for v.
402	Phrasals	sevgi duymak	care for v.
403	Phrasals	varlığına ihtiyaç duymak	seek after v.
404	Phrasals	gibi (birine) tapmak/saygı duymak	worship someone as something v.
405	Phrasals	-mış gibi (birine) tapmak/saygı duymak	worship someone as something v.
406	Phrasals	pişmanlık duymak	carry around v.
407	Phrasals	bir şeyden heyecan duymak veya cinsel açıdan tahrik olmak	get off on v.
408	Phrasals	büyük heyecan duymak	thrill at v.
409	Phrasals	bir şeyi yapma/söyleme zorunluluğu duymak	incumbent upon someone to do something v.
410	Phrasals	büyük heyecan duymak	thrill to v.
411	Phrasals	bir şeye ilgi duymak	turn onto something v.
412	Phrasals	hayranlık duymak	look up to somebody v.
413	Phrasals	için büyük saygı/hayranlık duymak	revere someone for something v.
414	Phrasals	için büyük saygı/hayranlık duymak	admire or venerate someone for something v.
415	Phrasals	olarak saygı duymak	respect as v.
416	Phrasals	-için/dolayı saygı duymak	respect for v.
417	Phrasals	birine/bir şeye bir özelliğinden dolayı saygı duymak	value someone or something for something v.
418	Phrasals	bir şey duymak	find (someone or something) out v.
419	Phrasals	(birine) sempati duymak	go out to (someone) v.
420	Phrasals	(birine/bir şeye) ilgi duymak	interest in (someone or something) v.
421	Phrasals	(birine/bir şeye) merak duymak	interest in (someone or something) v.
422	Phrasals	(birine) ilgi duymak	interest in (someone) v.
423	Phrasals	'-e istek duymak	interest in v.
424	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) ilgili kaygı duymak	trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.
425	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) ilgili endişe duymak	trouble (someone or oneself) with (someone or something) v.
426	Phrasals	birine/bir şeye bir şey olarak büyük saygı duymak	idolize someone or something as something v.
427	Phrasals	birine/bir şeye bir şey olarak büyük hayranlık duymak	idolize someone or something as something v.
428	Phrasals	aşırı cinsel arzu duymak	lech after v.
429	Phrasals	aşırı hayranlık duymak	leech onto v.
430	Phrasals	birine bir şey için büyük saygı/hayranlık duymak	admire someone for something v.
431	Phrasals	(birine bir şey) için büyük saygı/hayranlık duymak	admire (one) for (something) v.
432	Phrasals	-den dolayı saygı duymak	admire for v.
433	Phrasals	'-den dolayı hayranlık duymak	admire for v.
434	Phrasals	birine/bir şeye inanç duymak	believe in someone or something v.
435	Phrasals	birine/bir şeye ihtiyaç duymak	call for someone or something v.
436	Phrasals	birine/bir şeye ihtiyaç duymak	call someone or something in v.
437	Phrasals	bir şeye ihtiyaç duymak	call something out v.
438	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) ilgili sorumluluk duymak	concern (oneself) over (someone or something) v.
439	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) ilgili endişe duymak	concerned about (someone or something) v.
440	Phrasals	(biriyle/bir şeyle) ilgili kaygı duymak	concerned about (someone or something) v.
441	Phrasals	birine/bir şeye saygı duymak	credit someone or something for something v.
442	Phrasals	(birinin/bir şeyin) eksikliğini duymak/hissetmek	find (oneself) without (someone or something) v.
443	Phrasals	birine/bir şeye karşı bir his beslemek/duymak	harbor something against someone or something v.
444	Phrasals	birine/bir şeye karşı bir his beslemek/duymak	harbor (something) toward (someone or something) v.
445	Phrasals	karşı bir his beslemek/duymak	harbor against v.
446	Phrasals	birine/bir şeye ne olduğunu öğrenmek/duymak	hear about someone or something v.
447	Phrasals	biri/bir şey hakkındaki haberleri duymak	hear about someone or something v.
448	Phrasals	birinin söyleyeceklerini duymak/dinlemek	hear someone out v.
449	Phrasals	-den duymak	hear through v.
450	Phrasals	'-in özlemini duymak	hone for v.
451	Phrasals	(birinin/bir şeyin) özlemini duymak	hone for (someone or something) v.
452	Phrasals	(bir şey yapmaya) heves etmek/duymak	itch to (do something) v.
453	Phrasals	'-in eksikliğini duymak/hissetmek	lack for v.
454	Phrasals	'-i duymak	learn of v.
455	Phrasals	(birini/bir şeyi) duymak	learn of (someone or something) v.
456	Phrasals	(birine/bir şeye) özlem duymak	long for (someone or something) v.
457	Phrasals	(birine) saygı duymak	look up to (one) v.
458	Phrasals	(birine/bir şeye) bakıp hayranlık duymak	marvel at (someone or something) v.
459	Phrasals	(bir şeyden) zevk duymak	rejoice in (something) v.
460	Phrasals	(birine/bir şeye bir şey) olarak saygı duymak	respect (someone or something) as (something) v.
461	Phrasals	(bir şeyden) dolayı (birine/bir şeye) saygı duymak	respect (someone or something) for (something) v.
462	Phrasals	(birine/bir şeye bir şey) için saygı duymak	respect (someone or something) for (something) v.
463	Phrasals	(birine/bir şeye bir şeyden) dolayı büyük saygı duymak	revere (someone or something) for (something) v.
464	Phrasals	için büyük saygı/hayranlık duymak	revere for v.
465	Phrasals	(bir şey) karşısında büyük heyecan duymak	thrill at (something) v.
466	Phrasals	(bir şey) için büyük heyecan duymak	thrill to (something) v.
467	Phrasals	-e ilgi duymak	turn onto v.
468	Phrasals	birine/bir şeye ilgi duymak	turn onto someone/something v.
469	Phrasals	(birine/bir şeye) ilgi duymak	turn on to (someone or something) v.
470	Phrasals	(birinden/bir şeyden) şüphe etmek/duymak	wonder about (someone or something) v.
471	Phrasals	(birine/bir şeye bir şey) olarak hayranlık/saygı duymak	worship (someone or something) as (something) v.
472	Phrasals	olarak hayranlık/saygı duymak	worship as v.
473	Phrasals	biri için endişe duymak	go out v.
Phrases
474	Phrases	birine çok saygı duymak	stand in awe of someone v.
475	Phrases	birine çok saygı duymak	be i̇n awe of someone v.
476	Phrases	birine çok saygı duymak	be i̇n awe of someone v.
477	Phrases	birine çok saygı duymak	stand in awe of someone v.
478	Phrases	(birine/bir şeye) güçlü bir sempati duymak	yearn over (someone or something) v.
479	Phrases	(birine/bir şeye) karşı derin bir acıma duymak	yearn over (someone or something) v.
480	Phrases	(biri/bir şey) karşısında büyük bir acı duymak	yearn over (someone or something) v.
481	Phrases	-e güçlü bir sempati duymak	yearn over v.
482	Phrases	'-e karşı derin bir acıma duymak	yearn over v.
483	Phrases	'-in karşısında büyük bir acı duymak	yearn over v.
Proverb
484	Proverb	hiç kimse duymak istemeyenler kadar sağır değildir	there's none so deaf as those who will not hear
485	Proverb	hiç kimse duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz	there's none so deaf as those who will not hear
486	Proverb	hiç kimse duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz	there's none so deaf as those that will not hear
487	Proverb	hiç kimse duymak istemeyenler kadar sağır değildir	there's none so deaf as those that will not hear
Colloquial
488	Colloquial	tıbbi tedaviye ihtiyacı olmayıp güven duymak için veya duygusal sorunlar nedeniyle doktora giden kimseler	worried well n.
489	Colloquial	acilen gerek duymak	need something yesterday v.
490	Colloquial	bezginlik duymak	cheese off v.
491	Colloquial	konuşacak birine ihtiyaç duymak	need someone to talk to v.
492	Colloquial	merhamet duymak	have compassion for someone v.
493	Colloquial	merhamet duymak	have pity on someone v.
494	Colloquial	zamana ihtiyaç duymak	be pushed v.
495	Colloquial	haz duymak	get (one's) jollies v.
496	Colloquial	(bir şeyi yapmaktan) mutluluk duymak	be more than glad (to do something) v.
497	Colloquial	duymak bile istememek	not having any v.
498	Colloquial	olmayan/hayali sesler duymak	hearing things v.
499	Colloquial	hayali şeyler duymak (veya görmek)	hear (or see) things v.
500	Colloquial	hayali şeyler görmek/duymak	see/hear things v.