iletmek - Turco Inglés Diccionario

iletmek

Significados de "iletmek" en diccionario inglés turco : 38 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
iletmek transmit v.
This device is able to transmit coded information.
Bu cihaz kodlanmış bilgileri iletebilmektedir.

More Sentences
iletmek convey v.
The European Union has several times conveyed its concern about the political climate to the government of Togo.
Avrupa Birliği, siyasi ortamla ilgili endişelerini Togo hükümetine birçok kez iletmiştir.

More Sentences
General
iletmek deliver v.
We are not joining in the game, therefore; we are not dutifully delivering our opinion.
Bu nedenle oyuna katılmıyoruz; görevimizi yerine getirerek görüşlerimizi iletmiyoruz.

More Sentences
iletmek transmit v.
Transponders transmit the aircraft's code and position to the air traffic control tower.
Transponderler uçağın kodunu ve konumunu hava trafik kontrol kulesine iletir.

More Sentences
iletmek communicate v.
Does it intend to communicate its considered opinion to Parliament and, if so, when?
Düşünülen görüşünü Parlamento'ya iletmeyi düşünüyor mu ve eğer öyleyse ne zaman?

More Sentences
iletmek conduct v.
Aluminum doesn't conduct electricity as well as copper does.
Alüminyum elektriği bakır kadar iyi iletmez.

More Sentences
iletmek convey v.
I would ask you, President-in-Office, to convey this to the Council, please.
Dönem Başkanı olarak sizden bunu Konsey'e iletmenizi rica ediyorum, lütfen.

More Sentences
iletmek carry v.
I carried the message to him.
Mesajı ona ilettim.

More Sentences
iletmek forward v.
Will the Commission forward the cost-benefit analysis of the Berlaymont project to the European Parliament?
Komisyon Berlaymont projesinin fayda-maliyet analizini Avrupa Parlamentosu'na iletecek mi?

More Sentences
iletmek hand v.
I shall hand over a summary of the Commission position on oral statements, if that is acceptable to you.
Eğer sizin için de uygunsa, Komisyon'un sözlü açıklamalara ilişkin tutumunun bir özetini size ileteceğim.

More Sentences
iletmek send v.
Send us your reaction.
Bize tepkinizi iletin.

More Sentences
Phrasals
iletmek pass on v.
I will pass on this suggestion to my colleague David Byrne.
Bu öneriyi meslektaşım David Byrne'e ileteceğim.

More Sentences
Law
iletmek convey v.
I wish they did convey such a message.
Keşke böyle bir mesaj iletmiş olsalardı.

More Sentences
Technical
iletmek conduct v.
Aluminum doesn't conduct electricity as well as copper.
Alüminyum elektriği bakır kadar iyi iletmez.

More Sentences
iletmek communicate v.
Had I had different information, I would have communicated it.
Farklı bir bilgiye sahip olsaydım bunu iletirdim.

More Sentences
iletmek transmit v.
In June 2003, the Commission transmitted its proposals for the Second Action Plan to the Council.
Haziran 2003'te Komisyon, İkinci Eylem Planı'na ilişkin önerilerini Konseye iletti.

More Sentences
Computer
iletmek forward v.
I certainly agree that it was a horrific attack and I will forward your request to the President.
Bunun korkunç bir saldırı olduğuna kesinlikle katılıyorum ve talebinizi Başkan'a ileteceğim.

More Sentences
General
iletmek carry off v.
iletmek hand in v.
iletmek transfer v.
iletmek get over v.
iletmek put across v.
iletmek lead v.
iletmek hands v.
iletmek demise [obsolete] v.
iletmek impart v.
iletmek infect v.
iletmek convoy [obsolete] v.
iletmek bear v.
iletmek surrender v.
Phrasals
iletmek turn over v.
iletmek pass over to v.
iletmek ship off v.
iletmek bring in v.
iletmek send on v.
Archaic
iletmek traject v.
iletmek derive v.
iletmek show v.

Significados de "iletmek" con otros términos en diccionario inglés turco: 164 resultado(s)

Turco Inglés
General
elektriği iletmek conduct v.
Water conducts electricity.
Su, elektriği iletir.

More Sentences
iletmek (birinden alınan haberi) relay v.
I relayed the message to Tom.
Mesajı Tom'a ilettim.

More Sentences
mesajı iletmek deliver a message v.
Tom asked Mary to deliver a message to John.
Tom Mary'den John'a bir mesaj iletmesini istedi.

More Sentences
telgrafla iletmek telegraph v.
He telegraphed the urgent news to headquarters.
Acil haberi merkeze telgrafla iletti.

More Sentences
(madde içerisinde) iletmek transmit v.
Glass is a material that transmits light.
Cam ışığı ileten bir malzemedir.

More Sentences
Phrasals
(birisine bir şey) iletmek convey (something) to (someone or something) v.
And this invitation to consider the matter is particularly what I wanted to convey to the Commission.
Ve konuyu değerlendirmeye yönelik bu davet, Komisyona özellikle iletmek istediğim şeydi.

More Sentences
(bir bilgiyi/haberi/mesajı) iletmek/vermek pass along v.
I'll be glad to pass along your suggestion.
Önerinizi iletmekten memnuniyet duyarım.

More Sentences
(birine bir şeyi) iletmek communicate (something) to (someone) v.
Our President has communicated to you a scheme that we would commend.
Sayın Cumhurbaşkanı'mız size tavsiye edeceğimiz bir plan iletti.

More Sentences
(bir şeyi) iletmek extend to (something) v.
I should like to extend to him, via yourself, my warmest wishes for a very speedy recovery.
Sizin aracılığınızla kendisine en içten geçmiş olsun dileklerimi iletmek isterim.

More Sentences
(birine bir şeyi) iletmek give (something) to (someone) v.
Tom gave Mary a message to give to John.
Tom Mary'ye John'a iletmesi için bir mesaj verdi.

More Sentences
(bir şeyi birine) iletmek pass (something) to (one) v.
I have passed to the Sittings Services a report from the Commission about its Investigation and Disciplinary Office.
Komisyon'un Soruşturma ve Disiplin Ofisi ile ilgili bir raporunu Oturum Hizmetlerine ilettim.

More Sentences
General
özellikle klasik yunan oyunlarında görülen, sahne dışında gerçekleşmiş bir olayı iletmek üzere sahneye gelen karakter messenger n.
sesi iletmek conduct v.
boru hattıyla iletmek pipe v.
ses iletmek conduct v.
iletmek (sesi) conduct v.
en iyi dilekleri iletmek extend best wishes v.
rölelerle iletmek relay v.
kablo ile iletmek (radyo/televizyon programı vb'ni) pipe v.
içten dileklerini iletmek send one's best wishes v.
dileklerini iletmek convey one's wishes v.
dileklerini iletmek send one's wishes v.
özürlerini iletmek make apology v.
taziyelerini iletmek convey one's condolences v.
(birine) hürmetlerini iletmek convey one's regards to v.
(birine) iyi dileklerini iletmek convey one's regards to v.
(birine) selamlarını iletmek convey one's regards to v.
bilgi iletmek transmit information v.
mesaj iletmek bear a message v.
mesajı iletmek forward a message v.
mesaj iletmek deliver a message v.
mesajı iletmek transmit a message v.
mesaj iletmek forward a message v.
mesajı iletmek bear a message v.
mesajı iletmek convey a message v.
mesaj iletmek transmit a message v.
mesaj iletmek convey a message v.
teşekkürlerini iletmek convey one's thanks v.
özürlerini iletmek send one’s apologies v.
bir tutumu iletmek communicate an attitude v.
mesaj i̇letmek convey message v.
mesaj i̇letmek give message v.
ana ağdan daha küçük alt ağlara iletmek backhaul v.
merkezi bir alana veri iletmek backhaul v.
başka yollarla iletmek rechannel v.
kanal aracılığıyla iletmek channelize v.
kanal aracılığıyla iletmek channelise v.
araçla iletmek vehiculate v.
-e yorumlarını iletmek/yöneltmek address comments or remarks to v.
(mesa) fenerle iletmek blink v.
hızlı şekilde iletmek hurry v.
zorla iletmek hustle v.
aceleyle iletmek hustle v.
dedikodu yoluyla iletmek gossip v.
roketle iletmek rocket v.
bilgi iletmek convey information v.
boru hattı ile iletmek pipeline v.
(medya içeriğini) komünikasyon ağı üzerinden iletmek feed v.
övgülerini iletmek panegyrize v.
övgülerini iletmek panegyrise v.
hızlı şekilde iletmek post [obsolete] v.
örtük biçimde iletmek code v.
(ısıyı) konveksiyonla iletmek convect v.
(bilgiyi) önceden iletmek preacquaint v.
coşkuyla iletmek romp v.
(resmi olarak iletmek sign v.
Phrasals
(birisine bir şey) iletmek convey (something) from (someone or something) v.
(birisine bir şey) iletmek convey (something) from (someone or sth) to (someone or sth) v.
(taziye, baş sağlığı) iletmek convey (something) from (someone or sth) to (someone or sth) v.
(taziye vb.ni) iletmek convey (something) to (someone or something) v.
boru ile taşımak/iletmek pipe something in v.
boru ile taşımak/iletmek pipe something into some place v.
telefon ile (bir bilgiyi birine) iletmek telephone something in to someone v.
telefon ile (bir bilgiyi birine) iletmek telephone something in (to someone) v.
(birinin selamını, taziyesini) iletmek/götürmek convey something (from someone or something) (to someone or something) v.
başarıyla göndermek/iletmek go through v.
(mahkeme celbi) bir resmi evrak ulaştırmak/iletmek serve someone with something v.
(birine bir şey/mesaj) iletmek take (something) back to (someone) v.
bir şeyi yukarıdaki birine iletmek take something up to someone v.
boruyla iletmek pipe in v.
telefonla iletmek telephone in v.
mesajını yazarak iletmek write in v.
mesajını postayla/e-postayla iletmek write in v.
mesajını yazılı olarak iletmek/göndermek write in v.
(bir şeye/yere) mesajını posta, e-posta, kısa mesaj yoluyla yazarak iletmek write into (something or some place) v.
(bir yere) telefonla iletmek telephone into (some place) v.
bir şeyi birine/bir şeye iletmek take something back to someone or something v.
bir şeyi iletmek make with something v.
(bir şeyi) iletmek pass on (something) v.
öne iletmek pass up v.
öne doğru iletmek pass up v.
elden ele iletmek/göndermek pass up v.
birine rapor olarak iletmek report to someone v.
birine resmi olarak iletmek report to someone v.
'-e iletmek communicate to v.
(bir şeyi) iletmek convey (something) v.
(bir şeyi bir şekilde) aktarmak/iletmek couch (something) in (something) v.
-i iletmek extend to v.
bir şeyi (bir yerden birine/bir şeye) iletmek forward something (from some place) (to someone or some place) v.
-e iletmek forward on v.
bir şeyi (birine/bir şeye) iletmek get something through (to someone or something) v.
(daha üst pozisyondaki/mevkideki birine) iletmek hand up (to someone) v.
geri iletmek lead back v.
(bir şeyi) iletmek pass (something) over v.
(bir şeyi) elden ele iletmek/uzatmak/göndermek/dolaştırmak pass (something) over v.
(bir şeyi) elden ele iletmek/uzatmak pass (something) around v.
arkaya doğru iletmek pass back v.
boru ile bir yere taşımak/iletmek pipe into some place v.
-e birinin selamını iletmek remember to v.
(bir şeyi) iletmek send (something) on v.
(birine/bir yere) iletmek send over v.
(bir şeyi birine/bir şeye) iletmek transmit (something) to (someone or something) v.
(bir şeyi birine/bir şeye) radyo sinyali, taşıma hattı, fiber optik kablo yoluyla göndermek/iletmek/aktarmak transmit (something) to (someone or something) v.
(birine/bir şeye) frekans yoluyla (bir şey) iletmek transmit (something) to (someone or something) v.
Phrases
'-i iletmek let it be known that… v.
'-i iletmek make it known that… v.
Colloquial
birine iyi dileklerini iletmek wish someone joy v.
(birine bir şeyi) iletmek reach (one) (something) v.
Idioms
yorumlarını iletmek/yöneltmek address (one's) comments to (someone or something) v.
yorumlarını iletmek/yöneltmek address (one's) remarks to (someone or something) v.
yorumlarını iletmek/yöneltmek address comments or remarks to someone v.
bir şeyi daha üst pozisyondaki/mevkideki birine iletmek hand something up to someone v.
en iyi dileklerini iletmek congratulate on v.
haberi/bilgiyi yaymak/iletmek put the word out v.
en iyi dileklerini iletmek congratulate upon v.
haberi/bilgiyi yaymak/iletmek put out the word v.
doğru mesajı vermek/iletmek send the right message v.
istenen mesajı vermek/iletmek send the right message v.
yanlış mesaj vermek/iletmek send the wrong message v.
yanlış anlaşılacak bir mesaj iletmek/vermek send the wrong message v.
(birine birinin) sevgilerini iletmek give (one's) love to (someone) v.
(birine) başsağlığı dileklerini iletmek offer (someone) (one's) condolences v.
(birine birinin) selamını iletmek say hello to (someone) for (one) v.
Technical
motor piston çubuğuna bağlı olan ve krank miline güç iletmek için kullanılan salınımlı kol beam n.
hava basınçlı tüplerle mektup iletmek için kullanılan küçük silindirik kap widget n.
hareket halindeki trenin personeline mesaj iletmek için kullanılan kamış parçası hoop n.
sabit hacimde su iletmek için kullanılan cihaz module n.
sabit hacimde su iletmek için kullanılan cihazla taşınan hacim module n.
telemetre vasıtası ile iletmek telemeter v.
çoğalma yolu ile iletmek propagate v.
sinyal iletmek transmit signal v.
(gazı) kanal yoluyla iletmek duct v.
elektrik iletmek feed v.
kısa dalga radyo ile iletmek shortwave v.
elektriği sorunsuz iletmek superconduct v.
elektriği çok etkili bir şekilde iletmek superconduct v.
Computer
veriyi iletmek, depolamak ve işlemek için elektrik yerine ışığı kullanan bilgisayar optical computer n.
(internet servis sağlayıcısı) e-postayı göndericiye geri iletmek bounce v.
Telecom
(telgraf mesajını) iletmek translate v.
(resmi) elektrik sinyalleriyle kablo hatları üzerinden iletmek wirephoto v.
(dünya dışı araçtan veriyi) dünya üzerindeki bir alıcıya iletmek downlink v.
Electric
(elektrik enerjisini) enerji iletim hatları aracılığıyla veya üzerinden iletmek veya aktarmak wheel v.
Radio
halk bandı radyosuna mesaj iletmek isteyen kimse breaker n.
Automotive
tork konvertörü aracılığıyla taşıtın motorundan şanzımana güç iletmek için kullanılan bir akupleman fluid drive n.
Marine
gemi ile köprü arasında komut iletmek için kullanılan aparat telegraph n.
emirleri kumanda düdüğü ile iletmek pipe v.
Physiology
kılcal hareketle iletmek wick v.
Literature
düşünceleri ve anlamları ifade etmek/iletmek için kullanılan sembol ve karakterler charactery n.
Military
mesaj iletmek üzere içine kağıt yerleştirilebilen mermi message shell n.
donanma komutanlıkları, muvazzaf donanma birlikleri ve donanmanın harekat kontrolüne tabi olan gemilerin durumları, konumları ve hareketlerine ilişkin önemli bilgileri toplayıp belirli komutanlıklara iletmek için kurulmuş bir sistem movement report system n.
Music
anlamı iletmek için (seste) vurgu veya perde kullanımı modulation n.
anlamı iletmek için (seste) vurgu veya perde kullanımı örneği modulation n.
Photography
telefotografiyle iletmek telephotograph v.
Archaic
önceden iletmek predeclare v.