|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
kalın bıyık |
thick mustache n.
|
|
Growing this thick mustache has taken me quite a while.
Bu kalın bıyığı büyütmek epey zamanımı aldı.
More Sentences
|
2 |
General |
kalın harf |
bold letter n.
|
|
This morning at the station, her attention was caught by a poster with bold letters.
Bu sabah istasyonda, kalın harflerle yazılmış bir poster dikkatini çekti.
More Sentences
|
3 |
General |
kalın giysiler |
warm clothes n.
|
|
I forgot to bring warm clothes.
Ben kalın giysiler getirmeyi unuttum.
More Sentences
|
4 |
General |
kalın sis |
thick fog n.
|
|
The thick fog prevented the plane from taking off.
Kalın sis uçağın kalkmasını engelledi.
More Sentences
|
5 |
General |
kalın kıyafetler |
thick clothes n.
|
|
Sami dressed in thick clothes to protect himself from the cold.
Sami kendini soğuktan korumak için kalın kıyafetler giymişti.
More Sentences
|
6 |
General |
kalın harfler |
boldface n.
|
|
The title of the book was printed in boldface.
Kitabın başlığı kalın harflerle basılmıştı.
More Sentences
|
7 |
General |
kalın kafalı |
philistine n.
|
|
He was a philistine who showed no appreciation for art or culture.
Sanata ya da kültüre değer vermeyen kalın kafalının biriydi.
More Sentences
|
8 |
General |
kalın kafalı |
thick adj.
|
|
Is it just me, or is she a bit thick?
Bana mı öyle geliyor, yoksa biraz kalın kafalı biri mi?
More Sentences
|
9 |
General |
kalın kafalı |
thickheaded adj.
|
|
Tom is thickheaded.
Tom kalın kafalıdır.
More Sentences
|
10 |
General |
kalın (elbise) |
heavy adj.
|
|
I need a heavy coat.
Kalın bir cekete ihtiyacım var.
More Sentences
|
11 |
General |
daha kalın |
thicker adj.
|
|
The Earth is thicker around the equator.
Dünya ekvator çevresinde daha kalındır.
More Sentences
|
12 |
General |
kalın kafalı |
dense adj.
|
|
Are you that dense?
O kadar kalın kafalı mısınız?
More Sentences
|
13 |
General |
kalın kafalı |
thick-headed adj.
|
|
He is thick-headed.
O kalın kafalı.
More Sentences
|
14 |
General |
ensesi kalın |
minted adj.
|
|
The young entrepreneur became minted.
Genç girişimci ensesi kalınlardan olmuş.
More Sentences
|
15 |
General |
kalın yazılmış |
bold adj.
|
|
The walls were decorated with bold yellow stripes.
Duvarlar kalın sarı çizgilerle süslenmişti.
More Sentences
|
16 |
General |
kalın olacak şekilde |
thick adv.
|
|
The cheese in my hamburger was sliced thick.
Hamburgerimdeki peynir kalın dilimlenmişti.
More Sentences
|
17 |
General |
kalın tabaka halinde |
thickly adv.
|
|
The sauce was spread thickly over the pizza.
Aşçı, sosu pizzanın üzerine kalın bir tabaka halinde sürdü.
More Sentences
|
18 |
General |
hoşça kalın! |
goodbye! interj.
|
|
Goodbye!
Hoşça kalın.
More Sentences
|
Speaking |
|
19 |
Speaking |
bizimle kalın |
stay with us expr.
|
|
Tom wanted to stay with us until next Monday.
Tom önümüzdeki pazartesi gününe kadar bizimle kalmak istedi.
More Sentences
|
20 |
Speaking |
lütfen hatta kalın |
please hold expr.
|
|
For all other requests, please hold the line.
Diğer tüm istekler için, lütfen hatta kalın.
More Sentences
|
General |
|
21 |
General |
kalın perde |
drape n.
|
|
22 |
General |
akarsuların iki yakasına gerilen ve geçisi önleyen kalın zincir |
boom n.
|
|
23 |
General |
kalın bir dilim et |
steak n.
|
|
24 |
General |
tezgah (kasabın üstünde et kestiği kalın tahta) |
slab n.
|
|
25 |
General |
kalın pançeta |
thick skirt n.
|
|
26 |
General |
kalın kafalı |
woodenhead n.
|
|
27 |
General |
kısa ve kalın sopa |
bludgeon n.
|
|
28 |
General |
kalın palto |
greatcoat n.
|
|
29 |
General |
kalın ve kapalı tava |
dutch oven n.
|
|
30 |
General |
kalın sapları olan geniş bir bambu |
krooman n.
|
|
31 |
General |
kalın kafalı |
chucklehead n.
|
|
32 |
General |
kalın kafalı |
numskull n.
|
|
33 |
General |
kalın saplı mantar |
thick footed morel n.
|
|
34 |
General |
kalın ses |
deep voice n.
|
|
35 |
General |
kısa ve kalın sopa |
truncheon n.
|
|
36 |
General |
kalın mutfak tezgahı |
chunky worktop n.
|
|
37 |
General |
kalın bir parça |
chunk n.
|
|
38 |
General |
en kalın kadın sesi |
contralto n.
|
|
|
39 |
General |
yünlü kalın kumaş |
beaver n.
|
|
40 |
General |
kalın kafalı |
bonehead n.
|
|
41 |
General |
kalın dilim (ekmek/kek için) |
slab n.
|
|
42 |
General |
kalın tabaka |
slab n.
|
|
43 |
General |
ayakkabı pençesi kalın |
clump n.
|
|
44 |
General |
kalın bir çeşit yünlü kumaş |
kersey n.
|
|
45 |
General |
ipekli kalın kumaş |
samite n.
|
|
46 |
General |
en kalın kadın sesi |
alto n.
|
|
47 |
General |
kruvaze kalın ceket |
reefer n.
|
|
48 |
General |
kalın arabacı paltosu |
box coat n.
|
|
49 |
General |
kısa ve kalın şey |
spud n.
|
|
50 |
General |
kalın siyah harfler |
boldface n.
|
|
51 |
General |
kalın cilt |
thick skin n.
|
|
52 |
General |
kalın çelik halat |
cable n.
|
|
53 |
General |
kalın derili hayvan |
pachyderm n.
|
|
54 |
General |
kısa ve kalın parça |
chunk n.
|
|
55 |
General |
kalın dokuma kayış |
webbing n.
|
|
56 |
General |
kısa ve kalın sopa |
cudgel n.
|
|
57 |
General |
kalın diz |
thick knee n.
|
|
58 |
General |
ekstra kalın mutfak tezgahı |
extra chunky worktop n.
|
|
59 |
General |
kalın fincan |
thick cup n.
|
|
60 |
General |
kalın yapılı kimse |
thickset n.
|
|
61 |
General |
kısa kalın tüyleri olan bir kedi türü |
shorthair n.
|
|
62 |
General |
kalın bağırsak |
large bowel n.
|
|
63 |
General |
kalın dilim |
slab n.
|
|
64 |
General |
kalın ve dayanıklı ayakkabı |
brogue n.
|
|
65 |
General |
kalın işçi tulumu |
dungarees n.
|
|
66 |
General |
kalın diz |
thick-knee n.
|
|
67 |
General |
kısa kalın direk |
bollard n.
|
|
68 |
General |
kalın karton |
cardboard n.
|
|
69 |
General |
kalın parça |
chunk n.
|
|
70 |
General |
kalın tüylü kaban |
duffel coat n.
|
|
71 |
General |
kartvizit yapımında kullanılan kalın bir kağıt |
cover stock n.
|
|
72 |
General |
kalın sicim |
twine n.
|
|
73 |
General |
el dokuması kalın yün yunan halısı |
flokati n.
|
|
74 |
General |
kalın giysiler |
heavy clothes n.
|
|
75 |
General |
kalın bağırsak |
large/lower intestine n.
|
|
76 |
General |
kozanın kalın kabuğu |
thick hide of the cocoon n.
|
|
77 |
General |
kalın ve sağlam bir ayakkabı |
clodhopper n.
|
|
78 |
General |
kalın ve sağlam bir ayakkabı |
wingtips n.
|
|
79 |
General |
kalın ve sağlam bir ayakkabı |
brogan n.
|
|
80 |
General |
kalın ve sağlam bir ayakkabı |
brogue n.
|
|
81 |
General |
kalın sis/pus |
thick haze n.
|
|
82 |
General |
kalın elbiseler |
warm/heavy clothing n.
|
|
83 |
General |
kalın elbiseler |
thick clothes n.
|
|
84 |
General |
kalın kıyafetler |
warm/heavy clothing n.
|
|
85 |
General |
kalın kafalılık |
density n.
|
|
86 |
General |
kısa kalın ceket |
donkey jacket n.
|
|
87 |
General |
kalın kafalı |
dizzard n.
|
|
88 |
General |
yoğun duman (kalın duman bulutu) |
pall of smoke n.
|
|
89 |
General |
kalın kesme tahtası |
butcher's block n.
|
|
90 |
General |
kalın kıyafet |
thick clothes n.
|
|
91 |
General |
kalın kaş |
thick eyebrow n.
|
|
92 |
General |
kalın palto |
thick coat n.
|
|
93 |
General |
kalın dudak |
thick lip n.
|
|
94 |
General |
kalın dudak |
full lip n.
|
|
95 |
General |
kalın bacak |
thick leg n.
|
|
96 |
General |
kalın bir tuğla duvar |
brick-and-half wall n.
|
|
97 |
General |
kalın halat |
thick rope n.
|
|
98 |
General |
uzun ve kalın saç örgüsü |
locs n.
|
|
99 |
General |
uzun ve kalın saç örgüsü |
dreads n.
|
|
100 |
General |
uzun ve kalın saç örgüsü |
dreadlocks n.
|
|
101 |
General |
kalın ceket |
heavy jacket n.
|
|
102 |
General |
kalın palto |
heavy coat n.
|
|
103 |
General |
kalın yünlü bir kumaş, iplik yada şerit |
caddis n.
|
|
104 |
General |
kalın yünlü bir kumaş, iplik yada şerit |
caddice n.
|
|
105 |
General |
bir tür kalın şayak |
cadis n.
|
|
106 |
General |
şehri kuşatan kalın duvarlar |
ceinture n.
|
|
107 |
General |
kısa ve kalın topuklu kadın ayakkabısı |
court shoes n.
|
|
108 |
General |
bir şeyin kalın kısmı |
thickness n.
|
|
109 |
General |
kalın kafa |
thickskull n.
|
|
110 |
General |
en kalın kısmı |
thick n.
|
|
111 |
General |
kalın kafalı kimse |
underhead n.
|
|
112 |
General |
yuvarlak kalın bir somun ekmek |
fade [scotland] n.
|
|
113 |
General |
büyük ve kalın parça |
junk n.
|
|
114 |
General |
kalın yün ceket |
blanket–coat n.
|
|
115 |
General |
gemi donanımını aşınmadan korumak için kullanılan kalın bir halat ağı |
mat n.
|
|
116 |
General |
kalın kafa |
blockhead [obsolete] n.
|
|
117 |
General |
kalın kafalılık |
blockheadism n.
|
|
118 |
General |
kalın tabanlı ve ağır bir ayakkabı |
work shoe n.
|
|
119 |
General |
kalın bir oxford ayakkabı |
brogue shoe n.
|
|
120 |
General |
sıcak mutfak aletlerini tutmak için kullanılan kalın bez |
holder n.
|
|
121 |
General |
kalın sis |
misle n.
|
|
122 |
General |
kalın veya gür saç |
mop head n.
|
|
123 |
General |
kalın veya gür saçlı kimse |
mop head n.
|
|
124 |
General |
kalın ve kabarık saçlı kimse |
mophead n.
|
|
125 |
General |
kalın seslilik |
reverberance n.
|
|
126 |
General |
kalın seslilik |
plangency n.
|
|
127 |
General |
kalın seslilik |
sonorousness n.
|
|
128 |
General |
kalın parçalar |
hunks n.
|
|
129 |
General |
kalın toz |
bull dust [australia] n.
|
|
130 |
General |
kalın toz |
bulldust [australia] n.
|
|
131 |
General |
kısa, kalın ve güçlü boyun |
bull neck n.
|
|
132 |
General |
kısa, kalın ve güçlü boyun |
bullneck n.
|
|
133 |
General |
(saç) kalın favori |
burnsides [us] n.
|
|
134 |
General |
(kütüğün, tüfeğin,) geniş veya kalın ucu |
but end n.
|
|
135 |
General |
eskiden irlandalı erkeklerin alın kısmında bıraktığı keçeleşmiş kalın saç tutamı |
glib n.
|
|
136 |
General |
kalın kaplama malzemesi |
overcoating n.
|
|
137 |
General |
kalın okunaklı el yazısı |
round hand n.
|
|
138 |
General |
kalın okunaklı el yazısı |
roundhand n.
|
|
139 |
General |
(özellikle et parçasında) kalın ve küt uç |
chump n.
|
|
140 |
General |
kalın tabanlı, geniş ağızlı ve 7-8 ons hacimli kısa ve geniş bir bardak |
old-fashioned n.
|
|
141 |
General |
kalın tabanlı, geniş ağızlı ve 7-8 ons hacimli kısa ve geniş bir bardak |
old-fashioned n.
|
|
142 |
General |
kalın tahta parçası |
clog [dialect] [uk] n.
|
|
143 |
General |
kalın yapılı bodur kız |
cutty n.
|
|
144 |
General |
kalın tabanlı bir tür iş ayakkabısı |
dom pedro n.
|
|
145 |
General |
kalın ve şekilsiz nesne |
dump [dialect] [uk] n.
|
|
146 |
General |
kalın madeni para |
piedfort n.
|
|
147 |
General |
kalın madeni para |
piefort n.
|
|
148 |
General |
bazı köpeklerde kalın alt tüyler |
pile n.
|
|
149 |
General |
(üniforma) üst giysilerinin yapımında kullanılan kalın ve mavi kumaş |
pilot cloth n.
|
|
150 |
General |
kalın tabanlı bağcıklı bir ayakkabı türü |
polish n.
|
|
151 |
General |
kalın kafalı |
fathead n.
|
|
152 |
General |
kalın dudaklı |
pouch-mouthed n.
|
|
153 |
General |
ipekli kalın kumaş |
samette n.
|
|
154 |
General |
ipekli kalın bir kumaş türü |
sarsnet n.
|
|
155 |
General |
cenaze töreni öncesi ölünün başında beklerken kullanılan kalın mum |
corpse candle n.
|
|
156 |
General |
kerestecilerin giydiği kalın botlar |
over n.
|
|
157 |
General |
eskiden at binerken kullanılan kalın kumaş veya deriden yapılmış koruyucu tayt |
sherryvallies n.
|
|
158 |
General |
kalın ve gür öbek |
shock n.
|
|
159 |
General |
kalın ve gür ses çıkarmak |
thunder v.
|
|
160 |
General |
kalın giyinmek (soğuğa karşı) |
wrap up v.
|
|
161 |
General |
kalın tabaka yapmak |
slab v.
|
|
162 |
General |
kalın sesle söylemek |
roll out v.
|
|
163 |
General |
çok kalın giyinmek |
overdress v.
|
|
164 |
General |
(çocuğu vb.) çok kalın giydirmek |
overdress v.
|
|
165 |
General |
(çocuğu vb) çok kalın giydirmek |
overclothe v.
|
|
166 |
General |
çok kalın giyinmek |
overclothe v.
|
|
167 |
General |
kalın elbiseler giymek |
wear thick clothes v.
|
|
168 |
General |
kalın elbiseler giymek |
wear warm clothes v.
|
|
169 |
General |
kalın veya yağlı bir şeyle sıvamak |
beslubber v.
|
|
170 |
General |
kalın bir astarla kaplamak |
overlard v.
|
|
171 |
General |
kalın derili |
thickskinned adj.
|
|
172 |
General |
kısa ve kalın |
chunky adj.
|
|
173 |
General |
kalın yapılı |
thickset adj.
|
|
174 |
General |
kalın kabuklu |
thickskinned adj.
|
|
175 |
General |
en kalın olanı |
densest adj.
|
|
176 |
General |
kalın kafalı |
stupid adj.
|
|
177 |
General |
kalın kafalı |
thickwitted adj.
|
|
178 |
General |
kalın (kar tabakası) |
heavy adj.
|
|
179 |
General |
ensesi kalın |
rich adj.
|
|
180 |
General |
ensesi kalın |
influential adj.
|
|
181 |
General |
kalın kafalı |
dull adj.
|
|
182 |
General |
ensesi kalın |
powerful adj.
|
|
183 |
General |
kadar kalın |
as thick as adj.
|
|
184 |
General |
en kalın |
thickest adj.
|
|
185 |
General |
kalın kafalı |
thickskulled adj.
|
|
186 |
General |
kısa ve kalın |
stubby adj.
|
|
187 |
General |
en kalın kafalı olanı |
dimmest adj.
|
|
188 |
General |
kalın sesli |
bass adj.
|
|
189 |
General |
kalın kafalı |
dim adj.
|
|
190 |
General |
kalın kafalı |
wooden adj.
|
|
191 |
General |
kalın kabuklu |
pachydermatous adj.
|
|
192 |
General |
kalın (ses) |
deep adj.
|
|
193 |
General |
kalın kafalı |
woodenheaded adj.
|
|
194 |
General |
kalın kafalı |
slowwitted adj.
|
|
195 |
General |
kalın olmayan |
thin adj.
|
|
196 |
General |
yeterince kalın |
thick enough adj.
|
|
197 |
General |
kalın kafalı |
obtuse adj.
|
|
198 |
General |
kalın derili |
pachydermatous adj.
|
|
199 |
General |
kalın kafalı |
dumb adj.
|
|
200 |
General |
en kalın |
heaviest adj.
|
|
201 |
General |
kalın kafalı |
bone-headed adj.
|
|
202 |
General |
kalın kafalı |
fat-headed adj.
|
|
203 |
General |
kalın kafalı |
slow-witted adj.
|
|
204 |
General |
kalın kabuklu |
thick-shelled adj.
|
|
205 |
General |
ensesi kalın |
well-off adj.
|
|
206 |
General |
başında yukarı dikilmiş sık ve kalın saçlara sahip olan |
shockheaded adj.
|
|
207 |
General |
kalın derili |
indurate adj.
|
|
208 |
General |
kalın kabuklu |
indurate adj.
|
|
209 |
General |
kalın kabuklu |
callous adj.
|
|
210 |
General |
kalın derili |
callous adj.
|
|
211 |
General |
kalın dilimli |
thick-sliced adj.
|
|
212 |
General |
kalın dilimlenmiş |
thick-sliced adj.
|
|
213 |
General |
kalın kafalı |
half-witted adj.
|
|
214 |
General |
kalın bağırsak ile ilgili |
colonic adj.
|
|
215 |
General |
kalın dudaklı |
thick-lipped adj.
|
|
216 |
General |
kalın dudaklı |
full-lipped adj.
|
|
217 |
General |
kısa ve kalın boyunlu |
bullnecked adj.
|
|
218 |
General |
kısa ve kalın boyunlu |
bull-necked adj.
|
|
219 |
General |
ucu kalın |
club-shaped adj.
|
|
220 |
General |
nispeten kalın |
thickish adj.
|
|
221 |
General |
kalın kafalı |
thick-witted adj.
|
|
222 |
General |
kalın tonlu |
base adj.
|
|
223 |
General |
kısa boylu, kalın yapılı ve kısa geniş yüzlü olan |
lateral adj.
|
|
224 |
General |
(yazı tipi) kalın |
bold type adj.
|
|
225 |
General |
kısa ve kalın |
low-set adj.
|
|
226 |
General |
kalın kafalı |
lumbering adj.
|
|
227 |
General |
kalın kafalı |
lumberly adj.
|
|
228 |
General |
kalın yapılı |
lumpy adj.
|
|
229 |
General |
kalın ve yuvarlak |
globby adj.
|
|
230 |
General |
kalın kafalı |
gross-headed adj.
|
|
231 |
General |
kalın paltolu |
heavy-coated adj.
|
|
232 |
General |
kısa ve kalın |
heavy-set adj.
|
|
233 |
General |
ortalamadan kalın |
heavyweight adj.
|
|
234 |
General |
kalın kafalı |
opaque adj.
|
|
235 |
General |
çok kalın giyinmiş |
overclad adj.
|
|
236 |
General |
çok kalın |
overthick adj.
|
|
237 |
General |
aşırı kalın |
overthick adj.
|
|
238 |
General |
kalın dokulu |
rough-grained adj.
|
|
239 |
General |
kalın lifli |
rough-grained adj.
|
|
240 |
General |
kalın saçlı |
rough-haired adj.
|
|
241 |
General |
kalın ve küt uçlu |
chump adj.
|
|
242 |
General |
(özellikle örme giysiler) kalın ve ağır malzemeden yapılmış |
chunky [uk] adj.
|
|
243 |
General |
kalın parçalarla dolu |
chunky adj.
|
|
244 |
General |
yüzeyi kuru ve kalın bir tabakayla kaplı olan |
caked adj.
|
|
245 |
General |
kalın (yüzük vb.) |
belcher adj.
|
|
246 |
General |
kalın kafalı |
drowsy adj.
|
|
247 |
General |
kalın duvarlı |
pachydermous adj.
|
|
248 |
General |
kalın kafalı |
fatbrained adj.
|
|
249 |
General |
yuvarlak, kalın ve net (el yazısı) |
roman adj.
|
|
250 |
General |
kalın dokulu saçları olan |
shag-haired adj.
|
|
251 |
General |
yukarı dikilmiş sık ve kalın saçları olan |
shock-headed adj.
|
|
252 |
General |
kısa ve kalın |
snub adj.
|
|
253 |
General |
kısa ve kalın |
snubbed adj.
|
|
254 |
General |
kısa ve kalın yapılı |
spuddy adj.
|
|
255 |
General |
çok kalın |
superthick adj.
|
|
256 |
General |
aşırı kalın |
superthick adj.
|
|
257 |
General |
kalın (elbise) |
hot adj.
|
|
258 |
General |
kalın bir halde |
thick adv.
|
|
259 |
General |
kalın bir sesle |
bassly adv.
|
|
260 |
General |
kalın kafalı gibi |
woodenly adv.
|
|
261 |
General |
kalın ve koyu puntoyla |
big and bold adv.
|
|
262 |
General |
kalın bir şekilde |
grossly adv.
|
|
263 |
General |
esen kalın |
good bye interj.
|
|
264 |
General |
hoşça kalın! |
bye-bye! interj.
|
|
265 |
General |
hoşça kalın |
valete interj.
|
|
266 |
General |
sağlıcakla kalın |
bv (bene vale) abrev.
|
|
Phrasals |
|
267 |
Phrasals |
uzun ve kalın saç örgüsü |
jata (sanskritçe) n.
|
|
268 |
Phrasals |
kalın şeyler giyinmek |
bundle up v.
|
|
269 |
Phrasals |
at eyerinin altına halı gibi kalın bir madde koymak |
rug up v.
|
|
270 |
Phrasals |
kalın ve yüksek bir sesle söylemek/bildirmek |
drone (something) out v.
|
|
271 |
Phrasals |
kalın ve monoton bir sesle söylemek/bildirmek |
drone (something) out v.
|
|
272 |
Phrasals |
basılı malzemeyi üstüne daha kalın baskı yaparak iptal etmek |
block out v.
|
|
Phrases |
|
273 |
Phrases |
hoşça kalın arkadaşlar |
adios muchachos expr.
|
|
274 |
Phrases |
takipte kalın |
stay tuned expr.
|
|
Colloquial |
|
275 |
Colloquial |
kilolu bir kimsenin baldırı ile bileği arasında kalan kalın bölge |
cankle n.
|
|
276 |
Colloquial |
ensesi kalın kimse |
big daddy n.
|
|
277 |
Colloquial |
ensesi kalın kişi |
big hitter n.
|
|
278 |
Colloquial |
ensesi kalın kişi |
heavy hitter n.
|
|
279 |
Colloquial |
önde büyük cepleri olan kapüşonlu svetşört/kalın üst |
bunny hug n.
|
|
280 |
Colloquial |
kalın kafa |
dumb cluck n.
|
|
281 |
Colloquial |
kalın kafa |
cluckhead n.
|
|
282 |
Colloquial |
kalın kafa |
clucky n.
|
|
283 |
Colloquial |
kalın kafa |
clunkhead n.
|
|
284 |
Colloquial |
kalın kafalı |
thick head n.
|
|
285 |
Colloquial |
kalın kafalı |
chowderhead n.
|
|
286 |
Colloquial |
kalın kafalı |
dough-head n.
|
|
287 |
Colloquial |
ensesi kalın kişi |
face card n.
|
|
288 |
Colloquial |
ensesi kalın kişi |
face card n.
|
|
289 |
Colloquial |
kışladaki askerlerin giydiği kalın ve dayanıklı elbise/kıyafet |
fattygews n.
|
|
290 |
Colloquial |
kalın kafalı |
dipwad n.
|
|
291 |
Colloquial |
kalın kafalı |
hamburger n.
|
|
292 |
Colloquial |
kalın kafalı kimse |
newt n.
|
|
293 |
Colloquial |
kısa, kalın telli ve kıvırcık saç |
wool n.
|
|
294 |
Colloquial |
kalın kafalı kimse |
log n.
|
|
295 |
Colloquial |
üzerine daha kalın şeyler giymek |
wear something warmer v.
|
|
296 |
Colloquial |
kalın yapılı (kimse) |
nuggety [aus] adj.
|
|
297 |
Colloquial |
kalın kafalı |
a bit obtuse adj.
|
|
298 |
Colloquial |
çok kalın kafalı |
daft as a brush [uk] adj.
|
|
299 |
Colloquial |
kalın kafalı |
loggerheaded adj.
|
|
300 |
Colloquial |
kalın kafalı |
duncical adj.
|
|
301 |
Colloquial |
kalın kafalı |
duncish adj.
|
|
302 |
Colloquial |
kalın kafalı |
thick-skulled adj.
|
|
303 |
Colloquial |
kalın kafalı |
pudding-headed adj.
|
|
304 |
Colloquial |
hatta kalın lütfen |
please hold interj.
|
|
305 |
Colloquial |
olduğunuz yerde kalın |
stay where you are expr.
|
|
306 |
Colloquial |
sağlıcakla kalın |
take care of yourself expr.
|
|
307 |
Colloquial |
sevgiyle kalın! |
so long! expr.
|
|
308 |
Colloquial |
sevgiyle kalın |
take care expr.
|
|
309 |
Colloquial |
şimdilik hoşça kalın |
(goodbye) till later expr.
|
|
310 |
Colloquial |
şimdilik hoşça kalın |
(goodbye) till then expr.
|
|
311 |
Colloquial |
şimdilik hoşça kalın |
(goodbye) until later expr.
|
|
312 |
Colloquial |
şimdilik hoşça kalın |
(goodbye) until next time expr.
|
|
313 |
Colloquial |
bir dahaki sefere kadar hoşça kal/hoşça kalın |
(goodbye) until next time expr.
|
|
314 |
Colloquial |
hatta kalın lütfen! |
could you hold(, please)? expr.
|
|
315 |
Colloquial |
şimdilik hoşça kal/hoşça kalın |
goodbye for now expr.
|
|
316 |
Colloquial |
kalın yazı tipi |
bld (boldface) abrev.
|
|
Idioms |
|
317 |
Idioms |
ensesi kalın kimse |
a (person) of substance n.
|
|
318 |
Idioms |
kalın kafalı |
bean head n.
|
|
319 |
Idioms |
kalın kafalı |
a bean head n.
|
|
320 |
Idioms |
kalın/küt bacak |
beef to (the) heel [ireland] n.
|
|
321 |
Idioms |
kalın/küt bacak |
beef to (the) heel like a mullingar heifer [ireland] n.
|
|
322 |
Idioms |
kalın/küt bacak |
beef to the hoof [ireland] n.
|
|
323 |
Idioms |
ensesi kalın kişi |
big white chief n.
|
|
324 |
Idioms |
ensesi kalın kişi |
a (person) of substance n.
|
|
325 |
Idioms |
ensesi kalın kişi |
a woman, man, person of substance n.
|
|
326 |
Idioms |
ensesi kalın kimse |
a big fish n.
|
|
327 |
Idioms |
kalın kafalı olmak |
not have two brain cells to rub together v.
|
|
328 |
Idioms |
bir şeyi birinin kalın kafasına sokmak |
get something through someone's thick skull v.
|
|
329 |
Idioms |
bir şeyi birinin kalın kafasına sokmak |
get something into someone's thick head v.
|
|
330 |
Idioms |
kalın kafalı olmak |
have a thick head v.
|
|
331 |
Idioms |
kalın kafalı olmak |
have a hard head v.
|
|
332 |
Idioms |
derisi kalın olmak |
have a hide like a rhinoceros v.
|
|
333 |
Idioms |
derisi kalın olmak |
have a skin like a rhinoceros v.
|
|
334 |
Idioms |
kalın kafalı olmak |
have a thick skull v.
|
|
335 |
Idioms |
(bir şeyi birinin) kalın kafasına iyice sokmak |
hammer (something) into (one's) thick skull v.
|
|
336 |
Idioms |
(bir şeyi birinin) kalın kafasına sokmak |
pound (something) into (one's) thick skull v.
|
|
337 |
Idioms |
(bir şeyi) tekrar ede ede (birinin) kalın kafasına sokmak |
pound (something) into (one's) thick skull v.
|
|
338 |
Idioms |
kalın bir tabaka halinde yaymak/sürmek |
spread something on thick v.
|
|
339 |
Idioms |
kalın kafalı olmak |
be (as) thick as a brick v.
|
|
340 |
Idioms |
kalın kafalı olmak |
be (as) thick as a short plank v.
|
|
341 |
Idioms |
kalın kafalı olmak |
be (as) thick as two short planks v.
|
|
342 |
Idioms |
(bir şeyi) kalın kafasına sokmak |
get (something) into (one's) thick head v.
|
|
343 |
Idioms |
(bir şeyi birinin) kalın kafasına sokmak |
get (something) into (one's) thick head v.
|
|
344 |
Idioms |
(bir şeyi) kalın kafasına sokmak |
get (something) into (someone's) thick skull v.
|
|
345 |
Idioms |
(bir şeyi birinin) kalın kafasına sokmak |
get (something) into (someone's) thick skull v.
|
|
346 |
Idioms |
bir şeyi birinin (kalın) kafasına sokmak |
get something into somebody's (thick) head v.
|
|
347 |
Idioms |
kalın kafasına sokmak |
get through thick skull v.
|
|
348 |
Idioms |
hatta kal/kalın |
hold the wire v.
|
|
349 |
Idioms |
kalın bir tabaka halinde yaymak/sürmek |
spread on thick v.
|
|
350 |
Idioms |
kalın derili |
thick-skinned adj.
|
|
351 |
Idioms |
kalın kafalı |
slow on the draw adj.
|
|
352 |
Idioms |
kalın kabuklu |
thick-skinned adj.
|
|
353 |
Idioms |
koyu ve kalın (sis) |
as thick as pea soup expr.
|
|
354 |
Idioms |
kalın kafalı |
out to lunch expr.
|
|
355 |
Idioms |
koyu ve kalın (sis) |
thick as pea soup expr.
|
|
356 |
Idioms |
kalın kafalı |
slow on the uptake expr.
|
|
357 |
Idioms |
kalın kafalı |
three bricks shy of a load expr.
|
|
358 |
Idioms |
kalın kafalı |
slow off the mark expr.
|
|
359 |
Idioms |
kalın kafalı |
as thick as a brick expr.
|
|
360 |
Idioms |
hoşça kalın |
so long, and thanks for all the fish expr.
|
|
361 |
Idioms |
hoşça kalın ve her şey için teşekkürler |
so long, and thanks for all the fish expr.
|
|
Speaking |
|
362 |
Speaking |
hoşça kalın |
be good n.
|
|
363 |
Speaking |
hatta kalın lütfen |
hold the line please interj.
|
|
364 |
Speaking |
hatta kalın lütfen |
hold please interj.
|
|
365 |
Speaking |
hatta kalın lütfen |
hold the phone please interj.
|
|
366 |
Speaking |
hatta kalın lütfen |
hold the wire please interj.
|
|
367 |
Speaking |
bunu o kalın kafana sok |
get that through your thick skull expr.
|
|
368 |
Speaking |
bunu o kalın kafana sok |
get this into your thick head expr.
|
|
369 |
Speaking |
bunu o kalın kafana sok |
get something into your thick head expr.
|
|
370 |
Speaking |
bunu o kalın kafana sok |
get it into your thick skull expr.
|
|
371 |
Speaking |
bunu o kalın kafana sok |
get this through your thick skull expr.
|
|
372 |
Speaking |
hatta kalın lütfen! |
will you hold? expr.
|
|
373 |
Speaking |
hatta kalın lütfen! |
can you hold? expr.
|
|
374 |
Speaking |
esenlikler dilerim/esen kalın |
peace be with you expr.
|
|
375 |
Speaking |
hatta kalın |
please hold expr.
|
|
376 |
Speaking |
hatta kalın lütfen! |
could you hold? expr.
|
|
377 |
Speaking |
lütfen hatta kalın |
hold the line please expr.
|
|
378 |
Speaking |
lütfen hatta kalın |
hold the phone please expr.
|
|
379 |
Speaking |
lütfen hatta kalın |
hold the wire please expr.
|
|
380 |
Speaking |
lütfen hatta kalın |
hold please expr.
|
|
381 |
Speaking |
sağlıkla ve güvende kalın |
be safe and healthy expr.
|
|
Industry |
|
382 |
Industry |
kalın mukavvaları kesmede kullanılan bıçaklı bir makine |
ripper n.
|
|
Technical |
|
383 |
Technical |
taş veya tuğladan yapılan kalın kiriş |
raggle [scotland] n.
|
|
384 |
Technical |
buhar kazanlarının yapımında kullanılan, çelik levhadan ince fakat sac ya da soba borusundan kalın olan sac levha |
tank iron n.
|
|
385 |
Technical |
bir hortumdan oksijen ile beslendiğinde kalın metal kesmek için ısı veren demir boru |
lance n.
|
|
386 |
Technical |
baklavalı kalın sac |
checker plate n.
|
|
387 |
Technical |
çok kalın metal levha |
platina n.
|
|
388 |
Technical |
çembersel kalın saclar |
circular plates n.
|
|
389 |
Technical |
çok kalın boru |
extra heavy pipe n.
|
|
390 |
Technical |
darçıkımlı kalın çubuk |
extruded rod n.
|
|
391 |
Technical |
dört ayaklı ve sonsuz dikişli düz kalın dokuma sapanlar |
four-leg and endless sewn flat woven webbing sling n.
|
|
392 |
Technical |
dokuma kalın şerit |
webbing n.
|
|
393 |
Technical |
döşemelik kalın kadife kumaş |
moquette n.
|
|
394 |
Technical |
geminin demirlemesinde kullanılan kalın yoma halatı |
hawser n.
|
|
395 |
Technical |
kalın kalem |
blunt pencil n.
|
|
396 |
Technical |
kalın diş |
coarse thread n.
|
|
397 |
Technical |
kalın sesleri düzenleme |
bass compensation n.
|
|
398 |
Technical |
kalın yazıyüzü |
boldface n.
|
|
399 |
Technical |
kalın doku |
deep case n.
|
|
400 |
Technical |
kalın Ethernet |
thick Ethernet n.
|
|
401 |
Technical |
kalın numune |
bulk specimen n.
|
|
402 |
Technical |
kalın parlatma çarkı |
mop n.
|
|
403 |
Technical |
kalın kauçuk |
thick rubber n.
|
|
404 |
Technical |
kalın hatve |
coarse pitch n.
|
|
405 |
Technical |
kalın etli boru |
thick-walled pipe n.
|
|
406 |
Technical |
kalın mukavva |
millboard n.
|
|
407 |
Technical |
kalın dişli cıvata |
stove bolt n.
|
|
408 |
Technical |
kalın eğe |
bastard file n.
|
|
409 |
Technical |
kalın eğe |
coarse file n.
|
|
410 |
Technical |
kalın filtre yöntemiyle sabitlik kontrolü |
constancy check by the thick filter method n.
|
|
411 |
Technical |
kalın kabuk |
heavy case n.
|
|
412 |
Technical |
kalın karton |
cardboard n.
|
|
413 |
Technical |
kalın gövde |
heavy panel n.
|
|
414 |
Technical |
kalın düz cam |
thick sheet glass n.
|
|
415 |
Technical |
kalın yer |
thick section n.
|
|
416 |
Technical |
kalın zımpara |
coarse emery n.
|
|
417 |
Technical |
kalın pencere camı |
extra heavy sheet glass n.
|
|
418 |
Technical |
kalın yağ |
thick oil n.
|
|
419 |
Technical |
kalın petrol yağı |
heavy oil n.
|
|
420 |
Technical |
kalın kesit |
thick section n.
|
|
421 |
Technical |
kalın taneli kum |
coarse sand n.
|
|
422 |
Technical |
kalın tel |
heavy gauge wire n.
|
|
423 |
Technical |
kalın folyo |
thick foil n.
|
|
424 |
Technical |
kalın dip |
heavy bottom n.
|
|
425 |
Technical |
kalın zar algılıyıcıları |
thick-film sensors n.
|
|
426 |
Technical |
kalın havlı yünlü kumaş |
duffle n.
|
|
427 |
Technical |
kalın gres |
consistent grease n.
|
|
428 |
Technical |
kalın cam |
plate glass n.
|
|
429 |
Technical |
kalın tel |
thick wire n.
|
|
430 |
Technical |
kalın kenarlı savak |
broad crested weir n.
|
|
431 |
Technical |
kalın cidarlı kaymalı yatak |
thick-walled plain bearing n.
|
|
432 |
Technical |
kalın düzcam |
crystal sheet glass n.
|
|
433 |
Technical |
kalın pencere camı |
extra thick sheet glass n.
|
|
434 |
Technical |
kalın mercek |
thick lens n.
|
|
435 |
Technical |
kalın taneli çakıl |
coarse gravel n.
|
|
436 |
Technical |
kalın cidarlı döküm |
heavy-walled casting n.
|
|
437 |
Technical |
kalın zar yağlaması |
thick film lubrication n.
|
|
438 |
Technical |
kalın filmli yağlama |
thick-film lubrication n.
|
|
439 |
Technical |
kalın zımpara bezi |
coarse emery n.
|
|
440 |
Technical |
kısa kalın sopa |
singlestick n.
|
|
441 |
Technical |
mavi tavlı kalın sac |
blue annealed plate n.
|
|
442 |
Technical |
ortası kalın pencere camı |
crown glass n.
|
|
443 |
Technical |
paslanmaz çelik kalın çubuk |
stainless steel rod n.
|
|
444 |
Technical |
soğuk çekilmiş kalın çubuk |
cold-drawn rod n.
|
|
445 |
Technical |
sıkımlı kalın çubuk |
extruded rod n.
|
|
446 |
Technical |
sıcak haddelenmiş çelik kalın çubuklar |
hot-rolled steel rods n.
|
|
447 |
Technical |
suni liflerden yapılan düz kalın dokuma sapan |
flat-woven webbing sling made of man-made fibers n.
|
|
448 |
Technical |
taşlanmış kalın cam |
thick polished plate glass n.
|
|
449 |
Technical |
üniversal kalın sac haddesi |
universal plate mill n.
|
|
450 |
Technical |
ucu kalın sopa |
bludgeon n.
|
|
451 |
Technical |
yüzeyi pürüzlü kalın dökme cam |
thick rough cast plate glass n.
|
|
452 |
Technical |
yünde kalın kıl |
kemp n.
|
|
453 |
Technical |
yüksek ve orta ısıl dirençli kalın mamuller |
thick products of high and medium thermal resistance n.
|
|
454 |
Technical |
kalın parça |
junk [dated] n.
|
|
455 |
Technical |
koyu renkli kalın camdan yapılan bira şişesi |
junk bottle n.
|
|
456 |
Technical |
keskin ve sivri çıkıntıları olan kalın eğe |
wood file n.
|
|
457 |
Technical |
(kalın kauçuk) ayakkabı tabanı |
lug sole n.
|
|
458 |
Technical |
levhanın kalın ucu |
butt n.
|
|
459 |
Technical |
çubuğun kalın ucu |
butt n.
|
|
460 |
Technical |
panonun kalın ucu |
butt n.
|
|
461 |
Technical |
padavranın kalın ucu |
butt n.
|
|
462 |
Technical |
kalın dosya |
rubber n.
|
|
463 |
Technical |
kalın sert kauçuk lastik |
cushion tire n.
|
|
464 |
Technical |
küçük ve çok kalın sikke |
dump n.
|
|
465 |
Technical |
kalın tahta ucu |
butt n.
|
|
466 |
Technical |
kalın petrol yağı |
dead oil n.
|
|
467 |
Technical |
kalın uçlu ahşap keskisi |
slick n.
|
|
468 |
Technical |
kalın kaymak |
double cream v.
|
|
469 |
Technical |
üzerine kalın katmanlar halinde eklemek |
slab v.
|
|
470 |
Technical |
kalın katmanlar halinde uygulamak |
slab v.
|
|
471 |
Technical |
bir kasnağı diğerinden daha kalın olan (halat takımı) |
thick-and-thin adj.
|
|
472 |
Technical |
kalın duvarlı |
thick-walled adj.
|
|
473 |
Technical |
kalın cidarlı |
heavy walled adj.
|
|
474 |
Technical |
kalın çift katmanlı |
thick double layering adj.
|
|
475 |
Technical |
kalın cidarlı |
thick-walled adj.
|
|
476 |
Technical |
kalın duvarlı |
heavy walled adj.
|
|
477 |
Technical |
kalın film entegreli |
thick film integrated adj.
|
|
478 |
Technical |
kalın gibi |
thickish adj.
|
|
479 |
Technical |
kalın cidarlı |
thick-wall adj.
|
|
480 |
Technical |
(madeni para) küçük ve kalın |
dumpy adj.
|
|
Computer |
|
481 |
Computer |
arial kalın |
arial bold n.
|
|
482 |
Computer |
çok kalın sol kenarlık |
xl left border n.
|
|
483 |
Computer |
çok kalın |
extra thick n.
|
|
484 |
Computer |
gizli kalın |
hidden bold n.
|
|
485 |
Computer |
kalın dalga |
thick wave n.
|
|
486 |
Computer |
kalın yazıtipi |
boldface type n.
|
|
487 |
Computer |
kalın nokta çizgi |
thick dot dash n.
|
|
488 |
Computer |
kalın italik |
bold italic n.
|
|
489 |
Computer |
kalın metin |
bold text n.
|
|
490 |
Computer |
kalın kağıt |
thick paper n.
|
|
491 |
Computer |
kalın kağıt |
thicker paper n.
|
|
492 |
Computer |
kalın boşluk |
thick space n.
|
|
493 |
Computer |
kalın çizgi |
thick dash n.
|
|
494 |
Computer |
karmaşık kalın |
complex bold n.
|
|
495 |
Computer |
kalın alt çizgi |
thick underline n.
|
|
496 |
Computer |
kalın anahat |
thick outline n.
|
|
497 |
Computer |
kalın nokta-çizgi |
thick dot-dash n.
|
|
498 |
Computer |
kalın oblik |
bold oblique n.
|
|
499 |
Computer |
kalın ok |
thick arrow n.
|
|
500 |
Computer |
kalın klasör |
lever arch n.
|
|