kavramak - Turco Inglés Diccionario

kavramak

Significados de "kavramak" en diccionario inglés turco : 107 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
kavramak grip v.
The child gripped my hand in fear.
Çocuk korku içerisinde elimi kavradı.

More Sentences
kavramak clutch v.
He clutched her arm firmly.
Kolunu sıkıca kavradı.

More Sentences
kavramak comprehend v.
No virus has the capacity to comprehend the notions of subsidiarity, proportionality and territoriality.
Hiçbir virüs ikincillik, orantılılık ve bölgesellik kavramlarını kavrayacak kapasiteye sahip değildir.

More Sentences
kavramak grasp v.
It took us a while to grasp the extent of the tragedy.
Yaşanan trajedinin boyutlarını kavramamız biraz zaman aldı.

More Sentences
General
kavramak receive v.
The more people and nations receive justice, the less terrorism will be generated; this is something which we all know.
Ne kadar çok insan ve ulus adalete kavuşursa o kadar az terörizm üretilecektir; bu hepimizin bildiği bir şeydir.

More Sentences
kavramak comprehend v.
This theory is too difficult for me to comprehend.
Bu teoriyi kavramak benim için çok zordur.

More Sentences
kavramak realize v.
Tom must realize what he's done.
Tom ne yaptığını kavramalı.

More Sentences
kavramak appreciate v.
He did not fully appreciate the full meaning of her compromise.
Kadının verdiği tavizin ne demek olduğunu tam olarak kavrayamamıştı.

More Sentences
kavramak follow v.
We were unable to follow his logic.
Onun mantığını kavrayamadık.

More Sentences
kavramak catch on v.
Tom was quick to catch on.
Tom hızlı kavrıyordu.

More Sentences
kavramak conceive v.
It is not possible to conceive without perceiving.
Algılamadan kavramak mümkün değildir.

More Sentences
kavramak get v.
I can't quite get the meaning of this poem.
Bu şiirin anlamını tam olarak kavrayamadım.

More Sentences
kavramak hold v.
She held my arm firmly.
Kolumu sıkıca kavradı.

More Sentences
kavramak catch v.
I didn't catch the meaning.
Anlamını kavrayamadım.

More Sentences
kavramak grasp v.
However, I grasped the main points.
Ancak, ana noktaları kavradım.

More Sentences
kavramak grab v.
He grabbed me by the neck.
Boynumdan kavradı.

More Sentences
kavramak realise v.
Do you realise what you're asking me to do?
Ne yapmamı istediğini kavrıyor musun?

More Sentences
Technical
kavramak grasp v.
We should grasp this opportunity with both hands, well aware that this is not a simple task.
Bunun basit bir görev olmadığının bilincinde olarak bu fırsatı iki elimizle kavramalıyız.

More Sentences
kavramak grip v.
I believe that we must keep a grip on reality and focus on what is tangible.
Gerçeği kavramamız ve elle tutulur olana odaklanmamız gerektiğine inanıyorum.

More Sentences
kavramak clutch v.
He clutched her arm firmly.
O kolunu sıkıca kavradı.

More Sentences
Common Usage
kavramak apprehend v.
General
kavramak bite v.
kavramak discern v.
kavramak see into v.
kavramak grapple v.
kavramak take v.
kavramak twig v.
kavramak cognize v.
kavramak ideat v.
kavramak cup v.
kavramak pick up v.
kavramak cotton on v.
kavramak clench v.
kavramak take hold of v.
kavramak clasp v.
kavramak snatch v.
kavramak imagine v.
kavramak get hold of v.
kavramak apprehend v.
kavramak sum up v.
kavramak dawn on v.
kavramak compass v.
kavramak get a grip v.
kavramak savvy v.
kavramak apperceive v.
kavramak ideate v.
kavramak cotton to v.
kavramak digest v.
kavramak get the hang of v.
kavramak clip v.
kavramak nail v.
kavramak come home v.
kavramak latch on to v.
kavramak fathom v.
kavramak take in v.
kavramak latch onto (something) v.
kavramak fasten on v.
kavramak fasten upon v.
kavramak gen up on v.
kavramak gen up about v.
kavramak perceive v.
kavramak get one's hooks into v.
kavramak cognise v.
kavramak agnise v.
kavramak agnize v.
kavramak undernime [obsolete] v.
kavramak ken v.
kavramak hear v.
kavramak holt v.
kavramak glaum [dialect] [uk] v.
kavramak clam [dialect] [uk] v.
kavramak claucht [scotland] v.
kavramak claught [scotland] v.
kavramak claw v.
kavramak grope [obsolete] v.
kavramak hit v.
kavramak disgest [obsolete] v.
kavramak ingrapple [obsolete] v.
kavramak comprehend [obsolete] v.
kavramak conceit [obsolete] v.
kavramak savey v.
kavramak savvey v.
kavramak prehend v.
kavramak shake v.
kavramak smittle [dialect] [uk] v.
kavramak beclap v.
kavramak beclasp v.
kavramak strike v.
Phrasals
kavramak glaum at v.
kavramak catch on to v.
kavramak get on (to) v.
kavramak latch onto v.
kavramak latch on to v.
Colloquial
kavramak get it v.
kavramak concept v.
Idioms
kavramak get the word v.
kavramak tune in v.
kavramak draw an inference v.
kavramak make of v.
kavramak get one's hands on v.
kavramak get hold of the right end of the stick v.
Technical
kavramak seize v.
kavramak perceive v.
kavramak seise v.
kavramak understand v.
Archaic
kavramak scan v.
kavramak beclip v.

Significados de "kavramak" con otros términos en diccionario inglés turco: 170 resultado(s)

Turco Inglés
General
(yol) kavramak grip v.
Wide tires grip the road better.
Geniş lastikler yolu daha iyi kavramaktadır.

More Sentences
Colloquial
olup biteni kavramak get the picture v.
OK, I get the picture.
Tamam, olup biteni kavrıyorum.

More Sentences
Common Usage
kavramak (anlamak) absorb v.
General
bir bakışta kavramak review v.
bir durumu anlamak/kavramak sum something up v.
iyice kavramak penetrate v.
yanlış kavramak misconceive v.
esas anlamını kavramak get to the heart of v.
esasını kavramak get the hang of v.
bir şeyi kavramak take something in v.
durumu hemen kavramak take in the scene at a glance v.
-in esasını kavramak become proficient at v.
-i kavramak become proficient at v.
-i kavramak become good at v.
-in esasını kavramak become good at v.
-i kavramak become familiar with v.
-in esasını kavramak grasp v.
-i kavramak comprehend v.
-in esasını kavramak get the hang of v.
-i kavramak get the hang of v.
-i iyi kavramak have a good grasp of v.
-in esasını kavramak comprehend v.
-i kavramak grasp v.
-in esasını kavramak understand v.
-i kavramak understand v.
işi kavramak get the hang of v.
bir konuyu kavramak apprehend v.
bir konuyu kavramak comprehend v.
bir konuyu kavramak grasp v.
bir konuyu kavramak compass v.
bir konuyu kavramak tumble v.
bir konuyu kavramak dig v.
bir konuyu kavramak savvy v.
anlamını kavramak make sense of v.
ayrımını kavramak make sense of v.
önemini kavramak understand the importance of v.
bir şeyin özünü kavramak grok v.
gerçeği anlamak/kavramak/ farkına varmak realize the truth v.
kavramak (anlamak) embrace v.
(görüntüyü) görerek kavramak ken [scotland] v.
elle kavramak handfast v.
bir şeyi kavramak wrangle v.
(birini) yakasından kavramak horse collar v.
(birini) yakasından kavramak horse-collar v.
yanlış kavramak misken [uk dialectal] v.
yanlış kavramak misween [obsolete] v.
ağızla kavramak muckle [dialect] [us] v.
iyice kavramak impenetrate v.
(bir şeyle) sıkıca kavramak fasten v.
sıkıca kavramak forehend v.
(bir şeyin) önemini kavramak gaum [dialect] [uk] v.
daha iyi kavramak outsee v.
önceden kavramak precognize v.
önceden kavramak precognise v.
sevgiyle kavramak press v.
tamamen kavramak seize v.
duyularla kavramak sensate v.
olan biteni kavramak skill [dialect] [uk] v.
aniden kavramak snack [scotland] v.
sıkıca kavramak span v.
parmak ile kavramak span v.
(yakınlık göstermek için) kavramak squeeze v.
kavramak için kullanılan grasping adj.
Phrasals
(beyzbol sopası, raket vb.) dibinden sıkıca kavramak choke up v.
(beyzbol sopası, raket vb.) iki el birbirine değecek şekilde sıkıca kavramak choke up v.
bir konuyu kavramak get wise v.
bir konuyu kavramak latch on v.
bir konuyu kavramak get it v.
bir konuyu kavramak get onto v.
bir konuyu kavramak cotton on v.
dediklerini kavramak make out v.
sıkıca tutmak/kavramak seize on v.
sıkıca tutmak/kavramak seize upon v.
-den anlamak/kavramak realize something from something v.
(birini veya bir şeyi) avuçla kavramak paw at (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak/kavramak grasp at (someone or something) v.
iyice kavramak grasp of v.
(bir şeyi) kavramak/yakalamak hold onto (something) v.
(bir şeyi) anlamak/kavramak latch on to (something) v.
(bir şeyi) anlamak/kavramak latch onto (something) v.
-den anlamak/kavramak realize from v.
(birini/bir şeyi bir şeyle) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak seize (someone or something) with (something) v.
(bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak seize onto (something) v.
(bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak seize on (something) v.
(bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak seize upon (something) v.
Colloquial
(bir şeyin anlamını vb) kavramak cotton on to v.
bir şeyi kavramak have it v.
(basketbol topunu) avucuyla/tek eliyle kavramak palm (something) v.
Idioms
iyice kavramak have a (good/solid/sound/etc.) grasp of/on (something) v.
iyice kavramak have (solid) grasp of something v.
zor bir meseleyi kavramak see into a millstone v.
bir şeyi kavramak have a/the feel of (something) v.
ağır kavramak/adapte olmak be slow on the uptake v.
birini sımsıkı yakalamak/tutmak/kavramak take a firm grip on someone v.
bir konuyu kavramak get the picture v.
bir konuyu kavramak twig v.
bir şeyin/bir yerin düzenini/işleyişini anlamak/kavramak understand the lay of the land v.
bir konuyu iyice kavramak have a sound grasp of something v.
bir konuyu iyice kavramak get a solid grasp of something v.
birdenbire kavramak sit up and take notice v.
bir konuyu iyice kavramak get a good grasp of something v.
bir konuyu iyice kavramak have a good grasp of something v.
bir konuyu iyice kavramak have a solid grasp of something v.
bir konuyu iyice kavramak get a sound grasp of something v.
çabuk öğrenmek/kavramak be quick on the uptake v.
çabuk anlamak/kavramak be on the ball v.
hemen kavramak pick up on something v.
satır aralarını kavramak go behind v.
tam olarak kavramak make out v.
(bir şeyin) iç işleyişini kavramak fathom the depths of (something) v.
işin aslını kavramak have the right sow by the ear v.
(bir şeyi) çok iyi anlamak/kavramak have (something) off pat v.
(bir şeyi) çok iyi anlamak/kavramak have (something) down pat v.
(bir şeyi) çok iyi anlamak/kavramak get (something) down pat v.
(bir şeyin) gerçek değerini/önemini kavramak have (something) in perspective v.
(bir şeyin) ciddiyetini kavramak have (something) in perspective v.
işin ciddiyetini kavramak have (something) in perspective v.
işin önemini/değerini kavramak have (something) in perspective v.
(bir şeyin) işleyişini kavramak have the feel of (something) v.
(bir şeyi) tam olarak kavramak be across (something) v.
bir şeyi tam olarak kavramak be across something v.
(birini/bir şeyi) sıkıca kavramak keep a firm grip on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) sıkıca kavramak/yakalamak lay hold of (someone or something) v.
(bir şeyi) kavramak lay hold of (something) v.
hızlı anlamak/kavramak be fast/quick on the draw v.
hemen anlamak/kavramak be fast/quick on the draw v.
bir şeyi kavramak have/get a (solid) grasp of something v.
bir şeyi kavramak have/get a (sound) grasp of something v.
bir şeyi kavramak have/get a (good) grasp of something v.
(biraz) ağır/yavaş kavramak be (a little) slow on the uptake v.
hızlı kavramak be quick on the uptake v.
ağır kavramak be slow on the uptake v.
(birini/bir şeyi) kavramak catch ahold of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) kavramak catch hold of (someone or something) v.
birini/bir şeyi kavramak catch/get/grab/take hold of somebody/something v.
birini/bir şeyi kavramak catch/get/grab/take a hold of somebody/something v.
birini/bir şeyi kavramak catch/get/grab/take hold of somebody/something v.
birini/bir şeyi kavramak catch hold of someone or something v.
birini/bir şeyi kavramak catch ahold of someone or something v.
(bir konuyu iyice) kavramak get a good grasp of (something) v.
(bir konuyu iyice) kavramak get a solid grasp of (something) v.
(bir konuyu iyice) kavramak get a sound grasp of (something) v.
(bir konuyu iyice) kavramak get a good grasp on (something) v.
(bir konuyu iyice) kavramak get a solid grasp on (something) v.
(bir konuyu iyice) kavramak get a sound grasp on (something) v.
bir şeyi kavramak get the hang of something v.
(bir şeyin) esas anlamını/nedenini kavramak get to the heart of (something) v.
(bir şeyin) kökenini kavramak/anlamak get to the heart of (something) v.
bir şeyin esas/asıl nedenini kavramak get to the root of something v.
bir şeyin kökenini kavramak/anlamak get to the root of something v.
bir şeyi iyice kavramak have a (solid) grasp of something v.
bir şeyi iyice kavramak have a (sound) grasp of something v.
bir şeyi iyice kavramak have a (good) grasp of something v.
bir şeyi iyice kavramak get a (solid) grasp of something v.
bir şeyi iyice kavramak get a (sound) grasp of something v.
bir şeyi iyice kavramak get a (good) grasp of something v.
'-i sıkıca yakalamak/kavramak keep a firm grip on v.
anlamını kavramak see daylight v.
(birini/bir şeyi) kavramak take hold of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) kavramak take ahold of (someone or something) v.
-i sımsıkı yakalamak/tutmak/kavramak take a firm grip on v.
(birini/bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak take a firm grip on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) sımsıkı yakalamak/tutmak/kavramak take a firm grip on (someone or something) v.
Marine
çelik halatı kavramak ve kaplamakta kullanılan, birbirine sarılmış katranlı iki halat kolu marlin n.
Sport
(güreşte) rakibin kolunu hareket ettiremeyeceği şekilde kavramak armlock v.
geri sıçrama yapmak için anlık olarak zemini kavramak bite v.
(sopa veya raket) vuruş yüzeyine yakın noktada kavramak choke v.
Archaic
bir şeyi kavramak smoke v.
Slang
daha çabuk öğrenmek/daha hızlı kavramak catch on quicker v.
bir şeyin özünü kavramak overstand [us] v.