|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
muamele etmek |
treat v.
|
|
The second important feature of our study is that all Member States must be treated in the same way.
Çalışmamızın ikinci önemli özelliği ise tüm Üye Devletlere aynı şekilde muamele edilmesi gerektiğidir.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
eşit muamele |
equal treatment n.
|
|
They are free to give persons with a subsidiary protection status equal treatment.
İkincil koruma statüsüne sahip kişilere eşit muamele göstermekte özgürler.
More Sentences
|
3 |
General |
kötü muamele |
abuse n.
|
|
The torture and abuse of suspects are also common practice.
Şüphelilere işkence ve kötü muamele de yaygın bir uygulamadır.
More Sentences
|
4 |
General |
kötü muamele |
mistreatment n.
|
|
They are being subjected daily to mistreatment and torture and are being denied adequate food and health care.
Her gün kötü muamele ve işkenceye maruz kalıyorlar ve yeterli gıda ve sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılıyorlar.
More Sentences
|
5 |
General |
muamele etmek |
treat v.
|
|
My Group believes that all consumers, both within and outside the European Union, should be treated equally.
Grubum, Avrupa Birliği içindeki ve dışındaki tüm tüketicilere eşit muamele edilmesi gerektiğine inanmaktadır.
More Sentences
|
|
6 |
General |
muamele görmek |
be treated v.
|
|
Tom deserves to be treated better.
Tom daha iyi muamele görmeyi hak ediyor.
More Sentences
|
7 |
General |
kötü muamele görmüş |
mistreated adj.
|
|
Tom has been mistreated all his life.
Tom hayatı boyunca kötü muamele gördü.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
8 |
Trade/Economic |
eşit muamele |
equal treatment n.
|
|
Last year, we adopted the directive on equal treatment in employment.
Geçen yıl, istihdamda eşit muameleye ilişkin yönergeyi kabul ettik.
More Sentences
|
9 |
Trade/Economic |
muamele etmek |
treat v.
|
|
It is essential that all candidates for accession are treated equally.
Katılım için tüm adaylara eşit muamele edilmesi esastır.
More Sentences
|
Law |
|
10 |
Law |
eşit muamele |
equal treatment n.
|
|
I would like to see a coherent and uniform European strategy of equal treatment.
Eşit muamele konusunda tutarlı ve yeknesak bir Avrupa stratejisi görmek istiyorum.
More Sentences
|
11 |
Law |
insanlık dışı muamele |
inhumane treatment n.
|
|
That also means protection from degrading and inhumane treatment.
Bu aynı zamanda aşağılayıcı ve insanlık dışı muameleden korunma anlamına da gelmektedir.
More Sentences
|
12 |
Law |
kötü muamele |
maltreatment n.
|
|
Many people with disabilities face discrimination, maltreatment and institutional confinement.
Pek çok engelli ayrımcılığa, kötü muameleye ve kurumsal hapsedilmeye maruz kalmaktadır.
More Sentences
|
Politics |
|
13 |
Politics |
ayrıcalıklı muamele |
preferential treatment n.
|
|
In response to the criticism of preferential treatment, a statute for MEPs was discussed in 1998 and in 2002.
Ayrıcalıklı muamele eleştirilerine cevaben, 1998 ve 2002'de AP üyeleri için bir tüzük tartışılmıştır.
More Sentences
|
14 |
Politics |
eşit muamele |
equal treatment n.
|
|
That would completely nullify the principle of equal treatment.
Bu da eşit muamele ilkesini tamamen geçersiz kılacaktır.
More Sentences
|
15 |
Politics |
kötü muamele |
ill-treatment n.
|
|
The ill-treatment of transported animals continues, and the Council of Agricultural Ministers is to blame.
Nakledilen hayvanlara kötü muamele devam etmektedir ve bunun sorumlusu Tarım Bakanları Konseyi'dir.
More Sentences
|
16 |
Politics |
tercihli muamele |
preferential treatment n.
|
|
The coverage and depth of preferential treatment varies from one agreement to the other.
Tercihli muamelenin kapsamı ve derinliği bir anlaşmadan diğerine değişmektedir.
More Sentences
|
Technical |
|
17 |
Technical |
muamele etmek |
treat v.
|
|
It would not be fair to treat passengers differently when they have to face similar difficulties.
Benzer zorluklarla karşılaşan yolculara farklı muamele etmek adil olmayacaktır.
More Sentences
|
General |
|
18 |
General |
kötü muamele edilmiş çocuklar |
abused children n.
|
|
19 |
General |
insanlık dışı muamele |
inhuman treatment n.
|
|
20 |
General |
kötü muamele edilmiş kadınlar |
abused women n.
|
|
21 |
General |
eşit muamele |
equal footing n.
|
|
22 |
General |
kötü muamele |
battery n.
|
|
23 |
General |
muamele etme |
entreating n.
|
|
24 |
General |
iyi muamele |
fair treatment n.
|
|
25 |
General |
çocuğa kötü muamele |
child abuse n.
|
|
26 |
General |
kötü muamele |
unfriendliness n.
|
|
27 |
General |
sessiz muamele |
silent treatment n.
|
|
28 |
General |
adli muamele |
judicial proceeding n.
|
|
29 |
General |
soğuk muamele |
inhospitableness n.
|
|
30 |
General |
duygu ile muamele etme davranışı |
sentimentalisation n.
|
|
31 |
General |
haksız muamele |
tort n.
|
|
32 |
General |
ticari muamele |
commercial transaction n.
|
|
33 |
General |
hüsn-ü muamele |
fine-good treatment n.
|
|
34 |
General |
hüsn-ü muamele |
kindness n.
|
|
35 |
General |
ön muamele |
pre-treatment n.
|
|
36 |
General |
haksız muamele |
unfair deal n.
|
|
37 |
General |
muamele ücreti |
handling cost n.
|
|
38 |
General |
hayvanlara uygulanan insanlık dışı muamele |
inhumane treatment of animals n.
|
|
39 |
General |
hayvanlara uyguladığımız insanlık dışı muamele |
inhumane treatment of animals n.
|
|
40 |
General |
kötü muamele |
maltreating n.
|
|
41 |
General |
duygu ile muamele etme davranışı |
sentimentalization n.
|
|
42 |
General |
ön muamele |
pretreatment n.
|
|
43 |
General |
ikinci sınıf muamele |
inferior treatment n.
|
|
44 |
General |
kötü muamele eden kimse |
abuser n.
|
|
45 |
General |
kötü muamele eden ebeveynler |
abusive parents n.
|
|
|
46 |
General |
cezalandırmak/yola getirmek için yapılan muamele |
treatment n.
|
|
47 |
General |
adil muamele |
equity n.
|
|
48 |
General |
haksız muamele |
unfair treatment n.
|
|
49 |
General |
kötü muamele eden kimse |
maltreater n.
|
|
50 |
General |
adil ve eşit muamele |
fair shake n.
|
|
51 |
General |
kötü muamele |
misimprovement n.
|
|
52 |
General |
yanlış muamele |
misproceeding n.
|
|
53 |
General |
özel muamele |
odds n.
|
|
54 |
General |
abartılı muamele |
overplay n.
|
|
55 |
General |
ciddi muamele |
rough n.
|
|
56 |
General |
sert muamele |
mauling n.
|
|
57 |
General |
kişilerin ırkına veya dinine göre farklı muamele yapma |
discrimination n.
|
|
58 |
General |
şiddetli muamele |
dole [obsolete] n.
|
|
59 |
General |
suç oluşturan unsur sürdükçe ortadan kalkmayan illegal muamele |
continuing trespass n.
|
|
60 |
General |
adaletsiz muamele |
shaft n.
|
|
61 |
General |
sert muamele |
shaft n.
|
|
62 |
General |
kötü muamele |
shit n.
|
|
63 |
General |
yumuşak muamele |
free ride n.
|
|
64 |
General |
bakış açısı veya muamele bakımından tümüyle ciddi olma |
sobersidedness n.
|
|
65 |
General |
muamele etmek |
use v.
|
|
66 |
General |
muamele yapmak |
perform transactions v.
|
|
67 |
General |
farklı muamele etmek |
discriminate v.
|
|
68 |
General |
muamele yapmak |
execute transactions v.
|
|
69 |
General |
sevgi ile muamele etmek |
cherish v.
|
|
70 |
General |
farklı muamele yapmak |
discriminate v.
|
|
71 |
General |
gibi muamele görmek |
be treated as v.
|
|
72 |
General |
muamele etmek |
deal by v.
|
|
73 |
General |
fena muamele görmek |
be treated badly v.
|
|
74 |
General |
kötü muamele görmek |
be treated badly v.
|
|
75 |
General |
muamele etmek |
handle v.
|
|
76 |
General |
kötü bir muamele görmek |
be treated badly v.
|
|
77 |
General |
özel muamele göstermek |
cater v.
|
|
78 |
General |
kötü muamele etmek |
maltreat v.
|
|
79 |
General |
muamele etmek |
beseen [obsolete] v.
|
|
80 |
General |
kötü muamele etmek |
maletreat [obsolete] v.
|
|
81 |
General |
özel muamele etmek için belirgin şekilde işaretlemek |
bracket v.
|
|
82 |
General |
kötü muamele etmek |
burn v.
|
|
83 |
General |
muamele göstermek |
demean v.
|
|
84 |
General |
muamele etmek |
graith [dialect] [uk] v.
|
|
85 |
General |
kabaca muamele göstermek |
roughhouse v.
|
|
86 |
General |
kabaca muamele göstermek |
rough-house v.
|
|
87 |
General |
katı muamele etmek |
fight v.
|
|
88 |
General |
ayrı ayrı muamele etmek |
particularize v.
|
|
89 |
General |
özel muamele etmek |
particularize v.
|
|
90 |
General |
özel muamele etmek |
particularise v.
|
|
91 |
General |
muamele edilmiş |
entreated adj.
|
|
92 |
General |
kötü muamele görmüş |
ill-treated adj.
|
|
93 |
General |
kötü muamele görmüş |
maltreated adj.
|
|
94 |
General |
kötü muamele görmüş |
abused adj.
|
|
95 |
General |
kötü muamele görmemiş |
unabused adj.
|
|
96 |
General |
fiziksel veya sözlü olarak kötü muamele görmemiş |
unabused adj.
|
|
97 |
General |
özel muamele görmemiş |
undressed adj.
|
|
98 |
General |
ivedi muamele isteyen |
hot adj.
|
|
99 |
General |
bakış açısı veya muamele bakımından tümüyle ciddi olan |
sobersided adj.
|
|
100 |
General |
muamele etmek anlamı veren ön ek |
be- pref.
|
|
Phrasals |
|
101 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) bir şekilde davranmak/muamele etmek |
treat with (someone or something) v.
|
|
Colloquial |
|
102 |
Colloquial |
haksız muamele |
the shaft [usa] n.
|
|
103 |
Colloquial |
sert muamele |
a raw deal n.
|
|
104 |
Colloquial |
haksız muamele |
a raw deal n.
|
|
105 |
Colloquial |
haksız muamele |
dirty deal n.
|
|
106 |
Colloquial |
yaşlılara yapılan kötü muamele |
granny bashing n.
|
|
107 |
Colloquial |
kötü muamele |
bashing n.
|
|
108 |
Colloquial |
bir yeri ziyaret ederken özel muamele gören nüfuzlu kimse |
visiting fireman n.
|
|
109 |
Colloquial |
(birinin) göğüs germek zorunda olduğu kötü muamele |
(one's) lumps n.
|
|
110 |
Colloquial |
sert muamele |
rough spin [new zealand] n.
|
|
111 |
Colloquial |
kabaca muamele gösterme |
roughhousing n.
|
|
112 |
Colloquial |
hakça muamele etmek |
give the devil his due v.
|
|
113 |
Colloquial |
adil/eşit muamele talep etmek |
fair dos [uk] v.
|
|
114 |
Colloquial |
adil/eşit muamele görmek |
fair dos [uk] v.
|
|
115 |
Colloquial |
kötü muamele gören |
dumped on adj.
|
|
116 |
Colloquial |
kötü muamele görmüş |
chewed adj.
|
|
Idioms |
|
117 |
Idioms |
sert muamele |
a rough deal n.
|
|
118 |
Idioms |
haksız muamele |
a rough deal n.
|
|
119 |
Idioms |
haksız muamele |
a raw deal n.
|
|
120 |
Idioms |
soğuk muamele |
cold shoulder n.
|
|
121 |
Idioms |
kötü muamele |
a rough deal n.
|
|
122 |
Idioms |
kötü muamele |
a raw deal n.
|
|
123 |
Idioms |
eşit muamele |
fair do's n.
|
|
124 |
Idioms |
adil muamele |
fair do's n.
|
|
125 |
Idioms |
kötü/haksız muamele |
the rough end of the pineapple [australia/new zealand] n.
|
|
126 |
Idioms |
kötü niyetli muamele |
the rough end of the pineapple [australia/new zealand] n.
|
|
127 |
Idioms |
adil muamele |
a fair deal n.
|
|
128 |
Idioms |
eşit muamele |
a fair deal n.
|
|
129 |
Idioms |
adil/eşit muamele |
a fair shake [us] n.
|
|
130 |
Idioms |
haksız muamele |
a raw deal n.
|
|
131 |
Idioms |
kötü muamele |
a raw deal n.
|
|
132 |
Idioms |
haksız muamele |
a rough deal n.
|
|
133 |
Idioms |
kötü muamele |
a rough deal n.
|
|
134 |
Idioms |
adil/eşit muamele |
a square deal n.
|
|
135 |
Idioms |
adil muamele |
even break [us] n.
|
|
136 |
Idioms |
adil muamele |
even break [us] n.
|
|
137 |
Idioms |
adil muamele |
even break n.
|
|
138 |
Idioms |
özel muamele/ilgi |
red-carpet treatment n.
|
|
139 |
Idioms |
soğuk muamele |
the cold shoulder n.
|
|
140 |
Idioms |
haksız muamele etmek |
put the boot in v.
|
|
141 |
Idioms |
ayrıcalıklı muamele görmek |
get the royal treatment v.
|
|
142 |
Idioms |
ayrıcalıklı muamele göstermek |
give (someone) the royal treatment v.
|
|
143 |
Idioms |
kötü muamele görmek |
take a punishing v.
|
|
144 |
Idioms |
dikkatsiz muamele göstermek |
ride roughshod v.
|
|
145 |
Idioms |
birine/bir şeye farklı diğerine/diğer şeye farklı muamele etmek |
make fish of one and fowl of another v.
|
|
146 |
Idioms |
birine/bir şeye farklı diğerine/diğer şeye farklı muamele etmek |
make fish of one and fowl of the other v.
|
|
147 |
Idioms |
adil muamele görmek |
get a fair shake v.
|
|
148 |
Idioms |
(birine) adil muamele göstermek |
give (one) an even break v.
|
|
149 |
Idioms |
kötü muamele görmek |
be put through the mill v.
|
|
150 |
Idioms |
(birine) krallar/kraliçeler gibi muamele etmek |
treat (one) like royalty v.
|
|
151 |
Idioms |
fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen kötü muamele görmüş |
ridden hard and put away wet [us] adj.
|
|
152 |
Idioms |
fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen kötü muamele görmüş |
ridden hard and put up wet [us] adj.
|
|
153 |
Idioms |
fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen kötü muamele görmüş |
rode hard and put away wet adj.
|
|
154 |
Idioms |
fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen kötü muamele görmüş |
rode hard and put up wet [us] adj.
|
|
155 |
Idioms |
iyi muameleden çok kötü muamele |
more kicks than halfpence [obsolete] expr.
|
|
Speaking |
|
156 |
Speaking |
ailedenmiş gibi muamele göreceksin |
you will be treated like family expr.
|
|
Trade/Economic |
|
157 |
Trade/Economic |
adli muamele |
procedural act n.
|
|
158 |
Trade/Economic |
banka sigorta muamele vergisi |
banking and insurance transaction tax n.
|
|
159 |
Trade/Economic |
bağlı muamele |
counter purchase n.
|
|
160 |
Trade/Economic |
borsa muamele vergisi |
stock exchange turnover tax n.
|
|
161 |
Trade/Economic |
dolaylı muamele vergilemesi |
indirect transaction taxation n.
|
|
162 |
Trade/Economic |
eşit muamele |
nondiscriminatory manner n.
|
|
163 |
Trade/Economic |
emtia borsası muamele harcı |
clearance fee n.
|
|
164 |
Trade/Economic |
haksız muamele |
raw deal n.
|
|
165 |
Trade/Economic |
haksız muamele |
tort n.
|
|
166 |
Trade/Economic |
idari muamele |
administrative custom n.
|
|
167 |
Trade/Economic |
karşılıklı muamele muahedesi |
contract of reciprocity n.
|
|
168 |
Trade/Economic |
kasıtlı haksız muamele |
intentional tort n.
|
|
169 |
Trade/Economic |
kredi muamele harcı |
loan fee n.
|
|
170 |
Trade/Economic |
kredili muamele |
transaction on credit n.
|
|
171 |
Trade/Economic |
liman muamele hizmetleri |
port handling n.
|
|
172 |
Trade/Economic |
muamele maliyetleri |
transactions cost n.
|
|
173 |
Trade/Economic |
muamele vergileri |
turn-over tax n.
|
|
174 |
Trade/Economic |
muamele vergisi |
transaction tax n.
|
|
175 |
Trade/Economic |
muamele vergisi |
tax on turnover n.
|
|
176 |
Trade/Economic |
muamele vergisi |
turnover tax n.
|
|
177 |
Trade/Economic |
muamele vergisi |
transaction tax n.
|
|
178 |
Trade/Economic |
muamele vergisi |
excise duty n.
|
|
179 |
Trade/Economic |
muamele vergisi |
sales tax n.
|
|
180 |
Trade/Economic |
peşin muamele |
spot business n.
|
|
181 |
Trade/Economic |
peşin muamele |
ready money business n.
|
|
182 |
Trade/Economic |
resmi muamele |
official transaction n.
|
|
183 |
Trade/Economic |
resmi muamele |
official act n.
|
|
184 |
Trade/Economic |
ticari muamele |
business transaction n.
|
|
185 |
Trade/Economic |
ticari muamele |
mercantile transaction n.
|
|
186 |
Trade/Economic |
tamamlanmamış muamele |
incomplete transaction n.
|
|
187 |
Trade/Economic |
ulusal ve eşit muamele |
equal and national treatment n.
|
|
188 |
Trade/Economic |
vadeli muamele |
settlement bargain n.
|
|
189 |
Trade/Economic |
ulusal muamele |
national treatment n.
|
|
190 |
Trade/Economic |
ticari muamele görmeyen |
nonnegotiable adj.
|
|
191 |
Trade/Economic |
eşit önceliğe sahip olacak ve eşit şartlarda muamele görecek şekilde |
pari passu expr.
|
|
Law |
|
192 |
Law |
adil muamele |
fair treatment n.
|
|
193 |
Law |
aşağılayıcı muamele |
degrading treatment n.
|
|
194 |
Law |
adi muamele |
non-commercial transaction n.
|
|
195 |
Law |
adli muamele |
judicial proceeding n.
|
|
196 |
Law |
adli muamele |
proceeding n.
|
|
197 |
Law |
adli muamele |
proceedings n.
|
|
198 |
Law |
adli muamele |
judicial act n.
|
|
199 |
Law |
adli muamele |
legal proceeding n.
|
|
200 |
Law |
bir şahsın herhangi bir menkul mal veya hak ile ilgili güvene dayanan bir muamele yapmasından doğan tröst |
constructive trust n.
|
|
201 |
Law |
bir şahsın herhangi bir menkul mal veya hak ile ilgili güvene dayanan bir muamele yapmasından doğan tröst |
express trust n.
|
|
202 |
Law |
bir şahsın herhangi bir menkul mal veya hak ile ilgili güvene dayanan bir muamele yapmasından doğan tröst |
resulting trust n.
|
|
203 |
Law |
bir şahsın herhangi bir menkul mal veya hak ile ilgili güvene dayanan bir muamele yapmasından doğan tröst |
implied trust n.
|
|
204 |
Law |
eşit muamele ilkesi |
equal treatment principle n.
|
|
205 |
Law |
efrada sui muamele |
maltreatment to other persons n.
|
|
206 |
Law |
efrada karşı sui muamele |
maltreatment to other persons n.
|
|
207 |
Law |
eşit muamele ilkesi |
principle of equal treatment n.
|
|
208 |
Law |
fena muamele |
ill treatment n.
|
|
209 |
Law |
fena muamele |
family violence n.
|
|
210 |
Law |
fena muamele etme |
ill use n.
|
|
211 |
Law |
fena muamele etme |
ill treat n.
|
|
212 |
Law |
fena muamele |
raw deal n.
|
|
213 |
Law |
hileli muamele |
fraudulent transaction n.
|
|
214 |
Law |
haksız muamele hukuku |
tort law n.
|
|
215 |
Law |
hukuki muamele yapma ehliyeti |
contractual capacity n.
|
|
216 |
Law |
haksız muamele |
tort n.
|
|
217 |
Law |
haksız muamele |
civil wrong n.
|
|
218 |
Law |
hayvanlara kötü muamele |
cruel treatment of animals n.
|
|
219 |
Law |
insanlık dışı fena muamele |
inhuman treatment n.
|
|
220 |
Law |
illegal muamele |
trespass n.
|
|
221 |
Law |
karşılıklı muamele antlaşması |
contract of reciprocity n.
|
|
222 |
Law |
keyfi muamele |
arbitrary treatment n.
|
|
223 |
Law |
keyfi muamele |
arbitrary treatment n.
|
|
224 |
Law |
kötü muamele |
assault n.
|
|
225 |
Law |
kötü muamele |
cruel treatment n.
|
|
226 |
Law |
kötü muamele |
ill treatment n.
|
|
227 |
Law |
kötü muamele |
maltreatment n.
|
|
228 |
Law |
muamele yapma hakkı |
jus commercil n.
|
|
229 |
Law |
milli muamele |
national treatment n.
|
|
230 |
Law |
ticari olmayan muamele |
non-commercial transaction n.
|
|
231 |
Law |
usuli muamele |
procedural act n.
|
|
232 |
Law |
aynı haktan iki çıkarı olup farklı muamele gören bir kimseye adil talepler doğrultusunda tüm haklarının verilmesi |
merger n.
|
|
233 |
Law |
(haksız muamele hukukunda) eylemin veya eylemsizliğin doğal sonucu olarak öngörülen şey |
foreseeability n.
|
|
234 |
Law |
(haksız muamele hukukunda) önceden kestirilebilir olan şey |
foreseeability n.
|
|
235 |
Law |
geç tamamlanmış olsa da gerçek tarihinden daha erken bir tarihte tamamlanmış gibi muamele etmek |
relate back v.
|
|
236 |
Law |
geç tamamlanmış olsa da gerçek tarihinden daha erken bir tarihte tamamlanmış gibi muamele etmek |
relation back v.
|
|
237 |
Law |
fena muamele etmek |
mistreat v.
|
|
238 |
Law |
farklı muamele yapmak |
discriminate v.
|
|
239 |
Law |
muamele yapmak |
transact v.
|
|
240 |
Law |
(haksız muamele hukukunda) öngörülebilmesi gereken |
foreseeable adj.
|
|
241 |
Law |
ahlaka aykırı bir hukuki sebebe dayanan muamele dava hakkı vermez |
ex turpi causa non oritur actio expr.
|
|
242 |
Law |
ahlaka aykırı bir hukuki sebebe dayanan muamele dava hakkı vermez |
from a dishonorable cause an action does not arise expr.
|
|
Politics |
|
243 |
Politics |
avrupa işkenceyi ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ve cezayı önleme komitesi |
european committee for the prevention of torture and inhuman or degrading treatment or punishment n.
|
|
244 |
Politics |
aşağılayıcı muamele |
degrading treatment n.
|
|
245 |
Politics |
eşit muamele prensibi |
equal treatment principle n.
|
|
246 |
Politics |
fena muamele |
ill-treatment n.
|
|
247 |
Politics |
idari muamele |
administrative act n.
|
|
248 |
Politics |
ince muamele |
courteous treatment n.
|
|
249 |
Politics |
karşılıklı muamele ilkesi |
reciprocity principle n.
|
|
250 |
Politics |
kadınla erkeğe eşit muamele |
equal treatment for men and women n.
|
|
251 |
Politics |
karşılıklı muamele sözleşmesi |
contract of reciprocity n.
|
|
252 |
Politics |
kibar muamele |
courteous treatment n.
|
|
253 |
Politics |
kötü muamele |
maltreatment n.
|
|
254 |
Politics |
milli muamele prensibi |
national treatment principle n.
|
|
255 |
Politics |
öncelikli muamele |
preferential treatment n.
|
|
256 |
Politics |
özel ve ayrıcalıklı muamele |
special and differential treatment n.
|
|
Institutes |
|
257 |
Institutes |
avrupa işkenceyi ve diğer zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ve cezayı önleme komitesi |
european committee for the prevention of torture and inhuman or degrading treatment or punishment n.
|
|
258 |
Institutes |
hayvanlara etik muamele için mücadele edenler |
peta n.
|
|
259 |
Institutes |
hayvanlara etik muamele için mücadele edenler |
people for the ethical treatment of animals (peta) n.
|
|
260 |
Institutes |
hayvanlara etik muamele için mücadele edenler derneği (peta) |
people for the ethical treatment of animals n.
|
|
261 |
Institutes |
işkence ve diğer zalimane, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele ve cezanın önlenmesi sözleşmesi |
convention against torture and other cruel, inhuman or degrading treatment or punishment n.
|
|
Tourism |
|
262 |
Tourism |
önemli bir ziyaretçi veya yolcuya gösterilen ayrıcalıklı muamele |
red carpet n.
|
|
Technical |
|
263 |
Technical |
asitle muamele |
acid treatment n.
|
|
264 |
Technical |
çinko ile muamele etme |
zincking n.
|
|
265 |
Technical |
kireç ile muamele |
nixtamalization n.
|
|
266 |
Technical |
muamele görme |
process n.
|
|
267 |
Technical |
tartarla muamele etmek |
tartarise v.
|
|
268 |
Technical |
tartarla muamele etmek |
tartarize v.
|
|
Textile |
|
269 |
Textile |
açık halde muamele |
open-width treatment n.
|
|
270 |
Textile |
sülfürik asit ile muamele edilerek bitkisel safsızlıklarının uzaklaştırılması |
removal of vegetable impurities by treatment with sulfuric acid n.
|
|
Construction |
|
271 |
Construction |
asfaltla muamele |
asphalt treatment n.
|
|
Automotive |
|
272 |
Automotive |
son kat muamele |
finishing n.
|
|
Medical |
|
273 |
Medical |
hücrelerin riyanodinle ön muamele edilmesi |
pretreatment of cells with ryanodine n.
|
|
274 |
Medical |
endüklenmiş elektrik ile muamele etmek |
faradise v.
|
|
275 |
Medical |
endüklenmiş elektrik ile muamele etmek |
faradize v.
|
|
Psychology |
|
276 |
Psychology |
çocuğa kötü muamele edilmesi |
child abuse n.
|
|
Chemistry |
|
277 |
Chemistry |
asitle muamele |
acid treatment n.
|
|
278 |
Chemistry |
hidrojenle muamele edici |
hydrotreater n.
|
|
279 |
Chemistry |
sodyum hidroksitle muamele edilmek |
be treated with sodium hydroxide v.
|
|
280 |
Chemistry |
aluminyum ile muamele edilmiş |
alumina-treated adj.
|
|
281 |
Chemistry |
hidrojenle muamele edilmiş |
hydro-treated adj.
|
|
282 |
Chemistry |
kil ile muamele edilmiş |
clay-treated adj.
|
|
283 |
Chemistry |
karbon ile muamele edilmiş |
carbon-treated adj.
|
|
284 |
Chemistry |
silisik asit ile muamele edilmiş |
silicic acid-treated adj.
|
|
Social Sciences |
|
285 |
Social Sciences |
(feminist hareket sonrası) kadınların elde ettiği daha eşit muamele ile ilgili |
postfeminist adj.
|
|
286 |
Social Sciences |
(feminist hareket sonrası) kadınların elde ettiği daha eşit muamele ile öne çıkan |
postfeminist adj.
|
|
Geology |
|
287 |
Geology |
birincil muamele |
primary treatment n.
|
|
288 |
Geology |
kimyasal muamele |
chemical treatment n.
|
|
Military |
|
289 |
Military |
aşağılayıcı muamele |
degrading treatment n.
|
|
290 |
Military |
mali muamele |
financial transaction n.
|
|
Slang |
|
291 |
Slang |
kadınların salt teşhir objesi olarak muamele gördüğü etkinlik |
cattle market [brit] n.
|
|
292 |
Slang |
adaletsiz muamele |
shafting n.
|
|
293 |
Slang |
haksız muamele etmek |
stick it to v.
|
|
294 |
Slang |
(birine) haksız muamele etmek |
stick it to (one) v.
|
|