toplamak - Turco Inglés Diccionario

toplamak

Significados de "toplamak" en diccionario inglés turco : 164 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
toplamak pick up v.
They are left to pick up the pieces, so they need help.
Parçaları toplamak onlara kalıyor, bu yüzden yardıma ihtiyaçları var.

More Sentences
toplamak add v.
If you add all this time together, you arrive at the sixteen minutes out of the twenty-two.
Eğer tüm bu zamanı toplarsanız, yirmi iki dakikanın on altı dakikasına ulaşırsınız.

More Sentences
toplamak collect v.
For example, what happens to data the state collects about you and your Internet surfing patterns?
Örneğin, devletin sizin ve internette gezinme alışkanlıklarınız hakkında topladığı verilere ne oluyor?

More Sentences
toplamak gather v.
We spent weeks gathering signatures for a new basketball court.
Yeni bir basketbol sahası için haftalarca imza topladık.

More Sentences
General
toplamak round up v.
The government started rounding up and arresting dissenters, idealists, and Esperanto-speakers.
Hükümet muhalifleri, idealistleri ve Esperanto dilini konuşanları toplayıp tutuklamaya başladı.

More Sentences
toplamak tidy up v.
Please tidy up your bedroom.
Lütfen yatak odanı topla.

More Sentences
toplamak add v.
If you add all this time together, you arrive at the sixteen minutes out of the twenty-two.
Eğer tüm bu zamanı toplarsanız, yirmi iki dakikanın on altı dakikasına ulaşırsınız.

More Sentences
toplamak tot up v.
We shall be here in about five months' time, totting up the accounts to see what has been done.
Yaklaşık beş ay sonra burada olacağız ve neler yapıldığını görmek için hesapları toplayacağız.

More Sentences
toplamak pack v.
Darling, please pack it as fast as you can.
Sevgilim, lütfen olabildiğince hızlı topla.

More Sentences
toplamak amass v.
This eccentric billionaire has amassed one of the world's largest art collections.
Bu eksantrik milyarder dünyanın en büyük sanat koleksiyonlarından birini topladı.

More Sentences
toplamak straighten v.
She's now straightening up her room.
Şu anda odasını topluyor.

More Sentences
toplamak muster v.
The changeover to the euro shows the scale of what Europe can achieve when it can muster the necessary political will.
Avro'ya geçiş, Avrupa'nın gerekli siyasi iradeyi toplayabildiğinde neleri başarabileceğini göstermektedir.

More Sentences
toplamak build v.
He's going to build his own computer.
Kendine bilgisayar toplayacak.

More Sentences
toplamak harvest v.
I don't harvest your olives.
Senin zeytinlerini toplamam.

More Sentences
toplamak recover v.
Tom tried to recover his balance.
Tom dengesini toplamaya çalıştı.

More Sentences
toplamak clear away v.
She will soon clear away these dishes.
Kısa sürede bu bulaşıkları toplayacak.

More Sentences
toplamak pick v.
It does not give me the right or an Irish farmer the right to pick grapes or olives in the south of Spain.
Bu bana ya da İrlandalı bir çiftçiye İspanya'nın güneyinde üzüm ya da zeytin toplama hakkı vermez.

More Sentences
toplamak summon up v.
When it comes to summoning up the courage to do that, though, you are on your own.
Ancak bunu yapacak cesareti toplamak söz konusu olduğunda, tek başınasınız.

More Sentences
toplamak gather up v.
Gather up your stuff.
Eşyalarını topla.

More Sentences
toplamak reap v.
It is a great pity he is not here this evening to reap the rewards, as it were.
Kendisinin bu akşam ödüllerini toplamak üzere burada olmaması çok üzücü.

More Sentences
toplamak add up v.
Tom added up the numbers.
Tom sayıları topladı.

More Sentences
toplamak make up v.
Make up your mind.
Aklını başına topla.

More Sentences
toplamak concentrate v.
The current ruler is concentrating all power in his own hands.
Mevcut yönetici tüm gücü kendi elinde topluyor.

More Sentences
toplamak convene v.
Your primary task will be to convene the IGC to examine the draft Constitution.
Öncelikli göreviniz Anayasa taslağını incelemek üzere IGC'yi toplamak olacaktır.

More Sentences
toplamak put v.
Further steps imply that all funds available for Turkey should be put into one single budget.
Daha ileri adımlar, Türkiye için mevcut tüm fonların tek bir bütçede toplanması gerektiği anlamına gelmektedir.

More Sentences
toplamak accumulate v.
He tried to accumulate wealth.
Servet toplamaya çalıştı.

More Sentences
toplamak assemble v.
Have you ever assembled a computer by yourself?
Hiç kendi başınıza bir bilgisayar topladınız mı?

More Sentences
toplamak collect v.
For example, what happens to data the state collects about you and your Internet surfing patterns?
Örneğin, devletin sizin ve internette gezinme alışkanlıklarınız hakkında topladığı verilere ne oluyor?

More Sentences
toplamak pluck v.
This is not an idea we have plucked out of the air.
Bu havadan topladığımız bir fikir değildir.

More Sentences
toplamak pull v.
Iraq must pull itself together.
Irak kendini toparlamalıdır.

More Sentences
toplamak gather v.
We spent weeks gathering signatures for a new basketball court.
Yeni bir basketbol sahası için haftalarca imza topladık.

More Sentences
toplamak convene v.
Your primary task will be to convene the IGC to examine the draft Constitution.
Öncelikli göreviniz Anayasa taslağını incelemek üzere IGC'yi toplamak olacaktır.

More Sentences
toplamak marshal v.
The team worked tirelessly to marshal resources for the election.
Ekip, seçim için kaynak toplamak üzere yorulmadan çalıştı.

More Sentences
toplamak take v.
The astronauts took samples from the moon for analysis.
Astronotlar analiz için Ay'dan örnekler topladılar.

More Sentences
Phrasals
toplamak rake up v.
Tom raked up the leaves in the garden.
Tom bahçedeki yaprakları topladı.

More Sentences
toplamak muster up v.
She finally mustered up the courage to ask him for more money.
Ondan biraz daha para istemek için sonunda cesaretini topladı.

More Sentences
toplamak pick up v.
They are left to pick up the pieces, so they need help.
Parçaları toplamak onlara kalıyor, bu yüzden yardıma ihtiyaçları var.

More Sentences
toplamak pick up v.
They are left to pick up the pieces, so they need help.
Parçaları toplamak onlara kalıyor, bu yüzden yardıma ihtiyaçları var.

More Sentences
Idioms
toplamak round up v.
The government started rounding up and arresting dissenters, idealists, and Esperanto-speakers.
Hükümet muhalifleri, idealistleri ve Esperanto dilini konuşanları toplayıp tutuklamaya başladı.

More Sentences
Trade/Economic
toplamak add v.
If you add all this time together, you arrive at the sixteen minutes out of the twenty-two.
Eğer tüm bu zamanı toplarsanız, yirmi iki dakikanın on altı dakikasına ulaşırsınız.

More Sentences
Law
toplamak convene v.
Your primary task will be to convene the IGC to examine the draft Constitution.
Öncelikli göreviniz Anayasa taslağını incelemek üzere IGC'yi toplamak olacaktır.

More Sentences
Technical
toplamak accumulate v.
He tried to accumulate wealth.
Servet toplamaya çalıştı.

More Sentences
toplamak collect v.
For example, what happens to data the state collects about you and your Internet surfing patterns?
Örneğin, devletin sizin ve internette gezinme alışkanlıklarınız hakkında topladığı verilere ne oluyor?

More Sentences
toplamak assemble v.
Have you ever assembled a computer by yourself?
Hiç kendi başınıza bir bilgisayar topladınız mı?

More Sentences
Telecom
toplamak gather v.
We spent weeks gathering signatures for a new basketball court.
Yeni bir basketbol sahası için haftalarca imza topladık.

More Sentences
Common Usage
toplamak sum up v.
General
toplamak cast up v.
toplamak retract v.
toplamak glean v.
toplamak convoke v.
toplamak calculate a sum v.
toplamak rack up v.
toplamak lay v.
toplamak reunite v.
toplamak herd v.
toplamak heap up v.
toplamak cull v.
toplamak band v.
toplamak smarten up v.
toplamak furl v.
toplamak hive v.
toplamak put on weight v.
toplamak impound v.
toplamak reckon up v.
toplamak add together v.
toplamak pool v.
toplamak aggregate v.
toplamak rally v.
toplamak compile v.
toplamak get together v.
toplamak bunch v.
toplamak treasure v.
toplamak scoop up v.
toplamak garner v.
toplamak fill out v.
toplamak combine v.
toplamak rake together v.
toplamak treasure up v.
toplamak call in v.
toplamak club v.
toplamak bring together v.
toplamak summon v.
toplamak raise v.
toplamak hive up v.
toplamak congest v.
toplamak lay up v.
toplamak confine v.
toplamak cast v.
toplamak mass v.
toplamak huddle v.
toplamak consolidate v.
toplamak clear up v.
toplamak sum up v.
toplamak totalize v.
toplamak round v.
toplamak congregate v.
toplamak bundle v.
toplamak hoard v.
toplamak forage v.
toplamak agglomerate v.
toplamak totalise v.
toplamak ingather v.
toplamak cluster v.
toplamak hand-pick v.
toplamak put together v.
toplamak sum v.
toplamak total v.
toplamak tot v.
toplamak corral v.
toplamak accoil [obsolete] v.
toplamak tally v.
toplamak adjute [obsolete] v.
toplamak aggerate v.
toplamak aggest v.
toplamak catch v.
toplamak tote v.
toplamak hold v.
toplamak upgather [obsolete] v.
toplamak upheap v.
toplamak uphoord [obsolete] v.
toplamak uplay v.
toplamak break v.
toplamak hold v.
toplamak yfere [obsolete] v.
toplamak bunh v.
toplamak gadere [obsolete] v.
toplamak hustle v.
toplamak gemote v.
toplamak clan (together) v.
toplamak decerp [obsolete] v.
toplamak comport v.
toplamak condense v.
toplamak in v.
toplamak fay (up) [dialect] [uk] v.
toplamak fay (out) [dialect] [uk] v.
toplamak invocate v.
toplamak convent [obsolete] v.
toplamak scamble [dialect] v.
Phrasals
toplamak draw in v.
toplamak pick off v.
toplamak rustle up v.
toplamak whip in v.
toplamak line up v.
toplamak compile (something) from (something) v.
toplamak add something together v.
toplamak tuck in v.
toplamak bring out v.
toplamak scratch up v.
toplamak pull in v.
Idioms
toplamak rack something up v.
Trade/Economic
toplamak levy v.
toplamak aggregate v.
toplamak sum v.
toplamak embody v.
Law
toplamak levy v.
Politics
toplamak confiscate v.
Technical
toplamak summate v.
toplamak tot v.
toplamak total v.
toplamak sum v.
toplamak stow v.
Automotive
toplamak reassembly v.
toplamak pick-up v.
Biochemistry
toplamak coacervate v.

Significados de "toplamak" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
tırmıkla toplamak rake v.
I'm being raked over the coals.
Ben kömürleri tırmıkla topluyorum.

More Sentences
General
mantar toplamak gather mushrooms v.
I'm going to gather mushrooms in the forest this afternoon.
Ben bu öğleden sonra ormanda mantar toplayacağım.

More Sentences
eşyalarını toplamak pack v.
Tom started to pack up his stuff.
Tom eşyalarını toplamaya başladı.

More Sentences
yatak toplamak make the bed v.
Tell the maid to make the beds.
Hizmetçiye yatakları toplamasını söyle.

More Sentences
cesaretini toplamak pluck up v.
I plucked up the courage and confessed that it was all my fault.
Ben cesaretimi topladım ve hepsinin benim hatam olduğunu itiraf ettim.

More Sentences
asker toplamak recruit v.
And they continue to recruit soldiers, including children, even to day.
Ve bugün bile çocuklar da dahil olmak üzere asker toplamaya devam ediyorlar.

More Sentences
bir araya toplamak huddle together v.
Penguins often huddle together to keep warm.
Penguenler ısınmak için sık sık bir araya toplanırlar.

More Sentences
delil toplamak gather evidence v.
The investigators gathered evidence from the crash site.
Araştırmacılar kaza yerinden delil topladılar.

More Sentences
bir araya toplamak lump v.
We will lump together all expenses.
Tüm masrafları bir araya toplayacağız.

More Sentences
toplamak (para) raise v.
An effective way to raise money fast is to sell personal belongings on the Internet.
Hızlı şekilde para toplamanın etkili bir yolu da şahsi eşyalarınızı internet üzerinden satmaktır.

More Sentences
toplamak (asker) recruit v.
Our basketball team is recruiting tall boys.
Basketbol takımımız uzun boylu çocukları topluyor.

More Sentences
bilgi toplamak gather information v.
We're still gathering information.
Biz hâlâ bilgi topluyoruz.

More Sentences
çöp toplamak collect garbage v.
How many times a week do they collect garbage in this town?
Bu kasabada haftada kaç kez çöp toplanıyor?

More Sentences
yatağı toplamak make the bed v.
When you make the bed, don't forget to fluff up the pillows.
Yatağı toplarken yastıkları kabartmayı unutma.

More Sentences
kanıt toplamak gather evidence v.
The investigators gathered evidence from the crash site.
Müfettişler kaza alanından kanıt topladılar.

More Sentences
cesaret toplamak pluck up courage v.
Parliament needs to pluck up courage and stand firm if it is serious about protecting fish stocks.
Parlamento balık rezervlerini koruma konusunda ciddiyse cesaretini toplamalı ve sağlam durmalıdır.

More Sentences
masayı toplamak clear the table v.
I got up and began clearing the table.
Kalktım ve masayı toplamaya başladım.

More Sentences
veri toplamak collect data v.
Third-party cookies may collect data outside our websites as well.
Üçüncü taraf çerezleri web sitelerimiz dışında da veri toplayabilir.

More Sentences
elma toplamak pick apple v.
We picked apples so we could make an apple pie.
Elmalı turta yapabilmemiz için elmalar topladık.

More Sentences
kaynak toplamak raise fund v.
He went abroad to raise fund for the project.
Projeye kaynak toplamak için yurt dışına gitti.

More Sentences
çiçek toplamak pick flowers v.
Mary is picking flowers.
Mary çiçek topluyor.

More Sentences
odayı toplamak tidy the room v.
I tidied the room.
Odayı topladım.

More Sentences
valiz toplamak pack v.
I've already packed.
Zaten valizlerimi topladım?

More Sentences
valizlerini toplamak pack v.
Let's pack our suitcases and get ready to go.
Valizlerimizi toplayalım ve gitmeye hazırlanalım.

More Sentences
güçlükle toplamak scrape up v.
They scraped up enough money to buy a gift for their mother.
Onlar annelerine bir hediye almak için yeterli parayı güçlükle topladılar.

More Sentences
bilgi toplamak collect information v.
Websites collect information about you.
Web siteleri sizinle ilgili bilgi topluyor.

More Sentences
güç toplamak gather strength v.
The typhoon gathered strength.
Tayfun güç topladı.

More Sentences
bavul toplamak pack v.
I'm packed and ready to go.
Bavulumu topladım ve gitmeye hazırım.

More Sentences
bavul toplamak pack up v.
It took me ages to pack up my suitcases.
Bavullarımı toplamam yıllarımı aldı.

More Sentences
hakkında bilgi toplamak gather information about v.
These cookies don't gather information about you or cannot identify you.
Bu çerezler sizin hakkınızda bilgi toplamaz veya sizi tanımlayamaz.

More Sentences
para toplamak raise v.
His students were arrested when they tried to raise the money.
Öğrencileri para toplamaya çalıştıklarında tutuklanmışlardı.

More Sentences
masayı toplamak clear the table v.
I got up and began clearing the table.
Kalktım ve masayı toplamaya başladım.

More Sentences
tırmıkla toplamak rake v.
I'm being raked over the coals.
Ben kömürleri tırmıkla topluyorum.

More Sentences
böğürtlen toplamak blackberry v.
Tom picked some blackberries to eat.
Tom yemek için biraz böğürtlen topladı.

More Sentences
(adam) toplamak recruit v.
She recruited her friends to paint her house.
Evini boyamaları için arkadaşlarını topladı.

More Sentences
(saç) toplamak sweep v.
I swept my hair up into a messy bun.
Saçımı dağınık topuz şeklinde topladım.

More Sentences
(toprak altı bitki) sökerek toplamak lift v.
Mom is in the garden lifting carrots.
Annem bahçede havuçları topluyor.

More Sentences
Phrasals
eşyalarını toplamak pick up v.
Tom picked up his stuff and put it in his briefcase.
Tom eşyalarını topladı ve çantasına koydu.

More Sentences
tırmıkla toplamak rake up v.
Use a rake and rake up the leaves in the yard.
Bir tırmık kullan ve bahçedeki yaprakları tırmıkla topla.

More Sentences
Common Usage
yüzeyde toplamak adsorb v.
General
para toplamak için açılan kampanya a drive for funds n.
bilgi toplamak için yapılan alan araştırması fieldwork n.
bilgi toplamak ve dedektiflik yapmak için işe alınabilecek kişi sherlock n.
bağış toplamak için düzenlenen sosyal etkinlik fundraiser n.
para toplamak için düzenlenen sosyal etkinlik fundraiser n.
para toplamak için düzenlenen etkinlik harambee n.
bağış toplamak için düzenlenen uzun televizyon programı telethon n.
görevi sofrayı hazırlamak/toplamak ve kapıya bakmak olan hizmetçi parlourmaid n.
görevi sofrayı hazırlamak/toplamak ve kapıya bakmak olan hizmetçi parlormaid n.
altında toplamak group something under something n.
bağış/yardım toplamak amacıyla yapılan yürüyüş charity walk n.
para toplamak amacıyla düzenlenen balo benefit ball n.
evde pişirilen kek/kurabiyenin para toplamak amacıyla dışarıda satılması bake sale n.
bir konuda para toplamak amacıyla yapılan ücret karşılığı araba yıkama etkinliği carwash [usa] n.
yardım paralarını toplamak için kullanılan kap charity case n.
yemiş toplamak için dalları aşağı çekmeye yarayan kancalı sopa nuthook [obsolete] n.
inci toplamak veya avlanmak gibi amaçlarla dalan japon dalgıç ama n.
askerler veya öğrencilerin çöp toplamak için yaptığı gezinti emu-bob n.
askerler veya öğrencilerin çöp toplamak için yaptığı gezinti emu parade n.
bir oyunun yardım toplamak için sergilenmesini isteme bespeak n.
sempati toplamak için açı çekiyormuş gibi yapan kimse martyr n.
ot toplamak ve işaret kazımak için kullanılan bir tür bıçak boline n.
istiridye toplamak için kullanılan geniş ağızlı kıskaç grappling tongs n.
bireylerin, kuruluşların veya sistemlerin bilgi toplamak ve işlemek üzere bir araya geldiği ortam information environment n.
saç toplamak için kullanılan tarak benzeri dekoratif nesne comb n.
toplamak (daha aşağı bir yerde duran şeyleri) pick up v.
derleyip toplamak tidy up v.
irin toplamak (yara) suppurate v.
oy toplamak pull votes v.
ceviz toplamak nut v.
puan toplamak (bir oyunda) rack up v.
toplamak (dağınık bir yeri) pick up v.
ağ toplamak collect the nets v.
cerahat toplamak putrefy v.
kendini toplamak collect oneself v.
merkezde toplamak centre v.
ürün toplamak reap v.
dut toplamak berry v.
her yerde bir nutuk çekerek dolaşmak (oy toplamak/destek sağlamak için) stump v.
alkış toplamak receive applause v.
yeniden toplamak rally v.
gagası ile toplamak pick v.
zorla toplamak levy v.
düşünceyi bir noktada toplamak concentrate v.
kafasını toplamak collect one's thoughts v.
merkezde toplamak center v.
bir noktada toplamak focus on v.
kendini toplamak compose oneself v.
bir noktada toplamak focus v.
kuvvetini toplamak muster one's forces v.
cesaretini toplamak pluck up one's courage v.
toplamak (dağınık bir yeri veya eşyayı) tidy up v.
hasat sonrası kalan başakları toplamak glean v.
bir yeri derleyip toplamak set a place in order v.
sağını solunu toplamak smarten v.
yeniden toplamak regroup v.
hasattan sonra (tarladaki) ekinleri toplamak glean v.
sağını solunu toplamak smarten up v.
cerahat toplamak (yara) suppurate v.
cesaretini toplamak screw up one's courage v.
brüt olarak (belirli bir miktar para) toplamak gross v.
toplamak (gücünü/cesaretini) summon up v.
bir araya toplamak round up v.
tek çatı altında toplamak gather under a single roof v.
toplamak (toplantıya çağırarak) convene v.
bir şey yapmak için cesaretini toplamak get up the nerve to v.
bir araya toplamak huddle v.
merkezde toplamak centralize v.
beğeni toplamak win recognition v.
toplamak (toplantı vb) convoke v.
aynı çatı altında toplamak bring together under the same roof v.
kendini toplamak pull oneself together v.
tası tarağı toplamak pack bag and baggage v.
toplamak (eteğini) hike v.
gücü bir noktada toplamak concentrate v.
cerahat toplamak suppurate v.
parsa toplamak pass the hat round v.
bir hesabı toplamak figure up v.
imza toplamak collect signatures v.
alkış toplamak be vigorously applauded v.
hasattan sonra ekin toplamak glean v.
parsayı başkası toplamak somebody else to get the benefit v.
bir araya toplamak band together v.
haber toplamak gather news v.
bir araya toplamak agglomerate v.
yardım toplamak pass the hat v.
toplamak (yasaklanmış şeyi) confiscate v.
bir grupta toplamak lump v.
cesaretini toplamak nerve oneself v.
ücretleri toplamak collect fees v.
kendini toplamak recover oneself v.
aklını başına toplamak come to one's senses v.
kendini toplamak gather v.
toplamak (birilerini) rally v.
yatağını toplamak make the bed v.
toplamak (hayvanları/insanları) round up v.
takdir toplamak win general approval v.
toplamak (para) collect v.
aynı çatı altında toplamak assemble under the same roof v.
yeniden toplamak recollect v.
ortalığı toplamak tidy up v.
karı toplamak collect profit v.
delil toplamak collect evidence v.
irin toplamak gather v.
irin toplamak suppurate v.
oy toplamak canvass v.
aklını başına toplamak get one's wits about one v.
dikkati bir noktada toplamak concentrate v.
altında toplamak subsume under v.
irin toplamak fester v.
bir yerde toplamak centralize v.
bir merkezde toplamak center v.
azar azar toplamak (bilgi) glean v.
kendini toplamak bounce back v.
kovanda toplamak hive v.
derleyip toplamak right v.
çok alkış toplamak bring down the house v.
gaga ile toplamak peck v.
toplamak (meyve/çiçek vb'ni) pick v.
ilgi toplamak arouse interest v.
parsa toplamak pass the hat v.
bir bütün halinde toplamak embody v.
kanun halinde toplamak codify v.
bünyesinde toplamak embody v.
bünyesinde toplamak incorporate v.
derleyip toplamak tidy v.
bağış toplamak collect donation v.
kitapta toplamak publish into a book v.
kitapta toplamak collect into a book v.
kendini toplamak put one's life and affairs in order (again) v.
zafer meyvelerini toplamak reap the fruits of victory v.
bir çatı altında toplamak gather under a single roof v.
dikkatini toplamak collect the attention of v.
çatı altında toplamak gather under a single roof v.
çanta toplamak pack up v.
dikkat toplamak gather attention v.
data toplamak collect data v.
çöp toplamak collect the garbages v.
tek bir dosyada toplamak interfile v.
elle toplamak handpick v.
(bir araştırma için) para toplamak raise the money for (a research) v.
tek dosyada toplamak interfile v.
bir dosyada toplamak interfile v.
dikkatini toplamak focus attention v.
bütün parsayı toplamak break the bank v.
bütün parayı toplamak (rulette) break the bank v.
(yara) irin/cerahat toplamak suppurate v.
cesaretini toplamak build up the nerve v.
yatağını toplamak make up one's bed v.
yatağı toplamak make up the bed v.
imza toplamak collect signature v.
yatağını toplamak make one's bed v.
saçını toplamak tie back one's hair v.
gücünü toplamak recure one's power v.
saçlarını toplamak tie back one's hair v.
saçını toplamak tie one's hair up v.
saç toplamak tie one's hair up v.
merkezde toplamak centralise v.
çatı altında toplamak gather under the roof v.
kanıt toplamak collect evidence v.
delil toplamak accumulate evidence v.
kanıt toplamak accumulate evidence v.
meyve toplamak berry v.
dikkatleri üzerine toplamak draw attention v.
dikkatleri üzerine toplamak grab attention v.
dikkatleri üzerine toplamak compel attention v.
dikkatleri üzerine toplamak capture attention v.
dikkatleri üzerine toplamak pull attention towards v.
dikkatleri üzerine toplamak attract attention v.
masa toplamak clear the table v.
pamuk toplamak pick cotton v.
seyirci toplamak gather spectators v.
haraç toplamak racketeer v.
azar azar toplamak glean v.
yandaş toplamak rally supporter v.
iltihap toplamak suppurate v.
sempati toplamak attract sympathy v.
sempati toplamak earn sympathy v.
sempati toplamak gain sympathy v.
adam toplamak round up some muscle v.
yumurta toplamak gather eggs v.
puan toplamak chalk up v.
bir noktaya toplamak concentrate v.
bir bayrak altında toplamak unite under one flag v.
bir bayrak altında toplamak unite under a single flag v.
parsayı toplamak make one's pile v.
taraftar toplamak rally supporters v.
taraftar toplamak attract supporters v.
tüm dikkatleri üzerine toplamak enthrall v.
para toplamak fund-raise v.
para toplamak have a whip-round v.
kendini toplamak re-collect oneself v.
yeniden toplamak re-collect v.
ürünü toplamak get in v.
su toplamak blister v.
tek noktada toplamak concentrate v.
dikkatleri toplamak enthrall v.
zihnini toplamak gather thoughts v.
zihnini toplamak collect thoughts v.
zihnini toplamak keep one's mind on v.
zihnini toplamak focus on v.
bir merkezde toplamak pool v.
müşteri toplamak touter v.
müşteri toplamak tout v.
geri isteyip toplamak call in v.
bir arada toplamak add up v.
kafasını toplamak make up one's mind v.
dikkatini toplamak direct one's attention v.
bir başlıkta toplamak collect under the same heading v.
bir başlık altında toplamak collect under the same heading v.
bir başlık altında toplamak collect under the same title v.
bir başlıkta toplamak collect under the same title v.
valizini toplamak pack one's bags v.
odayı toplamak tidy up the room v.
evi toplamak do the tidying v.
evi toplamak tidy the house v.
evi toplamak tidy up the house v.
bir araya toplamak aggregate v.
tepki toplamak have reactions v.
tepki toplamak get reactions v.
valiz toplamak pack one's bags v.
güçlükle toplamak scrape together v.
valizlerini toplamak pack one's bags v.
bütün gayretini tek noktaya toplamak zero in on v.
hakkında bilgi toplamak scout someone out v.
hakkında bilgi toplamak scout something out v.
(evi vb) toplamak declutter v.
sayı toplamak rack up v.
puan toplamak rack up v.
çadır toplamak pack away a tent v.
çadırı toplamak pack away a tent v.
çadırı toplamak pack up a tent v.
çadır toplamak pack up a tent v.
ipuçlarını toplamak collect the clues v.
beğeni toplamak get credit v.
su toplamak get a blister v.
gücünü toplamak get back one's strength v.
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak be so bold as to do something v.
(bir şeyi yapmak için) cesaretini toplamak make so bold as to do something v.
yatak toplamak make up the bed v.
yatağını toplamak make someone's bed up v.
yatağını toplamak make someone's bed v.
meyve toplamak pick fruit v.
(kağıdı/boşlukları vb) toplamak fill something in v.
boşları toplamak clear the table v.
boşları toplamak clear the empties v.
boşları toplamak clean the table v.
boşları toplamak collect the empties v.
boşları toplamak take the empties v.
boşları toplamak pick up the empties v.
sıcaklık sinyallerini toplamak pick up the heat signals v.
birilerini etrafında toplamak gather someone around oneself v.
birilerini bir yerde toplamak gather someone into somewhere v.
birilerini bir odada toplamak gather someone together in a room v.
birilerini bir odaya toplamak gather someone together in a room v.
birilerinden bir şeyler toplamak gather something from someone v.
birilerini bir yerde toplamak gather someone in v.
kaynakları toplamak collect the resources v.
çöp toplamak collect garbage/refuse v.
çöpleri toplamak collect garbage/refuse v.
atık toplamak collect waste v.
insanlarla ilgili kişisel bilgiler toplamak collect personal information about people v.
insanların kişisel bilgilerini toplamak collect personal information about people v.
insanlar hakkında kişisel bilgiler toplamak collect personal information about people v.
kartları toplamak collect the cards v.
(dışarıdan/oradan buradan) kıyafetleri toplamak gather the clothes v.
yakmak için odun toplamak collect wood for fire v.
bir/tek bayrak altında toplamak unite/gather under a single flag v.
bir/tek bayrak altında toplamak unite/gather under one flag v.
adam toplamak recruit v.
masadaki kağıtları kaldırmak/toplamak clear the papers from the desk v.
bir şey için para toplamak raise money for something v.
cesaretini toplamak build up one's courage v.
mutfağı toplamak tidy up the kitchen v.
incelemek için bitki toplamak botanize v.
para toplamak collect money v.
etrafı toplamak tidy up v.
incelemek için bitki toplamak botanise v.
bir yerde toplamak centralise v.
bir merkezde toplamak centre v.
tüm dikkatleri üzerine toplamak enthral v.
dikkatleri toplamak enthral v.
okul giderleri için para toplamak raise money for school expenses v.
vericiden (donörden) nakledilecek iliği/organı toplamak/almak harvest v.
kuruyan çiçekleri toplamak deadhead v.
kafayı toplamak get head together v.
yumurtaları toplamak collect the eggs v.
kar toplamak (the snow) to pick up v.
imza toplamak gather signatures v.
cesaret toplamak work up the courage v.
gücünü toplamak gather one's strength v.
kuvvetini toplamak gather one's strength v.
deniz kabuğu toplamak collect shells v.
deniz kabuğu toplamak collect shells v.
bünyesinde toplamak accorporate v.
çöp toplamak pick up rubbish v.
oy toplamak ballot v.
bol bol toplamak rake (up) v.
(güç) toplamak rally v.
yeniden merkezde toplamak recenter v.
yeniden merkezde toplamak recentre v.
yeniden bir araya toplamak reaggregate v.
(saçılmış şeyleri) yeniden toplamak recollect v.
(masayı) toplamak redd v.
yeniden bünyesinde toplamak reembody v.
yeniden bünyesinde toplamak re-embody v.
yeniden toplamak regather v.
yeniden bünyesinde toplamak reincorporate v.
yeniden bünyesinde toplamak re-incorporate v.
oyuncak toplamak pick up toys v.
fındık toplamak nut v.
ceviz toplamak nut v.
yeniden toplamak re-lay v.
aklını başına toplamak remember oneself v.
yuva toplamak nest v.
derleyip toplamak tight [dialect] v.
enerjisini toplamak brace one's self v.
piyasaya sürülen malların tümünü daha yüksek fiyata satmak için toplamak forestall the market v.
nefesini toplamak gather breath v.
gücünü toplamak gather one's self together v.
şapkanın içine para toplamak pass around the hat v.
bir grup insandan bağış toplamak pass around the hat v.
derleyip toplamak tosh [scottish] v.
yabani kuş yumurtaları toplamak egg v.
çöp veya küçük tahta parçaları toplamak için eğilmek emu-bob v.
bir yere toplamak yard v.
bir alanda toplamak yard v.
deniz salyangozu toplamak periwinkle v.
kuş yuvası toplamak birdnest v.
kuş yuvası toplamak bird-nest v.
yumurta toplamak için kuş yuvası aramak bird's-nest v.
boru yardımı ile kaynakları toplamak manifold v.
deniz salyangozu toplamak whelk v.
şeytanminaresi toplamak whelk v.
odun toplamak wood v.
cerahat toplamak (yara) mature [obsolete] v.
mayıs ayında çiçek toplamak may v.
dikkatleri üzerine toplamak wrap v.
(kaynağı) gelecekte kullanmak üzere toplamak harvest v.
mineralleri toplamak mineralize v.
böğürtlen toplamak bramble v.
süpürerek toplamak broom v.
böcek toplamak bug v.
dikkatini toplamak home v.
yaban mersini toplamak huckleberry v.
siyasi bir kampanya için (diğer adaydan) daha fazla mali destek toplamak outraise v.
fiziksel kanıtları toplamak collect the physical evidence v.
sınırlı bir alanda toplamak localize v.
sınırlı bir alanda toplamak localise v.
(zaman) toplamak log v.
mantar toplamak mushroom v.
(yelkeni) toplamak muzzle v.
örümcek ağlarını toplamak pick up cobwebs v.
dikkati üzerinde toplamak detain v.
(mahsul) toplamak get v.
kampı toplamak rise [obsolete] v.
yiyecek toplamak rustle v.
irin toplamak imposthumate v.
irin toplamak imposthumate v.
istiridye toplamak oyster v.
bir araya toplamak compendiate v.
koydan toplamak disembay v.
körfezden toplamak disembay v.
bir noktaya toplamak concentre v.
(masa örtüsünü) toplamak draw v.
birlikleri toplamak parade v.
tek tek toplamak pick v.
tüylerini toplamak pick v.
(saçı) rulo haline getirerek toplamak pompadour v.
birlik altında toplamak consociate v.
(hristiyanlık'ta) dini kardeşlik altında toplamak consociate [us] v.
çiçek toplamak crop [dialect] [uk] v.
bir araya toplamak pack v.
tek noktada toplamak contract v.
(bir araya) toplamak contrude v.
bir araya toplamak convent [obsolete] v.
bünyesinde toplamak corporify v.
borunun ucundaki erimiş camı toplamak gather v.
hasat eder gibi toplamak gather v.
(formaları) ciltlemek için dizi halinde toplamak gather v.
(halatı) çekerek toplamak gather v.
(tahıl veya saman) demetler halinde toplamak gavel v.
(anglo-sakson ve normandiya krallıkları döneminde) vergi toplamak geld v.
(ağır silahları, araçları, erzakı) askeri bir alanda toplamak park v.
çuha çiçeği toplamak primrose v.
ağaçtan toplamak pull v.
dalından toplamak pull v.
parça parça toplamak scrape v.
(para) toplamak scratch v.
deniz kabuğu toplamak shell v.
kendini toplamak sile [dialect] [uk] v.
çöp toplamak collect rubbish v.
üzerinden kırıntılar toplamak crumb v.
bir araya toplamak slump v.
(yün) fırçadan toplamak snag v.
(saçı) file ile toplamak snood v.
turna yemişi toplamak cranberry v.
iltihap toplamak pocket v.
(ilgiyi, odağı) toplamak polarise [uk] v.
(ilgiyi, odağı) toplamak polarize [us] v.
özel görev teklifiyle bir kurum/grup için üye toplamak proselyte v.
(uzun saçı) tepeden toplamak put up v.
safra toplamak putrefy v.
irin toplamak putrify v.
sünger toplamak için dalmak spunge v.
dikkatleri üzerine toplamak stare v.
Phrasals
derleyip toplamak redd up [midwestern us] v.
(borç veya parayı) toplamak call in v.
etraflarında at sürerek (sığırları) bir araya toplamak round in v.
derleyip toplamak pick up v.
(bir dizi sayıyı) hızlıca toplamak run up v.
kuvvetini/cesaretini toplamak brace up v.
(saçı) arkaya doğru toplamak brush back v.
(birinden bir şey) toplamak collect (something) from (someone) v.
para, bağış toplamak collect (something) from (someone) v.
insanlardan para toplamak collect (something) from (someone) v.
(birisi ya da bir şey) için para toplamak collect for (someone or something) v.
hayır amaçlı para toplamak collect for (someone or something) v.
belli bir amaçla para toplamak collect for (someone or something) v.
(eşya vb.) toplamak collect up v.
(eşya vb.) toplamak collect something up v.
(birinin bir şeyini) toplamak confiscate (something) from (someone) v.
birinin bir şeyini toplamak confiscate something from someone or something v.
tüm dikkatini toplamak call up v.
tüm cesaretini toplamak call up v.
bilgisayardan bilgi/veri toplamak call up v.
bilgisayardan bilgi/veri toplamak call something up v.
(çöp) toplamak carry away v.
destek toplamak agitate for v.
bir şey için destek toplamak agitate for something v.
bir şey için destek toplamak agitate for v.
bir yerde/bir yere toplamak gather someone into something v.
bir yerden bir şeyleri kaldırmak/temizlemek/toplamak clear something from some place v.
bir yerde/bir yere toplamak gather someone in v.
bir araya toplamak/getirmek marshal someone or something together v.
birilerini toplamak/bir araya getirmek huddle someone together v.
bütün dikkatini bir şey üzerinde toplamak zero in on something v.
bir şeyden/yerden toplamak pick someone or something off v.
bir şeyden/yerden toplamak pick someone or something off (of) someone v.
hakkında bilgi toplamak study up on someone or something v.
etrafında toplamak/bir araya getirmek gather someone or something to oneself v.
etraftan bilgi toplamak sniff around v.
etraftan bilgi toplamak sniff about v.
etraftan bilgi toplamak sniff round v.
eşya toplamak pack up v.
sürü/grup halinde toplamak herd someone together v.
parsayı toplamak clean up v.
(toplantı vb amacıyla) birilerini/insanları toplamak call someone together v.
(kütüphanede/okuyarak) bir şey hakkında bilgi toplamak read up on something v.
söküp toplamak rip down v.
(bir şeyi başka bir şeyden/başka bir şeyin parçalarından) tekrar kurmak/toplamak reconstruct (something) from (something else) v.
(bir kaynağı) açgözlüce tüketmek/toplamak/sömürmek engorge itself with (something) v.
(bir şeyin) kalanını almak/toplamak glean from (something) v.
(bir şeyin) kalıntılarını/artanlarını toplamak glean from (something) v.
hasat döküntülerini toplamak glean from (something) v.
hasattan sonra kalanları toplamak glean from (something) v.
artanları toplamak glean from (something) v.
bir şeyin kalanını almak/toplamak glean something from something v.
bir şeyin kalıntılarını/artanlarını toplamak glean something from something v.
hasat döküntülerini toplamak glean something from something v.