Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | trial n. | yargılama | ||
The opposition leaders were subjected to unfair trials in the spring. Muhalefet liderleri ilkbaharda adil olmayan yargılamalara tabi tutuldular. More Sentences |
||||
Common Usage | trial n. | duruşma | ||
There was no trial, no sentence. Ortada ne bir duruşma ne de bir hüküm vardı. More Sentences |
||||
Common Usage | trial n. | deneme | ||
This is a totally different matter to the issue of comparative trials that we are discussing here today. Bu, bugün burada tartıştığımız karşılaştırmalı denemeler konusundan tamamen farklı bir konudur. More Sentences |
||||
General | ||||
General | trial n. | sınav | ||
The European Union was built up over time and through various trials. Avrupa Birliği zaman içerisinde ve çeşitli sınavlardan geçerek inşa edilmiştir. More Sentences |
||||
General | trial n. | denenme | ||
The sustainable city is currently being trialled as a pilot project. Sürdürülebilir şehir şu anda bir pilot proje olarak denenmektedir. More Sentences |
||||
General | trial n. | mahkeme | ||
We are troubled by the conduct of the trial and the speed and manner of the court's decision. Davanın gidişatından ve mahkemenin kararının hızından ve şeklinden rahatsızız. More Sentences |
||||
General | trial n. | dava | ||
The Council has not discussed the conditions of the trial. Konsey dava koşullarını henüz görüşmemiştir. More Sentences |
||||
General | trial n. | deneme | ||
In addition, they have already been through a first trial, as several colleagues have already pointed out. Ayrıca, birçok meslektaşımızın belirttiği gibi, zaten bir ilk deneme sürecinden geçmişlerdir. More Sentences |
||||
General | trial n. | deney | ||
We must reflect on the need to standardise the procedures that apply to clinical and pre-clinical trials. Klinik ve klinik öncesi deneyler için geçerli olan prosedürleri standartlaştırma ihtiyacı üzerinde düşünmeliyiz. More Sentences |
||||
General | trial n. | yargılanma | ||
They must not be allowed to keep European citizens in prison without trial. Avrupa vatandaşlarının yargılanmadan hapiste tutulmasına izin verilmemelidir. More Sentences |
||||
Law | ||||
Law | trial n. | duruşma | ||
The trial of 2 February, as other Members have said, was a sham. 2 Şubat'taki duruşma, diğer Üyelerin de söylediği gibi, bir düzmeceydi. More Sentences |
||||
Law | trial n. | yargılama | ||
Through the EC Delegation in Damascus, the Commission also participates in the EU observation of trials. Komisyon ayrıca Şam'daki AT Delegasyonu aracılığıyla AB'nin yargılamaları gözlemlemesine de katılmaktadır. More Sentences |
||||
Law | trial n. | yargılama | ||
This trial is a real parody of justice. Bu yargılama gerçek bir adalet parodisidir. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | trial n. | deneme | ||
Crop trials are presently being conducted in Scotland. Şu anda İskoçya'da mahsul denemeleri yapılmaktadır. More Sentences |
||||
Computer | ||||
Computer | trial adj. | deneme | ||
A second trial contravenes all legal principles. İkinci bir deneme tüm yasal ilkelere aykırıdır. More Sentences |
||||
Construction | ||||
Construction | trial n. | deneme | ||
Trials of the equipment to be used will also be of major importance. Kullanılacak ekipmanların denenmesi de büyük önem taşıyacaktır. More Sentences |
||||
Statistics | ||||
Statistics | trial n. | deneme | ||
The European Union was built up over time and through various trials. Avrupa Birliği zaman içerisinde ve çeşitli denemelerden geçerek inşa edilmiştir. More Sentences |
||||
Linguistics | ||||
Linguistics | trial n. | deneme | ||
If such trials show there are shortcomings in the system, we can always return to the old system. Bu tür denemeler sistemde eksiklikler olduğunu gösterirse, her zaman eski sisteme geri dönebiliriz. More Sentences |
||||
General | ||||
General | trial n. | çile | ||
General | trial n. | örnek | ||
General | trial n. | dert | ||
General | trial n. | sınama | ||
General | trial n. | bakma | ||
General | trial n. | muhakeme | ||
General | trial n. | baş belası | ||
General | trial n. | imtihan | ||
General | trial n. | girişim | ||
General | trial n. | tecrübe | ||
General | trial n. | dert/tasa | ||
General | trial n. | sıkıntı | ||
General | trial n. | denek | ||
General | trial n. | test | ||
General | trial v. | deneme yapmak | ||
General | trial adj. | geçici | ||
General | trial adj. | test amaçlı | ||
General | trial adj. | test ile elde edilen | ||
General | trial adj. | numunelik | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | trial n. | mahkemede duruşma | ||
Trade/Economic | trial n. | prova | ||
Trade/Economic | trial n. | tecrübe | ||
Trade/Economic | trial adj. | deneme niteliğinde | ||
Law | ||||
Law | trial n. | kovuşturma | ||
Law | trial n. | muhakeme | ||
Law | trial adj. | davadan | ||
Law | trial adj. | davayla ilgili | ||
Law | trial adj. | davada kullanılan | ||
Technical | ||||
Technical | trial adj. | deneyerek yapılan | ||
Computer | ||||
Computer | trial adj. | deneme amaçlı | ||
Mechanic | ||||
Mechanic | trial n. | ürün kalitesini ya da mekanik işlemin etkinliğini kanıtlamak için kullanılan numune | ||
Dyeing | ||||
Dyeing | trial n. | tutmayan bir rengi test etmek için yapılan damga | ||
Automotive | ||||
Automotive | trial n. | trayıl | ||
Linguistics | ||||
Linguistics | trial n. | bazı dillerde, üçlü bir gruba atıf yapan kelimeleri ifade eden gramatik sayı | ||
Linguistics | trial adj. | üçlü grup ifade eden (zamir, isim) | ||
Religious | ||||
Religious | trial n. | presbiteryen kilisesinin papaz adaylarına yaptığı seçme | ||
Sport | ||||
Sport | trial n. | sürücülerin becerilerinin zorlu zeminlerde test edildiği motosiklet müsabakası | ||
Sport | trial n. | eleme maçı | ||
Sport | trial n. | asıl yarışmadan önce daha az nitelikli adayları elemek için yapılan yarışma | ||
Sport | trial n. | köpeklerin doğrudan rekabet ettiği saha yarışı |