world - Turco Inglés Diccionario

world

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "world" en diccionario turco inglés : 40 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
world n. alem
If you know yourself as the micro world, you will see the universe as the macro world.
Kendinizi mikro alem olarak bilirseniz, evreni de makro alem olarak görürsünüz.

More Sentences
world n. dünya
We cannot allow anonymous terror to undermine the values of the free and democratic world.
Anonim terörün özgür ve demokratik dünyanın değerlerini baltalamasına izin veremeyiz.

More Sentences
General
world n. cihan
They established a world empire spanning three continents, lasting until the 20th century.
Üç kıtaya yayılan ve 20. yüzyıla kadar hüküm süren bir cihan imparatorluğu kurdular.

More Sentences
world n. hayat
Nothing's gonna change my world.
Hiçbir şey hayatımı değiştirmeyecek.

More Sentences
world n. dünya
They wished to help humanity within the framework of their own world of values, just like many people do today.
Tıpkı bugün birçok insanın yaptığı gibi, kendi değerler dünyaları çerçevesinde insanlığa yardım etmek istiyorlardı.

More Sentences
Computer
world n. dünya
But that difference is part of the reality of our world.
Ancak bu farklılık dünyamızın gerçekliğinin bir parçasıdır.

More Sentences
General
world n. evren
world n. arz
world n. yer
world n. yeryüzü
world n. ömür
world n. toplum
world n. yeryüzünün belirli bir kısmı
world n. büyük miktar
world n. çok şey
world n. camia
world v. küresel bir bakış açısıyla değerlendirmek
world v. küresel bir bakış açısıyla değerlendirilmesine neden olmak
world v. küresel bir bütün olarak düşünmek
world v. küreselleştirmek
world v. küreselleşmek
world v. gerçekleştirmek
world v. maddeleştirmek
world adj. tıpatıp
world adj. tüm dünyayı içeren
world adj. tüm dünyada geçerli
world adj. tüm dünyayı kapsayan
world adj. tüm dünyaya yayılan
world adj. dünya çapında bilinen
world adj. dünyaya ait
world adj. dünyayla ilgili
Colloquial
world adj. müthiş
world adj. harika
world adj. mükemmel
Astronomy
world n. yıldız
world n. gezegen
Religious
world n. seküler yaşam ve kaygılar
world n. dünyevi yaşam ve kaygılar
Geography
world n. dünya yapay takımadaları
world n. dubai'de dünya haritası şeklinde tasarlanmış 300 adadan oluşan bir yapay takımada

Significados de "world" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
General
the third world n. üçüncü dünya ülkeleri
So of course we export to the third world.
Elbette biz üçüncü dünya ülkelerine ihracat yapıyoruz.

More Sentences
entire world n. bütün dünya
Today I love the entire world.
Bugün ben bütün dünyayı seviyorum.

More Sentences
contemporary world n. çağdaş dünya
Having knowledge of many languages is an advantage in the contemporary world.
Birçok dil bilmek çağdaş dünyada bir avantajdır.

More Sentences
the new world n. yeni dünya
September 11 made us realise that the European Union is not fully adapted to the new world context.
11 Eylül, Avrupa Birliği'nin yeni dünya koşullarına tam olarak uyum sağlayamadığını fark etmemizi sağladı.

More Sentences
world champion n. dünya şampiyonu
He has the potential to become world champion.
Dünya şampiyonu olma potansiyeli var.

More Sentences
world view n. dünya görüşü
We need to get to grips with our different world views.
Farklı dünya görüşlerimizle başa çıkmamız gerekiyor.

More Sentences
whole world n. bütün dünya
Earlier, if Europe sneezed, the whole world caught cold.
Eskiden Avrupa hapşırsa bütün dünya nezle olurdu.

More Sentences
islamic world n. islam dünyası
That would further inflame opinion in the Islamic world.
Bu, İslam dünyasındaki görüşleri daha da alevlendirecektir.

More Sentences
third world n. üçüncü dünya
We need to support our farmers, but not at the expense of Third World trade.
Çiftçilerimizi desteklemeliyiz, ancak bunu Üçüncü Dünya ticareti pahasına yapmamalıyız.

More Sentences
world history n. dünya tarihi
World history becomes a matter of narrating events to show how the civilizations follow each other.
Dünya tarihi, medeniyetlerin birbirini nasıl takip ettiğini gösteren olayların anlatılması meselesi haline gelir.

More Sentences
world record n. dünya rekoru
We should remember that sport does not just mean competitive sport, peak performance or world records.
Sporun sadece rekabetçi spor, en yüksek performans veya dünya rekorları anlamına gelmediğini unutmamalıyız.

More Sentences
new world order n. yeni dünya düzeni
The new world order, proclaimed after the Gulf War by President Bush Snr, has quickly been forgotten.
Körfez Savaşı sonrasında Başkan Bush Snr tarafından ilan edilen yeni dünya düzeni hızla unutulmuştur.

More Sentences
world war n. dünya savaşı
The Second World War has thus been brought to a definitive end.
İkinci Dünya Savaşı böylece kesin olarak sona ermiştir.

More Sentences
new world n. yeni dünya
The European Union needs to have a view and an opinion about this new world.
Avrupa Birliği'nin bu yeni dünya hakkında bir görüşü ve fikri olmalıdır.

More Sentences
world affairs n. dünya meseleleri
The Council also addressed other developments in world affairs.
Konsey ayrıca dünya meselelerindeki diğer gelişmeleri de ele aldı.

More Sentences
external world n. dış dünya
This correspondence with the real external world we call truth.
Hakikat dediğimiz şey, gerçek dış dünya ile olan bu örtüşme.

More Sentences
world market n. dünya pazarı
That reduces prices on the world market.
Bu dünya pazarındaki fiyatları düşürür.

More Sentences
free world n. özgür dünya
The unified state should not be defended at all costs, but the free world needs to stand against Muslim terrorism.
Birleşik devlet her ne pahasına olursa olsun savunulmamalı, ancak özgür dünya Müslüman terörizmine karşı durmalıdır.

More Sentences
world trade n. dünya ticareti
Four fifths of world trade takes place between thirty or so countries.
Dünya ticaretinin beşte dördü otuz kadar ülke arasında gerçekleşmektedir.

More Sentences
the third world n. üçüncü dünya
At the moment, it is even threatening to drag us into a war against the third world.
Hatta şu anda bizi üçüncü dünyaya karşı bir savaşa sürüklemekle tehdit ediyor.

More Sentences
the world bank n. dünya bankası
You are neither a European bank nor an extension of the World Bank and nevertheless you have close links with us.
Siz ne bir Avrupa bankası ne de Dünya Bankası'nın bir uzantısısınız ama yine de bizimle yakın bağlarınız var.

More Sentences
ancient world n. antik dünya
The Great Pyramid of Giza is one of the Seven Wonders of the Ancient World.
Büyük Giza Piramidi, Antik Dünyanın Yedi Harikası'ndan biridir.

More Sentences
whole world n. tüm dünya
The principle of an eye for an eye, makes the whole world blind.
Göze göz ilkesi tüm dünyayı kör eder.

More Sentences
world leader n. dünya lideri
Our world leaders will be meeting in Genoa in just over two weeks' time.
Dünya liderlerimiz iki haftadan biraz fazla bir süre sonra Cenova'da bir araya gelecek.

More Sentences
soccer world n. futbol dünyası
The 2011 Women's Soccer World Cup will end in Frankfurt, Germany.
2011 Kadınlar Futbol Dünya Kupası Almanya'nın Frankfurt kentinde sona erecek.

More Sentences
world languages n. dünya dilleri
Do we need a world language?
Bir dünya diline ihtiyacımız var mı?

More Sentences
today's world n. günümüzün dünyası
Computer terrorism and environmental terrorism are worrying features of today's world.
Bilgisayar terörizmi ve çevresel terörizm günümüz dünyasının endişe verici özellikleridir.

More Sentences
today's world n. bugünün dünyası
The proposals we are debating this afternoon are a miserable, insufficient response to today's world.
Bu öğleden sonra tartıştığımız teklifler bugünün dünyasına verilen zavallı ve yetersiz bir yanıttır.

More Sentences
world population n. dünya nüfusu
The World Population Report for 2002, which has just appeared, contains some shocking figures.
Yeni yayınlanan 2002 Dünya Nüfus Raporu bazı şok edici rakamlar içermektedir.

More Sentences
world environment day n. dünya çevre günü
June fifth is World Environment Day.
5 Haziran, Dünya Çevre Günü'dür.

More Sentences
western world n. batı dünyası
The western world must stand united in combating terrorism.
Batı dünyası terörizmle mücadelede birlik olmalıdır.

More Sentences
inner world n. iç dünya
The music you listen to reflects your inner world.
Dinlediğiniz müzik iç dünyanızı yansıtır.

More Sentences
cruel world n. acımasız dünya
Goodbye, cruel world.
Elveda, acımasız dünya.

More Sentences
world domination n. dünya hakimiyeti
One of my major life goals is world domination.
En büyük yaşam hedeflerimden biri dünya hakimiyetidir.

More Sentences
world-view n. dünya görüşü
What is the world-view that is being set out here?
Burada ortaya konan dünya görüşü nedir?

More Sentences
world peace n. dünya barışı
This resolution comes at a crucial time for world peace, in view of the imminent attack on Iraq.
Bu karar, Irak'a yönelik yaklaşan saldırı göz önüne alındığında, dünya barışı için çok önemli bir zamanda alınmıştır.

More Sentences
third world war n. üçüncü dünya savaşı
I wonder if a third world war will break out.
Üçüncü dünya savaşının patlak verip vermeyeceğini merak ediyorum.

More Sentences
cruel world n. zalim dünya
Goodbye, cruel world.
Elveda, zalim dünya.

More Sentences
art world n. sanat dünyası
Lastly, the resale right is a form of tax on financial speculation in the art world.
Son olarak yeniden satış hakkı, sanat dünyasındaki finansal spekülasyonlara uygulanan bir tür vergidir.

More Sentences
animal world n. hayvanlar alemi
Early man had to compete with the whole animal world for his food.
İlk insan, yiyeceği için tüm hayvanlar alemi ile rekabet etmek zorundaydı.

More Sentences
fashion world n. moda dünyası
They live in the fashion world.
Moda dünyasında yaşıyorlar.

More Sentences
real world n. gerçek dünya
Behind theoretical speech there is a whole real world.
Teorik konuşmaların ardında koca bir gerçek dünya var.

More Sentences
fantasy world n. hayal dünyası
Tom lives in a fantasy world.
Tom bir hayal dünyasında yaşıyor.

More Sentences
imaginary world n. hayal dünyası
Tom lives in an imaginary world.
Tom hayal dünyasında yaşıyor.

More Sentences
dream world n. hayal dünyası
She lives in a dream world.
Hayal dünyasında yaşıyor.

More Sentences
business world n. iş dünyası
My impression is that the proposed system for formulating opinions would be favourably received by the business world.
Benim izlenimim, görüş oluşturmak için önerilen sistemin iş dünyası tarafından olumlu karşılanacağı yönündedir.

More Sentences
developed world n. gelişmiş dünya
We, the developed world, are short of doctors.
Biz, gelişmiş dünya, doktor sıkıntısı çekiyoruz.

More Sentences
world of ideas n. fikir dünyası
Free trade must also extend to the world of ideas.
Serbest ticaret aynı zamanda fikir dünyasını da kapsamalıdır.

More Sentences
global world n. küresel dünya
The second point is that, in today's global world, Europe is not negotiating with one voice.
İkinci nokta ise, günümüzün küresel dünyasında Avrupa'nın tek sesle müzakere etmiyor olmasıdır.

More Sentences
dark world n. karanlık dünya
Layla was living in her very dark world.
Leyla çok karanlık dünyasında yaşıyordu.

More Sentences
world population n. dünya nüfusu
Since the end of the last century, the world population has grown fourfold, from one and a half billion to six billion.
Geçen yüzyılın sonundan bu yana dünya nüfusu dört kat artarak bir buçuk milyardan altı milyara ulaşmıştır.

More Sentences
world map n. dünya hari̇tası
Thirdly, a balance in relations between the centres of power on the world map.
Üçüncü olarak, dünya haritası üzerindeki güç merkezleri arasındaki ilişkilerde bir denge.

More Sentences
this world n. bu dünya
Are we to let the USA determine everything in this world?
Bu dünyada her şeyi ABD'nin belirlemesine izin mi vereceğiz?

More Sentences
world without end n. sonu olmama
It always has been and will be a world without end.
Her zaman oldu ve olacak, sonu olmayan bir dünya.

More Sentences
save the world v. dünyayı kurtarmak
Tom is the only one who can save the world.
Dünyayı kurtarabilecek tek kişi Tom.

More Sentences
change the world v. dünyayı değiştirmek
The Internet and television have changed the world.
İnternet ve televizyon dünyayı değiştirdi.

More Sentences
a world of adj. çok
A good night's sleep will do you a world of good.
İyi bir gece uykusu sana çok iyi gelecektir.

More Sentences
a world of adj. pek çok
In many ways, these show that they are living in a world of their own, detached from reality outside.
Bunlar pek çok açıdan, dış gerçeklikten kopuk, kendilerine ait bir dünyada yaşadıklarını göstermektedir.

More Sentences
world-class adj. birinci sınıf
The athlete showcased her world-class skills.
Sporcu birinci sınıf yeteneklerini sergiledi.

More Sentences
world-famous adj. dünyaca ünlü
He's a world-famous writer.
O dünyaca ünlü bir yazar.

More Sentences
in the world adv. dünyada
Over 2 billion people in the world have no access to electricity.
Dünyada 2 milyardan fazla insanın elektriğe erişimi yok.

More Sentences
around the world adv. tüm dünyada
Alzheimer's disease affects nearly 50 million people around the world.
Alzheimer hastalığı tüm dünyada yaklaşık 50 milyon insanı etkilemektedir.

More Sentences
throughout the world adv. dünyanın her yerinde
Human dignity is still violated in the most odious ways throughout the world.
İnsan onuru dünyanın her yerinde hala en iğrenç şekillerde ihlal edilmektedir.

More Sentences
in our world adv. dünyamızda
However, the World Cup is an illustration of the extreme contrasts in our world.
Bununla birlikte, Dünya Kupası dünyamızdaki aşırı zıtlıkların bir göstergesidir.

More Sentences
in today's world adv. günümüz dünyasında
There is no place for this in today's world.
Günümüz dünyasında buna yer yoktur.

More Sentences
around the world adv. dünya genelinde
The four big companies together buy almost half the coffee beans produced around the world.
Dört büyük şirket birlikte dünya genelinde üretilen kahve çekirdeklerinin neredeyse yarısını satın almaktadır.

More Sentences
across the world adv. dünya çapında
Millions of people across the world are mourning the death of Nelson Mandela.
Dünya çapında milyonlarca insan Nelson Mandela'nın ölümünün yasını tutuyor.

More Sentences
across the world adv. dünya genelinde
Across the world, the financial markets have moved closer together.
Dünya genelinde finans piyasaları birbirine daha da yaklaştı.

More Sentences
across the world adv. tüm dünyada
Hours later, the disturbing story was heard across the world.
Saatler sonra, rahatsız edici hikaye tüm dünyada duyuldu.

More Sentences
old world n. eski dünya
a woman of the world n. görmüş geçirmiş kimse
a woman of the world n. görmüş geçirmiş kadın
man of the world n. engin tecrübeli
world class n. birinci kalite
the first world war n. birinci dünya savaşı
nether world n. cehennem
the second world war n. ikinci dünya savaşı
world scene n. dünya sahnesi
the world of dreams n. hayal alemi
world view n. hayat felsefesi
the world over n. bütün dünyada
world system n. dünya sistemi
the seven wonders of the world n. dünyanın yedi harikası
old world n. avrupa, asya ve afrika
the third world n. kalkınmakta olan ülkeler
the world n. yeryüzü
the old world n. eski dünya
world debt n. dünya ölçeğindeki borç
man of the world n. çok tecrübeli
world countries n. dünya ülkeleri
a man of the world n. görmüş geçirmiş adam
end of the world n. ahir zaman
world politics n. dünya politikası
the end of the world n. kıyamet
the world and his rife n. medeni alem
world class n. birinci sınıf
press world n. basın dünyası
world standards n. dünya standartları
world city n. dünya kenti
world confederation of labor n. dünya işçi konfederasyonu
citizen of the world n. dünya vatandaşı
man of the world n. görmüş geçirmiş adam
world weariness n. bıkkınlık
world tour n. dünya turu
new world n. avrupa tarafından görüldüğü şekliyle kuzey ve güney amerika
the world of mortality n. fani dünya
the world over n. her yerde
business world n. iş alemi
world federation of trade unions n. dünya işçi sendikaları federasyonu
world culture n. dünya kültürü
islamic world n. islami dünya
world conqueror n. cihangir
the next world n. ahret
lower world n. cehennem
world record holder n. dünya rekoru sahibi
world food reserves n. dünya gıda stoku
twilight world n. belirsizlik
the third world n. az gelişmiş ülke
third world n. dünyanın az gelişmiş kesimleri
powerful nations of the world n. yedi düvel
the world around n. ortalık
the world and his rife n. herkes
the new world n. yenidünya
great books of the western world n. batı dünyasında büyük kitaplar
modern world n. çağdaş dünya
world meteorological organisation n. dünya meteoroloji teşkilatı
the invisible world n. gaip
the other world n. öbür dünya
a man of the world n. görmüş geçirmiş kimse
world series n. beyzbol oyunları serisi
the third world n. gelişmekte olan ülkeler
the far end of the world n. dünyanın öbür ucu
world water council n. dünya su konseyi
world summit on the information society n. bilgi toplumu dünya zirvesi
world summit on the information society n. enformasyon toplumu dünya zirvesi
world finance n. dünya para piyasası
world press n. dünya basını
world media n. dünya basını
islam and world politics n. islam ve dünya politikası
end of the world n. dünyanın sonu
world ranking n. dünya sıralaması
world health day n. dünya sağlık günü
conception of the world n. dünya görüşü
the far end of the world n. dünyanın bir ucu
miss world n. dünya güzeli
this world and the world to come n. iki dünya
the other end of world n. dünyanın diğer ucu
far end of the world n. dünyanın diğer ucu
far end of the world n. dünyanın bir ucu
medieval world n. ortaçağ dünyası
world brand n. dünya markası
world average n. dünya ortalaması
soccer world n. futbol camiası
science world n. bilim dünyası
world eye hospital n. dünya göz hastanesi
abstract world n. soyut dünya
world of islam n. islam alemi
islam world n. islam alemi
cyber world n. sanal alem
cyber world n. sanal dünya
virtual world n. sanal alem
virtual world n. sanal dünya
world tariff n. dünya tarifesi
today's world n. günümüz dünyası
the world we live in n. yaşadığımız dünya
life-world n. yaşam dünyası
dog-eat-dog world n. kurtlar sofrası
united nations-world health organization n. birleşmiş milletler dünya sağlık teşkilatı
post-cold-war world n. soğuk savaş sonrası dünyası
world-view n. hayat görüşü
world-beater n. dünya rekoru sahibi
world-line n. hayat çizgisi
business world n. iş çevreleri
world empire n. dünya imparatorluğu
outer world n. dış dünya
world exhibition n. uluslararası sergi
real world scene n. gerçek dünya sahnesi
the world of the dead n. cehennem
the world of the dead n. ölüler diyarı
world leader n. dünya birincisi
the next world n. öteki dünya
the next world n. öbür dünya
end of the world n. kıyamet günü
end of the world n. mahşer günü
king of the world n. dünyanın hakimi
master of the world n. dünyanın hakimi
every corner of the world n. dünyanın her köşesi
developing world n. gelişen dünya
education world n. eğitim dünyası
computer world n. bilgisayar dünyası
world of design n. tasarım dünyası
world cuisine n. dünya mutfağı
design world n. tasarım dünyası
mysterious world n. gizemli dünya
other corner of the world n. dünyanın diğer ucu
a first in the world n. dünyada bir ilk
other corner of the world n. dünyanın öteki ucu
far end of the world n. dünyanın öteki ucu
inner world n. içsel dünya
the man who saved the world n. dünyayı kurtaran adam
ephemeral world n. ölümlü dünya
ephemeral world n. fani dünya
the mortal world n. fani dünya
the mortal world n. ölümlü dünya
the four corners of the world n. dünyanın dört bir yanı
one of the wonders of the world n. dünyanın harikalarından biri
the world order n. dünya düzeni
the world order n. dünyanın düzeni
world perspective n. dünya görüşü
underwater world n. sualtı dünyası
the world of sport n. spor dünyası
the other end of the world n. dünyanın diğer ucu
the other end of the world n. dünyanın bir ucu
world tour concert series n. dünya turu konser serisi
multi-faith world n. çok inançlı dünya
multi-faith world n. çok dinli dünya
contemporary world history n. çağdaş dünya tarihi
rest of the world n. dünyanın geri kalanı
world flags n. dünya bayrakları
mobile world n. mobil dünya
vision of world n. dünya görüşü
our knowledge of the external world n. dış dünya bilgimiz
all the time of the world n. dünyanın bütün zamanı
world art n. dünya sanatı
seven wonders of the world n. dünyanın yedi harikası
guinness world records n. guinness rekorlar kitabı
the guinness book of world records n. guinness rekorlar kitabı
world dance day n. dünya dans günü
world of boxing n. boks dünyası
the real world n. gerçek dünya
conflicts world-wide n. dünya çapındaki çatışmalar
a rational person living in the real world n. gerçek dünyada yaşayan aklı başında bir insan
written permission of the world bank n. dünya bankasının yazılı izni
the everyday world n. her günkü dünya
the world stage n. dünya sahnesi
world class skill n. dünya çapında yetenek
world war III n. üçüncü dünya savaşı
world knowledge n. genel kültür
art of the world n. dünya sanatı
the world of art n. sanat dünyası
financial and cultural capital of the world n. dünyanın finans ve kültür başkenti
the world of crime n. suç dünyası
the world technology network n. dünya teknoloji ağı
the next world war n. bir sonraki dünya savaşı
extreme world-wide ambient temperatures n. tüm dünyadaki en uç ortam sıcaklıkları
world of hate n. nefret dünyası
an uncertain world n. şüphelerle dolu bir dünya
an uncertain world n. belirsizliklerle dolu bir dünya
human world n. insan dünyası
the world of colors n. renklerin dünyası
the whole world n. dünyanın tümü
one's own stormy inner world n. kendi fırtınalı iç dünyası
new world translation of the holy scriptures n. kutsal metinlerin yeni dünya tercümesi
world geography n. dünya coğrafyası
world teachers' day n. dünya öğretmenler günü
world hunger n. dünya açlığı
the tallest building in the world n. dünyanın en uzun binası
contemporary turkish and world history n. çağdaş türk ve dünya tarihi
world radio day n. dünya radyo günü
all the children in the world n. dünyadaki bütün çocuklar
world cat day n. dünya kediler günü
world theatre day n. dünya tiyatrolar günü
world theater day n. dünya tiyatrolar günü
the child's world n. çocuğun dünyası
the world of the child n. çocuğun dünyası
diving world n. dalış dünyası
world famous singer n. dünyaca ünlü şarkıcı
world renowned singer n. dünyaca ünlü şarkıcı
world of fashion n. moda dünyası
the most hated man in the world n. dünyanın en nefret edilen adamı
fantasy world n. fantazi dünyası
world children's day n. dünya çocuk bayramı
world children's day n. çocuk hakları günü
world community n. dünya topluluğu
world raki day n. dünya rakı içme günü
world raki day n. dünya rakı günü
home world n. ana gezegen
world food day n. dünya gıda günü
world of thought n. düşünce dünyası
world theatre day n. dünya tiyatro günü
other countries in the world n. dünyadaki diğer ülkeler
semantic world n. anlam dünyası
natural world n. doğal dünya
world literature n. dünya edebiyatı
world of plenty n. bolluk dünyası
one-world n. bütün dünyanın birbirine bağlı ve bağımlı olması ve insanların buna uygun davranması
around the world race n. dünya'nın etrafını tekne ile kat etme yarışı
wonder of the world n. dünya harikası
world pain n. varoluş acısı
world pain n. dünya acısı
natural world n. doğal yaşam
world school n. dünya okulu
parallel world n. paralel evren
parallel world n. paralel dünya
world festivals n. dünya festivalleri
world gold council n. dünya altın konseyi
tale world n. masal dünyası
fairy world n. masal dünyası
world documentary heritage n. dünya belge mirası
world reading day n. dünya okuma günü
world of meaning n. mana alemi
world citizenship n. dünya vatandaşlığı
world of cats n. kediler dünyası
world of game n. oyun dünyası
game world n. oyun dünyası
world title n. dünya şampiyonluğu
world wood day n. dünya ağaç günü
visual world n. görsel dünya
nether world n. bir kişinin durumunun belirsiz, önemsiz veya tanımsız olduğu hal
nether world n. yeraltı suç dünyası
the world n. dünya
the world n. herkes
the world n. bütün dünya
the world n. her şey
the ways of the world n. dünyanın döngüsü
the ways of the world n. dünyanın kuralı
third-world n. afrika, asya ve latin amerika'nın gelişmekte olan ülkeleri
this world n. fani dünya
world carfree day n. dünya arabasızlık günü
the eighth wonder of the world n. dünyanın sekizinci harikası
the eighth wonder of the world n. dünya harikaları arasına girebilecek kadar muhteşem olduğu düşünülen şey
current world problems n. günümüz dünya sorunları
entertainment world n. eğlence dünyası
upper world n. cennet
upper world n. fani dünya
world without end n. sonrasızlık
world power n. dünya kuvveti
world premiere n. dünya prömiyeri
world-weariness n. hayattan bezme
woman of the world n. sosyetik kadın
world fair n. dünyanın dört bir yanından sanat ve el sanatları, bilimsel keşifler, endüstri ve tarım ürünleri gibi sergileri içeren büyük bir fuar
world traveler n. gezgin
world traveler n. sık sık seyahat eden kimse
fair-world n. refah durumu
lower world n. yeryüzü
dream world n. entelektüel kaygılar
dream world n. dünyevi olmayan düşünceler alemi
phantasy world n. fantezi dünyası
phantasy world n. (gerçeklikle karıştırılan) hayali şey
first world country n. birinci dünya ülkesi
open world game n. açık dünya oyunu
first world country n. gelişmiş ülke
live in a world of one's own v. kendi dünyasında yaşamak
cut oneself off from outside world v. dış dünyayla ilişkisini kesmek
bring into the world v. dünyaya getirmek
come down in the world v. düşmek
bring a child into the world v. doğurtmak
be heard around the world v. cihanı tutmak
live in one's own world v. kendi aleminde yaşamak
be in a world of one's own v. kendi dünyasında yaşamak
come down in the world v. biri eskiden sahip olduğu para ve prestijini kaybetmek
come into the world v. dünyaya gelmek
think the world of v. hayranlık duymak
bring a child into the world v. doğurmak
cut off from the outside world v. dış dünyayla ilişkisini kesmek
come into the world v. doğmak
think the world of v. hayranlık beslemek
come up in the world v. birinin para ve prestiji artmak
tell the world v. ilan etmek
not to have a care in the world v. hiç derdi olmamak
open one's eyes to the world v. dünyaya gözünü açmak
someone's world turn black v. dünyası kararmak
(someone's world) collapse around him/her v. dünyayı başına yıkmak
travel around the world v. dünyayı gezmek
cause (someone) to come down in the world v. sürüm sürüm süründürmek
retire from the world v. dünyadan geçmek
cut oneself off from the world and worldly things v. dünyadan elini eteğini çekmek
retire from the world v. dünyadan el çekmek
close one's eyes to the world v. dünyaya gözlerini kapamak
close one's eyes to the world v. dünyaya gözlerini yummak
open one's eyes to the world v. dünyaya gözlerini açmak
announce to the world v. dünyaya duyurmak
be accepted throughout the world v. dünyaca kabul görmek
think the world of v. çok beğenmek
see the world through rose-colored glasses v. dünyayı tozpembe görmek
bring into the world v. doğurmak
be a first in the world v. dünyada bir ilk olmak
disconnect with the world (around) v. dünyayla bağını koparmak
revolve around the world v. dünya etrafında dönmek
revolve around the world v. dünya etrafında dolaşmak
travel around the world v. dünya etrafında dolaşmak
make a friend from the other side of the world v. dünyanın diğer ucundan bir arkadaş edinmek
hold the world record v. dünya rekorunu elinde bulundurmak
hold the world record v. dünya rekorunu elinde tutmak
accept the world the way it is v. dünyayı olduğu gibi kabullenmek
live in third world conditions v. üçüncü dünya ülkesi şartlarında yaşamak
not reflect someone's inner world v. iç dünyasını yansıtmamak
reflect someone's inner world v. iç dünyasını yansıtmak
be all/completely alone (in the world) v. kimi kimsesi olmamak
break the world record v. dünya rekorunu kırmak
make the world a better place v. dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek
focus real-world v. gerçek dünyaya odaklanmak
run the world v. dünyayı yönetmek/idare etmek
make a world tour v. dünya turu yapmak
be known all over the world v. bütün dünyada bilinmek
spread to the world v. dünyaya yayılmak
spread around the world v. dünyaya yayılmak
widespread the world v. dünyaya yayılmak
widespread around the world v. dünyaya yayılmak
disrupt the balance of the world v. dünyanın dengesini bozmak
worth the whole world adj. tüm dünyaya bedel
a world of adj. bir hayli
worth the world adj. dünyaya bedel
without a care in the world adj. tasasız
a world of adj. dünya kadar
for all the world like adj. tıpatıp aynı
old world adj. modası geçmiş
world shaking adj. çok önemli
world wide known adj. dünyaca ünlü
world wide known adj. dünyaca tanınan
world wide known adj. dünyaca bilinen
world wide known adj. dünya çapında bilinen
world wide known adj. tüm dünyaca tanınan
world wide known adj. tüm dünyanın bildiği
world wide known adj. tüm dünyaca bilinen
third-world adj. üçüncü dünya'ya ait
world-wide adj. dünya çapındaki
world-shaking adj. dünya çapında yankı uyandıran
world-ranking adj. dünya klasında
world-wide adj. evrensel
world-wide adj. cihanşümul
world-weary adj. yaşamaktan bıkmış usanmış
world-shaking adj. dünyayı yerinden oynatan
world-renowned adj. tüm dünyanın tanıdığı
world-renowned adj. tüm dünyanın bildiği
world-renowned adj. dünyaca ünlü
world-renowned adj. dünyaca bilinen
world-renowned adj. tüm dünyaca bilinen
world-renowned adj. dünya çapında bilenen
world-renowned adj. tüm dünyaca tanınan
world-renowned adj. dünyaca tanınan
world-embracing adj. dünyayı saran
world-embracing adj. dünyayı kucaklayan
world-embracing adj. dünya çapında
world-wide adj. dünya geneli
a world to see adj. şaşkınlık veya hayranlık uyandıran
a world to see adj. görülmeye değer
all-world [us] adj. en iyilerden olan
world-weary adj. hayattan bezmiş
world-weary adj. dünyadan bıkmış
world-shaking adj. çok önemli
world-shaking adj. önemli sonuçları olan
world-shaking adj. yeri göğü yerinden oynatan
world-shattering adj. tüm dünyayı etkileyecek kadar önemli
world-shattering adj. dünyayı yerinden oynatacak nitelikte
old-world adj. (avrasya, afrika) doğu yarımküreye özgü canlılara ait
old-world adj. avrupai niteliklere sahip olan
old-world adj. avrupai niteliklere ait
old-world adj. eski dünya'nın çekiciliğine sahip olan
old-world adj. eski dünya'nın güzel özelliklerine sahip olan
out-of-this-world adj. harika
out-of-this-world adj. mükemmel
out-of-this-world adj. inanılmaz
out-of-this-world adj. müthiş
all over the world adv. dünyanın her yerinde
not for the world adv. hiçbir şekilde
on the top of the world adv. ala
on the top of the world adv. mükemmel halde
for all the world adv. ne pahasına olursa olsun
world without end adv. ebediyen
on top of the world adv. çok mutlu
not for the world adv. ne pahasına olursa olsun
throughout the world adv. bütün dünyada
for the world adv. her hususta
for all the world adv. bütün dünyayı verecek olsalar
for all the world adv. dünyada
all over the world adv. tüm dünyada
on top of the world adv. sevinçli
worth the whole world adv. dünyalara bedel
world without end adv. sonsuza dek
on the top of the world adv. fevkalade
never in this world adv. dünyada (olmaz)
since the world began adv. dünya kurulduğundan beri
in all the countries of the world adv. dünyanın bütün ülkelerinde
all around the world adv. tüm dünya çevresinde
all around the world adv. dünya çapında
all around the world adv. dünya çevresinde
all over the world adv. bütün dünyada
in his inner world adv. iç dünyasında
in the world markets adv. dünya pazarlarında
from the rest of the world adv. dünyanın geri kalanından
in a world surrounded by men adv. erkeklerle çevrili bir dünyada
after world war II adv. 2. dünya savaşı sonrası
Phrases
the ways of the world n. dünyanın kuralı
the ways of the world n. dünyanın döngüsü
for all the world adv. her ne pahasına olursa olsun
the whole world over adv. bütün dünyada
the whole world over adv. her yerde
for all the world as if (someone or something) expr. sanki (bir şey) yapmış/olmuş gibi
for all the world as if/though... expr. sanki (bir şey) yapmış/olmuş gibi
for all the world like somebody/something expr. sanki (bir şey) yapmış/olmuş gibi
for all the world as if (someone or something) expr. sanki tamamen (bir şeymiş) gibi
for all the world as if/though... expr. sanki tamamen (bir şeymiş) gibi
for all the world like somebody/something expr. sanki tamamen (bir şeymiş) gibi
my mother is the most beautiful woman in the world expr. annem dünyanın en güzel kadınıdır
my mother is the most beautiful woman in the world expr. annem dünyadaki en güzel kadınıdır
across the world expr. dünya ölçeğinde
as the world goes expr. dünya telakkisine göre
the world is not enough expr. dünya yetmez
one of the eight wonders of the world expr. dünyanın sekiz harikasından biri