çok

Significados de "çok" en diccionario inglés turco : 324 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	çok	vast adj.
Vast numbers of people are still dying in der Gomel region. Der Gomel bölgesinde hala çok sayıda insan ölüyor. More Sentences
2	General	çok	precious adj.
Precious little has happened in this area over the past six months under the presidency that is about to come to an end. Sona ermek üzere olan başkanlık döneminde geçtiğimiz altı ay boyunca bu alanda çok az şey oldu. More Sentences
3	General	çok	terrible adj.
You smell terrible. Çok kötü kokuyorsun. More Sentences
4	General	çok	a great many adj.
There are a great many questions that remain to be resolved. Çözülmesi gereken çok sayıda soru bulunmaktadır. More Sentences
5	General	çok	countless adj.
Countless stars were twinkling in the sky. Gökyüzünde çok sayıda yıldız parlıyordu. More Sentences
6	General	çok	innumerable adj.
The stars are innumerable. Yıldızlar sayılamayacak kadar çoktur. More Sentences
7	General	çok	extreme adj.
His job creates extreme stress. İşi çok stres yapıyor. More Sentences
8	General	çok	large adj.
Such exclusions would affect the sale of a large number of insurance products involving important risks. Bu tür istisnalar, önemli riskler içeren çok sayıda sigorta ürününün satışını etkileyecektir. More Sentences
9	General	çok	dead adj.
You're dead wrong. Çok yanılıyorsun. More Sentences
10	General	çok	a world of adj.
A good night's sleep will do you a world of good. İyi bir gece uykusu sana çok iyi gelecektir. More Sentences
11	General	çok	long adj.
Consideration of this subject is long overdue and I am grateful to the Commission for bringing it forward. Bu konunun ele alınması çok gecikmiştir ve bu konuyu gündeme getirdiği için Komisyon'a müteşekkirim. More Sentences
12	General	çok	some adj.
This really does raise some very serious issues. Bu gerçekten çok ciddi sorunları gündeme getiriyor. More Sentences
13	General	çok	round adj.
We are taking a responsible attitude and I am delighted that we have unanimity round the Chamber this evening. Sorumlu bir tutum sergiliyoruz ve bu akşam Meclis'te oybirliği sağladığımız için çok mutluyum. More Sentences
14	General	çok	deadly adj.
Tom is deadly serious. Tom çok ciddi. More Sentences
15	General	çok	such adj.
We have such different views on this. Bu konuda çok farklı görüşlerimiz var. More Sentences
16	General	çok	big adj.
Thank you ladies and gentlemen and, especially, a big thank-you to the Danish Presidency. Hanımefendiler, beyefendiler ve özellikle de Danimarka Dönem Başkanlığına çok teşekkür ederim. More Sentences
17	General	çok	over adj.
My joke went over very well. Benim şaka çok iyi gitti. More Sentences
18	General	çok	a lot of adj.
So we still have a lot of work to do on this subject, but this should not frighten us. Dolayısıyla bu konuda daha yapacak çok işimiz var ama bu bizi korkutmamalı. More Sentences
19	General	çok	good adj.
I see a good number of familiar faces. Çok sayıda tanıdık yüz görüyorum. More Sentences
20	General	çok	loads of adj.
We'll have loads of fun. Çok eğleneceğiz. More Sentences
21	General	çok	far adj.
We need to apply far stronger pressure. Çok daha güçlü bir baskı uygulamamız gerekiyor. More Sentences
22	General	çok	great adj.
We do not believe that a common constituency of that kind would add anything of great importance at this stage. Bu tür bir ortak seçim bölgesinin bu aşamada çok önemli bir şey katacağına inanmıyoruz. More Sentences
23	General	çok	lots of adj.
There are lots of horror stories presented by the press to misinform people. Basın tarafından insanları yanlış bilgilendirmek için sunulan pek çok korku hikayesi var. More Sentences
24	General	çok	heavy adj.
The traffic is heavy here. Trafik burada çok yoğundur. More Sentences
25	General	çok	abundant adj.
Oil is abundant in that country. Şu ülkede petrol çoktur. More Sentences
26	General	çok	plenty of adj.
There is plenty of research and empirical evidence supporting this view. Bu görüşü destekleyen çok sayıda araştırma ve ampirik kanıt var. More Sentences
27	General	çok	hell of adj.
I can assure you that these boats make a hell of a racket and produce an awful lot of exhaust, much more so than cars. Sizi temin ederim ki bu tekneler çok gürültü çıkarıyor ve arabalardan çok daha fazla egzoz üretiyor. More Sentences
28	General	çok	hard adj.
Sweden will be hardest hit as Finland and Denmark also have fishing grounds in the Atlantic. Finlandiya ve Danimarka'nın da Atlantik'te balıkçılık alanları bulunduğundan en çok İsveç etkilenecektir. More Sentences
29	General	çok	high adj.
I have high hopes of them. Onlardan çok umutluyum. More Sentences
30	General	çok	numerous adj.
Turkey has raised the matter of the imbalance in its trade with the Community on numerous occasions. Türkiye, bir çok kere, Topluluk ile ticaretindeki dengesizliği gündeme getirmiştir. More Sentences
31	General	çok	super adj.
People drive super fast and do not always adhere to traffic laws. İnsanlar araba kullanırken çok hız yapıyor ve trafik kurallarına her zaman uymuyorlar. More Sentences
32	General	çok	fierce adj.
He takes fierce pride in his country. Ülkesiyle çok gurur duyuyor. More Sentences
33	General	çok	well adv.
She came in well after midnight. Gece yarısını çok geçtikten sonra geldi. More Sentences
34	General	çok	deeply adv.
I am deeply concerned to read the many criticisms of the United Kingdom in this report. Bu raporda Birleşik Krallık'a yönelik pek çok eleştiriyi okumaktan derin endişe duyuyorum. More Sentences
35	General	çok	so much adv.
So much has been said. Çok şey söylendi. More Sentences
36	General	çok	a good deal adv.
There is still a good deal to do where these are concerned. Bu konuda hala yapılması gereken çok şey var. More Sentences
37	General	çok	downright adv.
Some people were downright nasty. Bazı insanlar çok iğrençti. More Sentences
38	General	çok	strongly adv.
I agree with that even more strongly now than I did then. Buna şimdi o zaman katıldığımdan çok daha fazla katılıyorum. More Sentences
39	General	çok	pretty adv.
Paramedics said she hit the steering wheel pretty hard. İlkyardım görevlisi direksiyona çok kötü çarptığını söyledi. More Sentences
40	General	çok	awfully adv.
It's awfully noisy at night around here. Buralar geceleri çok gürültülü oluyor. More Sentences
41	General	çok	sorely adv.
Tom will be sorely missed. Tom çok özlenecek. More Sentences
42	General	çok	extremely adv.
It is because I see extremely few traces of it in the joint resolution. Çünkü ortak karar tasarısında buna dair çok az iz görüyorum. More Sentences
43	General	çok	lot adv.
We have a whole lot more difficulty with the Ayuso González report. Ayuso González raporuyla ilgili çok daha fazla zorluğumuz var. More Sentences
44	General	çok	ever so adv.
Thank you ever so much. Çok sağ olun gerçekten. More Sentences
45	General	çok	a lot adv.
We have a lot to do in this area. Bu alanda yapmamız gereken çok şey var. More Sentences
46	General	çok	in earnest adv.
It began to rain in earnest. Çok yağmur yağmaya başladı. More Sentences
47	General	çok	a great deal adv.
The Commission's records leave a great deal to be desired. Komisyon'un kayıtları arzu edilenin çok ötesindedir. More Sentences
48	General	çok	badly adv.
The reports concerning discharge show just how badly administrative reforms are needed. Taburculukla ilgili raporlar idari reformlara ne kadar çok ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. More Sentences
49	General	çok	tremendously adv.
It hurts tremendously here. Burası çok fazla acıyor. More Sentences
50	General	çok	enormously adv.
It will help enormously if we manage to draw up these lists. Bu listeleri hazırlamayı başarırsak çok yardımcı olacaktır. More Sentences
51	General	çok	greatly adv.
The result would certainly be greatly inferior. Sonuç kesinlikle çok daha kötü olacaktır. More Sentences
52	General	çok	heavily adv.
Therefore, we need to invest much more heavily in these areas. Dolayısıyla bu alanlara çok daha fazla yatırım yapmamız gerekmektedir. More Sentences
53	General	çok	vastly adv.
This song is vastly underrated. Bu şarkının değeri çok az biliniyor. More Sentences
54	General	çok	highly adv.
This remainder must not in any event contain any highly persistent or hormone disrupting substances. Bu kalıntılar hiçbir şekilde çok kalıcı ya da hormon bozucu maddeler içermemelidir. More Sentences
55	General	çok	so adv.
The coffee table is so high with a marble top. Sehpa çok yüksek ve üstü de mermerden. More Sentences
56	General	çok	substantially adv.
Smoking also leads to substantially increased health care costs in many countries. Sigara içmek aynı zamanda pek çok ülkede sağlık masraflarının önemli ölçüde artmasına yol açmaktadır. More Sentences
57	General	çok	considerably adv.
And, basically, considerably more was needed. Ve temelde çok daha fazlasına ihtiyaç vardı. More Sentences
58	General	çok	dearly adv.
Tom loved his mother dearly. Tom annesini çok sevdi. More Sentences
59	General	çok	dreadfully adv.
Last summer in Austria I, myself, unintentionally parked illegally and felt dreadfully guilty. Geçen yaz Avusturya'da istemeden de olsa hatalı park ettim ve kendimi çok suçlu hissettim. More Sentences
60	General	çok	terribly adv.
They make it terribly difficult for you. İşinizi çok zorlaştırıyorlar. More Sentences
61	General	çok	hugely adv.
This Parliament gives power to the hugely diverse voices of men, women and young people throughout Europe. Bu Parlamento, Avrupa'daki erkeklerin, kadınların ve gençlerin çok çeşitli seslerine güç vermektedir. More Sentences
62	General	çok	bad adv.
Barberosa's going to feel awful bad about this, kid. Barberosa bu konuda çok üzülecek, evlat. More Sentences
63	General	çok	way adv.
The freeing up of energy markets and postal services is way behind schedule. Enerji piyasalarının ve posta hizmetlerinin serbestleştirilmesi programın çok gerisinde kalmıştır. More Sentences
64	General	çok	wonderfully adv.
We are doing wonderfully well; others, I fear, are not being nearly as successful. Biz çok iyi gidiyoruz; korkarım diğerleri bu kadar başarılı olamıyor. More Sentences
65	General	çok	huge adv.
You have given dealers a huge range of new weapons. Bayilere çok çeşitli yeni silahlar verdiniz. More Sentences
66	General	çok	dog adv.
I feel as sick as a dog. Kendimi çok hasta hissediyorum. More Sentences
67	General	çok	so conj.
Have you seen the new James Bond movie? It was so dull. Yeni James Bond filmini izlediniz mi? Çok sıkıcıydı. More Sentences
Colloquial
68	Colloquial	çok	real adv.
The European Union is in real danger of moving way ahead of what the people of Europe want. Avrupa Birliği, Avrupa halklarının istediklerinin çok ötesine geçme tehlikesiyle karşı karşıyadır. More Sentences
69	Colloquial	çok	a great many expr.
The Committee on Legal Affairs numbers a great many legal practitioners. Hukuk İşleri Komitesi'nde çok sayıda hukukçu görev yapmaktadır. More Sentences
Idioms
70	Idioms	çok	ever so expr.
Thank you ever so much. Çok teşekkür ederim! More Sentences
Speaking
71	Speaking	çok	a whale of expr.
We had a whale of a time at the beach. Plajda çok iyi vakit geçirdik. More Sentences
Technical
72	Technical	çok	several adj.
Several Spanish tourists said on TV that they had been looked after very well during this situation of emergency. Bazı İspanyol turistler televizyonda bu acil durum sırasında kendilerine çok iyi bakıldığını söylediler. More Sentences
Slang
73	Slang	çok	hell expr.
Sami is guilty as hell. Sami çok suçlu. More Sentences
Common Usage
74	Common Usage	çok	much adv.
75	Common Usage	çok	many adv.
76	Common Usage	çok	very adv.
General
77	General	çok	overrun n.
78	General	çok	droves n.
79	General	çok	hearty adj.
80	General	çok	bountiful adj.
81	General	çok	rich adj.
82	General	çok	helluva adj.
83	General	çok	bounteous adj.
84	General	çok	affluent adj.
85	General	çok	abounding adj.
86	General	çok	umpteen adj.
87	General	çok	myriad adj.
88	General	çok	damned adj.
89	General	çok	profuse adj.
90	General	çok	terrific adj.
91	General	çok	whaling adj.
92	General	çok	rattling adj.
93	General	çok	ample adj.
94	General	çok	whopping adj.
95	General	çok	spanking adj.
96	General	çok	unsparing adj.
97	General	çok	remarkable adj.
98	General	çok	a great number of adj.
99	General	çok	darned adj.
100	General	çok	plentiful adj.
101	General	çok	heaps of adj.
102	General	çok	exuberant adj.
103	General	çok	thick adj.
104	General	çok	plenteous adj.
105	General	çok	whacking adj.
106	General	çok	handsome adj.
107	General	çok	piping adj.
108	General	çok	a raft of adj.
109	General	çok	right adj.
110	General	çok	multitudinous adj.
111	General	çok	many more adj.
112	General	çok	umptieth adj.
113	General	çok	abysmal adj.
114	General	çok	prodigal adj.
115	General	çok	horrible adj.
116	General	çok	killing adj.
117	General	çok	copious adj.
118	General	çok	thundering adj.
119	General	çok	extensive adj.
120	General	çok	tidy adj.
121	General	çok	lavish adj.
122	General	çok	uprising adj.
123	General	çok	rank adj.
124	General	çok	very adj.
125	General	çok	much adj.
126	General	çok	multiple adj.
127	General	çok	most adj.
128	General	çok	too adj.
129	General	çok	manifold adj.
130	General	çok	multi- adj.
131	General	çok	exceeding adj.
132	General	çok	enough adj.
133	General	çok	a heap of adj.
134	General	çok	hefty adj.
135	General	çok	nimious adj.
136	General	çok	all-fired adj.
137	General	çok	unnumberable adj.
138	General	çok	unnumerable adj.
139	General	çok	extraordinary [obsolete] adj.
140	General	çok	manyfold adj.
141	General	çok	whaling adj.
142	General	çok	wicked adj.
143	General	çok	wild adj.
144	General	çok	meikle [scotland] adj.
145	General	çok	mickle [scotland] adj.
146	General	çok	mochel adj.
147	General	çok	mockle adj.
148	General	çok	mostwhat adj.
149	General	çok	lucky [scotland] adj.
150	General	çok	muchel adj.
151	General	çok	muckle adj.
152	General	çok	rife adj.
153	General	çok	damn adj.
154	General	çok	multitudinary adj.
155	General	çok	overrank adj.
156	General	çok	routh [scotland] adj.
157	General	çok	routhie [scotland] adj.
158	General	çok	deuced adj.
159	General	çok	infinite adj.
160	General	çok	oh-so adj.
161	General	çok	fele [dialect] adj.
162	General	çok	divers adj.
163	General	çok	plentevous adj.
164	General	çok	siccan [dialect] [scotland] adj.
165	General	çok	slik adj.
166	General	çok	beaucoup adj.
167	General	çok	exceedingly adv.
168	General	çok	sadly adv.
169	General	çok	revoltingly adv.
170	General	çok	largely adv.
171	General	çok	like hell adv.
172	General	çok	molto adv.
173	General	çok	bloody adv.
174	General	çok	fantastically adv.
175	General	çok	by far adv.
176	General	çok	fair adv.
177	General	çok	sore adv.
178	General	çok	galore adv.
179	General	çok	jolly adv.
180	General	çok	infinitely adv.
181	General	çok	heartily adv.
182	General	çok	acres and acres adv.
183	General	çok	along with a lot adv.
184	General	çok	numerously adv.
185	General	çok	profoundly adv.
186	General	çok	eminently adv.
187	General	çok	many adv.
188	General	çok	unduly adv.
189	General	çok	majorly adv.
190	General	çok	eye-wateringly adv.
191	General	çok	sizably adv.
192	General	çok	nation [dialect] adv.
193	General	çok	unboundably adv.
194	General	çok	ungodly adv.
195	General	çok	main [dialect] adv.
196	General	çok	mainly [uk] adv.
197	General	çok	verra [scotland] adv.
198	General	çok	blamed [dialect] adv.
199	General	çok	blame [dialect] adv.
200	General	çok	master [dialect] adv.
201	General	çok	mighty adv.
202	General	çok	hellishly adv.
203	General	çok	mobs [australia/new zealand] adv.
204	General	çok	mochel adv.
205	General	çok	mondo adv.
206	General	çok	most adv.
207	General	çok	gainly [dialect] adv.
208	General	çok	bully adv.
209	General	çok	right [southern us] adv.
210	General	çok	goldarn adv.
211	General	çok	goldurn adv.
212	General	çok	damned adv.
213	General	çok	gey [scotland] adv.
214	General	çok	heckuva adv.
215	General	çok	dooced [dialect] adv.
216	General	çok	dreadful [dialect] adv.
217	General	çok	famously adv.
218	General	çok	indescribably adv.
219	General	çok	powerful adv.
220	General	çok	corking adv.
221	General	çok	dashed adv.
222	General	çok	gay [scotland] adv.
223	General	çok	geet [geordie] adv.
224	General	çok	by a long sight adv.
225	General	çok	snapping adv.
226	General	çok	snappingly adv.
227	General	çok	poison adv.
228	General	çok	sopping adv.
229	General	çok	per- pref.
230	General	çok	poly- pref.
231	General	çok	good and expr.
232	General	çok	ext (extremely) abrev.
Phrases
233	Phrases	çok	to burn adv.
234	Phrases	çok	too (something) by half [uk] adv.
235	Phrases	çok	by the handful expr.
236	Phrases	çok	way beyond expr.
237	Phrases	çok	more than a little expr.
238	Phrases	çok	ever so/ever such… expr.
Colloquial
239	Colloquial	çok	oh-dee adj.
240	Colloquial	çok	umpteen adj.
241	Colloquial	çok	bokoo (a phonetic spelling of the french word beaucoup) adv.
242	Colloquial	çok	boku (a phonetic spelling of the french word beaucoup) adv.
243	Colloquial	çok	epically adv.
244	Colloquial	çok	mucho adv.
245	Colloquial	çok	heavy [india] adv.
246	Colloquial	çok	good many adv.
247	Colloquial	çok	filthy adv.
248	Colloquial	çok	very much so expr.
249	Colloquial	çok	a bushel and a peck and some in a gourd expr.
250	Colloquial	çok	much of a muchness expr.
251	Colloquial	çok	big time expr.
252	Colloquial	çok	a (damn) sight too (something) expr.
253	Colloquial	çok	a good many expr.
254	Colloquial	çok	a heck of a … expr.
255	Colloquial	çok	a sight expr.
256	Colloquial	çok	as (something) as you please expr.
257	Colloquial	çok	as all get-out expr.
258	Colloquial	çok	as … as all get out [us] expr.
259	Colloquial	çok	as all getout expr.
260	Colloquial	çok	as you please expr.
261	Colloquial	çok	heap of expr.
Idioms
262	Idioms	çok	a heap sight n.
263	Idioms	çok	eye-watering adj.
264	Idioms	çok	for england adv.
265	Idioms	çok	to high heaven adv.
266	Idioms	çok	too many to count adv.
267	Idioms	çok	too (something) by half [uk] adv.
268	Idioms	çok	for England adv.
269	Idioms	çok	thick on the ground expr.
270	Idioms	çok	like nobody's business expr.
271	Idioms	çok	like blue blazes expr.
272	Idioms	çok	as all get out expr.
273	Idioms	çok	a whole bunch expr.
274	Idioms	çok	whole bunches expr.
275	Idioms	çok	a whole lot expr.
276	Idioms	çok	brains out expr.
277	Idioms	çok	bushel and a peck expr.
278	Idioms	çok	to pieces expr.
Speaking
279	Speaking	çok	ever so/ever such (a)... expr.
Tourism
280	Tourism	çok	affluent adj.
Technical
281	Technical	çok	many adj.
282	Technical	çok	very adv.
283	Technical	çok	too adv.
284	Technical	çok	plenty adv.
285	Technical	çok	poly pref.
286	Technical	çok	multi pref.
Biochemistry
287	Biochemistry	çok	multi- pref.
288	Biochemistry	çok	poly- pref.
Music
289	Music	çok	assai adv.
Archaic
290	Archaic	çok	sich adj.
Slang
291	Slang	çok	heaps n.
292	Slang	çok	a (damn) sight adj.
293	Slang	çok	buttload adv.
294	Slang	çok	shitload adv.
295	Slang	çok	wicked [uk] adv.
296	Slang	çok	wickedly adv.
297	Slang	çok	gert [dialect] adv.
298	Slang	çok	whole lotta expr.
299	Slang	çok	hecka expr.
300	Slang	çok	hella expr.
301	Slang	çok	a metric shit ton expr.
302	Slang	çok	a metric shitload expr.
303	Slang	çok	metric shitload expr.
304	Slang	çok	mongo expr.
305	Slang	çok	as fuck expr.
306	Slang	çok	like buggery [uk] expr.
307	Slang	çok	lorra [uk] expr.
308	Slang	çok	the pants off expr.
309	Slang	çok	af (as fuck) abrev.
British Slang
310	British Slang	çok	bare expr.
311	British Slang	çok	huggins expr.
312	British Slang	çok	chuffing expr.
313	British Slang	çok	twattwatting (a general intensifier) expr.
314	British Slang	çok	blooming expr.
315	British Slang	çok	blinking expr.
316	British Slang	çok	tonk expr.
317	British Slang	çok	tossing expr.
318	British Slang	çok	stonking expr.
319	British Slang	çok	billy-o expr.
320	British Slang	çok	blinkin' expr.
321	British Slang	çok	blithering expr.
322	British Slang	çok	like fuck expr.
323	British Slang	çok	perishing expr.
Modern Slang
324	Modern Slang	çok	a grip n.

Significados de "çok" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	çok korkutmak	terrify v.
The man terrified the little children. Adam küçük çocukları çok korkuttu. More Sentences
2	Common Usage	çok pis	filthy adj.
Tom's filthy. Tom çok pis. More Sentences
3	Common Usage	çok renkli	multicoloured adj.
Thank you for your multicoloured contribution, President-in-Office. Çok renkli katkınız için teşekkür ederim, Dönem Başkanı. More Sentences
4	Common Usage	çok renkli	multicolored adj.
These multicolored socks are hand-knitted. Bu çok renkli çoraplar el örgüsü. More Sentences
5	Common Usage	çok önemli	crucial adj.
Mr Martin's report has come at a crucial time in the fisheries sector. Bay Martin'in raporu balıkçılık sektörü için çok önemli bir zamanda geldi. More Sentences
6	Common Usage	çok fazla	too much adj.
I am not going to say too much about this. Bu konuda çok fazla şey söylemeyeceğim. More Sentences
7	Common Usage	en çok	most adj.
In our experience during our short presidency, that is what we had to spend most time on. Kısa başkanlık dönemimizdeki deneyimlerimize göre, en çok zaman harcamamız gereken konu buydu. More Sentences
8	Common Usage	çok komik	very funny adj.
That's not a very funny story. O çok komik bir hikaye değil. More Sentences
9	Common Usage	çok komik	so funny adj.
I don't think that's so funny. Bence bu çok komik değil. More Sentences
10	Common Usage	çok yönlü	versatile adj.
Meryl is a wonderfully versatile employee of ours. Meryl fevkalade çok yönlü bir çalışanımız. More Sentences
11	Common Usage	çok önemli	vital adj.
Fresh air within your climate is also very vital. İkliminizdeki temiz hava da çok önemlidir. More Sentences
12	Common Usage	çok kolay	very easy adj.
This is very easy because they are two very good reports written by two very good parliamentarians. Bu çok kolay çünkü bunlar çok iyi iki parlamenter tarafından yazılmış çok iyi iki rapor. More Sentences
13	Common Usage	çok kötü	awful adj.
This opera is awful. Bu opera çok kötü. More Sentences
14	Common Usage	az çok	more or less adv.
Until now, it has more or less been considered that we had two processes which did not necessarily converge. Şimdiye kadar zorunlu olarak yakınsamayan iki sürecimiz olduğu az çok kabul ediliyordu. More Sentences
15	Common Usage	çok az	too little adv.
On the other hand, we can have too little. Öte yandan, çok az şeye de sahip olabiliriz. More Sentences
General
16	General	çok sayıda insan	scores of people n.
The EU Member States are most definitely populated by scores of people who feel for Central and Eastern Europeans. AB Üye Devletleri kesinlikle Orta ve Doğu Avrupalılar için üzülen çok sayıda insanla doludur. More Sentences
17	General	çok düşük ücret	pittance n.
He works for a mere pittance. Çok düşük ücretle çalışır. More Sentences
18	General	çok şey	great deal n.
We are doing a great deal for those countries wishing to join us, but we must redouble our efforts. Bize katılmak isteyen ülkeler için çok şey yapıyoruz, ancak çabalarımızı iki katına çıkarmalıyız. More Sentences
19	General	en çok satılan	best seller n.
Her new novel has become a best seller. Yeni romanı en çok satanlar arasına girdi. More Sentences
20	General	çok dilli	polyglot n.
My goal is to become a polyglot. Amacım çok dilli olmak. More Sentences
21	General	çok para	too much money n.
My wife spends too much money on herself. Karım kendine çok para harcıyor. More Sentences
22	General	çok sevinme	joy n.
She's jumping with joy. O çok seviniyor. More Sentences
23	General	çok taraflı anlaşmalar	multilateral agreements n.
Instead it should learn to interact with other priorities and other multilateral agreements. Bunun yerine diğer öncelikler ve diğer çok taraflı anlaşmalarla etkileşim içinde olmayı öğrenmelidir. More Sentences
24	General	çok eşlilik	polygamy n.
The Mormons have outlawed polygamy, but some adherents still practice it. Mormonlar çok eşliliği yasakladılar, ancak bazı taraftarları hala bunu uyguluyor. More Sentences
25	General	çok uluslu şirketler	multinational corporations n.
The multinational corporation lowered the price of several products. Çok uluslu şirket birkaç ürünün fiyatını düşürdü. More Sentences
26	General	çok şey	much n.
Other research fields, too, promise much for health and need to be supported. Diğer araştırma alanları da sağlık için çok şey vaat ediyor ve desteklenmeleri gerekiyor. More Sentences
27	General	çok miktar	large amount n.
The Swiss consume a large amount of beer. İsviçre çok miktarda bira tüketiyor. More Sentences
28	General	çok sayı	scores n.
In a far-off desert or in the centre of Brussels, if the factory blows up, scores of workers will lose their lives. Uzak bir çölde ya da Brüksel'in merkezinde fabrika havaya uçarsa çok sayıda işçi hayatını kaybedecektir. More Sentences
29	General	çok eski zaman	time immemorial n.
Students have complained about homework assignments since time immemorial. Öğrenciler çok eski zamanlardan beri ev ödevlerinden şikayet ederler. More Sentences
30	General	çok önemli	big deal n.
It's no big deal. O çok önemli değil. More Sentences
31	General	çok kolay	piece of cake n.
Finishing the job by Tuesday will be a piece of cake. İşi salıya kadar bitirmek çok kolay olacak. More Sentences
32	General	çok değişen manzara	kaleidoscope n.
The vibrant marketplace was a kaleidoscope of colours and sounds. Hareketli pazar yeri, renklerin ve seslerin sürekli değiştiği bir manzara gibiydi. More Sentences
33	General	çok sesli	polyphony n.
We want unity rather than polyphony. Biz çok seslilik yerine birlik istiyoruz. More Sentences
34	General	en çok satanlar	bestseller n.
It is said that the book is a bestseller in Britain. Kitabın İngiltere'de en çok satanlar listesinde olduğu söyleniyor. More Sentences
35	General	çok büyük farklılıklar	significant differences n.
There is no significant difference. Çok büyük farklılık yok. More Sentences
36	General	çok zaman	plenty of time n.
Plenty of time for you to meet another geriatric boy toy. Kendine gönül eğlendirecek yaşlı bir adam bulman için daha çok zaman var. More Sentences
37	General	çok para harcayan	big spender n.
Japanese tourists abroad are big spenders. Yurt dışındaki Japon turistler çok para harcarlar. More Sentences
38	General	çok sevilen	hit n.
Our showroom made a hit with young ladies. Sergileme alanımız genç hanımlarca çok sevildi. More Sentences
39	General	çok sayıda arkadaş	many friends n.
Tom has many friends. Tom'un çok sayıda arkadaşı var. More Sentences
Common Usage
40	Common Usage	çok az iş/çalışma/emek	lack of work n.
41	Common Usage	çok yönlülük	versatility n.
42	Common Usage	çok gayret etmek	strain v.
43	Common Usage	çok yakın (ilişki/kimse)	intimate adj.
44	Common Usage	çok komik	too funny adj.
45	Common Usage	çok derin ve dipsiz	abyssal adj.
46	Common Usage	çok büyük	colossal adj.
47	Common Usage	pek çok	very much adv.
General
48	General	çok zengin	zillionaire n.
49	General	çok ince uç	needlepoint n.
50	General	çok para getiren	money maker n.
51	General	çok sıcak bir yer	furnace n.
52	General	çok değerli olma niteliği	multivalence n.
53	General	çok kolay bir şey	a piece of cake n.
54	General	çok küçük damla	globule n.
55	General	nefsinin isteklerini kırarak çok sade bir hayat yaşayan kimse	ascetic n.
56	General	çok sert efsanevi bir taş	adamant n.
57	General	az zamana çok iş sığdırma zorunluluğu	time pressure n.
58	General	en küçük çok terimli	least polynomial n.
59	General	çok müsrif kimse	wastrel n.
60	General	çok taraflı anlaşma	multilateral agreement n.
61	General	çok zayıf kimse	scrag n.
62	General	çok miktar	muckle n.
63	General	çok acı biber	cayenne n.
64	General	çok ileri giden	exceeder n.
65	General	içine bu tür biber katılmış çok yumuşak bir peynir	pimento cheese n.
66	General	çok aşamalı kurutucular	multistaged dryers n.
67	General	çok içki içme	splice n.
68	General	çok az miktar	driblet n.
69	General	sibirya'da çok geniş alana yayılan iğne yapraklı ağaçla kaplı bölge	taiga n.
70	General	çok kötülük	awfulness n.
71	General	çok kolay şey	cinch n.
72	General	çok ince deri parçası	blype n.
73	General	çok kötü olma	atrociousness n.
74	General	çok yakın dost	alter ego n.
75	General	hayat hakkında çok şey bilme	sophistication n.
76	General	çok işlevli	multi mission n.
77	General	çok etkileyici bir cevap (tartışmada)	masterstroke n.
78	General	çok sesli şarkı	glee n.
79	General	çok uzun veya sonsuz zaman	eon n.
80	General	çok bilgili	polymath n.
81	General	çok az miktar	pittance n.
82	General	çok yönlülük	sophistication n.
83	General	çok az miktar	atom n.
84	General	çok büyük şey	immensity n.
85	General	çok renklilik	colorfulness n.
86	General	sesi çok doğal bir şekilde veren (radyo/pikap/hoparlör)	high fidelity n.
87	General	çok büyük tamsayı	large integer n.
88	General	çok uzak	a good way n.
89	General	çok renkli eser	polychrome n.
90	General	çok kişiliklilik	multiple personality n.
91	General	çok iş bekleyen patron	a demanding boss n.
92	General	çok yüksek bina	high rise building n.
93	General	çok güzel kız	a peach of a girl n.
94	General	çok ince olma	etherealness n.
95	General	çok güzel kimse	vision n.
96	General	çok büyük tanker gemi	supertanker n.
97	General	çok yüksek ısı	white heat n.
98	General	çok tehlikeli bölge	no man's land n.
99	General	çok sevinme	jubilation n.
100	General	çok önemli	a matter of life and death n.
101	General	çok zeki kişi	brainiac n.
102	General	insana çok sıkıntı çektiren iş	ordeal n.
103	General	çok büyük ve kaba gemi	hulk n.
104	General	çok süslü olma	ornateness n.
105	General	aynı adı taşıyan bitkinin tohumlarından elde edilen çok değerli bir yağ	evening primrose oil n.
106	General	çok küçük olma	minuteness n.
107	General	suda veya çok nemli toprakta yetişen bitki	hydrophytic plant n.
108	General	çok tatlı olma	oversweetness n.
109	General	çok sevinme	exulting n.
110	General	kesirli çok etkenli deney tasarımı	fractional factorial design n.
111	General	çok tecrübeli kimse (belirli bir konuda)	veteran n.
112	General	çok dilli sözlükler	polyglot dictionaries n.
113	General	çok yönlü satıcı	multivendor n.
114	General	çok uzakta	ultima thule n.
115	General	aşırı çok renklilik	overdiversification n.
116	General	çok sık kullanılan laf	tag n.
117	General	çok fazla endişelenen	worrywart n.
118	General	çok kaynamış yumurta	hard boiled egg n.
119	General	belirli bir konuda çok tecrübeli kimse	veteran n.
120	General	çok konuşan	yapper n.
121	General	çok ürünlü reklam	multiproduct advertising n.
122	General	nefsinin isteklerini kırarak çok sade bir hayat yaşama	asceticism n.
123	General	orijinaline çok benzeyen taklit	slavish imitation n.
124	General	çok iş	overwork n.
125	General	çok tanrılı dinler	polytheistic religions n.
126	General	talebin çok yoğun olduğu dönemlerde kimi gemi ve feribot seferlerinde kullanılan bir kontrol doküman	sailing ticket n.
127	General	bir şey yapmayı çok isteme	the urge to n.
128	General	çok çeşitlilik	smorgasbord n.
129	General	çok tavşan bulunan yer	warren n.
130	General	çok leziz yiyecek	ambrosia n.
131	General	çok para kazanan	big income earner n.
132	General	aynı adı taşıyan bitkinin tohumlarından elde edilen çok değerli bir yağ	primrose evening oil n.
133	General	çok kanatlı uçak	multiplane n.
134	General	çok sayıda	scores n.
135	General	çok ufak	peewee n.
136	General	bir konuya yönelik dersler ve çok yönlü eğitim	one point lessons and swiss army instruction n.
137	General	çok kullanılan bir deyim	byword n.
138	General	çok eşlilik	polygyny n.
139	General	çok amaçlı sınıf	multipurpose grade n.
140	General	iliği çok olan kemik	marrowbone n.
141	General	çok iyi	funkiness n.
142	General	çok tanrıcılık	polytheism n.
143	General	televizyonun en çok izlendiği saatler	prime time n.
144	General	eski roma'da çok büyük arazi	latifundia n.
145	General	çok istenen şey	prize n.
146	General	çok taraflı zarar	collateral damage n.
147	General	çok usta kimse	wizard n.
148	General	çok tutumlu	scotch n.
149	General	çok eşli adam	polygynist n.
150	General	çok hücreliler	multicellulars n.
151	General	çok önemli kişi	very important person n.
152	General	çok ucuz otel	dosshouse n.
153	General	çok ince dal (kesilmiş)	switch n.
154	General	çok zengin ve lüks hayat yaşayan	nabob n.
155	General	çok katlı otoyol kavşağı	spaghetti junction n.
156	General	ayin ve törenleri çok önemseme	ritualism n.
157	General	ile dolu (çok)	abounding in n.
158	General	çok iyi şans	best of luck n.
159	General	çok komik	damned funny n.
160	General	çok katlı spektral çizgi	multiplet n.
161	General	çok emin olma	cocksureness n.
162	General	çok zengin tüccar	merchant prince n.
163	General	çok gürültülü ve kargaşalı bir yer	bedlam n.
164	General	çok iyi bir iş	a plum post n.
165	General	suyun en çok yükseldiği nokta	high water mark n.
166	General	çok kötü olma	beastliness n.
167	General	çok yıldız	multiple star n.
168	General	çok dikkatlilik	persnicketiness n.
169	General	çok zeki kadın	minerva n.
170	General	çok büyük sayı	myriad n.
171	General	çok tanrılı din	polytheistic religion n.
172	General	çok katlı yassı epitel	stratified squamous epithelium n.
173	General	az çok sınırları belli olan toprak parçası	region n.
174	General	çok büyük heykel	colossus n.
175	General	çok miktar	mickle n.
176	General	çok kolay iş	snap n.
177	General	çok ucuz otel	flophouse n.
178	General	çok büyük boyutta integrasyon	very large scale integration n.
179	General	çok rağbet gören şey	rage n.
180	General	çok uzun bir eteğin yerde sürünen kısmı	train n.
181	General	çok sevilen şiirler	favorite poems n.
182	General	çok dikkatlilik	meticulousness n.
183	General	çok kısa radyo dalgaları veren bir lamba	magnetron n.
184	General	çok sayıda yolcu taşıyan ve uzun yolculuklarla turlarda kullanılan motorlu, büyük kara taşıtı	coach n.
185	General	çok içki içme	boozing n.
186	General	çok geniş ve çeşitli bilgi	erudition n.
187	General	aktarmasız biletin fiyatını kırmak için çok sektörlü bir yolculuk için ayrı biletlerin basılması	split ticketing n.
188	General	çok bilmiş	smart aleck n.
189	General	çok anlamlılık	amphiboly n.
190	General	çok büyük beden	outsize n.
191	General	çok hafif vuruş	tip n.
192	General	birden çok kişinin sorumluluğu	joint tort feasors n.
193	General	büyük ve çok zehirli bir asya katıryılanı	daboia n.
194	General	çok soğuk olma	frostiness n.
195	General	başarı ihtimali az olup gerçekleşince kazancı çok olan bir iş	a long shot n.
196	General	çok yönlülük	versatility n.
197	General	çok miktar	load n.
198	General	çok içme	swilling n.
199	General	çok iyi bir iş	a plum job n.
200	General	çok katlı epitel	stratified epithelium n.
201	General	çok memnun etme	enrapturing n.
202	General	çok özel hava koşullarında güneş veya ay etrafında ışık çemberi	halo n.
203	General	çok dil bilen kimse	polyglot n.
204	General	çok kasvetli olma	lugubriousness n.
205	General	çok basamaklı	multiechelon n.
206	General	birden çok girişe olanak veren vize	multiple entry visa n.
207	General	çok komik şey	panic n.
208	General	çok tecrübeli kimse	veteran n.
209	General	çok katlılık	multiplicity n.
210	General	çok derin kanyon	gulf n.
211	General	suyun yüzeyini ancak kıpırdatan çok hafif bir esinti	cat's paw n.
212	General	çok küçük miktar	fraction n.
213	General	çok büyük	whacker n.
214	General	çok tanrıcılık	polytheistic religions n.
215	General	en çok sevilen	favorite n.
216	General	birbirine çok bağlı topluluk	phalanx n.
217	General	çok tiz ve anlık elektronik ses	bleep n.
218	General	çok nazik ve ince bir dille yazan	euphuist n.
219	General	çok büyük miktar	profusion n.
220	General	çok ölçütlü karar verme	multiple criteria decision making n.
221	General	kendi görünüşünü çok beğenme	vanity n.
222	General	çok katlı	decker n.
223	General	çok başlı yılan	hydra n.
224	General	çok kocalılık	polyandry n.
225	General	çok boyutlu dil	multidimensional language n.
226	General	çok dayanıklı filmlerin ve kimi sentetik kumaşların yapımında kullanılan bileşiminde iki alkol drubu bulunan madde	glycol n.
227	General	çok emek isteyen iş	a demanding job n.
228	General	çok katlı molekül tutma	multimolecular sorption n.
229	General	çok dağınık yer	tip n.
230	General	çok eşli	polygamist n.
231	General	çok güzel kız	peach n.
232	General	çok ufak arpacıksoğanı	pearl onion n.
233	General	neredeyse kontrolden çıkmak üzere ve çok yayılmış olan salgın hastalık	pandemic n.
234	General	çok ufak bir delil	a scrap of evidence n.
235	General	daha çok filipinler'de görülen küçük otobüs	jeepney n.
236	General	çok küçük parça	grain n.
237	General	çok ince ipek kumaş	grenadine n.
238	General	çok soğuk olma durumu	frostiness n.
239	General	çok ağır söyleyiş	drawl n.
240	General	çok para	serious coin n.
241	General	çok öfkelenme	seeing red n.
242	General	çok yorulma	jading n.
243	General	çok pis ve düzensiz yer	sty n.
244	General	çok eşle evlilik	polygamy n.
245	General	çok ince mum	taper n.
246	General	çok kolay şey	doddle n.
247	General	çok büyük olma	immensity n.
248	General	çok fena düşüş	cropper n.
249	General	çok önemli	a matter of life or death n.
250	General	çok kolay iş	child's play n.
251	General	çok kalitesiz şey	stinker n.
252	General	çok miktar	slue n.
253	General	çok ince bir tür bürümcük	gossamer n.
254	General	çok dikenli (çalı)	thorn n.
255	General	bolluk (çok olma)	copiousness n.
256	General	çok eşli kimse	polygamist n.
257	General	çok küçük miktar	grain n.
258	General	çok miktar	slew n.
259	General	dinine çok bağlı olan kimse	devotee n.
260	General	sesi çok doğal bir şekilde verme	high fidelity n.
261	General	çok heceli sözcük	polysyllable n.
262	General	çok uzun zaman	blue moon n.
263	General	çok miktarda kayıt	voluminous records n.
264	General	çok uzun zaman	eon n.
265	General	kayık arkasından çekilen çok çengelli olta	trawl n.
266	General	en çok beğenilen	favorite n.
267	General	çok para	a great deal of money n.
268	General	çok miktar	heap n.
269	General	çok bilmiş	smart al·eck n.
270	General	çok nemli hava	damp air n.
271	General	çok para getiren	moneymaker n.
272	General	saat dilimlerini çok hızlı geçmekten kaynaklanan bedensel ritim bozukluğu	jet lag n.
273	General	birden çok dil bilen kimse	polyglot n.
274	General	çok kütleli etki	many body effect n.
275	General	çok köpüklü bira	weiss beer n.
276	General	iki veya daha çok şirketin birleşmesi	merger n.
277	General	çok kısa bir mesafe	step n.
278	General	çok yiyip içmekten sakınma	abstemiousness n.
279	General	çok sade bir çeşit kadın elbisesi	shift n.
280	General	çok erkekle evlilik	polyandry n.
281	General	birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri	spouse n.
282	General	çok tecrübeli	man of the world n.
283	General	çok yetenekli kimse	highflyer n.
284	General	en çok nefret edilen	pet hate n.
285	General	çok yumuşak	supersoft n.
286	General	çok tiz bir ses	squeal n.
287	General	çok büyük çoğunluk	vast majority n.
288	General	çok soru soran kimse	questioner n.
289	General	evin bir yanında bulunan ve üç yanı camla çevrili çok güneşli oda	solarium n.
290	General	çok olma	abundance n.
291	General	en çok satılan kitap	best seller n.
292	General	çok tatlılık	oversweetness n.
293	General	çok eletronlu yapılar kuramı	many electron theory n.
294	General	çok komik şey	scream n.
295	General	çok geniş bir alan	sweep n.
296	General	iki ya da daha çok uçağın uçma yeteneğinin birbiriyle kıyaslanması	flyoff n.
297	General	en çok nefret edilen	pet aversion n.
298	General	çok katlılık	voluminousness n.
299	General	çok para kazanan	big earner n.
300	General	çok büyük şey	spanker n.
301	General	çok sayıda insan kaybına sebep olan yangın	holocaust n.
302	General	yüne daha çok benzeyen	woollier n.
303	General	alışılandan çok daha bol	bumper n.
304	General	çok az para	chickenfeed n.
305	General	çok fazla	bellyful n.
306	General	çok miktar	round figure n.
307	General	çok miktar	considerable amount n.
308	General	çok uluslu şirketler	transnational companies n.
309	General	ayinlere çok önem veren kimse	ritualist n.
310	General	çok çocukluluk	philoprogenitiveness n.
311	General	çok sevilen (kimse/şey)	idol n.
312	General	çok aileli harap bina	rookery n.
313	General	devasa ve çok çirkin şey	monstrosity n.
314	General	çok bilmiş	smart alec n.
315	General	çok ufak parça	fleck n.
316	General	çok kötü durum	ruin n.
317	General	çok selülozlu yiyecek	roughage n.
318	General	çok resmi toplantılarda giyilen elbise	full dress n.
319	General	her yöne birden çok yolun olduğu otoyol	superhighway n.
320	General	çok istenilen şey	prize n.
321	General	çok kesif yapılı dağ grubu	massif n.
322	General	çok iyi	alpha plus n.
323	General	çok pısırık kimse	wimp n.
324	General	çok şiddetli arzu	lust n.
325	General	çok ilişkili kayıtlar dosyası	lattice file n.
326	General	çok az ücret	pittance n.
327	General	çok fazla içki içilen süre	binge n.
328	General	çok dayanıklı bir seramik türü	stoneware n.
329	General	çok uzun süre	aeon n.
330	General	tipik olarak kuzey amerika'nın batısında görülen toz gibi çok ince yağan kar	champagne powder n.
331	General	çok ucuz şey	snip n.
332	General	zamanı çok hassas dilimler halinde ölçen alet	chronometer n.
333	General	çok düzeyli birleştirici	multiplexer n.
334	General	çok taraflı görüşmeler	multilateral talks n.
335	General	çok sıcak gün	broiler n.
336	General	çok miktar	lot n.
337	General	çok güzel kız	very beautiful girl n.
338	General	çok fazla	surfeit n.
339	General	çok adresli kod	multiple access code n.
340	General	çok tiz falseto şarkısı söyleyen kimse	yodeller n.
341	General	çok büyük sayı	number of many figures n.
342	General	çok dayanıklı bir seramikten yapılan tabak	stoneware n.
343	General	çok ince kumaş	zephyr n.
344	General	akrobatların taktıkları çok uzun ayaklar	stilt n.
345	General	çok satılan kitap	bestseller n.
346	General	az yoran ve çok kazandıran iş	rocking chair job n.
347	General	çok zengin işadamı	baron n.
348	General	çok kısa süren şey	snatch n.
349	General	çok para	pots of money n.
350	General	çok dilde basılmış kitap	polyglot n.
351	General	çok kötü olma	ickiness n.
352	General	çok ufak tatarcık olma	punkiness n.
353	General	çok önemli durum	key position n.
354	General	çok küçük bir miktar	smidgin n.
355	General	çok soru sorma	inquisitiveness n.
356	General	çok yıllık bitki	perennial n.
357	General	çok yüksek ses	stentorian n.
358	General	çok para	big money n.
359	General	çok okunan gazete	popular newspaper n.
360	General	çok yanlılık	multilateralism n.
361	General	çok rağbet gören meslek	crowded profession n.
362	General	çok farklı	quite a change n.
363	General	çok çekişmeli seçim	closely contested election n.
364	General	çok yüksek sıklık	very high frequency n.
365	General	çok çalışan	trimer n.
366	General	çok şey isteyen	gracioso n.
367	General	çok zengin kişi	nabob n.
368	General	en çok satan kitaplar	bestseller n.
369	General	çok büyük farklılıklar	great differences n.
370	General	çok güçlü bir yumruk	haymaker n.
371	General	çok hızlı hareket eden	blue streak n.
372	General	çok ince kuştüyü	crinet n.
373	General	çok ince kuştüyü	crinel n.
374	General	çok satan yayınlar	best sellers n.
375	General	çok az fark	a slight difference n.
376	General	çok az fark	a minor difference n.
377	General	çok kolay	slice of cake n.
378	General	çok kolay	child's play n.
379	General	çok kolay	simple job n.
380	General	çok kolay	easy task n.
381	General	çok kolay	bit of cake n.
382	General	çok çalışan kimse	hard worker n.
383	General	çok amaçlı un	all purpose flour n.
384	General	çok çocuklu aile	parents with more than one kid n.
385	General	çok çocuklu aile	family with more than one kid n.
386	General	üzerinde çok durma	overemphasizing n.
387	General	üzerinde çok durma	overemphasising n.
388	General	çok kez	heaps of times n.
389	General	çok kereler	plenty of times n.
390	General	çok kere	heaps of times n.
391	General	çok gezen kişi	rolling stone n.
392	General	çok kısa bir süre	point in time n.
393	General	çok ince çatlak	hair line n.
394	General	çok yabancı	perfect stranger n.
395	General	çok yaşlı kimse	methuselah n.
396	General	çok fazla miktarda	hatful n.
397	General	çok katlı otopark	parking garage n.
398	General	çok kaliteli/etkileyici kimse	class act n.
399	General	çok işlevsellik	multifunctionality n.
400	General	çok fonksiyonluluk	multifunctionality n.
401	General	çok yakınlık	close proximity n.
402	General	çok bilgisayar kullanan	power user n.
403	General	çok iyi işitme	acute hearing n.
404	General	en çok satılan (kitap vb)	best seller n.
405	General	çok uzun bir süre	blue moon n.
406	General	çok enerjik kimse	demon n.
407	General	çok eşlilik sistemi	polygamy n.
408	General	çok ince levha	folio n.
409	General	çok ince levha	foil n.
410	General	afrika'nın güneybatı kıyılarındaki çok güçlü kuzey-güney akıntısı	agulhas current n.
411	General	çok maksatlı yapıştırıcı	all-purpose glue n.
412	General	çok taraflılık	many-sidedness n.
413	General	çok yakından alınan fotoğraf	close-up n.
414	General	üzerinde çok fazla düşünülmeden oluşturulmuş fikir	ill-thought n.
415	General	çok kısımlılık	many-sidedness n.
416	General	çok bölümlülük	many-sidedness n.
417	General	en çok güvenilen kimse	right-hand man n.
418	General	çok elyaflılar anlaşması	multi-fibre agreement n.
419	General	üç veya daha çok taraf arasında yapılan anlaşma	multi-lateral agreement n.
420	General	çok katlı otopark	multi-storey car park n.
421	General	çok taraflı anlaşma	multi-lateral agreement n.
422	General	çok partililik	multi-party system n.
423	General	çok kazanç getiren iş	money-spinner n.
424	General	çok önemli olmayan ve üzerinde uzun uzadıya düşünülmesi gerekmeyen	no-brainer n.
425	General	çok güzel ve rahat bir yer	shangri-la n.
426	General	çok partili sistem	multi-party system n.
427	General	çok disiplinli ve etkileşimli sektörler	multi-discipline and cross sectors n.
428	General	çok küçük konut	vest-pocket housing n.
429	General	çok çocuklu aile	multi-child family n.
430	General	birden çok tekne kısmı olan gemi	multi-hull n.
431	General	birbirinden çok farklı çeşitleri içeren	mingle-mangle n.
432	General	çok tecrübeli biri	war-horse n.
433	General	kökleri hristiyanlık öncesine dayanan yeni-pagan çok tanrılı dini inanış	wicca n.
434	General	çok yumuşak	extra mild n.
435	General	çok sevilen kimse şey	idol n.
436	General	çok sevilen kimse	idol n.
437	General	çok etkili iş adamı	baron n.
438	General	çok önemli iş adamı	baron n.
439	General	çok yüksek düşünce	bathos n.
440	General	çok iyi kişi	beauty n.
441	General	çok iyi şey	beauty n.
442	General	çok büyük mutluluk	bliss n.
443	General	çok karlı iş	bonanza n.
444	General	en çok satılan kitap	bestseller n.
445	General	çok pis yer	cesspool n.
446	General	çok basit görev	doddle n.
447	General	çam türüne çok yakın bir orman ağacı	ladin n.
448	General	çok yönlü olma	miscellaneousness n.
449	General	işi az parası çok görev	sinecure n.
450	General	görevine çok bağlı kimse	sharpy n.
451	General	o zamandan bu zamana çok şey değişti	a lot of water has flowed beneath the bridge n.
452	General	çok katlı mağaza	multi-storey shop n.
453	General	çalgısız söylenen çok sesli şarkı	madrigal n.
454	General	çok gözlü boru	manifold n.
455	General	çok küçük başlı çivi	lost-head nail n.
456	General	çok yapraklı	multifoil n.
457	General	çok küçük yaş	tender age n.
458	General	çok genç yaş	tender age n.
459	General	çok yetenekli kimse	wizard n.
460	General	çok yetenekli kimse	ace n.
461	General	çok yetenekli kimse	mavin n.
462	General	çok kiracılı ucuz apartman	tenement n.
463	General	çok yetenekli kimse	whiz n.
464	General	çok yetenekli kimse	sensation n.
465	General	çok yetenekli kimse	hotshot n.
466	General	çok yetenekli kimse	maven n.
467	General	çok yetenekli kimse	champion n.
468	General	çok yetenekli kimse	virtuoso n.
469	General	çok yetenekli kimse	whizz n.
470	General	çok revaçta (zengin) olan ünlüler	glitterati n.
471	General	çok önem verilen yer	a mecca n.
472	General	çok karılılık	polygamy n.
473	General	çok eşlilik	plural marriage n.
474	General	çok katlı kapalı otopark	multi story parking garage n.
475	General	çok uluslular	multi-nationals n.
476	General	çok uluslu teknik imkanlar	multinational technical means n.
477	General	isim çok kısa	name is too short n.
478	General	çok az azalma	slight reduction n.
479	General	çok küçük farkla kazanılan zafer	razor-thin victory n.
480	General	çok düşük azalma	slight reduction n.
481	General	çok az düşüş	slight reduction n.
482	General	çok soğuk iklimler	extremely cold climates n.
483	General	emzirici hayvanların çok yavrusu olduğu durumlarda tüm yavruların emzirilmesini mümkün kılmak üzere yavruları belirli bir sıraya göre meme uçlarına yerleştirme	nurse sow n.
484	General	çok sosyal kimse	social butterfly n.
485	General	çok dinli dünya	multi-faith world n.
486	General	çok inançlı dünya	multi-faith world n.
487	General	çok katlı sinema	cineplex n.
488	General	en çok konuşulan beşinci dil	fifth mostly spoken language n.
489	General	en çok sorulan soru	the most asked question n.
490	General	çok satan yazar	best-selling author n.
491	General	çok satan yazar	best-selling writer n.
492	General	çok fazla nefret	so much hate n.
493	General	çok az yağlı diet	very low-fat diet n.
494	General	çok çengelli yapay yem	plug n.
495	General	en çok satar olma	bestsellerdom n.
496	General	en çok satarlık	bestsellerdom n.
497	General	çok kuşaklı aile	multi-generational family n.
498	General	çok kriterli karar verme modeli	multi-criteria decision-making model n.
499	General	çok ağır hakaret	gross insult n.
500	General	khazad-dum'da bulunan hafif ve çok dayanıklı bir maden	mithril n.