|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
işten çıkarma |
dismissal n.
|
|
The ban on dismissal during pregnancy must be strictly complied with.
Hamilelik sırasında işten çıkarma yasağına kesinlikle uyulmalıdır.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
karaya çıkarma |
landing n.
|
|
The objections brought by the rapporteur to the introduction of minimum landing sizes are also debateable.
Raportör tarafından asgari karaya çıkarma boyutlarının getirilmesine yönelik itirazlar da tartışmaya açıktır.
More Sentences
|
General |
|
3 |
General |
diş çıkarma |
teething n.
|
|
My six-month old son is teething.
Altı aylık oğlum diş çıkarıyor.
More Sentences
|
4 |
General |
baştan çıkarma |
seduction n.
|
|
The movie depicted a tale of seduction and forbidden love.
Film bir baştan çıkarma ve yasak aşk hikayesini anlatıyordu.
More Sentences
|
5 |
General |
kemik çıkarma |
deboning n.
|
|
The butcher was deboning a steer carcass.
Kasap bir öküz leşinin kemiğini çıkarıyordu.
More Sentences
|
6 |
General |
işten çıkarma |
discharge n.
|
|
For us there are therefore always two options when we enter a discharge procedure.
Dolayısıyla bizim için bir işten çıkarma prosedürüne girdiğimizde her zaman iki seçenek vardır.
More Sentences
|
7 |
General |
işten çıkarma |
firing n.
|
|
The HR department handles the process of hiring and firing employees.
İK departmanı, çalışanların işe alınması ve işten çıkarılması süreçleriyle ilgilenir.
More Sentences
|
8 |
General |
elden çıkarma |
disposal n.
|
|
Mr Goodwill has indeed referred to the many problems involved in disposal.
Sayın Goodwill gerçekten de elden çıkarma ile ilgili pek çok soruna değindi.
More Sentences
|
9 |
General |
işten çıkarma |
layoff n.
|
|
Some 30,000 people lost their jobs, the biggest lay-off in Canadian history.
Yaklaşık 30,000 kişi işini kaybetti, bu Kanada tarihindeki en büyük işten çıkarma oldu.
More Sentences
|
10 |
General |
haklı çıkarma |
justification n.
|
|
This should not be imputed to the rapporteur, nor is it a justification of Saddam Hussein.
Bu ne raportöre atfedilmeli ne de Saddam Hüseyin'in haklı çıkarılması anlamına gelmelidir.
More Sentences
|
11 |
General |
işten çıkarma tazminatı |
severance pay n.
|
|
How much severance pay will we have to pay Tom?
Tom'a ne kadar işten çıkarma tazminatı ödemek zorunda kalacağız?
More Sentences
|
12 |
General |
baştan çıkarma |
temptation n.
|
|
He is proof against temptation.
Baştan çıkarmaya karşı dayanıklıdır.
More Sentences
|
13 |
General |
ortaya çıkarma |
uncovering n.
|
|
Firstly, how will the Commission deal with uncovered or suspected fraud?
İlk olarak, Komisyon ortaya çıkarılan veya şüphelenilen dolandırıcılıkla nasıl başa çıkacaktır?
More Sentences
|
14 |
General |
iki katına çıkarma |
doubling n.
|
|
The European Council has accepted the idea of doubling the European and national parliamentary presence.
Avrupa Konseyi, Avrupa ve ulusal parlamentoların mevcudiyetinin iki katına çıkarılması fikrini kabul etmiştir.
More Sentences
|
15 |
General |
şeytan çıkarma |
exorcism n.
|
|
The priest performed an exorcism to rid the house of an evil spirit.
Rahip, evi şeytani bir ruhtan kurtarmak için şeytan çıkarma ayini gerçekleştirdi.
More Sentences
|
16 |
General |
ortaya çıkarma |
unearthing n.
|
|
I succeeded, with some difficulty, in unearthing it.
Biraz zorlukla da olsa onu ortaya çıkarmayı başardım.
More Sentences
|
17 |
General |
ortaya çıkarma |
disclose [obsolete] n.
|
|
It has disclosed a large number of technical issues that we had not originally foreseen.
Başlangıçta öngöremediğimiz çok sayıda teknik sorunu ortaya çıkarmıştır.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
18 |
Trade/Economic |
elden çıkarma |
disposal n.
|
|
Mr Goodwill has indeed referred to the many problems involved in the disposal.
Bay Goodwill gerçekten de elden çıkarma ile ilgili pek çok soruna değinmiştir.
More Sentences
|
19 |
Trade/Economic |
elden çıkarma |
divestiture n.
|
|
We need to bring in measures such as divestiture in those countries where there are dominant operators.
Hakim operatörlerin bulunduğu ülkelerde elden çıkarma gibi önlemler getirmemiz gerekiyor.
More Sentences
|
20 |
Trade/Economic |
işten çıkarma bildirimi |
pink slip n.
|
|
There was a pink slip waiting for her at the office.
Ofiste onu bekleyen işten çıkarma bildirimi vardı.
More Sentences
|
21 |
Trade/Economic |
işten çıkarma |
layoff n.
|
|
We see a further example of this with the planned layoffs in Europe proposed by the corporation ABB Alsthom Power.
Bunun bir başka örneğini de ABB Alsthom Power şirketi tarafından Avrupa'da planlanan işten çıkarmalarda görüyoruz.
More Sentences
|
22 |
Trade/Economic |
işten çıkarma |
dismissal n.
|
|
He was given no reasons for his dismissal.
İşten çıkarılması için kendisine hiçbir gerekçe gösterilmemiştir.
More Sentences
|
23 |
Trade/Economic |
işten çıkarma |
discharge n.
|
|
In any event, the Italian Radicals will be voting in favour of granting discharge.
Her halükarda, İtalyan Radikaller işten çıkarılma lehinde oy kullanacaklardır.
More Sentences
|
Common Usage |
|
24 |
Common Usage |
günah çıkarma |
confession n.
|
|
General |
|
25 |
General |
işten çıkarma |
decapitation n.
|
|
26 |
General |
çıkarma harekatı |
landing operation n.
|
|
27 |
General |
gürültülü ses çıkarma |
jangling n.
|
|
28 |
General |
işten çıkarma sistemleri |
layoff systems n.
|
|
29 |
General |
kömür çıkarma |
coal drawing n.
|
|
30 |
General |
meydana çıkarma |
engendering n.
|
|
31 |
General |
karaya çıkarma yeri |
landing site n.
|
|
32 |
General |
temize çıkarma |
exculpating n.
|
|
33 |
General |
hurdaya çıkarma |
scraping n.
|
|
34 |
General |
açığa çıkarma |
disclosure n.
|
|
35 |
General |
kan çıkarma |
bloodletting n.
|
|
36 |
General |
tuzunu çıkarma |
desalinization n.
|
|
37 |
General |
suçlu çıkarma |
exprobation n.
|
|
38 |
General |
hayal aleminden çıkarma |
disillusion n.
|
|
39 |
General |
civciv çıkarma |
incubation n.
|
|
40 |
General |
öne çıkarma |
foregrounding n.
|
|
41 |
General |
yerinden çıkarma |
unsettling n.
|
|
42 |
General |
zorla çıkarma |
ouster n.
|
|
43 |
General |
meydana çıkarma |
elicitation n.
|
|
44 |
General |
mezardan çıkarma |
exhumation n.
|
|
45 |
General |
mezardan çıkarma |
disinterment n.
|
|
46 |
General |
evden çıkarma veya çıkarılma |
dispossessing n.
|
|
47 |
General |
günah çıkarma |
shrift n.
|
|
48 |
General |
çıkarma aracı |
landing craft n.
|
|
49 |
General |
temize çıkarma |
exonerating n.
|
|
50 |
General |
zorluk çıkarma durumu |
obstructiveness n.
|
|
51 |
General |
kendini haklı çıkarma |
self justification n.
|
|
52 |
General |
baştan çıkarma hali |
pervertedness n.
|
|
53 |
General |
belirli ayrıntıların değiştirildiğini göstermesi için bilete iliştirilen çıkarma |
revalidation sticker n.
|
|
54 |
General |
satışa çıkarma |
offer n.
|
|
55 |
General |
ders çıkarma |
lessoning n.
|
|
56 |
General |
topraktan çıkarma |
disinterment n.
|
|
57 |
General |
evden çıkarma |
dispossession n.
|
|
58 |
General |
tahta çıkarma |
enthronement n.
|
|
59 |
General |
temize çıkarma |
exculpation n.
|
|
60 |
General |
itip çıkarma |
extruding n.
|
|
61 |
General |
elden çıkarma |
disposing n.
|
|
62 |
General |
kusarak çıkarma |
regurgitation n.
|
|
63 |
General |
çıkarma (inilti/ses) |
utterance n.
|
|
64 |
General |
yangın çıkarma |
arson n.
|
|
65 |
General |
yükseğe çıkarma |
uprising n.
|
|
66 |
General |
hesap çıkarma |
billing n.
|
|
67 |
General |
ortaya çıkarma |
expose n.
|
|
68 |
General |
aklından çıkarma |
dismissal n.
|
|
69 |
General |
haklı çıkarma |
vindication n.
|
|
70 |
General |
acısını çıkarma |
revenge n.
|
|
71 |
General |
karanlık çıkarma |
underexposure n.
|
|
72 |
General |
birini bir yerden çıkarma |
ouster of n.
|
|
73 |
General |
vınlama sesi çıkarma |
whooshing n.
|
|
74 |
General |
raydan çıkarma (treni) |
derailment n.
|
|
75 |
General |
temize çıkarma |
exoneration n.
|
|
76 |
General |
suçsuz çıkarma |
exculpating n.
|
|
77 |
General |
suçlu çıkarma |
condemnation n.
|
|
78 |
General |
açığa çıkarma |
revelation n.
|
|
79 |
General |
zorla çıkarma |
winkling n.
|
|
80 |
General |
senet çıkarma |
presentment n.
|
|
81 |
General |
açığa çıkarma |
exposal n.
|
|
82 |
General |
temize çıkarma |
vindication n.
|
|
83 |
General |
atık çıkarma |
waste generation n.
|
|
84 |
General |
ortaya çıkarma |
exposure n.
|
|
85 |
General |
kesip çıkarma |
excising n.
|
|
86 |
General |
açığa çıkarma |
revealing n.
|
|
87 |
General |
birini bir yerden çıkarma |
ouster n.
|
|
88 |
General |
silip çıkarma |
deletion n.
|
|
89 |
General |
iki misline çıkarma |
reduplication n.
|
|
90 |
General |
günah çıkarma |
sale of indulgences n.
|
|
91 |
General |
ortaya çıkarma |
detection n.
|
|
92 |
General |
baştan çıkarma |
enticement n.
|
|
93 |
General |
bağırsaklarını çıkarma |
disembowelment n.
|
|
94 |
General |
ses çıkarma |
utterance n.
|
|
95 |
General |
günah çıkarma hücresi |
confessional n.
|
|
96 |
General |
işinden çıkarma |
removal n.
|
|
97 |
General |
boşa çıkarma |
negation n.
|
|
98 |
General |
işten çıkarma |
severance n.
|
|
99 |
General |
işten çıkarma |
cancellation of labor contract n.
|
|
100 |
General |
kemiğini çıkarma |
deboning n.
|
|
101 |
General |
eritip cürufunu çıkarma |
scorifying n.
|
|
102 |
General |
suç durumundan çıkarma |
decriminalization n.
|
|
103 |
General |
infaz için kayıtlardan çıkarma |
estreating n.
|
|
104 |
General |
suyunu çıkarma |
extruding n.
|
|
105 |
General |
açığa çıkarma |
clearing n.
|
|
106 |
General |
sonuç çıkarma |
deduction n.
|
|
107 |
General |
işten çıkarma |
disemployment n.
|
|
108 |
General |
öksürerek balgam çıkarma |
hawk n.
|
|
109 |
General |
memuriyettem çıkarma |
mittimus n.
|
|
110 |
General |
tuzunu çıkarma |
desalinisation n.
|
|
111 |
General |
çekirdeğini çıkarma (meyve vb) |
coring n.
|
|
112 |
General |
urun içini kesmeden çıkarma |
enucleating n.
|
|
113 |
General |
yoldan çıkarma |
perversion of n.
|
|
114 |
General |
meydana çıkarma |
discovery n.
|
|
115 |
General |
nüvesini çıkarma |
enucleating n.
|
|
116 |
General |
suçluyu ortaya çıkarma |
detection n.
|
|
117 |
General |
haklı çıkarma |
justifying n.
|
|
118 |
General |
diş çıkarma |
dentition n.
|
|
119 |
General |
elden çıkarma |
sellout n.
|
|
120 |
General |
elden çıkarma |
disposition n.
|
|
121 |
General |
gözlerini çıkarma |
excecation n.
|
|
122 |
General |
birinin tayinini çıkarma |
prosecution n.
|
|
123 |
General |
rezalet çıkarma |
scandalization n.
|
|
124 |
General |
açığa çıkarma |
exposure n.
|
|
125 |
General |
çıkarma (maden vb) |
mining n.
|
|
126 |
General |
ortaya çıkarma |
discovery n.
|
|
127 |
General |
günah çıkarma ve papazın önerdiği kefareti yerine getirme |
penance n.
|
|
128 |
General |
boşa çıkarma |
frustrating n.
|
|
129 |
General |
çıkarma gemisi |
landing ship n.
|
|
130 |
General |
işe alma ve işten çıkarma yetkisi |
the power to hire and fire n.
|
|
131 |
General |
balgam çıkarma |
expectorating n.
|
|
132 |
General |
yeniden ortaya çıkarma |
resurrection n.
|
|
133 |
General |
kazıp çıkarma |
excavating n.
|
|
134 |
General |
civciv çıkarma |
hatch n.
|
|
135 |
General |
yerinden çıkarma |
displacement n.
|
|
136 |
General |
ameliyatla çıkarma |
ablation n.
|
|
137 |
General |
ortaya çıkarma |
disclosure n.
|
|
138 |
General |
sonuç çıkarma |
induction n.
|
|
139 |
General |
çekip çıkarma |
extraction n.
|
|
140 |
General |
kasten yangın çıkarma |
arson n.
|
|
141 |
General |
çığlığa benzer ses çıkarma |
shrieking n.
|
|
142 |
General |
günah çıkarma |
shriving n.
|
|
143 |
General |
ıslık gibi ses çıkarma |
sibilating n.
|
|
144 |
General |
bağırsaklarını çıkarma |
disembowelling n.
|
|
145 |
General |
işten çıkarma |
laying off n.
|
|
146 |
General |
sonuç çıkarma |
inference n.
|
|
147 |
General |
suyunu çıkarma |
dehydration n.
|
|
148 |
General |
petrol çıkarma |
drill for oil n.
|
|
149 |
General |
boşa çıkarma |
negations n.
|
|
150 |
General |
temize çıkarma |
quietus n.
|
|
151 |
General |
ortaya çıkarma |
unveiling n.
|
|
152 |
General |
rengini çıkarma |
decolorising n.
|
|
153 |
General |
rengini çıkarma |
decolorizing n.
|
|
154 |
General |
rengini çıkarma |
decolourising n.
|
|
155 |
General |
sonuç çıkarma |
inferring n.
|
|
156 |
General |
anlam çıkarma |
inferring n.
|
|
157 |
General |
zehiri çıkarma |
detoxication n.
|
|
158 |
General |
elden çıkarma |
disposing of n.
|
|
159 |
General |
askeri çıkarma |
military landing n.
|
|
160 |
General |
bedenden kesip çıkarma |
excision n.
|
|
161 |
General |
kesip çıkarma |
excision n.
|
|
162 |
General |
kanun çıkarma yetkisi |
legislative power n.
|
|
163 |
General |
şans eseri ortay çıkarma |
trouvaille n.
|
|
164 |
General |
iki katına çıkarma |
reduplication n.
|
|
165 |
General |
ıskartaya çıkarma |
rejection n.
|
|
166 |
General |
yerinden çıkarma |
dislocation n.
|
|
167 |
General |
temize çıkarma |
whitewash n.
|
|
168 |
General |
su çıkarma |
removal of water n.
|
|
169 |
General |
leke çıkarma |
removal of stains n.
|
|
170 |
General |
sıkıp çıkarma |
expression n.
|
|
171 |
General |
konuşmasında veya yazısında ünlü isimlerden bahsedip kendine paye çıkarma |
name-dropping n.
|
|
172 |
General |
anlam çıkarma |
inference n.
|
|
173 |
General |
piyasaya çıkarma |
issue n.
|
|
174 |
General |
ıslık gibi ses çıkarma |
wooshing n.
|
|
175 |
General |
çıkarma işareti |
minus n.
|
|
176 |
General |
ses çıkarma |
phonation n.
|
|
177 |
General |
baştan çıkarma |
perversion n.
|
|
178 |
General |
pul çıkarma |
scaling n.
|
|
179 |
General |
pullarını çıkarma |
scaling n.
|
|
180 |
General |
haritasını çıkarma |
survey n.
|
|
181 |
General |
ihaleye çıkarma |
submission n.
|
|
182 |
General |
açık artırmaya çıkarma |
licitation n.
|
|
183 |
General |
ambalajından çıkarma |
unpacking n.
|
|
184 |
General |
boşa çıkarma |
disconfirmation n.
|
|
185 |
General |
kesip çıkarma |
dismemberment n.
|
|
186 |
General |
göklere çıkarma |
overselling n.
|
|
187 |
General |
kopya çıkarma |
transcription n.
|
|
188 |
General |
tasmasını çıkarma |
unleashing n.
|
|
189 |
General |
çıkarma gücü |
removal force n.
|
|
190 |
General |
kendini açığa çıkarma |
self-exposure n.
|
|
191 |
General |
kendini açığa çıkarma |
self-revelation n.
|
|
192 |
General |
en üst düzeye çıkarma |
maximization n.
|
|
193 |
General |
en üst düzeye çıkarma |
maximation n.
|
|
194 |
General |
en üst düzeye çıkarma |
maximisation n.
|
|
195 |
General |
insanlıktan çıkarma |
dehumanisation n.
|
|
196 |
General |
insanlıktan çıkarma |
dehumanization n.
|
|
197 |
General |
üç katına çıkarma |
tripling n.
|
|
198 |
General |
şeytan çıkarma |
exorcizing n.
|
|
199 |
General |
şeytan çıkarma |
exorcising n.
|
|
200 |
General |
zorla dışarı çıkarma |
disgorgement n.
|
|
201 |
General |
baştan çıkarma |
inveiglement n.
|
|
202 |
General |
açığa çıkarma |
baring n.
|
|
203 |
General |
çileden çıkarma |
aggravation n.
|
|
204 |
General |
ortaya çıkarma |
ascertainment n.
|
|
205 |
General |
kasıtlı yangın çıkarma |
arson n.
|
|
206 |
General |
karbonun gazını çıkarma |
carbonization n.
|
|
207 |
General |
enkaz çıkarma |
debris removal n.
|
|
208 |
General |
casusluğu ortaya çıkarma |
counterespionage n.
|
|
209 |
General |
rengini çıkarma |
decolourizing n.
|
|
210 |
General |
bağırsaklarını çıkarma |
disemboweling n.
|
|
211 |
General |
karbonun gazını çıkarma |
carbonisation n.
|
|
212 |
General |
suç durumundan çıkarma |
decriminalisation n.
|
|
213 |
General |
elden çıkarma |
sell-out n.
|
|
214 |
General |
cinleri çıkarma |
exorcising n.
|
|
215 |
General |
rezalet çıkarma |
scandalisation n.
|
|
216 |
General |
korkutucu bir şey olmaktan çıkarma |
de-demonising n.
|
|
217 |
General |
listeden çıkarma |
disenrollment n.
|
|
218 |
General |
gaz çıkarma |
flatulation n.
|
|
219 |
General |
temize çıkarma |
acquittal n.
|
|
220 |
General |
elden çıkarma |
disposure [rare] n.
|
|
221 |
General |
sonuç çıkarma |
eduction n.
|
|
222 |
General |
kavga etme veya önemsiz yere tartışma çıkarma eğiliminde olan kimse |
rabulism n.
|
|
223 |
General |
baştan çıkarma |
tantalization n.
|
|
224 |
General |
baştan çıkarma |
tantalisation n.
|
|
225 |
General |
havadan gözlemle harita çıkarma |
aerocartography n.
|
|
226 |
General |
temize çıkarma |
acquitment n.
|
|
227 |
General |
günah çıkarma |
absolution n.
|
|
228 |
General |
piyasaya çıkarma (film/plak) |
release n.
|
|
229 |
General |
fesat çıkarma |
agitation n.
|
|
230 |
General |
törpü sesi çıkarma |
raspiness n.
|
|
231 |
General |
sonuç çıkarma |
reasoning n.
|
|
232 |
General |
mantıksız seçenekleri eleyerek sonuç çıkarma |
reasoning by elimination n.
|
|
233 |
General |
ıskartaya çıkarma |
cast-off n.
|
|
234 |
General |
mart kedisi sesi çıkarma |
caterwauling n.
|
|
235 |
General |
yeniden çıkarma |
re-emisssion n.
|
|
236 |
General |
(kanunu) yeniden çıkarma |
reenaction n.
|
|
237 |
General |
(kanunu) yeniden çıkarma |
reenactment n.
|
|
238 |
General |
(kanunu) yeniden çıkarma |
re-enactment n.
|
|
239 |
General |
tekrar tadını çıkarma |
reenjoyment n.
|
|
240 |
General |
yeniden açığa çıkarma |
re-exposure n.
|
|
241 |
General |
yeniden ortaya çıkarma |
re-exposure n.
|
|
242 |
General |
yeniden meydana çıkarma |
re-exposure n.
|
|
243 |
General |
yeniden çıkarma |
reexpulsion n.
|
|
244 |
General |
yeniden meydana çıkarma |
refossion [obsolete] n.
|
|
245 |
General |
kaplama veya örtüleri çıkarma |
nudation n.
|
|
246 |
General |
piyasaya çıkarma |
release n.
|
|
247 |
General |
işten çıkarma |
termination n.
|
|
248 |
General |
ıskartaya çıkarma |
throwing away n.
|
|
249 |
General |
üç katına çıkarma |
trebling n.
|
|
250 |
General |
günah çıkarma |
earshrift n.
|
|
251 |
General |
açığa çıkarma |
éclaircissement n.
|
|
252 |
General |
oyundan çıkarma |
elimination n.
|
|
253 |
General |
kutudan çıkarma |
unboxing n.
|
|
254 |
General |
anlam çıkarma |
educement n.
|
|
255 |
General |
sonuç çıkarma |
educement n.
|
|
256 |
General |
kılıfını çıkarma |
uncovering n.
|
|
257 |
General |
kaplamasını çıkarma |
uncovering n.
|
|
258 |
General |
kılıfını çıkarma |
denudation n.
|
|
259 |
General |
kaplamasını çıkarma |
denudation n.
|
|
260 |
General |
kılıfını çıkarma |
husking n.
|
|
261 |
General |
kaplamasını çıkarma |
husking n.
|
|
262 |
General |
kılıfını çıkarma |
stripping n.
|
|
263 |
General |
kaplamasını çıkarma |
stripping n.
|
|
264 |
General |
bağırsakları çıkarma |
embowelment n.
|
|
265 |
General |
(bir şeyi) ortaya çıkarma |
unfoldment n.
|
|
266 |
General |
aynı sesi çıkarma |
unisonance n.
|
|
267 |
General |
baştan çıkarma |
enticing n.
|
|
268 |
General |
işten çıkarma |
sacking n.
|
|
269 |
General |
gürültülü ses çıkarma |
janglery n.
|
|
270 |
General |
koz atma/çıkarma |
make n.
|
|
271 |
General |
haklı çıkarma |
vindicativeness n.
|
|
272 |
General |
zorla çıkarma |
evulsion n.
|
|
273 |
General |
çekirdeği çıkarma |
exacination [rare] n.
|
|
274 |
General |
ayakkabısını çıkarma |
excalceation n.
|
|
275 |
General |
etini çıkarma |
excarnification n.
|
|
276 |
General |
dışarı çıkarma |
exteriorization n.
|
|
277 |
General |
dışarı çıkarma |
exteriorisation n.
|
|
278 |
General |
idrar çıkarma |
wazz n.
|
|
279 |
General |
idrar çıkarma |
waz n.
|
|
280 |
General |
sistemin başarısız olma veya sorun çıkarma olasılığı en yüksek parçası |
weakest link n.
|
|
281 |
General |
düdüklü tencere gibi ses çıkarma |
blast n.
|
|
282 |
General |
seyrüsefer yardımcı araçlarını kurmak için çıkarma bölgesine gönderilen personel |
marking team n.
|
|
283 |
General |
ha sesi çıkarma |
ha n.
|
|
284 |
General |
idrar çıkarma için kullanılan bir örtmece sözcük |
wetting n.
|
|
285 |
General |
idrar çıkarma için kullanılan bir örtmece sözcük |
making water n.
|
|
286 |
General |
idrar çıkarma için kullanılan bir örtmece sözcük |
passing water n.
|
|
287 |
General |
idrar çıkarma için kullanılan bir örtmece sözcük |
leak n.
|
|
288 |
General |
beş katına çıkarma |
quintupling n.
|
|
289 |
General |
(bir şeyi) ortaya çıkarma |
midwifery n.
|
|
290 |
General |
baloncuk çıkarma |
bubbliness n.
|
|
291 |
General |
ses çıkarma aracı |
mouth [obsolete] n.
|
|
292 |
General |
yeniden temize çıkarma |
revindication n.
|
|
293 |
General |
gözü dışarı doğru çıkarma |
goggle n.
|
|
294 |
General |
istenmeyen malzemeyi yakarak çıkarma |
burn-off n.
|
|
295 |
General |
sıkarak suyunu çıkarma |
chirt n.
|
|
296 |
General |
bokunu çıkarma |
debauch n.
|
|
297 |
General |
yoldan çıkarma |
deboshment n.
|
|
298 |
General |
kabuğunu çıkarma |
decrustation n.
|
|
299 |
General |
kabuğunu çıkarma |
delibration n.
|
|
300 |
General |
diş çıkarma |
dentilation n.
|
|
301 |
General |
elden çıkarma |
denudation n.
|
|
302 |
General |
baştan çıkarma |
depravation n.
|
|
303 |
General |
tarikattan çıkarma |
deraignment n.
|
|
304 |
General |
işten çıkarma |
dispatch [us] [obsolete] n.
|
|
305 |
General |
işten çıkarma |
despatch [uk] [obsolete] n.
|
|
306 |
General |
gömülü bir şeyi açığa çıkarma |
deterration n.
|
|
307 |
General |
toprakla örtülü bir şeyi meydana çıkarma |
deterration n.
|
|
308 |
General |
işten çıkarma |
dimission n.
|
|
309 |
General |
işe alma veya işten çıkarma yetkisi |
hiring n.
|
|
310 |
General |
en önemli özellikleri öne çıkarma |
idealisation n.
|
|
311 |
General |
en önemli özellikleri öne çıkarma |
idealization n.
|
|
312 |
General |
en önemli ösellikleri öne çıkarma |
idealisation n.
|
|
313 |
General |
aşırı çıkarma |
overextraction n.
|
|
314 |
General |
fazla sonuç çıkarma |
overrating n.
|
|
315 |
General |
fazla sonuç çıkarma |
overreckoning n.
|
|
316 |
General |
sonuç çıkarma |
illation n.
|
|
317 |
General |
anlam çıkarma |
illation n.
|
|
318 |
General |
istiridye çıkarma |
oystering n.
|
|
319 |
General |
aniden işten çıkarma |
congé n.
|
|
320 |
General |
aniden işten çıkarma |
congee n.
|
|
321 |
General |
evden çıkarma |
deturbation n.
|
|
322 |
General |
temize çıkarma |
disculpation n.
|
|
323 |
General |
programdan çıkarma |
disenrolling n.
|
|
324 |
General |
transtan çıkarma |
disentrancement n.
|
|
325 |
General |
üstünden çıkarma |
disfurnishment n.
|
|
326 |
General |
(tezyinat) çıkarma |
disfurniture n.
|
|
327 |
General |
evden çıkarma |
dislodgment n.
|
|
328 |
General |
üyelikten çıkarma |
dismemberment n.
|
|
329 |
General |
yerinden çıkarma |
displantation n.
|
|
330 |
General |
(ev, çiftlik) içindekileri elden çıkarma |
displenishment n.
|
|
331 |
General |
(kendini bir şey ile) öne çıkarma |
disportment [obsolete] n.
|
|
332 |
General |
elden çıkarma |
dispose [obsolete] n.
|
|
333 |
General |
yerinden çıkarma |
disturbance n.
|
|
334 |
General |
sonuç çıkarma |
conclusion [obsolete] n.
|
|
335 |
General |
aklına koyup baştan çıkarma |
courtship n.
|
|
336 |
General |
atların bir hayvanı sürüden çıkarma becerilerini sergilediği yarışma |
cutting n.
|
|
337 |
General |
zorluk çıkarma |
difficulty n.
|
|
338 |
General |
sonuç çıkarma |
consequencing n.
|
|
339 |
General |
öksürerek (yiyecek veya balgam) çıkarma |
coughing up n.
|
|
340 |
General |
envanter çıkarma |
inventory n.
|
|
341 |
General |
envanter çıkarma |
inventorying n.
|
|
342 |
General |
günah çıkarma |
peccavi n.
|
|
343 |
General |
sap çıkarma |
pediculation n.
|
|
344 |
General |
pedikül çıkarma |
pediculation n.
|
|
345 |
General |
temize çıkarma |
satisfaction n.
|
|
346 |
General |
çatışma veya sorun çıkarma potansiyeli yüksek olan şey |
dynamite n.
|
|
347 |
General |
ayakkabılarını çıkarma |
discalceation n.
|
|
348 |
General |
ıskartaya çıkarma |
discardment n.
|
|
349 |
General |
(akrobaside) ağızdan ateş çıkarma |
fire-breathing n.
|
|
350 |
General |
koşum takımını çıkarma |
outspan n.
|
|
351 |
General |
boyunduruğunu çıkarma |
outspan n.
|
|
352 |
General |
korna sesi çıkarma |
parp n.
|
|
353 |
General |
gaz çıkarma |
parp n.
|
|
354 |
General |
gaz çıkarma sesi |
parp n.
|
|
355 |
General |
içinden su geçirerek ilacın çözünebilir bileşenlerini çıkarma |
percolation n.
|
|
356 |
General |
vaktinden önce piyasaya çıkarma |
prerelease n.
|
|
357 |
General |
pas çıkarma kalemli alet |
scratcher n.
|
|
358 |
General |
pas çıkarma kalemi kullanan kimse |
scratcher n.
|
|
359 |
General |
baştan çıkarma |
seducement n.
|
|
360 |
General |
günah çıkarma odası |
shrift [obsolete] n.
|
|
361 |
General |
taslak çıkarma aleti |
sketcher n.
|
|
362 |
General |
kaymak çıkarma makinesi |
skimmer n.
|
|
363 |
General |
beklentileri boşa çıkarma |
subvert expectations n.
|
|
364 |
General |
çıngar çıkarma |
square [dated] n.
|
|
365 |
General |
ses çıkarma |
squeakery n.
|
|
366 |
General |
(kum dökümünde) kalıp çıkarma şablonu |
strickle n.
|
|
367 |
General |
(kum dökümünde) kalıp çıkarma şablonu |
strickler n.
|
|
368 |
General |
hurdaya çıkarma |
strigment n.
|
|
369 |
General |
çıkarma işlemi yapan kimse |
substractor [obsolete] n.
|
|
370 |
General |
baştan çıkarma |
suppalpation n.
|
|
371 |
General |
evden çıkarma |
supplantation n.
|
|
372 |
General |
toprak yüzeyinden altın çıkarma işlemi |
surfacing n.
|
|
373 |
General |
çalma veya çıkarma amacıyla özellikle elleri kullanarak detaylıca aramak |
rifle v.
|
|
374 |
General |
pas çıkarma kalemi ile temizlemek |
scratch v.
|
|
375 |
General |
günah çıkarma ile ilgili |
confessional adj.
|
|
376 |
General |
kavga etme veya önemsiz yere tartışma çıkarma eğiliminde olan kimse |
rabulistic adj.
|
|
377 |
General |
kavga etme veya önemsiz yere tartışma çıkarma eğiliminde olan |
rabulous adj.
|
|
378 |
General |
hayvanı sürüden çıkarma yarışması için eğitilen (at) |
cutting adj.
|
|
379 |
General |
elden çıkarma sonrası gelişen |
postdivestiture adj.
|
|
380 |
General |
guguk sesi çıkarma |
cuckoo interj.
|
|
Phrasals |
|
381 |
Phrasals |
bir şeyi başka bir şeyden kaynatarak çıkarma |
boil something out of something v.
|
|
382 |
Phrasals |
çıkarma işlemi yapmak |
subtract from (something) v.
|
|
Colloquial |
|
383 |
Colloquial |
göklere çıkarma |
rave n.
|
|
384 |
Colloquial |
yoksul, evsiz birini hastaneden çıkarma/atma |
patient dumping n.
|
|
385 |
Colloquial |
idrar çıkarma |
making water n.
|
|
386 |
Colloquial |
fazla eşyalarını elden çıkarma ihtiyacı |
urge to purge n.
|
|
387 |
Colloquial |
sohbet odasından çıkarma |
boot n.
|
|
388 |
Colloquial |
(gruptan, faaliyetten) çıkarma |
hook n.
|
|
389 |
Colloquial |
işten çıkarma |
chop [uk] n.
|
|
390 |
Colloquial |
birine bir şeye şapka çıkarma |
hats off to someone or something n.
|
|
391 |
Colloquial |
-e şapka çıkarma |
hats off to n.
|
|
392 |
Colloquial |
baştan çıkarma |
macking n.
|
|
393 |
Colloquial |
paltonu üzerinden çıkarma |
leave your coat on expr.
|
|
394 |
Colloquial |
hırsını benden çıkarma |
don't take it out on me expr.
|
|
Idioms |
|
395 |
Idioms |
zorluk çıkarma |
run for (one's) money n.
|
|
396 |
Idioms |
boş yere mesele çıkarma |
a fuss about nothing n.
|
|
397 |
Idioms |
boş yere mesele çıkarma |
a fuss over nothing n.
|
|
398 |
Idioms |
zorluk çıkarma |
a run for one's money n.
|
|
399 |
Idioms |
baştan çıkarma ustası |
makeout artist n.
|
|
400 |
Idioms |
yaygara çıkarma |
pearl-clutching n.
|
|
401 |
Idioms |
temize çıkarma |
wash n.
|
|
402 |
Idioms |
belaya davetiye çıkarma |
asking for trouble n.
|
|
403 |
Idioms |
diş çıkarma sorunları |
teething troubles n.
|
|
404 |
Idioms |
kaş yapayım derken göz çıkarma |
over-egging the pudding n.
|
|
405 |
Idioms |
kaş yapayım derken göz çıkarma |
overegging the pudding n.
|
|
406 |
Idioms |
davet çıkarma |
welcoming mat n.
|
|
407 |
Idioms |
ıcığını cıcığını çıkarma |
a fine-tooth comb n.
|
|
408 |
Idioms |
zorluk çıkarma |
a run for money n.
|
|
409 |
Idioms |
zorluk çıkarma |
a run for your money n.
|
|
410 |
Idioms |
konuşmasında veya yazısında ünlü isimlerden bahsedip kendine paye çıkarma |
name dropping n.
|
|
411 |
Idioms |
baştan çıkarma ustası |
pua (pick-up artist) n.
|
|
412 |
Idioms |
baştan çıkarma ustası |
pick-up artist n.
|
|
413 |
Idioms |
dikkatsizce davranarak başarısızlığa davetiye çıkarma |
riding for a fall n.
|
|
414 |
Idioms |
diş çıkarma sorunları olmak |
have teething troubles v.
|
|
415 |
Idioms |
baştan çıkarma ustası |
make-out artist v.
|
|
416 |
Idioms |
kuşun ötüş şeklinden anlamı bir cümle çıkarma |
a little bit of bread and no cheese [uk] expr.
|
|
417 |
Idioms |
yoktan yonga çıkarma |
one can't get blood from a stone expr.
|
|
418 |
Idioms |
ölü gözünden yaş çıkarma |
one can't get blood from a stone expr.
|
|
419 |
Idioms |
yoktan yonga çıkarma |
one can't get blood from a turnip expr.
|
|
420 |
Idioms |
ölü gözünden yaş çıkarma |
one can't get blood from a turnip expr.
|
|
Formal |
|
421 |
Formal |
boşa çıkarma |
rebutment n.
|
|
Speaking |
|
422 |
Speaking |
hiç ses çıkarma |
don't make a sound expr.
|
|
423 |
Speaking |
hadise çıkarma! |
don´t make a scene! expr.
|
|
424 |
Speaking |
lütfen bu konuda yüzümü kara çıkarma |
please do not let me down on this expr.
|
|
425 |
Speaking |
olay çıkarma! |
don´t make a scene! expr.
|
|
426 |
Speaking |
paltonu çıkarma |
don't take off your coat expr.
|
|
427 |
Speaking |
rezalet çıkarma |
don't make a scene expr.
|
|
428 |
Speaking |
sorun çıkarma! |
don't brew up any trouble! expr.
|
|
Trade/Economic |
|
429 |
Trade/Economic |
rüçhan hakkı sağlayan hisse senedi çıkarma |
capitalization issue n.
|
|
430 |
Trade/Economic |
satışa çıkarma |
releasing n.
|
|
431 |
Trade/Economic |
yeni reklam kampanyası ve marka çalışması teknikleri geliştirmeden önce tüketici beyninin belirli reklam ve ürünlere verdikleri tepkileri ortaya çıkarma süreci |
neuromarketing n.
|
|
432 |
Trade/Economic |
açığa çıkarma |
temporary discharge n.
|
|
433 |
Trade/Economic |
açığa çıkarma |
removal from office n.
|
|
434 |
Trade/Economic |
ambalajdan çıkarma |
unpacking n.
|
|
435 |
Trade/Economic |
anlam çıkarma |
interpretation n.
|
|
436 |
Trade/Economic |
ayırımcı işten çıkarma |
discriminatory discharge n.
|
|
437 |
Trade/Economic |
borsa kotundan çıkarma |
delisting n.
|
|
438 |
Trade/Economic |
borsa kotundan çıkarma |
dequotation n.
|
|
439 |
Trade/Economic |
bono çıkarma |
issue of bill n.
|
|
440 |
Trade/Economic |
çıkarma vergisi |
severance tax n.
|
|
441 |
Trade/Economic |
çıkarma fiyatı |
issue price n.
|
|
442 |
Trade/Economic |
çıkarma tarihi |
date of issue n.
|
|
443 |
Trade/Economic |
çıkarma masrafları |
landing charges n.
|
|
444 |
Trade/Economic |
çıkarma limanı |
port of landing n.
|
|
445 |
Trade/Economic |
çıkarma maliyetleri |
issuance costs n.
|
|
446 |
Trade/Economic |
derhal işten çıkarma |
immediate dismissal n.
|
|
447 |
Trade/Economic |
dört katına çıkarma |
quadrupling n.
|
|
448 |
Trade/Economic |
elden çıkarma maliyetleri |
costs of disposal n.
|
|
449 |
Trade/Economic |
elden çıkarma |
disposing n.
|
|
450 |
Trade/Economic |
elden çıkarma değeri |
break-up value n.
|
|
451 |
Trade/Economic |
elden çıkarma işi teklifi süresi |
divesting business offer period n.
|
|
452 |
Trade/Economic |
elden çıkarma kararı |
disposal consideration n.
|
|
453 |
Trade/Economic |
elden çıkarma değeri |
break up value n.
|
|
454 |
Trade/Economic |
en yüksek düzeye çıkarma |
maximization n.
|
|
455 |
Trade/Economic |
elden çıkarma bedeli |
disposal consideration n.
|
|
456 |
Trade/Economic |
elden çıkarma işi teklifi |
divesting business offer n.
|
|
457 |
Trade/Economic |
elden çıkarma kazancı |
gain on disposal n.
|
|
458 |
Trade/Economic |
elden çıkarma değeri |
disposal value n.
|
|
459 |
Trade/Economic |
elden çıkarma tazminatı |
disposal consideration n.
|
|
460 |
Trade/Economic |
elden çıkarma maliyeti |
break-up value n.
|
|
461 |
Trade/Economic |
en yüksek düzeye çıkarma |
maximisation n.
|
|
462 |
Trade/Economic |
elden çıkarma için son tarih |
divestiture deadline n.
|
|
463 |
Trade/Economic |
eleman çıkarma |
reduction in-force n.
|
|
464 |
Trade/Economic |
geçici olarak işten çıkarma |
lay-off n.
|
|
465 |
Trade/Economic |
gelirden çıkarma |
deduction from income n.
|
|
466 |
Trade/Economic |
gönüllü (işten) çıkarma |
voluntary redundancy n.
|
|
467 |
Trade/Economic |
görevinden çıkarma |
displacement n.
|
|
468 |
Trade/Economic |
hisse senedi çıkarma |
issue of stocks n.
|
|
469 |
Trade/Economic |
hisse senedi çıkarma |
share issue n.
|
|
470 |
Trade/Economic |
hisse senedi ve tahvil çıkarma maliyeti |
flotation cost n.
|
|
471 |
Trade/Economic |
haksız işten çıkarma |
wrongful dismissal n.
|
|
472 |
Trade/Economic |
hisse senedi veya tahvil çıkarma |
flotation n.
|
|
473 |
Trade/Economic |
işletmenin bir bölümünü ayırarak elden çıkarma |
demerger n.
|
|
474 |
Trade/Economic |
işten çıkarma tazminatı kanunu |
redundancy payments act n.
|
|
475 |
Trade/Economic |
işten çıkarma yazısı |
letter of dismissal n.
|
|
476 |
Trade/Economic |
işten çıkarma tazminatı |
redundancy pay n.
|
|
477 |
Trade/Economic |
işten çıkarma tazminatı |
dismissal compensation n.
|
|
478 |
Trade/Economic |
işten çıkarma yoluyla işgücünün azaltılması |
downsize n.
|
|
479 |
Trade/Economic |
ikinci elden çıkarma işi teklifi |
second divesting business offer n.
|
|
480 |
Trade/Economic |
işten çıkarma bildirimi |
dismissal notice n.
|
|
481 |
Trade/Economic |
işten çıkarma |
dismissal from office n.
|
|
482 |
Trade/Economic |
işten çıkarma |
laying off n.
|
|
483 |
Trade/Economic |
işten çıkarma sistemleri |
layoff systems n.
|
|
484 |
Trade/Economic |
işten çıkarma duyurusu |
redundance notice n.
|
|
485 |
Trade/Economic |
işten çıkarma duyurusu |
redundancy notice n.
|
|
486 |
Trade/Economic |
işten çıkarma duyurusu |
redundancy letter n.
|
|
487 |
Trade/Economic |
işten çıkarma planı |
severance n.
|
|
488 |
Trade/Economic |
işten çıkarma tazminatları |
termination benefits n.
|
|
489 |
Trade/Economic |
işten çıkarma tazminatı yasası |
redundancy payments act n.
|
|
490 |
Trade/Economic |
işten çıkarma duyurusu |
redundance letter n.
|
|
491 |
Trade/Economic |
işten çıkarma tazminatı |
layoff payment n.
|
|
492 |
Trade/Economic |
işten çıkarma kağıdı |
walking papers n.
|
|
493 |
Trade/Economic |
işten çıkarma tazminatı |
redundancy compensation n.
|
|
494 |
Trade/Economic |
işten çıkarma |
displaced workers n.
|
|
495 |
Trade/Economic |
işten çıkarma |
job cut n.
|
|
496 |
Trade/Economic |
işten çıkarma tazminatı |
dismissal wage n.
|
|
497 |
Trade/Economic |
işten çıkarma yardımları |
termination benefits n.
|
|
498 |
Trade/Economic |
işten çıkarma |
displacement n.
|
|
499 |
Trade/Economic |
işten çıkarma karşılığı yapılan ödeme |
severance n.
|
|
500 |
Trade/Economic |
kargoyu karaya çıkarma |
landing of cargo n.
|
|