|
Catégorie |
Anglais |
Turc |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
air conditioning n.
|
klima |
|
I hope that your classroom had air conditioning.
Senin sınıfının kliması olduğunu umuyorum.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
arctic air n.
|
arktik hava |
|
In the Northern Hemisphere, Arctic air temperatures are warming twice as fast as lower latitudes.
Kuzey Yarımküre'de Arktik hava sıcaklıkları daha düşük enlemlere göre iki kat daha hızlı ısınıyor.
More Sentences
|
3 |
General |
bad air n.
|
kötü hava |
|
She's fainted because of the bad air.
O kötü havadan dolayı bayıldı.
More Sentences
|
4 |
General |
air hostess n.
|
hostes |
|
He married an air hostess.
Bir hostesle evlendi.
More Sentences
|
5 |
General |
air conditioner n.
|
klima |
|
Don't leave the air conditioner on.
Klimayı açık bırakma.
More Sentences
|
6 |
General |
air traffic control n.
|
hava trafik kontrol |
|
Air traffic control is a natural monopoly which must be regulated.
Hava trafik kontrolü, düzenlenmesi gereken doğal bir tekeldir.
More Sentences
|
7 |
General |
air forces n.
|
hava kuvvetleri |
|
My own constituency of East Anglia has lost Tornado aircrew from Royal Air Force Marham in Norfolk.
Kendi seçim bölgem Doğu Anglia, Norfolk'taki Kraliyet Hava Kuvvetleri Marham'dan Tornado mürettebatını kaybetti.
More Sentences
|
8 |
General |
change of air n.
|
hava değişimi |
|
The doctor advised a change of air.
Doktor, hava değişimini tavsiye etti.
More Sentences
|
9 |
General |
hot air balloon n.
|
sıcak hava balonu |
|
I rode in a hot air balloon.
Sıcak hava balonuna bindim.
More Sentences
|
10 |
General |
fresh air n.
|
açık hava |
|
He enjoys the fresh air.
Açık havadan keyif alır.
More Sentences
|
11 |
General |
air quality n.
|
hava kalitesi |
|
Why has no air quality test been done on this particular building since we were elected?
Seçildiğimizden bu yana neden bu binada hava kalitesi testi yapılmadı?
More Sentences
|
12 |
General |
air temperature n.
|
hava sıcaklığı |
|
This system complements the four-zone climate system and provides an air temperature that follows the second row settings.
Bu sistem, dört bölgeli klima sistemini tamamlıyor ve ikinci sıra ayarlarıyla aynı hava sıcaklığını sağlıyor.
More Sentences
|
13 |
General |
change of air n.
|
hava değişikliği |
|
A change of air will do you a lot of good.
Bir hava değişikliği size çok iyi gelecektir.
More Sentences
|
14 |
General |
clean air n.
|
temiz hava |
|
Perhaps I will ask my daughter, Kate, if she will write a 21st-century version featuring clean air.
Belki de kızım Kate'e temiz hava içeren bir 21. yüzyıl versiyonu yazıp yazmayacağını sorarım.
More Sentences
|
|
15 |
General |
fresh air n.
|
temiz hava |
|
It is a basic consumer right that consumers should be able to breathe fresh air.
Tüketicilerin temiz hava soluyabilmeleri temel bir tüketici hakkıdır.
More Sentences
|
16 |
General |
air-conditioner n.
|
klima |
|
A large quantity of air-conditioners has been sold since the temperature is high.
Sıcaklık yüksek olduğu için çok miktarda klima satıldı.
More Sentences
|
17 |
General |
air-condition n.
|
klima |
|
None of these offices have air-conditioning.
Bu ofislerin hiçbirinde klima yok.
More Sentences
|
18 |
General |
open-air museum n.
|
açık hava müzesi |
|
Italy is a large open-air museum.
İtalya büyük bir açık hava müzesidir.
More Sentences
|
19 |
General |
hot air n.
|
sıcak hava |
|
It is full of hot air with very little substance.
Çok az içeriği olan sıcak havayla dolu.
More Sentences
|
20 |
General |
air ticket n.
|
uçak bileti |
|
They prefer to pass on safety costs to the government instead of factoring them into the price of air tickets.
Güvenlik maliyetlerini uçak bileti fiyatlarına yansıtmak yerine devlete yansıtmayı tercih ediyorlar.
More Sentences
|
21 |
General |
air guitar n.
|
hayali gitar |
|
He spent hours perfecting his air guitar skills.
Hayali gitar becerilerini mükemmelleştirmek için saatler harcadı.
More Sentences
|
22 |
General |
air travel n.
|
uçak yolculuğu |
|
He lived in the days when air travel was considered dangerous.
Uçak yolculuğunun tehlikeli sayıldığı günlerde yaşadı.
More Sentences
|
23 |
General |
country air n.
|
kır havası |
|
The country air will do you good.
Kır havası sana iyi gelecektir.
More Sentences
|
24 |
General |
air balloon n.
|
balon |
|
Air balloons had not then been invented, nor steamships, nor railways.
O zamanlar hava balonları, buharlı gemiler ya da demiryolları icat edilmemişti.
More Sentences
|
25 |
General |
pump air into v.
|
hava basmak |
|
If you pump air into a tire it expands.
Lastiğe hava basarsanız, lasttik şişer.
More Sentences
|
26 |
General |
lose air v.
|
hava kaçırmak |
|
The tyre is losing air.
Lastik hava kaçırıyor.
More Sentences
|
27 |
General |
pollute the air v.
|
havayı kirletmek |
|
Exhaust from factories pollutes the air.
Fabrikalardan çıkan egzoz havayı kirletir.
More Sentences
|
28 |
General |
air dry v.
|
havada kurumak |
|
When air dries, the throat dries, and cough comes out.
Hava kuruduğunda boğaz kurur ve öksürük ortaya çıkar.
More Sentences
|
29 |
General |
air out v.
|
havalandırmak |
|
Will you open the window and air out this stuffy room?
Pencereyi açar mısın ve bu havasız odayı havalandırır mısın?
More Sentences
|
30 |
General |
in the air adj.
|
ortalıkta dolaşan |
|
There are rumors in the air.
Ortalıkta dolaşan söylentiler var.
More Sentences
|
31 |
General |
air-conditioned adj.
|
klimalı |
|
The KLA rebels were taken from Skopje to northern Macedonia with their weapons on air-conditioned buses.
KLA isyancıları silahlarıyla birlikte klimalı otobüslerle Üsküp'ten Kuzey Makedonya'ya götürüldü.
More Sentences
|
32 |
General |
open-air adj.
|
açık hava |
|
The open-air concert was cancelled because of the rain.
Açık hava konseri yağmur yüzünden iptal edildi.
More Sentences
|
33 |
General |
air conditioned adj.
|
klimalı |
|
Air conditioning Firuzan is within a few steps of French Tower and Bodrum Museum of Underwater Archaeology.
Klimalı Firuzan, Fransız Kulesi ve Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi'ne birkaç adım mesafededir.
More Sentences
|
34 |
General |
in the air adv.
|
havada |
|
Safety in the air must be the highest priority in air transport.
Havada güvenlik, hava taşımacılığında en yüksek öncelik olmalıdır.
More Sentences
|
35 |
General |
in the air adv.
|
askıda |
|
The decision was still in the air.
Karar halen askıda.
More Sentences
|
36 |
General |
over the air adv.
|
havadan |
|
Advertising sells products over the air.
Reklam ürünleri havadan satar.
More Sentences
|
37 |
General |
from the air adv.
|
havadan |
|
We need to take steps to prevent similar terrorist attacks again taking place in or from the air.
Benzer terör saldırılarının bir daha havadan ya da içeriden gerçekleşmesini önlemek için adımlar atmamız gerekiyor.
More Sentences
|
38 |
General |
by air adv.
|
uçakla |
|
My father traveled all over the world by air.
Babam bütün dünyayı uçakla dolaştı.
More Sentences
|
Common Usage |
|
39 |
Common Usage |
air conditioning n.
|
havalandırma |
|
General |
|
40 |
General |
universal air travel plan n.
|
evrensel hava yolculuğu planı |
|
41 |
General |
air carriers' liability n.
|
hava taşıyıcılarının sorumluluğu |
|
42 |
General |
hot air n.
|
palavra |
|
43 |
General |
air battle n.
|
hava savaşı |
|
44 |
General |
air current n.
|
kurander |
|
45 |
General |
air inversion n.
|
hava inversiyonu |
|
46 |
General |
air company n.
|
hava şirketi |
|
47 |
General |
mass of cold air n.
|
soğuk hava kütlesi |
|
48 |
General |
air miles n.
|
hava mili |
|
49 |
General |
ambient air n.
|
çevre havası |
|
50 |
General |
residual air n.
|
rezidüel hava |
|
51 |
General |
air mileage n.
|
hava mili |
|
52 |
General |
air transportation n.
|
hava taşıması |
|
53 |
General |
air ministry n.
|
hava bakanlığı |
|
54 |
General |
air of mystery n.
|
esrarengizlik |
|
55 |
General |
air dates n.
|
gösterim tarihleri |
|
56 |
General |
air freshener n.
|
oda spreyi |
|
57 |
General |
universal air travel plan n.
|
iata'nın yürüttüğü kredi kartı planı |
|
58 |
General |
air stirring method n.
|
hava karıştırma yöntemi |
|
59 |
General |
air bleed n.
|
hava deliği |
|
60 |
General |
hot air n.
|
martaval |
|
61 |
General |
still air n.
|
durgun hava |
|
62 |
General |
turkish air association n.
|
türk hava kurumu |
|
63 |
General |
air shaft n.
|
hava boşluğu |
|
64 |
General |
hot air n.
|
hava gazı |
|
65 |
General |
air conditioner n.
|
iklimleme aygıtı |
|
66 |
General |
festive air n.
|
bayram havası |
|
67 |
General |
castle in the air n.
|
hulya |
|
68 |
General |
air raid n.
|
hava akını |
|
69 |
General |
air crash n.
|
uçak kazası |
|
70 |
General |
air law n.
|
hava hukuku |
|
71 |
General |
liquid air n.
|
sıvı hava |
|
72 |
General |
damp air n.
|
çok nemli hava |
|
73 |
General |
air exhauster n.
|
vantilatör |
|
74 |
General |
air valve n.
|
hava supabı |
|
75 |
General |
air law and legislation n.
|
hava hukuku |
|
76 |
General |
any of three radiations of heat falling in succession from the sun to the air n.
|
cemre |
|
77 |
General |
taking air n.
|
kayak yaparken kişinin havaya zıplaması |
|
78 |
General |
dry air n.
|
kuru hava |
|
79 |
General |
surface to air missile n.
|
satıhtan hava hedeflerine atılan füze |
|
80 |
General |
air show n.
|
uçakların havada yaptığı gösteri |
|
81 |
General |
air war n.
|
hava savaşı |
|
82 |
General |
air power n.
|
hava gücü |
|
83 |
General |
castle in the air n.
|
hayal |
|
84 |
General |
air pollution n.
|
hava kirlenmesi |
|
85 |
General |
air wave n.
|
hava dalgası |
|
86 |
General |
air officer n.
|
hava subayı |
|
87 |
General |
air charter contracts n.
|
hava çarter sözleşmeleri |
|
88 |
General |
instrument air n.
|
cihaz havası |
|
89 |
General |
air conditioner n.
|
iklimlendirici |
|
90 |
General |
air mass modification n.
|
hava kütlesi farklılaşımı |
|
91 |
General |
air jet wiping n.
|
havalı çinko sıyırma sistemi |
|
92 |
General |
light air n.
|
hafif hava |
|
93 |
General |
clean air duct n.
|
temiz hava kanalı |
|
94 |
General |
solar air conditioning n.
|
güneşle hava düzenleme |
|
95 |
General |
air grill n.
|
hava ızgarası |
|
96 |
General |
air cushion vehicle n.
|
aeroglisör |
|
97 |
General |
positive air system n.
|
pozitif hava sistemi |
|
98 |
General |
air show n.
|
uçuş gösterisi |
|
99 |
General |
indoor air pollution n.
|
ev içi hava kirliliği |
|
100 |
General |
hot air n.
|
boş laf |
|
101 |
General |
air conditioning system n.
|
iklimleme sistemi |
|
102 |
General |
open air n.
|
açık |
|
103 |
General |
air insulation n.
|
hava yalıtımı |
|
104 |
General |
hot air n.
|
havacıva |
|
105 |
General |
a breath of fresh air n.
|
yeni bir soluk |
|
106 |
General |
foul air n.
|
grizu |
|
107 |
General |
air supply n.
|
hava besleme |
|
108 |
General |
air horn n.
|
korna |
|
109 |
General |
hot air n.
|
havagazı |
|
110 |
General |
air conditioning n.
|
hava düzenleme |
|
111 |
General |
air legislation n.
|
hava hukuku |
|
112 |
General |
air rifle n.
|
hava tüfeği |
|
113 |
General |
air port n.
|
havaalanı |
|
114 |
General |
air navigation n.
|
hava trafiği |
|
115 |
General |
executive air charter n.
|
özel çarter uçağı |
|
116 |
General |
open air concert n.
|
açık hava konseri |
|
117 |
General |
open air concert n.
|
açıkhava konseri |
|
118 |
General |
vitiated air n.
|
kötü hava |
|
119 |
General |
air defense purpose n.
|
hava savunma maksatlı |
|
120 |
General |
stratified air flow n.
|
tabakalı hava akışı |
|
121 |
General |
ambient air humidity n.
|
ortam havası nemi |
|
122 |
General |
ambient air humidity n.
|
çevre havası nemi |
|
123 |
General |
ambient air n.
|
ortam havası |
|
124 |
General |
open air transformer n.
|
açık hava trafosu |
|
125 |
General |
air inlet duct n.
|
hava girişi kanalı |
|
126 |
General |
air force base n.
|
hava kuvvetleri üssü |
|
127 |
General |
air show n.
|
hava gösterisi |
|
128 |
General |
open air theatre n.
|
açık hava tiyatrosu |
|
129 |
General |
internal air pressure n.
|
iç hava basıncı |
|
130 |
General |
additional air n.
|
ilave hava |
|
131 |
General |
air map n.
|
hava haritası |
|
132 |
General |
air mail n.
|
uçak postası |
|
133 |
General |
air drop n.
|
havanın düşmesi |
|
134 |
General |
air freshener n.
|
oda parfümü |
|
135 |
General |
clean air act n.
|
havanın temiz tutulması kanunu |
|
136 |
General |
comfort air conditioning system n.
|
konfor amaçlı klima sistemi |
|
137 |
General |
condition of the air n.
|
havanın durumu |
|
138 |
General |
cooled air n.
|
soğutulmuş hava |
|
139 |
General |
residential air conditioning n.
|
ev klima tesisi |
|
140 |
General |
console air conditioner n.
|
duvar tipi klima cihazı |
|
141 |
General |
air conditioning n.
|
klima tesisatı |
|
142 |
General |
entrained air n.
|
sürüklenen hava |
|
143 |
General |
excess air n.
|
fazla hava |
|
144 |
General |
entrained air n.
|
katılmış hava |
|
145 |
General |
excess air n.
|
hava fazlalığı |
|
146 |
General |
foul air n.
|
bozuk hava |
|
147 |
General |
foul air n.
|
pis hava |
|
148 |
General |
fresh air n.
|
taze hava |
|
149 |
General |
air-raid warden n.
|
hava alarm görevlisi |
|
150 |
General |
air-tube n.
|
nefes borusu |
|
151 |
General |
air-bladder n.
|
yüzme kesesi |
|
152 |
General |
all-air conditioning system n.
|
havalı klima sistemi |
|
153 |
General |
air-freshener n.
|
oda spreyi |
|
154 |
General |
air vice-marshal n.
|
tümgeneral |
|
155 |
General |
air kiss n.
|
kişinin karşısındakiyle vedalaşırken onu yanağına değmeden öpmesi |
|
156 |
General |
air-cover n.
|
havadan koruma |
|
157 |
General |
air-sea rescue n.
|
denizdeki kimseyi havadan kurtarma |
|
158 |
General |
air-conditioned room n.
|
klimalı oda |
|
159 |
General |
air-frame n.
|
uçak gövdesi |
|
160 |
General |
air-raid shelter n.
|
sığınak |
|
161 |
General |
air-tube n.
|
iç lastik |
|
162 |
General |
air-conditioning n.
|
havalandırma |
|
163 |
General |
dust-laden air n.
|
toz yüklü hava |
|
164 |
General |
foul-air flue n.
|
kirli hava kanalı |
|
165 |
General |
dust-laden air n.
|
tozlu hava |
|
166 |
General |
dust-loaden air n.
|
toz yüklü hava |
|
167 |
General |
dust-loaden air n.
|
tozlu hava |
|
168 |
General |
clear-air turbulence n.
|
açık hava türbülansı |
|
169 |
General |
hot-air setting n.
|
termofiksaj |
|
170 |
General |
open-air meeting n.
|
açık hava toplantısı |
|
171 |
General |
open-air pool n.
|
açık hava yüzme havuzu |
|
172 |
General |
open-air cinema n.
|
açık hava sineması |
|
173 |
General |
open-air swimming pool n.
|
açıkhava yüzme havuzu |
|
174 |
General |
real-time air monitoring n.
|
gerçek zamanda hava radyoaktivitesi gözlemi |
|
175 |
General |
open-air n.
|
açık |
|
176 |
General |
open-air space n.
|
açık alan |
|
177 |
General |
point-to-point air fare n.
|
yol üzerinde bir ara noktada konaklamaya ve başka tarifelerle birleştirilmeye imkan tanımayan tarife |
|
178 |
General |
open-air space n.
|
yapılaşmamış alan |
|
179 |
General |
open-air plant n.
|
açıkhava tesisi |
|
180 |
General |
open-air pool n.
|
açık yüzme havuzu |
|
181 |
General |
open-air theater n.
|
açık hava tiyatrosu |
|
182 |
General |
open-air theatre n.
|
açık hava tiyatrosu |
|
183 |
General |
ground air communications n.
|
yer-hava iletişimi |
|
184 |
General |
humid air n.
|
nemli hava |
|
185 |
General |
humid air n.
|
yaş hava |
|
186 |
General |
moist air n.
|
nemli hava |
|
187 |
General |
outside air n.
|
dış hava |
|
188 |
General |
outdoor air n.
|
dış hava |
|
189 |
General |
surrounding air n.
|
ortam |
|
190 |
General |
surrounding air n.
|
hava |
|
191 |
General |
air bender n.
|
hava bükücü |
|
192 |
General |
room air-conditioner n.
|
oda klima cihazı |
|
193 |
General |
room air-conditioner n.
|
oda kliması |
|
194 |
General |
air-conditioning technician n.
|
klima teknisyeni |
|
195 |
General |
air-conditioning technician n.
|
iklimlendirme teknisyeni |
|
196 |
General |
air-conditioning technician n.
|
iklimlendirme teknikeri |
|
197 |
General |
open air area n.
|
üstü açık alan |
|
198 |
General |
on-air guest n.
|
canlı yayın konuğu |
|
199 |
General |
smoke-free air zone n.
|
dumansız hava sahası |
|
200 |
General |
walking on air n.
|
büyük mutluluk |
|
201 |
General |
walking on air n.
|
mutluluk |
|
202 |
General |
fresh air need n.
|
taze hava ihtiyacı |
|
203 |
General |
room air freshener n.
|
oda spreyi |
|
204 |
General |
room air freshener n.
|
oda parfümü |
|
205 |
General |
air conditioner installation n.
|
klima kurulumu |
|
206 |
General |
hot air n.
|
boş sözler |
|
207 |
General |
hot air n.
|
boş laflar |
|
208 |
General |
cursing on air n.
|
canlı yayında küfür etme |
|
209 |
General |
mild air n.
|
ılık hava |
|
210 |
General |
warm air n.
|
ılık hava |
|
211 |
General |
air rescue n.
|
hava kurtarma |
|
212 |
General |
open-air dance floor n.
|
açık hava dans pisti |
|
213 |
General |
air quote n.
|
(dalga geçmek veya karşıdakine katılmama gibi durumları ifade etmek veya konuşmanın bir yerine dikkat çekmek için) ellerle havada yapılan tırnak işareti |
|
214 |
General |
air rage n.
|
hava öfkesi |
|
215 |
General |
sea air n.
|
deniz havası |
|
216 |
General |
wall type air conditioner n.
|
duvar tipi klima |
|
217 |
General |
on-air interview n.
|
canlı yayın röportajı |
|
218 |
General |
air element n.
|
hava elementi |
|
219 |
General |
room with air-condition n.
|
klimalı oda |
|
220 |
General |
air view n.
|
kuş bakışı görünüş |
|
221 |
General |
air freighter n.
|
kargo uçağı |
|
222 |
General |
air marshal n.
|
hava mareşali |
|
223 |
General |
air corps n.
|
abd hava kuvvetleri |
|
224 |
General |
air jacket n.
|
yüzme yeleği |
|
225 |
General |
air eddy n.
|
hava girdabı |
|
226 |
General |
air bath n.
|
açık hava banyosu |
|
227 |
General |
air level n.
|
tesviye aleti |
|
228 |
General |
air flap n.
|
hava kapağı |
|
229 |
General |
air level n.
|
düzeç |
|
230 |
General |
air chamber n.
|
hava haznesi |
|
231 |
General |
air beacon n.
|
hava radyo farı |
|
232 |
General |
air mechanic n.
|
uçak makinisti |
|
233 |
General |
air cover n.
|
uçak koruması |
|
234 |
General |
air mattress n.
|
şişme yatak |
|
235 |
General |
air exhauster n.
|
aeratör |
|
236 |
General |
air freighter n.
|
yük uçağı |
|
237 |
General |
air alert n.
|
hava alarmı |
|
238 |
General |
air freight n.
|
uçak yükü |
|
239 |
General |
air cover n.
|
hava koruması |
|
240 |
General |
air exhauster n.
|
hava değiştirici |
|
241 |
General |
open-air market n.
|
halk pazarı |
|
242 |
General |
open-air marketplace n.
|
halk pazarı |
|
243 |
General |
source of air n.
|
havanın kaynağı |
|
244 |
General |
open-air zoo n.
|
açık hava hayvanat bahçesi |
|
245 |
General |
air rifle n.
|
havalı tüfek |
|
246 |
General |
air cargo n.
|
hava kargo |
|
247 |
General |
free-standing air-conditioner n.
|
salon tipi klima |
|
248 |
General |
hot-air-boat n.
|
pop pop tekne |
|
249 |
General |
hot-air-boat n.
|
bir tür oyuncak tekne |
|
250 |
General |
air hockey n.
|
masa hokeyi |
|
251 |
General |
air hockey n.
|
hava hokeyi |
|
252 |
General |
air crafts n.
|
hava taşıtları |
|
253 |
General |
hot air balloon ride n.
|
sıcak hava balonu yolculuğu |
|
254 |
General |
air conditioner dust n.
|
klima tozu |
|
255 |
General |
air vents n.
|
havalandırma delikleri |
|
256 |
General |
indoor air quality n.
|
iç hava kalitesi |
|
257 |
General |
air tight n.
|
havanın geçişine engel olan bariyer ya da duvar |
|
258 |
General |
air tube n.
|
nefes borusu, trake, bronşlar veya ciğerlere hava taşıyan kollardan her biri |
|
259 |
General |
air mattress n.
|
şişme yatak |
|
260 |
General |
air-conditioned coach n.
|
klimalı otobüs |
|
261 |
General |
air-conditioned coach n.
|
havalandırmalı otobüs |
|
262 |
General |
calm air n.
|
sakin hava |
|
263 |
General |
calm air n.
|
1 knot ve daha alt hızda esen rüzgarlı hava |
|
264 |
General |
air attack n.
|
hava akını |
|
265 |
General |
air balloon n.
|
hava balonu |
|
266 |
General |
air jacket n.
|
can yeleği |
|
267 |
General |
air jacket n.
|
şişirilebilir can yeleği |
|
268 |
General |
air level n.
|
tesviyeruhu |
|
269 |
General |
air mile n.
|
deniz mili 1852 metre |
|
270 |
General |
air observation post n.
|
gözcü yeri |
|
271 |
General |
air plant n.
|
asalak olmayan konuk bitki |
|
272 |
General |
air pressure n.
|
atmosferik basınç |
|
273 |
General |
air pump n.
|
boşluk pompası |
|
274 |
General |
air pump n.
|
boşaltaç |
|
275 |
General |
air sock n.
|
rüzgar tulumu |
|
276 |
General |
air sock n.
|
rüzgar hortumu |
|
277 |
General |
air spray n.
|
sprey tüpü |
|
278 |
General |
air thread n.
|
yazın havada uçan ince örümcek ağı |
|
279 |
General |
air threads n.
|
yazın havada uçan ince örümcek ağları |
|
280 |
General |
air travel n.
|
havacılık |
|
281 |
General |
air travel n.
|
uçuş |
|
282 |
General |
air travel n.
|
tayyarecilik |
|
283 |
General |
air traveler n.
|
uçak yolcusu |
|
284 |
General |
air traveler n.
|
uçakla seyahat eden kimse |
|
285 |
General |
air traveller n.
|
uçak yolcusu |
|
286 |
General |
air traveller n.
|
uçakla seyahat eden kimse |
|
287 |
General |
air walk n.
|
gök-geçit |
|
288 |
General |
air well n.
|
hava boşluğu |
|
289 |
General |
air-freight n.
|
uçak yükü |
|
290 |
General |
air-ship n.
|
hava gemisi |
|
291 |
General |
air-sleeve n.
|
rüzgar tulumu |
|
292 |
General |
air-sleeve n.
|
rüzgar hortumu |
|
293 |
General |
air-traffic control n.
|
hava trafik kontrol |
|
294 |
General |
thin air n.
|
hiçbir yer |
|
295 |
General |
thin air n.
|
bulunamayacak yer |
|
296 |
General |
a breath of fresh air n.
|
temiz hava |
|
297 |
General |
air fryer n.
|
fritöz |
|
298 |
General |
blue air n.
|
gökyüzünün gün ışığındaki görüntüsü |
|
299 |
General |
blue air n.
|
mavi gökyüzü |
|
300 |
General |
mid-air n.
|
havanın zemine bitişik olmayan veya altında katı veya sıvı yüzey bulunmayan herhangi bir noktası veya bölgesi |
|
301 |
General |
air hug n.
|
uzaktan sarılma |
|
302 |
General |
dead-air space n.
|
hava sirkülasyonu olmayan havasız alan |
|
303 |
General |
flow of air n.
|
hava akımı |
|
304 |
General |
flow of air n.
|
hava akışı |
|
305 |
General |
plein air n.
|
(açık havada) gün ışığı |
|
306 |
General |
puff of air n.
|
hava pıslaması |
|
307 |
General |
puff of air n.
|
hava püskürmesi |
|
308 |
General |
puff of air n.
|
hafif esinti |
|
309 |
General |
build castles in the air v.
|
hayal kurmak |
|
310 |
General |
beat the air v.
|
akıntıya kürek çekmek |
|
311 |
General |
have an air of v.
|
benzemek |
|
312 |
General |
beat the air v.
|
havanda su dövmek |
|
313 |
General |
take the air v.
|
hava almak |
|
314 |
General |
evanish into thin air v.
|
havada yok olup gitmek |
|
315 |
General |
evanish into thin air v.
|
sır olmak |
|
316 |
General |
be riding on air v.
|
sevinçten havalara uçmak |
|
317 |
General |
vanish into thin air v.
|
kayıplara karışmak |
|
318 |
General |
go off the air v.
|
tv yayına son vermek |
|
319 |
General |
let air in v.
|
hava almak |
|
320 |
General |
dissolve into thin air v.
|
ortadan kaybolmak |
|
321 |
General |
air oneself v.
|
dolaşmak |
|
322 |
General |
vanish into thin air v.
|
sırra kadem basmak |
|
323 |
General |
dissolve into thin air v.
|
kayıplara karışmak |
|
324 |
General |
air somebody's dirty linen in public v.
|
ipliğini pazara çıkarmak |
|
325 |
General |
be off the air v.
|
yayında olmamak |
|
326 |
General |
walk on air v.
|
etekleri zil çalmak |
|
327 |
General |
take the air v.
|
dışarıya çıkmak |
|
328 |
General |
take the air v.
|
dışarıya çıkıp dolaşmak |
|
329 |
General |
walk on air v.
|
sevinçten havalara uçmak |
|
330 |
General |
be on the air v.
|
yayında olmak |
|
331 |
General |
go for a walk in the fresh air v.
|
hava almak |
|
332 |
General |
air somebody's dirty laundry in public v.
|
ipliğini pazara çıkarmak |
|
333 |
General |
disappear into thin air v.
|
sırra kadem basmak |
|
334 |
General |
let some fresh air into v.
|
havalandırmak |
|
335 |
General |
leave up in the air v.
|
sallantıda bırakmak |
|
336 |
General |
clear the air v.
|
şüpheleri gidermek |
|
337 |
General |
pump air v.
|
hava basmak |
|
338 |
General |
walk on air v.
|
sevincinden uçmak |
|
339 |
General |
hang in the air v.
|
havada asılı kalmak |
|
340 |
General |
remain in the air v.
|
havada durmak |
|
341 |
General |
breathe fresh air v.
|
hava almak |
|
342 |
General |
get into circulation (of blood/money/air/water currents) v.
|
dolaşıma girmek |
|
343 |
General |
fire the gun into the air v.
|
havaya ateş etmek |
|
344 |
General |
be filled with air v.
|
şişirilmek |
|
345 |
General |
vanish in thin air v.
|
sırra kadem basmak |
|
346 |
General |
air one's grievances v.
|
derdini dökmek |
|
347 |
General |
build castles in the air v.
|
hayallere kapılmak |
|
348 |
General |
air drop v.
|
paraşütle atmak |
|
349 |
General |
air drop v.
|
havadan atmak |
|
350 |
General |
walk on air v.
|
sevinçten ayakları yerden kesilmek |
|
351 |
General |
walk on air v.
|
sevinçten ayakları yere değmemek |
|
352 |
General |
air-condition v.
|
havalandırmak |
|
353 |
General |
air-drop v.
|
havadan atmak |
|
354 |
General |
go off the air v.
|
yayını kesmek |
|
355 |
General |
go off the air v.
|
yayına ara vermek |
|
356 |
General |
go off the air v.
|
yayına son vermek |
|
357 |
General |
go out for fresh air v.
|
temiz hava almaya çıkmak |
|
358 |
General |
go out for fresh air v.
|
temiz havaya çıkmak |
|
359 |
General |
get some fresh air v.
|
biraz temiz hava almak |
|
360 |
General |
appear as an on-air guest v.
|
canlı yayın konuğu olmak |
|
361 |
General |
appear as an on-air guest v.
|
canlı yayın konuğu olarak katılmak |
|
362 |
General |
die from lack of air or oxygen v.
|
havasızlıktan ölmek |
|
363 |
General |
gasp for air v.
|
nefes almaya çalışmak |
|
364 |
General |
gulp for air v.
|
nefessiz kalmak |
|
365 |
General |
gasp for air v.
|
nefessiz kalmak |
|
366 |
General |
come up for air v.
|
nefes almak için su yüzeyine çıkmak |
|
367 |
General |
pant for air v.
|
soluk soluğa kalmak |
|
368 |
General |
gulp for air v.
|
nefes almaya çalışmak |
|
369 |
General |
pant for air v.
|
nefes nefese kalmak |
|
370 |
General |
fire one’s gun up in the air v.
|
havaya ateş etmek |
|
371 |
General |
break off mid-air v.
|
havadayken ikiye ayrılmak/kopmak |
|
372 |
General |
exhale the air inhaled v.
|
alınan havayı geri vermek |
|
373 |
General |
exhale the air breathed v.
|
alınan havayı geri vermek |
|
374 |
General |
travel by air v.
|
hava yolu ile seyahat etmek |
|
375 |
General |
air dry v.
|
havada kurutmak |
|
376 |
General |
air oneself v.
|
hava almak |
|
377 |
General |
beat the air v.
|
boşuna uğraşmak |
|
378 |
General |
air-condition v.
|
klima sistemi kurmak |
|
379 |
General |
air-condition v.
|
havayı temizlemek |
|
380 |
General |
have an air of confidence v.
|
kendinden emin bir havası olmak |
|
381 |
General |
air view v.
|
görüş beyan etmek |
|
382 |
General |
air vents v.
|
havalandırma delikleri |
|
383 |
General |
air out v.
|
havayla temas ettirmek |
|
384 |
General |
air out v.
|
gaz doldurmak |
|
385 |
General |
air out v.
|
hava vermek |
|
386 |
General |
toss in the air v.
|
havaya atmak |
|
387 |
General |
take the air v.
|
yurt dışına çıkmak |
|
388 |
General |
take the air v.
|
gezintiye çıkmak |
|
389 |
General |
take the air v.
|
tüymek |
|
390 |
General |
take the air v.
|
sıvışmak |
|
391 |
General |
take the air v.
|
(radyo) program yayınına başlamak |
|
392 |
General |
up in the air adj.
|
karar verilmemiş |
|
393 |
General |
in the air adj.
|
karara bağlanmamış |
|
394 |
General |
off the air adj.
|
yayında değil |
|
395 |
General |
hung in the air adj.
|
havada asılı kalımış |
|
396 |
General |
air tight adj.
|
zaafı olmayan |
|
397 |
General |
in the air adj.
|
olası |
|
398 |
General |
air tight adj.
|
hava geçirmez |
|
399 |
General |
up in the air adj.
|
kararlaştırılmamış |
|
400 |
General |
air tight adj.
|
sağlam |
|
401 |
General |
up in the air adj.
|
neticeye bağlanmamış |
|
402 |
General |
air tight adj.
|
hava sızdırmaz |
|
403 |
General |
off the air adj.
|
yayında değil (radyo, tv) |
|
404 |
General |
up in the air adj.
|
sonu henüz belli olmamış |
|
405 |
General |
in the air adj.
|
kararlaştırılmamış |
|
406 |
General |
open air adj.
|
açıkhava |
|
407 |
General |
air tight adj.
|
sıkıca kapatılmış |
|
408 |
General |
open air adj.
|
açık hava |
|
409 |
General |
air-to-air adj.
|
havadan havaya |
|
410 |
General |
air-spaced adj.
|
hava izoleli |
|
411 |
General |
air-to-ground adj.
|
havadan yere |
|
412 |
General |
air-conditioned adj.
|
havalandırmalı |
|
413 |
General |
air-to-sea adj.
|
havadan denize |
|
414 |
General |
heavier-than-air adj.
|
havadan ağır |
|
415 |
General |
mid-air adj.
|
havadaki |
|
416 |
General |
on-the-air adj.
|
yayında |
|
417 |
General |
off-the-air adj.
|
yayında olmayan |
|
418 |
General |
off-air adj.
|
yayında olmayan |
|
419 |
General |
off-the-air adj.
|
yayında değil |
|
420 |
General |
off-air adj.
|
yayında değil |
|
421 |
General |
air-dry adj.
|
kupkuru |
|
422 |
General |
over-air-conditioned adj.
|
aşırı soğutulmuş |
|
423 |
General |
air operated adj.
|
havayla çalışan |
|
424 |
General |
air sick adj.
|
uçak tutmuş |
|
425 |
General |
air minded adj.
|
havacılığa meraklı |
|
426 |
General |
air-minded adj.
|
uçağa binmeyi seven |
|
427 |
General |
air tight adj.
|
sıkı |
|
428 |
General |
air tight adj.
|
güçlü |
|
429 |
General |
air tight adj.
|
alt edilemez |
|
430 |
General |
air tight adj.
|
kusursuz |
|
431 |
General |
air-breathing adj.
|
hava soluyan |
|
432 |
General |
air-breathing adj.
|
oksijen soluyan |
|
433 |
General |
air-built adj.
|
havada duran |
|
434 |
General |
air-built adj.
|
havada asılı duran |
|
435 |
General |
air-drawn adj.
|
havada izi belli olan |
|
436 |
General |
air-filled adj.
|
havayla dolu |
|
437 |
General |
air-filled adj.
|
hava dolu |
|
438 |
General |
air-minded adj.
|
havacılık meraklısı |
|
439 |
General |
air-minded adj.
|
havacılığa meraklı olan |
|
440 |
General |
air-tight adj.
|
sağlam |
|
441 |
General |
air-tight adj.
|
zayıf noktası olmayan |
|
442 |
General |
air-tight adj.
|
kuvvetli |
|
443 |
General |
air-tight adj.
|
güçlü |
|
444 |
General |
air-tight adj.
|
oturaklı |
|
445 |
General |
on-air adj.
|
radyo yayınında bulunan |
|
446 |
General |
on-air adj.
|
radyo yayınında kullanılan |
|
447 |
General |
on-air adj.
|
radyo yayınında yapılan |
|
448 |
General |
on-air adj.
|
televizyon yayınında görünen |
|
449 |
General |
on-air adj.
|
televizyon yayınında kullanılan |
|
450 |
General |
on-air adj.
|
televizyon yayınında yapılan |
|
451 |
General |
on-air adj.
|
elleri ve dizleri üzerinde olan |
|
452 |
General |
on-air adj.
|
yapı veya etki açısından başka bir şeyle benzer olan |
|
453 |
General |
on-air adj.
|
tutarlı |
|
454 |
General |
on-air adj.
|
bıktırıcı uzunlukta |
|
455 |
General |
on-air adj.
|
ulaşım aracında |
|
456 |
General |
on-air adj.
|
katılan |
|
457 |
General |
on-air adj.
|
iştirak eden |
|
458 |
General |
on-air adj.
|
sinema filmi veya televizyon kamerası alanında |
|
459 |
General |
on-air adj.
|
usule uygun şekilde gönderilip kabul edilmiş |
|
460 |
General |
on-air adj.
|
coşkuyla dolu |
|
461 |
General |
on-air adj.
|
heyecanla dolmuş |
|
462 |
General |
on-air adj.
|
yanıp kül olmuş |
|
463 |
General |
on-air adj.
|
alevler içinde kalmış |
|
464 |
General |
on-air adj.
|
yayın sırasında söylenen |
|
465 |
General |
on-air adj.
|
yayında gerçekleşen |
|
466 |
General |
on-air adj.
|
yayında kullanılan |
|
467 |
General |
open-air adj.
|
açık havada meydana gelen |
|
468 |
General |
open-air adj.
|
açık havaya özgü |
|
469 |
General |
open-air adj.
|
açık havayla ilgili |
|
470 |
General |
open-air adj.
|
açık havada meydana gelen |
|
471 |
General |
open-air adj.
|
açık havada mevcut olan |
|
472 |
General |
open-air adj.
|
açık havaya özgü |
|
473 |
General |
plein air adj.
|
açık havada resim yapma ile ilişkili |
|
474 |
General |
plein air adj.
|
açık havada yapılan resim ile ilişkili |
|
475 |
General |
plein air adj.
|
açık havada yapılan (resim) |
|
476 |
General |
plein-air adj.
|
açık havada gerçekleşen |
|
477 |
General |
fresh air adj.
|
(özellikle yoksul) çocuklar için kır veya açık hava aktiviteleri sağlayan |
|
478 |
General |
in the open air adv.
|
açık havada |
|
479 |
General |
over air adv.
|
havadan |
|
480 |
General |
via air mail adv.
|
uçakla |
|
481 |
General |
out of thin air adv.
|
havadan |
|
482 |
General |
out of thin air adv.
|
hiç yoktan |
|
483 |
General |
in the open air adv.
|
açıkta |
|
484 |
General |
in the air adv.
|
kritik noktada |
|
485 |
General |
by air mail adv.
|
hava yolu ile |
|
486 |
General |
by air adv.
|
hava yolu ile |
|
487 |
General |
by air adv.
|
havadan |
|
488 |
General |
in mid air adv.
|
havada |
|
489 |
General |
in the air adv.
|
herkesin aklında |
|
490 |
General |
on air adv.
|
sevinçten uçarak |
|
491 |
General |
on air adv.
|
güle oynaya |
|
492 |
General |
on air adv.
|
kolayca |
|
493 |
General |
on air adv.
|
sorunsuzca |
|
494 |
General |
on air adv.
|
incelikle |
|
495 |
General |
on-air adv.
|
(radyo veya televizyon istasyonunda) canlı yayında |
|
496 |
General |
on-air adv.
|
kolayca |
|
497 |
General |
on-air adv.
|
incelikle |
|
498 |
General |
on-air adv.
|
sevinçle |
|
499 |
General |
in the air adv.
|
dönemin hakim duygu, atmosfer veya ruh halinde |
|
500 |
General |
the air conditioning doesn't work expr.
|
klima çalışmıyor |
|