|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
bağımsız denetim |
independent audit n.
|
|
A new independent audit system service must be set up.
Yeni bir bağımsız denetim sistemi servisi kurulmalıdır.
More Sentences
|
2 |
General |
bağımsız düşünce |
independent thinking n.
|
|
A polished, presentable presentation has been given, without so much as a single independent thought.
Tek bir bağımsız düşünce bile olmaksızın cilalanmış, sunulabilir bir sunum yapılmıştır.
More Sentences
|
3 |
General |
bağımsız yönetime geçmek |
decentralize v.
|
|
The government decided to decentralize power.
Hükümet, bağımsız yönetime geçmeye karar verdi.
More Sentences
|
4 |
General |
bağımsız olmak |
be independent v.
|
|
They do not want the people to be independent.
Onlar insanların bağımsız olmalarını istemiyorlar.
More Sentences
|
5 |
General |
bağımsız hareket etmek |
act independently v.
|
|
External control should be exercised by a body acting independently of the Government.
Dışsal kontrol, hükümetten bağımsız hareket eden bir organ tarafından uygulanmalıdır.
More Sentences
|
6 |
General |
bağımsız olmak |
become independent v.
|
|
Angola became independent in 1975.
Angola 1975 yılında bağımsız oldu.
More Sentences
|
7 |
General |
tamamen bağımsız |
entirely independent adj.
|
|
Thus a declaration by them is also entirely independent.
Dolayısıyla onların yaptığı bir açıklama da tamamen bağımsızdır.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
8 |
Trade/Economic |
bağımsız denetçi |
independent auditor n.
|
|
As a result of the abolition of the independent auditors, the Directors-General possess power to an unparalleled degree.
Bağımsız denetçilerin kaldırılmasının bir sonucu olarak, Genel Müdürler benzersiz bir güce sahip oldular.
More Sentences
|
9 |
Trade/Economic |
bağımsız kuruluşlar |
independent bodies n.
|
|
In this context, encryption techniques must be guaranteed by independent bodies.
Bu bağlamda, şifreleme teknikleri bağımsız kuruluşlar tarafından garanti altına alınmalıdır.
More Sentences
|
Law |
|
10 |
Law |
bağımsız uzman |
independent expert n.
|
|
The Committee of Independent Experts said the Commission was not managing this properly.
Bağımsız Uzmanlar Komitesi, Komisyon'un bunu düzgün bir şekilde yönetmediğini söyledi.
More Sentences
|
Politics |
|
11 |
Politics |
bağımsız devlet |
independent state n.
|
|
The WHO is a community of independent states.
DSÖ bağımsız devletlerden oluşan bir topluluktur.
More Sentences
|
12 |
Politics |
bağımsız yargı |
independent judiciary n.
|
|
There is no division of powers, and no independent judiciary power.
Kuvvetler ayrılığı ve bağımsız yargı gücü yoktur.
More Sentences
|
13 |
Politics |
bdt (bağımsız devletler topluluğu) |
cis (commonwealth of independent states) n.
|
|
For the CIS countries, this objective is still to promote transition to a market economy.
BDT ülkeleri için ise hedef hala piyasa ekonomisine geçişi teşvik etmektir.
More Sentences
|
Common Usage |
|
14 |
Common Usage |
cinsel yönelim ve biyolojik cinsiyetten bağımsız |
gender-fluid adj.
|
|
General |
|
15 |
General |
bağımsız yazar |
freelance n.
|
|
16 |
General |
bağımsız idari otoriteler |
independent autonomous authorities n.
|
|
17 |
General |
bağımsız irlanda cumhuriyeti |
irish free state n.
|
|
18 |
General |
bağımsız yazar |
freelancer n.
|
|
19 |
General |
bağımsız roller |
independent roles n.
|
|
20 |
General |
bağımsız araştırma geliştirme |
independent research and development n.
|
|
21 |
General |
bağımsız devlet |
free state n.
|
|
22 |
General |
cemaatleri bağımsız sayan kilise yanlısı |
congregationalist n.
|
|
|
23 |
General |
bağımsız ülke |
sovereign n.
|
|
24 |
General |
bağımsız ihracat firması |
export subsidiary n.
|
|
25 |
General |
bağımsız üye |
mugwump n.
|
|
26 |
General |
bağımsız çalışma |
independent study n.
|
|
27 |
General |
bağımsız politikacı |
freelance n.
|
|
28 |
General |
bağımsız milletvekili |
independent deputy n.
|
|
29 |
General |
politik açıdan bağımsız kimse |
fencesitter n.
|
|
30 |
General |
bağımsız dağılım |
independent distribution n.
|
|
31 |
General |
bağımsız imler |
independent marks n.
|
|
32 |
General |
bağımsız bölüm |
independent section n.
|
|
33 |
General |
bağımsız gözetmen |
ombudsman n.
|
|
34 |
General |
bağımsız karar |
independent decision n.
|
|
35 |
General |
bağımsız müteahhit |
independent contractor n.
|
|
36 |
General |
bağımsız yüklenici |
independent contractor n.
|
|
37 |
General |
bağımsız müşteri |
walk-in n.
|
|
38 |
General |
devletten bağımsız ayrılan bütçe |
off-budget government entities n.
|
|
39 |
General |
bağımsız bölüm |
detached section n.
|
|
40 |
General |
bağlamından bağımsız inceleme |
decontextualisation n.
|
|
41 |
General |
bağlamından bağımsız inceleme |
decontextualization n.
|
|
42 |
General |
sahneden bağımsız doğal dekor |
set piece n.
|
|
43 |
General |
tek tek kiliseleri bağımsız sayan sistem |
congregationalism n.
|
|
44 |
General |
kontun bağımsız idare bölgesi |
county palatine n.
|
|
45 |
General |
bağımsız plan |
independent schedule n.
|
|
46 |
General |
müstakil/bağımsız/münferit varlık |
single entity n.
|
|
47 |
General |
fiziksel bağımsız sinirsel ağ |
physically independent neural network n.
|
|
48 |
General |
bağımsız düşünce |
independent thought n.
|
|
49 |
General |
her katmanın diğer katmanlardan bağımsız olduğu organizasyon |
stratarchy n.
|
|
50 |
General |
bağımsız yazılım satıcısı |
independent software vendor n.
|
|
51 |
General |
bağımsız adalet |
independent justice n.
|
|
52 |
General |
tam bağımsız şey |
absolute n.
|
|
53 |
General |
bir ülke içerisinde genellikle çoğunluğun mensup olduğu dini temsil eden bağımsız kilise |
national church n.
|
|
54 |
General |
bağımsız olmama |
nonindependence n.
|
|
55 |
General |
yerel standartlardan bağımsız zaman |
absolute time n.
|
|
56 |
General |
deneyimden bağımsız olarak insan zihninde gerçek bilginin var olabileceğini savunan kimse |
apriorist n.
|
|
57 |
General |
bağımsız araştırmacı |
fact finder n.
|
|
58 |
General |
bağımsız direnişçi |
hessian n.
|
|
59 |
General |
bağımsız üyelerin görüş ve uygulamaları |
mugwumpery n.
|
|
60 |
General |
bağımsız sinyaller |
independent signals n.
|
|
61 |
General |
bağımsız komün |
demimonde n.
|
|
62 |
General |
bağımsız komün |
demiworld n.
|
|
63 |
General |
siyaset ve ekonomi açısından önemli bir grubu oluşturan ve bağımsız bir oy kaynağı teşkil eden kırsal bölge halkı |
grass roots n.
|
|
64 |
General |
1960'ta bağımsız hale gelen ve geçici askeri hükümetle yönetilen bir kuzeybatı afrika ülkesi |
muritaniya n.
|
|
65 |
General |
fazla bağımsız olma |
overfreedom n.
|
|
66 |
General |
bağımsız gözetmen |
ombudsperson n.
|
|
67 |
General |
bağımsız kadın gözetmen |
ombudswoman n.
|
|
68 |
General |
iskoçya'daki bağımsız kasabalarda idari görevli |
commissioner n.
|
|
69 |
General |
herhangi bir toprak mülkiyetine bağlı bulunmayıp bağımsız olan ve devredilmesi için tapu gereken arazi parçası |
common at large n.
|
|
70 |
General |
herhangi bir toprak mülkiyetine bağlı bulunmayıp bağımsız olan ve devredilmesi için tapu gereken arazi parçası |
common in gross n.
|
|
71 |
General |
üretim ve dağıtımı kontrol ederek rekabeti sınırlayan bağımsız kuruluş konsorsiyumu |
combine n.
|
|
72 |
General |
yerel, bağımsız organize suç birimi |
family n.
|
|
73 |
General |
bağımsız beste yazarı |
fantasist n.
|
|
74 |
General |
bağımsız kimse |
independent n.
|
|
75 |
General |
benzer ögelerin birden fazla kültürde gösterdiği bağımsız gelişim |
parallelism n.
|
|
76 |
General |
bağımsız girişim |
initiative n.
|
|
77 |
General |
birlikte yaşanan aile evine ait bağımsız bölüm |
in-law apartment n.
|
|
78 |
General |
kısa ve bağımsız enstrümental beste |
intermezzo n.
|
|
79 |
General |
bağımsız olan şey |
peculiar n.
|
|
80 |
General |
bağımsız mekan |
peculiar n.
|
|
81 |
General |
bağımsız kilise |
peculiar n.
|
|
82 |
General |
posta ücretlerinde değişiklik talebinde bulunan bağımsız federal bir kuruluş |
postal rate commission n.
|
|
83 |
General |
bağımsız çalışırlık |
self-activity n.
|
|
84 |
General |
bağımsız hareket edebilirlik |
self-activity n.
|
|
85 |
General |
bağımsız devinim |
self-motion n.
|
|
86 |
General |
(siyasette, sosyal hayatta) bağımsız kimse |
free lance n.
|
|
87 |
General |
bağımsız video oyunu |
indie game n.
|
|
88 |
General |
bağımsız ülke |
sovereignty n.
|
|
89 |
General |
bağımsız ülke |
sovranty n.
|
|
90 |
General |
bağımsız scientology müridi |
squirrel n.
|
|
91 |
General |
bağımsız birim |
subindividual n.
|
|
92 |
General |
bağımsız gerçeklik |
subject n.
|
|
93 |
General |
bağımsız unsur |
substantive n.
|
|
94 |
General |
(nietzsche'ye göre) bağımsız bir mantığa sahip üstinsan |
superman n.
|
|
95 |
General |
bağımsız unsurların büyük etki yaratacak ölçüde etkileşimi |
synergism n.
|
|
96 |
General |
bağımsız ögelerin bir bütün olarak kombinasyonu |
synthesis n.
|
|
97 |
General |
görevden bağımsız kılmak |
free from duty v.
|
|
98 |
General |
bağımsız düşünmek |
think independently v.
|
|
99 |
General |
bağımsız düşünmek |
think freely v.
|
|
100 |
General |
bağımsız kılmak |
liberalize v.
|
|
101 |
General |
bağımsız kılmak |
grant freedom to v.
|
|
102 |
General |
bağımsız kılmak |
make something independent v.
|
|
103 |
General |
bağımsız kılmak |
liberalise v.
|
|
104 |
General |
bağımsız kılmak |
set free v.
|
|
105 |
General |
bağlamından bağımsız incelemek |
decontextualise v.
|
|
106 |
General |
bağlamından bağımsız incelemek |
decontextualize v.
|
|
107 |
General |
bağımsız çalışmak |
work freelance v.
|
|
108 |
General |
bağımsız yaşamak |
live freely v.
|
|
109 |
General |
bağımsız yaşamak |
live independently v.
|
|
110 |
General |
bağımsız aday olmak |
run as an independent v.
|
|
111 |
General |
bağımsız yönetime geçmek |
decentralise v.
|
|
112 |
General |
daha bağımsız olmak |
become more independent v.
|
|
113 |
General |
daha bağımsız hale gelmek |
become more independent v.
|
|
114 |
General |
bağımsız üye olmak |
mugwump v.
|
|
115 |
General |
bağımsız üye statüsü kazanmak |
mugwump v.
|
|
116 |
General |
bir yerden bağımsız olmak |
delocalize [us] v.
|
|
117 |
General |
bir yerden bağımsız olmak |
delocalise [uk] v.
|
|
118 |
General |
bağımsız olmak |
disjoin v.
|
|
119 |
General |
bağımsız bileşenleri kullanarak yapmak |
composite v.
|
|
120 |
General |
başkasından emir almadan bağımsız hareket etmek |
freelance v.
|
|
121 |
General |
bağımsız çalışmak |
freewheel v.
|
|
122 |
General |
doğrusal bağımsız |
linearly independent adj.
|
|
123 |
General |
kuraldan bağımsız |
free from a rule adj.
|
|
124 |
General |
bağımsız yazara ait |
freelance adj.
|
|
125 |
General |
-den bağımsız |
independent of adj.
|
|
126 |
General |
yarı bağımsız |
semi independent adj.
|
|
127 |
General |
varlığını bağımsız olarak sürdürebilen |
viable adj.
|
|
128 |
General |
bağımsız (ekonomik açıdan) |
independent adj.
|
|
129 |
General |
kısmen bağımsız |
semiindependent adj.
|
|
130 |
General |
tam bağımsız |
fully independent adj.
|
|
131 |
General |
birbirinden bağımsız birimlerden oluşmayan |
unitless adj.
|
|
132 |
General |
zamandan bağımsız |
time independent adj.
|
|
133 |
General |
zamandan bağımsız |
timeindependent adj.
|
|
134 |
General |
kültürden bağımsız |
culture-free adj.
|
|
135 |
General |
bağımsız çalışan |
self-employed adj.
|
|
136 |
General |
büsbütün bağımsız |
entirely independent adj.
|
|
137 |
General |
-den bağımsız |
independent from adj.
|
|
138 |
General |
bağımsız idare edilen |
independently managed adj.
|
|
139 |
General |
bağımsız yönetilen |
independently managed adj.
|
|
140 |
General |
bağımsız idare edilen |
independently owned adj.
|
|
141 |
General |
birbirinden bağımsız |
independent of each other adj.
|
|
142 |
General |
koordinattan bağımsız |
coordinate-independent adj.
|
|
143 |
General |
değerden bağımsız |
value-free adj.
|
|
144 |
General |
fiyattan bağımsız |
price-independent adj.
|
|
145 |
General |
fiyat bağımsız |
price-independent adj.
|
|
146 |
General |
bağlamdan bağımsız |
context free adj.
|
|
147 |
General |
bağımsız anlamlı |
notional adj.
|
|
148 |
General |
ölçekten bağımsız |
scale-invariant adj.
|
|
149 |
General |
zamandan bağımsız |
timeless adj.
|
|
150 |
General |
aşırı derecede bağımsız |
biggety [dialect] adj.
|
|
151 |
General |
bağımsız olarak yönetilemeyen |
helpless adj.
|
|
152 |
General |
bağımsız çalışan |
gipsy adj.
|
|
153 |
General |
cinsiyetten bağımsız şekilde kullanılan (akrabalık isimleri) |
descriptive adj.
|
|
154 |
General |
fazla bağımsız |
overfree adj.
|
|
155 |
General |
cemaatleri bağımsız sayan kilise sistemi ile ilgili |
congregational adj.
|
|
156 |
General |
tanrı'dan bağımsız olarak dünyanın oluşumunda etkili olan (şekillendirme kuvveti) |
cosmoplastic adj.
|
|
157 |
General |
bağımsız kilise doktrinlerine ait veya ilgili |
independent adj.
|
|
158 |
General |
bağımsız kilise doktrinlerine sahip |
independent adj.
|
|
159 |
General |
normalde birbirinden bağımsız veya farklı çıkarlara sahip tarafları birbirine bağlama |
cross-cutting adj.
|
|
160 |
General |
esas görevden bağımsız |
inofficious adj.
|
|
161 |
General |
bağımsız kilise yargı gücüne ait |
peculiar adj.
|
|
162 |
General |
bağımsız kilise yargı gücü ile ilgili |
peculiar adj.
|
|
163 |
General |
bağımsız olarak yönetilen bölümlere ait |
feudal adj.
|
|
164 |
General |
bazen eksantrik görünecek kadar bağımsız ve bireysel olan |
ornery adj.
|
|
165 |
General |
(yer, takson adı) ismin bağımsız ilk öğesine ait veya ilişkin |
praenominical adj.
|
|
166 |
General |
bağımsız hareket eden |
private adj.
|
|
167 |
General |
bağımsız çalıştıran |
self-activating adj.
|
|
168 |
General |
bağımsız hareket eden |
self-active adj.
|
|
169 |
General |
bağımsız çalışan |
self-active adj.
|
|
170 |
General |
dış etkiden bağımsız |
self-centered adj.
|
|
171 |
General |
dış kuvvetten bağımsız |
self-centered adj.
|
|
172 |
General |
dış etkilerden bağımsız |
self-limited adj.
|
|
173 |
General |
(yabancı hakimiyet altında) sözde bağımsız |
semicolonial adj.
|
|
174 |
General |
yarı bağımsız |
semi-independent adj.
|
|
175 |
General |
bağımsız hareket eden |
free living adj.
|
|
176 |
General |
en bağımsız |
freest adj.
|
|
177 |
General |
bağımsız çalışan |
sole adj.
|
|
178 |
General |
bağımsız faaliyet gösteren |
sole adj.
|
|
179 |
General |
duyu organlarından bağımsız |
supersensory adj.
|
|
180 |
General |
duyu organlarından bağımsız |
supersensual adj.
|
|
181 |
General |
-den bağımsız olarak |
independently of adv.
|
|
182 |
General |
bağımsız olarak |
separately adv.
|
|
183 |
General |
bağımsız olarak |
in itself adv.
|
|
184 |
General |
bağımsız biçimde hareket ederek |
at arm's length adv.
|
|
185 |
General |
bağımsız olarak |
freely adv.
|
|
186 |
General |
bağımsız ve özgür düşünemeden |
eclectically adv.
|
|
187 |
General |
bağımsız olarak |
on one's own hook adv.
|
|
188 |
General |
aşırı bağımsız şekilde |
overfreely adv.
|
|
189 |
General |
bağımsız olarak |
dividedly adv.
|
|
190 |
General |
bağımsız olarak |
single-handed adv.
|
|
191 |
General |
bağımsız bir şekilde |
sovereignly adv.
|
|
192 |
General |
bağımsız olarak |
substantively adv.
|
|
193 |
General |
-den bağımsız olarak |
irrespectively of prep.
|
|
194 |
General |
bağımsız anlamına gelen ön ek |
idio- pref.
|
|
195 |
General |
protokolden bağımsız çoklu gönderim |
pim (protocol independent multicast) abrev.
|
|
196 |
General |
bağımsız olarak |
subst abrev.
|
|
197 |
General |
bağımsız olarak |
subst. abrev.
|
|
Phrasals |
|
198 |
Phrasals |
bir şeyi devralıp onu azimle/bağımsız bir şekilde yürütmek |
run with something v.
|
|
199 |
Phrasals |
git gide (birinden) bağımsız hale gelmek |
grow away from (someone) v.
|
|
Colloquial |
|
200 |
Colloquial |
bağımsız iş kadını |
girlboss n.
|
|
201 |
Colloquial |
diğer kısımlardan bağımsız olarak tek bir bir eylem |
bit n.
|
|
202 |
Colloquial |
diğer kısımlardan bağımsız olarak tek bir sunum/bölüm |
bit n.
|
|
203 |
Colloquial |
bağımsız irlanda cumhuriyeti |
free state n.
|
|
204 |
Colloquial |
bir şeyi bağımsız olarak yapma inisiyatifini almak |
run with it v.
|
|
205 |
Colloquial |
bağımsız olarak |
in one's own right expr.
|
|
206 |
Colloquial |
bağımsız olarak |
in your own right expr.
|
|
Idioms |
|
207 |
Idioms |
bağımsız/özgür hareket eden kimse |
(one's) own man n.
|
|
208 |
Idioms |
düşünce ve hareketlerinde bağımsız kimse |
(one's) own man n.
|
|
209 |
Idioms |
bağımsız/özgür hareket eden kimse |
(one's) own woman n.
|
|
210 |
Idioms |
düşünce ve hareketlerinde bağımsız kimse |
(one's) own woman n.
|
|
211 |
Idioms |
bağımsız/özgür hareket eden kimse |
(one's) own person n.
|
|
212 |
Idioms |
düşünce ve hareketlerinde bağımsız kimse |
(one's) own person n.
|
|
213 |
Idioms |
bağımsız/özgür hareket eden kimse |
(one's) own person n.
|
|
214 |
Idioms |
düşünce ve hareketlerinde bağımsız kimse |
(one's) own person n.
|
|
215 |
Idioms |
bağımsız hareket edebilme kapasitesi/eğilimi |
a mind of (one's) own n.
|
|
216 |
Idioms |
bağımsız/özgür hareket eden kimse |
own man n.
|
|
217 |
Idioms |
düşünce ve hareketlerinde bağımsız kimse |
own man n.
|
|
218 |
Idioms |
bağımsız/özgür hareket eden kimse |
own woman/man n.
|
|
219 |
Idioms |
düşünce ve hareketlerinde bağımsız kimse |
own woman/man n.
|
|
220 |
Idioms |
bağımsız olmak |
stand on one's own feet v.
|
|
221 |
Idioms |
şehir suyu, elektriği gibi belediye tarafından sağlanan kaynaklardan bağımsız yaşamak |
live off the grid v.
|
|
222 |
Idioms |
genel sistemden bağımsız yaşamak |
live off the grid v.
|
|
223 |
Idioms |
bağımsız olmak |
stand on one's own v.
|
|
224 |
Idioms |
bağımsız bir değeri olmak |
stand on one's own v.
|
|
225 |
Idioms |
kendi içerisinde/etrafındakilerden bağımsız bir değeri olmak |
stand on one's own v.
|
|
226 |
Idioms |
bağımsız olmak |
stand on its own v.
|
|
227 |
Idioms |
bağımsız bir değeri olmak |
stand on its own v.
|
|
228 |
Idioms |
kendi içerisinde/etrafındakilerden bağımsız bir değeri olmak |
stand on its own v.
|
|
229 |
Idioms |
şehir suyu, elektriği gibi belediye tarafından sağlanan kaynaklardan bağımsız olmak |
be off the grid v.
|
|
230 |
Idioms |
genel sistemden bağımsız olmak |
be off the grid v.
|
|
231 |
Idioms |
(bekar olduğu için) bağımsız |
footloose and fancy free adj.
|
|
232 |
Idioms |
genel sistemden bağımsız |
off the grid adj.
|
|
233 |
Idioms |
kentsel kaynaklardan bağımsız |
off the grid adj.
|
|
234 |
Idioms |
şehir suyu, elektriği gibi belediye tarafından sağlanan kaynaklardan bağımsız |
off the grid adj.
|
|
235 |
Idioms |
bağımsız olarak |
in own right expr.
|
|
236 |
Idioms |
bağımsız olarak |
on own hook expr.
|
|
237 |
Idioms |
bağımsız olarak |
on your own account expr.
|
|
238 |
Idioms |
bağımsız olarak |
on your own hook [us] expr.
|
|
239 |
Idioms |
bağımsız olarak |
on your pat expr.
|
|
Speaking |
|
240 |
Speaking |
yargı bağımsız değil |
judiciary is not independent expr.
|
|
Trade/Economic |
|
241 |
Trade/Economic |
satın alma gücünden bağımsız olarak sayısal değeri ile ölçülen ücret |
nominal wages n.
|
|
242 |
Trade/Economic |
bağımsız bireysel emeklilik aracısı |
independent individual pension intermediary n.
|
|
243 |
Trade/Economic |
bağımsız muhasebe kişiliği |
specific accounting entity n.
|
|
244 |
Trade/Economic |
bağımsız gözetim şirketi |
independent audit company n.
|
|
245 |
Trade/Economic |
bağımsız şirket |
independent company n.
|
|
246 |
Trade/Economic |
bağımsız firma |
independent firm n.
|
|
247 |
Trade/Economic |
bağımsız harcamalar |
autonomous expenditures n.
|
|
248 |
Trade/Economic |
bağımsız izleme kurulu |
independent monitoring board n.
|
|
249 |
Trade/Economic |
bağımsız politikacı |
freelance n.
|
|
250 |
Trade/Economic |
bağımsız muhasebe birimi |
independent accounting unit n.
|
|
251 |
Trade/Economic |
bağımsız denetim kuruluşu |
independent auditing firm n.
|
|
252 |
Trade/Economic |
bağımsız yönetim kurulu üyesi |
independent member of the board of directors n.
|
|
253 |
Trade/Economic |
bağımsız pazarlamacı |
independent retailer n.
|
|
254 |
Trade/Economic |
bağımsız denetim |
independent external auditing n.
|
|
255 |
Trade/Economic |
bağımsız değişkenin doğurduğu etki veya sonuç |
dependent variable n.
|
|
256 |
Trade/Economic |
bağımsız denetim |
independent audit n.
|
|
257 |
Trade/Economic |
bağımsız yüklenici |
independent contractor n.
|
|
258 |
Trade/Economic |
bağımsız ekonomi politikası |
autarchy n.
|
|
259 |
Trade/Economic |
bağımsız yükleme boşaltma belgesi |
bill of sufferance n.
|
|
260 |
Trade/Economic |
bağımsız liman |
autonomous port n.
|
|
261 |
Trade/Economic |
bağımsız muhasebe denetimi |
independent audit n.
|
|
262 |
Trade/Economic |
bağımsız yönetim kurulu üyesi |
outside director n.
|
|
263 |
Trade/Economic |
bağımsız dış denetim |
independent external auditing n.
|
|
264 |
Trade/Economic |
bağımsız tüccar |
sole trader n.
|
|
265 |
Trade/Economic |
bağımsız işletme muhasebesi |
entity accounting n.
|
|
266 |
Trade/Economic |
bağımsız danışman |
independent consultant n.
|
|
267 |
Trade/Economic |
bağımsız taraf fiyatlandırması |
arm's length pricing n.
|
|
268 |
Trade/Economic |
bağımsız muhasebeci |
independent accountant n.
|
|
269 |
Trade/Economic |
bağımsız devlet eylemleri doktrini |
acts of state doctrine n.
|
|
270 |
Trade/Economic |
bağımsız muhasebe |
independent accounting n.
|
|
271 |
Trade/Economic |
bağımsız denetleyici |
independent auditor n.
|
|
272 |
Trade/Economic |
bağımsız muhasebe denetçisi |
public accountant n.
|
|
273 |
Trade/Economic |
bağımsız işçi sendikası |
independent union n.
|
|
274 |
Trade/Economic |
bağımsız oligopol |
noncollusive oligopoly n.
|
|
275 |
Trade/Economic |
bağımsız ekonomi politikası |
autarky n.
|
|
276 |
Trade/Economic |
bağımsız sendika |
independent union n.
|
|
277 |
Trade/Economic |
bağımsız denetim |
external auditing n.
|
|
278 |
Trade/Economic |
bağımsız mallar |
independent goods n.
|
|
279 |
Trade/Economic |
bağımsız hukuk müşavirleri |
independent legal counsel n.
|
|
280 |
Trade/Economic |
bağımsız devlet |
free state n.
|
|
281 |
Trade/Economic |
bağımsız ve bağımlı değişkenlerin ikisinin de asıl değerlerin logaritmik değerleri biçiminde ifade edildiği fonksiyonel denklem |
log-log n.
|
|
282 |
Trade/Economic |
bağımsız denetim komitesi |
independent audit committee n.
|
|
283 |
Trade/Economic |
bağımsız aracı satış temsilcisi |
free-wheeling sales reps n.
|
|
284 |
Trade/Economic |
bağımsız istem |
independent claim n.
|
|
285 |
Trade/Economic |
bağımsız ekonomik birim |
autonomous economic entity n.
|
|
286 |
Trade/Economic |
bağımsız opsiyonlar |
path independent options n.
|
|
287 |
Trade/Economic |
bağımsız değerlendirici |
independent assessor n.
|
|
288 |
Trade/Economic |
bağımsız bankacılık sistemi |
independent banking system n.
|
|
289 |
Trade/Economic |
bağımsız denetim raporu |
independent audit report n.
|
|
290 |
Trade/Economic |
bağımsız danışman |
vendor agnostic n.
|
|
291 |
Trade/Economic |
bağımsız mağaza |
independent store n.
|
|
292 |
Trade/Economic |
bağımsız denetim şirketi |
independent auditing firm n.
|
|
293 |
Trade/Economic |
bağımsız yönetim kurulu üyesi |
non-executive director n.
|
|
294 |
Trade/Economic |
bağımsız harcamalar |
autonomous expenditure n.
|
|
295 |
Trade/Economic |
bağımsız yönetim kurulu üyeleri |
independent board members n.
|
|
296 |
Trade/Economic |
bir ana yol üzerinde veya ara sokakta bulunan bağımsız bir perakende satış dükkanı |
isolated store n.
|
|
297 |
Trade/Economic |
birbiriyle iş yapan birbirine akrabalık ortaklık vb bağlarla bağlı bulunmayan kimselerin bağımsız biçimde hareket ederek yalnızca kendi çıkarlarını düşünecekleri kuralı |
arm's length principle n.
|
|
298 |
Trade/Economic |
firmanın farklı ürün gruplarındaki müşterilerine birbirinden bağımsız bayiler aracılığıyla hizmet verdiği sistem |
service-firm-sponsored retail franchising n.
|
|
299 |
Trade/Economic |
geçerli ekonomik koşullardan bağımsız olan ve ekonomik koşullar değiştikçe sabit tutulan politikalar |
nonactivist policy n.
|
|
300 |
Trade/Economic |
iki taraf arasında birbirinden bağımsız yapılan ticari işlemler |
arm's length transactions n.
|
|
301 |
Trade/Economic |
işletmenin bağımsız kişiliğinin olması |
accounting entity n.
|
|
302 |
Trade/Economic |
işletmenin bağımsız bölümü |
entity n.
|
|
303 |
Trade/Economic |
kendi adına bağımsız çalışanlar |
self-employed n.
|
|
304 |
Trade/Economic |
new york borsasından bağımsız çalışan hisse senedi piyasası |
curb market n.
|
|
305 |
Trade/Economic |
ölçekten bağımsız teknolojik ilerleme |
scale-neutral technological progress n.
|
|
306 |
Trade/Economic |
platformdan bağımsız çalışma |
platform-independent work n.
|
|
307 |
Trade/Economic |
serbest/bağımsız uzman |
freelance expert n.
|
|
308 |
Trade/Economic |
tek başına bağımsız banka |
unit bank n.
|
|
309 |
Trade/Economic |
bağımsız girişimci |
independent entrepreneur n.
|
|
310 |
Trade/Economic |
üretimden bağımsız direkt ödemeler |
decoupled direct payments n.
|
|
311 |
Trade/Economic |
üçüncü şahıs uzman (bağımsız danışman) |
third party expert advisor n.
|
|
312 |
Trade/Economic |
yetkili bağımsız muhasebe uzmanı |
certified public accountant n.
|
|
313 |
Trade/Economic |
olumlu görüş (bağımsız denetimde) |
clean opinion n.
|
|
314 |
Trade/Economic |
bağımsız perakendecilerden oluşan gönüllü bir grubun üyesi |
voluntary retailer n.
|
|
315 |
Trade/Economic |
bağımsız perakendecilerden oluşan gönüllü bir grubun üyesi |
symbol retailer n.
|
|
316 |
Trade/Economic |
çeşitli bağımsız bileşenlerin toplamından oluşan bir fondaki veya hisse senedindeki kalemlerin toplamı |
omnium [uk] n.
|
|
317 |
Trade/Economic |
tüketici fiyatlarında talep seviyesinden bağımsız olarak yükselmeye yol açan üretim maliyeti artışı |
cost-push n.
|
|
318 |
Trade/Economic |
adil ve özgü rekabeti sürdüren bağımsız bir birleşik devletler federal komisyonu |
federal trade commission n.
|
|
319 |
Trade/Economic |
astların sayısının üretilen işin miktarından bağımsız olarak sabit bir oranla arttığı teorisi |
parkinson's law n.
|
|
320 |
Trade/Economic |
bağımsız kuruluşların birleşme sonucu ortaya sunduğu daha başarılı olma potansiyeli |
synergism n.
|
|
321 |
Trade/Economic |
bağımsız kuruluşların birleşme sonucu ortaya çıkardığı başarılı performans |
synergism n.
|
|
322 |
Trade/Economic |
her iki tarafın da bağımsız olduğu ve birbirlerine hakim durumda olmadıkları bir alışverişte bulunmak |
deal at arm's length v.
|
|
323 |
Trade/Economic |
(yapılacak iş için) bağımsız yüklenicilere ücret vermek |
hire [uk] v.
|
|
324 |
Trade/Economic |
(devlet kontrolündeki endüstri veya girişimi) bağımsız firmaya dönüştürmek |
corporatise v.
|
|
325 |
Trade/Economic |
mekandan bağımsız |
non-spatial adj.
|
|
326 |
Trade/Economic |
bağımsız üretim ve doğrudan satış ile öne çıkan |
precapitalistic adj.
|
|
327 |
Trade/Economic |
(firma veya kuruluş) bağımsız |
self-standing adj.
|
|
Law |
|
328 |
Law |
belirli bir bölgede uyruğu veya vatandaşlığından bağımsız olarak herkese benzer şekilde uygulanan kanun |
territorial law n.
|
|
329 |
Law |
aynı kişinin eylemlerinin birbirinden bağımsız suç teşkil etmesi halinde verilen mahkeme kararı |
overlapping punishment n.
|
|
330 |
Law |
aynı kişinin eylemlerinin birbirinden bağımsız suç teşkil etmesi halinde verilen mahkeme kararı |
concurrent sentence n.
|
|
331 |
Law |
aynı kişinin eylemlerinin birbirinden bağımsız suç teşkil etmesi halinde verilen mahkeme kararı |
consecutive sentence n.
|
|
332 |
Law |
bağımsız haklar |
substantive rights n.
|
|
333 |
Law |
bağımsız garantiler |
independent guarantees n.
|
|
334 |
Law |
bağımsız mülk sahipliği |
alodia n.
|
|
335 |
Law |
bağımsız ve tarafsız mahkeme |
independent and impartial court/tribunal n.
|
|
336 |
Law |
bağımsız bilirkişi |
independent expert n.
|
|
337 |
Law |
bağımsız suç |
substantive felony n.
|
|
338 |
Law |
bağımsız yargı |
judicial independence n.
|
|
339 |
Law |
ihtilaf halindeki tarafların delillerini bağımsız bir bilirkişiye/yargıç veya jüriye sunarak çözüm aradıkları yargılama biçimi |
adversary system n.
|
|
340 |
Law |
ihtilaf halindeki tarafların delillerini bağımsız bir bilirkişiye/yargıç veya jüriye sunarak çözüm aradıkları yargılama biçimi |
adversarial system n.
|
|
341 |
Law |
ihtilaf halindeki tarafların delillerini bağımsız bir bilirkişiye/yargıç veya jüriye sunarak çözüm aradıkları yargılama biçimi |
adversary trial process n.
|
|
342 |
Law |
işlemleri kayda geçirilen ve para ve hapis cezasına hüküm verebilme yetkisi bulunan bağımsız mahkeme |
court of record n.
|
|
343 |
Law |
bağımsız mülkiyet |
udal n.
|
|
344 |
Law |
bağımsız mülkiyet sahibi |
udaler n.
|
|
345 |
Law |
bağımsız mülkiyet sahibi |
udaller n.
|
|
346 |
Law |
özel mahkeme vekilharcı huzurunda kasaba, lordluk veya tımarda gerçekleşen bir bağımsız mahkeme |
view of frankpledge n.
|
|
347 |
Law |
bağımsız mülk sahibi olan kimse |
odalman n.
|
|
348 |
Law |
(mirasla) bağımsız mülkte pay sahibi olan kimse |
odalman n.
|
|
349 |
Law |
(ingiltere ve galler'de) bağımsız bir yasal takibat organı |
crown prosecution service n.
|
|
350 |
Law |
eşinden bağımsız kadın |
feme sole n.
|
|
351 |
Law |
kocasından bağımsız ticari faaliyette bulunan kadın |
feme sole trader n.
|
|
352 |
Law |
şirketin sahiplerinden bağımsız olmasına dayanan yasal prensip |
corporate n.
|
|
353 |
Law |
(delegasyon üyesi) bağımsız oyunu beyan etme talebinde bulunmak |
poll v.
|
|
354 |
Law |
bağımsız mülk sahibi |
alodium adj.
|
|
355 |
Law |
bağımsız mülk sahibi |
alodial adj.
|
|
356 |
Law |
kısmen bağımsız (kilise) |
autonomous adj.
|
|
357 |
Law |
ayrı ve bağımsız meseleleri usulsüzce bir araya getirip bir veya daha fazla sanığa atfeden (dava dilekçesi) |
multifarious adj.
|
|
Politics |
|
358 |
Politics |
milli refahın her ulusun bağımsız çalışması ile sağlanacağı düşüncesi |
nationalism n.
|
|
359 |
Politics |
bağımsız olmayan yönetici |
tetrarch n.
|
|
360 |
Politics |
1921'deki bağımsız irlanda cumhuriyetini kuran antlaşmayı savunan kimse |
treatyite n.
|
|
361 |
Politics |
bağımsız avrupa program grubu |
independent european programme group n.
|
|
362 |
Politics |
bağımsız devletler federasyonu |
commonwealth of independent states n.
|
|
363 |
Politics |
bağımsız idare edilen ilçe |
county borough n.
|
|
364 |
Politics |
bağımsız denetim |
audit n.
|
|
365 |
Politics |
bağımsız aday |
independent candidate n.
|
|
366 |
Politics |
bağımsız siyasetçi |
mugwump n.
|
|
367 |
Politics |
bağımsız devletler topluluğu |
commonwealth of independent states n.
|
|
368 |
Politics |
bağımsız devletler topluluğu |
commonwealth of independent states n.
|
|
369 |
Politics |
bağımsız standart belirleme süreci |
independent standard setting process n.
|
|
370 |
Politics |
bağımsız kurumlar |
autonomous establishments n.
|
|
371 |
Politics |
bağımsız yönetim |
direct rule n.
|
|
372 |
Politics |
bağımsız kural koyucu komisyon |
independent regulatory commission n.
|
|
373 |
Politics |
bağımsız ajans |
independent agency n.
|
|
374 |
Politics |
bağımsız siyasetçi |
independent politician n.
|
|
375 |
Politics |
bağımsız üye |
mugwump n.
|
|
376 |
Politics |
bağımsız yardım girişimi |
untied aid initiative n.
|
|
377 |
Politics |
bağımsız devlet veya topluluk |
commonwealth n.
|
|
378 |
Politics |
bağımsız değerlendirme |
peer review n.
|
|
379 |
Politics |
bağımsız milletvekili adayı |
independent candidate n.
|
|
380 |
Politics |
bağımsız değerlendirme ofisi |
independent evaluation office (ieo) n.
|
|
381 |
Politics |
bağımsız türk devleti |
independent turkish state n.
|
|
382 |
Politics |
bağımsız yapımcı |
independent producer n.
|
|
383 |
Politics |
bağımsız danışma kurulu |
external advisory group n.
|
|
384 |
Politics |
bağımsız düzenleme komisyonu |
independent regulatory commission n.
|
|
385 |
Politics |
bağımsız aday |
write-in candidate n.
|
|
386 |
Politics |
bağımsız şehir |
county corporate n.
|
|
387 |
Politics |
bakanlık dışı bağımsız kamu kurumu |
non-departmental public body (ndpb) n.
|
|
388 |
Politics |
bağımsız bir koloni yapma |
decolonisation n.
|
|
389 |
Politics |
bağımsız bir koloni yapma |
decolonization n.
|
|
390 |
Politics |
bağımsız milletvekili |
independent deputy n.
|
|
391 |
Politics |
bağımsız kasaba |
county corporate n.
|
|
392 |
Politics |
bağımsız avrupa program grubu |
independent european program group n.
|
|
393 |
Politics |
iki bağımsız otorite tarafından yönetilen bölge |
diarchy n.
|
|
394 |
Politics |
kendi bağımsız devletini kurma |
establishment of their own independent state n.
|
|
395 |
Politics |
papua yeni gine bağımsız devleti |
independent state of papua new guinea n.
|
|
396 |
Politics |
samoa bağımsız devleti |
independent state of samoa n.
|
|
397 |
Politics |
üye devletlerin birlik oluşturduğu ancak iç işlerinde bağımsız kaldıkları bir hükümet şekli |
state n.
|
|
398 |
Politics |
yeni bağımsız devletler |
new independent states n.
|
|
399 |
Politics |
yeni bağımsız devletler |
newly independent states n.
|
|
400 |
Politics |
x maddesi hükümlerinden bağımsız olarak |
irrespective of the provisions of the article n.
|
|
401 |
Politics |
bağımsız ve mutlak güç sahibi bir kadın hükümdar |
autocratrix n.
|
|
402 |
Politics |
bağımsız idari otorite |
autonomous administrative authority n.
|
|
403 |
Politics |
bağımsız idari otoriteler |
autonomous administrative authorities n.
|
|
404 |
Politics |
bağımsız vekil |
unpledged delegate [us] n.
|
|
405 |
Politics |
fransa'dan ayrılarak bağımsız olmayı isteyen yeni kaledonyalı kimse |
kanak n.
|
|
406 |
Politics |
türkiye'nin doğusunda bağımsız bir kürt devleti kurmayı amaçlayan marksist leninist bir terör örgütü |
kurdistan labor party n.
|
|
407 |
Politics |
türkiye'nin doğusunda bağımsız bir kürt devleti kurmayı amaçlayan marksist leninist bir terör örgütü |
pkk n.
|
|
408 |
Politics |
türkiye'nin doğusunda bağımsız bir kürt devleti kurmayı amaçlayan marksist leninist bir terör örgütü |
kurdistan workers party n.
|
|
409 |
Politics |
1997'de güney filipinler'de morolar için bağımsız bir islam devleti kurma amacıyla kurulmuş bir terör örgütü |
moro islamic liberation front n.
|
|
410 |
Politics |
(klasik antik dönemde) egemenliğin bağımsız bir şehrin özgür vatandaşlarına ait olduğu devlet |
city n.
|
|
411 |
Politics |
bağımsız devlet |
independency n.
|
|
412 |
Politics |
cemaatleri bağımsız sayan kilise savunucusu |
independent [uk] n.
|
|
413 |
Politics |
bağımsız kasaba |
county n.
|
|
414 |
Politics |
ingiliz parlamentosunda tarafsız veya bağımsız üyelerin oturduğu sıra |
crossbench n.
|
|
415 |
Politics |
tüm federal acil durum hazırlığı ve uygulamaları hususunda tek hesap verilebilirlik noktası olarak çalışan birleşik devletler'e bağlı bağımsız bir kurum |
federal emergency management agency n.
|
|
416 |
Politics |
(abd'de) bağımsız devletin kendi egemenliğini sarstığına inandığı federal eylemlere karşı çıkabileceği doktrini |
interposition n.
|
|
417 |
Politics |
bağımsız kimse |
free-lance n.
|
|
418 |
Politics |
en küçük bağımsız ülke |
state of the vatican city n.
|
|
419 |
Politics |
bağımsız delege olarak seçilen parti lideri |
superdelegate n.
|
|
420 |
Politics |
bağımsız delege olarak atanan seçilmiş devlet memuru |
superdelegate n.
|
|
421 |
Politics |
bağımsız delege olarak seçilen parti lideri |
super-delegate n.
|
|
422 |
Politics |
bağımsız delege olarak atanan seçilmiş devlet memuru |
super-delegate n.
|
|
423 |
Politics |
bağımsız üye |
independent n.
|
|
424 |
Politics |
bağımsız aday olmak |
run as an independent candidate v.
|
|
425 |
Politics |
enerji bağımsız |
energy independent adj.
|
|
426 |
Politics |
bağımsız para basma hakkına sahip olan bir siyasi kişilik tarafından düzenlenmiş |
autonomous adj.
|
|
427 |
Politics |
17. yüzyıl ingiliz bağımsız kilise savunucularına ait veya ilgili |
independent adj.
|
|
428 |
Politics |
bağımsız kuzey ve güney amerika cumhuriyetlerine ait veya ilgili |
pan-american adj.
|
|
429 |
Politics |
bağımsız devletler topluluğu |
cis (commonwealth of independent states) abrev.
|
|
430 |
Politics |
(abd'de) eyaletler arası ticareti etkileyen işçi-işveren sorunlarında kamu menfaatini temsil eden bağımsız devlet kurumu |
fmcs (federal mediation and conciliation service) abrev.
|
|
Institutes |
|
431 |
Institutes |
abd'de federal hükümet kayıtlarının yönetimini denetleyen bağımsız bir kurum |
national archives and records administration n.
|
|
432 |
Institutes |
bağımsız devletler topluluğu ve gürcistan’a teknik yardım programı |
technical assistance to the commonwealth of independent states and georgia n.
|
|
433 |
Institutes |
bağımsız görsel-işitsel piyasa için avrupa örgütü |
european organisation for an audiovisual independent market n.
|
|
434 |
Institutes |
bağımsız devletler topluluğu |
commonwealth of independent states n.
|
|
435 |
Institutes |
bağımsız avrupa program grubu |
independent european program group n.
|
|
436 |
Institutes |
personel dairesi başkanlığı (bağımsız yardımcı hizmet birimi) |
directorate of personnel n.
|
|
437 |
Institutes |
abd'de posta hizmeti sağlayan bağımsız kurum |
united states post office n.
|
|
438 |
Institutes |
abd'de posta hizmeti sağlayan bağımsız kurum |
us post office n.
|
|
439 |
Institutes |
abd'de posta hizmeti sağlayan bağımsız kurum |
united states postal inspection service n.
|
|
440 |
Institutes |
1942 senesinde ingiltere'de kurulmuş, 21 bağımsız yardım kuruluşundan oluşan bir küresel yoksulluk ile mücadele konfederasyonu |
oxfam n.
|
|
441 |
Institutes |
eyaletler ve uluslararası iletişimi düzenleyen bağımsız bir devlet kuruluşu |
federal communications commission n.
|
|
442 |
Institutes |
maliye bakanlığından bağımsız bir şekilde kamu maliyesi ve ekonomi değerlendirmeleri yapan bir devlet dairesi |
obr [uk] abrev.
|
|
Industry |
|
443 |
Industry |
otonom bağımsız birim |
holon n.
|
|
444 |
Industry |
tasarım ve üretim alanında uzmanlaşmış bağımsız firma |
packager n.
|
|
445 |
Industry |
(ürün, hizmet) bağımsız yüklenici olarak sağlamak |
insource v.
|
|
Insurance |
|
446 |
Insurance |
bağımsız bireysel emeklilik aracısı |
independent individual pension intermediary n.
|
|
447 |
Insurance |
esnaf ve sanatkarlar ve diğer bağımsız çalışanlar sosyal sigortalar kurumu |
social insurance institution for tradesmen and craftsmen and other self employed n.
|
|
448 |
Insurance |
kimin suçladığından bağımsız olarak her şirketin kendi poliçe sahibine ödeme yapmayı taahhüt ettiği anlaşma şekli |
knock-for knock n.
|
|
449 |
Insurance |
(denizcilikte) belirli malların taşındıkları gemiden bağımsız olarak kaybı veya hasarının karşılandığı bir sigorta türü |
floating policy n.
|
|
Tourism |
|
450 |
Tourism |
bağımsız tarife |
autonomous tariff n.
|
|
451 |
Tourism |
yabancı bağımsız tur |
foreign independent tour n.
|
|
Media |
|
452 |
Media |
bağımsız/serbest editör/yazar |
editor-at-large n.
|
|
453 |
Media |
birbirinden bağımsız hikayeler anlatan ve mini diziden daha çok bölümü olan seri yayın |
maxi-series n.
|
|
Technical |
|
454 |
Technical |
uyarı bağımsız röle |
tripping relay n.
|
|
455 |
Technical |
algılayıcı ağları akıllı bağımsız yer sensörleri |
sensor networks intelligent unattended ground sensors n.
|
|
456 |
Technical |
bağımsız program |
standalone program n.
|
|
457 |
Technical |
bağımsız kalorifer |
parking heaters n.
|
|
458 |
Technical |
bağımsız yordam |
independent routine n.
|
|
459 |
Technical |
bağımsız su temini |
independent water supply n.
|
|
460 |
Technical |
bağımsız yan bant iletimi |
independent sideband transmission n.
|
|
461 |
Technical |
bağımsız itişli role |
individually driven roller n.
|
|
462 |
Technical |
bağımsız değişken |
argument n.
|
|
463 |
Technical |
bağımsız tahrik sistemi |
separate drive n.
|
|
464 |
Technical |
bağımsız olarak monte edilen anahtarlar |
independently mounted switches n.
|
|
465 |
Technical |
bağımlı veya bağımsız zamanlı tek girişli enerjileme büyüklüğü ölçme röleleri |
single input energizing quantity measuring relays with dependent or independent time n.
|
|
466 |
Technical |
bağımsız sürme sistemi |
independent drive n.
|
|
467 |
Technical |
bağımsız tahrik |
single drive n.
|
|
468 |
Technical |
bağımsız reglaj yağı devresi |
separate governing oil system n.
|
|
469 |
Technical |
bağımsız tahrik |
separate drive n.
|
|
470 |
Technical |
bağımsız rotasyon |
end-over-end rotation n.
|
|
471 |
Technical |
bağımsız doğrulama |
independent verification n.
|
|
472 |
Technical |
bağımsız kalorifer |
auxiliary heater n.
|
|
473 |
Technical |
bağımsız şirketlerin yazılımı |
third party software n.
|
|
474 |
Technical |
bağımsız sistemler |
stand alone systems n.
|
|
475 |
Technical |
bağımsız heterodin |
independent heterodyne n.
|
|
476 |
Technical |
bağımsız taşıyıcı |
independent carrier n.
|
|
477 |
Technical |
bağımsız değişken |
independent variable n.
|
|
478 |
Technical |
bağımsız ikaz |
separate excitation n.
|
|
479 |
Technical |
bağımsız program |
detached program n.
|
|
480 |
Technical |
bağımsız denemeler |
independent trials n.
|
|
481 |
Technical |
bağımsız ısıtma kaynağı |
independent heat source n.
|
|
482 |
Technical |
bağımsız yazmaç |
independent register n.
|
|
483 |
Technical |
bağımsız soğutma |
separate cooling n.
|
|
484 |
Technical |
bağımsız akım kaynağı |
independent current source n.
|
|
485 |
Technical |
bağımsız kalorifer |
webasto auxiliary heater n.
|
|
486 |
Technical |
bağımsız tahrik sistemi |
single drive n.
|
|
487 |
Technical |
bilgisayardan bağımsız dil |
computer-independent language n.
|
|
488 |
Technical |
genel kuralların fonksiyon olarak hat geriliminden bağımsız rccb'lere uygulanabilirliği |
applicability of the general rules to rccbs functionally independent of line voltage n.
|
|
489 |
Technical |
makineden bağımsız dil |
machine-independent language n.
|
|
490 |
Technical |
ortamdan bağımsız katman |
media-independent layer n.
|
|
491 |
Technical |
tam donanımlı bağımsız dijital motor kontrol ünitesi |
fadec (full authority digital engine control) n.
|
|
492 |
Technical |
vinçten bağımsız kumanda sistemi |
independent travelling pendant n.
|
|
493 |
Technical |
uygulamadan bağımsız kart özellikleri |
application-independent card requirements n.
|
|
494 |
Technical |
uyarı bağımsız röle |
trip-free relay n.
|
|
495 |
Technical |
(grafik teorisinde) bir grafikteki bağımsız olan ve birbiriyle kesişmeyen bir dizi kenara verilen ad |
matching n.
|
|
496 |
Technical |
uzay aracının genel yapısının bir parçasını oluşturan bağımsız birim |
module n.
|
|
497 |
Technical |
sirkülasyon sisteminde çarpma veya su darbesi yapan bağımsız su veya yağ kitlesi |
slug n.
|
|
498 |
Technical |
aygıttan bağımsız |
device independent adj.
|
|
499 |
Technical |
bağımsız bağlam duyarsız |
context-free adj.
|
|
500 |
Technical |
bağımsız özdeşçe dağılmış |
independent identically distributed adj.
|
|