excuse

Sens de "excuse" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 32 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	excuse n.	mazeret
That is not an excuse, it is not an evasion. Bu bir mazeret değil, bir kaçamak da değil. More Sentences
2	Common Usage	excuse n.	özür
Stupidity is no excuse. Aptallık özür değildir. More Sentences
3	Common Usage	excuse n.	bahane
We should not just be given an excuse and some sort of non-answer. Bize sadece bir bahane ve bir tür cevapsızlık verilmemelidir. More Sentences
4	Common Usage	excuse v.	mazur görmek
And, if you will excuse me saying so, it is a statement that has nothing to do with the reality in situ. Ve eğer söylememi mazur görürseniz, bu gerçekle hiçbir ilgisi olmayan bir ifadedir. More Sentences
General
5	General	excuse n.	gerekçe
Try and come up with a more reasonable excuse next time. Bir dahaki sefere daha mantıklı bir gerekçe bulmayı dene. More Sentences
6	General	excuse n.	özür
Stupidity is no excuse. Aptallık özür değildir. More Sentences
7	General	excuse n.	bahane
We should not just be given an excuse and some sort of non-answer. Bize sadece bir bahane ve bir tür cevapsızlık verilmemelidir. More Sentences
8	General	excuse v.	göz yummak
My boss didn't excuse me for coming late to the meeting. Patronum toplantıya geç gelmeme göz yummadı. More Sentences
9	General	excuse v.	affetmek
Please excuse me for being rude. Lütfen kabalığım için beni affedin. More Sentences
10	General	excuse v.	muaf tutmak
The teacher excused me from the examination. Öğretmen beni sınavdan muaf tuttu. More Sentences
11	General	excuse v.	mazur görmek
And, if you will excuse me saying so, it is a statement that has nothing to do with the reality in situ. Ve eğer söylememi mazur görürseniz, bu gerçekle hiçbir ilgisi olmayan bir ifadedir. More Sentences
12	General	excuse v.	bağışlamak
Excuse me for interrupting you. Sözünüzü kestiğim için bağışlayın. More Sentences
13	General	excuse v.	kusuruna bakmamak
Please excuse my bad handwriting. Lütfen kötü el yazımın kusuruna bakmayın. More Sentences
14	General	excuse v.	mazur göstermek
We do in fact use the United States's protectionists in the agricultural sphere to excuse our own protectionism. Aslında ABD'nin tarım alanındaki korumacılığını kendi korumacılığımızı mazur göstermek için kullanıyoruz. More Sentences
15	General	excuse v.	izin vermek
Can you excuse us a second? Bize bir saniye izin verir misin? More Sentences
Idioms
16	Idioms	excuse v.	bağışlamak
Excuse me for interrupting you. Sözünüzü kestiğim için bağışlayın. More Sentences
Trade/Economic
17	Trade/Economic	excuse v.	affetmek
Please excuse me for being rude. Lütfen kabalığım için beni affedin. More Sentences
Law
18	Law	excuse n.	mazeret
That is not an excuse, it is not an evasion. Bu bir mazeret değil, bir kaçamak da değil. More Sentences
19	Law	excuse n.	özür
Stupidity is no excuse. Aptallık özür değildir. More Sentences
20	Law	excuse v.	affetmek
Please excuse me for being rude. Lütfen kabalığım için beni affedin. More Sentences
General
21	General	excuse n.	sebep
22	General	excuse n.	kaçamak
23	General	excuse n.	izin
24	General	excuse n.	döküntü
25	General	excuse n.	adi örnek
26	General	excuse v.	affeylemek
27	General	excuse v.	hoşgörmek
28	General	excuse v.	haklı çıkarmak
29	General	excuse v.	kusura bakmamak
30	General	excuse v.	suçsuz çıkarmak
Idioms
31	Idioms	excuse v.	özrünü kabul etmek
Law
32	Law	excuse n.	tarziye

Sens de "excuse" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	excuse	muaf tutmak (bir kimseyi kural yasa vb'nden) v.

Sens de "excuse" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 173 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	concoct an excuse v.	bahane uydurmak
Does it mean that the Council does not intend to respect its commitments or does it intend to concoct an excuse? Bu, Konsey'in taahhütlerine uyma niyetinde olmadığı ya da bir bahane uydurma niyetinde olduğu anlamına mı geliyor? More Sentences
2	General	make an excuse v.	özür dilemek
She made an excuse for being late. Geç kaldığı için özür diledi. More Sentences
3	General	excuse me interj.	özür dilerim
Excuse me, but that is not permitted. Özür dilerim ama buna izin verilmiyor. More Sentences
4	General	excuse me! interj.	kusura bakma
Excuse me if I call you an asshole, but that's what I think you are. Sana pislik dediğim için kusura bakma ama bence öylesin. More Sentences
5	General	excuse me interj.	beni bağışlayın
Please excuse me for being rude. Kaba davrandığım için lütfen beni bağışlayın. More Sentences
6	General	excuse me interj.	affedersiniz
Excuse me, but could you put the question in a different way? Affedersiniz ama soruyu farklı bir şekilde sorabilir misiniz? More Sentences
Colloquial
7	Colloquial	excuse me interj.	affedersin
Excuse me, but can you help me? Affedersin ama bana yardım edebilir misin? More Sentences
8	Colloquial	excuse my ignorance expr.	cahilliğimi mazur görün
Excuse my ignorance. Cahilliğimi mazur görün. More Sentences
9	Colloquial	(if you) excuse me expr.	izninizle
Please excuse me and thank you for your attention. İzninizle ve ilginiz için teşekkür ederim. More Sentences
10	Colloquial	excuse me expr.	müsaadenle
Excuse me a minute. Bana bir dakika müsaade edin. More Sentences
General
11	General	lame excuse n.	kabul edilmez özür
12	General	acceptable excuse n.	meşru mazeret
13	General	valid excuse n.	geçerli mazeret
14	General	lame excuse n.	sudan bahane
15	General	pathetic excuse n.	kötü bahane
16	General	flimsy excuse n.	saçma bahane
17	General	feign an excuse v.	bahane uydurmak
18	General	allege an excuse v.	bahane uydurmak
19	General	excuse someone or something v.	mazur görmek
20	General	excuse oneself v.	izin istemek
21	General	excuse from v.	birini bir şeyi yapmaktan muaf tutmak
22	General	make up an excuse v.	bahane uydurmak
23	General	provide somebody with an excuse v.	bahane göstermek
24	General	give something as an excuse v.	bahane göstermek
25	General	make up an excuse v.	bahane göstermek
26	General	allege an excuse v.	mazeret olarak göstermek
27	General	invent an excuse v.	bir özür uydurmak
28	General	having an excuse adj.	mazeretli
29	General	without excuse adj.	özürsüz
30	General	on the excuse that adv.	bahane ederek
31	General	on the excuse that conj.	bahanesiyle
32	General	excuse me? interj.	bakar mısınız?
33	General	excuse me! interj.	pardon
34	General	excuse me? interj.	buyur
35	General	excuse-me interj.	özür dilerim
36	General	exc (excuse) abrev.	mazeret
37	General	exc (excuse) abrev.	özür
38	General	exc (excuse) abrev.	bahane
Phrasals
39	Phrasals	excuse someone v.	birini affetmek
40	Phrasals	excuse someone v.	birini mazur görmek
41	Phrasals	excuse someone v.	birinin gitmesine izin vermek
42	Phrasals	excuse someone v.	birinin bir mazeretle gelmemesine izin vermek
43	Phrasals	excuse someone v.	birinin katılmamasını mazur görmek
44	Phrasals	excuse someone v.	birinin çıkmasına/ayrılmasına izin vermek
45	Phrasals	excuse someone v.	birinin katılmamasını hoş görmek
46	Phrasals	excuse someone for something v.	birini bir şey için affetmek
47	Phrasals	excuse someone for something v.	birini bir şey için mazur görmek
48	Phrasals	excuse someone from something v.	birinin bir şeye katılmamasına izin vermek
49	Phrasals	excuse someone from something v.	birini bir şeyden muaf tutmak
Phrases
50	Phrases	without any excuse expr.	herhangi bir gerekçe gösterilmeden
51	Phrases	without giving any excuse expr.	mazeret bildirmeksizin
52	Phrases	please excuse my dear aunt sally expr.	bir matematik denklemini hesaplarken izlenecek yolu (paretheses (parantezler), exponents (kuvvetler), multiplication (çarpma) ve division (bölme), addidition (toplama) ve subtraction (çıkartma)) hatırlamak için uydurulmuş anımsatıcı bir cümle
Proverb
53	Proverb	bad excuse is better than none	hiç olmazsa bir mazeretin olsun
54	Proverb	bad excuse is better than none	kötü bir mazeretinin olması hiç olmamasından daha iyidir
55	Proverb	a bad excuse is better than none	hiç olmazsa bir mazeretin olsun
56	Proverb	a bad excuse is better than none	kötü bir mazeret bile hiç olmamasından iyidir
57	Proverb	a bad excuse is better than none	en azından bir mazeretin olsun
58	Proverb	a bad excuse is better than none	kötü de olsa bir mazeretin olsun
59	Proverb	ignorance is no excuse	bilgisizlik/cehalet mazeret değildir
60	Proverb	ignorance of the law is no excuse	herkes yasaları/kuralları bilmekle yükümlüdür/ mükelleftir
61	Proverb	ignorance of the law is no excuse	yasayı bilmiyor olmak geçerli bir mazeret değildir
62	Proverb	ignorance of the law is no excuse	yasayı bilmiyor olmak onu ihlal etmek için mazeret değildir
Colloquial
63	Colloquial	a poor excuse n.	kötü bir mazeret
64	Colloquial	use as an excuse v.	bahane etmek
65	Colloquial	excuse me for breathing! expr.	ne diyorsun ya
66	Colloquial	excuse me for breathing! expr.	burada ben de varım/yaşıyorum herhalde
67	Colloquial	excuse me for breathing! expr.	onu da mı söylemeyeyim/yapmayayım
68	Colloquial	excuse please expr.	affedersiniz
69	Colloquial	excuse the pun expr.	bunu söylediğim için üzgünüm
70	Colloquial	excuse my ignorance expr.	cahilliğimi mazur gör
71	Colloquial	every thief has some excuse to ease their conscience expr.	her hırsızın vicdanını rahatlatmak için bir mazereti vardır
72	Colloquial	ignorance of the law is no excuse for breaking it expr.	herkes yasaları/kuralları bilmekle yükümlüdür/ mükelleftir
73	Colloquial	(if you) excuse me expr.	izninle
74	Colloquial	then if you'll excuse me expr.	öyleyse izninle
75	Colloquial	excuse the pun expr.	kelime için özür dilerim
76	Colloquial	ignorance of the law is no excuse for breaking it expr.	yasayı bilmiyor olmak onu ihlal etmek için mazeret değildir
77	Colloquial	ignorance of the law is no excuse for breaking it expr.	yasayı bilmiyor olmak geçerli bir mazeret değildir
78	Colloquial	excuse me for breathing! expr.	rahatsızlık verdiğim için özür dilerim (kinaye)
79	Colloquial	excuse me for breathing! expr.	kusura bakma rahatsız ettim (kinaye)
80	Colloquial	excuse me for breathing! expr.	kusura bakma bir daha olmaz (kinaye)
81	Colloquial	excuse me for breathing! expr.	nefes de almam bundan sonra (kinaye)
82	Colloquial	excuse me for breathing! expr.	nefes de almayayım bari
83	Colloquial	excuse me for breathing! expr.	ne yapsam suç
84	Colloquial	excuse me for breathing! expr.	oldu olacak nefes de almayayım
85	Colloquial	excuse me for breathing! expr.	nefes almak bile suç
86	Colloquial	excuse me for living! expr.	rahatsızlık verdiğim için özür dilerim (kinaye)
87	Colloquial	excuse me for living! expr.	kusura bakma rahatsız ettim (kinaye)
88	Colloquial	excuse me for living! expr.	kusura bakma bir daha olmaz (kinaye)
89	Colloquial	excuse me for living! expr.	ne yapsam suç
90	Colloquial	excuse me for living! expr.	öleyim bari
91	Colloquial	excuse me for living! expr.	yaşamak bile suç
92	Colloquial	you should excuse the expression expr.	affınıza sığınarak
93	Colloquial	you should excuse the expression expr.	sürç-i lisan ettiysek/edersek affola
94	Colloquial	you should excuse the expression expr.	teşbihte hata olmasın
95	Colloquial	would you excuse me? expr.	bana izin verir misiniz?
96	Colloquial	would you excuse me? expr.	izninizle
97	Colloquial	would you excuse me? expr.	müsaadenizle
98	Colloquial	would you excuse me? expr.	müsaade eder misiniz?
99	Colloquial	would you excuse me? expr.	geçebilir miyim?
100	Colloquial	would you excuse me? expr.	yol verir misiniz?
101	Colloquial	excuse you expr.	özrün kabul edildi (kinaye)
102	Colloquial	excuse you expr.	özür dileyeceksin herhalde
103	Colloquial	if you'll excuse the expression expr.	teşbihte hata olmasın
104	Colloquial	if you'll excuse the expression expr.	affınıza sığınarak
105	Colloquial	if you'll excuse the expression expr.	deyim yerindeyse
106	Colloquial	exsqueeze me (a humorous variant of excuse me) expr.	pardon da
107	Colloquial	exsqueeze me (a humorous variant of excuse me) expr.	affedersin de
108	Colloquial	exsqueeze me (a humorous variant of excuse me) expr.	özür dilerim de
109	Colloquial	exsqueeze me (a humorous variant of excuse me) expr.	pardon ama
Idioms
110	Idioms	excuse my french n.	ayıptır söylemesi
111	Idioms	excuse my french n.	ağzımı bozacağım ama
112	Idioms	sorry excuse n.	inandırıcı olmayan mazeret
113	Idioms	sorry excuse n.	saçma özür
114	Idioms	sorry excuse n.	sudan bahane
115	Idioms	thin excuse n.	sudan bahane
116	Idioms	lame excuse n.	sudan mazeret
117	Idioms	lame excuse n.	sudan bahane
118	Idioms	use something as an excuse v.	bir şeyi bahane etmek
119	Idioms	use someone as an excuse v.	birini bahane etmek
120	Idioms	excuse for v.	davranışını bağışlamak
121	Idioms	excuse for v.	-den ötürü hoş görmek
122	Idioms	use (someone or something) as an excuse (for something) v.	(birini/bir şeyi bir şey için) bahane etmek
123	Idioms	use (someone or something) as an excuse (for something) v.	(birini/bir şeyi bir şey için) bahane olarak kullanmak
124	Idioms	excuse my french expr.	ağzımı bozduğum için özür dilerim
125	Idioms	excuse my french expr.	bayramlık ağzımı açtıracaklar bana
126	Idioms	excuse/pardon my french expr.	ağzımı bozacağım ama
127	Idioms	excuse/pardon my french expr.	ayıptır söylemesi
128	Idioms	excuse/pardon my french expr.	ağzımı bozduğum için özür dilerim
129	Idioms	excuse/pardon my french expr.	bayramlık ağzımı açtıracaklar bana
Speaking
130	Speaking	excuse me sir? expr.	afedersiniz bayım?
131	Speaking	if you will excuse me expr.	anlayışınıza sığınarak
132	Speaking	if you excuse me expr.	anlayışınıza sığınarak
133	Speaking	would you excuse us please? expr.	bize müsaade (özellikle bir yerden ayrılırken)
134	Speaking	will you excuse us for a moment? expr.	bize biraz müsaade eder misiniz?
135	Speaking	can you please excuse me a second? expr.	bana biraz izin verir misiniz?
136	Speaking	would you excuse us for a moment? expr.	bize biraz izin verir misiniz?
137	Speaking	will you excuse us? expr.	bize izin verir misiniz?
138	Speaking	will you excuse us please? expr.	bize müsaade (özellikle bir yerden ayrılırken)
139	Speaking	could you excuse us please? expr.	bize müsaade (özellikle bir yerden ayrılırken)
140	Speaking	can you excuse us please? expr.	bize müsaade (özellikle bir yerden ayrılırken)
141	Speaking	excuse the mess expr.	dağınıklık için beni affedin
142	Speaking	excuse me for the mess expr.	dağınıklık için özür dilerim
143	Speaking	excuse me for the mess expr.	dağınıklık için beni affedin
144	Speaking	excuse the mess expr.	dağınıklık için özür dilerim
145	Speaking	could you excuse us please? expr.	izninizle! (özellikle bir yerden ayrılırken)
146	Speaking	if you'll excuse us expr.	izninizle
147	Speaking	will you excuse us please? expr.	izninizle! (özellikle bir yerden ayrılırken)
148	Speaking	if you excuse me expr.	izin verirseniz
149	Speaking	would you excuse us please? expr.	izninizle! (özellikle bir yerden ayrılırken)
150	Speaking	if you excuse me expr.	izin verirsen
151	Speaking	can you excuse us please? expr.	izninizle! (özellikle bir yerden ayrılırken)
152	Speaking	I'll excuse myself expr.	izninizi rica ediyorum
153	Speaking	excuse me expr.	izninle
154	Speaking	excuse me expr.	izninizle
155	Speaking	could you excuse us please? expr.	müsaadenizle! (özellikle bir yerden ayrılırken)
156	Speaking	if you excuse me expr.	müsaade ederseniz
157	Speaking	if you'll excuse me expr.	müsaade ederseniz
158	Speaking	if you'll excuse me expr.	müsaadenizle
159	Speaking	would you excuse us please? expr.	müsaadenizle! (özellikle bir yerden ayrılırken)
160	Speaking	will you excuse us please? expr.	müsaadenizle! (özellikle bir yerden ayrılırken)
161	Speaking	can you excuse us please? expr.	müsaadenizle! (özellikle bir yerden ayrılırken)
162	Speaking	now if you'll excuse us expr.	şimdi izninizle
163	Speaking	excuse me expr.	pardon
Law
164	Law	valid excuse n.	geçerli mazeret
165	Law	ignorance of the law does not excuse expr.	kanunu bilmemek mazeret değildir
166	Law	ignorance of the law does not excuse expr.	kanunu bilmemek mazeret sayılmaz
Social Sciences
167	Social Sciences	bad apples excuse n.	kurunun yanında yaşın da yanması
168	Social Sciences	few bad apples excuse n.	kurunun yanında yaşın da yanması
169	Social Sciences	bad apples excuse n.	(sınıf/toplum/grup vb) içerisindeki bazı kimselerin olumsuz yönlerinin diğerlerini de etkilemesi
170	Social Sciences	few bad apples excuse n.	(sınıf/toplum/grup vb) içerisindeki bazı kimselerin olumsuz yönlerinin diğerlerini de etkilemesi
Education
171	Education	student excuse form n.	öğrenci mazeret belgesi
Art
172	Art	excuse me n.	sürekli eşlerin değiştirildiği modası geçmiş bir dans türü
173	Art	excuse-me n.	sürekli eşlerin değiştirildiği modası geçmiş bir dans türü