kaybetmek

Sens de "kaybetmek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 40 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	kaybetmek	lose v.
It is now more than 1000 days into the Intifada and 3000 people have lost their lives. İntifada'nın üzerinden 1000 günden fazla zaman geçti ve 3000 kişi hayatını kaybetti. More Sentences
General
2	General	kaybetmek	waste v.
These are unacceptable conditions, but I must not waste any more time talking about this right now. Bunlar kabul edilemez koşullardır, ancak şu anda bu konuda konuşarak daha fazla zaman kaybetmemeliyim. More Sentences
3	General	kaybetmek	lose out v.
Will the small Member States lose out? Küçük Üye Devletler kaybedecek mi? More Sentences
4	General	kaybetmek	mislaid v.
I have mislaid my baggage. Bavulumu kaybettim. More Sentences
5	General	kaybetmek	forfeit v.
The rest is forfeited and goes back to the Member States. Geri kalanı kaybedilir ve Üye Devletlere geri döner. More Sentences
6	General	kaybetmek	lose v.
Should I give up making explanations of vote just because I have lost my voice? Sesimi kaybettim diye oy açıklamaları yapmaktan vazgeçmeli miyim? More Sentences
Technical
7	Technical	kaybetmek	lose v.
What we have to avoid when we are in the Commission, in Brussels, is losing contact with reality. Komisyon'da, Brüksel'de bulunduğumuz sırada kaçınmamız gereken şey, gerçeklikle bağlantımızı kaybetmektir. More Sentences
General
8	General	kaybetmek	chuck away v.
9	General	kaybetmek	melt away v.
10	General	kaybetmek	slip v.
11	General	kaybetmek	cast v.
12	General	kaybetmek	lost v.
13	General	kaybetmek	get lost v.
14	General	kaybetmek	got lost v.
15	General	kaybetmek	deceive v.
16	General	kaybetmek	mislay v.
17	General	kaybetmek	misplace v.
18	General	kaybetmek	fail to keep possession of v.
19	General	kaybetmek	amit [obsolete] v.
20	General	kaybetmek	leese v.
21	General	kaybetmek	mislocate v.
22	General	kaybetmek	impatronize [obsolete] v.
23	General	kaybetmek	impatronise [obsolete] v.
24	General	kaybetmek	drop v.
25	General	kaybetmek	disappear v.
Phrasals
26	Phrasals	kaybetmek	bleed out v.
27	Phrasals	kaybetmek	bargain away v.
Colloquial
28	Colloquial	kaybetmek	be beat v.
Idioms
29	Idioms	kaybetmek	come to the ground v.
30	Idioms	kaybetmek	come by the worst v.
31	Idioms	kaybetmek	come off worse v.
32	Idioms	kaybetmek	come off worst v.
33	Idioms	kaybetmek	end up with the short straw v.
34	Idioms	kaybetmek	have the worst of v.
35	Idioms	kaybetmek	draw/pick the short straw v.
36	Idioms	kaybetmek	take the long count [dated] v.
37	Idioms	kaybetmek	take the L v.
Sport
38	Sport	kaybetmek	loss v.
Archaic
39	Archaic	kaybetmek	lese v.
40	Archaic	kaybetmek	forlese v.

Sens de "kaybetmek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	cesaretini kaybetmek	lose heart v.
On the other hand, even if the Galicians have made little progress in their cruel work, they do not lose heart. Öte yandan Galiçyalılar acımasız çalışmalarında çok az ilerleme kaydetmiş olsalar da cesaretlerini kaybetmiyorlar. More Sentences
2	General	izini kaybetmek	lose track of v.
I've lost track of him. Onun izini kaybettim. More Sentences
3	General	güven kaybetmek	lose confidence v.
There is a risk that investors will lose confidence in it. Yatırımcıların güvenini kaybetme riski vardır. More Sentences
4	General	bahsi kaybetmek	lose the bet v.
She lost the bet. O, bahsi kaybetti. More Sentences
5	General	dengesini kaybetmek	overbalance v.
The first time I tried out my new bike I overbalanced and fell off. Yeni bisikletimi ilk denediğimde dengemi kaybedip düştüm. More Sentences
6	General	vakit kaybetmek	lose time v.
You'll lose time. Sen vakit kaybedeceksin. More Sentences
7	General	yolunu kaybetmek	get lost v.
He got lost on his way here. Buraya gelirken yolunu kaybetti. More Sentences
8	General	kan kaybetmek	lose blood v.
We are continuously losing blood. Sürekli kan kaybediyoruz. More Sentences
9	General	zaman kaybetmek	lose time v.
We have had some problems of interpretation here and we have lost time on both sides. Burada bazı yorumlama sorunları yaşadık ve her iki tarafta da zaman kaybettik. More Sentences
10	General	itibarını kaybetmek	lose face v.
You still have the chance to decide for the common future of a greater Europe without losing face. Hâlâ, itibarınızı kaybetmeden daha büyük bir Avrupa'nın ortak geleceği için karar verme şansına sahipsiniz. More Sentences
11	General	cesaretini kaybetmek	lose courage v.
We shouldn't lose courage. Cesaretimizi kaybetmemeliyiz. More Sentences
12	General	kan kaybetmek	bleed v.
The dog is bleeding. Köpek kan kaybediyor. More Sentences
13	General	değer kaybetmek	depreciate v.
When a currency depreciates, that has an inflationary effect on the economy of the country of the currency. Bir para birimi değer kaybettiğinde, bu durum para biriminin ait olduğu ülkenin ekonomisi üzerinde enflasyonist bir etki yaratır. More Sentences
14	General	kendini kaybetmek	break down v.
I'm trying really hard not to break down in front of you. Senin önünde kendimi kaybetmeyeyim diye gerçekten çok çabalıyorum. More Sentences
15	General	gözden kaybetmek	lose sight of v.
He lost sight of the bird. O, kuşu gözden kaybetti. More Sentences
16	General	davayı kaybetmek	lose a case v.
This lawyer has never lost a case. Bu avukat hiç dava kaybetmedi. More Sentences
17	General	arabanın kontrolünü kaybetmek	lose control of (the car) v.
Tom lost control of his car and crashed into a wall. Tom arabasının kontrolünü kaybetti ve bir duvara çarptı. More Sentences
18	General	güç kaybetmek	lose power v.
The Taliban may have lost power, but their spirit still haunts Afghanistan. Taliban gücünü kaybetmiş olabilir, ancak ruhları hala Afganistan'ın peşini bırakmıyor. More Sentences
19	General	kontrolü kaybetmek	lose control v.
I lost control. Kontrolü kaybettim. More Sentences
20	General	para kaybetmek	lose money v.
She's afraid of losing money. Para kaybetmekten korkuyor. More Sentences
21	General	puan kaybetmek	lose point v.
Don't give in too fast, or you'll lose points. Çok çabuk pes etmeyin, yoksa puan kaybedersiniz. More Sentences
22	General	umudunu kaybetmek	lose hope v.
Tom is starting to lose hope. Tom umudunu kaybetmeye başlıyor. More Sentences
23	General	umudunu kaybetmek	abandon hope v.
Don't abandon hope. Umudunuzu kaybetmeyin. More Sentences
24	General	umudunu kaybetmek	give up hope v.
For my part, I do not wish to give up hope. Kendi adıma, umudumu kaybetmek istemiyorum. More Sentences
25	General	hakkını kaybetmek	lose the right v.
National parliaments lose the right to ratify international treaties without this House gaining that right. Ulusal parlamentolar, bu Meclis bu hakkı elde etmeden uluslararası anlaşmaları onaylama hakkını kaybeder. More Sentences
26	General	davayı kaybetmek	lose the case v.
I have lost the case after all. Sonuçta davayı kaybettim. More Sentences
27	General	ümidini kaybetmek	give up hope v.
Tom hasn't given up hope. Tom ümidini kaybetmedi. More Sentences
28	General	müşteri kaybetmek	lose customer v.
For some reason, we seem to be losing customers. Bazı nedenlerden dolayı, müşteri kaybediyor gibi görünüyoruz. More Sentences
29	General	hayatını kaybetmek	pass away v.
Tom passed away last week. Tom geçen hafta hayatını kaybetti. More Sentences
30	General	yarışı kaybetmek	lose the race v.
There's a good chance that Tom will lose the race. Tom'un yarışı kaybetme ihtimali yüksek. More Sentences
31	General	cesaretini kaybetmek	discourage v.
Tom thinks Mary is discouraged. Tom, Mary'nin cesaretini kaybettiğini düşünüyor. More Sentences
32	General	hızla kaybetmek	haemorrhage v.
The workers haemorrhaged jobs during the recession. İşçiler ekonomik durgunluk sırasında işlerini hızla kaybetmişlerdir. More Sentences
Phrasals
33	Phrasals	(belli bir sayıyla, payla, farkla) kaybetmek	lose by v.
We lost by a score of three to one. Bire karşı üç sayıyla kaybettik. More Sentences
Colloquial
34	Colloquial	cesaretini kaybetmek	lose heart v.
Despite everything that has happened, we have a duty not to lose heart. Yaşanan her şeye rağmen, cesaretimizi kaybetmemek gibi bir görevimiz var. More Sentences
Idioms
35	Idioms	cesaretini kaybetmek	lose heart v.
Don't lose heart now. Şimdi cesaretini kaybetme. More Sentences
36	Idioms	çok para kaybetmek	lose a bundle v.
We lost a bundle. Çok para kaybettik. More Sentences
37	Idioms	itibarını kaybetmek	lose face v.
You still have the chance to decide for the common future of a greater Europe without losing face. Hâlâ daha büyük bir Avrupa'nın ortak geleceği için itibarınızı kaybetmeden karar verme şansına sahipsiniz. More Sentences
38	Idioms	irtibatını kaybetmek	lose touch with v.
Layla lost touch with Sami. Layla, Sami ile irtibatını kaybetti. More Sentences
39	Idioms	itibarını kaybetmek	fall into disgrace v.
When he fell into disgrace, all his friends abandoned him. O, itibarını kaybettiğinde bütün arkadaşları onu terk etti. More Sentences
Common Usage
40	Common Usage	ceza olarak kaybetmek	forfeit v.
41	Common Usage	kendini kaybetmek	lose oneself v.
General
42	General	amacın kaybetmek olduğu oyun	giveaway n.
43	General	ceza olarak kaybetmek	forfeit v.
44	General	tazeliğini kaybetmek	lose freshness v.
45	General	şeklini kaybetmek	dematerialize v.
46	General	vakit kaybetmek	tarry v.
47	General	sayı ile kazanmak ya da kaybetmek	point v.
48	General	biri eskiden sahip olduğu para ve prestijini kaybetmek	come down in the world v.
49	General	yolunu kaybetmek	lose one's bearings v.
50	General	cesaretini kaybetmek	lose one's nerve v.
51	General	bekaretini kaybetmek	lose one's virginity v.
52	General	kumarda para kaybetmek	gamble away v.
53	General	hızını kaybetmek	slacken v.
54	General	kendini kaybetmek	be beside oneself with v.
55	General	yolunu kaybetmek	lose one's way v.
56	General	cesaretini kaybetmek	collapse v.
57	General	gözden kaybetmek (birini/bir hayvanı)	lose sight of v.
58	General	yolunu kaybetmek	stray v.
59	General	düzenini kaybetmek	deteriorate beyond recovery v.
60	General	kendini kaybetmek	lose consciousness v.
61	General	prestijini kaybetmek	lose one's prestige v.
62	General	cesaretini kaybetmek	quail v.
63	General	akıl dengesini kaybetmek	lose mental balance v.
64	General	izini kaybetmek	lose tract v.
65	General	anlamını kaybetmek	become meaningless v.
66	General	kumarda koyduğu parayı kaybetmek	lose one's stake v.
67	General	hayatını kaybetmek	lose one's life v.
68	General	önemini kaybetmek	dwindle v.
69	General	önemini kaybetmek	lose its significance v.
70	General	sertliğini kaybetmek	let up v.
71	General	sayı ile kaybetmek	lose on points v.
72	General	kendini kaybetmek	be overwhelmed v.
73	General	itidalini kaybetmek	lose one's temper v.
74	General	varını yoğunu kaybetmek	lose one's all v.
75	General	kontrolunü kaybetmek	dissolve v.
76	General	anlamını kaybetmek	lose its meaning v.
77	General	fırtına hızını kaybetmek	spend itself v.
78	General	gücünü kaybetmek	falter v.
79	General	su kaybetmek	dehydrate v.
80	General	itibarını kaybetmek	lose one's reputation v.
81	General	hızını kaybetmek	falter v.
82	General	yerini kaybetmek	lose one's seat v.
83	General	kontrolünü kaybetmek	lose one's control v.
84	General	kendini kaybetmek	be beside oneself v.
85	General	kısa bir süre için şuurunu kaybetmek	black out v.
86	General	kıl payı kaybetmek	lose by a hair's breadth v.
87	General	güven kaybetmek	lose trust v.
88	General	kumarda kaybetmek	gamble something away v.
89	General	dengesini kaybetmek	lose one's balance v.
90	General	işini ağırdan alarak vakit kaybetmek	dawdle v.
91	General	ruhsatını kaybetmek	forfeit one's licence v.
92	General	kendini kaybetmek	fly into a rage v.
93	General	sağlığını kaybetmek	decay v.
94	General	yazı turada kaybetmek	lose the toss v.
95	General	cesaretini kaybetmek	wilt v.
96	General	irtifa kaybetmek	lose height v.
97	General	irtifa kaybetmek	lose altitude v.
98	General	dengeyi kaybetmek	lose the balance v.
99	General	dengesini kaybetmek	stumble over v.
100	General	servet kaybetmek	lose one's wealth v.
101	General	servetini kaybetmek	lose one's wealth v.
102	General	aracın kontrolünü kaybetmek	lose control of (the vehicle) v.
103	General	konstrasyonunu kaybetmek	lose one's concentration v.
104	General	güvenini kaybetmek	lose one's trust v.
105	General	birinin güvenini kaybetmek	lose one's trust v.
106	General	hafızasını kaybetmek	lose one's memory v.
107	General	yerini kaybetmek	lose one's place v.
108	General	mücadele yeteneğini kaybetmek	lose one's capacity to cope v.
109	General	mücadele yeteneğini kaybetmek	fall apart to pieces v.
110	General	pazarını kaybetmek	lose one's market v.
111	General	performans kaybetmek	lose performance v.
112	General	ivme kaybetmek	lose speed v.
113	General	ivme kaybetmek	be on decline v.
114	General	ivme kaybetmek	lose acceleration v.
115	General	pazar kaybetmek	lose one's market v.
116	General	kolunu kaybetmek	lose one's arm v.
117	General	prestij kaybetmek	lose prestige v.
118	General	ihale kaybetmek	lose a tender v.
119	General	motivasyonu kaybetmek	lose motivation v.
120	General	umut kaybetmek	lose hope v.
121	General	savaş kaybetmek	lose war v.
122	General	hakkını kaybetmek	forfeit the right v.
123	General	hakkını kaybetmek	lose out on v.
124	General	hakkını kaybetmek	lose the chance v.
125	General	hakkını kaybetmek	miss out on v.
126	General	hakkını kaybetmek	fail to benefit from v.
127	General	ümidini kaybetmek	lose one's hope v.
128	General	etkisini kaybetmek	lose one's influence v.
129	General	nüfuzunu kaybetmek	lose one's influence (over) v.
130	General	etkisini kaybetmek	lose one's effect v.
131	General	kendine olan güvenini kaybetmek	lose one's self-confidence v.
132	General	kendine güvenini kaybetmek	lose one's self-confidence v.
133	General	kendine olan saygısını kaybetmek	lose one's self-respect v.
134	General	zarda kaybetmek	dice v.
135	General	kendini kaybetmek	lose oneself v.
136	General	ereksiyon kaybetmek	lose erection v.
137	General	değer kaybetmek	suffer v.
138	General	direncini kaybetmek	lose one’s resistance v.
139	General	bilincini kaybetmek	go into a coma v.
140	General	değerinden kaybetmek	lose in value v.
141	General	rağbetini kaybetmek	lose favour v.
142	General	maldan kaybetmek	lose on the goods v.
143	General	rağbetini kaybetmek	go out of favour v.
144	General	kullanılma değerini kaybetmek	lose usefulness v.
145	General	birisiyle olan bağlantısını kaybetmek	lose touch with v.
146	General	birisiyle olan bağlantısını kaybetmek	lose contact with v.
147	General	birisiyle olan temasını kaybetmek	lose touch with v.
148	General	birisiyle olan temasını kaybetmek	lose contact with v.
149	General	izini kaybetmek	lose all trace of v.
150	General	geçerliliğini kaybetmek	lose validity v.
151	General	ambulans beklerken hayatını kaybetmek	die while waiting for an ambulance v.
152	General	ambulans beklerken hayatını kaybetmek	die waiting for an ambulance v.
153	General	değerini kaybetmek	decrease in value v.
154	General	kanserle savaşını kaybetmek	lose one's battle with cancer v.
155	General	değerini kaybetmek	depreciate v.
156	General	değerini kaybetmek	cheapen v.
157	General	kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmek	die in the hospital where he/she was taken v.
158	General	değerini kaybetmek	lose in value v.
159	General	kanserle olan savaşını kaybetmek	lose one's battle against cancer v.
160	General	kanserle savaşını kaybetmek	lose one's battle against cancer v.
161	General	kanserle olan savaşını kaybetmek	lose one's battle with cancer v.
162	General	değer kaybetmek	cheapen v.
163	General	değer kaybetmek	decrease in value v.
164	General	değer kaybetmek	lose in value v.
165	General	özünü kaybetmek	lose its essence v.
166	General	umudunu kaybetmek	give up one's hope v.
167	General	umudunu kaybetmek	lose one's hope v.
168	General	şansını kaybetmek	lose one's chance v.
169	General	özgüvenini kaybetmek	lose one's self confidence v.
170	General	direksiyon hakimiyetini kaybetmek	lose steering control v.
171	General	ümidini kaybetmek	give up one's hope v.
172	General	direksiyonun hakimiyetini kaybetmek	lose steering control v.
173	General	sayı kaybetmek	lose the point v.
174	General	bir numarayla kaybetmek	be down to one number v.
175	General	kilo kaybetmek	lose weight v.
176	General	izini kaybetmek	lose trace of someone v.
177	General	ihaleyi kaybetmek	lose the tender v.
178	General	bilincini kaybetmek	lose one's consciousness v.
179	General	sonsuza dek kaybetmek	lose forever v.
180	General	ilelebet kaybetmek	lose forever v.
181	General	yasallığını kaybetmek	lose its legitimacy v.
182	General	hırsını kaybetmek	lose one's passion v.
183	General	-ile irtibatı kaybetmek	fall out of touch with v.
184	General	çok para kaybetmek	lose a lot of money v.
185	General	inancını kaybetmek	lose one's confidence v.
186	General	inancını kaybetmek	lose one's belief v.
187	General	inancını kaybetmek	lose one's faith v.
188	General	bakireliğini kaybetmek	lose one's virginity v.
189	General	yerle iletişimi kaybetmek	lose communication with the ground v.
190	General	birisini kaybetmek	lose someone v.
191	General	birini kaybetmek	lose someone v.
192	General	çok yakın birisini/birini kaybetmek	lose someone so close v.
193	General	%1 değer kaybetmek/yitirmek	fall by 1.0 percent v.
194	General	güçlerini kaybetmek	lose one’s powers v.
195	General	birkaç parmağını kaybetmek	lose one’s several fingers v.
196	General	buzlu yolda kontrolünü kaybetmek	lose control on the icy road v.
197	General	tüm parasını kaybetmek	lose all one’s money v.
198	General	etkinliğini kaybetmek	lose one's activity v.
199	General	etkinliğini kaybetmek	lose one's efficiency v.
200	General	işini kaybetmek	lose one's job v.
201	General	inancını kaybetmek	lose one’s faith v.
202	General	hissesini kaybetmek	lose one’s share v.
203	General	değer kaybetmek	lose value v.
204	General	önemini kaybetmek	lose its importance v.
205	General	bir arkadaşını çete kavgasında kaybetmek	lose a friend to gang violence v.
206	General	çok para kaybetmek/yitirmek	lose a lot of money v.
207	General	çok zaman kaybetmek	lose a lot of time v.
208	General	-e kaybetmek	lose to v.
209	General	irtibatını kaybetmek	lose track of v.
210	General	arabasının kontrolünü kaybetmek	lose control of one's car v.
211	General	arabanın kontrolünü kaybetmek	lose control of one's car v.
212	General	unvanı kaybetmek	lose the title v.
213	General	sevdiği birini kaybetmek	lose somebody he/she loves v.
214	General	sevdiği birisini kaybetmek	lose somebody he/she loves v.
215	General	motivasyonunu kaybetmek	lose one's motivation v.
216	General	irtibatı kaybetmek	lose communication v.
217	General	irtibatı kaybetmek	lose contact v.
218	General	yirmibir oyununda (eldeki kartlar toplamı) 21'i geçip yanmak/kaybetmek	bust v.
219	General	bütün ailesini kaybetmek	lose one's entire family v.
220	General	bütün ailesini bir kazada kaybetmek	lose one's entire family in an accident v.
221	General	tüm ailesini kaybetmek	lose one's entire family v.
222	General	aldığı darbeyle sendelemek/dengesini kaybetmek	reel back from the blow v.
223	General	hareket halindeki bir araçtan açılan ateş sonucu hayatını kaybetmek	be killed by a drive by shooting v.
224	General	bilincini kaybetmek	black out v.
225	General	geçici olarak bilincini kaybetmek	black out v.
226	General	geçici olarak hafızasını kaybetmek	black out v.
227	General	oyunu kaybetmek	lose the game v.
228	General	kontrolünü kaybetmek	lose control of oneself v.
229	General	kendini kaybetmek	lose control of oneself v.
230	General	şeklini kaybetmek	dematerialise v.
231	General	aktüalitesini kaybetmek	lose its actuality v.
232	General	akrabasını kaybetmek	lose one's relative v.
233	General	yakınını kaybetmek	lose one's relative v.
234	General	itibar kaybetmek	lose reputation v.
235	General	kan kaybetmek	bleed out v.
236	General	kolyesini kaybetmek	lose one's necklace v.
237	General	kalem kaybetmek	lose a pencil v.
238	General	meşruiyetini kaybetmek	lose its legitimacy v.
239	General	(sıcaklık/rüzgar) etkisini kaybetmek	spend itself v.
240	General	kendini kaybetmek	tailspin v.
241	General	saçma bir işle zaman kaybetmek	thrum caps [obsolete] v.
242	General	toplumdaki yerini kaybetmek	lose caste v.
243	General	önemini kaybetmek	trail v.
244	General	sosyal uyumu kaybetmek	atomise v.
245	General	sosyal uyumu kaybetmek	atomize v.
246	General	(kıskançlık/haset yüzünden) sağduyusu kaybetmek	jaundice v.
247	General	kendine hakimiyeti kaybetmek	undo v.
248	General	esas özelliklerini kaybetmek	unessence v.
249	General	bilgiyi kaybetmek	unknow v.
250	General	canlılığını kaybetmek	languish v.
251	General	ısı kaybetmek	unwarm v.
252	General	sarhoşluktan kendini kaybetmek	zonk v.
253	General	önemini kaybetmek	eviscerate v.
254	General	ruhunu kaybetmek	exanimate [obsolete] v.
255	General	sıkılığını, kuvvetini veya yoğunluğunu kaybetmek	sag v.
256	General	cesaretini kaybetmek	quayd [obsolete] v.
257	General	(yaşamsal bir şeyi) giderek kaybetmek	bleed v.
258	General	nemini kaybetmek	wither v.
259	General	yolunu kaybetmek	wilder v.
260	General	güncellik kaybetmek	fall from favor v.
261	General	aptallığı yüzünden kaybetmek	blunder (away) v.
262	General	dikkatsizlik nedeniyle kaybetmek	blunder (away) v.
263	General	düşüncesizlik nedeniyle kaybetmek	blunder (away) v.
264	General	ana hatlarını kaybetmek	melt (into) v.
265	General	netliğini kaybetmek	faint v.
266	General	(değerli bir şeyi) hızla ve büyük miktarda kaybetmek	hemorrhage v.
267	General	çok para kaybetmek	hemorrhage v.
268	General	sırasını kaybetmek	break v.
269	General	zar atıp kaybetmek	miss v.
270	General	(ölümle) kaybetmek	bury v.
271	General	kendini kaybetmek	give way v.
272	General	kontrolünü kaybetmek	give way v.
273	General	irtifa kaybetmek	mush v.
274	General	hücum açısı normalde kazanımı gösterdiğinde irtifa kaybetmek	mush v.
275	General	gücünü kaybetmek	go v.
276	General	sağlığını kaybetmek	go to pieces v.
277	General	fiziksel formunu kaybetmek	decondition v.
278	General	niteliğini kaybetmek	degenerate v.
279	General	niteliğini kaybetmek	degrade v.
280	General	kurum/kuruluş statüsünü kaybetmek	deinstitutionalize [us] v.
281	General	kurum/kuruluş statüsünü kaybetmek	deinstitutionalise [uk] v.
282	General	doğal yapısını kaybetmek	denature v.
283	General	damlama nedeniyle nem kaybetmek	guttate v.
284	General	eski performansını kaybetmek	rot v.
285	General	terbiyesini kaybetmek	rusticate v.
286	General	kibarlığını kaybetmek	rusticate v.
287	General	değer kaybetmek	imbase [obsolete] v.
288	General	sırasını kaybetmek	disform v.
289	General	bir şeye ilgisini kaybetmek	disinteress v.
290	General	parlaklığını kaybetmek	dislustre v.
291	General	umudunu kaybetmek	dispond [obsolete] v.
292	General	cesaretini kaybetmek	dispond [obsolete] v.
293	General	karakteristik özelliklerini kaybetmek	die v.
294	General	cesaretini kaybetmek	droop v.
295	General	nemini kaybetmek	parch v.
296	General	kontrolü kaybetmek	lose command over v.
297	General	çekiciliğini kaybetmek	date v.
298	General	canını kaybetmek	deaden v.
299	General	önemini kaybetmek	fine v.
300	General	üzerindeki hakkını kaybetmek	forego v.
301	General	(kısa devre sonucu) yönünü kaybetmek	short-circuit v.
302	General	değerini kaybetmek	sink v.
303	General	(su) tuzluluğunu kaybetmek	freshen v.
304	General	(buz üzerinde) kayıp dengesini kaybetmek	skite v.
305	General	dengesini kaybetmek	slide v.
306	General	yoğunluğunu kaybetmek	slough v.
307	General	kütle kaybetmek	lose mass v.
308	General	insanlığa dair inancını kaybetmek	lose faith in humanity v.
309	General	kalitesini kaybetmek	age poorly v.
310	General	eski kalitesini kaybetmek	age poorly v.
311	General	kalitesini kaybetmek	age badly v.
312	General	eski kalitesini kaybetmek	age badly v.
Phrasals
313	Phrasals	etkisini kaybetmek	ramp down v.
314	Phrasals	ceza olarak kaybetmek	throw over v.
315	Phrasals	gelişigüzel üreme sonucu ayırt edici cins özelliklerini kaybetmek	run out v.
316	Phrasals	ilgisini kaybetmek	turn off v.
317	Phrasals	sosyal statüsünü/toplumdaki yerini kaybetmek	come down v.
318	Phrasals	bir şeyde (maç vb) kaybetmek	lose at something v.
319	Phrasals	bir şeyi bir şeyin içinde kaybetmek	lose something in something v.
320	Phrasals	bilincini kaybetmek	go blank v.
321	Phrasals	hakkını kaybetmek	miss out on v.
322	Phrasals	işini ağırdan alarak vakit kaybetmek	dawdle something away v.
323	Phrasals	işini ağırdan alarak vakit kaybetmek	dawdle about v.
324	Phrasals	işini ağırdan alarak vakit kaybetmek	dawdle over something v.
325	Phrasals	(maçı vb) on sayıyla kaybetmek	lose by ten points v.
326	Phrasals	yolunu kaybetmek	go astray v.
327	Phrasals	-e kaybetmek	lose out to someone or something v.
328	Phrasals	değer kaybetmek	slip down v.
329	Phrasals	(yediği yumruk yüzünden) dengesini kaybetmek	reel back (from something) v.
330	Phrasals	bilincini kaybetmek	go out v.
331	Phrasals	bilincini kaybetmek	go under v.
332	Phrasals	konsantrasyonunu/dikkatini kaybetmek	switch off v.
333	Phrasals	açık ara kaybetmek	wipe out v.
334	Phrasals	(bir şey) üzerinde vakit harcamak/kaybetmek	loiter over (something) v.
335	Phrasals	(bir şeydeki) şansını kaybetmek	lose out in (something) v.
336	Phrasals	(bir şeyi) kaybetmek/kaçırmak	lose out in (something) v.
337	Phrasals	birini aniden ortadan yok etmek/kaybetmek	sweep off v.
338	Phrasals	(birine/bir şeye) olan ilgisini kaybetmek	sour on (someone or something) v.
339	Phrasals	(birine/bir şeye) karşı hevesini kaybetmek	sour on (someone or something) v.
340	Phrasals	birine/bir şeye takılıp dengesini kaybetmek	stumble over someone or something v.
341	Phrasals	(kar veya sis nedeniyle) görüşü kaybetmek	white out v.
342	Phrasals	çok fazla yazarak ilhamını kaybetmek	write out v.
343	Phrasals	-den kan kaybetmek	bleed from v.
344	Phrasals	bir yerden kan kaybetmek	bleed from something v.
345	Phrasals	(bir yerden) kan kaybetmek	bleed from (somewhere) v.
346	Phrasals	kan kaybından hayatını kaybetmek	bleed out v.
347	Phrasals	hızla kaybetmek	bleed out v.
348	Phrasals	dikkatini kaybetmek	check out v.
349	Phrasals	işini ağırdan alarak vakit kaybetmek	dawdle over v.
350	Phrasals	görüntüyü ve/veya sesi yavaş yavaş ekrandan/yayından çıkarmak/kaybetmek	fade something out v.
351	Phrasals	görüntüyü ve/veya sesi yavaş yavaş kaybetmek	fade something out v.
352	Phrasals	görüntüyü ve/veya sesi zayıflatıp kaybetmek	fade something out v.
353	Phrasals	birine/bir şeye takılıp dengesini kaybetmek	fall over someone or something v.
354	Phrasals	kendini kaybetmek	fall to (something) v.
355	Phrasals	kontrolünü kaybetmek	fall to (something) v.
356	Phrasals	bilincini kaybetmek	go off v.
357	Phrasals	işini kaybetmek	get through [dialect] v.
358	Phrasals	geçerliğini kaybetmek	run out v.
359	Phrasals	(birine/bir şeye) inancını kaybetmek	give up on (someone or something) v.
360	Phrasals	güldüğü/dalga geçtiği/ciddi olmadığı için (bir fırsatı) kaybetmek	laugh out of v.
361	Phrasals	güldüğü/dalga geçtiği için (bir şey) hakkını kaybetmek	laugh out of v.
362	Phrasals	üzerinde vakit harcamak/kaybetmek	loiter over v.
363	Phrasals	-de (maç, oyun) kaybetmek	lose at v.
364	Phrasals	bir şeyde (kumarda) bir şey kaybetmek	lose something at something v.
365	Phrasals	ile kaybetmek	lose by v.
366	Phrasals	-de kaybetmek	lose in v.
367	Phrasals	(bir şey) şansını kaybetmek	lose out on (something) v.
368	Phrasals	(bir şey) hakkını kaybetmek	lose out on (something) v.
369	Phrasals	(bir şey) hakkını/şansını kaybetmek	miss out on (something) v.
370	Phrasals	dengesini kaybetmek	reel back v.
371	Phrasals	(bir şeyi) kaybetmek	slattern away (something) [obsolete] v.
372	Phrasals	(bir süre) hızını kaybetmek	stall for (something) v.
373	Phrasals	önemini kaybetmek	tail down v.
374	Phrasals	yoğunluğunu kaybetmek	cool off v.
375	Phrasals	görüşünü kaybetmek	film over v.
376	Phrasals	heyecanını kaybetmek	fizzle out v.
Phrases
377	Phrases	kazanmak da var kaybetmek de	c'est la guerre [french] interj.
Proverb
378	Proverb	sevip de kaybetmek hiç sevmemekten daha iyidir	it is better to have loved and lost than never to have lost at all
379	Proverb	sevip de kaybetmek sevmemiş olmaktan iyidir	it is better to have loved and lost than never to have loved at all
380	Proverb	itibarı kazanmak zor, kaybetmek kolaydır	a good name is sooner lost than won
381	Proverb	saygınlığı kazanmak zor, kaybetmek kolaydır	a good name is sooner lost than won
382	Proverb	itibarı/saygınlığı kaybetmek kazanmaktan kolaydır	a good name is sooner lost than won
383	Proverb	itibarı kazanmak uzun kaybetmek kısa sürer	a good name is sooner lost than won
Colloquial
384	Colloquial	tüm parasını kaybetmek	blow (one's) load v.
385	Colloquial	kendini kaybetmek	blow (one's) load v.
386	Colloquial	tüm parasını kaybetmek	blow (one's) wad v.
387	Colloquial	kendini kaybetmek	blow (one's) wad v.
388	Colloquial	bir gözünü kaybetmek	lose an eye v.
389	Colloquial	çok para kaybetmek	drop a lot of money v.
390	Colloquial	herşeyini kaybetmek	lose one's shirt v.
391	Colloquial	ilgisini kaybetmek	become disinterested v.
392	Colloquial	kendini kaybetmek	lose one's head v.
393	Colloquial	kendini kaybetmek	lose oneself v.
394	Colloquial	ümidini kaybetmek	lose heart v.
395	Colloquial	zar oyununda kaybetmek	crap out v.
396	Colloquial	kontrolü kaybetmek	get (one's) freak on [us] v.
397	Colloquial	büyük farkla kaybetmek	get a hammering v.
398	Colloquial	büyük farkla kaybetmek	get a pasting v.
399	Colloquial	fırsatı kaybetmek	do (one's) dash v.
400	Colloquial	kontrolü kaybetmek	go (out) wilding v.
401	Colloquial	akli dengesini kaybetmek	go dotty v.
402	Colloquial	aklını/kendini kaybetmek	go moggy [south africa] v.
403	Colloquial	kontrolü kaybetmek	go moggy [south africa] v.
404	Colloquial	aklını kaybetmek/yitirmek	go potty [uk] v.
405	Colloquial	kontrolü kaybetmek	go wilding v.
406	Colloquial	kontrolü kaybetmek	go out wilding v.
407	Colloquial	açık ara yenilmek/kaybetmek	take a hammering v.
408	Colloquial	tutkuyu kaybetmek	cool off v.
409	Colloquial	iskambilde tüm kartlarını kaybetmek	mill out v.
410	Colloquial	konsantrasyonunu/odağını kaybetmek	space out v.
411	Colloquial	şansını kaçırmak/kaybetmek	tear it v.
412	Colloquial	soğukkanlılığını kaybetmek	lose it v.
413	Colloquial	iradesini kaybetmek	lose it v.
414	Colloquial	(beysbolda) koşucu veya atıcı olarak pozisyon kaybetmek/oyun dışı kalmak	be out v.
415	Colloquial	(belli bir miktar para) kaybetmek	be out (some amount of money) v.
416	Colloquial	belli bir miktar para kaybetmek	be out an amount of money v.
417	Colloquial	duygularının kontrolünü kaybetmek	wig v.
418	Colloquial	(birinin/bir şeyin) yokluğunda işlevini kaybetmek	be lost without (someone or something) v.
419	Colloquial	iştahını kaybetmek	be off (one's) feed v.
420	Colloquial	iştahını kaybetmek	be off your food v.
421	Colloquial	iştahını kaybetmek	be off feed v.
422	Colloquial	kendini kaybetmek	become unglued v.
423	Colloquial	bir şeyi kaybetmek	blow something v.
424	Colloquial	hileyle elindekileri kaybetmek/karşısındakine yedirmek	get euchred out of v.
425	Colloquial	ilgisini kaybetmek	congeal v.
426	Colloquial	hayatını kaybetmek	conk out v.
427	Colloquial	yer yer dikkatini kaybetmek	zone in and out v.
428	Colloquial	kazanmak da var kaybetmek de	(you) win a few, (you) lose a few expr.
429	Colloquial	kazanmak da var kaybetmek de	wsls (win some, lose some) expr.
Idioms
430	Idioms	kazanmak da var kaybetmek de	the way life goes n.
431	Idioms	kazanmak da var kaybetmek de	the way it goes n.
432	Idioms	kendini kaybetmek	be beside one's self v.
433	Idioms	savaşta kaybetmek	lick the dust v.
434	Idioms	kötü niyetle bilerek kaybetmek	play booty v.
435	Idioms	itibarını kaybetmek	lose ground v.
436	Idioms	popülerliğini kaybetmek	drop off the map v.
437	Idioms	kontrolünü kaybetmek	get off (one's) bike [australia/ireland/new zealand] v.
438	Idioms	kontrolünü kaybetmek	get off your bike [australia/ireland/new zealand] v.
439	Idioms	sürekli olarak para kaybetmek	be bleeding red ink v.
440	Idioms	kendini kaybetmek	blow a hype v.
441	Idioms	küçük bir zaferin/başarının peşinden koşup asıl savaşı/mücadeleyi kaybetmek	win the battle, but lose the war v.
442	Idioms	birkaç tahtasını kaybetmek	lose (one's) buttons v.
443	Idioms	kavgada kaybetmek/yenilmek	come by the worst v.
444	Idioms	kıl payı kaybetmek	lose by a short head v.
445	Idioms	burun farkıyla/ucu ucuna kaybetmek	lose by a short head v.
446	Idioms	küçük bir farkla/az bir farkla kaybetmek	lose by a short head v.
447	Idioms	işini kaybetmek üzere olmak	be for the chop v.
448	Idioms	kendini kaybetmek	clutch one's pearls v.
449	Idioms	kendini kaybetmek	clutch the pearls v.
450	Idioms	kendini kaybetmek	pearl-clutch v.
451	Idioms	kendini kaybetmek	pass out (cold) v.
452	Idioms	aklını kaybetmek	go out of one's mind v.
453	Idioms	aklını kaybetmek	lose one's mind v.
454	Idioms	ansızın kendini kaybetmek	go out like a light v.
455	Idioms	ansızın kendini kaybetmek	be out like a light v.
456	Idioms	az farkla/kıl payıyla kaybetmek	be pipped to the post v.
457	Idioms	az farkla/kıl payıyla kaybetmek	be pipped at the post v.
458	Idioms	burun farkı ile kaybetmek	lose by a neck v.
459	Idioms	bir şeyde para kaybetmek	lose money on something v.
460	Idioms	bayılıp bilincini kaybetmek	faint dead away v.
461	Idioms	çok para kaybetmek	be out of pocket v.
462	Idioms	cesaretini/azmini kaybetmek	lose the guts v.
463	Idioms	çok para kaybetmek	take a bath v.
464	Idioms	çok kaybetmek	end up with the short end of the stick v.
465	Idioms	dengesini kaybetmek	miss one's footing v.
466	Idioms	çok kaybetmek	come out the little end of the horn v.
467	Idioms	çok kaybetmek	come out of the little end of the horn v.
468	Idioms	forsunu kaybetmek	lose power v.
469	Idioms	fırsatı kaybetmek	let the chance slip by v.
470	Idioms	gücünü kaybetmek	fall from power v.
471	Idioms	forsunu kaybetmek	have no more influence v.
472	Idioms	güldüğü için hakkını/bir şeyi kaybetmek	laugh oneself out of something v.
473	Idioms	gücünü kaybetmek	fall into a decline v.
474	Idioms	hevesini kaybetmek	go cold on v.
475	Idioms	forsunu kaybetmek	lose popularity v.
476	Idioms	itidalini kaybetmek	blow one's stack v.
477	Idioms	itidalini kaybetmek	blow one's lid v.
478	Idioms	itidalini kaybetmek	blow one's top v.
479	Idioms	işlevini kaybetmek	go to pieces v.
480	Idioms	itidalini kaybetmek	blow one's fuse v.
481	Idioms	itidalini kaybetmek	explode with anger v.
482	Idioms	itidalini kaybetmek	blow a gasket v.
483	Idioms	irtibatını kaybetmek	lose contact with v.
484	Idioms	iyi durumunu kaybetmek	fall from grace v.
485	Idioms	itidalini kaybetmek	blow one's cork v.
486	Idioms	önemini kaybetmek	drop somebody's radar v.
487	Idioms	önemini kaybetmek	drop off the radar v.
488	Idioms	kontrolünü kaybetmek	come undone v.
489	Idioms	kumarda bir servet kaybetmek	gamble away a fortune v.
490	Idioms	kıl payı ile kaybetmek	lose by a neck v.
491	Idioms	kontrolü kaybetmek	break apart at the seams v.
492	Idioms	kendini kaybetmek	lose oneself v.
493	Idioms	kumarda bir servet kaybetmek	lose a fortune in gambling v.
494	Idioms	kontrolü kaybetmek	fall apart at the seams v.
495	Idioms	kendini kaybetmek	go to pieces v.
496	Idioms	kumarda bir servet kaybetmek	lose a fortune at gambling v.
497	Idioms	kendini kaybetmek	go nuts v.
498	Idioms	kendini kaybetmek	keel over v.
499	Idioms	kıl payı kaybetmek	lose by hair v.
500	Idioms	kıl payıyla kaybetmek	lose by a neck v.