length - Turc Anglais Dictionnaire

length

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "length" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 33 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
length n. uzunluk
A play of this length is certainly boring.
Bu uzunlukta bir oyun kesinlikle sıkıcı oluyor.

More Sentences
length n. boy
With the establishment of Fortress Europe, we are creating a new Iron Curtain running the length of Europe.
Avrupa Kalesi'nin kurulmasıyla birlikte Avrupa'yı boydan boya geçen yeni bir Demir Perde yaratıyoruz.

More Sentences
General
length n. süre
The overall length of the journey was 36 hours.
Yolculuğun toplam süresi 36 saatti.

More Sentences
length n. uzunluk
Do you know the length of your couch?
Kanepenizin uzunluğunu biliyor musunuz?

More Sentences
length n. boy
Our boat won by two lengths.
Teknemiz iki boy farkla kazandı.

More Sentences
length n. mesafe
This refusal is part of a much broader pattern, one of keeping the United Nations at arm's length.
Bu reddediş çok daha geniş bir kalıbın, Birleşmiş Milletleri kol mesafesinde tutmanın bir parçasıdır.

More Sentences
length n. uzun parça
He twisted a length of wire and taped it.
Uzun bir parça kabloyu büktü ve bantladı.

More Sentences
Technical
length n. boy
I like to wear my skirts knee length.
Eteklerimi diz boyu giymeyi severim.

More Sentences
length n. mesafe
This refusal is part of a much broader pattern, one of keeping the United Nations at arm's length.
Bu reddediş çok daha geniş bir kalıbın, Birleşmiş Milletler'i kol mesafesinde tutmanın bir parçasıdır.

More Sentences
Computer
length n. uzunluk
The test was conclusive and in all participating States, queues were of normal length.
Test sonuç verdi ve tüm katılımcı Devletlerde kuyruklar normal uzunluktaydı.

More Sentences
Automotive
length n. uzunluk
The criteria are, amongst others, the length of legal residence and adequate resources.
Bu kriterler, diğerlerinin yanı sıra, yasal ikamet süresinin uzunluğu ve yeterli kaynaklara sahip olmaktır.

More Sentences
Linguistics
length n. süre
Shortening the length of a part-session produces savings of just 1%.
Bir yarı-oturumun süresinin kısaltılması sadece %1 oranında tasarruf sağlar.

More Sentences
length n. uzunluk
Standardising the maximum lengths of buses will also reduce distortions of competition.
Otobüslerin azami uzunluklarının standartlaştırılması da rekabetin bozulmasını azaltacaktır.

More Sentences
General
length n. müddet
length n. parça
length n. miktar
length n. süre uzunluğu
Food Engineering
length n. mayalama sırasında ezilmiş arpadan çıkarılan malt hacmi
Math
length n. bir doğru parçasının iki ucu arasındaki mesafe
Physics
length n. akışkanlık
length n. sıvı bir karışım oluşturabilme
Linguistics
length n. sesli harf süresi
length n. hece süresi
Sport
length n. (kriket) topun yere çarpmadan önce kat ettiği mesafe
length n. (okçuluk) atış mesafesi
length n. (at yarışında) at uzunluğu
Card
length n. (briç) bir elde aynı cinsten en az dört kağıdın olması
length n. (briç) bir elde aynı cinsten en az dört kağıda sahip olma
Theatre
length n. 42 replik
Archaic
length n. laf kalabalığı
length n. söz uzunluğu
British Slang
length n. penis
length n. çük

Sens de "length" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
General
measure the length (of something) v. boy ölçmek
Tom measured the length of the board.
Tom panonun boyunu ölçtü.

More Sentences
discuss at length v. uzun uzadıya tartışmak
The demographic challenge constituted by the falling population can be discussed at length.
Azalan nüfusun yarattığı demografik zorluk uzun uzadıya tartışılabilir.

More Sentences
shoulder-length adj. omuz hizasında
She has shoulder-length hair.
Saçları omuz hizasında.

More Sentences
knee-length adj. diz boyu
Mary was wearing a knee-length blue dress.
Mary diz boyu bir mavi elbise giyiyordu.

More Sentences
at length adv. ayrıntılı olarak
He explained the facts at length.
O gerçekleri ayrıntılı olarak açıkladı.

More Sentences
at length adv. sonunda
At length, he began to cry.
Sonunda ağlamaya başladı.

More Sentences
at length adv. uzun uzun
He spoke at length about the way the Durban Conference went.
Durban Konferansı'nın gidişatı hakkında uzun uzun konuştu.

More Sentences
at great length adv. uzun uzadıya
We have already debated this subject at great length, however.
Ancak bu konuyu daha önce uzun uzadıya tartışmıştık.

More Sentences
at length adv. enine boyuna
We assume that the Heads of Government will look into these issues at length in Laeken.
Hükümet Başkanlarının Laeken'de bu konuları enine boyuna inceleyeceklerini düşünüyoruz.

More Sentences
Idioms
at length expr. uzun uzun
He spoke at length about the way the Durban Conference went.
Durban Konferansının gidişatı hakkında uzun uzun konuştu.

More Sentences
General
length counter n. uzunluk sayacı
day length n. gün uzunluğu
half length n. yarı uzunluk
length of a curve n. eğri uzunluğu
length measuring n. uzunluk ölçümü
length of service n. kıdem
length of interview n. görüşme süresi
length in metres n. metraj
body length n. vücut uzunluğu
a length of piping n. belirli uzunlukta bir boru parçası
time length n. geçiş müddeti
time length n. derinlik süresi
time length n. zamanca derinlik
step length n. adım uzunluğu
stride length n. adım uzunluğu
length measurement n. uzunluk ölçümü
length change n. boy değişimi
arm's length n. kol boyu
measurement of length n. uzunluk ölçüleri
column length n. kolon uzunluğu
the arm's length nature of transactions n. işlemlerin emsallere uygunluk niteliği
length of military service n. askerlik süresi
full length portrait n. boy fotoğrafı
length of life n. hayat uzunluğu
debye length n. debye uzunluğu
free length n. serbest boy
full-length film n. uzun metrajlı film
full-length body shot n. boy fotoğrafı
half-length n. vücudun yukarı kısmını gösteren resim
calf-length n. uzun çizme
increase in length n. boy uzaması
edge length n. kenar uzunluğu
side length n. kenar uzunluğu
deal at arm's length with someone n. bir işlemin tarafların birbirleriyle ilişkisi yokmuş gibi yürütülmesi
lap length n. bindirme boyu
migration length n. göç uzunluğu
full-length mirror n. endam aynası
coastal length n. kıyı uzunluğu
shoulder length hair n. omuza düşen saç
shoulder length hair n. omuza gelen saç
shoulder length hair n. omuza kadar uzamış saç
length of life n. yaşam süresi
length of road n. karayolu uzunluğu
the length of the second side n. ikinci kenarın uzunluğu
width-length-height n. en-boy-yükseklik
hair length n. saç uzunluğu
a butt's length n. ateş edilen yer ile hedef arasındaki normal mesafe
hanger length n. askı boyu
length mark n. uzunluk işareti
length of service n. hizmet süresi
bishop's length n. bir tuval boyutu
length [scotland] n. belirli bir mesafe
length rod n. rod
length rod n. yaklaşık 5 metreye eşit olan bir ölçü birimi
keep somebody at arm’s length v. biriyle arasında mesafe bırakmak
keep someone at arm's length v. birini pek yaklaştırmamak
keep something at arm's length v. el altında bulundurmak
keep someone at arm's length v. biriyle samimi olmamak için ona çok mesafeli davranmak
lie at full length v. serilmek
keep someone at arm's length v. birinin samimi olmasına izin vermemek
keep somebody at arm's length v. yüz vermemek
go to any length v. her çareye başvurmak
go to any length v. her çareyi kullanmak
measure the length (of something) v. boyunu ölçmek
grow to length v. boyuna gelmek
reach length v. boyuna gelmek
talk at length v. uzun uzadıya konuşmak
(one's length) to increase v. boyu uzamak
discuss at length v. uzunca tartışmak
measure length v. uzunluk ölçmek
discuss at length v. enine boyuna tartışmak
deal at arm's length with somebody v. biriyle araya mesafe koyarak iş yapmak
deal at arm's length with someone v. biriyle araya mesafe koyarak iş yapmak
measure the back length v. sırt ölçüsünü almak
measure the back length v. sırt uzunluğunu ölçmek
length [obsolete] v. uzatmak
full length adj. boy büyüklüğünde
full length adj. tam boy
half-length adj. yarım boy
full-length adj. tam boy
full-length adj. tam boy (portre)
shoulder-length adj. omuz hizasına kadar
shoulder-length adj. omuza kadar
hip-length adj. kalça boyunda
whole-length adj. tam şekli tasvir eden
whole-length adj. tam şekli yansıtan
whole-length adj. kısaltılmamış
whole-length adj. özetlenmemiş
whole-length adj. eksiksiz
floor-length adj. yere değen
floor-length adj. yeri yalayan
floor-length adj. (kıyafet) yerleri süpüren
at full length adv. boylu boyunca
at full length adv. ayrıntılarıyla
at length adv. nihayet
at length adv. boylu boyunca
at great length adv. ayrıntılarıyla
at great length adv. detaylarıyla
at full length adv. bütünüyle
in length and breadth adv. enine boyuna
at arm's length adv. bağımsız biçimde hareket ederek
at length adv. en nihayet
at length adv. boylu boyunca en nihayet
at arm's length adv. mesafe koyarak
at length adv. en sonunda
at length adv. uzun uzadıya
at full length adv. ayrıntılı olarak
at some length adv. ayrıntılarıyla
for a length of time adv. belirli bir süre
for a length of time adv. belli bir süre
along the whole length of adv. boylu boyunca
at arm's length adv. kol boyu
at arm's length adv. araya mesafe koyma
at great length adv. ayrıntılı olarak
at full length adv. tafsilatıyla
at some length adv. uzun uzadıya
lgth (length) abrev. uzunluk
lgth (length) abrev. boy
los (length of stay) abrev. hastanede kalış süresi
los (length of stay) abrev. hastanede yatış süresi
Phrasals
guarantee (something) against (something) for (some length of time) v. (bir şeye) bozulmaya, kırılmaya, eskimeye karşı (bir süreliğine) garanti vermek
Phrases
this length, please expr. bu uzunlukta olsun lütfen
at length it dawned on me that expr. nihayet anladım ki
Colloquial
measure one's length v. boylu boyunca yatmak
measure one's length v. boylu boyunca uzanmak
measure one's length v. yere kapaklanmak
at some length expr. uzun bir süre
Idioms
the length and breadth of n. tamamı
the length and breadth of n. tepeden tırnağa
at full length n. ayrıntılarıyla
the length and breadth of somewhere n. bir yeri tepeden tırnağa
the length and breadth of somewhere n. bir yerin tamamını
the length and breadth of somewhere n. bir yerin bütünü
the length and breadth of (something) n. (bir şeyin/bir yerin) tamamı
the length and breadth of (something) n. (bir yerin) bütünü
the length and breadth of (something) n. (bir yeri) baştan uca
the length and breadth of (something) n. (bir yeri) boydan boya
work at arm's length v. dezavantajlı bir şekilde çalışmak
keep someone at arm's length v. arasına mesafe koymak
hold at arm's length v. araya mesafe koymak
keep somebody at arm's length v. araya mesafe koymak
hold somebody at arm's length v. araya mesafe koymak
be at arm's length v. araya mesafe koymak
keep at arm's length v. araya mesafe koymak
explain at great length v. ayrıntılarıyla açıklamak
measure out one's length v. boylu boyunca yere serilmek
keep somebody at arm’s length v. biriyle arasına mesafe koymak
keep at arm's length from someone v. biriyle araya mesafe koymak
keep someone at arm's length v. biriyle araya mesafe koymak
hold somebody at arm's length v. birisiyle arasına mesafe koymak
keep somebody at arm's length v. birisiyle arasına mesafe koymak
go to any length v. her yola başvurmak
hold somebody at arm's length v. mesafeli davranmak
hold at arm's length v. mesafeli davranmak
keep somebody at arm's length v. mesafeli davranmak
keep at arm's length v. mesafeli davranmak
keep someone at arm's length v. samimiyet kurmamak
keep somebody at arm's length v. soğuk davranmak
hold somebody at arm's length v. soğuk davranmak
keep at arm's length v. soğuk davranmak
keep someone at arm's length v. samimi olmamak
hold at arm's length v. soğuk davranmak
be at arm's length v. uzak durmak
keep at arm's length v. yüz vermemek
explain at great length v. uzun uzun açıklamak
give (someone) the length of (one's) tongue v. (birini) azarlamak
give (someone) the length of (one's) tongue v. (birine) ağzına geleni söylemek
give (someone) the length of (one's) tongue v. (birine) kalayı basmak
go to any length to (do something) v. (bir şey yapmak için) çok uğraşmak
go to any length to (do something) v. (bir şey yapmak için) elinden gelen her şeyi yapmak
go to any length to (do something) v. (bir şey yapmak için) her yola başvurmak
go to any length to (do something) v. (bir şey yapmak için) her yolu denemek
go to any length to (do something) v. (bir şey yapmak için) elinden geleni yapmak
go to any length to (do something) v. (bir şey yapmak için) tüm yolları denemek
go to any length to (do something) v. (bir şey yapmak için) varını yoğunu vermek
go to any length to (do something) v. (bir şey yapmak için) çok emek harcamak
go to any length to (do something) v. (bir şey yapmak için) her çareye başvurmak
hold (one) at arm's length v. (birini) belli bir mesafede tutmak
hold (one) at arm's length v. (biriyle) mesafeyi korumak
hold (one) at arm's length v. (biriyle) arasına belli bir mesafe koymak
hold (one) at arm's length v. (birini) uygun bir mesafede tutmak
hold (one) at arm's length v. (birine) mesafeli davranmak
keep (one) at arm's length v. (biriyle) samimi olmamak için ona mesafeli davranmak
keep (one) at arm's length v. (birinin) samimi olmasına izin vermemek
keep (one) at arm's length v. (birini) pek yaklaştırmamak
keep (one) at arm's length v. (biriyle) arasına mesafe koymak
keep (one) at arm's length v. (biriyle) samimiyet kurmamak
keep (one) at arm's length v. (biriyle) samimi olmamak
keep (one) at arm's length v. (birini) uzakta tutmak
keep (one) at arm's length v. (birini) yanına çok yaklaştırmamak
keep (someone or something) at arm's length v. (biriyle/bir şeyle) fazla samimi olmamak
keep (someone or something) at arm's length v. (birine/bir şeye) yüz vermemek
keep (someone or something) at arm's length v. (birine/bir şeye) mesafeli davranmak
keep (someone or something) at arm's length v. (biriyle/bir şeyle) mesafeyi korumak
keep (someone or something) at arm's length v. (birinden/bir şeyden) uzak durmak
keep (someone or something) at arm's length v. (birini/bir şeyi) uzak tutmak
keep (someone or something) at arm's length v. (birini/bir şeyi) dışında/dışarıda tutmak
keep (someone or something) at arm's length v. (birini/bir şeyi) karıştırmamak
keep at arm's length from v. ile araya mesafe koymak
keep at arm's length from (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) araya mesafe koymak
keep at arm's length from (someone or something) v. (birine/bir şeye) mesafeli davranmak
keep at arm's length from (someone or something) v. (birine/bir şeye) pas vermemek
keep at arm's length from (someone or something) v. (birine/bir şeye) soğuk davranmak
keep at arm's length from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) uzak durmak
measure your length [obsolete] v. boylu boyunca yatmak
measure your length [obsolete] v. boylu boyunca uzanmak
measure your length [obsolete] v. yere kapaklanmak
measure your length [obsolete] v. boylu boyunca yere serilmek
measure your length [obsolete] v. iki seksen uzanmak
the length and breadth of expr. bir baştan bir başa
the length and breadth of somewhere expr. bir yeri baştan uca
at full length expr. bütünüyle
the length and breadth of expr. boydan boya
at full length expr. boylu boyunca
the length and breadth of expr. baştan başa
on an arm's length basis expr. içli dışlı/senli benli/sıkı fıkı olmadan/mesafeli
at length expr. uzun zaman sonra
at length expr. uzun süre sonra
the length and breadth of expr. (bir yerin) bütünü
at length expr. uzun zaman için
at length expr. uzun uzadıya ayrıntısıyla
at length expr. uzun uzadıya
at length expr. kapsamlı olarak
at length expr. detaylıca
at length expr. tam olarak
short of a length expr. (krikette atıcının vurucuya yaptığı) kısa/eksik (atış)
Speaking
how many of you have been in jail for any length of time? expr. kaçınız belli bir süre hapiste yattınız?
Trade/Economic
arm's length market price n. ayrıntılı müzakerelerden önce söylenen fiyat
arm's length pricing n. bağımsız taraf fiyatlandırması
arm's length principle n. birbiriyle iş yapan birbirine akrabalık ortaklık vb bağlarla bağlı bulunmayan kimselerin bağımsız biçimde hareket ederek yalnızca kendi çıkarlarını düşünecekleri kuralı
deal at arm's length with somebody n. bir işlemin tarafların birbirleriyle ilişkisi yokmuş gibi yürütülmesi
cycle length n. dönem uzunluğu
the arm’s length principle n. emsallerine uygunluk ilkesi
arm’s length price n. emsal fiyat
arm's length principle n. emsallerine uygunluk ilkesi
arm's length transaction n. ebeveynin evini evladına bir başkasına kiralıyormuş gibi kiralaması
length of the operating cycle n. faaliyet çevrimi süresi
arm's-length price n. gerçekte serbest piyasa fiyatı
length overall n. geminin tam boyu
length of interview (loi) n. görüşme süresi
the arm's length nature of transactions n. işlemlerin emsallere uygunluk niteliği
ideal moving average length n. ideal ortalama süresi
arm's-length price n. istekli bir alıcı ile ilgisiz fakat istekli bir satıcının serbest bir biçimde alım satım işlemi konusunda anlaşmaya varabilecekleri fiyat
arm's length transaction n. işlemin tarafların birbirleriyle ilişkisi yokmuş gibi yürütülmesi (ebeveynin evini evladına bir başkasına kiralıyormuş gibi kiralaması
arm's length transactions n. iki taraf arasında birbirinden bağımsız yapılan ticari işlemler
arm's length transaction n. işlemin tarafların birbirleriyle ilişkisi yokmuş gibi yürütülmesi
arm's length transactions n. işlemin tarafların birbirleriyle ilişkisi yokmuş gibi yürütülmesi
average length of loss n. kaybın ortalama süresi
arm's-length price n. kişisel olmayan fiyat
average length of win n. kazancın ortalama süresi
arm's length transaction n. piyasa koşullarına uygun işlem
at arm's length n. piyasa koşullarına uygun
arm's length transaction n. piyasa koşullarında ve muvazaasız işlem
average length out n. piyasanın dışında kalmanın ortalama süresi
arm's-length price n. piyasa fiyatı
arm’s length transaction n. piyasa şartlarında muvazaasız işlem
arm's length pricing n. serbest piyasa fiyatlandırması
ordering cycle length n. sipariş verme süresi
ordering cycle length n. sipariş verme periyodu
standard length n. standart uzunluk
length of term n. termin süresi
measure of length n. uzunluk ölçüsü
standard unit of length n. uzunluk standart birimleri
arm’s length transaction n. yakın ölçülebilir işlem
deal at arm's length with somebody v. biriyle araya mesafe koyarak iş yapmak
deal at arm's length v. her iki tarafın da bağımsız olduğu ve birbirlerine hakim durumda olmadıkları bir alışverişte bulunmak
arm's-length adj. piyasa fiyatlarına uygun
arm's length expr. emsallerine uygun
Law
length of sentence n. mahkumiyet süresi
length of sentence n. mahkumiyet suresi
on an arm's length basis expr. tarafların bağımsızlığı ve eşitliği prensibi çerçevesinde
Politics
arm's length principle n. emsallere uygunluk ilkesi
Technical
transmission length n. aderans boyu
bond length n. aderans boyu
length of run n. akış uzunluğu
creep length n. akma boyu
transfer length n. aktarma boyu
field length n. alan uzunluğu
anchorage length n. ankraj boyu
gap length n. aralık uzunluğu
arc length n. ark boyu
back focal length n. arka odak uzaklığı
calibrated focal length n. ayarlanmış odak uzunluğu
length of dam n. baraj uzunluğu
tread length n. basamak boyu
barrage crest length n. baraj kret uzunluğu
bond length n. bağ mesafesi
bond length n. bağ uzunluğu
bond length n. bağ boyu
coherence length n. bağdaşım boyu
length of dam n. baraj kreti uzunluğu
shrinkage in length n. boyuna çekme
unit length n. birim uzunluk
dimensions and masses per unit length n. boyutlar ve birim uzunluk kütleleri
overlap length n. bindirme boyu
length change n. boy değişmesi
mass per unit length n. birim uzunluk kütlesi
free length of a roll of plastics film or sheeting n. bir plastik film veya levha rulosunun serbest uzunluğu
cut-to-length n. boy'a kesim
pipe length n. boru uzunluğu
length-to-diameter ratio n. boy-çap oranı
cut-to-length line n. boy kesme hattı
bolt length n. bulon boyu
length of throat n. boğaz uzunluğu
shear-to-length n. boya makaslama
mass per unit length n. birim uzunluğa düşen kütle
cut to length n. boyuna biçme
boom length n. bum uzunluğu
shear-to-length n. boy'a kesme
cut-to-length n. boy'a kesme
unit length value n. birim uzunluk değeri
buckling length n. burkulma boyu
cut-to-length n. boya makaslama
coil length n. buharlaştırıcı uzunluğu
precipitate length n. çökelti boyu
double length n. çift uzunluk
crack length n. çatlak uzunluğu
crack length n. çatlama
peripheral length n. çevre uzunluğu
crack length n. çatlak boyu
length of calibre n. çap uzunluğu
double-length number n. çift uzunluktaki sayı
weaving length n. dağılma uzunluğu
gauge length n. deney parçası boyu
variable length n. değişken uzunluk
variable-length record n. değişken uzunluklu kayıt
fixed tfjord length n. değişmez sözcük uzunluğu
wave length n. dalga boyu
fixed-length operation n. değişmez uzunluk işlemi
length of wave n. dalga uzunluğu
variable length coding n. değişken uzunluklu kodlama
length of contact n. değme uzunluğu
test length n. deneme uzunluğu
varying staple length n. değişken ştapel
fixed block length n. değişmez öbek uzunluğu
variable-length operation n. değişken uzunluklu işlem
fixed-length field n. değişmez uzunluklu alan
immersion length n. daldırma boyu
diffusion length n. difüzyon uzunluğu
wave length n. dalga uzunluğu
fixed-length record n. değişmez uzunluklu kayıt
variable word length n. degişken sözcük uzunluğu
variable word length instruction n. değişken sözcük uzunluğu komutu
equilibrium coupling length n. denge bağlaşım uzunluğu
typical length n. değişmeyen boy
variable field length n. değişken alan uzunluğu
variable word length n. değişken sözcük uzunluğu
straight length n. düzgün uzunluk
threaded length n. diş boyu
string length n. dizgi uzunluğu
laying length n. döşeme uzunluğu
threaded length n. dişli uzunluk
thread length n. diş boyu
electrical engagement length n. elektriksel birleşme uzunluğu
electrical length n. elektriksel uzunluk
equilibrium coupling length n. eşit bağlaşım uzunluğu
equivalent focal length n. eşdeğer odak uzaklığı
threshold wave length n. eşik dalga boyu
effective span length n. efektif açıklık
effective focal length n. etkin odak uzaklığı
usable length n. faydalı uzunluk
transition length n. geçiş boyu
effective length n. etkin boy
working length n. faydalı uzunluk
effective length n. etkin uzunluk
buckling length n. flambaj boyu
overall length n. gabari
embedded length of bar n. gömülü boy
body length n. gövde uzunluğu
tension length n. gerilim uzunluğu
tension length n. gerilme uzunluğu
length of body n. gövde uzunluğu
actual length n. gerçek uzunluk
exact length n. gerçek boy
weaving length n. girişim uzunluğu
length of a secret n. gizin uzunluğu
length of hydraulic jump n. hidrolik sıçrama uzunluğu
effective span length n. hesap açıklığı
length of hydraulic jump n. hidrolik camp uzunluğu
optical path length difference n. ışık yolu uzunluğu farkı
optical path length n. ışık yolu uzunluğu
backwater length n. kabarma boyu
cable length n. kablo uzunluğu
cable's length n. kablo uzunluğu
blade length ratio n. kanat uzunluk oranı
characteristic length n. karakteristik uzunluk
backwater length n. kabarma uzunluğu
blade length n. kanat uzunluğu
cut-to-length n. kesim boyu
cutting portion length n. kesme bölgesi uzunluğu
record length n. kayıt uzunluğu
embedded length of the pile n. kazığın gömülü boyu
multiple-length arithmetic n. katlı-uzunluk aritmetiği
multiple-length working n. katlı uzunlukla çalışma
length of cut n. kesme uzunluğu
multiple-length number n. katlı uzunlukta sayı
instruction length n. komut uzunluğu
crest length n. kret uzunluğu
useful length n. kullanılır uzunluk
breaking length n. kopma uzunluğu
critical fibre length n. kritik elyaf boyu
column length n. kolon boyu
critical crack length n. kritik çatlak boyu
critical length n. kritik boy
stroke length n. kurs boyu
column effective length n. kolon etkin boyu
usable length n. kullanılabilir boy
tube length n. masura boyu
billet length n. kütük boyu
fiber length effect n. lif boyu etkisi
lloyd's length n. loyd'un saptadığı uzunluk ve boy
fiber length n. lif boyu
fiber length n. lif uzunluğu
support length n. mesnet boyu
support length n. mesnet derinliği
test length n. muayene uzunluğu
span length n. mesafe boyu
focal length n. odaksal boy
average length n. ortalama boy
medium length thread n. orta uzunlukta vida dişli
medium length thread n. orta uzunlukta vida dişi
medium-length thread n. orta uzunlukta dişli
mean chords length n. ortalama kiriş uzunluğu
nominal length n. nominal uzunluk
focal length n. odak uzaklığı
root mean-square length n. ortalama kare kök uzunluğu
gage length n. ölçüm boyu
determination of fibre length by automated optical analysis n. otomatik optik analiz ile elyaf uzunluğunun belirlenmesi
front focal length n. ön odak uzaklığı
pre-crack length n. önçatlak uzunluğu
scale length n. ölçek boyu
original length of the member n. öğenin orijinal boyu
scale length n. ölçek uzunluğu
length of buttress n. payanda uzunluğu
nominal length n. sanal uzunluk
rail length n. ray uzunluğu
basket length extension n. sepet uzunluk uzaması
seepage length n. sızma uzunluğu
sediment mixing length n. sediment karışma uzaklığı
unsupported length n. serbest boy
typical length n. standart boy
length of stator core n. stator sac paketi uzunluğu
fibre staple length n. ştapel uzunluğu
word length n. sözcük uzunluğu
last-stage blade length n. son kademe kanat boyu
record length n. tutanak uzunluğu
total length n. toplam boy
length of overall n. tam uzunluğu
overall length n. tam boy
length of overall n. tam boyu
length overall n. tam boyu
total length n. toplam uzunluk
overall length n. tam uzunluk
overall length n. tüm boy
temperature sensitive length n. termostat aktif uzunluğu
length of a tangent n. teğet uzunluğu
overall length n. toplam uzunluk
crest length n. tepe uzunluğu
length over all n. tüm boy
length overall n. tam uzunluğu
transition-curve length n. tranzisyon eğrisi uzunluğu
transition length n. tranzisyon boyu
hull length n. tekne boyu
single length n. tek uzunluk
half-length n. tam boyun yarısı
transition surface length n. tranzisyon yüzeyi uzunluğu
vehicle length n. tam boy
material measures of length n. uzunluğun maddi ölçümleri
length measuring n. uzunluk ölçümü
length measures n. uzunluk ölçüleri
length measuring system n. uzunluk ölçüm sistemi
length measuring machine n. uzunluk ölçme makinesi
adjustment of length n. uzunluk ayarı
length counter n. uzunluk sayacı
length density n. uzunluk yoğunluğu
length measurement n. uzunluk ölçme
half-length reserve taper grooved pin n. uzunluğun yarısına kadar tersine konik yiv açılmış pim
transition distance on three equal length idler roller n. üç eşit uzunluktaki taşıyıcı makaranın geçiş mesafesi
transition distance on three equal length idler rollers n. üç eşit uzaklıktaki taşıyıcı makaralar ile uç tamburu arasındaki geçiş mesafesi
length measurements n. uzunluk ölçmeleri
length standards n. uzunluk standartları
tolerances of length n. uzunluk toleransları
length measurement n. uzunluk ölçmesi
unit of length n. uzunluk birimi
length-to-width ratio n. uzunluk-genişlik oranı
length-to-width ratio n. uzunluk-en oranı
triple-length working n. üç uzunlukla çalışma
length and inner diameter n. uzunluk ve iç çap
lateral resolution length n. yanal çözünürlük uzunluğu
crack length n. yarılma uzunluğu