maintain - Turc Anglais Dictionnaire

maintain

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "maintain" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 39 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
maintain v. sürdürmek
If the USA wants to maintain being the number one country in the world, It should pay attention to its economy.
ABD dünyanın bir numaralı ülkesi olmayı sürdürmek istiyorsa, ekonomisine önem vermelidir.

More Sentences
maintain v. bakım yapmak
Unless a government invests in or maintains backbone networks the market will not function.
Bir hükümet omurga ağlarına yatırım yapmadıkça ya da bu ağların bakımını yapmadıkça piyasa işlemeyecektir.

More Sentences
maintain v. devam ettirmek
We are maintaining a strong commitment in Central Europe.
Orta Avrupa'da güçlü bir kararlılık sergilemeye devam ediyoruz.

More Sentences
maintain v. bakmak
Tom maintains his car well.
Tom arabasına iyi bakar.

More Sentences
General
maintain v. geçindirmek
He has to maintain a large family on a small salary.
Küçük bir maaşla büyük bir aileyi geçindirmesi gerekiyor.

More Sentences
maintain v. savunmak
We maintain that the EU should not be given any decision-making competence for social policy and taxes.
AB'ye sosyal politika ve vergiler konusunda herhangi bir karar alma yetkisi verilmemesi gerektiğini savunuyoruz.

More Sentences
maintain v. iddia etmek
Some people maintain that they took part in the massacre.
Bazı kişiler katliamda yer aldıklarını iddia etmektedir.

More Sentences
maintain v. devam ettirmek
No, so if the Cohesion Fund were to be maintained, it would have to apply to all the acceding countries.
Hayır, bu nedenle Uyum Fonu devam ettirilecekse tüm katılan ülkeler için geçerli olmalıdır.

More Sentences
maintain v. korumak
"I promise to maintain my composure even when he starts arguing with me", she uttered.
"Benimle tartışmaya başladığında bile soğukkanlılığımı koruyacağıma söz veriyorum" dedi.

More Sentences
maintain v. muhafaza etmek
I think that this principle, proposed by the Commission, should be maintained.
Komisyon tarafından önerilen bu ilkenin muhafaza edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

More Sentences
maintain v. bakmak
He maintains his car well.
Arabasına iyi bakar.

More Sentences
maintain v. sürdürmek
They maintain their claim that they were innocent.
Masum oldukları yönündeki iddialarını sürdürmektedirler.

More Sentences
maintain v. savunmak
Most governments maintain that this must be a national decision.
Çoğu hükümet bunun ulusal bir karar olması gerektiğini savunmaktadır.

More Sentences
maintain v. çekip çevirmek
It's expensive to maintain a beach house so we are only looking for an apartment.
Sahil evini çekip çevirmek pahalı olduğu için biz sadece bir daire arıyoruz.

More Sentences
maintain v. geçimini sağlamak
An income of $6000 a month is enough to maintain a middle-class family in the USA.
ABD'de orta sınıf bir ailenin geçimini sağlaması için aylık 6000 dolarlık bir gelir yeterlidir.

More Sentences
Trade/Economic
maintain v. devam ettirmek
Turkey still maintains its border with Armenia closed.
Türkiye, Ermenistan sınırını kapalı tutmaya devam etmektedir.

More Sentences
Technical
maintain v. sağlamak
They give rise to problems concerning methods of requiring accountability and maintaining scrutiny.
Hesap verebilirliği sağlama ve denetimi sürdürme yöntemlerine ilişkin sorunlara yol açmaktadırlar.

More Sentences
General
maintain v. belirli bir düzeyi korumak
maintain v. savlamak
maintain v. yollamak
maintain v. devamlılığı sağlamak
maintain v. beslemek
maintain v. nafaka vermek
maintain v. kalıcı hale getirmek
maintain v. kalıcılaştırmak
maintain v. iyi halde tutmak
maintain v. idame ettirmek
maintain v. bakımını sağlamak
maintain v. ısrar etmek
maintain v. dayanmak
maintain v. yerini muhafaza etmek
maintain v. yerini müdafaa etmek
maintain v. belirli bir düzeyde tutmak
maintain v. belirli bir seviyede tutmak
Technical
maintain v. bakmak
maintain v. mevcut durumu muhafaza etmek
maintain v. tutmak
Mechanic
maintain v. bakımını yapmak
Ottoman Turkish
maintain v. ibka etmek

Sens de "maintain" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 107 résultat(s)

Anglais Turc
General
maintain eye contact v. göz temasını sürdürmek
Tom maintained eye contact with Mary.
Tom, Mary ile göz temasını sürdürdü.

More Sentences
maintain the balance v. dengeyi korumak
I believe we have maintained the balance within the framework of our competences and the existing options.
Yetkilerimiz ve mevcut seçenekler çerçevesinde dengeyi koruduğumuza inanıyorum.

More Sentences
maintain one's freshness v. tazeliğini korumak
maintain at v. tutmak
maintain something active v. aktif halde tutmak
maintain consistency v. dikiş tutturmak
maintain that it is so v. böyledir diye iddia etmek
maintain one's prestige v. saygınlığını korumak
maintain the quality v. kaliteyi korumak
maintain a family v. aile geçindirmek
maintain its characteristics v. özelliğini korumak
maintain law and order v. kanun ve düzeni sağlamak
maintain order v. düzeni sağlamak
maintain something at the normal level v. normal seviyede tutmak
maintain a normal level v. normal seviyede tutmak
maintain contact with v. temas yürütmek
maintain one's self control v. kendini tutmak
maintain a household v. evi çekip çevirmek
maintain one's silence v. sessizliğini bozmamak
maintain one's continuity v. sürekliliğini sağlamak
maintain one's silence v. sessizliğini korumak
maintain formality v. resmiyeti korumak
maintain continuity v. devamlılık sağlamak
maintain the standard v. devam ettirmek
maintain the standard v. standartı muhafaza etmek
maintain the standard v. standartı tutturmak
maintain continuity v. devamlılığını korumak
maintain one's weight v. kilosunu korumak
maintain the national security v. milli güvenliği sağlamak
maintain a standard of living v. yaşam standardı tutturmak
maintain a standard of living v. hayat standardı tutturmak
maintain the quality v. kaliteyi kalıcı kılmak
maintain the quality v. kaliteyi sabitlemek
maintain the quality v. kaliteyi sağlamak
maintain a relationship v. ilişki sürdürmek
maintain one's composure v. gülmemek
maintain one's composure v. gülmemek için kendini tutmak
maintain an attitude v. tutum takınmak
maintain a positive attitude v. olumlu tutum izlemek
maintain an attitude v. tutum izlemek
maintain a positive attitude v. olumlu tutum takınmak
maintain relationships v. ilişkileri yürütmek
maintain relationships v. ilişkileri sürdürmek
maintain the cultural heritage v. kültürel mirası yaşatmak
maintain one's reputation v. şöhretini sürdürmek
maintain one's reputation v. şöhretini korumak
maintain silence about v. hakkındaki sessizliğini korumak
maintain silence about v. hakkında sessizliğini korumak
maintain one's life v. hayatını sürdürmek
maintain one's life v. yaşamını sürdürmek
maintain an account v. bir hesabı yürütmek
maintain an account v. bir hesabı sürdürmek
maintain a relationship v. ilişki yürütmek
maintain its importance v. önemini korumak
maintain life v. yaşam sürdürmek
maintain public confidence in the judicial system v. kamuoyunun hukuk sistemine olan güvenini sürdürmek
maintain public confidence in the judicial system v. halkın adalete olan güvenini boşa çıkarmamak
maintain a safe following distance v. takip mesafesini korumak
maintain the gap v. (aradaki) puan farkını korumak
maintain the tradition v. geleneği sürdürmek
maintain the tradition of v. geleneğini sürdürmek
maintain one's composure v. metanetini kaybetmemek
maintain one's composure v. metanetini korumak
maintain the visual integrity v. görsel bütünlüğü sürdürmek
maintain the visual integrity v. görsel bütünlüğü korumak
maintain discipline v. disiplini sağlamak
maintain control v. kontrolü ele geçirmek
maintain control v. kontrolü sağlamak
maintain a stance against v. karşı duruş sergilemek
maintain your weight v. kiloyu korumak
maintain your weight v. kiloyu dengede tutmak
maintain discipline v. disiplini sürdürmek
Phrasals
maintain someone in something v. birisini bir durum/vaziyet içerisinde tutmak
maintain (oneself or someone) in (something) v. hayatını (bir şeyde) sürdürmek
maintain (oneself or someone) in (something) v. hayatını (bir şeyde) idame ettirmek
maintain (oneself or someone) in (something) v. (bir şeydeki) yerini/hayatını muhafaza etmek
maintain (oneself or someone) in (something) v. (bir şeydeki) yerini/hayatını devam ettirmek
maintain (something) at (something) v. (bir şeyi bir seviyede) tutmak
maintain (something) at (something) v. (bir şeyi bir ayarda) tutmak
maintain in v. içerisinde tutmak
maintain in v. '-i sürdürmek
maintain in v. '-i boşa çıkarmamak
Idioms
show/maintain/take a dignified stance v. asil bir duruş sergilemek
maintain a low profile v. dikkat çekmemeye çalışmak
maintain a low profile v. göze batmamak
maintain one's course v. yolundan şaşmamak
maintain one's ground v. yolundan şaşmamak
Speaking
maintain your discipline expr. disiplinini koru
maintain your balance expr. dengeni koru
Trade/Economic
maintain a family v. aile geçindirmek
maintain a price v. fiyat düşüşünü engellemek
maintain the quality level v. kalite çizgisini korumak
maintain the trust of the marketplace v. piyasanın güvenine layık olmak
maintain a passive attitude v. pasif bir tavır takınmak
Law
maintain the order and safety of the community v. asayişi sağlamak
maintain an action v. dava açmak
maintain the order and safety of the community v. toplumun güvenliğini sağlamak
Politics
maintain peace and security v. barış ve güvenliği sağlamak
Computer
maintenance test maintain to n. bakım sınaması
Construction
maintain far into v. -e kadar sürdürmek
maintain far into v. -e kadar korunmak
Medical
maintain the patient's function v. hastanın işlevlerini sürdürmesini sağlamak
Military
maintain own separation and vmc n. belirtilen irtifalarda görerek uçuş şartlarını muhafaza edin ve trafik ayırımını kendiniz yapın
maintain runway heading n. pist istikametini muhafaza edin
maintain contact and communication n. temas ve irtibatın devam ettirilmesi
maintain watch v. dinleme durumunda kalmak
maintain at a high readiness level v. yüksek hazırlık seviyesinde tutmak