tutar - Turc Anglais Dictionnaire

tutar

Sens de "tutar" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 23 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
tutar sum n.
Not only in terms of maximum sums insured, which I believe should be similar to those in the United States.
Sadece Amerika Birleşik Devletleri'ndekine benzer olması gerektiğine inandığım azami sigorta tutarları açısından değil.

More Sentences
tutar amount n.
The minimum amount required to this end is currently estimated at around EUR 11.5 million.
Bu amaçla gereken asgari tutarın şu anda yaklaşık 11,5 milyon avro olduğu tahmin edilmektedir.

More Sentences
tutar total n.
At the moment, the budget is being under-spent by as much as 20%, totalling some EUR 25 billion.
Şu anda bütçe %20'ye varan bir oranda, yaklaşık 25 milyar Euro tutarında eksik harcanmaktadır.

More Sentences
General
tutar sum n.
It also calculates the total additional sums required during the 2003-2006 period to be EUR 271.6 million.
Ayrıca, 2003-2006 dönemindeki toplam ek tutarların 271,6 milyon avro olduğunu hesaplıyor.

More Sentences
tutar amount n.
Finally, in Amendment 527 on budget line A200, the final amount should be EUR 147.529.904.
Son olarak, A200 bütçe kalemindeki 527 sayılı değişiklikte nihai tutar 147.529.904 Avro olmalıdır.

More Sentences
Trade/Economic
tutar amount n.
Two months on I have still to receive outstanding items and my visa card has been debited the full amount.
İki ay geçmesine rağmen hala bekleyen ürünleri alamadım ve visa kartımdan tutarın tamamı çekildi.

More Sentences
tutar sum n.
This sum amounts to EUR 51 million.
Bu tutar 51 milyon Avro'ya tekabül etmektedir.

More Sentences
Technical
tutar amount n.
The support package amounts to EUR 2.8 billion.
Destek paketi 2.8 milyar Avro tutarındadır.

More Sentences
General
tutar sum of money n.
tutar total amount n.
tutar quantum n.
tutar total n.
tutar totality n.
tutar aggregate n.
tutar volume n.
tutar quanta n.
tutar mountance [obsolete] n.
tutar balance n.
tutar tenacious adj.
Colloquial
tutar tab n.
Idioms
tutar bad news n.
Trade/Economic
tutar extension n.
Abbreviation
tutar amt n.

Sens de "tutar" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 113 résultat(s)

Turc Anglais
General
birbirini tutar consistent adj.
What he said yesterday is not consistent with what he had said last week.
Dün söylediği geçen hafta söylediğiyle birbirini tutmuyor.

More Sentences
Idioms
günde bir elma (doktoru uzak tutar) apple a day expr.
An apple a day keeps the doctor away.
Günde bir elma, doktoru uzak tutar.

More Sentences
General
asgari tutar minimal amount n.
telafi edici tutar compensatory amount n.
ödenecek tutar amount payable n.
net tutar net sum n.
kalan tutar balance n.
ödenecek tutar amount to be paid n.
katkısız tutar net amount n.
sabit tutar fixed amount n.
eksik tutar shortfall amount n.
brüt tutar gross amount n.
toplam tutar aggregate amount n.
ihmal edilebilir ek tutar change n.
gerçek sayıdan veya miktardan az olan sayı veya tutar undercount n.
büyük tutar meikle [scotland] n.
bazı iskoç ve ingiliz topluluklarında bulunan, üyelerin her hafta belirli bir tutar ödediği ve yapılan ödemelerin her hafta farklı bir üyesine verildiği tasarruf artırım kulübü menage n.
tutar tarafı olmak hold water v.
yürü be kim tutar go for it interj.
Phrasals
toplamda bir tutar olmak/etmek amount to something v.
toplamda bir tutar olmak/etmek amount to something v.
Phrases
tutar olarak in all adv.
ödemeye esas tutar sum to be paid expr.
ödenecek tutar sum to be paid expr.
tutar limiti olmadan with no price limit expr.
Proverb
günde bir elma doktoru uzak tutar an apple a day keeps the doctor away
günde bir elma doktoru uzakta tutar an apple a day keeps the doctor away
saygı komşuluğu ayakta tutar good fences make good neighbors
deniz sakinken dümeni herkes tutar anyone can hold the helm when the sea is calm
üç göç bir yangın yerini tutar moving three times is as bad as a fire
üç göç bir yangın yerini tutar three moves are as bad as a fire
üç göç bir yangın yerini tutar moving three times is as bad as a fire
araya maddiyat/hesap kitap sokmamak arkadaşlığı ayakta tutar good accounting makes good friends
Colloquial
ödenen en yüksek tutar top dollar n.
Idioms
iler tutar yanı/yeri olmama more holes than Swiss cheese [us] n.
asgari tutar brass farthing n.
tutarsa tutar diye yapılan şey hail mary pass n.
iler tutar yanı/yeri olmamak have more holes than swiss cheese [us] v.
bir tutar söylemek/çıkarmak quote a price of (some amount of money) v.
üç göç bir yangın yerini tutar three moves are as bad as a fire expr.
şans cesur insanların tarafını tutar fortune favours the brave expr.
tutar tarafi yok won't hold water expr.
günde bir elma (doktoru uzak tutar) an apple a day [cliché] expr.
günde bir elma (doktoru uzak tutar) an apple a day [cliché] expr.
eskimolar için/eskimo dilinde kar büyük yer tutar eskimos have (some amount of) words for snow expr.
eskimolar için/eskimo dilinde kar büyük yer tutar eskimo have (some amount of) words for snow expr.
çok girişimde/tahminde bulun, nasılsa biri/birkaçı tutar throw spaghetti at the wall and see what sticks expr.
Speaking
beni araba tutar I get carsick expr.
bunu benim için tutar mısın? would you mind holding this for me? expr.
bazen alınganlığı tutar she can be touchy sometimes expr.
o iyi sır tutar He keeps secrets very well expr.
Trade/Economic
saatlik ödenen tutar time n.
aktifleştirilecek minimum tutar capitalisation minimum amount n.
amortismana tabi tutar depreciable amount n.
bütün tutar whole sum n.
esas tutar principal amount n.
faturalanmamış tutar unbilled amount n.
geri kazanılabilir tutar amount recoverable n.
geri kazanılabilir tutar (amount) recoverable n.
geri kazanılabilir tutar recoverable amount n.
hisse başına tutar amount per share n.
isim veya tutar yazılı olmayan çek blank check n.
indirime esas tutar amount on which the rebate is based n.
indirime esas tutar amount subject to discount n.
kavramsal tutar notional amount n.
kayda değer tutar significant amount n.
katkılı tutar gross amount n.
kurumsal müşterilerin, işlerine bakması için iş seyahati acentesine ödedikleri tutar management fees n.
küsuratsız tutar even money n.
net tutar net amount n.
ödenmesi gereken asgari tutar minimum payment due n.
ödenmesi gereken tutar amount due n.
önemli tutar significant amount n.
piyasa riskine maruz tutar value at market risk n.
parasal tutar monetary amount n.
satış fiyatını elde etmek için net fiyata ilave edilen tutar markup n.
satış fiyatını elde etmek için net fiyata ilave edilen tutar mark-up n.
söz konusu tutar the respective amount n.
toplam tutar için sınırlama ceiling n.
teklif edilen tutar amount tendered n.
taşınan tutar amount carried forward n.
tasfiye sonucu ortaklara dağıtılan tutar liquidation dividend n.
vadesi gelmiş tutar amount due n.
vergi sonrası tutar after-tax amount n.
vergi sonrası tutar after tax amount n.
vergiden istisna tutar the tax-exempt amount n.
yeniden değerlendirilmiş tutar amount revalued n.
yaklaşık tutar approximate value n.
yaklaşık tutar approximate amount n.
yeniden değerlendirilmiş tutar revalued amount n.
yıllık tutar yöntemi sum of the years method n.
ödenebilecek tutar assessment n.
cebren alınan tutar exactment n.
yüz dolarlık tutar hundred n.
ödenecek tutar score n.
ilave (tutar) cumulative adj.
(ipotekli mallar) ödenmesi gereken tutar ödenerek geri alınamayan irredeemable adj.
Law
mütekabil tutar corresponding amount n.
Politics
yerel otoriteden tahsil edilebilecek ücrete hükümet tarafından konan yıllık tutar sınırı charge-cap n.
düzeltici tutar correction amount n.
göz önünde tutar considers expr.
Insurance
kişinin ölümü üzerine ödenen tutar reversion n.
sağlık sigortası şirketinin hizmet sağlayıcıya ödeyeceği tutar ile ürün fiyatı arasındaki fark gap [australia] n.
Tourism
işverenin acenteye ödediği tutar commission n.
lokanta sahibinin içeceğini kendisi getirmek isteyen müşteriden talep edebileceği tutar corkage n.
Technical
boya tutar dyeable n.
çok nitelik tutar yağ multigrade oil n.
çok nitelik tutar multigrade n.
net tutar net settlement n.
yuvarlak tutar round sum n.
Computer
tutar para birimi amounts are in expr.
Math
cebirsel tutar algebraic sum n.
Card
el tutar kart entry n.