vatandaşlık - Turc Anglais Dictionnaire

vatandaşlık

Sens de "vatandaşlık" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 11 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
vatandaşlık citizenship n.
This could be a simple way of creating an understanding of citizenship.
Bu, vatandaşlık anlayışı oluşturmanın basit bir yolu olabilir.

More Sentences
General
vatandaşlık nationality n.
There is no way of acquiring this other than having nationality one of the Member States.
Bunu elde etmenin Üye Devletlerden birinin vatandaşlığına sahip olmaktan başka bir yolu yoktur.

More Sentences
Trade/Economic
vatandaşlık nationality n.
Regulations on nationality and the integration of people from third countries are still outstanding.
Vatandaşlık ve üçüncü dünya ülkelerinden gelen insanların entegrasyonuna ilişkin düzenlemeler hala beklemektedir.

More Sentences
Law
vatandaşlık citizenship n.
Giving blood is a positive act of citizenship.
Kan vermek olumlu bir vatandaşlık eylemidir.

More Sentences
vatandaşlık citizenship n.
Your artificial citizenship has no substance whatsoever.
Yapay vatandaşlığınızın hiçbir gerçekliği yoktur.

More Sentences
Politics
vatandaşlık citizenship n.
Nationality and citizenship are not the same thing.
Milliyet ve vatandaşlık aynı şey değildir.

More Sentences
General
vatandaşlık compatriotism n.
vatandaşlık citizenhood [obsolete] n.
vatandaşlık subjectship n.
Law
vatandaşlık denizenship n.
Latin
vatandaşlık civitas n.

Sens de "vatandaşlık" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 157 résultat(s)

Turc Anglais
General
çifte vatandaşlık dual nationality n.
In the case of dual nationality, citizens can invoke laws arising from citizenship of the Union.
Çifte vatandaşlık durumunda, vatandaşlar Birlik vatandaşlığından kaynaklanan kanunlara başvurabilirler.

More Sentences
vatandaşlık görevi civic duty n.
I'm just doing my civic duty.
Ben sadece vatandaşlık görevimi yapıyorum.

More Sentences
vatandaşlık hakları civil rights n.
This effort is leading to greater human and civil rights protection.
Bu çaba, insan ve vatandaşlık haklarının daha fazla korunmasına yol açmaktadır.

More Sentences
Trade/Economic
çifte vatandaşlık dual nationality n.
In the case of dual nationality, citizens can invoke laws arising from citizenship of the Union.
Çifte vatandaşlık durumunda, vatandaşlar Birlik vatandaşlığından kaynaklanan yasalara başvurabilirler.

More Sentences
Law
çifte vatandaşlık dual citizenship n.
Tom has dual citizenship.
Tom'un çifte vatandaşlığı var.

More Sentences
vatandaşlık hakları civic rights n.
We cannot allow the principles of law and civic rights to become victims of this combat.
Hukuk ilkelerinin ve vatandaşlık haklarının bu mücadelenin kurbanı olmasına izin veremeyiz.

More Sentences
vatandaşlık hakları rights n.
We consider public libraries a legitimate citizen's right.
Halk kütüphanelerinin meşru bir vatandaşlık hakkı olduğunu düşünüyoruz.

More Sentences
Politics
çifte vatandaşlık dual citizenship n.
I want my children to have dual citizenship.
Çocuklarımın çifte vatandaşlığa sahip olmasını istiyorum.

More Sentences
vatandaşlık görevi civic duty n.
I'm just doing my civic duty.
Sadece vatandaşlık görevimi yapıyorum.

More Sentences
vatandaşlık hakları civic rights n.
Now, the Albanian population has been accorded its full civic rights.
Artık Arnavut nüfusa tam vatandaşlık hakları tanınmıştır.

More Sentences
vatandaşlık hakları civil rights n.
Who has responsibility for restoring their civil rights?
Vatandaşlık haklarının geri verilmesinde kimin sorumluluğu var?

More Sentences
General
vatandaşlık haklarının tanınması enfranchisement n.
vatandaşlık numarası citizenship number n.
vatandaşlık hakkını kaybetme attainder n.
vatandaşlık sorumluluğu civic responsibility n.
vatandaşlık hakkı birthright n.
vatandaşlık almamış kişi noncitizen n.
vatandaşlık kanunu citizenship law n.
vatandaşlık kanunu citizenship act n.
vatandaşlık hakkını kaybetme attaintment n.
eşit vatandaşlık hakları tanıma intercitizenship n.
amaçlanan vatandaşlık intended citizenship n.
müstakbel vatandaşlık intended citizenship n.
istenen vatandaşlık intended citizenship n.
aktif vatandaşlık ağı active citizenship network n.
vatandaşlık ağı civic network n.
vatandaşlık ağı citizenship network n.
vatandaşlık haklarının tanınması affranchisement n.
vatandaşlık haklarından mahrum bırakma disenfranchisement n.
vatandaşlık haklarından mahrum bırakma disenfranchisement n.
bir kişinin vatandaşlık hakkına dayanarak yaptığı tutuklama citizen's arrest n.
vatandaşlık ayrıcalığı verilen kadın freewoman n.
idam mahkumunun vatandaşlık haklarını kaldırmak attaint v.
vatandaşlık vermek naturalize v.
vatandaşlık vermek confer citizenship v.
vatandaşlık vermek naturalise v.
vatandaşlık kazanmak acquire citizenship v.
vatandaşlık haklarından mahrum bırakmak unnaturalise v.
vatandaşlık haklarından mahrum bırakmak unnaturalize v.
(birine) vatandaşlık vermek denizenize v.
(birine) vatandaşlık vermek denizenise v.
vatandaşlık verilmiş nationalised adj.
vatandaşlık verilmiş nationalized adj.
vatandaşlık almamış unnaturalised adj.
vatandaşlık almamış unnaturalized adj.
vatandaşlık haklarından mahrum bırakılmış disenfranchized adj.
vatandaşlık haklarından mahrum bırakılmış disenfranchised adj.
Trade/Economic
mültecilik ve vatandaşlık müdürlüğü immigration and nationality directorate n.
Law
idam mahkumunun vatandaşlık haklarını kaybetmesi attainder n.
idam mahkumunun vatandaşlık haklarını kaybetmesi attainture n.
vatandaşlık hakkından feragat renunciation of citizenship n.
vatandaşlık kazanma gaining citizenship n.
vatandaşlık sadakat yemini abjuration of allegiance n.
vatandaşlık kazanma acquire citizenship n.
vatandaşlık haklarının yitirilmesi attainder n.
vatandaşlık hakkını kaybetme attainder n.
vatandaşlık hakkı verme enfranchisement n.
vatandaşlık hakkını elinden alma disfranchisement n.
vatandaşlık vazifesi civic duty n.
abd anayasası'nın 6. maddesiyle tanınan bir vatandaşlık hakkı right to an attorney n.
abd anayasası'nın 6. maddesiyle tanınan bir vatandaşlık hakkı right to confront accusors n.
(eskiden) vatandaşlık hakkını kaybetmiş kimseyi belirli haklardan mahrum eden yasa corruption of blood n.
abd anayasasının beşinci düzenlemesi ile teminat altına alınan bir vatandaşlık hakkı freedom from double jeopardy n.
abd anayasasının on üçüncü düzenlemesi ile teminat altına alınan bir vatandaşlık hakkı freedom from involuntary servitude n.
vatandaşlık haklarını kaybetmemiş unattainted adj.
belirli vatandaşlık haklarından mahrum infamous adj.
vatandaşlık hakkını yitirmiş dead adj.
Politics
avrupa vatandaşlık sözleşmesi european convention on nationality n.
anayasal vatandaşlık constitutional citizenship n.
çifte vatandaşlık double nationality n.
çifte vatandaşlık dual-citizenship n.
çifte vatandaşlık double citizenship n.
doğumdan ötürü kazanılan vatandaşlık birthright citizenship n.
doğumla kazanılan vatandaşlık natural born citizenship n.
doğuştan vatandaşlık jus soli (birthright citizenship) n.
doğum sebebiyle vatandaşlık natural allegiance n.
eşit vatandaşlık equal citizenship n.
farklılaşmış vatandaşlık differentiated citizenship n.
göçmenlik ve vatandaşlık bürosu bureau of citizenship and immigration services n.
göçmenlik ve vatandaşlık bakanlığı department of immigration and citizenship (diac) n.
göçmenlik ve vatandaşlık bürosu immigration and naturalization service n.
göç ve vatandaşlık immigration and citizenship n.
göçmenlik ve vatandaşlık immigration and citizenship n.
insanlık ve vatandaşlık hakkı human and civil rights n.
kazanılmış vatandaşlık acquired nationality n.
liberal vatandaşlık liberal citizenship n.
örgütsel vatandaşlık davranışı organizational citizenship behavior n.
temel haklar ve vatandaşlık özel programı komitesi committee for the specific programme fundamental rights and citizenship n.
vatandaşlık iadesi isteme hakkı postliminy n.
vatandaşlık ödevi civic responsibility n.
vatandaşlık hakkını kaybetme attainting n.
vatandaşlık esası üzerinde yükselen milliyetçilik civic-nationalism n.
vatandaşlık hakkı citizenship right n.
vatandaşlık belgesi certificate of citizenship n.
vatandaşlık bilinci citizenship consciousness n.
vatandaşlık belgesi citizenship certificate n.
vatandaşlık hakkını kaybetme durumu attaintment n.
vatandaşlık başvurusu citizenship application n.
vatandaşlık görevi civic responsibility n.
vatandaşlık belgesi citizenship paper n.
vatandaşlık hakları savunucusu civil rights activist n.
vatandaşlık ödevi civic duty n.
vatandaşlık geliri basic income n.
vatandaşlık haklarını tekrar alma hakkı postliminium n.
vatandaşlık sınavı citizenship test n.
vatandaşlık hakkı civil right n.
vatandaşlık tanınması naturalisation n.
vatandaşlık belgesi certificate of nationality n.
vatandaşlık tanınması naturalization n.
vatandaşlık başvurusu application for naturalization n.
vatandaşlık ve demokrasi eğitimi citizenship and democracy education n.
i̇stisnai vatandaşlık exceptional citizenship n.
vatandaşlık bilgisi citizenship knowledge n.
henüz vatandaşlık almamış olup oturma izni olan göçmen landed immigrant [canada] n.
kendi isteğiyle vatandaşlık değiştiren kişinin eski vatandaşlığını bırakması oath of abjuration n.
belirli vatandaşlık haklarının verildiği yabancı denizen n.
vatandaşlık hukuku nationality law n.
ingiliz vatandaşlık kanunu british nationality law n.
vatandaşlık hukuku citizenship law n.
oy verme gibi vatandaşlık haklarından mahrum bırakılmış insanlar the disenfranchized n.
oy verme gibi vatandaşlık haklarından mahrum bırakılmış insanlar the disenfranchised n.
vatandaşlık görevlerini yerine getirmeme incivism n.
kötü vatandaşlık incivism n.
çok vatandaşlık interpolity n.
sonradan kazanılan vatandaşlık subsequently acquired citizenship n.
mülkiyet mükabili vatandaşlık citizenship-for-property n.
mülkiyet karşılığı vatandaşlık citizenship-for-property n.
vatandaşlık kazanmak acquire citizenship v.
vatandaşlık hakkından mahrum etmek disfranchize v.
vatandaşlık hakkından mahrum etmek disfranchise v.
vatandaşlık vermek denizen v.
vatandaşlık seçmek opt v.
vatandaşlık hakkını kaybetmiş attainted adj.
vatandaşlık haklarından mahrum bırakılmış disfranchised adj.
Institutes
içişleri bakanlığı nüfus ve vatandaşlık işleri genel müdürlüğü the department of the interior directorate general of population and citizenship affairs n.
nüfus ve vatandaşlık işleri genel müdürlüğü directorate general of civil registration and citizenship affairs n.
nüfus ve vatandaşlık işleri genel müdürlüğü central population administration system n.
nüfus ve vatandaşlık işleri genel müdürlüğü general directorate of civil registration and nationality n.
nüfus ve vatandaşlık işleri genel müdürlüğü general directorate of population and citizenship affairs n.
içişleri bakanlığı nüfus ve vatandaşlık işleri genel müdürlüğü turkey ministry of interior civil registration and citizenship n.
1912'de genç kadınların ve kızların karakter gelişimi ve vatandaşlık eğitimi için kurulan bir amerikan derneği girl scouts n.
Social Sciences
çok kültürlü vatandaşlık multicultural cizitenship n.
dijital vatandaşlık digital citizenship n.
dijital vatandaşlık semineri digital citizenship seminar n.
vatandaşlık eğitimi citizenship education n.
kültürlerarası vatandaşlık intercultural citizenship n.
sonradan kazanılan vatandaşlık derivative n.
(abd'de) vatandaşlık günü citizenship day n.
History
antik yunan vatandaşlık yemini ephebic oath n.
antik yunan vatandaşlık yemini athenian oath n.
özellikle fransa'da fransız devrimi sırasında ilan edilen vatandaşlık doktrinlerine karşıtlık anticivism n.
vatandaşlık karşıtlığı anticivism n.
osmanlı imparatorluğu'nda kendi dini kuruluşları altında toplanıp vatandaşlık haklarından faydalanan gayrimüslim topluluk millet n.
(antik atina'da) bazı vatandaşlık haklarının atina vatandaşı olmayanlara da verilmesi isotely n.
özellikle fransa'da fransız devrimi sırasında ilan edilen vatandaşlık doktrinlerine karşı olan anticivic adj.
vatandaşlık karşıtı anticivic adj.
Latin
vatandaşlık statüsü status civitatis n.