açığa - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

açığa



"açığa" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

Türkçe İngilizce
General
açığa wide zf.
açığa forth zf.
açığa wide zf.
açığa clear zf.

"açığa" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
açığa vurmak disclose f.
açığa vurmak reveal f.
açığa vurmak bare f.
General
açığa vurma ventilation i.
açığa vurma disclosure i.
açığa vurma divulgement i.
gizli işleri açığa vuran makale exposé i.
açığa çıkartma expositing i.
açığa vurma giveaway i.
taşkın sevgi gibi hisleri açığa vurma emoting i.
zararlı taraflarını açığa vurma (insan/davranış vb'nin) denunciation i.
açığa vurma revealing i.
sırrı açığa vuran kimse telltale i.
açığa vurma apocalypse i.
kötü taraflarını açığa vurma (insan/davranış vb'nin) denunciation i.
gizli bir şeyi açığa vuran exposer i.
açığa vurma airing i.
açığa çıkarma disclosure i.
başkalarının sırlarını açığa vuran kimse telltale i.
açığa çıkarma exposure i.
açığa vurma disclose i.
açığa çıkartan exhumer i.
açığa vurma divulgence i.
taşkın sevgi gibi hisleri açığa vuran emoter i.
açığa çıkarma clearing i.
açığa çıkma revelation i.
açığa vurma divulgation i.
açığa çıkarma revelation i.
açığa çıkarma exposal i.
açığa çıkartma exhuming i.
açığa çıkartma exposit i.
gerçeği açığa çıkaran şey telltale i.
açığa çıkarma revealing i.
açığa vurma evincing i.
açığa vurma revelation i.
bilginin istemsizce açığa çıkması inadvertent disclosure i.
açığa alma suspension i.
açığa çıkaran revealer i.
bazı hususların açığa kavuşturulması clarification of some matters i.
bazı noktaların açığa kavuşturulması clarification of some points i.
kendini açığa çıkarma self-exposure i.
kendini açığa çıkarma self-revelation i.
iç dünyasını açığa vurma self-revelation i.
kutsalın açığa çıkması hierophany i.
açığa çıkarma baring i.
açığa çıkış debouchment i.
açığa çıkan şey disclosure i.
açığa vurulmamış arzular undisclosed desires i.
yeniden açığa çıkarma re-exposure i.
(duygu, düşünce) açığa vurma release i.
açığa vurma release i.
(sır/düşünce) açığa vuran unbosomer i.
açığa vurulmamış olma ulteriority i.
açığa çıkarma éclaircissement i.
bilginin açığa çıkması revelation i.
açığa vurma vent i.
açığa çıkma manifestation i.
açığa vuran veya ortaya konulan şey manifestation i.
bir şeyi açığa vuran kimse manifester i.
bir şeyi açığa vuran şey manifester i.
gömülü bir şeyi açığa çıkarma deterration i.
açığa çıkmama inexposure i.
gizilgücün açığa çıkması ingression i.
açığa vurma disclose [obsolete] i.
sırrın açığa çıkarılması outing i.
dıştan açığa çıkan iç karakter physiognomy i.
açığa satılan hisse senedi veya emtia bear [obsolete] i.
çürüme ile açığa çıkan ürünler putrilage i.
açığa çıkarılmak be discovered f.
asıl karakterini açığa vurmak show one's true colors f.
açığa almak lash off an employee temporarily f.
açığa vurmak unveil f.
açığa çıkarmak debunk f.
açığa çıkarmak smell out f.
açığa çıkarmak bring into relief f.
açığa alınmak suspend f.
açığa vurmak yield f.
kirli çamaşırlarını açığa çıkarmak debunk f.
açığa vurmak let on f.
açığa çıkarmak expose f.
açığa çıkarmak unveil f.
açığa kavuşmak be clarified f.
açığa çıkarmak reveal f.
açığa almak lay off from a job f.
açığa vurmak lay bare f.
açığa vurmak betray f.
açığa vurmak externalize f.
açığa vurmak proclaim f.
açığa çıkmak come off f.
açığa çıkarmak evince f.
açığa vurmak spill f.
açığa çıkmak come to light f.
açıktan açığa karalamak vilify f.
açığa çıkmak become known f.
gerçek yüzünü açığa vurmak throw off one's mask f.
açığa çıkmak manifest f.
açığa çıkmak come out f.
açığa çıkarmak remove from a government office f.
açığa kavuşmak be revealed f.
açığa çıkarmak display f.
açığa vurmamak keep something dark f.
açığa vurmak evidence f.
açığa vurmak reveal f.
açığa çıkarmak dismissal f.
açığa vurmak unclose f.
açığa vurmak utter f.
açığa çıkartmak (bir görüntüyü vb) reveal f.
açığa vurmak uncork f.
açığa çıkarmak unclothe f.
açığa kavuşturmak make evident f.
açığa çıkarmak bring out into the open f.
açığa çıkarmak disclose f.
açığa çıkarmak drag up f.
açığa çıkarmak extricate f.
açığa çıkarmak lay bare f.
açığa vurmak evince f.
aşk, sevgi gibi hisleri açığa vurmak emotionalise f.
niyetini açığa vurmak show one's hand f.
açığa çıkarılmak be brought to daylight f.
açığa çıkarmak show up f.
aşk, sevgi gibi hisleri açığa vurmak emotionalize f.
açığa çıkarmak uncover f.
açığa vurmak vent f.
açığa çıkmak be fired f.
açığa çıkarmak tell f.
kötü yönlerini açığa vurmak denounce f.
açığa vurmak disclose f.
açığa vurmak unseal f.
açığa vurmak blab f.
açığa vurmak uncloak f.
açığa çıkarılmak be dismissed f.
açığa vurmak divulge f.
açığa vurmak express f.
açığa çıkarmak bring into the open f.
açığa vurmak ventilate f.
açığa kavuşturmak make explicit f.
açığa vurmak give vent to f.
açığa vurmak publish f.
açığa almak sideline somebody f.
açığa alınmak be relieved of one's duties f.
açığa alınmak be suspended from one's duty f.
duygularını açığa vurmamak keep a straight face f.
açığa çıkarmak release f.
açığa çıkmak get out f.
açığa vurmak give away f.
açığa kavuşturmak elucidate f.
açığa vurmak impart f.
açığa vurmak expose f.
önemi açığa çıkmak become apparent f.
önemi açığa çıkmak become prominent f.
skandalı açığa çıkarmak reveal the scandal f.
rezaleti açığa çıkarmak reveal the scandal f.
skandalı açığa çıkarmak unveil a scandal f.
rezaleti açığa çıkarmak unveil a scandal f.
hisseleri açığa satmak short the stock f.
duygularını/hislerini açığa vurmak betray one's emotions f.
açığa çıkarmak dismiss f.
açığa vurmak externalise f.
yolsuzluğu açığa çıkarmak expose corruption f.
yeniden açığa çıkarmak re-expose f.
(duygu, düşünce) açığa vurmak release f.
açığa vurmak release f.
açığa vurmak tell f.
açığa vurmak unbosom f.
açığa vurmak unkennel f.
açığa vurmak unbreast f.
uzun sessizlikten sonra açığa vurmak unbotton f.
açığa vurmak uncope f.
açığa çıkarmak uncurtain f.
duyguyu açığa çıkarmak emotionalize f.
açığa vurmamak undisclose f.
açığa vurmak unface f.
açığa vurmak unhele [obsolete] f.
açığa vurmak unkennel f.
açığa vurmak unpack f.
(duygu, fikir) açığa vurmak unpen f.
açığa vurmak unshale [obsolete] f.
açığa çıkarmak unvail [obsolete] f.
açığa vurmak bid [obsolete] f.
açığa vurmak biwreye f.
açığa vurmak blackwash f.
açığa çıkmak blossom f.
açığa çıkarmak bolt f.
açığa çıkarmak wray f.
tamamen açığa vurmak wreak f.
açığa vurmak wreak f.
duygularını açığa vurmak wreak f.
açığa çıkarmak wrey f.
açığa vurmak breathe f.
açığa vurmak claim [obsolete] f.
açığa vurmak deplume f.
açığa çıkmak open f.
fazla açığa vurmak overdo f.
açığa çıkarmak impute f.
açığa vurmak communicate f.
açığa vurmak develop [obsolete] f.
açığa çıkarmak develop [obsolete] f.
açığa vurmak discure [obsolete] f.
(bilgiyi) baskı altında açığa çıkarmak disgorge f.
kişisel bir bilgiyi açığa vurmak dish f.
açığa vurmak incle [rare] f.
(duyguyu, kalbindekileri) açığa vurmak discharge f.
açığa vurmak discloak [obsolete] f.
önden açığa çıkarmak pre-expose f.
önden açığa çıkarmak preexpose f.
erkenden açığa çıkarmak preexpose f.
sır açığa vurmak squeak f.
açığa çıkarmak strike f.
açığa çıkarmak suppute [obsolete] f.
açığa çıkmak surface f.
açığa çıkarmak surprise f.
açığa çıkarmak surprize f.
açığa çıkarmak unmask f.
açığa alınmak be suspended f.
taşkın sevgi gibi hisleri açığa vurmuş emoted s.
açığa çıkmış unveiled s.
açığa vurulmamış ulterior s.
açığa vurulmamış undeclared s.
duygularını açığa vurmayan impassive s.
açığa çıkartılmış exposited s.
açığa çıkartılmış exhumed s.
hislerini serbestçe açığa vuran demonstrative s.
açıktan açığa olan overt s.
açığa vurulmamış undisclosed s.
belirli bir durumu açığa vuran revealing s.
açığa vurulabilir evincible s.
duygularını açığa vuran demonstrative s.
açığa çıkmış out s.
açığa vurucu revelatory s.
açığa vurulmuş evinced s.
hislerini açığa vuran demonstrative s.
açığa vurulmamış unspoken s.
kolaylıkla açığa çıkarılabilen easily liberatable s.
açığa çıkaran telling s.
hatları açığa çıkaran edgy s.
kazara açığa çıkan/açığa çıkmış released accidentally s.
açığa çıkarılabilir releasable s.
açığa çıkarılmamış unrevealed s.
açığa vuran unconcealing s.
açığa çıkmamış unrevealed s.
açığa vurulmamış undivulged s.
duygularını açığa vurmayan unexpressive s.
açığa vurulamaz unrevealable s.
açığa vurulmamış unrevealed s.
açığa vurulmamış unsunned s.
ahlaki uyum veya diğer edinimleri açığa çıkaran victorious s.
merhamet duygusunu açığa çıkaran compassionate [obsolete] s.
açığa çıkmış disenshrouded s.
açığa vurulmamış dormant s.
açıktan açığa in open day zf.
açıktan açığa overtly zf.
açığa çıkartmadan unrevealingly zf.
açıktan açığa publicly zf.
açıktan açığa openly zf.
duygularını açığa vurmayarak unperturbably zf.
açığa vurarak through zf.
tümüyle açığa çıkmış durumda on the table zf.
açıktan açığa outward zf.
açığa vurulmamış anlamı veren bir ön ek crypt- ök.
açığa vurulmamış anlamı veren bir ön ek crypto- ök.
açığa vurulmamış anlamı veren bir ön ek krypt- ök.
açığa vurulmamış anlamı veren bir ön ek krypto- ök.
Phrasals
açığa vurmak take out f.
açığa kavuşturmak nail down f.
açığa vurmak let out f.
açığa vurmamak keep back f.
açığa çıkmak turn up f.
açığa çıkmak come out f.
açığa çıkmak come to f.
açığa çıkarmak draw forth f.
(birini/kendini) açığa almak relieve (someone or oneself) of (something) f.
(birinde bir tepkinin, duygunun) açığa çıkmasına neden olmak elicit (something) from (someone) f.
-den bir şey yaymak/açığa çıkarmak emit (something) from (something) f.
bir yerden/bir şeyden açığa çıkmak erupt from something f.
birini (bir şeyden) açığa almak suspend from (something) f.
açığa çıkmak come out f.
açığa çıkarmak dig up f.
duyguları bir anda açığa çıkmak dissolve into something f.
birinin bir şeyi açığa vurmasını/açık etmesini sağlamak bring out f.
açığa çıkarmak pile on f.
açığa çıkarmak pile onto f.
tüm bilgiyi açığa çıkarmak plaster over f.
bir anda açığa vurmak/açıklamak spring on f.
açığa almak lay off f.
(birinden/bir şeyden) açığa çıkmak surge off (of) (someone or something) f.
(birinden/bir şeyden) açığa çıkmak surge out of (someone or something) f.
açığa almak lay off f.
(birini/bir şeyi) açığa çıkarmak blow upon (someone or something) [obsolete] f.
(birini/bir şeyi) açığa çıkarmak blow on (someone or something) [obsolete] f.
öylece açığa koyulmak lay about f.
(birine bir şeyi) açığa vurmak bare (something) to (someone) f.
birinin/bir şeyin sırrını açığa vurmak give someone or something away f.
(birini/bir şeyi) açığa çıkartmak bring (someone or something) into view f.
(birinin içindeki) bir şeyi açığa çıkarmak bring something out (in someone) f.
açığa çıkarmaktan kaçınmak hold back f.
(birinde bir tepkinin, duygunun) açığa çıkmasına neden olmak elicit from f.
-den açığa çıkmak erupt from f.
(bir şeyi) açığa vurmak give out with (something) f.
bir şeyi açığa vurmak give (out) with something f.
(biri/bir şey) hakkında bir bilgiyi açığa çıkarmak learn about (someone or something) f.
(birinden/bir şeyden) yayılmak/açığa çıkmak radiate from (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili (bir şeyi) ortaya çıkarmak/açığa vurmak/belli etmek say (something) about (someone or something) f.
açığa çıkarmak vent out f.
(birinin/bir şeyin bir özelliğini) açığa çıkarmak show (someone or something) up as (something) f.
bilinmeyeni açığa çıkarmak find out f.
açığa çıkarmak flush out f.
Phrases
her şey açığa çıktı the genie is out of the bottle expr.
Colloquial
kazayla açığa çıkma blowout i.
kontrolsüz açığa çıkma blowout i.
açığa çıkaran kimse unveiler i.
fazladan rezervasyon nedeniyle (birinin) uçak biletini açığa almak bump f.
güveni suistimal etmek sırları açığa dökmek breach of confidence f.
yanlışlıkla bir sırrı açık etmek/açığa vurmak/ele vermek let it drop f.
açığa vurmak unclasp [obsolete] f.
açığa vurmak lay on f.
açığa çıkarmak lay open f.
duygularını/enerjisini açığa çıkartmak let rip f.
duygularını/enerjisini açığa çıkartmak let rip f.
içinde tuttuklarını açığa vurmak let rip f.
dürüstçe açığa vurmak be out f.
açığa vurulmuş outed s.
hakkındaki gizli bir bilgi yayılmış/açığa çıkarılmış outed s.
gerçek açığa çıkacak the truth will get out expr.
gerçekler açığa çıkar the truth will get out expr.
Idioms
bir meseleyi/şeyi açığa çıkaran yer white hole i.
açığa çıkarmak bring to light f.
hiçbir şeyi açığa vurmamak keep dark f.
potansiyelini açığa çıkarmak bring your pigs to market f.
potansiyelini açığa çıkarmak drive your pigs to market f.
açığa çıkarmak give the show away f.
açığa çıkarmak give the game away f.
açığa çıkarmak bring into view f.
açığa çıkartmak lay bare f.
açığa çıkartmak bring into open f.
açığa çıkmak fall into place f.
açığa çıkmak come out in the wash f.
açığa çıkmak come out of the woodwork f.
açığa vurmak speak volumes for f.
açığa vurmak give vent to f.
açığa vurmak show one's true colors f.
açığa vurmak come clean f.
bir şeyi açığa çıkarmak get something out in the open f.
belli bir şeyi kesin olarak açığa kavuşturmak nail something down f.
bir konuyu açığa kavuşturmak shed light on something f.
güçlü yönlerini açığa çıkarmak play to one's strengths f.
hislerini/duygularını açığa vurmak/serbest bırakmak give vent to one's feelings f.
sırrı açığa vurmak blow the gaff f.
sırrı açığa çıkartmak lift the lid off f.
rezaleti açığa çıkarmak blow the lid off the scandal f.
skandalı açığa çıkarmak blow the lid off the scandal f.
sırrını açığa vurmak come out of the closet f.
sırrı açığa çıkartmak take the lid off f.
sırrını açığa vurmak get out of the closet f.
(gizlendiği yerden) açığa çıkmak come out in the open f.
(gizlendiği yerden) açığa çıkmak come into the open f.
(rezaleti) açığa çıkarmak take the lid off something f.
(rezaleti) açığa çıkarmak blow something wide open f.
(rezaleti) açığa çıkarmak blow the lid off something f.
(gizlendiği yerden) açığa çıkmak come out into the open f.
(rezaleti) açığa çıkarmak lift the lid on something f.
(rezaleti) açığa çıkarmak blow wide open f.
(rezaleti) açığa çıkarmak bust something wide open f.
(rezaleti) açığa çıkarmak blow the lid off f.
bir sırrı açığa çıkarmak crack the code f.
(birinin veya bir şeyin) gerçek yüzünü açığa çıkarmak say a great deal about (someone or something) f.
(bir şeyi tamamen) açığa vurmak/dışa vurmak give (full) vent to (something) f.
öfkesini açığa vurmak give (full) vent to (something) f.
(biri veya bir konu hakkında) birçok şeyi açığa vurmak say a great deal about (someone or something) f.
(birinin) yapacağını/niyetini açığa vurmak put (one's) pot on [old-fashioned] f.
(gerçek) çizgisini açığa vurmak/belli etmek reveal (one's) (true) stripes f.
(gerçekte) neye inandığını, ne düşündüğünü, istediğini açığa vurmak reveal (one's) (true) stripes f.
(gerçekte) olduğu kişiyi açığa vurmak reveal (one's) (true) stripes f.
(asıl) karakterini açığa vurmak reveal (one's) (true) stripes f.
(gerçek) çizgisini açığa vurmak/belli etmek show (one's) (true) stripes f.
(gerçekte) neye inandığını, ne düşündüğünü, istediğini açığa vurmak show (one's) (true) stripes f.
(gerçekte) olduğu kişiyi açığa vurmak show (one's) (true) stripes f.
(asıl) karakterini açığa vurmak show (one's) (true) stripes f.
(bir şeyi) net bir şekilde açığa çıkarmak bring (something) into sharp relief f.
açığa/ortaya çıkmak come out of the woodwork f.
açığa/ortaya çıkmak crawl out of the woodwork f.
bir şeyin başka yönlerini açığa çıkarmak peel the onion f.
bir şeyin iç yüzünü açığa çıkarmak peel the onion f.
şu soruyu açığa çıkartmak beg the question f.
(biri/bir şey hakkındaki) skandalı açığa çıkartmak blow the whistle (on) (someone or something) f.
bir konuyu açıklığa kavuşturmak/açığa çıkarmak break silence f.
bir konuyu açıklığa kavuşturmak/açığa çıkarmak break the silence f.
(bir şeyi) açığa çıkartmak bust (something) wide open f.
açığa çıkarmak bust wide open f.
düzenbazlığı açığa çıkarmak call someone's bluff f.
ile (gizlendiği yerden) açığa çıkmak come out in the open with f.
(bir şeyle, haberle) gizlendiği yerden açığa çıkmak come out in the open with (something) f.
bir şeyle, haberle gizlendiği yerden açığa çıkmak come out in the open with something f.
bir şeyle, haberle gizlendiği yerden açığa çıkmak come out into the open with something f.
açığa/ortaya çıkmak come/crawl out of the woodwork f.
açığa çıkarmak crack open f.
açığa vurmak crack open f.
(her şeyi) açığa çıkarmak give the (whole) show away f.
bir şeyi açığa vurmak/dışa vurmak give vent to something f.
öfkesini, hislerini açığa vurmak give vent to something f.
'-i açığa vurmak go public with f.
(bir şeyi) açığa vurmak go public with (something) f.
açığa vurmamak keep it dark f.
açığa vurmamak keep something dark f.
(bir şeyi) açığa vurmamak/açık etmemek keep the lid on (something) f.
bir şeyi açığa vurmamak/açık etmemek keep the lid on something f.
bir şeyi açığa vurmamak/açık etmemek put the lid on something f.
yanlışlıkla bir sırrı açık etmek/açığa vurmak/ele vermek let drop f.
yanlışlıkla bir sırrı açık etmek/açığa vurmak/ele vermek let fall f.
(bir sırrı) açığa çıkartmak lift the lid off (something) f.
bir sırrı açığa çıkartmak lift the lid off something f.
bir sırrı açığa çıkartmak lift the lid on something f.
(bir sırrı) açığa çıkartmak lift the veil (on something) f.
güçlü yönlerini açığa çıkarmak play to your strengths f.
asıl karakterini açığa vurmak show colors f.
niyetini açığa vurmak show hand f.
asıl karakterini açığa vurmak show one's colors f.
niyetini açığa vurmak show your hand f.
asıl karakterini açığa vurmak show your true colours f.
niyetini açığa vurmak show your hand [uk] f.
niyetini açığa vurmak reveal your hand [uk] f.
niyetini açığa vurmak tip your hand [us] f.
(bir şeyi) açığa çıkarmak take the lid off (of) (something) f.
gerçekte ne olduğunu açığa çıkarmak tell the tale f.
(birinin) gerçek yüzü ortaya/açığa çıkmış (one's) mask slips expr.
her şey açığa/temize çıkar it all comes out in the wash expr.
her şey açığa/temize çıkar it will come out in the wash expr.
açığa vurulmuş out of the closet expr.
açığa çıkmış out of the woodwork expr.
Trade/Economic
açığa dayalı harcama deficit spending i.
açıktan açığa kabul blank acceptance i.
açığa kabul blank acceptance i.
açığa satış işlemleri short selling transactions i.
açığa yapılan alış satış işlemlerinin toplamı total short trades i.
açığa satım talebi open interest i.
açığa alınma suspension i.
açığa alma lay-off i.
açığa çıkarma temporary discharge i.
açığa çıkarma removal from office i.
açığa imza signature in blank i.
açığa imza blank signature i.
açığa satış short sale i.
açığa satış short selling i.
açığa satış yapan shortseller i.
açığa satma short sale i.
açığa satma short selling i.
kazançla sonuçlanan açığa yapılan alım satım işlemleri winning short trades i.
robert merton tarafından geliştirilmiş ortak sorunları olan bireylerin kendilerini grupla birlikte açığa vurmalarını hedefleyen mülakat focused interview i.
açığa satın alım yapan kimse short i.
açığa satış yapan kimse short i.
açığa satış yapan kişinin hesabı short account i.
açığa yapılan toplam satış short account i.
açığa satılan hisse senetleri shorts i.
açığa satmak (borsa) go short f.
açığa vurmak reveal f.
(tahvili) açığa satmak short f.
açığa satış yapmak short-sell f.
açığa satış ile ilgili short s.
açığa satış içeren short s.
açığa satarak short zf.
açığa satış usulü ile short zf.
Law
açığa alma suspension from office i.
açığa imza blank signature i.
açığa vurmak testify f.
suçluluğunu açığa vurmak condemn f.
Politics
açığa alınmak be suspended from duty f.
açığa almak lay f.
açığa çıkarmak lay f.
açığa vurmak display f.
Technical
açığa çıkan ısının konik radyant ısıtıcı ve termopil detektörle belirlenmesi heat release test using a conical radiant heater and a thermopile detector i.
açığa çıkan karbon dioksidin analizi metodu method by analysis of released carbon dioxide i.
açığa çıkan karbondioksit analizi analysis of evolved carbon dioxide i.
eriterek açığa çıkarma deneyi elution test i.
kablolardan alınan malzemelerin yanması sırasında açığa çıkan gazlara yapılan deneyler tests on gases evolved during combustion of materials from cables i.
kağıt numunesinden açığa çıkan kokunun değerlendirilmesi assessment of the odour released from paper sample i.
kazara açığa çıkmaya karşı önlemler accidental release measures i.
kazayla açığa çıktığında alınması gereken önlemler accidental release measures i.
kazara açığa çıktığında alınması gereken önlemler accidental release measures i.
krom açığa çıkaram yöntemi chromium release method i.
krom açığa çıkarma yöntemi chromium release method i.
seramik kaplardan açığa çıkan kurşun ve kadmiyumun belirlenmesi determination of the release of lead and cadmium from ceramic ware i.
termonükleer patlama ile açığa çıkan ısıyı kullanarak kum veya toprağı camsı hale getirmek glassify f.
açığa çıkan released s.
enerji açığa çıkaran (nükleer reaksiyon) energy-releasing s.
Computer
bilginin istemsizce açığa çıkması inadvertent disclosure i.
Textile
yün tiftikleme işleminde açığa çıkan kısa lif miktarı tearage i.
Construction
yanarken açığa çıkan zehirli gaz toxic combustion emission i.
açığa vurmak expose f.
Marine
açığa satış hesabı flemish accounts i.
Mining
yakıldığında sert, keçi gibi bir koku açığa çıkaran bir fosil reçine hircine i.
maden yatağını açığa çıkarıp gittiği yolu belirlemek için toprak yüzeyi boyunca çukur kazmak costean [uk] f.
maden yatağını açığa çıkarıp gittiği yolu belirlemek için toprak yüzeyi boyunca çukur kazmak costeen [uk] f.
açığa çıkınca rengi değişen parachrose s.
Medical
histamin açığa çıkaran histaminergic s.
Psychology
önemli bir duygu ya da heyecanın açığa vurulması cathexis i.
Dentistry
pulpanın açığa çıkması pulp exposure i.
Physiology
nöromüsküler kavşağın sinaptik yarığından açığa çıkan bir asetilkolin birimi quantum i.
sinir ucunda açığa çıkan maddeyle ilgili neurohumoral s.
sinir ucunda açığa çıkan maddeye ait neurohumoral s.
Pathology
virüsün çoğalması için genomunun açığa çıkarılması işlemi uncoating i.
Optics
nesneleri karanlıkta veya yetersiz ışıkta açığa çıkarmaya yarayan bir alet scotoscope i.