dayatmak - Türkçe İngilizce Sözlük

dayatmak

"dayatmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 28 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
dayatmak impose f.
Traditional families tend to impose their beliefs on their children.
Geleneksel aileler çocuklarına çoğunlukla kendi inançlarını dayatırlar.

More Sentences
General
dayatmak impose upon f.
The demands we impose upon others we must also impose upon ourselves.
Başkalarına dayattığımız talepleri kendimize de dayatmalıyız.

More Sentences
dayatmak enforce f.
He is trying to enforce his own views on me.
Kendi görüşlerini bana dayatmaya çalışıyor.

More Sentences
dayatmak force f.
I'm fed up with Tom forcing his opinions on me.
Tom'un fikirlerini bana dayatmasından bıktım.

More Sentences
Phrasals
dayatmak force upon f.
The Council has not itself been prepared to implement the reductions forced upon others.
Konsey'in kendisi başkalarına dayatılan indirimleri uygulamaya hazır değildir.

More Sentences
General
dayatmak exact f.
dayatmak stick out f.
dayatmak jib f.
dayatmak cause to lean f.
dayatmak insist f.
dayatmak force one's hand f.
dayatmak insist on f.
dayatmak shove down one's throat f.
dayatmak ram it down one's throat f.
dayatmak ram down f.
dayatmak dictate f.
dayatmak impone f.
dayatmak insense [dialect] [uk] f.
Phrasals
dayatmak force on f.
dayatmak bull through f.
dayatmak ram through f.
Idioms
dayatmak shove down one's throat f.
dayatmak ram it down one's throat f.
dayatmak force hand f.
dayatmak shove down throat f.
dayatmak stuff down throat f.
Archaic
dayatmak school f.
Slang
dayatmak come at [australia] f.

"dayatmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

Türkçe İngilizce
General
dayatmak (bir şeyin geçilmesi veya kabul edilmesi için) ram f.
I'm tired of Tom ramming his ideas down my throat.
Tom'un fikirlerini bana dayatmasından bıktım.

More Sentences
Phrasals
(birine bir şey) dayatmak impose on (someone) f.
We cannot see why we should impose on others this infernal machine that we would reject for ourselves.
Kendimiz için reddettiğimiz bu cehennem makinesini neden başkalarına dayatmamız gerektiğini anlayamıyoruz.

More Sentences
General
dayatmak (bir sebebe) ground f.
savunduğu konuyu başka birtakım gerekçelere dayatmak shift one's ground f.
birine bir şeyi dayatmak ram it down one's throat f.
birine bir şeyi dayatmak shove down one's throat f.
(birine) dayatmak dictate to (one) f.
kendini dayatmak impose oneself on f.
önceden dayatmak preimpose f.
koşul olarak dayatmak premise f.
şart dayatmak premise f.
şart dayatmak premiss f.
(ceza veya yükümlülük olarak) dayatmak set [obsolete] f.
Phrasals
bir şeyi dayatmak ram (something) down f.
(birine bir şeyi) dayatmak/zorla kabul ettirmek/uygulamak enforce (something) on (one) f.
(birine/bir şeye) bir şeyi dayatmak force on (someone or something) f.
birine (bir şeyi) dayatmak dictate (something) to someone f.
(birine) dayatmak dictate to f.
(bir şeyi birine/bir şeye) dayatmak/zorla benimsetmek lay (something) on (someone or something) f.
-i dayatmak/zorla kabul ettirmek/uygulamak enforce on f.
(birine bir şey) dayatmak force (something) on (one) f.
birine bir şey dayatmak impose something (up)on someone f.
(yasayı kullanarak bir şeyi) dayatmak railroad (something) through f.
-i dayatmak railroad into f.
yoluyla/kullanarak dayatmak railroad through f.
Idioms
birine bir şeyi dayatmak shove something down someone's throat f.
birine bir şeyi dayatmak force something down someone's throat f.
birine bir şeyi dayatmak ram something down someone's throat f.
birine bir şeyi dayatmak jam (something) down (someone's) throat f.
birine bir şeyi dayatmak ram/force something down somebody’s throat f.
birine bir şeyi dayatmak stuff (something) down (one's) throat f.
(birine bir şey) dayatmak force (something) down (one's) throat f.
birine dayatmak ram down someone's throat f.
birine dayatmak shove down someone's throat f.