İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | diversity i. | çeşitlilik | ||
Our society has astonishing cultural diversity. Toplumumuzda hayret verici bir kültürel çeşitlilik var. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | diversity i. | çeşit | ||
This third device appears to have produced a lower diversity of organic molecules. Bu üçüncü araç daha düşük çeşitlilikte organik moleküller üretmiş gibi görünüyor. More Sentences |
||||
Genel | diversity i. | farklılık | ||
That is our wish in a Europe of democracies and diversities. Demokrasiler ve farklılıklardan oluşan bir Avrupa'da dileğimiz budur. More Sentences |
||||
Genel | diversity i. | değişik tür | ||
Genel | diversity i. | nevi | ||
Genel | diversity i. | cins | ||
Genel | diversity i. | fark | ||
Genel | diversity i. | başkalık | ||
Genel | diversity i. | çeşitleme | ||
Genel | diversity i. | değişim | ||
Genel | diversity i. | farklı olma | ||
Law | ||||
Hukuk | diversity i. | mahkemede dava kararının belirlenmesinde taraflar arasındaki vatandaşların çeşitliliği | ||
Logic | ||||
Mantık | diversity i. | birbirinden farklı olan iki varlık arasındaki ilişki | ||
Mantık | diversity i. | sayısal olarak farklı olma | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | diversity i. | taksonomik tür | ||
Eski Kullanım | diversity i. | taksonomik sınıflandırma birimi |