|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
etnik farklılık |
ethnic difference i.
|
|
Afghan society is complex due to its many factions, tribes, and religious and ethnic differences.
Afgan toplumu çok sayıda hizip, aşiret, dini ve etnik farklılıklar nedeniyle karmaşık bir yapıya sahiptir.
More Sentences
|
2 |
Genel |
temel farklılık |
main difference i.
|
|
Currently, the main differences relate to the agricultural, services and telecommunications sectors.
Şu anda temel farklılıklar tarım, hizmetler ve telekomünikasyon sektörleriyle ilgilidir.
More Sentences
|
3 |
Genel |
büyük farklılık |
big difference i.
|
|
Thirdly, the big differences between the Member States damage the internal market.
Üçüncü olarak Üye Devletler arasındaki büyük farklılıklar iç pazara zarar vermektedir.
More Sentences
|
4 |
Genel |
farklılık göstermek |
differ from f.
|
|
The Turkish VAT system, based on the Community approach, still differs from the acquis to some extent.
Topluluk yaklaşımına dayanan Türk KDV sistemi, müktesebattan hâlâ bir ölçüde farklılık göstermektedir.
More Sentences
|
|
5 |
Genel |
farklılık göstermek |
be different from f.
|
|
Measurements are different from individual to individual.
Ölçüler bireyden bireye farklılık gösterir.
More Sentences
|
6 |
Genel |
farklılık göstermek |
vary f.
|
|
We have heard here that legislation regulating temporary work agencies varies greatly from Member State to Member State.
Burada geçici iş ajanslarını düzenleyen mevzuatın Üye Devletten Üye Devlete büyük farklılıklar gösterdiğini duyduk.
More Sentences
|
Phrasals |
|
7 |
Öbek Fiiller |
(bir konuda) farklılık göstermek |
differ in (something) f.
|
|
The fundamental reform which is necessary, and which we intend, differs in one key respect.
Gerekli olan ve bizim de amaçladığımız temel reform, önemli bir açıdan farklılık göstermektedir.
More Sentences
|
General |
|
8 |
Genel |
normalden farklılık |
deviancy i.
|
|
9 |
Genel |
sektörel farklılık |
sectoral diversity i.
|
|
10 |
Genel |
sektörel farklılık |
sectoral difference i.
|
|
11 |
Genel |
davranışsal farklılık |
behavioural difference i.
|
|
12 |
Genel |
davranışsal farklılık |
behavioral difference i.
|
|
13 |
Genel |
temel farklılık |
key difference i.
|
|
14 |
Genel |
anahtar farklılık |
key difference i.
|
|
15 |
Genel |
esas farklılık |
key difference i.
|
|
16 |
Genel |
büyük farklılık |
huge discrepancy i.
|
|
17 |
Genel |
duygusal farklılık |
chasm i.
|
|
18 |
Genel |
mizaçsal farklılık |
idiosyncrasy i.
|
|
19 |
Genel |
temel farklılık |
essential difference i.
|
|
20 |
Genel |
bölgeye göre farklılık gösteren bir uzunluk birimi |
pole i.
|
|
21 |
Genel |
zıtlık niteliğinde farklılık |
counter distinction i.
|
|
22 |
Genel |
kamusal hizmetlerin bölgeden bölgeye farklılık göstermesi durumu |
postcode lottery [uk] i.
|
|
23 |
Genel |
farklılık yaratmak |
make difference f.
|
|
24 |
Genel |
ile farklılık göstermek |
differ by f.
|
|
25 |
Genel |
büyük ölçüde farklılık göstermek |
differ greatly f.
|
|
26 |
Genel |
yaş grupları arasında farklılık göstermek |
vary across age groups f.
|
|
27 |
Genel |
çok farklılık göstermek |
vary widely f.
|
|
28 |
Genel |
normalden farklılık göstermek |
degenerate [obsolete] f.
|
|
29 |
Genel |
farklılık gösteren |
differential s.
|
|
30 |
Genel |
çok az farklılık gösteren |
nuanced s.
|
|
31 |
Genel |
farklılık ile ilgili |
variative s.
|
|
32 |
Genel |
toplumun davranış normlarından büyük ölçüde farklılık gösteren |
deviate s.
|
|
33 |
Genel |
farklılık gösteren |
dissonant s.
|
|
34 |
Genel |
morfolojiden ziyade metabolik tepkimeler ya da fonksiyonel özellikler bakımından farklılık gösteren |
physiologic s.
|
|
35 |
Genel |
morfolojiden ziyade metabolik tepkimeler ya da fonksiyonel özellikler bakımından farklılık gösteren |
physiological s.
|
|
36 |
Genel |
farklılık gösteren |
at square [obsolete] expr.
|
|
Phrasals |
|
37 |
Öbek Fiiller |
(bir yönden) farklı olmak/farklılık göstermek |
differ in (something) f.
|
|
38 |
Öbek Fiiller |
kişiden kişiye, gruptan gruba değişmek/farklılık göstermek |
vary between (someone or something) f.
|
|
39 |
Öbek Fiiller |
kişiden kişiye, gruptan gruba değişmek/farklılık göstermek |
vary between (someone or something) and (someone or something else) f.
|
|
40 |
Öbek Fiiller |
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında farklılık göstermek |
vary from (someone or something) f.
|
|
41 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) göre değişiklik/farklılık göstermek |
vary with (something) f.
|
|
Idioms |
|
42 |
Deyim |
fikirler veya iki grup insanın arasındaki önemli farklılık |
widening gulf i.
|
|
43 |
Deyim |
(biri/bir şey) üzerinde bir farklılık yaratmak |
make a difference (to/in somebody/something) f.
|
|
44 |
Deyim |
(biri/bir şey) üzerinde bir farklılık yaratmamak |
make no difference (to/in somebody/something) f.
|
|
|
45 |
Deyim |
üzerinde bir farklılık yaratmak |
make a difference to f.
|
|
46 |
Deyim |
zerre kadar farklılık |
not a blind bit of difference expr.
|
|
47 |
Deyim |
hiçbir fark/farklılık |
not a blind bit of difference expr.
|
|
Trade/Economic |
|
48 |
Ticaret/Ekonomi |
çoklu farklılık analizi |
multiple-discriminant analysis i.
|
|
49 |
Ticaret/Ekonomi |
istatistiksel farklılık |
statistical discrepancy i.
|
|
50 |
Ticaret/Ekonomi |
toplumsal farklılık |
social differentiation i.
|
|
51 |
Ticaret/Ekonomi |
(değeri farklılık gösteren ve farklı saltanatlara ait) altın ingiliz parası |
rose-rial i.
|
|
Politics |
|
52 |
Siyasal |
farklılık politikaları |
politics of difference i.
|
|
53 |
Siyasal |
kültürel farklılık |
cultural difference i.
|
|
54 |
Siyasal |
kültürel farklılık |
cultural diversity i.
|
|
Insurance |
|
55 |
Sigortacılık |
şartlarda farklılık |
difference in conditions i.
|
|
56 |
Sigortacılık |
tehlikelerde farklılık |
difference in perils i.
|
|
Technical |
|
57 |
Teknik |
sadece atomlarındaki elektronların dağılımı farklılık gösteren iki veya daha fazla maddeden her biri |
electromer i.
|
|
58 |
Teknik |
farklılık gösteren |
differential s.
|
|
Transportation |
|
59 |
Ulaştırma |
farklı güzergahlar üzerinden aynı varış noktasına birim zamanda ulaşma hızındaki farklılık |
differential rate i.
|
|
60 |
Ulaştırma |
taşınan mallardaki farklılık nedeniyle doğan ücret farkı |
differential rate i.
|
|
Aeronautic |
|
61 |
Havacılık |
farklılık ölçüsü |
catenary i.
|
|
Psychology |
|
62 |
Psikoloji |
kişinin biyolojik cinsiyeti ile kendini hissettiği cinsiyetin farklılık göstermesi |
gender dysphoria i.
|
|
Food Engineering |
|
63 |
Gıda |
farklılık testleri |
discrimination tests i.
|
|
64 |
Gıda |
kontroldan farklılık testi |
difference from control test i.
|
|
65 |
Gıda |
kontrolden farklılık testi |
difference from control test i.
|
|
Math |
|
66 |
Matematik |
özne ve yüklemleri aynı olup nicelik veya nitelik olarak veya her ikisi bakımından farklılık gösteren iki önerme arasındaki ilişki |
opposition i.
|
|
Statistics |
|
67 |
İstatistik |
değişken farklılık yöntemi |
variate difference method i.
|
|
68 |
İstatistik |
normdan anlamlı farklılık gösteren şey |
deviate i.
|
|
Physics |
|
69 |
Fizik |
özelliklerin ölçüm yönüne göre farklılık göstermesi |
anisotropism i.
|
|
Chemistry |
|
70 |
Kimya |
sadece atom düzeni açısından farklılık gösteren iki optik izomerden biri |
epimer i.
|
|
71 |
Kimya |
moleküler yapıları aynı atoma farklı grupların bağlanması nedeniyle farklılık gösteren bir tür izomerizm |
metamerism i.
|
|
72 |
Kimya |
moleküldeki atomların uzamsal diziliminde farklılık gösteren ve ayna görüntüsü olmayan bir tür izomer |
diastereoisomer i.
|
|
73 |
Kimya |
moleküldeki atomların uzamsal diziliminde farklılık gösteren ve ayna görüntüsü olmayan bir tür izomer |
diastereomer i.
|
|
74 |
Kimya |
aynı kimyasal türden olup bir atomla farklılık gösteren |
homologic s.
|
|
75 |
Kimya |
aynı kimyasal türden olup bir atomla farklılık gösteren |
homological s.
|
|
Biology |
|
76 |
Biyoloji |
her bir atanın homozigot olduğu sadece üç gen konumunda farklılık gösteren ebeveynlerin melez yavrusu |
trihybrid i.
|
|
77 |
Biyoloji |
eşeylerin boyut olarak farklılık gösterdiği bir eşeyli spor |
anisospore i.
|
|
78 |
Biyoloji |
(organ, organizma veya hücrede) eksenin farklı uçlarında gelişen morfolojik farklılık |
pole i.
|
|
79 |
Biyoloji |
(organ, organizma veya hücrede) kutbun farklı uçlarında gelişen fizyolojik farklılık |
pole i.
|
|
80 |
Biyoloji |
hastalık veya özelliğin varlığı veya yokluğu açısından bir çift ikizdeki farklılık derecesi |
discordance i.
|
|
81 |
Biyoloji |
kendi türü içinde farklılık gösteren canlı |
sport i.
|
|
Zoology |
|
82 |
Zooloji |
miyosen, pliyosen ve pleistosen çağlarında yaşamış, fillere benzeyen fakat azı dişlerinin yapısı bakımından farklılık gösteren, mammutidae familyasına mensup hortumlu devasa memelilere verilen ad |
mastodon i.
|
|
83 |
Zooloji |
miyosen, pliyosen ve pleistosen çağlarında yaşamış, fillere benzeyen fakat azı dişlerinin yapısı bakımından farklılık gösteren, mammutidae familyasına mensup hortumlu devasa memelilere verilen ad |
mastodont i.
|
|
Botanic |
|
84 |
Botanik |
çiçekleri parça sayısı bakımından farklılık gösteren |
anisomerous s.
|
|
85 |
Botanik |
çanak ve taç yaprakları renk ve doku bakımından farklılık gösteren |
heterochlamydeous s.
|
|
86 |
Botanik |
olgunlaşmamış ve olgunlaşmış biçimleri farklılık göstermeyen (bitki veya bitki parçası) |
homoblastic s.
|
|
87 |
Botanik |
erkek ve dişi organlarının boyları farklılık göstermeyen (çiçek) |
homogonous s.
|
|
Social Sciences |
|
88 |
Sosyal Bilimler |
sosyo-ekonomik koşullar bakımından farklılık gösteren bireylerin, bilgi ve iletişim teknolojilerine erişimlerindeki farklılık |
digital gap i.
|
|
89 |
Sosyal Bilimler |
nüfusun çoğunluğundan ırk, din veya etnisite açısından farklılık gösteren grup |
minority i.
|
|
Linguistics |
|
90 |
Dilbilim |
aynı dil sistemi içinde yer alıp asgari derecede farklılık gösteren iki fonem arasındaki ilişki |
opposition i.
|
|
91 |
Dilbilim |
anlamların ayırt edilmesini sağlayacak şekilde farklılık göstermek |
contrast f.
|
|
History |
|
92 |
Tarih |
(bizans imparatorluğu ve sonra sicilya) görevleri farklılık gösteren bir tür memur |
logothete i.
|
|
Religious |
|
93 |
Dini |
avrupa'daki bazı yahudi toplulukların benimsediği ve mizrahi yahudilerininkinden farklılık gösteren dini törenlere ait veya ilişkili |
sephardi i.
|
|
Geography |
|
94 |
Coğrafya |
çekül doğrusunun gerçek yönü ile dünya tam yuvarlak olsaydı sahip olacağı yönü arasındaki farklılık |
deviation of the line of the vertical i.
|
|
Geology |
|
95 |
Jeoloji |
kimyasal olarak kalsit ile özdeş olup temel fiziksel özellikleri farklılık gösteren bir karbonat minerali |
aragonite i.
|
|
96 |
Jeoloji |
kimyasal olarak kalsit ile özdeş olup temel fiziksel özellikleri farklılık gösteren bir karbonat minerali |
arragonite i.
|
|
97 |
Jeoloji |
mineral kompozisyonu bakımından içinde bulundukları volkanik kayaçlardan farklılık gösteren küçük kitleler veya damarlar |
schlieren i.
|
|
Military |
|
98 |
Askeri |
yerel manyetik farklılık |
anomaly local magnetic i.
|
|
Music |
|
99 |
Müzik |
büyüklüğü ve tonu farklılık gösteren, birlikte çalınan bir çift davul |
tabla i.
|
|
Photography |
|
100 |
Fotoğrafçılık |
optik görüntünün bitişik alanlarının parlaklık açısından gösterdiği farklılık derecesi |
contrast i.
|
|