korkunç

"korkunç" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 118 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	korkunç	formidable s.
Formidable looking spiders do not attack people. Korkunç görünümlü örümcekler insanlara saldırmaz. More Sentences
2	Yaygın Kullanım	korkunç	scary s.
The world outside is very scary. Dünyanın dışı çok korkunçtur. More Sentences
3	Yaygın Kullanım	korkunç	terrifying s.
Farmers already in the EU are facing terrifying difficulties. Halihazırda AB'de bulunan çiftçiler korkunç zorluklarla karşı karşıya. More Sentences
4	Yaygın Kullanım	korkunç	terrible s.
At a terrible time, in which fear and apocalyptic concerns prevail, East Timor represents a ray of light and hope. Korku ve kıyamet endişelerinin hakim olduğu korkunç bir zamanda Doğu Timor, bir ışık ve umut ışığını temsil ediyor. More Sentences
General
5	Genel	korkunç	horrendous s.
There is no moral or political justification for such horrendous acts. Bu tür korkunç eylemlerin hiçbir ahlaki ya da siyasi gerekçesi olamaz. More Sentences
6	Genel	korkunç	horrific s.
The report offers a horrific account of human rights violations. Rapor, insan hakları ihlallerine ilişkin korkunç bir tablo sunuyor. More Sentences
7	Genel	korkunç	terrific s.
Fadil's crime was utterly terrific. Fadıl'ın suçu son derece korkunçtu. More Sentences
8	Genel	korkunç	grisly s.
Spare me the grisly details. Korkunç detayları anlatma bana. More Sentences
9	Genel	korkunç	awful s.
War is awful, but the consequences of an overly tolerant attitude may in time cause more devastation. Savaş korkunçtur, ancak aşırı hoşgörülü bir tutumun sonuçları zaman içinde daha fazla yıkıma neden olabilir. More Sentences
10	Genel	korkunç	appalling s.
That is an appalling fact for us to take on board. Bu bizim için kabul edilmesi gereken korkunç bir gerçek. More Sentences
11	Genel	korkunç	cruel s.
What you did to Tom was cruel. Tom'a yaptığın korkunçtu. More Sentences
12	Genel	korkunç	lurid s.
Day after day the tabloids titillated the public with lurid details about the president's marital infidelity. Magazin gazeteleri her gün Başkan'ın evlilikteki sadakatsizliğiyle ilgili korkunç ayrıntılarla halkı gıdıklıyordu. More Sentences
13	Genel	korkunç	gruesome s.
The heatwave is not fate and its gruesome repercussions were not unavoidable. Sıcak hava dalgası kader değildir ve korkunç yansımaları kaçınılmaz değildir. More Sentences
14	Genel	korkunç	horrible s.
Unfortunately, this horrible practice has also been introduced into the European Union. Ne yazık ki bu korkunç uygulama Avrupa Birliği'ne de girmiştir. More Sentences
15	Genel	korkunç	hideous s.
A hideous monster used to live there. Eskiden orada korkunç bir canavar yaşardı. More Sentences
16	Genel	korkunç	macabre s.
He enjoys engaging in macabre activities such as dissecting animal corpses and stalking people on the street at night. O, hayvan cesetlerini parçalayarak incelemek ve geceleri sokaklarda insanları gizlice takip etmek gibi korkunç aktivitelerle uğraşmaktan hoşlanır. More Sentences
17	Genel	korkunç	dreadful s.
We visited the area with the delegation and what is happening there is absolutely dreadful. Heyetle birlikte bölgeyi ziyaret ettik ve orada yaşananlar kesinlikle korkunç. More Sentences
18	Genel	korkunç	horrifying s.
Of course, the same applies to the horrifying acts of terrorism, for which I have no sympathies whatsoever. Elbette aynı durum, hiçbir şekilde sempati duymadığım korkunç terör eylemleri için de geçerlidir. More Sentences
19	Genel	korkunç	monstrous s.
The tip led the police to a monstrous crime. İhbar polisi korkunç bir suça yönlendirdi. More Sentences
20	Genel	korkunç	awesome s.
Isn't that awesome? Korkunç değil mi? More Sentences
21	Genel	korkunç	grim s.
The outlook is grim. Görünüm korkunç. More Sentences
22	Genel	korkunç	horrid s.
Sami described a horrid scene. Sami korkunç bir sahne anlattı. More Sentences
23	Genel	korkunç	frightful s.
The storm brought frightful winds and heavy rain. Fırtına korkunç rüzgarlar ve şiddetli yağmur getirdi. More Sentences
24	Genel	korkunç	terrible s.
The international community has a duty to seek to understand what may have led to these terrible crimes. Uluslararası toplum, bu korkunç suçlara neyin yol açmış olabileceğini anlamaya çalışmakla görevlidir. More Sentences
25	Genel	korkunç	dire s.
That is a dire statistic for the future of the mountains. Bu, dağların geleceği için korkunç bir istatistiktir. More Sentences
26	Genel	korkunç	terribly zf.
Something is terribly wrong. Korkunç bir sorun var. More Sentences
Colloquial
27	Konuşma Dili	korkunç	awesome s.
That was awesome. O korkunçtu. More Sentences
Common Usage
28	Yaygın Kullanım	korkunç	fearful s.
General
29	Genel	korkunç	atelic i.
30	Genel	korkunç	very s.
31	Genel	korkunç	direful s.
32	Genel	korkunç	dreaded s.
33	Genel	korkunç	grewsome s.
34	Genel	korkunç	disgusting s.
35	Genel	korkunç	disastrous s.
36	Genel	korkunç	ghoulish s.
37	Genel	korkunç	frightening s.
38	Genel	korkunç	unearthly s.
39	Genel	korkunç	bloodcurdling s.
40	Genel	korkunç	tragical s.
41	Genel	korkunç	awed s.
42	Genel	korkunç	ghastly s.
43	Genel	korkunç	shocking s.
44	Genel	korkunç	superb s.
45	Genel	korkunç	egregious s.
46	Genel	korkunç	haircurling s.
47	Genel	korkunç	ugly s.
48	Genel	korkunç	vicious s.
49	Genel	korkunç	sickening s.
50	Genel	korkunç	eldritch s.
51	Genel	korkunç	outrageous s.
52	Genel	korkunç	hellish s.
53	Genel	korkunç	fearsome s.
54	Genel	korkunç	fell s.
55	Genel	korkunç	desperate s.
56	Genel	korkunç	gory s.
57	Genel	korkunç	minacious s.
58	Genel	korkunç	giant s.
59	Genel	korkunç	redoubtable s.
60	Genel	korkunç	gastly s.
61	Genel	korkunç	hair-raiser s.
62	Genel	korkunç	hair-raising s.
63	Genel	korkunç	tragic s.
64	Genel	korkunç	unspeakable s.
65	Genel	korkunç	morbid s.
66	Genel	korkunç	affrightful [obsolete] s.
67	Genel	korkunç	nameless s.
68	Genel	korkunç	tragedious [obsolete] s.
69	Genel	korkunç	animal s.
70	Genel	korkunç	ugsome s.
71	Genel	korkunç	effrayable s.
72	Genel	korkunç	ungodly s.
73	Genel	korkunç	wack s.
74	Genel	korkunç	mortal s.
75	Genel	korkunç	helly [obsolete] s.
76	Genel	korkunç	gashful [obsolete] s.
77	Genel	korkunç	gashly s.
78	Genel	korkunç	gousty [dialect] [uk] s.
79	Genel	korkunç	goustie [dialect] [uk] s.
80	Genel	korkunç	grooly s.
81	Genel	korkunç	gut-churning s.
82	Genel	korkunç	dismal [obsolete] s.
83	Genel	korkunç	dismayful s.
84	Genel	korkunç	drad s.
85	Genel	korkunç	dreadly [obsolete] s.
86	Genel	korkunç	pandemonian s.
87	Genel	korkunç	satanic s.
88	Genel	korkunç	scarey s.
89	Genel	korkunç	schrecklich s.
90	Genel	korkunç	foul s.
91	Genel	korkunç	snuffy s.
92	Genel	korkunç	ghastly zf.
Colloquial
93	Konuşma Dili	korkunç	narly s.
94	Konuşma Dili	korkunç	bysen [uk/scotland] s.
95	Konuşma Dili	korkunç	hidi s.
96	Konuşma Dili	korkunç	something awful expr.
Idioms
97	Deyim	korkunç	bone-chilling s.
Religious
98	Dini	korkunç	infernal s.
Archaic
99	Eski Kullanım	korkunç	tremendous s.
100	Eski Kullanım	korkunç	elrich s.
101	Eski Kullanım	korkunç	vitious s.
102	Eski Kullanım	korkunç	terrifical s.
103	Eski Kullanım	korkunç	ghast s.
104	Eski Kullanım	korkunç	doubtful s.
Slang
105	Argo	korkunç	damn s.
106	Argo	korkunç	skeevy s.
107	Argo	korkunç	dank s.
108	Argo	korkunç	gnarly [us] s.
109	Argo	korkunç	hellacious s.
110	Argo	korkunç	hiddy s.
111	Argo	korkunç	obno s.
112	Argo	korkunç	obnoc s.
113	Argo	korkunç	sif [south africa] s.
114	Argo	korkunç	butt zf.
115	Argo	korkunç	(something) blows expr.
116	Argo	korkunç	from hell expr.
British Slang
117	İngiliz Argosu	korkunç	smeggy s.
118	İngiliz Argosu	korkunç	god-awful s.

"korkunç" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 186 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	korkunç şeyler	terrible things i.
We've made it possible for one another to do terrible things. Birbirimizin korkunç şeyler yapmasını mümkün kıldık. More Sentences
2	Genel	korkunç şeyler	horrible things i.
Tom has done a lot of horrible things. Tom çok korkunç şeyler yaptı. More Sentences
3	Genel	korkunç görünmek	look awful f.
I look awful today. Bugün korkunç görünüyorum. More Sentences
4	Genel	korkunç görünmek	look terrible f.
I look terrible today. Bugün korkunç görünüyorum. More Sentences
5	Genel	korkunç zamanlar	terrible times s.
We went through terrible times to make our steel competitive. Çeliğimizi rekabetçi hale getirmek için korkunç zamanlardan geçtik. More Sentences
6	Genel	korkunç bir şekilde	horribly zf.
Everything went horribly wrong. Her şey korkunç bir şekilde yanlış gitti. More Sentences
7	Genel	korkunç bir şekilde	dreadfully zf.
Tom is dreadfully wrong. Tom korkunç bir şekilde hatalı. More Sentences
8	Genel	korkunç bir şekilde	terribly zf.
Sami missed Layla terribly. Sami, Leyla'yı korkunç bir şekilde özlüyordu. More Sentences
9	Genel	korkunç derecede	horribly zf.
The current system for division of competences is horribly complex, it is true. Yetki paylaşımına ilişkin mevcut sistemin korkunç derecede karmaşık olduğu doğrudur. More Sentences
Colloquial
10	Konuşma Dili	korkunç bir kaza	a horrible accident i.
Maybe there'll be a horrible accident nearby the hospital. Belki hastane yakınlarında korkunç bir kaza olacak. More Sentences
Speaking
11	Konuşma	ne korkunç!	how awful! expr.
How awful! Ne korkunç! More Sentences
History
12	Tarih	korkunç ivan	ivan the terrible i.
Ivan the Terrible killed his son in 1581. Korkunç İvan 1581'de oğlunu öldürdü. More Sentences
General
13	Genel	çirkin ve korkunç kadın	gorgon i.
14	Genel	korkunç tip	fright i.
15	Genel	ağız (korkunç bir yere açılan)	maw i.
16	Genel	korkunç son	doom i.
17	Genel	korkunç bir hata	an egregious mistake i.
18	Genel	korkunç kimse	ogre i.
19	Genel	korkunç haber	terrible news i.
20	Genel	korkunç tecrübe	frightening experience i.
21	Genel	korkunç ve tüyler ürpertici hikayeler	freaky scary stories i.
22	Genel	berbat/korkunç gürültü	terrible noise i.
23	Genel	korkunç bir trafik kazası	a terrible traffic accident i.
24	Genel	korkunç yaratık	horrible creature i.
25	Genel	korkunç rüya	horrible dream i.
26	Genel	korkunç yaratık	bogy i.
27	Genel	korkunç kaza	awful accident i.
28	Genel	korkunç bir şok	a dreadful shock i.
29	Genel	korkunç ağaç	spooky tree i.
30	Genel	korkunç çocuk	terrible child i.
31	Genel	yaygın rustik yaşamdan korkunç manzara temsili	bambocciade i.
32	Genel	korkunç kimse	terrible i.
33	Genel	korkunç şey	terrible i.
34	Genel	korkunç şey	thundercloud i.
35	Genel	korkunç olma	ugsomeness [scottish] i.
36	Genel	korkunç kimse	hair-raiser i.
37	Genel	korkunç hayalet	boogyman i.
38	Genel	korkunç kelime	bug word [obsolete] i.
39	Genel	korkunç kelime	bug's word [obsolete] i.
40	Genel	korkunç şey	horrible i.
41	Genel	korkunç şeyler	horrors i.
42	Genel	korkunç şey	monstrousness i.
43	Genel	korkunç olma	morbidness i.
44	Genel	korkunç şey	ghastliness i.
45	Genel	korkunç nesne	ogre i.
46	Genel	korkunç yaratık	runnion i.
47	Genel	balkabağını oyarak yapılmış korkunç/gülünç maske	jack-o'-lantern i.
48	Genel	balkabağını oyarak yapılmış korkunç/gülünç maske	jack o'lantern i.
49	Genel	korkunç tip	fricht i.
50	Genel	irkilmek (korkunç bir manzara karşısında veya acıyla)	wince f.
51	Genel	korkunç yalanlar söylemek	lie in one's teeth f.
52	Genel	korkunç bir şekilde yaralamak	mangle f.
53	Genel	biraz geri çekilmek (korkunç bir manzara karşısında)	wince f.
54	Genel	korkunç görüntülere karşı dayanıklı olmak	have a strong stomach f.
55	Genel	korkunç bir şeyler yapmak	do something horrible f.
56	Genel	korkunç bir şeyler yapmak	do something terrible f.
57	Genel	korkunç bir kavgaya dönüşmek	erupt into a terrible fight f.
58	Genel	korkunç görünmek	look a fright f.
59	Genel	korkunç bir baş ağrısı olmak	have a terrible headache f.
60	Genel	korkunç bir baş ağrısı çekmek	have a terrible headache f.
61	Genel	korkunç sonuçlar doğurmak	have horrible consequences f.
62	Genel	korkunç sonuçlar doğurmak	have terrible consequences f.
63	Genel	korkunç sonuçlar doğurmak	lead to terrible consequences f.
64	Genel	çok korkunç	monstrous s.
65	Genel	korkunç derecede büyük	monstrous s.
66	Genel	korkunç derecede kötü	monstrous s.
67	Genel	tarif edilemeyecek kadar korkunç	unspeakable s.
68	Genel	daha korkunç olanı	direr s.
69	Genel	en korkunç olanı	direst s.
70	Genel	çok korkunç	much dreaded s.
71	Genel	korkunç olmayan	unformidable s.
72	Genel	korkunç olmayan	unscary s.
73	Genel	acımasız ve korkunç	grizzly s.
74	Genel	bahsetmesi bile korkunç olan	infandous [obsolete] s.
75	Genel	korkunç olmayan	informidable [obsolete] s.
76	Genel	çirkin ve korkunç	gorgon s.
77	Genel	korkunç derecede kötü	fiendly s.
78	Genel	korkunç bir şeyin farkında olmayan	blissfully unaware s.
79	Genel	akıl almaz derecede korkunç ve uhrevi	lovecraftian s.
80	Genel	korkunç şekilde	frightfully zf.
81	Genel	korkunç bir biçimde	gruesomely zf.
82	Genel	korkunç bir şekilde	sickeningly zf.
83	Genel	korkunç bir şekilde	egregiously zf.
84	Genel	korkunç bir şekilde	ghastfully zf.
85	Genel	korkunç bir şekilde	atrociously zf.
86	Genel	korkunç bir biçimde	hideously zf.
87	Genel	korkunç bir şekilde	appallingly zf.
88	Genel	korkunç bir şekilde	awedly zf.
89	Genel	korkunç bir halde	minaciously zf.
90	Genel	korkunç bir şekilde	terrifyingly zf.
91	Genel	korkunç bir şekilde	direly zf.
92	Genel	korkunç bir şekilde	frightfully zf.
93	Genel	korkunç bir şekilde	frighfully zf.
94	Genel	korkunç bir şekilde	gorily zf.
95	Genel	korkunç bir şekilde	horridly zf.
96	Genel	korkunç bir şekilde	horrendously zf.
97	Genel	korkunç biçimde	hopelessly zf.
98	Genel	korkunç şekilde	awesomely zf.
99	Genel	korkunç oranda	at a fearful rate zf.
100	Genel	korkunç/feci boyutta (ki)	catastrophically zf.
101	Genel	korkunç bir karmaşa içinde	in a terrible mess zf.
102	Genel	korkunç bir şekilde	wickedly zf.
103	Genel	korkunç bir şekilde	hellishly zf.
104	Genel	korkunç bir şekilde	horrifyingly zf.
105	Genel	korkunç bir şekilde	gashly zf.
106	Genel	korkunç bir şekilde	ghastlily zf.
107	Genel	korkunç bir şekilde	ghastily zf.
108	Genel	korkunç bir şekilde	grisly zf.
109	Genel	korkunç şekilde	dismayfully zf.
110	Genel	korkunç bir şekilde	infamously zf.
111	Genel	korkunç şekilde	fearfully zf.
112	Genel	korkunç ve zorba anlamı veren son ek	-zilla snk.
Phrasals
113	Öbek Fiiller	biri hakkında korkunç bir şey keşfetmek	find someone out f.
Phrases
114	İfadeler	korkunç eşitsizlikler	the appalling disparities expr.
Colloquial
115	Konuşma Dili	korkunç deneyim	harrowing experience i.
116	Konuşma Dili	korkunç bir şey	horror show i.
117	Konuşma Dili	korkunç durumda olan şey	horror show i.
118	Konuşma Dili	uyuşturucudan kaynaklı korkunç/ürkütücü halüsinasyonlar	horrors i.
119	Konuşma Dili	korkunç bir şey	horse pucky [us] i.
120	Konuşma Dili	korkunç çığlık	blue murder i.
121	Konuşma Dili	korkunç şey	bysen i.
122	Konuşma Dili	berbat/korkunç (bir şey)	helluva (something) i.
123	Konuşma Dili	berbat/korkunç biri/bir şey	helluva someone/something i.
124	Konuşma Dili	berbat/korkunç (bir şey veya kişi)	a hell of a someone or something zf.
125	Konuşma Dili	berbat/korkunç (bir şey veya kişi)	a helluva someone or something zf.
126	Konuşma Dili	dışarıda korkunç şeyler oluyor	terrible things are happening outside expr.
127	Konuşma Dili	çok korkunç bir şey oldu	something terrible has happened expr.
128	Konuşma Dili	korkunç iyi	wicked bad expr.
129	Konuşma Dili	berbat/korkunç (bir kişi/bir şey)	hell of a (person or thing) expr.
Idioms
130	Deyim	korkunç anne	the mother from hell i.
131	Deyim	gizli tutulan korkunç bir şey	something nasty in the woodshed i.
132	Deyim	korkunç kimse	a sick puppy i.
133	Deyim	korkunç kimse	one sick puppy i.
134	Deyim	bir şeyi olduğundan daha ciddi/korkunç gösteren bir hikaye/söylenti	scare story i.
135	Deyim	korkunç kin duymak	hate someone's guts f.
136	Deyim	korkunç gürültü çıkarmak	hammer at f.
137	Deyim	korkunç gelmek	hold terror for someone f.
138	Deyim	korkunç gelmek	hold terror for f.
139	Deyim	(biriyle/bir şeyle ilgili) korkunç, iç karartıcı bir tablo çizmek	paint a terrible, depressing, picture (of somebody/something) f.
140	Deyim	(birini/bir şeyi) korkunç, iç karartıcı bir şekilde tasvir etmek/betimlemek	paint a terrible, depressing, picture (of somebody/something) f.
141	Deyim	korkunç bir şekilde ölmek	die a horrible death f.
142	Deyim	korkunç boyutlarda	of biblical proportions s.
143	Deyim	düşüncesi bile korkunç	not bear thinking about expr.
144	Deyim	(birinin/bir şeyin) korkunç/acı hatırası altında	under the shadow of (someone or something) expr.
Speaking
145	Konuşma	bu kadar korkunç bir olayın arkasında ne gibi bir neden olduğu konusunda herhangi bir fikrim yok	I have no idea what the motive behind such an horrific act might be expr.
146	Konuşma	korkunç bir hata yaptım	I've made a horrible mistake expr.
147	Konuşma	ne korkunç!	how scary! expr.
148	Konuşma	ne kadar kötü/korkunç	how horrible expr.
149	Konuşma	korkunç şeyler yaptın	you've done terrible things expr.
150	Konuşma	kendimi korkunç derecede suçlu hissediyorum	I feel terribly guilty expr.
151	Konuşma	korkunç bir kaza geçirdik	we had a terrible accident expr.
152	Konuşma	sonuçlar korkunç olabilir	the consequences could be dire expr.
153	Konuşma	bu oldukça korkunç	this is pretty horrible expr.
Law
154	Hukuk	korkunç cinayetler	horrible murders i.
155	Hukuk	korkunç, şiddetli ve pornografik film	video nasty [uk] i.
Television
156	Televizyon	kasıtlı olarak şiddet içeren, rahatsız edici ve korkunç programlar gösteren televizyon programları	car-crash tv i.
Psychology
157	Psikoloji	korkunç durumlara düşme korkusu	counterphobia i.
Zoology
158	Zooloji	dehşetli/korkunç kurt	canis dirus i.
Sport
159	Spor	korkunç sayı	eighty-seven i.
Theatre
160	Tiyatro	korkunç veya iğrenç şeyleri konu alan tiyatro	grand guignol i.
Cinema
161	Sinema	korkunç bir film	scary movie i.
Mythology
162	Mitoloji	hayal ürünü korkunç yaratık	chimera i.
163	Mitoloji	hayal ürünü korkunç yaratık	chimaera i.
164	Mitoloji	kuzey ingiliz folklorunda, mitolojik, büyük diş ve pençeleri olan korkunç köpek	barghest i.
165	Mitoloji	uykularında göğüslerine veya midelerine çömelerek veya korkunç hayaller görmelerini sağlayarak insanlara işkence eden dişi bir iblis	mara i.
166	Mitoloji	uykularında göğüslerine veya midelerine çömelerek veya korkunç hayaller görmelerini sağlayarak insanlara işkence eden dişi bir iblis	mare [obsolete] i.
167	Mitoloji	korkunç yaratık	orc i.
Latin
168	Latince	korkunç yıl	annus horribilis i.
Archaic
169	Eski Kullanım	korkunç olma	tremendousness i.
170	Eski Kullanım	korkunç şey	infernal i.
171	Eski Kullanım	korkunç kimse	satanist i.
172	Eski Kullanım	korkunç bir şekilde	tremendously zf.
Slang
173	Argo	korkunç bir olay yerine doğru giden ambulans	meat wagon i.
174	Argo	korkunç bir suratı olmak	been bobbing for fries f.
175	Argo	korkunç eğlenceli	hairy-assed s.
176	Argo	çok/aşırı/korkunç kötü	shit-ass s.
177	Argo	çok/aşırı/korkunç kötü	shitass s.
178	Argo	korkunç eğlenceli	hairy-ass s.
179	Argo	(bir şey) korkunç iyi	(something) is wicked expr.
180	Argo	korkunç (iyi/güzel)	(totally) tubular [cliché] expr.
Paleontology
181	Paleontology	korkunç pençe	deinonychus i.
182	Paleontology	korkunç timsah	deinosuchus i.
183	Paleontology	korkunç pençe	deinonychus i.
184	Paleontology	olağandışı korkunç el	deinocheirus i.
Star Wars
185	Star Wars	korkunç-kedi	dire-cat i.
186	Star Wars	paralyngian korkunç sümüklü böceği	paralyngian dire slug i.