|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
karşı çıkmak |
challenge v.
|
|
It seemed like no one had challenged his ideas before.
Görünüşe göre daha önce hiç kimse onun fikirlerine karşı çıkmamıştı.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
karşı koymak |
oppose v.
|
|
We were amazed at the violent way in which the police opposed them.
Polisin onlara şiddet kullanarak karşı koyması bizi hayrete düşürdü.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
karşı koymak |
withstand v.
|
|
We as a Parliament must withstand this attempt to shatter taboos.
Parlamento olarak tabuları yıkmaya yönelik bu girişime karşı koymalıyız.
More Sentences
|
4 |
Common Usage |
karşı koymak |
resist v.
|
|
She couldn’t resist rosé wine.
Roze şaraba karşı koyamazdı.
More Sentences
|
5 |
Common Usage |
karşı olmak |
be against v.
|
|
He made it clear that he was against the plan.
Plana karşı olduğunu açıkça belirtti.
More Sentences
|
6 |
Common Usage |
karşı çıkmak |
object v.
|
|
Hopefully, no one will object.
İnşallah, hiç kimse karşı çıkmayacak.
More Sentences
|
7 |
Common Usage |
karşı konulmaz |
irresistible adj.
|
|
I find them irresistible.
Onları karşı konulamaz buluyorum.
More Sentences
|
8 |
Common Usage |
karşı |
toward prep.
|
|
My parents taught me to be considerate toward the poor.
Ailem bana yoksullara karşı düşünceli olmayı öğretti.
More Sentences
|
9 |
Common Usage |
karşı |
versus prep.
|
|
I understand that this is not just a north versus south issue.
Bunun sadece kuzeye karşı güney meselesi olmadığını anlıyorum.
More Sentences
|
10 |
Common Usage |
karşı |
to prep.
|
|
I'm nice to Tom.
Tom'a karşı kibarım.
More Sentences
|
General |
|
11 |
General |
karşı önlem |
countermeasure n.
|
|
What countermeasure does the report propose?
Rapor hangi karşı önlemi öneriyor?
More Sentences
|
12 |
General |
karşı cins |
opposite sex n.
|
|
Such a person will often go a block out of his way to avoid meeting a person of the opposite sex.
Böyle bir kişi genellikle karşı cinsten biriyle karşılaşmamak için elinden geleni ardına koymayacaktır.
More Sentences
|
13 |
General |
teminat (borca karşı gösterilen ve bir mülk, tahvil, senet vb'ne dayalı) |
collateral n.
|
|
It is about credit standing and the collateral needed for it.
Bu, kredi durumu ve bunun için gereken teminatla ilgilidir.
More Sentences
|
14 |
General |
isyan (gemi kaptanına karşı/askeri yetkeye karşı) |
mutiny n.
|
|
This is mutiny!
Bu isyandır!
More Sentences
|
15 |
General |
karşı denge |
counterbalance n.
|
|
We do not wish to touch the Director’s decision-making powers, but we need a stronger counterbalance.
Direktörün karar alma yetkilerine dokunmak istemiyoruz, ancak daha güçlü bir karşı dengeye ihtiyacımız var.
More Sentences
|
16 |
General |
karşı çıkma |
opposition n.
|
|
Is there any opposition to the addition of "and by the Council"?
"Ve Konsey tarafından" ifadesinin eklenmesine karşı çıkan var mı?
More Sentences
|
17 |
General |
karşı saldırı |
counterstrike n.
|
|
The most important foundation for a successful counterstrike this time will be effective international solidarity.
Bu kez başarılı bir karşı saldırının en önemli temeli etkili bir uluslararası dayanışma olacaktır.
More Sentences
|
18 |
General |
karşı taraf |
opposite side n.
|
|
That man standing near the door and that woman on the opposite side of the room next to the window have photographic memories.
Kapının yanında duran adamın ve odanın karşı tarafında pencerenin yanında duran kadının fotoğrafik hafızaları var.
More Sentences
|
|
19 |
General |
karşı karşıya gelme |
confrontation n.
|
|
Confrontations with tradesmen cause stressful situations.
Esnafla karşı karşıya gelmek stresli durumlara neden olur.
More Sentences
|
20 |
General |
karşı çıkma |
contest n.
|
|
I have no wish to contest the view of the Committee on Economic and Monetary Affairs.
Ekonomik ve Parasal İşler Komitesi'nin görüşüne karşı çıkmak gibi bir niyetim yok.
More Sentences
|
21 |
General |
kadına karşı şiddet |
violence against women n.
|
|
I'm against violence against women.
Kadına karşı şiddete karşıyım.
More Sentences
|
22 |
General |
(birine ya da bir şeye) karşı önyargı |
bias against (someone or something) n.
|
|
He's biased against Christianity.
Hıristiyanlığa karşı önyargılı.
More Sentences
|
23 |
General |
karşı kampanya |
campaign against n.
|
|
We must continue with the campaign against violence and with preventive measures.
Şiddete karşı kampanyaya ve önleyici tedbirlere devam etmeliyiz.
More Sentences
|
24 |
General |
karşı mücadele |
campaign against n.
|
|
The same applies to European solidarity in the campaign against international terrorism.
Aynı durum, uluslararası terörizme karşı mücadelede Avrupa dayanışması için de geçerlidir.
More Sentences
|
25 |
General |
(itibar, güvenilirlik veya kamu imajı zararına karşı) hasar kontrolü |
damage control n.
|
|
The damage control is easy.
Hasar kontrolü kolay.
More Sentences
|
26 |
General |
karşı saldırı |
counter-attack n.
|
|
Attack and counter-attack are leading nowhere.
Saldırı ve karşı saldırılar hiçbir yere varmıyor.
More Sentences
|
Common Usage |
|
27 |
Common Usage |
karşı gelme |
objection n.
|
|
28 |
Common Usage |
karşı koyma |
opposition n.
|
|
29 |
Common Usage |
karşı olmak |
face v.
|
|
30 |
Common Usage |
karşı |
vs. prep.
|
|
31 |
Common Usage |
karşı |
against prep.
|
|
General |
|
32 |
General |
kişilere karşı suçlar |
offenses against the person n.
|
|
33 |
General |
karşı gelme |
disobedience n.
|
|
34 |
General |
-e karşı isteksizlik |
aversion to n.
|
|
35 |
General |
iş kazalarına karşı genel güvenlik kuralları |
general safety rules against occupational accidents n.
|
|
36 |
General |
evliliğe karşı kimse |
misogamist n.
|
|
37 |
General |
karşı çıkma |
backlash n.
|
|
38 |
General |
karşı teklif |
counteroffer n.
|
|
|
39 |
General |
borca karşı gösterilen ve bir mülk senet vb'ne dayalı teminat |
collateral security n.
|
|
40 |
General |
karşı önlem |
counterplot n.
|
|
41 |
General |
karşı gelme |
kick n.
|
|
42 |
General |
karşı çıkma |
antagonism n.
|
|
43 |
General |
köleliğe karşı hareketler |
antislavery movements n.
|
|
44 |
General |
yerleşmiş geleneklere karşı çıkma |
iconoclasm n.
|
|
45 |
General |
karşı saldırı |
counterattack n.
|
|
46 |
General |
anglikan kilisesine karşı hristiyan |
dissenter n.
|
|
47 |
General |
kiliseye karşı olan kimse |
dissident n.
|
|
48 |
General |
hakim olan siyasi doktrinlere karşı gelen düşünce |
heresy n.
|
|
49 |
General |
güven (birine karşı beslenen) |
good faith n.
|
|
50 |
General |
karşı konulamazlık |
irresistibility n.
|
|
51 |
General |
karşı çıkma |
opposing n.
|
|
52 |
General |
karşı akın |
counterattack n.
|
|
53 |
General |
karşı çıkan |
antagonist n.
|
|
54 |
General |
soğuğa karşı dış giysi (palto/ceket/şal gibi) |
wrap n.
|
|
55 |
General |
hayvanlara karşı cinsel istek duyan kişi |
zoophile n.
|
|
56 |
General |
karşı cins gibi giyinen ve davranan kimse |
transvestite n.
|
|
57 |
General |
büyüklere karşı saygısızlık |
impiety n.
|
|
58 |
General |
karşı olan kimse |
critic n.
|
|
59 |
General |
karşı terörizm |
counterterrorism n.
|
|
60 |
General |
karşı şey |
counter n.
|
|
61 |
General |
karşı gelme |
noncompliance n.
|
|
62 |
General |
kırmızı renge karşı kör |
red blind n.
|
|
63 |
General |
karşı dava |
counter claim n.
|
|
64 |
General |
karşı teminat |
collateral security n.
|
|
65 |
General |
kabul olunmuş doktrinlere karşı olan kimse |
heretic n.
|
|
66 |
General |
karşı koruyucu (şey) |
safeguard against n.
|
|
67 |
General |
kayba karşı savunma |
defense against loss n.
|
|
68 |
General |
koruyucu karşı koyma |
protective response n.
|
|
69 |
General |
karşı öneri |
counterproposal n.
|
|
70 |
General |
kadınlara karşı cinsiyet ayrımı |
sex discrimination against women n.
|
|
71 |
General |
gelenek veya kurumlara karşı çıkma |
iconoclasm n.
|
|
72 |
General |
bir cismin harekete karşı dayanıklığı |
inertia n.
|
|
73 |
General |
gandhi'nin uyguladığı idareye karşı pasif direniş programı |
satyagraha n.
|
|
74 |
General |
kutsal bir şeye karşı saygısızlık |
sacrilege n.
|
|
75 |
General |
karşı tarafa kaçan kimse |
defector n.
|
|
76 |
General |
savaşa karşı olduğu için askerlik yapmayı reddeden kimse |
conscientious objector n.
|
|
77 |
General |
karşı kimse |
adversary n.
|
|
78 |
General |
tehlikeye karşı zaafiyet değerlendirmesi |
hazard vulnerability assessment n.
|
|
|
79 |
General |
tanrı'nın günahkarlara karşı öfkesini anlatan dualar |
commination n.
|
|
80 |
General |
hayvanlara karşı cinsel istek duyma |
zoophilism n.
|
|
81 |
General |
karşı tartışma |
con n.
|
|
82 |
General |
karşı tez |
antithesis n.
|
|
83 |
General |
zarar veya istenmeyen değişimlere karşı korunan bölge |
conservation area n.
|
|
84 |
General |
yağmur sularına karşı konulan saç örtü |
flashing n.
|
|
85 |
General |
rüzgara karşı iniş |
landing into the wind n.
|
|
86 |
General |
hükümdara karşı sadakat yemini etme |
homage n.
|
|
87 |
General |
karşı kuvvet |
reaction n.
|
|
88 |
General |
devlete karşı koyma |
resistance to government n.
|
|
89 |
General |
karşı hücum |
counterattack n.
|
|
90 |
General |
insanlığa karşı suçlar |
crimes against humanity n.
|
|
91 |
General |
karşı tarafa kaçan |
defector n.
|
|
92 |
General |
kamuya ait su kaynaklarına flüor eklenmesine karşı çıkan kimse |
antifluoridationist n.
|
|
93 |
General |
karşı koyma |
opposition n.
|
|
94 |
General |
karşı tarafta aynı yeri işgal eden kimse |
his opposite number n.
|
|
95 |
General |
karşı karşıya gösteren |
exposer n.
|
|
96 |
General |
karşı olma |
oppositeness n.
|
|
97 |
General |
karşı tarafın muhtemel saldırısına karşı önceden yapılan saldırı |
preemptive strike n.
|
|
98 |
General |
karşı taraf |
opponent n.
|
|
99 |
General |
yangına karşı su serpme tesisatı |
sprinkler system n.
|
|
100 |
General |
karşı tedbir |
countermeasure n.
|
|
101 |
General |
içkiye karşı olma |
teetotalism n.
|
|
102 |
General |
bekçilik eden kimse (yolsuzluklara karşı) |
watchdog n.
|
|
103 |
General |
güçlü tepki (siyasal/toplumsal bir gelişmeye karşı) |
backlash n.
|
|
104 |
General |
karşı rüzgar |
counterwind n.
|
|
105 |
General |
kırmızı renge karşı körlük |
red blindness n.
|
|
106 |
General |
karşı iddia |
counterclaim n.
|
|
107 |
General |
karşı koyma |
deprecation n.
|
|
108 |
General |
kişinin bulunduğu noktadan daire çapıyla yeryüzünün tam karşı tarafı |
antipod n.
|
|
109 |
General |
karşı durma |
resistance n.
|
|
110 |
General |
karşı |
encounterer n.
|
|
111 |
General |
karşı gelme eğilimi |
negativism n.
|
|
112 |
General |
nehir taşmasına karşı set |
levee n.
|
|
113 |
General |
karşı gelme |
resistance n.
|
|
114 |
General |
karşı saldırı |
counter strike n.
|
|
115 |
General |
tanrının emirlerine karşı gelerek cennetten sürgün edilen melek |
fallen angel n.
|
|
116 |
General |
karşı çıkma |
resistance n.
|
|
117 |
General |
kutsal bir şeye karşı saygısızlık |
desecration n.
|
|
118 |
General |
kulaklık (soğuğa karşı takılan) |
earmuff n.
|
|
119 |
General |
(incilin getirdiği) ahlak kurallarına karşı gelen |
antinomian n.
|
|
120 |
General |
karşı gösteri |
counterdemonstration n.
|
|
121 |
General |
karşı çıkan |
exceptor n.
|
|
122 |
General |
karşı öneri |
counteroffer n.
|
|
123 |
General |
karşı suçlama |
countercharge n.
|
|
124 |
General |
mala karşı suçlar |
offenses against property n.
|
|
125 |
General |
karşı koyma |
defiance n.
|
|
126 |
General |
mahsup ve karşı dava |
set off and counterclaim n.
|
|
127 |
General |
dine karşı olan |
irreligionist n.
|
|
128 |
General |
karşı olan kimse |
antagonist n.
|
|
129 |
General |
karşı konulamazlık |
irresistibleness n.
|
|
130 |
General |
karşı casus |
counterspy n.
|
|
131 |
General |
deprem afetine karşı önlemler |
earthquake disaster countermeasures n.
|
|
132 |
General |
karşı gelme |
contravention n.
|
|
133 |
General |
yasaya karşı gelen kimse |
outlaw n.
|
|
134 |
General |
karşı yaka |
the opposite shore n.
|
|
135 |
General |
hükümete karşı kışkırtıcı yazı, konuşma, eylem |
sedition n.
|
|
136 |
General |
çevreye karşı suçlar |
offenses against the environment n.
|
|
137 |
General |
karşı teminat |
collateral n.
|
|
138 |
General |
karşı dava |
counterclaim n.
|
|
139 |
General |
zamana karşı yarış |
time pressure n.
|
|
140 |
General |
karşı olma durumu |
averseness n.
|
|
141 |
General |
karşı örnek |
counter example n.
|
|
142 |
General |
karşı gelme |
infringement n.
|
|
143 |
General |
karşı casusluk |
counterintelligence n.
|
|
144 |
General |
karşı koyma |
withstanding n.
|
|
145 |
General |
karşı casusluk |
counterespionage n.
|
|
146 |
General |
ekvatoryal karşı akıntının orta afrika'nın kuzeybatı kıyısı boyunca güneye doğru akan uzantısı |
guinea current n.
|
|
147 |
General |
karşı devrim |
counter revolution n.
|
|
148 |
General |
kendine bağlı bireylere karşı babanın çocuğuna davrandığ (devletin/hükümetin/bir kuruluşun/patronun) |
paternalism n.
|
|
149 |
General |
karşı madde |
antimatter n.
|
|
150 |
General |
karşı saldırı |
riposte n.
|
|
151 |
General |
rüzgara karşı iniş |
landing against wind n.
|
|
152 |
General |
karşı çıkan |
encounterer n.
|
|
153 |
General |
afete karşı önlemler |
disaster countermeasures n.
|
|
154 |
General |
gelenek veya kurumlara karşı çıkan kimse |
iconoclast n.
|
|
155 |
General |
ingiliz hukukunda devletin vatandaş jones'a karşı açtığı dava |
rex v. jones n.
|
|
156 |
General |
karşı konum |
opposition n.
|
|
157 |
General |
karşı hareket |
countermovement n.
|
|
158 |
General |
kanuna karşı gelme |
outlawry n.
|
|
159 |
General |
karşı tartışma |
counter argument n.
|
|
160 |
General |
karşı |
anti n.
|
|
161 |
General |
kanuna karşı gelen |
contravener n.
|
|
162 |
General |
karşı öneri |
counter motion n.
|
|
163 |
General |
karşı taraf |
other party n.
|
|
164 |
General |
karşı hareket |
counteraction n.
|
|
165 |
General |
karşı önlem |
counter measure n.
|
|
166 |
General |
bir şeye karşı hassaslık |
sensitivity to n.
|
|
167 |
General |
resmi kiliseye karşı olma |
nonconformity n.
|
|
168 |
General |
karşı cinsin kıyafetlerini giyen |
transvestist n.
|
|
169 |
General |
karşı takımdan sizin sahanıza top atılması |
touchback n.
|
|
170 |
General |
ölü bedene karşı gösterilen cinsel istek |
necrofetishism n.
|
|
171 |
General |
karşı çıkan |
gainsayer n.
|
|
172 |
General |
saban veya pulluk kullanmadan ve zararlı bitkilere karşı zirai ilaç kullanılarak yapılan bir ziraat metodu |
no till n.
|
|
173 |
General |
toplum kurallarına karşı olan akım |
nonconformism n.
|
|
174 |
General |
geleneklere karşı olan akım |
nonconformism n.
|
|
175 |
General |
resmi kiliseye karşı olan kimse |
nonconformist n.
|
|
176 |
General |
resmi kiliseye karşı olan akım |
nonconformism n.
|
|
177 |
General |
sendikalara karşı olma akımı |
nonunionism n.
|
|
178 |
General |
karşı koymayış |
nonresistance n.
|
|
179 |
General |
karşı koymayan kimse |
nonresistant n.
|
|
180 |
General |
sendikalara karşı olan kimse |
nonunionist n.
|
|
181 |
General |
karşı konulmazlık |
irresistibility n.
|
|
182 |
General |
(devletin/hükümetin/bir kuruluşun/patronun) kendine bağlı bireylere karşı babanın çocuğuna davrandığı gibi davranması |
paternalism n.
|
|
183 |
General |
karşı komşu |
opposite neighbor n.
|
|
184 |
General |
karşı komşu |
opposite neighbour n.
|
|
185 |
General |
karşı komşu |
neighbor across n.
|
|
186 |
General |
karşı teklif |
counterbid n.
|
|
187 |
General |
karşı teklif |
counter offer n.
|
|
188 |
General |
karşı istikamet |
opposite direction n.
|
|
189 |
General |
karşı cinsi bir cinsel av olarak gören |
sexual predator n.
|
|
190 |
General |
karşı çıkan |
naysayer n.
|
|
191 |
General |
kazaya karşı korunma |
accident prevention n.
|
|
192 |
General |
karşı cinsi ayartma sözleri |
pick up line n.
|
|
193 |
General |
karşı cinsi tavlama sözleri |
pick up line n.
|
|
194 |
General |
karşı atak |
fightback n.
|
|
195 |
General |
karşı hücum |
fightback n.
|
|
196 |
General |
karşı çıkma |
challenge n.
|
|
197 |
General |
karşı ağırlık |
equipoise n.
|
|
198 |
General |
karşı karşıya olma |
exposure n.
|
|
199 |
General |
yangına karşı dayanıklı yapma |
fireproofing n.
|
|
200 |
General |
kadınlara karşı incelik |
gallantry n.
|
|
201 |
General |
karşı ağırlık |
counter-weight n.
|
|
202 |
General |
karşı-bellek |
counter-memory n.
|
|
203 |
General |
karşı cinsiyetin rollerini benimseme |
gender-bending n.
|
|
204 |
General |
-e karşı sorumluluk |
duty towards n.
|
|
205 |
General |
-e karşı tedbir |
provision for n.
|
|
206 |
General |
saban veya pulluk kullanmadan ve zararlı bitkilere karşı zirai ilaç kullanılarak yapılan bir ziraat metodu |
no-tillage n.
|
|
207 |
General |
karşı tarafın beyanının doğruluğunu anlamak için yapılmayan denetim |
non-challenge inspection n.
|
|
208 |
General |
-e karşı tedbir |
provision against n.
|
|
209 |
General |
karalama ve sindirme kampanyası (iktidardakilerin farklı düşünenlere karşı yürüttüğü) |
witch-hunt n.
|
|
210 |
General |
iktidardakinin yandaşı olmayanlara karşı yürüttüğü karalama ve sindirme kampanyası |
witch-hunt n.
|
|
211 |
General |
karşı çıkma |
defiance n.
|
|
212 |
General |
karşı koyma |
counteraction n.
|
|
213 |
General |
karşı taraf |
opposite party n.
|
|
214 |
General |
karşı şartlandırma |
counterconditioning n.
|
|
215 |
General |
-e karşı güzel davranış |
gesture toward n.
|
|
216 |
General |
-e karşı jest |
gesture toward n.
|
|
217 |
General |
karşı çıkma |
protestation n.
|
|
218 |
General |
kutsal şeylere karşı saygısızlık |
profanity n.
|
|
219 |
General |
karşı çıkma |
protest n.
|
|
220 |
General |
geleneklere karşı |
unorthodoxy n.
|
|
221 |
General |
yerleşik inanışa karşı (ortodoksluk açısından) |
unorthodoxy n.
|
|
222 |
General |
rüzgara karşı |
upwind n.
|
|
223 |
General |
karşı gelme |
obstruction n.
|
|
224 |
General |
bir şeyin diğerine karşı avantajları |
advantages over one thing to another n.
|
|
225 |
General |
karşı taraf ödemeli |
calling collect n.
|
|
226 |
General |
karşı taraf ödemeli |
collect call n.
|
|
227 |
General |
karşı ödemeli |
collect call n.
|
|
228 |
General |
karşı ödemeli |
reverse charge n.
|
|
229 |
General |
karşı taraf ödemeli |
reverse charge n.
|
|
230 |
General |
karşı ödemeli |
calling collect n.
|
|
231 |
General |
karşı taraftakiler |
opponents n.
|
|
232 |
General |
karşı cinsin kıyafetlerini giymekten hoşlanan |
crossdresser n.
|
|
233 |
General |
karşı cevap |
reply n.
|
|
234 |
General |
tüketim toplumuna karşı olma |
anticonsumerism n.
|
|
235 |
General |
tüketiciliğe karşı olma |
anticonsumerism n.
|
|
236 |
General |
tüketim toplumuna karşı olup eldeki kaynakların sınırlı ve tutumlu kullanımına dayalı bir hayat biçimi |
freeganism n.
|
|
237 |
General |
karşı görüş |
opposing view n.
|
|
238 |
General |
karşı görüş |
counter-view n.
|
|
239 |
General |
doktorun hastaya karşı tavır ve davranışları |
bedside manner n.
|
|
240 |
General |
karşı konulmaz cazibe |
irresistible attraction n.
|
|
241 |
General |
karşı yönden gelen mazot yüklü kamyon |
oncoming truck carrying diesel n.
|
|
242 |
General |
karşı yönden gelen mazot yüklü kamyon |
oncoming truck laden with diesel n.
|
|
243 |
General |
karşı yönden gelen mazot yüklü tanker |
oncoming truck laden with diesel n.
|
|
244 |
General |
karşı yönden gelen mazot yüklü tanker |
oncoming diesel fuel-laden truck n.
|
|
245 |
General |
karşı yönden gelen mazot yüklü kamyon |
oncoming diesel fuel-laden truck n.
|
|
246 |
General |
karşı yönden gelen mazot yüklü kamyon |
oncoming diesel truck n.
|
|
247 |
General |
karşı yönden gelen mazot yüklü tanker |
oncoming diesel truck n.
|
|
248 |
General |
karşı yönden gelen mazot yüklü tanker |
oncoming truck carrying diesel n.
|
|
249 |
General |
karşı eğilim |
countertendency n.
|
|
250 |
General |
karşı cinsten biri/birisi/kimse |
a member of the opposite sex n.
|
|
251 |
General |
değişime karşı çıkan |
aginner n.
|
|
252 |
General |
teröre karşı savaş |
the war on terror n.
|
|
253 |
General |
bir karşı atak şansı |
a counterattack chance n.
|
|
254 |
General |
çocuklara karşı işlenen suçları |
crimes against children n.
|
|
255 |
General |
zorluklara karşı mücadele etme |
struggle against difficulties n.
|
|
256 |
General |
karşı plan |
counterplan n.
|
|
257 |
General |
engellilere karşı ayrımcılık |
discrimination against people with disabilities n.
|
|
258 |
General |
yasadışı faaliyetlere karşı operasyon yürütme |
clampdown n.
|
|
259 |
General |
yasadışı faaliyetlere karşı operasyon düzenleme |
clampdown n.
|
|
260 |
General |
afete karşı dirençli ülke |
disaster-resilient country n.
|
|
261 |
General |
karanlık sanatlara karşı savunma |
defense against the dark arts n.
|
|
262 |
General |
iyiliğin kötülüğe karşı savaşı |
the battle of good against evil n.
|
|
263 |
General |
kültürsüzlük/sanata ve öğrenmeye karşı duyarsızlık |
philistinism n.
|
|
264 |
General |
karşı ütopya |
cacotopia n.
|
|
265 |
General |
karşı ütopya |
dystopia n.
|
|
266 |
General |
karşı ütopya |
anti-utopia n.
|
|
267 |
General |
fiziksel engelli insanlara karşı önyargı |
ableism n.
|
|
268 |
General |
vaftize karşı çıkan mezhep |
anabaptism n.
|
|
269 |
General |
vaftize karşı çıkan kimse |
anabaptist n.
|
|
270 |
General |
hastaya karşı tutum |
bedside manner n.
|
|
271 |
General |
iki müzik grubunun ya da müzisyenin kimin daha iyi olduğunu görmek için karşı karşıya gelmesi |
rock off n.
|
|
272 |
General |
askerliğe karşı kimse |
conchy n.
|
|
273 |
General |
karşı öneri |
countermotion n.
|
|
274 |
General |
karşı akım |
countermotion n.
|
|
275 |
General |
karşı emir |
counterorder n.
|
|
276 |
General |
karşı atak |
counterattack n.
|
|
277 |
General |
karşı entrika |
counterplot n.
|
|
278 |
General |
karşı çekim |
counteratraction n.
|
|
279 |
General |
karşı saldırı |
countercharge n.
|
|
280 |
General |
karşı devrim |
counterrevolution n.
|
|
281 |
General |
denizaltılara karşı silahlı savaş gemisi |
corvette n.
|
|
282 |
General |
karşı koyan |
defier n.
|
|
283 |
General |
karşı çıkan kişi |
deprecator n.
|
|
284 |
General |
karşı koyma |
despite n.
|
|
285 |
General |
saldırıya karşı koyan |
withstander n.
|
|
286 |
General |
vaftize karşı çıkan kimse |
dipper n.
|
|
287 |
General |
karşı gelen kimse |
dissident n.
|
|
288 |
General |
ortodoks kilisesine karşı olma |
dissent n.
|
|
289 |
General |
karşı gelme |
incompliancy n.
|
|
290 |
General |
bilinmeyen/aşina olunmayan birşeye karşı duyulan korku |
fear of the unknown n.
|
|
291 |
General |
karşı koymayış |
non-resistance n.
|
|
292 |
General |
karşı gelme |
non-compliance n.
|
|
293 |
General |
karşı koymayan kimse |
non-resistant n.
|
|
294 |
General |
küresel çevre değişikliğine karşı insan hassasiyeti/savunmasızlığı |
human vulnerability to global environmental change n.
|
|
295 |
General |
düşmanın çelik yelek giyme ihtimaline karşı iki kez gövdesine bir kez kafasına ateş edilmesi |
mozambique drill n.
|
|
296 |
General |
düşmanın çelik yelek giyme ihtimaline karşı iki kez gövdesine bir kez kafasına ateş edilmesi |
mozambic drill n.
|
|
297 |
General |
düşmanın çelik yelek giyme ihtimaline karşı iki kez gövdesine bir kez kafasına ateş edilmesi |
failure drill n.
|
|
298 |
General |
düşmanın çelik yelek giyme ihtimaline karşı iki kez gövdesine bir kez kafasına ateş edilmesi |
failure to stop drill n.
|
|
299 |
General |
bire karşı hiçbir şey |
one-nil n.
|
|
300 |
General |
birine veya bir şeye karşı sorumluluk |
responsibility towards someone or something n.
|
|
301 |
General |
aracın diğer sürücülerin hatalarına karşı tedbirli kullanılması |
defensive driving n.
|
|
302 |
General |
2. dünya savaşında almanların ingilizlere karşı uyguladıkları bir denizaltı taktiği |
wolfpack n.
|
|
303 |
General |
destekleyici ve karşı argüman |
pro-argument and counter argument n.
|
|
304 |
General |
karşı güç |
counterpower n.
|
|
305 |
General |
karşı duruş |
stance against n.
|
|
306 |
General |
'e karşı yöneltilen eleştiri |
criticism raised against n.
|
|
307 |
General |
kazalara karşı korunaklı ortam |
forgiving environment n.
|
|
308 |
General |
karşı konulmaz derecede yurt hasreti |
nostomania n.
|
|
309 |
General |
1862'de III. Napolyon komutasındaki Fransız ordularına karşı elde edilen zaferin kutlandığı meksika bayramı |
cinco de mayo n.
|
|
310 |
General |
karşı kıyı |
opposite shore n.
|
|
311 |
General |
karşı cinsle kurulan geleceği olmayan, gayriciddi ilişki |
casual relationship n.
|
|
312 |
General |
kullanılmış kitaplara karşı hissedilen garip sevgi |
vellichor n.
|
|
313 |
General |
başkasının hamlesine karşı yapılan hamle |
counter manoeuvre n.
|
|
314 |
General |
karşı hamle |
counter manoeuvre n.
|
|
315 |
General |
karşı hücum |
counter-raid n.
|
|
316 |
General |
duyarlılık (başkalarına karşı) hassaslık |
tactfulness n.
|
|
317 |
General |
mermilere karşı aşırı ilgi |
ballistomania n.
|
|
318 |
General |
1850-64 yılları arasında güney çin'de mançu yönetimine karşı düzenlenen ayaklanma |
tai ping rebellion n.
|
|
319 |
General |
(ingiltere parlamentosu) kralın konuşmasına karşı hazırlanmış cevap |
address n.
|
|
320 |
General |
yüzüne karşı hakarette bulunan kişi |
affronter [obsolete] n.
|
|
321 |
General |
daha önceden kayıtsız oluduğunuz birine karşı şimdi duymaya başladığınız saygı |
newfound respect n.
|
|
322 |
General |
köpeklere karşı aşırı sevgi duyan kişi |
canophilist n.
|
|
323 |
General |
köpeklere karşı duyulan anormal korku |
canophobia n.
|
|
324 |
General |
evliliğe karşı olan kişi |
agamist n.
|
|
325 |
General |
karşı çıkan kimse |
aginner n.
|
|
326 |
General |
karşı koyma |
rebelliousness n.
|
|
327 |
General |
karşı çıkma |
pushback n.
|
|
328 |
General |
karşı suçlama yapan kimse |
recriminator n.
|
|
329 |
General |
yeniden karşı karşıya bırakma |
re-exposure n.
|
|
330 |
General |
dinlere karşı tarafsız olma |
laicality n.
|
|
331 |
General |
dinlere karşı tarafsız olma |
laicity n.
|
|
332 |
General |
kişinin giydiği karşı cinse ait elbise |
drag n.
|
|
333 |
General |
karşı olma |
reluctation [obsolete] n.
|
|
334 |
General |
karşı koyma |
reluctation [obsolete] n.
|
|
335 |
General |
karşı çıkma |
reluctation [obsolete] n.
|
|
336 |
General |
karşı çıkma |
naysay n.
|
|
337 |
General |
öneri veya emirlere şüphecilikle yaklaşma ve karşı koyma eğilimi |
negativeness n.
|
|
338 |
General |
belirgin veya mantıklı sebep olmaksızın emir ve önerilere karşı çıkma eğilimi |
negativity n.
|
|
339 |
General |
birahanelere karşı dini motiflerle hazırlanmış işçi lokali |
tee-to-tum n.
|
|
340 |
General |
yaşanılan mekanda, temel önlemler alarak, dışarıdan gelen tehditlere karşı
oluşturulan güvenli bir alan |
shelter in place n.
|
|
341 |
General |
toplum geleneklerine, adetlere ve yerleşik düzene karşı isyan etme |
titanism n.
|
|
342 |
General |
engellilere karşı ayrımcı kimse |
ableist n.
|
|
343 |
General |
engellilere karşı ayrımcılık |
ablism n.
|
|
344 |
General |
engellilere karşı ayrımcılık |
disablism n.
|
|
345 |
General |
engellilere karşı ayrımcılık |
disability discrimination n.
|
|
346 |
General |
engellilere karşı ayrımcılık |
handicapism n.
|
|
347 |
General |
ırksal dengeyi sağlamak üzere öğrencilerin uzak okul bölgelerine taşınması uygulamasına karşı olan kimse |
antibuser [us] n.
|
|
348 |
General |
entelektüel görüşlere karşı olan kimse |
anti-intellectual n.
|
|
349 |
General |
sosyalliğe karşı olan kimse |
antisocialist n.
|
|
350 |
General |
karşı çıkılamaz olma |
unanswerability n.
|
|
351 |
General |
başkalarının duygularına karşı çok hassas olan ve empati yeteneği çok gelişmiş kimse |
empath n.
|
|
352 |
General |
hatalara karşı hoşgörüsüzlük |
unforgivingness n.
|
|
353 |
General |
afganistan'da taliban'a karşı kurulmuş çok etnikli bir ılımlı islam ittifakı |
united front n.
|
|
354 |
General |
karşı gelme/çıkma |
kick n.
|
|
355 |
General |
karşı durma |
kick n.
|
|
356 |
General |
karşı gelme |
unobedience [obsolete] n.
|
|
357 |
General |
allah'a karşı saygısızlık |
unpitousty n.
|
|
358 |
General |
allah'a karşı saygısızlık |
unpity n.
|
|
359 |
General |
karşı koymama |
unresistance n.
|
|
360 |
General |
karşı gelinemez kimse |
untouchable n.
|
|
361 |
General |
yaşlı ve muhafazakar iktidara karşı kontrolü ele geçirmeye çalışan bir grup genç |
young turk n.
|
|
362 |
General |
hayvanlar üzerinde deney yapılmasına karşı olan kimse |
bestiarian [uk] n.
|
|
363 |
General |
karşı çıkan kimse |
exceptioner n.
|
|
364 |
General |
alkollüyken araç kullanmaya karşı annelerin oluşturduğu bir örgüt |
madd (mothers against drunk driving) n.
|
|
365 |
General |
birine ya da bir şeye karşı önyargı |
bias someone against someone or something n.
|
|
366 |
General |
tartışma ve münazaralarda kullanılan, karşı tarafın gerçek önermesini daha zayıf bir sav ile değiştirip çürüterek üstün gelindiği yanılsamasını yaratan bir taktik |
man of straw n.
|
|
367 |
General |
mahalle, okul ve kiliseye karşı hissedilen gurur veya bağlılık |
matriotism n.
|
|
368 |
General |
karşı konulamaz çekicilik |
witchcraft n.
|
|
369 |
General |
karşı konulamaz etki |
witchcraft n.
|
|
370 |
General |
rakibe karşı üstünlük fırsatını tepme |
let-off n.
|
|
371 |
General |
bir şeye karşı aşırı tutkusu veya düşkünlüğü olan kimse |
maniac n.
|
|
372 |
General |
militan feminizmin saldırılarına karşı erkeksi özellikleri koruma çabası |
masculinism n.
|
|
373 |
General |
karşı çıkma |
repugnance n.
|
|
374 |
General |
karşı gelme |
repugnance n.
|
|
375 |
General |
karşı çıkma |
repugnancy n.
|
|
376 |
General |
karşı gelme |
repugnancy n.
|
|
377 |
General |
karşı çıkma |
repugnance n.
|
|
378 |
General |
karşı gelme |
repugnance n.
|
|
379 |
General |
karşı çıkma |
repugnancy n.
|
|
380 |
General |
karşı gelme |
repugnancy n.
|
|
381 |
General |
karşı koyamama |
resistlessness n.
|
|
382 |
General |
bir grupta değişime karşı çıkanlar |
hard core n.
|
|
383 |
General |
zorluklara karşı gösterilen büyük çaba |
hardscrabble n.
|
|
384 |
General |
dirence karşı yavaşça ilerleme |
working [rare] n.
|
|
385 |
General |
birine veya bir şeye karşı nefret duyan kimse |
hater n.
|
|
386 |
General |
geçerli bir teoriye karşı çıkma |
heresy n.
|
|
387 |
General |
geçerli bir görüşe karşı çıkma |
heresy n.
|
|
388 |
General |
ingiltere'de 1960'lı yıllarda hippilere karşı gelişen bir gençlik altkültürü |
bootboys n.
|
|
389 |
General |
zayıf bir rakibe karşı oynanan müsabaka |
breather n.
|
|
390 |
General |
karşı tarafın iddialarına cevap niteliğindeki yazı |
brief n.
|
|
391 |
General |
karşı cinsten birine duyulan cinsel çekim |
heterosexualism n.
|
|
392 |
General |
nazara karşı konulan sembol |
hex sign n.
|
|
393 |
General |
toplum kurallarına karşı çıkan genç |
hippie n.
|
|
394 |
General |
toplum kurallarına karşı çıkan genç |
hippy n.
|
|
395 |
General |
yersiz karşı çıkma |
mischallenge [obsolete] n.
|
|
396 |
General |
yeniliğe karşı kimse |
luddite n.
|
|
397 |
General |
amerikan yerleşimcilerinin kızılderili saldırılarına karşı kullandığı koruyucu duvarlı ev |
garrison house n.
|
|
398 |
General |
(dağcılıkta) kar sınırının üzerinde yapılan tırmanışlarda kullanılan, ultraviyole ışımalara karşı koruyucu bir krem |
glacier cream n.
|
|
399 |
General |
kamusal anlaşmazlıklarda rakip cenaha karşı çıkan kimse |
gladiator n.
|
|
400 |
General |
karşı çıkma |
objection n.
|
|
401 |
General |
karşı çıkma bildiren gerekçe |
objection n.
|
|
402 |
General |
karşı çıkma bildiren ifade |
objection n.
|
|
403 |
General |
bazı yerleşik politikalara karşı çıkan kimse |
objector n.
|
|
404 |
General |
başkasına karşı yükümlü olan kimse |
obligee n.
|
|
405 |
General |
karşı koyma |
obluctation n.
|
|
406 |
General |
siyasi ve entelektüel alanlarda açıklık ve şeffaflığa karşı olan kimse |
obscurant n.
|
|
407 |
General |
karşı koyma |
obstacle [obsolete] n.
|
|
408 |
General |
karşı koyma |
obstancy [obsolete] n.
|
|
409 |
General |
karşı karşıya gelme |
clash n.
|
|
410 |
General |
karşı çıkma |
demur n.
|
|
411 |
General |
dişe karşı yerleştirilerek işitme sinirine ses ileten bir alet |
dentiphone n.
|
|
412 |
General |
karşı cinse cazibeli gelme |
desirableness n.
|
|
413 |
General |
karşı cins tarafından beğenilme |
desirableness n.
|
|
414 |
General |
savaş zamanında kenti hava saldırılarına karşı korumak için geceleri ışıkların kısıtlı kullanılması |
dim-out n.
|
|
415 |
General |
kamp veya ev girişindeki fırtınaya karşı konulmuş dış kapı |
dingle n.
|
|
416 |
General |
dikey sürgülü kanadı olup karşı ağırlıkları bulunmayan pencere |
guillotine n.
|
|
417 |
General |
geleneklere karşı çıkma |
iconoclasticism n.
|
|
418 |
General |
dini sembollere karşı çıkma |
iconoclasticism n.
|
|
419 |
General |
bilginin yayılmasına karşı kimse |
ignorantist n.
|
|
420 |
General |
resmi yetki kullanması sonucu zarar gören kimselere karşı sorumluluk nedeniyle bir kamu görevlisine tanınan kişisel dokunulmazlık |
official immunity n.
|
|
421 |
General |
karşı koyma |
opponency n.
|
|
422 |
General |
karşı durma |
opponency n.
|
|
423 |
General |
karşı konulabilir olma |
opposability n.
|
|
424 |
General |
karşı çıkan kimse |
opposer n.
|
|
425 |
General |
karşı olan kimse |
opposite n.
|
|
426 |
General |
karşı taraf |
oppugnant n.
|
|
427 |
General |
karşı koyma |
oppugnation n.
|
|
428 |
General |
karşı taraf |
oppugner n.
|
|
429 |
General |
karşı denge |
overpoise n.
|
|
430 |
General |
karşı ağırlık |
overpoise n.
|
|
431 |
General |
karşı koyma |
overthwart [obsolete] n.
|
|
432 |
General |
(sosyal hizmetlerin koruyucu sorumluluk alabileceği şekilde) kişisel zarara karşı savunmasız olma |
risk n.
|
|
433 |
General |
karşı devrimci çıkarlara hizmet eden kimse |
running dog n.
|
|
434 |
General |
karşı devrimci çıkarlara hizmet eden kuruluş |
running dog n.
|
|
435 |
General |
tanrılara karşı saygısızlık |
impiety n.
|
|
436 |
General |
(doğal tehlikeye karşı) dayanıklılık |
immunity n.
|
|
437 |
General |
belirli bir şeye karşı direnç |
immunity n.
|
|
438 |
General |
(kötü davranışa karşı ceza olarak verilen) yazma görevi |
impot n.
|
|
439 |
General |
karşı çıkan kimse |
impugner n.
|
|
440 |
General |
herkese ve her şeye karşı nazik ve cömert olma |
omnibenevolence n.
|
|
441 |
General |
(arazi bölünmesi için) mal sahibinin karşı tarafa gerçekleştirdiği ödeme miktarı |
owelty n.
|
|
442 |
General |
(arazi bölünmesi için) mal sahibinin karşı tarafa verdiği teminat miktarı |
owelty n.
|
|
443 |
General |
karşı karşıya gelme |
confront [obsolete] n.
|
|
444 |
General |
karşı karşıya gelme |
confrontal n.
|
|
445 |
General |
karşı karşıya gelen kimse |
confrontationist n.
|
|
446 |
General |
karşı karşıya gelen kimse |
confronter n.
|
|
447 |
General |
karşı karşıya gelme |
confrontment n.
|
|
448 |
General |
karşı sav sunarak aksini kanıtlayan kimse |
confuter n.
|
|
449 |
General |
karşı sav sunarak aksini kanıtlayan kimse |
disprover n.
|
|
450 |
General |
karşı gelme |
disobediency n.
|
|
451 |
General |
karşı gelme |
disobeisance [obsolete] n.
|
|
452 |
General |
baskın siyasi ve sosyal değerlere karşı çıkan kimse |
dissidents n.
|
|
453 |
General |
(yangına karşı) binanın bir bölümünün diğerlerinden ayrılması |
inclosure n.
|
|
454 |
General |
birine karşı bilgilendirme yapma |
information n.
|
|
455 |
General |
bir tartışma sırasında ortaya birçok argüman atıp, karşı tarafı bu argümanlara cevap vermeye zorlayarak tartışmadan galip ayrılma yöntemi |
gish gallop n.
|
|
456 |
General |
karşı-söylem |
counter-discourse n.
|
|
457 |
General |
(sayı, miktar, hacimde) karşı konulamaz patlama |
cloudburst n.
|
|
458 |
General |
(sayı, miktar, hacimde) karşı konulamaz patlama |
deluge n.
|
|
459 |
General |
kilise veya devletin mevcut otoritesine karşı komplo tertipleyenlerin yaptığı gizli toplantı |
conciliabule n.
|
|
460 |
General |
tartışmada karşı tarafı sakinleştirmenin önemine inanma |
conciliationism n.
|
|
461 |
General |
karşı gelme |
difficulty n.
|
|
462 |
General |
karşı koyma |
difficulty n.
|
|
463 |
General |
değişikliğe karşı çıkma |
do-nothingism n.
|
|
464 |
General |
rakibe karşı kazanılan üstünlük |
drop n.
|
|
465 |
General |
yeni ve canlandırıcı faktörlere karşı oluşan dirençten kaynaklanan çürüme ve dağılma |
dry rot n.
|
|
466 |
General |
karşı konulamaz unsur |
irresistible n.
|
|
467 |
General |
karşı konulmaz dürtü |
irresistible impulse n.
|
|
468 |
General |
siyasi veya dini meselelerde toplumun sergilediği en iyileri muhafaza edip köklü değişikliklere karşı çıkma yönelimi |
conservativism n.
|
|
469 |
General |
karşı açıklık |
counter opening n.
|
|
470 |
General |
karşı açıklık |
counteropening n.
|
|
471 |
General |
karşı proje |
counter project n.
|
|
472 |
General |
karşı proje |
counterproject n.
|
|
473 |
General |
karşı eğim |
counterslope n.
|
|
474 |
General |
karşı yöndeki eğim |
counterslope n.
|
|
475 |
General |
karşı çetele |
counter tally n.
|
|
476 |
General |
karşı skor |
counter tally n.
|
|
477 |
General |
karşı gelgit |
counter tide n.
|
|
478 |
General |
karşı saldırı yapan kimse |
counterattacker n.
|
|
479 |
General |
karşı çekim |
counterattraction n.
|
|
480 |
General |
karşı çekim |
counter-attraction n.
|
|
481 |
General |
karşı patlama |
counterblast n.
|
|
482 |
General |
karşı blöf |
counterbluff n.
|
|
483 |
General |
karşı darbe |
counterbuff n.
|
|
484 |
General |
karşı kampanya |
countercampaign n.
|
|
485 |
General |
karşı meydan okuma |
counterchallenge n.
|
|
486 |
General |
bir diğerine karşı yapılan bağırış |
countercry n.
|
|
487 |
General |
karşı talep |
counterdemand n.
|
|
488 |
General |
karşı çaba |
countereffort n.
|
|
489 |
General |
karşı casusluk |
counter-espionage n.
|
|
490 |
General |
karşı sezgi |
counterintuition n.
|
|
491 |
General |
karşı önlem |
counter-measure n.
|
|
492 |
General |
karşı bildiri |
countermemo n.
|
|
493 |
General |
düşman faaliyetine karşı açılan tünel |
countermine n.
|
|
494 |
General |
karşı hareket |
counterpace [obsolete] n.
|
|
495 |
General |
karşı taktik |
counterploy n.
|
|
496 |
General |
karşı denge |
counterpoise n.
|
|
497 |
General |
karşı protesto |
counterprotest n.
|
|
498 |
General |
karşı cevap |
counterquestion n.
|
|
499 |
General |
karşı tepki |
counterreaction n.
|
|
500 |
General |
karşı reform |
counterreform n.
|
|