sizin

Bedeutungen von dem Begriff "sizin" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 9 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	sizin	yer [dialect] adj.
Everybody shut yer traps! Herkes sizin tuzakları kaybetti. More Sentences
2	General	sizin	yours pron.
That is not my view of it, and it is not yours. Bu benim görüşüm değil, sizin de değil. More Sentences
3	General	sizin	your pron.
But my question was more specific than your reply. Ama benim sorum sizin cevabınızdan daha açıktı. More Sentences
4	General	sizin	yours pron.
That may be our problem rather than yours, but could we just take a moment to clarify? Bu sizin değil de bizim sorunumuz olabilir ama bir an için açıklığa kavuşturabilir miyiz? More Sentences
Speaking
5	Speaking	sizin	it's yours expr.
You can spend your time in any way you want; it's your time, after all. Zamanınızı istediğiniz şekilde geçirebilirsiniz; sonuçta bu sizin zamanınız. More Sentences
General
6	General	sizin	yere [dialect] adj.
Colloquial
7	Colloquial	sizin	all y'all's exclam.
8	Colloquial	sizin	all y'all's exclam.
Speaking
9	Speaking	sizin	it belongs to you expr.

Bedeutungen, die der Begriff "sizin" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 132 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	sizin tarafınızdan	by you adv.
But I do not believe, as President, that there has been a supplementary question, but rather a statement by you. Ancak Başkan olarak ek bir soru sorulduğuna değil, sizin tarafınızdan bir açıklama yapıldığına inanıyorum. More Sentences
Colloquial
2	Colloquial	sizin lehinize	in your favor expr.
The statistics are in your favor. İstatistikler sizin lehinize. More Sentences
3	Colloquial	sizin lehinize	in your favour expr.
You can obviously count on this Parliament being predisposed in your favour. Bu Parlamentonun sizin lehinize karar vereceğine açıkça güvenebilirsiniz. More Sentences
Idioms
4	Idioms	sizin elinizde	in your hands expr.
He rang me before I came into the Chamber asking me if it would be possible to do that; it is in your hands. Oda'ya gelmeden önce beni aradı ve bunu yapmanın mümkün olup olmadığını sordu; bu sizin elinizde. More Sentences
Speaking
5	Speaking	sizin söylediğiniz gibi	as you said expr.
It's exactly as you say it is. Durum tam olarak sizin söylediğiniz gibi. More Sentences
6	Speaking	sizin görüşleriniz	your opinions expr.
The Commission considers your opinion to be of the utmost importance. Komisyon sizin görüşünüzün son derece önemli olduğunu düşünmektedir. More Sentences
7	Speaking	sizin yüzünüzden	because of you expr.
How many have died because of you? Sizin yüzünüzden kaç kişi öldü? More Sentences
8	Speaking	sizin gibi	like you expr.
Like you, we deplore the ethnic tension, which is affecting everyone including the government. Biz de sizin gibi hükûmet dahil herkesi etkileyen etnik gerilimden üzüntü duyuyoruz. More Sentences
9	Speaking	sizin için özel	special for you expr.
We have something special for you, sir. Sizin için özel bir şeyimiz var efendim. More Sentences
10	Speaking	sizin sayenizde	thanks to you expr.
That is good news, and is also largely thanks to you. Bu iyi bir haber ve aynı zamanda büyük ölçüde sizin sayenizde. More Sentences
11	Speaking	sizin yorumlarınız	your comments expr.
I shall follow that matter up in the light of your comments. Bu konuyu sizin yorumlarınız ışığında takip edeceğim. More Sentences
Computer
12	Computer	sizin sıranız	it's your turn expr.
It's your turn. Sizin sıranız. More Sentences
General
13	General	karşı takımdan sizin sahanıza top atılması	touchback n.
14	General	sizin ülkeniz	your county n.
15	General	ziyan olduğu takdirde sizin hesabınıza	at your risk adv.
16	General	sizin açınızdan	from your perspective adv.
17	General	bizzat sizin	yourself pron.
Phrases
18	Phrases	burası sizin odanız	this is your room expr.
19	Phrases	en az sizin/senin kadar	at least as much as you expr.
20	Phrases	sizin yerinize	instead of you expr.
21	Phrases	sizin yerinize	in your stead expr.
22	Phrases	sizin ve ailenizin yeni yılını kutlarım	happy new year to you and your family expr.
23	Phrases	sizin için de uygunsa	if it suits your interest expr.
24	Phrases	sizin için uygunsa	if it suits your interest expr.
25	Phrases	sizin açınızdan	from your point of view expr.
26	Phrases	sizin yerinize	in place of you expr.
27	Phrases	sizin de farkettiğiniz gibi	as you noticed expr.
28	Phrases	sizin anlayacağınız şekilde	in layman's terms expr.
Colloquial
29	Colloquial	cesaretiniz nerede sizin?	where's your courage? expr.
30	Colloquial	sizin bakış açınızla	from your point of view expr.
31	Colloquial	sizin söylediğiniz gibi	like you are saying expr.
32	Colloquial	sizin söylediğiniz gibi	like you said expr.
33	Colloquial	… olsa senin/sizin için sakıncası var mı?	what would you say if...? expr.
34	Colloquial	eğer senin/sizin için uygunsa	if you like expr.
35	Colloquial	sizin eleştirebileceğiniz bir durum değil!	that's rich! expr.
36	Colloquial	sizin için ne yapabilirim?	what can I do you for? expr.
37	Colloquial	sizin dediğiniz yapılacak	you're the expert expr.
38	Colloquial	sizin için başka ne yapabilirim?	how else may I help you? exclam.
39	Colloquial	sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı?	how else may I help you? exclam.
Idioms
40	Idioms	ancak sizin gibi bir politikacı/yönetici böyle zor bir işin üstesinden gelebilirdi	only nixon could go to china expr.
41	Idioms	ancak sizin gibi bir politikacı/yönetici böyle tabu olarak görünen bir işi yapabilirdi	only nixon could go to china expr.
42	Idioms	sizin ellerinizde	in your hands expr.
43	Idioms	sizin kontrolünüzde	in your hands expr.
44	Idioms	sizin tarafta	on your end expr.
45	Idioms	sizin tarafta	at your end expr.
46	Idioms	söz/konuşma hakkı senin/sizin	the floor is yours expr.
47	Idioms	söz senin/sizin	the floor is yours expr.
48	Idioms	söz/konuşma sırası senin/sizin	the floor is yours expr.
Speaking
49	Speaking	bu sizin mi?	is this yours? expr.
50	Speaking	bu bagaj sizin mi?	is this luggage yours? expr.
51	Speaking	ben sizin öğrencinizim	I am your student expr.
52	Speaking	buraya sizin için geldim	I came here for you expr.
53	Speaking	bunun sizin için bir anlamı var mı?	does this mean anything to you? expr.
54	Speaking	bu sizin için eğlence ve oyundan ibaret	it's all fun and games to you expr.
55	Speaking	ben de sizin gibiydim	I was like you expr.
56	Speaking	bu bagaj sizin mi?	does this luggage belong to you? expr.
57	Speaking	bu sizin kulağınıza küpe olsun	let that be a lesson to you expr.
58	Speaking	ben sizin tur rehberinizim	I am your tour guide expr.
59	Speaking	bunun sizin için bir anlam ifade ettiğini sanmıyorum	I guess that doesn't really matter to you expr.
60	Speaking	bugün sizin için yeni bir gün	this is a new day for you expr.
61	Speaking	bunlar biraz önce sizin için geldi	these just came for you expr.
62	Speaking	bu sizin için	this is for you expr.
63	Speaking	derdiniz ne sizin?	what is your problem? expr.
64	Speaking	gelecek sizin elinizde	the future is in your hands expr.
65	Speaking	ocakta sizin için yemek var	there's food for you on the stove expr.
66	Speaking	kendisini sizin için feda etti	she sacrificed herself for you expr.
67	Speaking	karar sizin	it's up to you expr.
68	Speaking	otoparktaki sizin arabanız mı?	is that your car in the lot? expr.
69	Speaking	karar sizin	the decision is yours expr.
70	Speaking	sizin aracılığınızla	via you expr.
71	Speaking	sizin adınız nedir?	what is your name? expr.
72	Speaking	sizin için de uygunsa	if it suits you expr.
73	Speaking	sizin için de uygunsa	if you don't mind expr.
74	Speaking	sizin tarafta değilim (cinsel anlamda)	I'm not in your team expr.
75	Speaking	son karar sizin	the final decision is yours expr.
76	Speaking	son karar sizin	it's up to you expr.
77	Speaking	sizin bana sorunuz var mı?	do you have any questions for me? expr.
78	Speaking	sizin çıkarınızadır	it's in your interest expr.
79	Speaking	sizin için yapabileceğim bir şey var mı?	is there anything I can do for you? expr.
80	Speaking	sizin için de uygunsa	if it is appropriate for you expr.
81	Speaking	sizin kim olduğunuzu biliyoruz	we know who you are expr.
82	Speaking	sizin için ne yapabilirim?	what can I do for you? expr.
83	Speaking	sizin için gerekli mi?	Is it necessary for you? expr.
84	Speaking	sizin yaşınızdayken	when I was your age expr.
85	Speaking	sizin saatiniz kaç?	what time is it by your watch? expr.
86	Speaking	sizin saatiniz kaç?	what time does your watch say? expr.
87	Speaking	sizin karışmanızı istemiyorum	I don't want you getting involved expr.
88	Speaking	sizin için bir mahsuru yoksa	if you don't mind expr.
89	Speaking	sizin için uygunsa	if it is convenient for you expr.
90	Speaking	sizin bildiğinizden daha fazlasını biliyorum	I know more than you do expr.
91	Speaking	sizin için hiçbir şey imkansız değil	nothing is impossible for you expr.
92	Speaking	sizin için ne yapabilirim?	what can I do for you? expr.
93	Speaking	sizin gibi hoş bir bayan bu kadar çok içmemeli	a pretty lady like you shouldn't drink that much expr.
94	Speaking	sizin için uygunsa	if it is appropriate for you expr.
95	Speaking	sizin için uygunsa	if you don't mind expr.
96	Speaking	sizin aile anlayışınız	your idea of family expr.
97	Speaking	sizin aracılığınızla	through you expr.
98	Speaking	sizin söylediğiniz gibi	as you told expr.
99	Speaking	sizin için de uygunsa	if it is convenient for you expr.
100	Speaking	sizin adınıza sevindim	I am happy for you expr.
101	Speaking	sizin elinizde	it's in your hands expr.
102	Speaking	sizin de takdir edeceğiniz gibi	as you may appreciate expr.
103	Speaking	sizin aranızda ne oldu?	what's up with you guys? expr.
104	Speaking	sizin için onca yaptığım şeyden sonra	after all I've done for you expr.
105	Speaking	sizin elinizde	it is up to you expr.
106	Speaking	sizin elinizde	it depends on you expr.
107	Speaking	sizin takdirinize bırakıyorum	I leave it to you expr.
108	Speaking	sizin de bildiğiniz gibi	as you know expr.
109	Speaking	sizin için uygunsa	if it suits you expr.
110	Speaking	sizin haberiniz olmayışına çok şaşırdım	I'm surprised it hasn't gotten to you expr.
111	Speaking	sizin endişelenmenizi istemiyorum	I don't want you to worry expr.
112	Speaking	sizin dışınızda biri	someone other than you expr.
113	Speaking	sizin görüşleriniz	your comments expr.
114	Speaking	sizin için uygun mu?	is it ok for you? expr.
115	Speaking	suratınız neden asık sizin?	what's with the long face? expr.
116	Speaking	sizin dilinizi bilmiyorum	I don't know your language expr.
117	Speaking	sizin büyük bir hayranınızım	I am a huge fan of yours expr.
118	Speaking	sizin için yaptığım onca şeyden sonra	after all I've done for you expr.
119	Speaking	sizin hakkınızda çok şey duydum	I've heard so much about you expr.
120	Speaking	sizin için başka ne yapabilirim?	what else can I do for you? expr.
121	Speaking	sizin için üzgünüm	I am sorry for you expr.
122	Speaking	sizin derdiniz nedir?	what is this with you? expr.
123	Speaking	umarım sizin için bir sakıncası yoktur	I hope you don't mind expr.
124	Speaking	umarım sizin için bir sakıncası yoktur	I hope it's ok with you expr.
125	Speaking	üzerinde sizin adınız yazıyor	it's got your name on it expr.
126	Speaking	umarım sizin için bir sakıncası yoktur	If you don't mind expr.
127	Speaking	üzerinde sizin adınız var	it's got your name on it expr.
128	Speaking	sizin adınıza çok mutlu oldum	I am so happy for you expr.
Law
129	Law	sizin tasarrufunuzda	at your disposal n.
Computer
130	Computer	sizin sıranız	your turn expr.
Latin
131	Latin	sizin hesabınız	vostro n.
Slang
132	Slang	derdiniz ne sizin?	what the fuck is the matter with you guys? expr.