Geçmiş

sizin

"sizin" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 9 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	sizin	yer [dialect] s.
2	Genel	sizin	yere [dialect] s.
3	Genel	sizin	yours zm.
4	Genel	sizin	your zm.
5	Genel	sizin	yours zm.
Colloquial
6	Konuşma Dili	sizin	all y'all's exclam.
7	Konuşma Dili	sizin	all y'all's exclam.
Speaking
8	Konuşma	sizin	it belongs to you expr.
9	Konuşma	sizin	it's yours expr.

"sizin" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 132 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	karşı takımdan sizin sahanıza top atılması	touchback i.
2	Genel	sizin ülkeniz	your county i.
3	Genel	ziyan olduğu takdirde sizin hesabınıza	at your risk zf.
4	Genel	sizin açınızdan	from your perspective zf.
5	Genel	sizin tarafınızdan	by you zf.
6	Genel	bizzat sizin	yourself zm.
Phrases
7	İfadeler	burası sizin odanız	this is your room expr.
8	İfadeler	en az sizin/senin kadar	at least as much as you expr.
9	İfadeler	sizin yerinize	in your stead expr.
10	İfadeler	sizin için de uygunsa	if it suits your interest expr.
11	İfadeler	sizin ve ailenizin yeni yılını kutlarım	happy new year to you and your family expr.
12	İfadeler	sizin yerinize	instead of you expr.
13	İfadeler	sizin için uygunsa	if it suits your interest expr.
14	İfadeler	sizin yerinize	in place of you expr.
15	İfadeler	sizin de farkettiğiniz gibi	as you noticed expr.
16	İfadeler	sizin açınızdan	from your point of view expr.
17	İfadeler	sizin anlayacağınız şekilde	in layman's terms expr.
Colloquial
18	Konuşma Dili	cesaretiniz nerede sizin?	where's your courage? expr.
19	Konuşma Dili	sizin lehinize	in your favor expr.
20	Konuşma Dili	sizin söylediğiniz gibi	like you are saying expr.
21	Konuşma Dili	sizin bakış açınızla	from your point of view expr.
22	Konuşma Dili	sizin söylediğiniz gibi	like you said expr.
23	Konuşma Dili	sizin lehinize	in your favour expr.
24	Konuşma Dili	… olsa senin/sizin için sakıncası var mı?	what would you say if...? expr.
25	Konuşma Dili	eğer senin/sizin için uygunsa	if you like expr.
26	Konuşma Dili	sizin eleştirebileceğiniz bir durum değil!	that's rich! expr.
27	Konuşma Dili	sizin için ne yapabilirim?	what can I do you for? expr.
28	Konuşma Dili	sizin dediğiniz yapılacak	you're the expert expr.
29	Konuşma Dili	sizin için başka ne yapabilirim?	how else may I help you? exclam.
30	Konuşma Dili	sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı?	how else may I help you? exclam.
Idioms
31	Deyim	ancak sizin gibi bir politikacı/yönetici böyle zor bir işin üstesinden gelebilirdi	only nixon could go to china expr.
32	Deyim	ancak sizin gibi bir politikacı/yönetici böyle tabu olarak görünen bir işi yapabilirdi	only nixon could go to china expr.
33	Deyim	sizin elinizde	in your hands expr.
34	Deyim	sizin ellerinizde	in your hands expr.
35	Deyim	sizin kontrolünüzde	in your hands expr.
36	Deyim	sizin tarafta	on your end expr.
37	Deyim	sizin tarafta	at your end expr.
38	Deyim	söz/konuşma hakkı senin/sizin	the floor is yours expr.
39	Deyim	söz senin/sizin	the floor is yours expr.
40	Deyim	söz/konuşma sırası senin/sizin	the floor is yours expr.
Speaking
41	Konuşma	bu sizin mi?	is this yours? expr.
42	Konuşma	bu bagaj sizin mi?	is this luggage yours? expr.
43	Konuşma	ben sizin öğrencinizim	I am your student expr.
44	Konuşma	bu sizin için	this is for you expr.
45	Konuşma	bunlar biraz önce sizin için geldi	these just came for you expr.
46	Konuşma	bu bagaj sizin mi?	does this luggage belong to you? expr.
47	Konuşma	buraya sizin için geldim	I came here for you expr.
48	Konuşma	bunun sizin için bir anlamı var mı?	does this mean anything to you? expr.
49	Konuşma	bu sizin için eğlence ve oyundan ibaret	it's all fun and games to you expr.
50	Konuşma	ben de sizin gibiydim	I was like you expr.
51	Konuşma	bunun sizin için bir anlam ifade ettiğini sanmıyorum	I guess that doesn't really matter to you expr.
52	Konuşma	bugün sizin için yeni bir gün	this is a new day for you expr.
53	Konuşma	bu sizin kulağınıza küpe olsun	let that be a lesson to you expr.
54	Konuşma	ben sizin tur rehberinizim	I am your tour guide expr.
55	Konuşma	derdiniz ne sizin?	what is your problem? expr.
56	Konuşma	gelecek sizin elinizde	the future is in your hands expr.
57	Konuşma	ocakta sizin için yemek var	there's food for you on the stove expr.
58	Konuşma	otoparktaki sizin arabanız mı?	is that your car in the lot? expr.
59	Konuşma	kendisini sizin için feda etti	she sacrificed herself for you expr.
60	Konuşma	karar sizin	it's up to you expr.
61	Konuşma	karar sizin	the decision is yours expr.
62	Konuşma	sizin aracılığınızla	via you expr.
63	Konuşma	sizin söylediğiniz gibi	as you said expr.
64	Konuşma	sizin adınız nedir?	what is your name? expr.
65	Konuşma	sizin için de uygunsa	if it suits you expr.
66	Konuşma	sizin için de uygunsa	if you don't mind expr.
67	Konuşma	sizin için yapabileceğim bir şey var mı?	is there anything I can do for you? expr.
68	Konuşma	son karar sizin	the final decision is yours expr.
69	Konuşma	son karar sizin	it's up to you expr.
70	Konuşma	sizin bana sorunuz var mı?	do you have any questions for me? expr.
71	Konuşma	sizin çıkarınızadır	it's in your interest expr.
72	Konuşma	sizin tarafta değilim (cinsel anlamda)	I'm not in your team expr.
73	Konuşma	sizin için de uygunsa	if it is appropriate for you expr.
74	Konuşma	sizin kim olduğunuzu biliyoruz	we know who you are expr.
75	Konuşma	sizin için ne yapabilirim?	what can I do for you? expr.
76	Konuşma	sizin için gerekli mi?	Is it necessary for you? expr.
77	Konuşma	sizin yaşınızdayken	when I was your age expr.
78	Konuşma	sizin görüşleriniz	your opinions expr.
79	Konuşma	sizin saatiniz kaç?	what time is it by your watch? expr.
80	Konuşma	sizin yüzünüzden	because of you expr.
81	Konuşma	sizin saatiniz kaç?	what time does your watch say? expr.
82	Konuşma	sizin karışmanızı istemiyorum	I don't want you getting involved expr.
83	Konuşma	sizin için bir mahsuru yoksa	if you don't mind expr.
84	Konuşma	sizin için uygunsa	if it is convenient for you expr.
85	Konuşma	sizin bildiğinizden daha fazlasını biliyorum	I know more than you do expr.
86	Konuşma	sizin için hiçbir şey imkansız değil	nothing is impossible for you expr.
87	Konuşma	sizin endişelenmenizi istemiyorum	I don't want you to worry expr.
88	Konuşma	sizin dışınızda biri	someone other than you expr.
89	Konuşma	sizin adınıza sevindim	I am happy for you expr.
90	Konuşma	sizin elinizde	it's in your hands expr.
91	Konuşma	sizin de takdir edeceğiniz gibi	as you may appreciate expr.
92	Konuşma	sizin aranızda ne oldu?	what's up with you guys? expr.
93	Konuşma	sizin için özel	special for you expr.
94	Konuşma	sizin için onca yaptığım şeyden sonra	after all I've done for you expr.
95	Konuşma	sizin için ne yapabilirim?	what can I do for you? expr.
96	Konuşma	sizin gibi hoş bir bayan bu kadar çok içmemeli	a pretty lady like you shouldn't drink that much expr.
97	Konuşma	sizin için uygunsa	if it is appropriate for you expr.
98	Konuşma	sizin için uygunsa	if you don't mind expr.
99	Konuşma	sizin aile anlayışınız	your idea of family expr.
100	Konuşma	sizin için uygun mu?	is it ok for you? expr.
101	Konuşma	sizin için de uygunsa	if it is convenient for you expr.
102	Konuşma	sizin yorumlarınız	your comments expr.
103	Konuşma	sizin için başka ne yapabilirim?	what else can I do for you? expr.
104	Konuşma	sizin için üzgünüm	I am sorry for you expr.
105	Konuşma	sizin derdiniz nedir?	what is this with you? expr.
106	Konuşma	suratınız neden asık sizin?	what's with the long face? expr.
107	Konuşma	sizin sayenizde	thanks to you expr.
108	Konuşma	sizin hakkınızda çok şey duydum	I've heard so much about you expr.
109	Konuşma	sizin görüşleriniz	your comments expr.
110	Konuşma	sizin elinizde	it is up to you expr.
111	Konuşma	sizin elinizde	it depends on you expr.
112	Konuşma	sizin takdirinize bırakıyorum	I leave it to you expr.
113	Konuşma	sizin dilinizi bilmiyorum	I don't know your language expr.
114	Konuşma	sizin büyük bir hayranınızım	I am a huge fan of yours expr.
115	Konuşma	sizin için yaptığım onca şeyden sonra	after all I've done for you expr.
116	Konuşma	sizin de bildiğiniz gibi	as you know expr.
117	Konuşma	sizin için uygunsa	if it suits you expr.
118	Konuşma	sizin haberiniz olmayışına çok şaşırdım	I'm surprised it hasn't gotten to you expr.
119	Konuşma	sizin aracılığınızla	through you expr.
120	Konuşma	sizin gibi	like you expr.
121	Konuşma	sizin söylediğiniz gibi	as you told expr.
122	Konuşma	umarım sizin için bir sakıncası yoktur	I hope you don't mind expr.
123	Konuşma	umarım sizin için bir sakıncası yoktur	I hope it's ok with you expr.
124	Konuşma	üzerinde sizin adınız yazıyor	it's got your name on it expr.
125	Konuşma	umarım sizin için bir sakıncası yoktur	If you don't mind expr.
126	Konuşma	üzerinde sizin adınız var	it's got your name on it expr.
127	Konuşma	sizin adınıza çok mutlu oldum	I am so happy for you expr.
Law
128	Hukuk	sizin tasarrufunuzda	at your disposal i.
Computer
129	Bilgisayar	sizin sıranız	it's your turn expr.
130	Bilgisayar	sizin sıranız	your turn expr.
Latin
131	Latince	sizin hesabınız	vostro i.
Slang
132	Argo	derdiniz ne sizin?	what the fuck is the matter with you guys? expr.