|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
enjoy your meal ünl.
|
afiyet olsun |
|
General |
|
2 |
Genel |
take your time i.
|
acele etme |
|
3 |
Genel |
a feather in your cap i.
|
gelecekte yararı dokunacak bir başarı |
|
4 |
Genel |
thanks for your help i.
|
yardımınız için teşekkürler |
|
5 |
Genel |
thanks for your help i.
|
yardımın için teşekkürler |
|
6 |
Genel |
the depth of your eyes i.
|
gözlerindeki derinlik |
|
7 |
Genel |
beat your neighbour out of doors i.
|
bir kağıt oyunu |
|
8 |
Genel |
beat your neighbour out of town i.
|
bir kağıt oyunu |
|
9 |
Genel |
beggar-your-neighbour i.
|
bir kağıt oyunu |
|
10 |
Genel |
none of your payments i.
|
ödemelerinizden hiçbiri |
|
11 |
Genel |
best day of your life i.
|
hayatının en iyi günü |
|
12 |
Genel |
purpose of your visit i.
|
ziyaret nedeniniz |
|
13 |
Genel |
topic/subject of your article i.
|
makalenizin konusu |
|
14 |
Genel |
your county i.
|
ülkeniz |
|
15 |
Genel |
your county i.
|
sizin ülkeniz |
|
16 |
Genel |
your last photo i.
|
son fotoğrafın |
|
17 |
Genel |
middle of your forehead i.
|
alnının ortası |
|
18 |
Genel |
roll-your-own cigarettes i.
|
sarma sigara |
|
|
19 |
Genel |
roll-your-own cigarettes i.
|
kişinin kendi sardığı sigara |
|
20 |
Genel |
an ace up your sleeve i.
|
avantaj olarak kullanılacak bir şey |
|
21 |
Genel |
your country i.
|
senin ülken |
|
22 |
Genel |
your country i.
|
ülken |
|
23 |
Genel |
put your foot down f.
|
sert bir dille uyarmak |
|
24 |
Genel |
mind your business f.
|
sen kendi işine bak |
|
25 |
Genel |
keep your promise f.
|
sözünü tutmak |
|
26 |
Genel |
put your best foot forward f.
|
daha hızlı yürümeye başlamak |
|
27 |
Genel |
keep your word f.
|
sözünü tutmak |
|
28 |
Genel |
tear your hair out f.
|
saç baş yolmak |
|
29 |
Genel |
be as good as your word f.
|
verdiği sözü tutmak |
|
30 |
Genel |
even if it involves a risk your life f.
|
kelleyi koltuğa almak |
|
31 |
Genel |
be at the back of your mind f.
|
aklının bir köşesinde bulunmak |
|
32 |
Genel |
take a look at your situation f.
|
durumuna bakmak |
|
33 |
Genel |
be a weight off your mind f.
|
sorundan kurtulmuş olmak |
|
34 |
Genel |
be a load off your mind f.
|
sorundan kurtulmuş olmak |
|
35 |
Genel |
be a load off your mind f.
|
problemi çözmüş olmak |
|
36 |
Genel |
be a weight off your mind f.
|
problemi çözmüş olmak |
|
37 |
Genel |
get it off your chest f.
|
ağzındaki baklayı çıkartmak |
|
38 |
Genel |
get it off your chest f.
|
eteğindeki taşları dökmek |
|
|
39 |
Genel |
get your nose out of joint f.
|
alınmak |
|
40 |
Genel |
not count your chickens before they hatch f.
|
kasaptaki ete soğan doğramamak |
|
41 |
Genel |
get your act together f.
|
işleri daha etkili çözebilmek için faaliyetlerini daha iyi düzenlemek |
|
42 |
Genel |
take your foot off the gas f.
|
gazdan ayağını çekmek |
|
43 |
Genel |
put somebody over your knee f.
|
dizine yatırıp dövmek/cezalandırmak |
|
44 |
Genel |
go with your instincts f.
|
içgüdülerinle hareket etmek |
|
45 |
Genel |
go with your instincts f.
|
içgüdülerine göre davranmak |
|
46 |
Genel |
top-up your phone f.
|
kontör yüklemek |
|
47 |
Genel |
can't hold in your pee f.
|
idrarını tutamamak |
|
48 |
Genel |
can't hold in your stool f.
|
kakasını tutamamak |
|
49 |
Genel |
can't hold in your pee f.
|
çişini tutamamak |
|
50 |
Genel |
can't control your bowels f.
|
kakasını tutamamak |
|
51 |
Genel |
can't hold in your stool f.
|
dışkısını tutamamak |
|
52 |
Genel |
can't control your bowels f.
|
dışkısını tutamamak |
|
53 |
Genel |
say your goodbyes f.
|
helalleşmek |
|
54 |
Genel |
hide your feelings f.
|
duygularını gizlemek |
|
55 |
Genel |
give away your age f.
|
yaşını göstermek |
|
56 |
Genel |
articulate your feelings f.
|
tercüman olmak |
|
57 |
Genel |
articulate your feelings f.
|
duygularına tercüman olmak |
|
58 |
Genel |
give up your seat to elderly f.
|
yaşlılara yer vermek |
|
59 |
Genel |
give up your seat for elderly f.
|
yaşlılara yer vermek |
|
60 |
Genel |
cracked your head open f.
|
başını yarmak |
|
61 |
Genel |
cracked your head open f.
|
kafasını yarmak |
|
62 |
Genel |
click your heels f.
|
topuklarını birbirine vurmak |
|
63 |
Genel |
hit the heels of your heels together f.
|
topuklarını birbirine vurmak |
|
64 |
Genel |
stamp your heels f.
|
topuklarını birbirine vurmak |
|
65 |
Genel |
get your ear cartilage pierced f.
|
kulak kıkırdağını deldirmek |
|
66 |
Genel |
open your hands f.
|
ellerini açmak |
|
67 |
Genel |
have your ear cartilage pierced f.
|
kulak kıkırdağını deldirmek |
|
68 |
Genel |
balance your weight f.
|
kiloyu korumak |
|
69 |
Genel |
maintain your weight f.
|
kiloyu korumak |
|
70 |
Genel |
balance your weight f.
|
kiloyu dengede tutmak |
|
71 |
Genel |
maintain your weight f.
|
kiloyu dengede tutmak |
|
72 |
Genel |
cross your legs f.
|
bacak bacak üstüne atmak |
|
73 |
Genel |
pursue your dreams f.
|
hayallerinin peşinden gitmek |
|
74 |
Genel |
put your arm around someone f.
|
kolunu birinin omzuna koymak |
|
75 |
Genel |
as plain as the nose on your face s.
|
besbelli |
|
76 |
Genel |
at your discretion s.
|
nasıl isterseniz |
|
77 |
Genel |
as plain as the nose on your face s.
|
apaçık |
|
78 |
Genel |
at your discretion s.
|
arzunuza bağlı |
|
|
79 |
Genel |
contributed to your offending s.
|
suç işlemenize sebep olmuş |
|
80 |
Genel |
as plain as the nose on your face s.
|
gün gibi ortada |
|
81 |
Genel |
as plain as the nose on your face s.
|
açık seçik |
|
82 |
Genel |
as plain as the nose on your face s.
|
bariz |
|
83 |
Genel |
in-your-face s.
|
sert |
|
84 |
Genel |
in-your-face s.
|
agresif |
|
85 |
Genel |
off your guard s.
|
hazırlıksız |
|
86 |
Genel |
off your guard s.
|
tetikte |
|
87 |
Genel |
off your guard s.
|
ihtiyatlı |
|
88 |
Genel |
off your guard s.
|
dikkatli |
|
89 |
Genel |
for your own good zf.
|
iyiliğiniz için |
|
90 |
Genel |
fyi (for your information) zf.
|
bilgilerinize |
|
91 |
Genel |
at your risk zf.
|
tehlike sorumluluğu size ait olmak üzere |
|
92 |
Genel |
at your beck and call zf.
|
her emre amade |
|
93 |
Genel |
at your peril zf.
|
günahı boynuna |
|
94 |
Genel |
within your discretion zf.
|
arzunuza bağlı |
|
95 |
Genel |
at your risk zf.
|
ziyan olduğu takdirde sizin hesabınıza |
|
96 |
Genel |
for your own good zf.
|
iyiliğin için |
|
97 |
Genel |
on your own zf.
|
kendi kendine |
|
98 |
Genel |
for your own good zf.
|
kendi iyiliğiniz için |
|
99 |
Genel |
within your discretion zf.
|
nasıl isterseniz |
|
100 |
Genel |
at your discretion zf.
|
uygun bulursanız |
|
101 |
Genel |
at your own risk zf.
|
riski size ait olmak üzere |
|
102 |
Genel |
at your earliest convenience zf.
|
müsait olduğun zaman |
|
103 |
Genel |
with your sanction zf.
|
müsaadenizle |
|
104 |
Genel |
to your delight zf.
|
kendi zevkinize göre |
|
105 |
Genel |
agreeably to your request zf.
|
istemiş olduğunuz üzere |
|
106 |
Genel |
agreeably to your request zf.
|
arzu ettiğiniz üzere |
|
107 |
Genel |
to your delight zf.
|
kendi zevkine göre |
|
108 |
Genel |
on your own zf.
|
kendi başınıza |
|
109 |
Genel |
on your own zf.
|
kendi hesabınıza |
|
110 |
Genel |
from your perspective zf.
|
senin açından |
|
111 |
Genel |
from your point of view zf.
|
senin açından |
|
112 |
Genel |
from your perspective zf.
|
sizin açınızdan |
|
113 |
Genel |
regarding your requests zf.
|
taleplerinize istinaden |
|
114 |
Genel |
under your supervision/guidance zf.
|
nezdinizde |
|
115 |
Genel |
under your possession zf.
|
nezdinizde |
|
116 |
Genel |
in his/her/your pocket zf.
|
cebinde |
|
117 |
Genel |
for your kids zf.
|
çocukların için |
|
118 |
Genel |
for your children zf.
|
çocuklarınız için |
|
119 |
Genel |
for your kids zf.
|
çocuklarınız için |
|
120 |
Genel |
for your children zf.
|
çocukların için |
|
121 |
Genel |
yr (your) zm.
|
senin |
|
122 |
Genel |
yr. (your) zm.
|
senin |
|
123 |
Genel |
watch your step! ünl.
|
dikkatli ol! |
|
124 |
Genel |
watch your step! ünl.
|
ayağını denk al! |
|
125 |
Genel |
put up your hands! ünl.
|
eller yukarı! |
|
126 |
Genel |
to your health ünl.
|
sağlığınıza |
|
127 |
Genel |
watch your step ünl.
|
dikkat et (yürüyen birine söylenir) |
|
128 |
Genel |
watch your language! ünl.
|
ağzını topla! |
|
129 |
Genel |
watch your step! ünl.
|
kendine mukayyet ol! |
|
130 |
Genel |
good luck on your new endeavor! ünl.
|
hayırlı işler! |
|
131 |
Genel |
watch your six ünl.
|
arkanı kolla |
|
132 |
Genel |
go to your room ünl.
|
odana git |
|
133 |
Genel |
your order sir ünl.
|
emret komutanım |
|
134 |
Genel |
there is a problem with your fax expr.
|
faksınızda bir sorun var |
|
135 |
Genel |
there is a problem with your fax expr.
|
faksınız çalışmıyor |
|
136 |
Genel |
there's a problem with your fax expr.
|
faksınızda bir sorun var |
|
137 |
Genel |
there's a problem with your fax expr.
|
faksınız çalışmıyor |
|
138 |
Genel |
your face, my canvas expr.
|
senin yüzün, benim tuvalim |
|
139 |
Genel |
your excellency expr.
|
zat-ı devletleri |
|
140 |
Genel |
your grace expr.
|
ingiltere'de dük, düşes gibi soylulara yönelik bir hitap kelimesi |
|
141 |
Genel |
in your despite expr.
|
seni hiçe sayarak |
|
142 |
Genel |
in your despite expr.
|
seni küçümseyerek |
|
143 |
Genel |
in your despite expr.
|
sana rağmen |
|
Phrasals |
|
144 |
Öbek Fiiller |
carry your bat f.
|
oyunda olmak |
|
145 |
Öbek Fiiller |
carry your bat f.
|
oyunda kalmak |
|
146 |
Öbek Fiiller |
carry your bat f.
|
vuruş sırasını kaybetmemek |
|
147 |
Öbek Fiiller |
come your way f.
|
önüne çıkmak |
|
148 |
Öbek Fiiller |
come your way f.
|
karşısına çıkmak |
|
149 |
Öbek Fiiller |
come your way f.
|
ayağına gelmek |
|
150 |
Öbek Fiiller |
come your way f.
|
eline geçmek |
|
151 |
Öbek Fiiller |
come your way f.
|
mülkiyetine geçmek/girmek |
|
152 |
Öbek Fiiller |
contemplate your navel f.
|
sadece kendisini ve kendi sorunlarını düşünmek |
|
153 |
Öbek Fiiller |
contemplate your navel f.
|
sadece kendine odaklanmak |
|
154 |
Öbek Fiiller |
contemplate your navel f.
|
kendini merkeze koymak |
|
155 |
Öbek Fiiller |
serve your time f.
|
görev yapmak |
|
156 |
Öbek Fiiller |
serve your time f.
|
hizmet vermek |
|
157 |
Öbek Fiiller |
serve your time f.
|
staj yapmak |
|
158 |
Öbek Fiiller |
serve your time f.
|
hapis yatmak |
|
159 |
Öbek Fiiller |
serve your time f.
|
hapis cezasını çekmek |
|
Phrases |
|
160 |
İfadeler |
for your information i.
|
bilginize sunulur |
|
161 |
İfadeler |
never let go of your dreams i.
|
hayallerinden asla vazgeçme |
|
162 |
İfadeler |
to the best of your belief/knowledge zf.
|
(birine) göre |
|
163 |
İfadeler |
to the best of your belief/knowledge zf.
|
(birinin) bildiğine göre/düşüncesine göre/bildiği kadarıyla/bilgisi dahilinde/bilgisi çerçevesinde |
|
164 |
İfadeler |
enjoy your meal! ünl.
|
afiyet olsun! |
|
165 |
İfadeler |
this is your room expr.
|
odanız burası |
|
166 |
İfadeler |
this is your room expr.
|
burası sizin odanız |
|
167 |
İfadeler |
bless your pointy little head expr.
|
ne mutlu o küçük sivri kafana |
|
168 |
İfadeler |
bless your pointy little head expr.
|
sivri zeka! |
|
169 |
İfadeler |
quit your bellyaching expr.
|
mızmızlanmayı bırak |
|
170 |
İfadeler |
quit your bellyaching expr.
|
kes mızmızlanmayı |
|
171 |
İfadeler |
quit your bellyaching! expr.
|
mızmızlanmayı kes! |
|
172 |
İfadeler |
quit your bellyaching! expr.
|
mızıldanmayı kes! |
|
173 |
İfadeler |
quit your bellyaching! expr.
|
mızırdanmayı kes! |
|
174 |
İfadeler |
quit your bellyaching! expr.
|
sızlanmayı kes! |
|
175 |
İfadeler |
quit your bellyaching! expr.
|
mızmızlanmayı bırak! |
|
176 |
İfadeler |
quit your bellyaching! expr.
|
mızıldanmayı bırak! |
|
177 |
İfadeler |
quit your bellyaching! expr.
|
mızırdanmayı bırak! |
|
178 |
İfadeler |
quit your bellyaching! expr.
|
sızlanmayı bırak! |
|
179 |
İfadeler |
quit your bellyaching! expr.
|
kes şu mızmızlanmayı! |
|
180 |
İfadeler |
quit your bellyaching! expr.
|
kes şu mızıldanmayı! |
|
181 |
İfadeler |
quit your bellyaching! expr.
|
kes şu mızırdanmayı! |
|
182 |
İfadeler |
quit your bellyaching! expr.
|
kes şu sızlanmayı! |
|
183 |
İfadeler |
keep your spirits up expr.
|
moralini yüksek tut |
|
184 |
İfadeler |
don't come running to me if you break your leg expr.
|
bir yerini kırarsan bana gelme |
|
185 |
İfadeler |
don't come running to me if you break your leg expr.
|
başına bir şey gelirse/bir yerin kırılırsa ben karışmam (bak ona göre) |
|
186 |
İfadeler |
all your base are belong to us expr.
|
1980'lerde bir japon bilgisayar oyununda kullanılıp sonradan espri haline gelmiş saçma bir altyazı |
|
187 |
İfadeler |
your call is important to us expr.
|
aramanız bizim için önemli |
|
188 |
İfadeler |
your call is important to us expr.
|
bizi aradığınız için teşekkür ederiz |
|
189 |
İfadeler |
with your shoes on expr.
|
ayakkabıyla |
|
190 |
İfadeler |
begging your indulgence expr.
|
affınıza sığınarak |
|
191 |
İfadeler |
in full possession of all your faculties expr.
|
akli dengesi yerinde |
|
192 |
İfadeler |
in your birthday suit expr.
|
anadan doğma |
|
193 |
İfadeler |
in your birthday suit expr.
|
anadan üryan |
|
194 |
İfadeler |
thanks for your understanding and patience expr.
|
anlayışınız ve sabrınız için teşekkür ederim |
|
195 |
İfadeler |
my (founding) father, we follow your footsteps expr.
|
atam izindeyiz |
|
196 |
İfadeler |
with your shoes on expr.
|
ayakkabı ile |
|
197 |
İfadeler |
for your kind attention expr.
|
bilgilerinize |
|
198 |
İfadeler |
kindly submitted for your information expr.
|
bilgilerinizi rica ederiz |
|
199 |
İfadeler |
your first duty is forever to preserve and to defend the turkish independence and the turkish republic expr.
|
birinci vazifen, türk istiklalini, türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir |
|
200 |
İfadeler |
please be informed that your application has been accepted expr.
|
başvurunuzun kabul edildiğini bilgilerinize sunarız |
|
201 |
İfadeler |
for your reference expr.
|
bilginize |
|
202 |
İfadeler |
may your bayram be blessed expr.
|
bayramınız kutlu olsun |
|
203 |
İfadeler |
for your information expr.
|
bilginiz için |
|
204 |
İfadeler |
kindly submitted for your information expr.
|
bilgilerinizi rica ederim |
|
205 |
İfadeler |
for your information expr.
|
bilginize |
|
206 |
İfadeler |
for your information expr.
|
bilgin olsun |
|
207 |
İfadeler |
what's your take on it? expr.
|
bu konuda senin düşüncen ne? |
|
208 |
İfadeler |
to your knowledge expr.
|
bildiğin kadarıyla |
|
209 |
İfadeler |
kindly submitted for your information expr.
|
bilgilerinize arz ederim |
|
210 |
İfadeler |
for your information expr.
|
bilginize sunarım |
|
211 |
İfadeler |
may your bayram be blessed expr.
|
bayramınız mübarek olsun |
|
212 |
İfadeler |
what's your take on that? expr.
|
bu konu hakkında ne düşünüyorsun? |
|
213 |
İfadeler |
what's your take on that? expr.
|
bu konu hakkında görüşün nedir? |
|
214 |
İfadeler |
for your information expr.
|
bilgilerinize sunarız |
|
215 |
İfadeler |
please be advised that your application has been accepted expr.
|
başvurunuzun kabul edildiğini bilgilerinize sunarız |
|
216 |
İfadeler |
fyi (for your information) expr.
|
bilginize |
|
217 |
İfadeler |
for your information expr.
|
bilginize sunarız |
|
218 |
İfadeler |
for your kind attention expr.
|
bilgilerinize sunarım |
|
219 |
İfadeler |
for your information expr.
|
bilgilerinize |
|
220 |
İfadeler |
for your information expr.
|
bilgilerinize sunarım |
|
221 |
İfadeler |
keep your friends close and enemies closer expr.
|
dostlarını yakın düşmanlarını daha yakın tut |
|
222 |
İfadeler |
state your case expr.
|
durumunuzu bildirin |
|
223 |
İfadeler |
your reply will be appreciated expr.
|
dönüş yaparsanız sevinirim |
|
224 |
İfadeler |
your reply will be appreciated expr.
|
cevabınız çok makbule geçecektir |
|
225 |
İfadeler |
for your attention (f.y.a) expr.
|
dikkatinize |
|
226 |
İfadeler |
given your situation expr.
|
durumunuz göz önüne alındığında |
|
227 |
İfadeler |
given your situation expr.
|
durumun göz önüne alındığında |
|
228 |
İfadeler |
put your backs into it expr.
|
canınızı dişinize takın |
|
229 |
İfadeler |
mind your p's and q's expr.
|
davranışlarına dikkat et |
|
230 |
İfadeler |
thanks for your support expr.
|
desteğiniz için teşekkür ederim |
|
231 |
İfadeler |
don't throw your garbage on the ground expr.
|
çöplerinizi yere atmayın |
|
232 |
İfadeler |
according to your answer expr.
|
cevabınıza bağlı olarak |
|
233 |
İfadeler |
I look forward to your reply expr.
|
cevabınızı dört gözle bekliyorum |
|
234 |
İfadeler |
I look forward to your reply expr.
|
cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum |
|
235 |
İfadeler |
improve your listening skills expr.
|
dinleme becerilerini geliştir |
|
236 |
İfadeler |
fya (for your attention) expr.
|
dikkatinize |
|
237 |
İfadeler |
don't throw your garbage on the ground expr.
|
çöpleri yere atma |
|
238 |
İfadeler |
don't throw your trash on the ground expr.
|
çöpleri yere atma |
|
239 |
İfadeler |
don't throw your trash on the ground expr.
|
çöplerinizi yere atmayın |
|
240 |
İfadeler |
in your birthday suit expr.
|
çırılçıplak |
|
241 |
İfadeler |
in your birthday suit expr.
|
çıplak |
|
242 |
İfadeler |
for your kind attention expr.
|
dikkatinize sunarım |
|
243 |
İfadeler |
according to your answer expr.
|
cevabınıza göre |
|
244 |
İfadeler |
thanking you in advance for your attention to this matter expr.
|
gereğinin yapılmasını arz ederim |
|
245 |
İfadeler |
your immediate attention to this matter is appreciated expr.
|
gereğinin yapılmasını arz ederim |
|
246 |
İfadeler |
what's your heart's desire? expr.
|
gönlünden ne geçiyor? |
|
247 |
İfadeler |
give up your seat for pregnant women and elderly expr.
|
hamilelere ve yaşlılara yer veriniz |
|
248 |
İfadeler |
thanking you in advance for your attention to this matter expr.
|
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim |
|
249 |
İfadeler |
give up your seat to pregnant women and elderly expr.
|
hamilelere ve yaşlılara yer veriniz |
|
250 |
İfadeler |
for your information expr.
|
haberin olsun |
|
251 |
İfadeler |
save your energy save your money expr.
|
enerjini boşa harcama paran cebinde kalsın |
|
252 |
İfadeler |
please find attached your invoice expr.
|
faturanızı ekte bulabilirsiniz |
|
253 |
İfadeler |
your immediate attention to this matter is appreciated expr.
|
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim |
|
254 |
İfadeler |
thank you very much for your prompt response expr.
|
hızlı cevabınız için çok teşekkür ederim |
|
255 |
İfadeler |
thanking you in advance for your attention to this matter expr.
|
gereğini müsaadelerinizle arz ederim |
|
256 |
İfadeler |
your email has been received expr.
|
e-mailin ulaştı |
|
257 |
İfadeler |
your email has been received expr.
|
e-mailin geldi |
|
258 |
İfadeler |
your email has been received expr.
|
e-mailini aldım |
|
259 |
İfadeler |
I have received your email expr.
|
e-mailin ulaştı |
|
260 |
İfadeler |
I have received your email expr.
|
e-mailin geldi |
|
261 |
İfadeler |
I have received your email expr.
|
e-mailini aldım |
|
262 |
İfadeler |
enjoy your new... expr.
|
hayırlı olsun |
|
263 |
İfadeler |
when your best isn't good enough expr.
|
en iyinin yeterince iyi olmadığı zaman |
|
264 |
İfadeler |
your prompt reply will be appreciated expr.
|
hızlı cevabınız çok makbule geçecektir |
|
265 |
İfadeler |
thanking you in advance for your attention to this matter expr.
|
gereğini arz ederim |
|
266 |
İfadeler |
outside your comfort zone expr.
|
güvende hissedilen bölge dışı |
|
267 |
İfadeler |
I submit this requisition for your approval and appropriation expr.
|
gereğini takdir ve tensiplerinize arz ederim |
|
268 |
İfadeler |
call the number on the bottom of your screen expr.
|
ekranınızın altındaki numarayı arayın |
|
269 |
İfadeler |
please find attached your invoice expr.
|
faturanız ektedir |
|
270 |
İfadeler |
for your information expr.
|
ilginize |
|
271 |
İfadeler |
thanks for your concern expr.
|
ilginize teşekkür ederiz |
|
272 |
İfadeler |
for your reference expr.
|
ilginize |
|
273 |
İfadeler |
thanks for your interest expr.
|
ilginiz için teşekkür ederiz |
|
274 |
İfadeler |
at your request expr.
|
isteğiniz üzere |
|
275 |
İfadeler |
at your request expr.
|
isteğiniz üzerine |
|
276 |
İfadeler |
thanks for your concern expr.
|
ilginiz için teşekkür ederiz |
|
277 |
İfadeler |
thanks for your interest expr.
|
ilginize teşekkür ederiz |
|
278 |
İfadeler |
at your earliest convenience expr.
|
ilk uygun zamanınızda |
|
279 |
İfadeler |
at your earliest convenience expr.
|
ilk uygun zamanında |
|
280 |
İfadeler |
at your earliest convenience expr.
|
ilk fırsatta/fırsatınızda |
|
281 |
İfadeler |
enjoy your new... expr.
|
iyi günlerde kullan |
|
282 |
İfadeler |
as per your request expr.
|
isteğiniz doğrultusunda |
|
283 |
İfadeler |
thank you for your attention expr.
|
ilginiz için teşekkürler |
|
284 |
İfadeler |
by/with your leave expr.
|
izninizle |
|
285 |
İfadeler |
enjoy your vacation expr.
|
iyi tatiller |
|
286 |
İfadeler |
enjoy your trip! expr.
|
iyi yolculuklar! |
|
287 |
İfadeler |
by your leave expr.
|
izninizle |
|
288 |
İfadeler |
open your book to page 21 expr.
|
kitaplarınızın 21. sayfasını açın |
|
289 |
İfadeler |
by your leave expr.
|
müsaadenizle |
|
290 |
İfadeler |
your grace expr.
|
majesteleri |
|
291 |
İfadeler |
thank you for your kindness expr.
|
nezaketiniz için teşekkür ederim |
|
292 |
İfadeler |
thanks for your courtesy expr.
|
nezaketiniz için teşekkür ederim |
|
293 |
İfadeler |
we kindly request your contribution expr.
|
katkılarınızı rica ederiz |
|
294 |
İfadeler |
for your convenience expr.
|
konforunuz düşünülerek |
|
295 |
İfadeler |
at your convenience expr.
|
mümkün olduğu kadar yakın bir zamanda |
|
296 |
İfadeler |
open your book to page 21 expr.
|
kitaplarınızın yirmi birinci sayfasını açın |
|
297 |
İfadeler |
for your convenience expr.
|
konforunuz için |
|
298 |
İfadeler |
none shall be your equal! expr.
|
kimse senin dengin olmayacak! |
|
299 |
İfadeler |
let your freak flag fly! expr.
|
özgünlüğünü göster! |
|
300 |
İfadeler |
let your freak flag fly! expr.
|
kendin gibi ol! |
|
301 |
İfadeler |
seal up your lips and give no words but mum expr.
|
kimseye söyleme |
|
302 |
İfadeler |
raise your hand to speak expr.
|
konuşmak için parmak kaldırın |
|
303 |
İfadeler |
be your own person expr.
|
kendin ol |
|
304 |
İfadeler |
bring your own device expr.
|
kendi cihazını getir |
|
305 |
İfadeler |
please give your seat to an elderly or disabled person expr.
|
lütfen yaşlı ve sakatlara yer veriniz |
|
306 |
İfadeler |
break your chains expr.
|
kır zincirlerini |
|
307 |
İfadeler |
whatever your decision is expr.
|
kararın ne olursa olsun |
|
308 |
İfadeler |
keep your motivation high expr.
|
motivasyonunu yüksek tut |
|
309 |
İfadeler |
setting aside your personal opinion expr.
|
kişisel fikrin bir yana |
|
310 |
İfadeler |
mind your manners expr.
|
kibarlığı elden bırakma |
|
311 |
İfadeler |
don't get too big for your boots expr.
|
kendini dev aynasında görme |
|
312 |
İfadeler |
don't get too big for your boots expr.
|
kendini bir şey sanma |
|
313 |
İfadeler |
your fate is sealed expr.
|
kaderini değiştiremezsin |
|
314 |
İfadeler |
I wish I were fish in your dish expr.
|
keşke tabağında bir balık olsaydım |
|
315 |
İfadeler |
may the odds be ever in your favor (hunger games quote) expr.
|
şans sonsuza dek sizinle olsun |
|
316 |
İfadeler |
your word is your bond expr.
|
sözün senedindir |
|
317 |
İfadeler |
mind your p's and q's expr.
|
söz ve hareketlerine dikkat et |
|
318 |
İfadeler |
enter at your own risk expr.
|
riskin size ait olduğunu bilerek girin |
|
319 |
İfadeler |
for your convenience expr.
|
rahatınız için |
|
320 |
İfadeler |
in your opinion expr.
|
sence |
|
321 |
İfadeler |
have your say expr.
|
söz sizde |
|
322 |
İfadeler |
in your stead expr.
|
senin yerine |
|
323 |
İfadeler |
happy new year to you and your family expr.
|
sana ve ailene mutlu yıllar |
|
324 |
İfadeler |
with your favour expr.
|
sayenizde |
|
325 |
İfadeler |
have your say expr.
|
söz sende |
|
326 |
İfadeler |
from your point of view expr.
|
sizin açınızdan |
|
327 |
İfadeler |
at your convenience expr.
|
sizce ne zaman uygunsa |
|
328 |
İfadeler |
speak now or forever hold your peace expr.
|
şimdi konuş ya da sonsuza dek sus |
|
329 |
İfadeler |
for your convenience expr.
|
size kolaylık olması için |
|
330 |
İfadeler |
if it suits your interest expr.
|
sizin için uygunsa |
|
331 |
İfadeler |
with your loved ones expr.
|
sevdiklerinle |
|
332 |
İfadeler |
happy new year to you and your family expr.
|
size ve ailenize mutlu yıllar |
|
333 |
İfadeler |
your eminence expr.
|
sayın din büyüğü |
|
334 |
İfadeler |
your eminence expr.
|
sayın kardinal |
|
335 |
İfadeler |
thank you for your patience expr.
|
sabrınız için teşekkür ederiz |
|
336 |
İfadeler |
for your convenience expr.
|
rahatınız düşünülerek |
|
337 |
İfadeler |
at your convenience expr.
|
size uygun gelen bir zamanda |
|
338 |
İfadeler |
with your loved ones expr.
|
sevdiklerinizle |
|
339 |
İfadeler |
your word is your bond expr.
|
sözün senettir |
|
340 |
İfadeler |
your small life is someone else's dream expr.
|
senin küçük yaşantın başkasının hayalidir |
|
341 |
İfadeler |
can't hurt your chances expr.
|
şansını değerlendirmiş olursun |
|
342 |
İfadeler |
raise your hand to speak expr.
|
parmak kaldırarak konuşun |
|
343 |
İfadeler |
seal up your lips and give no words but mum expr.
|
sır olarak sakla |
|
344 |
İfadeler |
your word is your bond expr.
|
söz senettir |
|
345 |
İfadeler |
at your decision expr.
|
size kalmış |
|
346 |
İfadeler |
smoking harms your health expr.
|
sigara sağlığa zararlıdır |
|
347 |
İfadeler |
at your convenience expr.
|
size uygun bir zamanda |
|
348 |
İfadeler |
in your stead expr.
|
sizin yerinize |
|
349 |
İfadeler |
smoking damages your health expr.
|
sigara sağlığınıza zarar verir |
|
350 |
İfadeler |
happy new year to you and your family expr.
|
sizin ve ailenizin yeni yılını kutlarım |
|
351 |
İfadeler |
smoking harms your health expr.
|
sigara sağlığınıza zarar verir |
|
352 |
İfadeler |
for your convenience expr.
|
rahatlığınız için |
|
353 |
İfadeler |
if it suits your interest expr.
|
sizin için de uygunsa |
|
354 |
İfadeler |
smoking damages your health expr.
|
sigara sağlığa zararlıdır |
|
355 |
İfadeler |
at your request expr.
|
talebiniz üzerine |
|
356 |
İfadeler |
per your request expr.
|
talebiniz üzere |
|
357 |
İfadeler |
upon your request expr.
|
talebiniz üzere |
|
358 |
İfadeler |
as per your request expr.
|
talebiniz doğrultusunda |
|
359 |
İfadeler |
at your request expr.
|
talebiniz üzere |
|
360 |
İfadeler |
we hope our offer meets your expectations expr.
|
teklifimizin ihtiyaçlarınızı karşılayacağını ümit ederiz |
|
361 |
İfadeler |
upon your request expr.
|
talebiniz üzerine |
|
362 |
İfadeler |
it's totally at your discretion expr.
|
tamamen kendi takdirinize kalmış |
|
363 |
İfadeler |
we are kindly waiting for your confirmation expr.
|
teyidinizi rica ederiz |
|
364 |
İfadeler |
mind your manners expr.
|
terbiyeni takın |
|
365 |
İfadeler |
mind your manners expr.
|
terbiyesizlik yapma |
|
366 |
İfadeler |
what about your parents? expr.
|
ya senin ailen? |
|
367 |
İfadeler |
how about your family? expr.
|
ya senin ailen? |
|
368 |
İfadeler |
what about your family? expr.
|
ya senin ailen? |
|
369 |
İfadeler |
mind your manners expr.
|
uslu dur |
|
370 |
İfadeler |
at your convenience expr.
|
uygun zamanınızda |
|
371 |
İfadeler |
best wishes on your new job expr.
|
yeni işin hayırlı olsun |
|
372 |
İfadeler |
best wishes on your new job expr.
|
yeni işiniz hayırlı olsun |
|
373 |
İfadeler |
remember your place expr.
|
yerini bil |
|
374 |
İfadeler |
remain at your disposal expr.
|
(hizmetlerimizle) emrinize amadeyiz (resmi yazışmalarda) |
|
375 |
İfadeler |
please give your seat to an elderly or disabled person expr.
|
yaşlılara ve sakatlara yer veriniz |
|
376 |
İfadeler |
how about your parents? expr.
|
ya senin ailen? |
|
377 |
İfadeler |
success depends on your backbone, not your wishbone expr.
|
başarı kararlılık ve çabayla elde edilir şans ya da umutla değil |
|
378 |
İfadeler |
more power to your elbow expr.
|
başarılar |
|
379 |
İfadeler |
more power to your elbow expr.
|
başarılar dilerim |
|
380 |
İfadeler |
more power to your elbow expr.
|
başarılarının devamını dilerim |
|
381 |
İfadeler |
more power to your elbow expr.
|
haydi kolay gelsin |
|
382 |
İfadeler |
more power to your elbow expr.
|
allah/tanrı kolaylık versin |
|
383 |
İfadeler |
more power to your elbow expr.
|
allah/tanrı güç versin |
|
384 |
İfadeler |
more power to your elbow expr.
|
allah/tanrı gücünü artırsın |
|
385 |
İfadeler |
more power to your elbow expr.
|
şansın bol/açık olsun |
|
386 |
İfadeler |
more power to your elbow expr.
|
umarım |
|
387 |
İfadeler |
more power to your elbow expr.
|
inşallah |
|
388 |
İfadeler |
more power to your elbow expr.
|
yolun açık olsun |
|
389 |
İfadeler |
your excellency expr.
|
zat-ı alileri |
|
390 |
İfadeler |
your highness expr.
|
zat-ı alileri |
|
391 |
İfadeler |
stay within your limits expr.
|
haddini bil |
|
392 |
İfadeler |
stay within your limits expr.
|
sınırlarını bil |
|
393 |
İfadeler |
according to your lights expr.
|
doğru olduğuna inandıklarının ışığında |
|
394 |
İfadeler |
according to your lights expr.
|
doğru bildiklerinin ışığında |
|
395 |
İfadeler |
according to your lights expr.
|
kendi inançlarına göre |
|
396 |
İfadeler |
according to your lights expr.
|
kendi öznel yargılarına göre |
|
397 |
İfadeler |
according to your lights expr.
|
kişisel ahlak/görgü standartlarına göre |
|
398 |
İfadeler |
according to your lights expr.
|
kendi ahlakına/görgüsüne uygun olarak |
|
399 |
İfadeler |
against your better judgement [uk] expr.
|
aksini düşünmene rağmen |
|
400 |
İfadeler |
against your better judgement [uk] expr.
|
düşüncenin tersine |
|
401 |
İfadeler |
against your better judgement [uk] expr.
|
doğru olmadığını bile bile |
|
402 |
İfadeler |
against your better judgement [uk] expr.
|
yanlış olduğunu bile bile |
|
403 |
İfadeler |
against your better judgement [uk] expr.
|
mantıksız olduğunu bile bile |
|
404 |
İfadeler |
against your better judgement [uk] expr.
|
akıllıca olmadığını bile bile |
|
405 |
İfadeler |
against your better judgement [uk] expr.
|
iyi bir fikir olmadığını bile bile |
|
406 |
İfadeler |
against your better judgment [us] expr.
|
aksini düşünmene rağmen |
|
407 |
İfadeler |
against your better judgment [us] expr.
|
düşüncenin tersine |
|
408 |
İfadeler |
against your better judgment [us] expr.
|
doğru olmadığını bile bile |
|
409 |
İfadeler |
against your better judgment [us] expr.
|
yanlış olduğunu bile bile |
|
410 |
İfadeler |
against your better judgment [us] expr.
|
mantıksız olduğunu bile bile |
|
411 |
İfadeler |
against your better judgment [us] expr.
|
akıllıca olmadığını bile bile |
|
412 |
İfadeler |
against your better judgment [us] expr.
|
iyi bir fikir olmadığını bile bile |
|
413 |
İfadeler |
against your will expr.
|
istemeyerek |
|
414 |
İfadeler |
against your will expr.
|
isteğin dışında |
|
415 |
İfadeler |
against your will expr.
|
zorla |
|
416 |
İfadeler |
against your will expr.
|
istemeye istemeye |
|
417 |
İfadeler |
all your base are belong to us expr.
|
seni/sizi tamamen hezimete uğrattık |
|
418 |
İfadeler |
against your better judgement [uk] expr.
|
aksini düşünmene rağmen |
|
419 |
İfadeler |
against your better judgement [uk] expr.
|
düşüncenin tersine |
|
420 |
İfadeler |
against your better judgement [uk] expr.
|
doğru olmadığını bile bile |
|
421 |
İfadeler |
against your better judgement [uk] expr.
|
yanlış olduğunu bile bile |
|
422 |
İfadeler |
against your better judgement [uk] expr.
|
mantıksız olduğunu bile bile |
|
423 |
İfadeler |
against your better judgement [uk] expr.
|
akıllıca olmadığını bile bile |
|
424 |
İfadeler |
against your better judgement [uk] expr.
|
iyi bir fikir olmadığını bile bile |
|
425 |
İfadeler |
against your better judgment [us] expr.
|
aksini düşünmene rağmen |
|
426 |
İfadeler |
against your better judgment [us] expr.
|
düşüncenin tersine |
|
427 |
İfadeler |
against your better judgment [us] expr.
|
doğru olmadığını bile bile |
|
428 |
İfadeler |
against your better judgment [us] expr.
|
yanlış olduğunu bile bile |
|
429 |
İfadeler |
against your better judgment [us] expr.
|
mantıksız olduğunu bile bile |
|
430 |
İfadeler |
against your better judgment [us] expr.
|
akıllıca olmadığını bile bile |
|
431 |
İfadeler |
against your better judgment [us] expr.
|
iyi bir fikir olmadığını bile bile |
|
432 |
İfadeler |
against your will expr.
|
istemeyerek |
|
433 |
İfadeler |
against your will expr.
|
isteğin dışında |
|
434 |
İfadeler |
against your will expr.
|
zorla |
|
435 |
İfadeler |
against your will expr.
|
istemeye istemeye |
|
436 |
İfadeler |
all your base are belong to us expr.
|
seni/sizi tamamen hezimete uğrattık |
|
437 |
İfadeler |
(do something) at your (own) peril expr.
|
(bir şeyin) mesuliyetini (kendisi) alarak (yapmak) |
|
438 |
İfadeler |
(do something) at your (own) peril expr.
|
(bir şeyi kendi) mesuliyeti altında (yapmak) |
|
439 |
İfadeler |
(do something) at your (own) peril expr.
|
(bir şeyi) başına gelebileceklerden (kendisi) sorumlu olarak (yapmak) |
|
440 |
İfadeler |
(do something) at your (own) peril expr.
|
(bir şeyin) riskini/sorumluluğunu (kendisi) alarak (yapmak) |
|
441 |
İfadeler |
(do something) at your (own) peril expr.
|
(bir şeyi kendi) sorumluluğu dahilinde (yapmak) |
|
442 |
İfadeler |
at your/somebody's disposal expr.
|
emrinde |
|
443 |
İfadeler |
at your/somebody's disposal expr.
|
hizmetinde |
|
444 |
İfadeler |
at your/somebody's disposal expr.
|
emrine amade |
|
445 |
İfadeler |
the ball's in your court expr.
|
senin sıran |
|
446 |
İfadeler |
the ball's in your court expr.
|
top sende |
|
447 |
İfadeler |
the ball's in your court expr.
|
sana bağlı/kalmış |
|
448 |
İfadeler |
the ball's in your court expr.
|
senin sorumluluğun |
|
449 |
İfadeler |
at your bidding expr.
|
emrinize amadeyim |
|
450 |
İfadeler |
it's totally up to your discretion expr.
|
tamamen kendi takdirinize kalmış |
|
Proverb |
|
451 |
Atasözü |
cut your coat according to your cloth
|
ayağını yorganına göre uzat |
|
452 |
Atasözü |
stretch your arm no further than your sleeve will reach
|
ayağını yorganına göre uzat |
|
453 |
Atasözü |
put your trust in god and keep your powder dry
|
eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et |
|
454 |
Atasözü |
stretch your arm no further than your sleeve will reach
|
yutamayacağın lokmayı çiğneme |
|
455 |
Atasözü |
stretch your arm no further than your sleeve will reach
|
boyundan büyük işlere kalkışma |
|
456 |
Atasözü |
cut your cloth according to your means
|
ayağını yorganına göre uzat |
|
457 |
Atasözü |
as you make your bed, so you must lie in it
|
kendi düşen ağlamaz |
|
458 |
Atasözü |
as you make your bed, so you must lie on it
|
kendi düşen ağlamaz |
|
459 |
Atasözü |
burn not your house to fright the mouse away
|
pire için yorgan yakma |
|
460 |
Atasözü |
you pays your money and you takes your chance
|
(parayı verdin ama) artık ne çıkarsa bahtına |
|
461 |
Atasözü |
you pays your money and you takes your chances
|
(parayı verdin ama) artık ne çıkarsa bahtına |
|
462 |
Atasözü |
do not let the sun go down on your wrath
|
öfkeni yarına taşıma |
|
463 |
Atasözü |
you cannot have your cake and eat it
|
hem pastam dursun hem karnım doysun diyemezsin |
|
464 |
Atasözü |
do not let the sun go down on your anger
|
öfkeni yarına taşıma |
|
465 |
Atasözü |
do not let the sun go down on your anger
|
gün bitmeden öfkeni unutmuş ol |
|
466 |
Atasözü |
do not let the sun go down on your wrath
|
gün bitmeden öfkeni unutmuş ol |
|
467 |
Atasözü |
hoist your sail when the wind is fair
|
su akıyorken testiyi doldur |
|
468 |
Atasözü |
hoist your sail when the wind is fair
|
su akarken testiyi doldurmalı |
|
469 |
Atasözü |
hitch your wagon to a star
|
her zaman en tepeyi hedefle |
|
470 |
Atasözü |
home is where your heart is
|
evin, yüreğinin olduğu yerdir |
|
471 |
Atasözü |
don't count your chickens before they hatch
|
dereyi görmeden paçaları sıvama |
|
472 |
Atasözü |
know your own faults before blaming others for theirs
|
iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır |
|
473 |
Atasözü |
don't count your chickens before they hatch
|
ortada fol yok yumurta yokken telaş yapma |
|
474 |
Atasözü |
you made your bed
|
kendi düşen ağlamaz |
|
475 |
Atasözü |
your mother alone will be wail on you
|
ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar |
|
476 |
Atasözü |
keep your enemy at bay
|
su uyur düşman uyumaz |
|
477 |
Atasözü |
keep your friends close and your enemies closer
|
su uyur düşman uyumaz |
|
478 |
Atasözü |
trust in Allah, but tie up your camel
|
eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a ısmarla |
|
479 |
Atasözü |
trust in Allah, but tie up your camel
|
eşeğini bağla, sonra allah'a emanet et |
|
480 |
Atasözü |
trust in Allah, but tie up your camel
|
tevekkelin gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez) |
|
481 |
Atasözü |
trust in God, but tie up your camel
|
eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a ısmarla |
|
482 |
Atasözü |
trust in God, but tie up your camel
|
eşeğini bağla, sonra allah'a emanet et |
|
483 |
Atasözü |
trust in God, but tie up your camel
|
tevekkelin gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez) |
|
484 |
Atasözü |
trust in god, but tie up your camel
|
eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a/tanrı'ya ısmarla |
|
485 |
Atasözü |
trust in god, but tie up your camel
|
eşeğini bağla, sonra allah'a/tanrı'ya emanet et |
|
486 |
Atasözü |
trust in god, but tie up your camel
|
tevekkelin gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez) |
|
487 |
Atasözü |
trust in allah, but tie up your camel
|
eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a ısmarla |
|
488 |
Atasözü |
trust in allah, but tie up your camel
|
eşeğini bağla, sonra allah'a emanet et |
|
489 |
Atasözü |
trust in allah, but tie up your camel
|
tevekkelin gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez) |
|
490 |
Atasözü |
keep your shop and your shop will keep you
|
bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur |
|
491 |
Atasözü |
cut your cloth [brit]
|
ayağını yorganına göre uzat |
|
492 |
Atasözü |
cut your cloth [brit]
|
hesabını bil |
|
493 |
Atasözü |
success depends on your backbone, not your wishbone
|
lafla/düşle peynir gemisi yürümez |
|
494 |
Atasözü |
success depends on your backbone, not your wishbone
|
çalışan kazanır |
|
495 |
Atasözü |
home is where you hang your hat
|
ev, kişiyi ve sahip olduklarını barındıran yerdir |
|
496 |
Atasözü |
home is where you hang your hat
|
kişi nerede yaşıyorsa orası evidir |
|
497 |
Atasözü |
plant pears for your heirs
|
senden sonrakilere kalacak bir şeyler yap |
|
498 |
Atasözü |
plant pears for your heirs
|
çoluğuna çocuğuna bırakacak/kalacak bir şeyler yap |
|
499 |
Atasözü |
plant pears for your heirs
|
sonraki neslin yararına bir şeyler yap/bırak |
|
500 |
Atasözü |
plant pears for your heirs
|
gelecek nesle bir dikili ağaç bırak |
|