your - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

your

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"your" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
your zm. senin
General
your zm. sizin

"your" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
enjoy your meal ünl. afiyet olsun
General
take your time i. acele etme
a feather in your cap i. gelecekte yararı dokunacak bir başarı
thanks for your help i. yardımınız için teşekkürler
thanks for your help i. yardımın için teşekkürler
the depth of your eyes i. gözlerindeki derinlik
beat your neighbour out of doors i. bir kağıt oyunu
beat your neighbour out of town i. bir kağıt oyunu
beggar-your-neighbour i. bir kağıt oyunu
none of your payments i. ödemelerinizden hiçbiri
best day of your life i. hayatının en iyi günü
purpose of your visit i. ziyaret nedeniniz
topic/subject of your article i. makalenizin konusu
your county i. ülkeniz
your county i. sizin ülkeniz
your last photo i. son fotoğrafın
middle of your forehead i. alnının ortası
roll-your-own cigarettes i. sarma sigara
roll-your-own cigarettes i. kişinin kendi sardığı sigara
an ace up your sleeve i. avantaj olarak kullanılacak bir şey
your country i. senin ülken
your country i. ülken
put your foot down f. sert bir dille uyarmak
mind your business f. sen kendi işine bak
keep your promise f. sözünü tutmak
put your best foot forward f. daha hızlı yürümeye başlamak
keep your word f. sözünü tutmak
tear your hair out f. saç baş yolmak
be as good as your word f. verdiği sözü tutmak
even if it involves a risk your life f. kelleyi koltuğa almak
be at the back of your mind f. aklının bir köşesinde bulunmak
take a look at your situation f. durumuna bakmak
be a weight off your mind f. sorundan kurtulmuş olmak
be a load off your mind f. sorundan kurtulmuş olmak
be a load off your mind f. problemi çözmüş olmak
be a weight off your mind f. problemi çözmüş olmak
get it off your chest f. ağzındaki baklayı çıkartmak
get it off your chest f. eteğindeki taşları dökmek
get your nose out of joint f. alınmak
not count your chickens before they hatch f. kasaptaki ete soğan doğramamak
get your act together f. işleri daha etkili çözebilmek için faaliyetlerini daha iyi düzenlemek
take your foot off the gas f. gazdan ayağını çekmek
put somebody over your knee f. dizine yatırıp dövmek/cezalandırmak
go with your instincts f. içgüdülerinle hareket etmek
go with your instincts f. içgüdülerine göre davranmak
top-up your phone f. kontör yüklemek
can't hold in your pee f. idrarını tutamamak
can't hold in your stool f. kakasını tutamamak
can't hold in your pee f. çişini tutamamak
can't control your bowels f. kakasını tutamamak
can't hold in your stool f. dışkısını tutamamak
can't control your bowels f. dışkısını tutamamak
say your goodbyes f. helalleşmek
hide your feelings f. duygularını gizlemek
give away your age f. yaşını göstermek
articulate your feelings f. tercüman olmak
articulate your feelings f. duygularına tercüman olmak
give up your seat to elderly f. yaşlılara yer vermek
give up your seat for elderly f. yaşlılara yer vermek
cracked your head open f. başını yarmak
cracked your head open f. kafasını yarmak
click your heels f. topuklarını birbirine vurmak
hit the heels of your heels together f. topuklarını birbirine vurmak
stamp your heels f. topuklarını birbirine vurmak
get your ear cartilage pierced f. kulak kıkırdağını deldirmek
open your hands f. ellerini açmak
have your ear cartilage pierced f. kulak kıkırdağını deldirmek
balance your weight f. kiloyu korumak
maintain your weight f. kiloyu korumak
balance your weight f. kiloyu dengede tutmak
maintain your weight f. kiloyu dengede tutmak
cross your legs f. bacak bacak üstüne atmak
pursue your dreams f. hayallerinin peşinden gitmek
put your arm around someone f. kolunu birinin omzuna koymak
as plain as the nose on your face s. besbelli
at your discretion s. nasıl isterseniz
as plain as the nose on your face s. apaçık
at your discretion s. arzunuza bağlı
contributed to your offending s. suç işlemenize sebep olmuş
as plain as the nose on your face s. gün gibi ortada
as plain as the nose on your face s. açık seçik
as plain as the nose on your face s. bariz
in-your-face s. sert
in-your-face s. agresif
off your guard s. hazırlıksız
off your guard s. tetikte
off your guard s. ihtiyatlı
off your guard s. dikkatli
for your own good zf. iyiliğiniz için
fyi (for your information) zf. bilgilerinize
at your risk zf. tehlike sorumluluğu size ait olmak üzere
at your beck and call zf. her emre amade
at your peril zf. günahı boynuna
within your discretion zf. arzunuza bağlı
at your risk zf. ziyan olduğu takdirde sizin hesabınıza
for your own good zf. iyiliğin için
on your own zf. kendi kendine
for your own good zf. kendi iyiliğiniz için
within your discretion zf. nasıl isterseniz
at your discretion zf. uygun bulursanız
at your own risk zf. riski size ait olmak üzere
at your earliest convenience zf. müsait olduğun zaman
with your sanction zf. müsaadenizle
to your delight zf. kendi zevkinize göre
agreeably to your request zf. istemiş olduğunuz üzere
agreeably to your request zf. arzu ettiğiniz üzere
to your delight zf. kendi zevkine göre
on your own zf. kendi başınıza
on your own zf. kendi hesabınıza
from your perspective zf. senin açından
from your point of view zf. senin açından
from your perspective zf. sizin açınızdan
regarding your requests zf. taleplerinize istinaden
under your supervision/guidance zf. nezdinizde
under your possession zf. nezdinizde
in his/her/your pocket zf. cebinde
for your kids zf. çocukların için
for your children zf. çocuklarınız için
for your kids zf. çocuklarınız için
for your children zf. çocukların için
yr (your) zm. senin
yr. (your) zm. senin
watch your step! ünl. dikkatli ol!
watch your step! ünl. ayağını denk al!
put up your hands! ünl. eller yukarı!
to your health ünl. sağlığınıza
watch your step ünl. dikkat et (yürüyen birine söylenir)
watch your language! ünl. ağzını topla!
watch your step! ünl. kendine mukayyet ol!
good luck on your new endeavor! ünl. hayırlı işler!
watch your six ünl. arkanı kolla
go to your room ünl. odana git
your order sir ünl. emret komutanım
there is a problem with your fax expr. faksınızda bir sorun var
there is a problem with your fax expr. faksınız çalışmıyor
there's a problem with your fax expr. faksınızda bir sorun var
there's a problem with your fax expr. faksınız çalışmıyor
your face, my canvas expr. senin yüzün, benim tuvalim
your excellency expr. zat-ı devletleri
your grace expr. ingiltere'de dük, düşes gibi soylulara yönelik bir hitap kelimesi
in your despite expr. seni hiçe sayarak
in your despite expr. seni küçümseyerek
in your despite expr. sana rağmen
Phrasals
carry your bat f. oyunda olmak
carry your bat f. oyunda kalmak
carry your bat f. vuruş sırasını kaybetmemek
come your way f. önüne çıkmak
come your way f. karşısına çıkmak
come your way f. ayağına gelmek
come your way f. eline geçmek
come your way f. mülkiyetine geçmek/girmek
contemplate your navel f. sadece kendisini ve kendi sorunlarını düşünmek
contemplate your navel f. sadece kendine odaklanmak
contemplate your navel f. kendini merkeze koymak
serve your time f. görev yapmak
serve your time f. hizmet vermek
serve your time f. staj yapmak
serve your time f. hapis yatmak
serve your time f. hapis cezasını çekmek
Phrases
for your information i. bilginize sunulur
never let go of your dreams i. hayallerinden asla vazgeçme
to the best of your belief/knowledge zf. (birine) göre
to the best of your belief/knowledge zf. (birinin) bildiğine göre/düşüncesine göre/bildiği kadarıyla/bilgisi dahilinde/bilgisi çerçevesinde
enjoy your meal! ünl. afiyet olsun!
this is your room expr. odanız burası
this is your room expr. burası sizin odanız
bless your pointy little head expr. ne mutlu o küçük sivri kafana
bless your pointy little head expr. sivri zeka!
quit your bellyaching expr. mızmızlanmayı bırak
quit your bellyaching expr. kes mızmızlanmayı
quit your bellyaching! expr. mızmızlanmayı kes!
quit your bellyaching! expr. mızıldanmayı kes!
quit your bellyaching! expr. mızırdanmayı kes!
quit your bellyaching! expr. sızlanmayı kes!
quit your bellyaching! expr. mızmızlanmayı bırak!
quit your bellyaching! expr. mızıldanmayı bırak!
quit your bellyaching! expr. mızırdanmayı bırak!
quit your bellyaching! expr. sızlanmayı bırak!
quit your bellyaching! expr. kes şu mızmızlanmayı!
quit your bellyaching! expr. kes şu mızıldanmayı!
quit your bellyaching! expr. kes şu mızırdanmayı!
quit your bellyaching! expr. kes şu sızlanmayı!
keep your spirits up expr. moralini yüksek tut
don't come running to me if you break your leg expr. bir yerini kırarsan bana gelme
don't come running to me if you break your leg expr. başına bir şey gelirse/bir yerin kırılırsa ben karışmam (bak ona göre)
all your base are belong to us expr. 1980'lerde bir japon bilgisayar oyununda kullanılıp sonradan espri haline gelmiş saçma bir altyazı
your call is important to us expr. aramanız bizim için önemli
your call is important to us expr. bizi aradığınız için teşekkür ederiz
with your shoes on expr. ayakkabıyla
begging your indulgence expr. affınıza sığınarak
in full possession of all your faculties expr. akli dengesi yerinde
in your birthday suit expr. anadan doğma
in your birthday suit expr. anadan üryan
thanks for your understanding and patience expr. anlayışınız ve sabrınız için teşekkür ederim
my (founding) father, we follow your footsteps expr. atam izindeyiz
with your shoes on expr. ayakkabı ile
for your kind attention expr. bilgilerinize
kindly submitted for your information expr. bilgilerinizi rica ederiz
your first duty is forever to preserve and to defend the turkish independence and the turkish republic expr. birinci vazifen, türk istiklalini, türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir
please be informed that your application has been accepted expr. başvurunuzun kabul edildiğini bilgilerinize sunarız
for your reference expr. bilginize
may your bayram be blessed expr. bayramınız kutlu olsun
for your information expr. bilginiz için
kindly submitted for your information expr. bilgilerinizi rica ederim
for your information expr. bilginize
for your information expr. bilgin olsun
what's your take on it? expr. bu konuda senin düşüncen ne?
to your knowledge expr. bildiğin kadarıyla
kindly submitted for your information expr. bilgilerinize arz ederim
for your information expr. bilginize sunarım
may your bayram be blessed expr. bayramınız mübarek olsun
what's your take on that? expr. bu konu hakkında ne düşünüyorsun?
what's your take on that? expr. bu konu hakkında görüşün nedir?
for your information expr. bilgilerinize sunarız
please be advised that your application has been accepted expr. başvurunuzun kabul edildiğini bilgilerinize sunarız
fyi (for your information) expr. bilginize
for your information expr. bilginize sunarız
for your kind attention expr. bilgilerinize sunarım
for your information expr. bilgilerinize
for your information expr. bilgilerinize sunarım
keep your friends close and enemies closer expr. dostlarını yakın düşmanlarını daha yakın tut
state your case expr. durumunuzu bildirin
your reply will be appreciated expr. dönüş yaparsanız sevinirim
your reply will be appreciated expr. cevabınız çok makbule geçecektir
for your attention (f.y.a) expr. dikkatinize
given your situation expr. durumunuz göz önüne alındığında
given your situation expr. durumun göz önüne alındığında
put your backs into it expr. canınızı dişinize takın
mind your p's and q's expr. davranışlarına dikkat et
thanks for your support expr. desteğiniz için teşekkür ederim
don't throw your garbage on the ground expr. çöplerinizi yere atmayın
according to your answer expr. cevabınıza bağlı olarak
I look forward to your reply expr. cevabınızı dört gözle bekliyorum
I look forward to your reply expr. cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum
improve your listening skills expr. dinleme becerilerini geliştir
fya (for your attention) expr. dikkatinize
don't throw your garbage on the ground expr. çöpleri yere atma
don't throw your trash on the ground expr. çöpleri yere atma
don't throw your trash on the ground expr. çöplerinizi yere atmayın
in your birthday suit expr. çırılçıplak
in your birthday suit expr. çıplak
for your kind attention expr. dikkatinize sunarım
according to your answer expr. cevabınıza göre
thanking you in advance for your attention to this matter expr. gereğinin yapılmasını arz ederim
your immediate attention to this matter is appreciated expr. gereğinin yapılmasını arz ederim
what's your heart's desire? expr. gönlünden ne geçiyor?
give up your seat for pregnant women and elderly expr. hamilelere ve yaşlılara yer veriniz
thanking you in advance for your attention to this matter expr. gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim
give up your seat to pregnant women and elderly expr. hamilelere ve yaşlılara yer veriniz
for your information expr. haberin olsun
save your energy save your money expr. enerjini boşa harcama paran cebinde kalsın
please find attached your invoice expr. faturanızı ekte bulabilirsiniz
your immediate attention to this matter is appreciated expr. gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim
thank you very much for your prompt response expr. hızlı cevabınız için çok teşekkür ederim
thanking you in advance for your attention to this matter expr. gereğini müsaadelerinizle arz ederim
your email has been received expr. e-mailin ulaştı
your email has been received expr. e-mailin geldi
your email has been received expr. e-mailini aldım
I have received your email expr. e-mailin ulaştı
I have received your email expr. e-mailin geldi
I have received your email expr. e-mailini aldım
enjoy your new... expr. hayırlı olsun
when your best isn't good enough expr. en iyinin yeterince iyi olmadığı zaman
your prompt reply will be appreciated expr. hızlı cevabınız çok makbule geçecektir
thanking you in advance for your attention to this matter expr. gereğini arz ederim
outside your comfort zone expr. güvende hissedilen bölge dışı
I submit this requisition for your approval and appropriation expr. gereğini takdir ve tensiplerinize arz ederim
call the number on the bottom of your screen expr. ekranınızın altındaki numarayı arayın
please find attached your invoice expr. faturanız ektedir
for your information expr. ilginize
thanks for your concern expr. ilginize teşekkür ederiz
for your reference expr. ilginize
thanks for your interest expr. ilginiz için teşekkür ederiz
at your request expr. isteğiniz üzere
at your request expr. isteğiniz üzerine
thanks for your concern expr. ilginiz için teşekkür ederiz
thanks for your interest expr. ilginize teşekkür ederiz
at your earliest convenience expr. ilk uygun zamanınızda
at your earliest convenience expr. ilk uygun zamanında
at your earliest convenience expr. ilk fırsatta/fırsatınızda
enjoy your new... expr. iyi günlerde kullan
as per your request expr. isteğiniz doğrultusunda
thank you for your attention expr. ilginiz için teşekkürler
by/with your leave expr. izninizle
enjoy your vacation expr. iyi tatiller
enjoy your trip! expr. iyi yolculuklar!
by your leave expr. izninizle
open your book to page 21 expr. kitaplarınızın 21. sayfasını açın
by your leave expr. müsaadenizle
your grace expr. majesteleri
thank you for your kindness expr. nezaketiniz için teşekkür ederim
thanks for your courtesy expr. nezaketiniz için teşekkür ederim
we kindly request your contribution expr. katkılarınızı rica ederiz
for your convenience expr. konforunuz düşünülerek
at your convenience expr. mümkün olduğu kadar yakın bir zamanda
open your book to page 21 expr. kitaplarınızın yirmi birinci sayfasını açın
for your convenience expr. konforunuz için
none shall be your equal! expr. kimse senin dengin olmayacak!
let your freak flag fly! expr. özgünlüğünü göster!
let your freak flag fly! expr. kendin gibi ol!
seal up your lips and give no words but mum expr. kimseye söyleme
raise your hand to speak expr. konuşmak için parmak kaldırın
be your own person expr. kendin ol
bring your own device expr. kendi cihazını getir
please give your seat to an elderly or disabled person expr. lütfen yaşlı ve sakatlara yer veriniz
break your chains expr. kır zincirlerini
whatever your decision is expr. kararın ne olursa olsun
keep your motivation high expr. motivasyonunu yüksek tut
setting aside your personal opinion expr. kişisel fikrin bir yana
mind your manners expr. kibarlığı elden bırakma
don't get too big for your boots expr. kendini dev aynasında görme
don't get too big for your boots expr. kendini bir şey sanma
your fate is sealed expr. kaderini değiştiremezsin
I wish I were fish in your dish expr. keşke tabağında bir balık olsaydım
may the odds be ever in your favor (hunger games quote) expr. şans sonsuza dek sizinle olsun
your word is your bond expr. sözün senedindir
mind your p's and q's expr. söz ve hareketlerine dikkat et
enter at your own risk expr. riskin size ait olduğunu bilerek girin
for your convenience expr. rahatınız için
in your opinion expr. sence
have your say expr. söz sizde
in your stead expr. senin yerine
happy new year to you and your family expr. sana ve ailene mutlu yıllar
with your favour expr. sayenizde
have your say expr. söz sende
from your point of view expr. sizin açınızdan
at your convenience expr. sizce ne zaman uygunsa
speak now or forever hold your peace expr. şimdi konuş ya da sonsuza dek sus
for your convenience expr. size kolaylık olması için
if it suits your interest expr. sizin için uygunsa
with your loved ones expr. sevdiklerinle
happy new year to you and your family expr. size ve ailenize mutlu yıllar
your eminence expr. sayın din büyüğü
your eminence expr. sayın kardinal
thank you for your patience expr. sabrınız için teşekkür ederiz
for your convenience expr. rahatınız düşünülerek
at your convenience expr. size uygun gelen bir zamanda
with your loved ones expr. sevdiklerinizle
your word is your bond expr. sözün senettir
your small life is someone else's dream expr. senin küçük yaşantın başkasının hayalidir
can't hurt your chances expr. şansını değerlendirmiş olursun
raise your hand to speak expr. parmak kaldırarak konuşun
seal up your lips and give no words but mum expr. sır olarak sakla
your word is your bond expr. söz senettir
at your decision expr. size kalmış
smoking harms your health expr. sigara sağlığa zararlıdır
at your convenience expr. size uygun bir zamanda
in your stead expr. sizin yerinize
smoking damages your health expr. sigara sağlığınıza zarar verir
happy new year to you and your family expr. sizin ve ailenizin yeni yılını kutlarım
smoking harms your health expr. sigara sağlığınıza zarar verir
for your convenience expr. rahatlığınız için
if it suits your interest expr. sizin için de uygunsa
smoking damages your health expr. sigara sağlığa zararlıdır
at your request expr. talebiniz üzerine
per your request expr. talebiniz üzere
upon your request expr. talebiniz üzere
as per your request expr. talebiniz doğrultusunda
at your request expr. talebiniz üzere
we hope our offer meets your expectations expr. teklifimizin ihtiyaçlarınızı karşılayacağını ümit ederiz
upon your request expr. talebiniz üzerine
it's totally at your discretion expr. tamamen kendi takdirinize kalmış
we are kindly waiting for your confirmation expr. teyidinizi rica ederiz
mind your manners expr. terbiyeni takın
mind your manners expr. terbiyesizlik yapma
what about your parents? expr. ya senin ailen?
how about your family? expr. ya senin ailen?
what about your family? expr. ya senin ailen?
mind your manners expr. uslu dur
at your convenience expr. uygun zamanınızda
best wishes on your new job expr. yeni işin hayırlı olsun
best wishes on your new job expr. yeni işiniz hayırlı olsun
remember your place expr. yerini bil
remain at your disposal expr. (hizmetlerimizle) emrinize amadeyiz (resmi yazışmalarda)
please give your seat to an elderly or disabled person expr. yaşlılara ve sakatlara yer veriniz
how about your parents? expr. ya senin ailen?
success depends on your backbone, not your wishbone expr. başarı kararlılık ve çabayla elde edilir şans ya da umutla değil
more power to your elbow expr. başarılar
more power to your elbow expr. başarılar dilerim
more power to your elbow expr. başarılarının devamını dilerim
more power to your elbow expr. haydi kolay gelsin
more power to your elbow expr. allah/tanrı kolaylık versin
more power to your elbow expr. allah/tanrı güç versin
more power to your elbow expr. allah/tanrı gücünü artırsın
more power to your elbow expr. şansın bol/açık olsun
more power to your elbow expr. umarım
more power to your elbow expr. inşallah
more power to your elbow expr. yolun açık olsun
your excellency expr. zat-ı alileri
your highness expr. zat-ı alileri
stay within your limits expr. haddini bil
stay within your limits expr. sınırlarını bil
according to your lights expr. doğru olduğuna inandıklarının ışığında
according to your lights expr. doğru bildiklerinin ışığında
according to your lights expr. kendi inançlarına göre
according to your lights expr. kendi öznel yargılarına göre
according to your lights expr. kişisel ahlak/görgü standartlarına göre
according to your lights expr. kendi ahlakına/görgüsüne uygun olarak
against your better judgement [uk] expr. aksini düşünmene rağmen
against your better judgement [uk] expr. düşüncenin tersine
against your better judgement [uk] expr. doğru olmadığını bile bile
against your better judgement [uk] expr. yanlış olduğunu bile bile
against your better judgement [uk] expr. mantıksız olduğunu bile bile
against your better judgement [uk] expr. akıllıca olmadığını bile bile
against your better judgement [uk] expr. iyi bir fikir olmadığını bile bile
against your better judgment [us] expr. aksini düşünmene rağmen
against your better judgment [us] expr. düşüncenin tersine
against your better judgment [us] expr. doğru olmadığını bile bile
against your better judgment [us] expr. yanlış olduğunu bile bile
against your better judgment [us] expr. mantıksız olduğunu bile bile
against your better judgment [us] expr. akıllıca olmadığını bile bile
against your better judgment [us] expr. iyi bir fikir olmadığını bile bile
against your will expr. istemeyerek
against your will expr. isteğin dışında
against your will expr. zorla
against your will expr. istemeye istemeye
all your base are belong to us expr. seni/sizi tamamen hezimete uğrattık
against your better judgement [uk] expr. aksini düşünmene rağmen
against your better judgement [uk] expr. düşüncenin tersine
against your better judgement [uk] expr. doğru olmadığını bile bile
against your better judgement [uk] expr. yanlış olduğunu bile bile
against your better judgement [uk] expr. mantıksız olduğunu bile bile
against your better judgement [uk] expr. akıllıca olmadığını bile bile
against your better judgement [uk] expr. iyi bir fikir olmadığını bile bile
against your better judgment [us] expr. aksini düşünmene rağmen
against your better judgment [us] expr. düşüncenin tersine
against your better judgment [us] expr. doğru olmadığını bile bile
against your better judgment [us] expr. yanlış olduğunu bile bile
against your better judgment [us] expr. mantıksız olduğunu bile bile
against your better judgment [us] expr. akıllıca olmadığını bile bile
against your better judgment [us] expr. iyi bir fikir olmadığını bile bile
against your will expr. istemeyerek
against your will expr. isteğin dışında
against your will expr. zorla
against your will expr. istemeye istemeye
all your base are belong to us expr. seni/sizi tamamen hezimete uğrattık
(do something) at your (own) peril expr. (bir şeyin) mesuliyetini (kendisi) alarak (yapmak)
(do something) at your (own) peril expr. (bir şeyi kendi) mesuliyeti altında (yapmak)
(do something) at your (own) peril expr. (bir şeyi) başına gelebileceklerden (kendisi) sorumlu olarak (yapmak)
(do something) at your (own) peril expr. (bir şeyin) riskini/sorumluluğunu (kendisi) alarak (yapmak)
(do something) at your (own) peril expr. (bir şeyi kendi) sorumluluğu dahilinde (yapmak)
at your/somebody's disposal expr. emrinde
at your/somebody's disposal expr. hizmetinde
at your/somebody's disposal expr. emrine amade
the ball's in your court expr. senin sıran
the ball's in your court expr. top sende
the ball's in your court expr. sana bağlı/kalmış
the ball's in your court expr. senin sorumluluğun
at your bidding expr. emrinize amadeyim
it's totally up to your discretion expr. tamamen kendi takdirinize kalmış
Proverb
cut your coat according to your cloth ayağını yorganına göre uzat
stretch your arm no further than your sleeve will reach ayağını yorganına göre uzat
put your trust in god and keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
stretch your arm no further than your sleeve will reach yutamayacağın lokmayı çiğneme
stretch your arm no further than your sleeve will reach boyundan büyük işlere kalkışma
cut your cloth according to your means ayağını yorganına göre uzat
as you make your bed, so you must lie in it kendi düşen ağlamaz
as you make your bed, so you must lie on it kendi düşen ağlamaz
burn not your house to fright the mouse away pire için yorgan yakma
you pays your money and you takes your chance (parayı verdin ama) artık ne çıkarsa bahtına
you pays your money and you takes your chances (parayı verdin ama) artık ne çıkarsa bahtına
do not let the sun go down on your wrath öfkeni yarına taşıma
you cannot have your cake and eat it hem pastam dursun hem karnım doysun diyemezsin
do not let the sun go down on your anger öfkeni yarına taşıma
do not let the sun go down on your anger gün bitmeden öfkeni unutmuş ol
do not let the sun go down on your wrath gün bitmeden öfkeni unutmuş ol
hoist your sail when the wind is fair su akıyorken testiyi doldur
hoist your sail when the wind is fair su akarken testiyi doldurmalı
hitch your wagon to a star her zaman en tepeyi hedefle
home is where your heart is evin, yüreğinin olduğu yerdir
don't count your chickens before they hatch dereyi görmeden paçaları sıvama
know your own faults before blaming others for theirs iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır
don't count your chickens before they hatch ortada fol yok yumurta yokken telaş yapma
you made your bed kendi düşen ağlamaz
your mother alone will be wail on you ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar
keep your enemy at bay su uyur düşman uyumaz
keep your friends close and your enemies closer su uyur düşman uyumaz
trust in Allah, but tie up your camel eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a ısmarla
trust in Allah, but tie up your camel eşeğini bağla, sonra allah'a emanet et
trust in Allah, but tie up your camel tevekkelin gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez)
trust in God, but tie up your camel eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a ısmarla
trust in God, but tie up your camel eşeğini bağla, sonra allah'a emanet et
trust in God, but tie up your camel tevekkelin gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez)
trust in god, but tie up your camel eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a/tanrı'ya ısmarla
trust in god, but tie up your camel eşeğini bağla, sonra allah'a/tanrı'ya emanet et
trust in god, but tie up your camel tevekkelin gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez)
trust in allah, but tie up your camel eşeğini sağlam bağla, sonra allah'a ısmarla
trust in allah, but tie up your camel eşeğini bağla, sonra allah'a emanet et
trust in allah, but tie up your camel tevekkelin gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez)
keep your shop and your shop will keep you bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur
cut your cloth [brit] ayağını yorganına göre uzat
cut your cloth [brit] hesabını bil
success depends on your backbone, not your wishbone lafla/düşle peynir gemisi yürümez
success depends on your backbone, not your wishbone çalışan kazanır
home is where you hang your hat ev, kişiyi ve sahip olduklarını barındıran yerdir
home is where you hang your hat kişi nerede yaşıyorsa orası evidir
plant pears for your heirs senden sonrakilere kalacak bir şeyler yap
plant pears for your heirs çoluğuna çocuğuna bırakacak/kalacak bir şeyler yap
plant pears for your heirs sonraki neslin yararına bir şeyler yap/bırak
plant pears for your heirs gelecek nesle bir dikili ağaç bırak