giysi - Turkish English Dictionary
History

giysi



Meanings of "giysi" in English Turkish Dictionary : 57 result(s)

Turkish English
Common Usage
giysi dress n.
giysi clothing n.
giysi clothes n.
giysi garment n.
giysi wear n.
General
giysi gear n.
giysi caparison n.
giysi vesture n.
giysi robe n.
giysi wrap n.
giysi costume n.
giysi thing n.
giysi frock n.
giysi garments n.
giysi guise n.
giysi toggery n.
giysi apparel n.
giysi tog n.
giysi vestment n.
giysi tire n.
giysi raiment n.
giysi wear n.
giysi attire n.
giysi vest n.
giysi body suit n.
giysi garb n.
giysi tyre n.
giysi aguise n.
giysi aguize n.
giysi arraiment [obsolete] n.
giysi lappie [south africa] n.
giysi wearable n.
giysi brat [dialect] [uk] n.
giysi mocker n.
giysi claes [scotland] n.
giysi cleading [scotland] n.
giysi graith [scotland] n.
giysi cloth [obsolete] n.
giysi dud n.
giysi parail [obsolete] n.
giysi parel [obsolete] n.
giysi perel n.
giysi plight [obsolete] n.
giysi shroud [obsolete] n.
giysi clo (clothing) abrev.
Colloquial
giysi rig-out n.
giysi rigging n.
Technical
giysi clothes n.
giysi garment n.
Textile
giysi clothes n.
Religious
giysi vestiary n.
Archaic
giysi raiment n.
Slang
giysi threads n.
giysi silks n.
giysi schmatte n.
giysi schmutter n.
British Slang
giysi duds n.

Meanings of "giysi" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
giysi odası wardrobe n.
General
giysi aksesuarları dress accessories n.
önü açık giysi wraparound n.
gündelik giysi casual wear n.
yırtık pırtık giysi rags n.
soyma (giysi vb) disrobing n.
kadınların gece toplantılarında giydikleri gösterişli giysi toilet n.
tek parça streç giysi leotards n.
üst giysi overdress n.
sanatta giysi costume in art n.
giyim ve giysi clothing and dress n.
giysi biçip diken kimse tailor n.
kürklü giysi fur n.
sabahlık (giysi olarak) wrapper n.
kol (giysi için) sleeve n.
dalama (kumaş/giysi) prickle n.
yünlü giysi wooly n.
giysi tasarımı costume design n.
sosyal açıdan giysi social aspects of costume n.
muşamba giysi oilskins n.
eski püskü giysi rags n.
etnik giysi ethnic costume n.
rüzgarlık (giysi olarak) windbreaker n.
giysi tasarımcıları costume designers n.
dökümlü giysi blousily n.
tulum (giysi olarak) coveralls n.
siyah giysi black n.
gündelik giysi casual n.
sıkı giysi corselet n.
flanelden yapılmış giysi flannel n.
büyük beden giysi oversize n.
kol (giysi) sleeve n.
fitilli kadife giysi cord n.
önlük giysi apron n.
iki veya daha fazla parçadan oluşan giysi suit n.
giysi dolabı wardrobe n.
soğuğa karşı dış giysi (palto/ceket/şal gibi) wrap n.
tulum giysi boiler suit n.
giysi (belirli bir iş için) gear n.
yünlü giysi woolly n.
giysi astarı olarak kullanılan ince yün kumaş doku shalloon n.
sumo güreşçilerinin giydiği özel giysi mawashi n.
kadın giysi tasarımcıları women costume designers n.
giysi fabrikaları clothing factories n.
giyim ve giysi ölçüleri clothing and dress measurements n.
giysi formları dress forms n.
tek parça streç giysi leotard n.
tek parça streç giysi bodysuit n.
spor giysi activewear n.
giysi süsü trinketry n.
giysi bölümleri clothing sections n.
rengarenk giysi motley n.
günlük (giysi) casual n.
simgesel giysi (okul/takım) colours n.
giysi dolabı garderobe n.
istenmeyen giysi castoff n.
(giysi) ısmarlama made-to-measure n.
yırtık pırtık giysi tatters n.
yırtık pırtık giysi rags and tatters n.
giysi mankeni lay figure n.
kışlık giysi winter clothing n.
yazlık giysi summer clothes n.
kışlık giysi winter clothes n.
yazlık giysi summer clothing n.
şık giysi smart dress n.
resmi giysi full dress n.
resmi giysi formal dress n.
giysi oyunu dress-up game n.
giysi provası dress rehearsal n.
görüntü/giysi sayfası lookbook n.
sivil giysi plain clothes n.
sivil giysi civilian dress n.
sivil giysi civilian garb n.
sivil giysi civilian clothing n.
simgesel giysi (okul/takım) colors n.
istenmeyen giysi cast-off n.
üst giysi top clothing n.
üst giysi top n.
resmi kıyafet/giysi balldress n.
katlanmış giysi folded garment n.
resmi kıyafet/giysi formal dress n.
giysi kataloğu lookbook n.
seyyar giysi dolabı cabinet n.
gösterişli giysi caparison n.
kadınların omuzlarını örtmede kullandıkları kısa pelerine benzer giysi capelet n.
18.yy'da kadınların giydiği kırmızı kısa ve şapkalı giysi cardinal n.
giysi fabrikası garment factory n.
gündelik ayakkabı/giysi casual n.
kırmızı giysi red n.
giysi ya da üniformasında kırmızı tişört bulunan topluluk, dernek, vb. üyesi redshirt n.
giysi deneme kabini changing room n.
giysi deneme kabini changing-room n.
üç beden numaralı giysi three n.
giysi, şemsiye veya eski ayakkabı tamircisi translator [brit] n.
giysi, şemsiye veya eski ayakkabı tamircisi translater [brit] n.
16. yüzyılda erkeklerin giydiği, şort-etek arası görünümdeki kabarık giysi trunks [obsolete] n.
16. yüzyılda erkeklerin giydiği, şort-etek arası görünümdeki kabarık giysi trunk breeches n.
giysi tasarımı apparel design n.
örülmüş giysi knit n.
ortaçağda savunma amacıyla giyilen deri-metal giysi jack n.
resmi giysi evening clothes n.
resmi giysi eveningwear n.
resmi giysi formalwear n.
eskiden arap ve orta doğu ülkelerindeki erkeklerce giyilen bol bir giysi vest n.
mor renkli kumaş veya giysi violet n.
gebelik süresince giyilen genellikle bol ve ihtiyaca göre ayarlanabilir olan giysi maternity n.
16. ve 17. yüzyıllarda hizmetçilerin giydiği cüppeye benzer kolsuz giysi mandilion n.
genellikle ispanyol kökenli amerikalılar tarafından giyilen pançoya benzer su geçirmez bir giysi manga n.
kesilmeden önce giysi, ahşap ve metal gibi malzemelerin üzerine desen taslağı çizen işçi marker n.
kesilmeden önce giysi, ahşap ve metal gibi malzemelerin üzerine çizilen desen taslağı marker n.
38 ila 44 arası kadın giysi bedenleri woman's n.
onarılması gereken giysi gibi malzemeler mending n.
dini tarikat üyesine gıda veya giysi bağışlama misericordia n.
manastırdaki keşişlerce giyilen uzun ve bol giysi monastic habit n.
ingiliz işçilerin giydiği önlüğe benzer bol bir giysi gaberdine n.
on dokuzuncu yüzyılda erkek çocuklarının giydiği resmi bir giysi fauntleroy suit n.
giysi tamircisi bushelman n.
giysi tamircisi bushelwoman n.
tuhaf giysi rigout n.
giysi aksesuarı decoration n.
giysi süsü decoration n.
giysi deseni grade n.
grogren kumaştan giysi grogram n.
üst giysi over-garment n.
giysi çantası cloak bag n.
mesleğe özel giysi cloth n.
statü gösteren giysi cloth n.
giysi odası clothes closet n.
giysi askılığı clothes pole n.
giysi askılığı clothes post n.
giysi fırçası clothesbrush n.
giysi odası clothespress [dialect] n.
giysi yardımı clothing allowance n.
bol giysi cover-up n.
keşiş kıyafetinden modellenen giysi parçası cowl n.
giysi kalıbı çıkaran kimse dressmaker's model n.
kimliği gizleyen giysi fancy dress [uk] n.
bele oturan kısa kollu gösterişli bir üst giysi polonaise n.
bele oturan kısa kollu gösterişli bir üst giysi polonese n.
(giysi dolabına asılı) karanfil saplanmış portakal/elma pomander n.
moda giysi fotoğrafı plate n.
giysi pilesi pleather n.
giysi kolları için üretilmiş küçük ütü masası pressboard n.
profesyonel statüyü gösteren veya üniforma olarak giyilen kırmızı renkli giysi scarlet n.
fok derisinden yapılmış giysi sealskin n.
iç gösteren giysi see-through n.
top kumaştan yaka, kol gibi giysi parçaları kesen işçi separator n.
parlak giysi sheen n.
gösterişli giysi sheen n.
güney asya'da erkeklerin giydiği resmi bir giysi sherwani n.
uyluklara veya daha da aşağıya kadar uzanan bol giysi shirt n.
giysilerin altına ayrı parça olarak giyilip gömlek önü veya yakasına benzeyen giysi shirt front n.
giysilerin altına ayrı parça olarak giyilip gömlek önü veya yakasına benzeyen giysi shirtfront n.
gömleğin üzerine dış giysi giymeme shirtsleeve n.
aynı kumaştan dikilmiş düz kemerli bluz ve etekten oluşan giysi shirt-waist suit n.
kısa giysi shorty n.
kısa giysi shortie n.
ipek giysi silk n.
kırk beden giysi forty n.
kırk sekiz beden giysi forty-eight n.
kırk beş beden giysi forty-five n.
altmış beden giysi sixty n.
alt (giysi) bottom n.
(giysi) tulum jumpsuit n.
ile sarmalamak (sargı/giysi/örtü/kumaş) swathe in v.
biçmek (giysi) cut out v.
şerit yapmak (giysi) welt v.
biçimini değiştirmek giysi bushel v.
dalamak (kumaş/giysi) prickle v.
giysi daraltmak take up v.
rahatsız etmek (dar bir giysi) bind v.
kısa gelmek (bir giysi) be short on v.
giysi sağlamak clothe v.
(giysi) yıkayıp ütülemek launder v.
(giysi) giymek get into v.
(giysi) çıkarmak take off v.
(giysi) daraltmak take in v.
(giysi) prova etmek try on v.
(giysi) tersyüz etmek turn v.
giysi denemek try on clothes v.
(üzerine olup olmadığını görmek için) giysi denemek try something on for size v.
giysi çıkarmak take off clothes v.
giysi dürmek fold clothes v.
giysi katlamak fold clothes v.
giysi satın almak buy clothes v.
gösterişli giysi giymek caparison v.
yeni giysi vermek reclothe v.
(ayakkabı, giysi) onararak, yenileyerek veya eski malzemelerden üreterek dönüştürmek translate [brit] v.
(giysi) rahatsız etmek bind v.
(giysi) sıkmak bind v.
(giysi parçasını) balina kemiğinden korselerle sertleştirmek bone v.
(ipek giysi) gıcırdamak brustle v.
giysi giyerek etkilemek rock [us] v.
(giysi) örerek yamamak durn v.
(giysi) kalça kısmında pot yapmak seat v.
dökümlü (giysi) loose adj.
üste iyi oturan (giysi) snug adj.
şapşal (giysi) sloppy adj.
bol (giysi) full adj.
rahat (giysi) casual adj.
tertemiz (giysi) unworn adj.
sıcak tutan (giysi/battaniye vb) warm adj.
omuzları açıkta bırakan giysi strapless adj.
dalayan (kumaş/giysi) prickly adj.
kadın vücudunun genelde örtülü olan kısımlarını sergileyen (giysi vb) revealing adj.
dar ve sıkı (giysi) tight adj.
insanı serin tutan (giysi) cool adj.
teni dalayan (kumaş/giysi) itchy adj.
kadının göğsünü örtmeyen (giysi) topless adj.
ince çizgili (kumaş/giysi) pinstriped adj.
çok dar (giysi) skintight adj.
fazla dekolte (giysi) immodest adj.
(giysi) gevşek full adj.
(giysi) yırtık pırtık ragged adj.
ütü istemeyen kumaştan yapılmış (giysi) drip-dry adj.
üste oturan (giysi) close-fitting adj.
ütü istemeyen (hazır giysi) wash-and-wear adj.
balıkçı yakalı (giysi) roll-neck adj.
terzinin yaptığı (giysi) tailor-made adj.
yazlık (giysi) summer-weight adj.
yapışan giysi clinging adj.
(saç/giysi) dağınık dishevelled adj.
(giysi) ütü istemeyen non-iron adj.
(giysi) büyük boy outsize adj.
(giysi) hazır ready-made adj.
sağlam (giysi) wearproof adj.
(saç-giysi) dağınık disheveled adj.
dapdar (giysi) skintight adj.
terzi tarafından kişiye özel hazırlanan sipariş (kıyafet/giysi) tailor made adj.
ince (giysi) airy adj.
cavalier şairlerinin süslü elbiselerine benzeyen (giysi) cavalier adj.
ters yüz olmuş (giysi) wrong-side-out adj.
(özellikle giysi) üreticinin en pahalı ürünlerinden daha ucuz bridge adj.
etekleri çamur, toprak sürüklenerek kirlenmiş (giysi) daggle-tail adj.
(giysi) boynu ve omuzları açık décolleté adj.
(giysi) boynu ve omuzları açık decollete adj.
resmi giysi gerektiren dressy adj.
bol (giysi) loose adj.
(giysi, eşya) ekim dikim yaparken kullanıma yönelik plantation adj.
kullanışlı (giysi) sensible adj.
belden aşağı sarkan (giysi) shirt-tailed adj.
eteği olan (giysi) shirt-tailed adj.
belden aşağı sarkan (giysi) shirttailed adj.
eteği olan (giysi) shirttailed adj.
(giysi) yazlık summerweight adj.
(giysi) yazlık summery adj.
sırt kısmı bronzlaşmaya olanak veren (giysi) sunback adj.
özel günlere saklanan (giysi) sunday-go-to-meeting adj.
üstünde (giysi için) on adv.
giysi ile ilişkili ya da kıyafet tarzı sartorially adv.
bol bir şekilde (giysi) baggily adv.
(giysi) üzerinde in prep.
giysi kolu slv (sleeve) abrev.
Phrasals
üzerinde giysi olmamak have nothing on v.
pis/kirli/lekeli giysi giyinmek grub around v.
pis/kirli/lekeli giysi giyinmek grub around (in something) v.
pis/kirli/lekeli giysi giyinmek grub around in (something) v.
(giysi) küçük gelmek burst out v.
(giysi) içine sığmamak burst out v.
(giysi) küçük gelmek burst out (of something) v.
(giysi) üstüne geçirmek cast on v.
giydirmek (giysi) put on v.
(giysi) çekmek pull on v.
(giysi) kısalmak pull on v.
(giysi) değiştirmek change out of v.
(giysi) küçülmek pull on v.
(birine bir giysi) giydirmek attire (someone or oneself) in (something) v.
(bir giysi) giyinmek attire (someone or oneself) in (something) v.
(giysi boyası) koyu alanlardan açık alanlara akmak mark off v.
(bir giysi) için (birinin) ölçülerini almak fit (one) for (something) v.
bir giysi için birinin ölçülerini almak fit someone for something v.
Colloquial
giysi değiş tokuşu swishing n.
bayramlık giysi glad rags n.
dolap yerine sandalye üzerinde biriken büyük giysi yığını chairdrobe n.
(giysi olarak) takım bag of fruit n.
üst kıyafet/giysi top n.
yıkanıp yeni giysi giymek clean oneself up v.
Idioms
gündelik/günlük giysi casual dress n.
serbest giysi casual dress n.
bayramlık giysi sunday-go-to-meeting clothes n.
kişilik giysi best bib and tucker n.
boş giysi kolu lank sleeve [obsolete] n.
(birinin tek kolu olduğu için) boş kalan giysi kolu lank sleeve [obsolete] n.
(bir giysi için) birini ince göstermek flatter one's figure v.
(giysi) gitmemek clash with v.
(giysi) yakışmamak clash with v.
(bir giysi için) hatlarının güzelliğini ortaya çıkarmak flatter one's figure v.
(giysi) daraltmak veya genişletmek let out v.
(bir giysi için) ince göstermek flatter figure v.
(bir giysi için) hatlarının güzelliğini ortaya çıkarmak flatter figure v.
eskimiş (giysi) out at the elbows expr.
Industry
giysi yapmak için kumaş kesen kimse garment cutter n.
Technical
bir tür sağlam yün ipinden yapılan giysi ragg n.
asbest giysi asbestos suit n.
havalanmayan koruyucu giysi non-ventilated protective clothing n.
koruyucu giysi protective clothing n.
örülmüş giysi knitwear n.
radyoaktif bulaşmasına karşı koruyucu giysi protective clothing against radioactive contamination n.
sıvı ve gaz kimyasallara karşı koruyucu giysi protective clothing against liquid and gaseous chemicals n.
yağmur geçirmez giysi rainwear n.
yanmaz giysi fireproof suit n.
giysi pres makinesinin dolgulu bölümü buck n.
giysi çıkarmak take off v.
giysi daraltmak take in v.
giysi kısaltmak take up v.
Computer
elektronik giysi data suit n.
Informatics
giysi bilgisayar wearable computer n.
Textile
kamuflaj desenli giysi cammie n.
kamuflaj desenli giysi camo n.
ipek, devetüyü ya da yünden yapılmış kumaş/giysi camlet n.
deve tüyü kumaşından yapılan giysi cameline n.
ipek, devetüyü ya da yünden yapılmış kumaş/giysi camblet n.
reglan kollu giysi raglan n.
koyun postundan yapılan bir tür giysi afghan n.
tasarımcının ürettiği ve tüm seriyi temsil etmesi amaçlanan küçük giysi yelpazesi capsule range n.
yalnızca gerekli olan birkaç parçadan oluşan giysi ve aksesuar koleksiyonu capsule wardrobe n.
ucuz hazır giysi reach-me-down n.
ikinci el giysi reach-me-down n.
tek parça streç giysi cat suit n.
siyah zemin üzerine ince beyaz çizgi desenli giysi chalkstripe n.
ipek, devetüyü ya da yünden yapılmış kumaş/giysi chamlet [obsolete] n.
ipek, devetüyü ya da yünden yapılmış kumaş/giysi camlet n.
giysi yapımında kullanılan ince yünlü kumaş tibet n.
giysi yapımında kullanılan ince yünlü kumaş thibet n.
giysi yapımında kullanılan ince yünlü kumaş thibet cloth n.
13 beden giysi thirteen n.
30 beden giysi thirty n.
otuz altı beden giysi thirty-six n.
otuz iki beden giysi thirty-two n.
üç parçadan oluşan giysi three-piece n.
içine tarlatan giyilen giysi tournure n.
spartalı erkeklerin yıl boyunca giydiği kaba kumaştan giysi tribon n.
tropikal iklime uygun kumaştan yapılmış giysi tropical n.
vücudu saran dar giysi tube n.
straplez giysi tube top [us] n.
katlanmış giysi turnback n.
katlanmış giysi turndown n.
on iki beden giysi twelve n.
28 beden giysi twenty-eight n.
25 beden giysi twenty-five n.
21 beden giysi twenty-one n.
27 beden giysi twenty-seven n.
22 beden giysi twenty-two n.
yirmi dokuz beden giysi twenty-nine n.
yirmi yedi beden giysi twenty-six n.
yirmi üç beden giysi twenty-three n.
iki beden giysi two n.
büyük a harfi şeklinde yapılan giysi kesimi a-line n.
alt ve üst ayrı takımlanabilen spor giysi mix and match sportwear n.
floresan renkli veya reflektörlü uyarıcı/dikkat çekici dış giysi high visibility warning clothing n.
giysi kumaşları apparel fabrics n.
giysi kalitesi Garment quality n.
giysi boyama garment dye n.
giysi kolunun giysi gövdesine dikildiği çevre armscye n.
giysi yakasının dış kumaş bölümü top collar n.
kışlık/kapalı iç giysi thermal underwear n.
kışlık/kapalı iç giysi long johns n.
kışlık/kapalı iç giysi long underwear n.
koruyucu giysi protective wear n.
örme giysi knitwear n.
rahat giysi casual wear n.
resmi giysi formal wear n.
rahat giysi casual dress n.
spor giysi leisure wear n.
spor giysi sportswear n.
tek parça streç giysi leotard n.
tek parça streç giysi catsuit n.
tek parça streç giysi bodystocking n.
yöresel bir giysi sarong n.
70'lerden sonra yaygınlaşmış giysi süsleme modası tie-dye n.
giysi koruyucusu garment cover n.
gövdeyi ve bacakları saran dar, tek parça streç giysi unitard n.
hafif ve yumuşak giysi zephyr n.
kürek çekme yarışlarında kullanılan bir giysi zephyr n.
hafif bir yünlü giysi zephyr cloth n.
on yedinci yüzyıla ait çok geniş bir giysi yakası band n.
göğüsleri saran bir kumaştan oluşan giysi bandeau n.
yün giysi markası jaeger® n.
ortaçağ kıyafetlerinde kullanılan giysi kenarı jag n.
özellikle müslüman ülkelerde giyilen uzun, bol kapalı giysi jellaba n.
özellikle müslüman ülkelerde giyilen uzun, bol kapalı giysi jellabah n.
özellikle müslüman ülkelerde giyilen uzun, bol kapalı giysi djellabah n.
müslüman erkek ve kadınların giydiği uzun bol giysi jibba n.
müslüman erkek ve kadınların giydiği uzun bol giysi jubbah n.
beyazla karışık siyah yünden evde dokunmuş şayak giysi kelt n.
hindistan menşeli el dokuması pamuklu giysi khadi n.
renkli çizgileri bulunan vücuda sarılan pamuklu bir giysi kikoi n.
giysi astar dikici facer n.
geçmişte abd hükümeti tarafından amerikan yerlilerine dağıtılmış keçeli ağır bir giysi mack n.
giysi dikiminde kullanılan altıgen şeklinde ipek, reyon veya kıldan örülmüş ince ve katı bir file maline n.
giysi ve kadın şapkalarında kullanılan, parlak kordone kenarlardan ve altıgen şeklinde örülmüş bir fileden oluşan çiçek desenli bir bobin danteli malines n.
giysi dikiminde kullanılan altıgen şeklinde ipek, reyon veya kıldan örülmüş ince ve katı bir file malines n.
giysi ve kadın şapkalarında kullanılan, parlak kordone kenarlardan ve altıgen şeklinde örülmüş bir fileden oluşan çiçek desenli bir bobin danteli malines lace n.
giysi kenarlarını tutturmak için kullanılan malzeme binding n.
bilekte toplanan giysi kolu bishop sleeve n.
marokenden yapılan giysi marocain n.
zincir zırhın altına giyilen kapitone giysi hacqueton n.
boyundan askılı üst giysi halter top n.
kurt derisinden yapılan giysi wolfskin n.
giysi yapımında kullanılan yün bir kumaş bolivia n.
yünden yapılmış giysi woolen n.
yünlü giysi woolie n.
tamamen veya kısmen yünden yapılmış giysi woollen n.
kahverengi giysi brown n.
tüp şeklinde giysi boncuğu bugle n.
tüp şeklinde giysi boncuğu bugle bead n.
örgü şeklinde dokunan pürüzlü giysi kumaşı hopsacking n.
köstebek derisinden yapılan giysi moleskin n.
çift taraflı giysi reversible n.
orta çağ avrupası'nda giyilen bir giysi türü hyke n.
bedeni 7 ile 14 arasında olan giysi girls n.
koyu ve açık renkli iplerden oluşan ekoseli kumaştan yapılmış giysi glen plaid n.
muslinden yapılan giysi muslin n.
giysi veya eşyanın ön gösterim veya prova için muslin ile işlenip kalıp olarak kullanılan deneme modeli muslin n.
boyun ve omuzları kolalı giysi guimpe n.
gündelik giysi oddment n.
rahat giysi oddment n.
tek parça giysi one-piece n.
(bazen kolsuz) üst giysi overtop n.
giysi yünü clothing n.
giysi yünü clothing wool n.
hem elbise hem ceket olabilen giysi coat dress n.
hem elbise hem ceket olabilen giysi coatdress n.
yuvarlak giysi aksesuarı dome n.
giysi kesimi drape n.
giysi kalıbı drape n.
pamuk polyester karışımından yapılan giysi ducks n.
ince çizgili giysi pinstripe n.
balkabağı ile boyanmış kumaştan yapılan giysi butternuts n.
interlok kumaştan yapılan giysi interlock n.
viktorya döneminde çocukların giydiği bir üst giysi pelisse n.
saten giysi satin n.
pazen giysi flannels n.
turuncu giysi orange n.
bel ve kalça etrafına örtülerek bağlanan bir kumaş giysi pareo n.
malaya peştemaline benzer giysi pareo n.
bel ve kalça etrafına örtülerek bağlanan bir kumaş giysi pareu n.
balıkçı yaka giysi rollneck n.
yetişkin tulumuna benzer giysi rompers [new zealand] n.
yolunup boyanarak giysi yapımında kullanılan işlenmemiş fok derisi seal n.
sendal tipi kumaştan yapılan giysi sendal n.
sendal tipi kumaştan yapılan giysi cendal n.
shetland ipliğiyle dokunan giysi shetland n.
(giysi üretiminde kullanılan) yünlü ve yumuşak bir kumaş çeşidi foulé n.
yün veya brokardan yapılabilen geleneksel bir giysi deel n.
daraltmak (giysi) take in v.
standart giysi modelinden çalışma modeli çıkarmak grade v.
standart giysi modelini çalışma modeline dönüştürmek grade v.
normal uzunluğun dörtte üçü kadar olan (giysi) three-quarter adj.
normal uzunluğun dörtte üçü kadar olan (giysi) three-quarters adj.
kontrast/şaşırtıcı renkleri olan (giysi) thunder-and-lightning adj.
tirol stili (giysi, şapka) tyrolean adj.
yarasa kanadı şeklinde (giysi) batwing adj.
paris'te üretilmiş (giysi) paris adj.
paris stilinde üretilmiş (giysi) paris adj.
üretim aşamasındayken çektirilmiş (kumaş, giysi) preshrunken adj.
balıkçı yakalı (giysi) rollneck adj.
boğazlı (giysi) rollneck adj.
balıkçı yakalı (giysi) roll-necked adj.
boğazlı (giysi) roll-necked adj.
koyun derisiyle astarlanıp yünle kaplanmış (giysi) sheepskin adj.
Furniture
giysi dolabı clothes closet n.
Automotive
ateşe dayanıklı giysi flame suit n.
Aeronautic
hava soğutmalı giysi air ventilated suit n.
Medical
röntgen ışınlarına karşı koruyucu giysi lead apron n.
röntgen ışınlarına karşı koruyucu giysi lead shielding n.
Botanic
yapraklarından çatı ve giysi, köklerinden gıda ve içki yapılan odunsu bir bitki ti (cordyline terminalis) n.
yapraklarından çatı ve giysi, köklerinden gıda ve içki yapılan odunsu bir bitki ki n.
Social Sciences
son derece stilize edilmiş giysi ve kısa saç ile karakterize bir işçi sınıfı hareketi mods n.
fiji'nin ulusal kıyafetini oluşturan uniseks bir giysi sulu n.
Education
akademik giysi academic costume n.
History
elçilerin giydiği, üzerinde efendisinin arması bulunan giysi tabard n.
elçilerin giydiği, üzerinde efendisinin arması bulunan giysi taberd n.
(eski mısır'da) iskoç eteğine benzer kısa giysi shendyt n.
armalı giysi giyen armigerous adj.
Religious
manastırda rahibelerin giydiği uzun ve bol giysi nun's habit n.
yahudi inancında 613 emri sembolize eden püsküllerden oluşan bir giysi tzitzit n.
boyuna ve omuza giyilen beyaz bezden yapılmış uzun bir giysi amess n.
boyuna ve omuza giyilen beyaz bezden yapılmış uzun bir giysi amice n.
boyun ve omza giyilen beyaz bezden yapılmış uzun bir dini giysi amyss n.
(musevilik'te) geleneksel yahudilerin kefaret günü'nde giydikleri beyaz giysi kittel n.
(musevilik'te) yahudiler'in kefen olarak kullandıkları beyaz bir giysi kittel n.
ermeni kilisesi rahiplerinin giydiği bir giysi vakas n.
(musevilik) en yüksek rahibin giydiği on iki değerli taşla bezenmiş bir giysi breastplate n.
papanın giydiği yakalık benzeri giysi fanon n.
romalı baş rahiplerin giydiği panço benzeri giysi fanon n.
romalı baş rahiplerin giydiği panço benzeri giysi orale n.
papanın giydiği yakalık benzeri giysi orale n.
romalı baş rahiplerin giydiği panço benzeri giysi lappet n.
papanın giydiği yakalık benzeri giysi lappet n.
Environment
kimyasal-biyolojik korumalı hafif giysi lightweight chemical-biologcal protective garment n.
kimyasal korumalı giysi chemical suit n.
tam koruyucu giysi fully encapsulating suit n.
üst giysi overgarment n.
Military
balistik giysi body armour n.
uçuş kombinezonları (giysi) flyer's coveralls n.
eskiden zırhın üzerine giyilen bol bir giysi mandylion n.
Sport
sörfçülerin güneş yanığı ve isiliğe karşı giydiği koruyucu giysi rash shirt n.
sörfçülerin güneş yanığı ve isiliğe karşı giydiği koruyucu giysi rash vest n.
sörfçülerin güneş yanığı ve isiliğe karşı giydiği koruyucu giysi rashguard n.