|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
buna bağlı olarak |
therefore adv.
|
|
Mediation with the Council is therefore on the horizon.
Buna bağlı olarak Konsey ile ara buluculuk ufukta görünüyor.
More Sentences
|
2 |
General |
buna rağmen |
notwithstanding adv.
|
|
Notwithstanding this, the Czech Republic is trying, by activating the reactor, to present us with a fait accompli.
Buna rağmen Çek Cumhuriyeti reaktörü faaliyete geçirerek bize bir oldu bitti sunmaya çalışıyor.
More Sentences
|
3 |
General |
buna rağmen |
nevertheless adv.
|
|
Nevertheless, he feels the cold in all its reality.
Buna rağmen üşüme hissini bütün gerçekçiliği ile yaşar.
More Sentences
|
4 |
General |
buna karşılık |
on the contrary adv.
|
|
On the contrary, the Lithuanians even resisted it at the time.
Aksine Litvanyalılar o dönemde buna karşı bile çıktılar.
More Sentences
|
5 |
General |
buna bağlı olarak |
correspondingly adv.
|
|
Correspondingly, of course, cuts must be made in the relevant Budget line.
Buna bağlı olarak, elbette ilgili bütçe kaleminde kesintiler yapılmalıdır.
More Sentences
|
6 |
General |
buna bağlı olarak |
accordingly adv.
|
|
There has been an increase in active employment measures, unemployment has fallen, and employment has risen accordingly.
Aktif istihdam tedbirlerinde artış olmuş, işsizlik düşmüş ve buna bağlı olarak istihdam artmıştır.
More Sentences
|
7 |
General |
buna göre |
accordingly adv.
|
|
I will vote accordingly this afternoon.
Bu öğleden sonra oyumu buna göre kullanacağım.
More Sentences
|
8 |
General |
buna ek olarak |
additionally adv.
|
|
Additionally, food safety has been accorded considerably more attention.
Buna ek olarak, gıda güvenliğine çok daha fazla önem verilmektedir.
More Sentences
|
9 |
General |
buna karşın |
after all adv.
|
|
A number of Member States were opposed to it, and in this way, a compromise can be struck after all.
Bazı Üye Devletler buna karşı çıkıyordu ve bu şekilde bir uzlaşma sağlanabilir.
More Sentences
|
10 |
General |
buna rağmen |
however adv.
|
|
However, if you definitely want me to go, I will go.
Buna rağmen, muhakkak benim gitmemi istiyorsanız, giderim.
More Sentences
|
11 |
General |
buna karşılık |
in return adv.
|
|
In return, we provide over a quarter of foreign investment in Canada.
Buna karşılık Kanada'daki yabancı yatırımların dörtte birinden fazlasını biz sağlıyoruz.
More Sentences
|
|
12 |
General |
buna karşılık |
conversely adv.
|
|
Conversely, we cannot ignore the importance of transport in contributing to economic growth and development.
Buna karşılık, ekonomik büyüme ve kalkınmaya katkıda bulunmada ulaştırmanın önemini göz ardı edemeyiz.
More Sentences
|
13 |
General |
buna uygun olarak |
accordingly adv.
|
|
It would require the Treaties to be amended accordingly.
Bu da Antlaşmaların buna uygun olarak değiştirilmesini gerektirecektir.
More Sentences
|
14 |
General |
buna karşılık |
instead adv.
|
|
Repression has instead, in response, played a part in fuelling terrorism.
Buna karşılık baskı, terörizmi körükleyen bir rol oynamıştır.
More Sentences
|
15 |
General |
buna uygun |
accordingly adv.
|
|
My impression is that the Member States have not only grasped that, but that they are also acting accordingly.
Benim izlenimim Üye Devletlerin bunu kavramakla kalmayıp aynı zamanda buna uygun hareket ettikleri yönündedir.
More Sentences
|
16 |
General |
buna rağmen |
nonetheless adv.
|
|
We nonetheless still have underutilisation to the tune of EUR 9 billion, which is an unacceptable figure.
Buna rağmen hala 9 milyar Euro'luk bir eksik kullanımımız var ki bu kabul edilemez bir rakam.
More Sentences
|
17 |
General |
buna rağmen |
nevertheless adv.
|
|
Nevertheless, he feels the cold in all its reality.
Buna rağmen üşüme hissini bütün gerçekçiliği ile yaşar.
More Sentences
|
18 |
General |
buna ek olarak |
in addition to prep.
|
|
In addition to that, the food safety authority will have a board.
Buna ek olarak, gıda güvenliği otoritesinin bir kurulu olacaktır.
More Sentences
|
19 |
General |
buna ilişkin olarak |
regarding this prep.
|
|
Regarding this one, this conciliated text is in my view a bad compromise on a bad directive.
Buna ilişkin olarak bu uzlaştırılmış metin bana göre kötü bir direktif üzerinde kötü bir uzlaşmadır.
More Sentences
|
20 |
General |
buna rağmen |
yet conj.
|
|
This is very serious and yet the Irish Government is not setting up an independent enquiry.
Bu çok ciddi bir durum ve buna rağmen İrlanda Hükümeti bağımsız bir soruşturma başlatmıyor.
More Sentences
|
21 |
General |
buna rağmen |
yet conj.
|
|
This is very serious and yet the Irish Government is not setting up an independent enquiry.
Bu çok ciddi bir durum ve buna rağmen İrlanda Hükümeti bağımsız bir soruşturma başlatmıyor.
More Sentences
|
Phrases |
|
22 |
Phrases |
buna rağmen |
despite this expr.
|
|
Despite this, it may not occupy centre stage, but it is very needy.
Buna rağmen, merkez sahneyi işgal etmeyebilir, ancak çok muhtaçtır.
More Sentences
|
Colloquial |
|
23 |
Colloquial |
buna rağmen |
all the same expr.
|
|
Everyone opposed it, but Sally and Bob got married all the same.
Herkes ona karşı çıktı fakat buna rağmen Sally ve Bob evlendiler.
More Sentences
|
24 |
Colloquial |
buna rağmen |
all the same expr.
|
|
Everyone opposed it, but Sally and Bob got married all the same.
Herkes ona karşı çıktı fakat buna rağmen Sally ve Bob evlendiler.
More Sentences
|
Idioms |
|
25 |
Idioms |
buna değmek |
be worth it v.
|
|
I hope it was worth it.
Umarım buna değmiştir.
More Sentences
|
Speaking |
|
26 |
Speaking |
buna ne dersiniz |
how about that expr.
|
|
How about that!
Buna ne dersiniz!
More Sentences
|
27 |
Speaking |
buna ihtiyacın olacak |
you'll need this expr.
|
|
You'll need this.
Buna ihtiyacın olacak.
More Sentences
|
28 |
Speaking |
buna ne dersin? |
how about that? expr.
|
|
How about that!
Buna ne dersin!
More Sentences
|
29 |
Speaking |
buna ihtiyacım var |
i need this expr.
|
|
Look, I need this.
Bak, buna ihtiyacım var.
More Sentences
|
Common Usage |
|
30 |
Common Usage |
buna binaen |
therefore adv.
|
|
General |
|
31 |
General |
karısının kendisini aldattığını bilen ve buna ses çıkarmayan kişi |
wittol n.
|
|
|
32 |
General |
eski düzeni tam anlamıyla yıkmadan, buna ek olarak yapıcı yenilikler getirmek isteyen |
reformist n.
|
|
33 |
General |
bütün dünyanın birbirine bağlı ve bağımlı olması ve insanların buna uygun davranması |
one-world n.
|
|
34 |
General |
bir kişinin doğumu veya buna eşlik eden koşullar |
natals n.
|
|
35 |
General |
ona buna sormak |
ask around v.
|
|
36 |
General |
buna benzer |
suchlike adj.
|
|
37 |
General |
buna ilişkin |
related to this adj.
|
|
38 |
General |
...buna tercih edilen |
favored over adj.
|
|
39 |
General |
avukatın müvekkili adına çalıştığı ve buna göre ücretlendirildiği (saat sistemi) |
billable adj.
|
|
40 |
General |
buna benzer |
siccan [dialect] [scotland] adj.
|
|
41 |
General |
buna benzer |
siclike [dialect] [scotland] adj.
|
|
42 |
General |
buna karşın |
none the less adv.
|
|
43 |
General |
buna rağmen |
still adv.
|
|
44 |
General |
buna karşın |
all the same adv.
|
|
45 |
General |
buna karşın |
in any case adv.
|
|
46 |
General |
buna göre |
hereunder adv.
|
|
47 |
General |
buna karşın |
on the other hand adv.
|
|
48 |
General |
buna karşılık |
on the other hand adv.
|
|
49 |
General |
buna rağmen |
after all adv.
|
|
50 |
General |
buna karşın |
in spite of that adv.
|
|
51 |
General |
buna paralel olarak |
concordantly adv.
|
|
52 |
General |
buna karşın |
in any event adv.
|
|
53 |
General |
buna rağmen |
just the same adv.
|
|
54 |
General |
buna karşın |
ever then adv.
|
|
55 |
General |
buna karşın |
in spite of this adv.
|
|
56 |
General |
buna mukabil |
on the other hand adv.
|
|
57 |
General |
buna mahsus |
ad hoc adv.
|
|
58 |
General |
buna benzer |
and so on adv.
|
|
59 |
General |
buna karşın |
notwithstanding adv.
|
|
60 |
General |
buna ek olarak |
in addition to this adv.
|
|
61 |
General |
buna ek olarak |
furthermore adv.
|
|
62 |
General |
buna ek olarak |
moreover adv.
|
|
63 |
General |
buna ek olarak |
in addition to that adv.
|
|
64 |
General |
buna ilaveten |
in addition to this adv.
|
|
65 |
General |
buna istinaden |
based on this adv.
|
|
66 |
General |
buna ilişkin |
regarding this adv.
|
|
67 |
General |
buna karşı |
by contrast with adv.
|
|
68 |
General |
buna karşın |
by contrast with adv.
|
|
69 |
General |
buna bağlı olarak |
by extension adv.
|
|
70 |
General |
buna mukabil |
thus adv.
|
|
71 |
General |
buna karşın |
nevertheless adv.
|
|
|
72 |
General |
buna ek olarak |
addedly adv.
|
|
73 |
General |
buna mukabil |
again adv.
|
|
74 |
General |
buna karşılık |
again adv.
|
|
75 |
General |
buna karşın |
again adv.
|
|
76 |
General |
buna rağmen |
ne’ertheless adv.
|
|
77 |
General |
buna karşın |
ne’ertheless adv.
|
|
78 |
General |
buna karşın |
algates [obsolete] adv.
|
|
79 |
General |
buna göre |
hereof adv.
|
|
80 |
General |
buna bağlı olarak |
in parallel with prep.
|
|
81 |
General |
buna ilişkin olarak |
with respect to this prep.
|
|
82 |
General |
buna ilişkin |
with regard to this prep.
|
|
83 |
General |
buna ilişkin |
with respect to this prep.
|
|
84 |
General |
buna ilişkin olarak |
related to this prep.
|
|
85 |
General |
buna ilişkin olarak |
with regard to this prep.
|
|
86 |
General |
buna ek olarak |
on to prep.
|
|
87 |
General |
buna karşın |
but however conj.
|
|
88 |
General |
buna göre |
whereas conj.
|
|
89 |
General |
buna rağmen |
yit [dialect] conj.
|
|
Phrases |
|
90 |
Phrases |
buna ilaveten |
as a side note adv.
|
|
91 |
Phrases |
buna karşın |
tout de même [french] adv.
|
|
92 |
Phrases |
buna karşın |
tout est perdu fors l'honneur [french] adv.
|
|
93 |
Phrases |
buna alışsa/bunu kabullense iyi olur |
better get used to it expr.
|
|
94 |
Phrases |
buna dayanarak |
to this respect expr.
|
|
95 |
Phrases |
buna karşılık olarak |
in return for this expr.
|
|
96 |
Phrases |
buna yanıt olarak |
in response to this expr.
|
|
97 |
Phrases |
buna uygun olarak |
pursuant thereto expr.
|
|
98 |
Phrases |
buna ister kader de ister tesadüf de |
call it fate or coincidence expr.
|
|
99 |
Phrases |
buna benzer |
so on expr.
|
|
100 |
Phrases |
buna karşılık olarak |
in response to this expr.
|
|
101 |
Phrases |
buna göre |
pursuant thereto expr.
|
|
102 |
Phrases |
buna cevaben |
in response to this expr.
|
|
103 |
Phrases |
buna gelince |
as for this expr.
|
|
104 |
Phrases |
buna dair |
about this expr.
|
|
105 |
Phrases |
buna ilaveten |
add to this expr.
|
|
106 |
Phrases |
buna dayanarak |
on this basis expr.
|
|
107 |
Phrases |
buna cevap olarak |
in response to this expr.
|
|
108 |
Phrases |
buna gelince |
as for that expr.
|
|
109 |
Phrases |
imzam ve mührüm buna tanıktır |
witness my hand and my seal expr.
|
|
110 |
Phrases |
imzam ve mührüm buna tanıktır |
in witness whereof i have hereunto set my hand affixed my seal this expr.
|
|
111 |
Phrases |
imzam ve mührüm buna tanıktır |
in witness whereof i set my hand and affix my seal expr.
|
|
112 |
Phrases |
mademki buna değindin |
now that you mention it expr.
|
|
113 |
Phrases |
sanki (birinin) yaşamı buna bağlıymış gibi |
as if (one's) life depends on it expr.
|
|
114 |
Phrases |
yaşamı buna bağlıymışçasına |
as if (one's) life depends on it expr.
|
|
115 |
Phrases |
sanki (birinin) yaşamı buna bağlıymış gibi |
like (one's) life depends on it expr.
|
|
116 |
Phrases |
yaşamı buna bağlıymışçasına |
like (one's) life depends on it expr.
|
|
117 |
Phrases |
sanki (birinin) yaşamı buna bağlıymış gibi |
if (one's) life depended on it expr.
|
|
118 |
Phrases |
yaşamı buna bağlıymışçasına |
if (one's) life depended on it expr.
|
|
119 |
Phrases |
ve elinde buna benzer neyin varsa |
and what have you expr.
|
|
120 |
Phrases |
ve buna/şuna bir son ver |
and be done with it expr.
|
|
121 |
Phrases |
buna katılamayacağım |
beg to differ expr.
|
|
Proverb |
|
122 |
Proverb |
kişi her şeyi olmasını istediği gibi söyler ve buna kendi bile inanır |
the wish is father to the thought
|
|
Colloquial |
|
123 |
Colloquial |
ağlama efekti (işim gücüm yok buna mı üzüleceğim anlamında) |
boo hoo n.
|
|
124 |
Colloquial |
buna karşılık |
in contrast with n.
|
|
125 |
Colloquial |
buna karşılık |
over against n.
|
|
126 |
Colloquial |
buna da şükür diyen |
thankful for small blessings adj.
|
|
127 |
Colloquial |
alış buna |
better get used to it expr.
|
|
128 |
Colloquial |
(buna/bunlara) alışsan iyi olur |
better get used to it expr.
|
|
129 |
Colloquial |
buna alışsan iyi edersin |
better get used to it expr.
|
|
130 |
Colloquial |
alış buna |
bguti (better get used to it) expr.
|
|
131 |
Colloquial |
(buna/bunlara) alışsan iyi olur |
bguti (better get used to it) expr.
|
|
132 |
Colloquial |
buna alışsan iyi edersin |
bguti (better get used to it) expr.
|
|
133 |
Colloquial |
buna kimse inanmaz/itibar etmez! |
nobody will believe it! expr.
|
|
134 |
Colloquial |
buna hazır mısın? |
ready for this? expr.
|
|
135 |
Colloquial |
buna ek olarak |
not to mention expr.
|
|
136 |
Colloquial |
buna karşın |
for all that expr.
|
|
137 |
Colloquial |
buna ilaveten |
not to mention expr.
|
|
138 |
Colloquial |
buna karşın |
in contrast with expr.
|
|
139 |
Colloquial |
buna rağmen |
for all that expr.
|
|
140 |
Colloquial |
buna karşın |
over against expr.
|
|
141 |
Colloquial |
buna alış |
get used to it expr.
|
|
142 |
Colloquial |
buna kader de yazgı de ne istersen de |
call it fate call it destiny whatever expr.
|
|
143 |
Colloquial |
buna çok gıcık olacak |
(he, she) won't thank you for (something) expr.
|
|
144 |
Colloquial |
buna kim inanır? |
give me a break! expr.
|
|
145 |
Colloquial |
buna kim inanır? |
gimme a break! expr.
|
|
146 |
Colloquial |
buna bir çözüm bulmak gerek |
it/that will never do expr.
|
|
147 |
Colloquial |
buna bir çözüm bulmak gerek |
it/that won't do expr.
|
|
148 |
Colloquial |
buna bir çözüm bulmak gerek |
it/that (just) won’t do expr.
|
|
149 |
Colloquial |
buna bir çözüm bulmak gerek |
it/that will never do [uk] expr.
|
|
150 |
Colloquial |
buna gülmelisin |
you have (got) to laugh expr.
|
|
151 |
Colloquial |
(biri) buna nasıl cüret ediyor? |
where does (one) get the nerve? expr.
|
|
152 |
Colloquial |
buna benzer herhangi bir şey |
anything of the kind expr.
|
|
153 |
Colloquial |
(fakat) buna rağmen |
(but) still and all expr.
|
|
154 |
Colloquial |
buna sevindim |
(I'm) (so) glad to hear it/that expr.
|
|
155 |
Colloquial |
buna sevindim |
(I'm) glad to hear it expr.
|
|
156 |
Colloquial |
buna rağmen |
just the same expr.
|
|
157 |
Colloquial |
(buna) hiç şaşırmadım |
(that's/it's) always the way expr.
|
|
158 |
Colloquial |
buna rağmen |
just the same expr.
|
|
159 |
Colloquial |
(buna) hiç şaşırmadım |
(that's/it's) always the way expr.
|
|
160 |
Colloquial |
buna cüret edemezsin |
you wouldn't dare (to do this)! expr.
|
|
161 |
Colloquial |
buna sevindim |
glad to hear it expr.
|
|
162 |
Colloquial |
bir alışkanlık paraya mal olmaya başladığında buna hobi denir |
when a habit begins to cost money expr.
|
|
163 |
Colloquial |
bir alışkanlık paraya mal olmaya başladığında buna hobi denir |
it's called a hobby expr.
|
|
164 |
Colloquial |
buna rağmen |
still and all expr.
|
|
165 |
Colloquial |
buna rağmen |
that having been said expr.
|
|
166 |
Colloquial |
buna karşın |
that having been said expr.
|
|
167 |
Colloquial |
... diye buna denir |
there's/that's...for you expr.
|
|
168 |
Colloquial |
buna kim kanar? |
who does (one) think (one) is fooling? expr.
|
|
169 |
Colloquial |
buna kim kanar? |
who does (one) think (one) is kidding? expr.
|
|
170 |
Colloquial |
eğer buna hazırsanız |
if you're up to it expr.
|
|
171 |
Colloquial |
buna ne buyrulur? |
how about that? exclam.
|
|
172 |
Colloquial |
buna ne dersiniz! |
how/what about that! exclam.
|
|
173 |
Colloquial |
buna ne buyrulur! |
how/what about that! exclam.
|
|
174 |
Colloquial |
buna ne diyorsun! |
how/what about that! exclam.
|
|
175 |
Colloquial |
(o zaman,) buna ne dersiniz! |
how/what about ˈthat (, then)! exclam.
|
|
176 |
Colloquial |
(o zaman,) buna ne buyrulur! |
how/what about ˈthat (, then)! exclam.
|
|
177 |
Colloquial |
(o zaman,) buna ne diyorsun! |
how/what about ˈthat (, then)! exclam.
|
|
178 |
Colloquial |
buna inanamıyorum |
I can't believe it/that/this exclam.
|
|
Idioms |
|
179 |
Idioms |
ingiltere başkanlığı ve buna yapılan atıf |
10 downing street n.
|
|
180 |
Idioms |
suçu ona buna atma |
blame shifting n.
|
|
181 |
Idioms |
ona öyle buna böyle konuşmak |
talk out of both sides of one's mouth v.
|
|
182 |
Idioms |
buna da şükür demek |
give thanks for small blessings v.
|
|
183 |
Idioms |
buna da şükür demek |
be grateful for small blessings v.
|
|
184 |
Idioms |
buna da şükür demek |
thank god for small blessings v.
|
|
185 |
Idioms |
buna da şükür demek |
be thankful for small blessings v.
|
|
186 |
Idioms |
ona öyle buna böyle konuşmak |
speak out of both sides of your mouth v.
|
|
187 |
Idioms |
ona öyle buna böyle konuşmak |
talk out of both sides of your mouth v.
|
|
188 |
Idioms |
buna da şükür demek |
thank god for small mercies v.
|
|
189 |
Idioms |
ona öyle buna böyle konuşmak |
be talking out of both sides of (one's) mouth v.
|
|
190 |
Idioms |
buna da şükür demek |
be thankful for small favors v.
|
|
191 |
Idioms |
buna da şükür demek |
be thankful for small mercies v.
|
|
192 |
Idioms |
buna da şükür demek |
be grateful for small mercies v.
|
|
193 |
Idioms |
buna da şükür demek |
give thanks for small mercies v.
|
|
194 |
Idioms |
ona öyle buna böyle konuşmak |
speak out of both sides of (one's) mouth v.
|
|
195 |
Idioms |
hayatı buna bağlıymış gibi |
as if (one's) life depends on it expr.
|
|
196 |
Idioms |
buna rağmen |
even so expr.
|
|
197 |
Idioms |
buna kuşlar bile güler |
it's enough to make a cat laugh expr.
|
|
198 |
Idioms |
kargalar bile güler buna |
it's enough to make a cat laugh expr.
|
|
199 |
Idioms |
(hadi bakalım) buna ne diyorsun! |
how do you like them apples! expr.
|
|
200 |
Idioms |
o (kadın) buna rağmen vazgeçmedi |
nevertheless, she persisted expr.
|
|
201 |
Idioms |
buna inanabiliyor musun? |
can you tie that? [old-fashioned] expr.
|
|
202 |
Idioms |
buna hayır diyemem |
can't argue with that expr.
|
|
203 |
Idioms |
buna hayır denmez |
can't argue with that expr.
|
|
204 |
Idioms |
buna aklım ermez |
that's (all) greek to me expr.
|
|
205 |
Idioms |
buna tamamen fransızım |
that's (all) greek to me expr.
|
|
206 |
Idioms |
buna da şükür |
half a loaf is better than no loaf expr.
|
|
207 |
Idioms |
peki ya buna ne dersin? |
how 'bout them apples? expr.
|
|
208 |
Idioms |
işte buna çok sinirlenirim |
that burns me expr.
|
|
Speaking |
|
209 |
Speaking |
hemen hemen her şey ve buna benzer şeyler |
and l don't know what n.
|
|
210 |
Speaking |
ailen de muhtemelen buna bayılırdı |
your parents would probably love that n.
|
|
211 |
Speaking |
buna değer mi? |
is it worth it? expr.
|
|
212 |
Speaking |
buna hakkın yok |
you have no right (to do...) expr.
|
|
213 |
Speaking |
buna katılıyor musun? |
do you go along with that? expr.
|
|
214 |
Speaking |
buna sebep olan ne olabilir? |
what could cause that? expr.
|
|
215 |
Speaking |
buna daha fazla devam edemem |
I can't do this anymore expr.
|
|
216 |
Speaking |
buna karışmasan iyi edersin |
better for you to stay out of it expr.
|
|
217 |
Speaking |
buna alışığım |
I'm used to it expr.
|
|
218 |
Speaking |
buna inanmamızı mı bekliyorsun? |
do you expect us to believe this? expr.
|
|
219 |
Speaking |
buna içerim |
I'll drink to that expr.
|
|
220 |
Speaking |
buna itirazım yok |
I'm fine with it expr.
|
|
221 |
Speaking |
ben buna şapka çıkarırım |
I tip my hat to this expr.
|
|
222 |
Speaking |
buna bozulmam |
that wouldn't hurt my feelings expr.
|
|
223 |
Speaking |
buna hakları yok |
they don't have the right expr.
|
|
224 |
Speaking |
buna daha ne kadar devam etmeyi düşünüyorsun? |
how long do you keep it up? expr.
|
|
225 |
Speaking |
ben buna dahil olmayacağım |
I am not going to get involved in this expr.
|
|
226 |
Speaking |
buna nasıl cesaret edersin? |
where do you get off? expr.
|
|
227 |
Speaking |
buna inanamıyorum! |
I don't believe this! expr.
|
|
228 |
Speaking |
buna ne buyrulur |
how about that expr.
|
|
229 |
Speaking |
buna söyleyecek tek şeyim var |
i just got one thing to say to that expr.
|
|
230 |
Speaking |
buna sevindim |
It's good to know that expr.
|
|
231 |
Speaking |
buna eminim |
I don't doubt it expr.
|
|
232 |
Speaking |
buna dahil olmayı gerçekten istemiyorum |
I'm not really into that expr.
|
|
233 |
Speaking |
buna aklım ermez |
it's all greek to me expr.
|
|
234 |
Speaking |
buna hayır diyemem |
I can't argue with that expr.
|
|
235 |
Speaking |
buna satmak istiyor musun? |
do you want to sell this? expr.
|
|
236 |
Speaking |
buna ne buyrulur |
what about that expr.
|
|
237 |
Speaking |
buna bir son vermelisin |
you have to put a stop to it expr.
|
|
238 |
Speaking |
buna ben de inanmak istiyorum |
I'd like to believe that expr.
|
|
239 |
Speaking |
buna inanmamı bekleyemezsin |
you can't expect me to believe that expr.
|
|
240 |
Speaking |
buna bulaşma! |
keep out of this! expr.
|
|
241 |
Speaking |
buna inanmamı mı bekliyorsunuz? |
do you expect me to believe this? expr.
|
|
242 |
Speaking |
buna ihtiyacın yok |
you don't need this stuff expr.
|
|
243 |
Speaking |
buna nasıl cesaret edersin |
how dare you? expr.
|
|
244 |
Speaking |
buna o kadar dikkat etmemiştim |
I hadn't given it much thought expr.
|
|
245 |
Speaking |
buna değeceğini sanmam |
I don't think it will be worth it expr.
|
|
246 |
Speaking |
buna engel olamadım |
I just couldn't stop it expr.
|
|
247 |
Speaking |
buna başlamayalım yine! |
let's not go through all that again expr.
|
|
248 |
Speaking |
buna inanmıyorum |
I don't believe that expr.
|
|
249 |
Speaking |
buna inanmamızı mı bekliyorsunuz? |
do you expect us to believe that? expr.
|
|
250 |
Speaking |
buna ihtiyacın yok mu? |
don't you need this? expr.
|
|
251 |
Speaking |
buna inanmamı mı bekliyorsun? |
do you expect me to believe this? expr.
|
|
252 |
Speaking |
buna sevindim |
I'm glad/pleased/happy to hear that expr.
|
|
253 |
Speaking |
buna bir son vereceğim |
I'll put a stop to that expr.
|
|
254 |
Speaking |
buna ne dersiniz |
what about that expr.
|
|
255 |
Speaking |
buna nasıl cüret edersin? |
where do you get off? expr.
|
|
256 |
Speaking |
buna inanamıyorum |
I don't believe it expr.
|
|
257 |
Speaking |
buna inanabiliyor musun? |
can you believe that? expr.
|
|
258 |
Speaking |
buna içilir! |
I'll drink to that! expr.
|
|
259 |
Speaking |
buna inanmamı mı bekliyorsunuz? |
do you expect me to believe that? expr.
|
|
260 |
Speaking |
bana buna inandığını söyleme |
don't tell me you believe this expr.
|
|
261 |
Speaking |
buna karışma! |
stay out of this! expr.
|
|
262 |
Speaking |
ben buna şapka çıkarırım |
I take my hat off to this expr.
|
|
263 |
Speaking |
buna inanmalısın |
you have to believe that expr.
|
|
264 |
Speaking |
buna şapka çıkarılır |
i take my hat off to this expr.
|
|
265 |
Speaking |
beni buna bulaştırma |
leave me out of it expr.
|
|
266 |
Speaking |
buna değer |
(it's well) worth it expr.
|
|
267 |
Speaking |
buna daha fazla katlanamayacağım |
I can't take no more of this expr.
|
|
268 |
Speaking |
buna inanmamızı mı bekliyorsun? |
do you expect us to believe that? expr.
|
|
269 |
Speaking |
buna nasıl cüret edersin? |
how dare you? expr.
|
|
270 |
Speaking |
buna inanamıyorum |
I can't believe this expr.
|
|
271 |
Speaking |
buna dayanarak bir şey yapılamaz |
that's nothing to go by expr.
|
|
272 |
Speaking |
buna inanmamızı mı bekliyorsunuz? |
do you expect us to believe this? expr.
|
|
273 |
Speaking |
buna inanabiliyor musunuz? |
can you believe that? expr.
|
|
274 |
Speaking |
buna şapka çıkarılır |
i tip my hat to this expr.
|
|
275 |
Speaking |
buna kimse inanmaz/itibar etmez! |
it won't wash! expr.
|
|
276 |
Speaking |
buna izin veremeyiz |
we can't let that happen expr.
|
|
277 |
Speaking |
buna inanıyor musun |
do you believe this expr.
|
|
278 |
Speaking |
buna hazırlıklı olmanı istiyorum |
I want you to be prepared for it expr.
|
|
279 |
Speaking |
buna inanıyor musun? |
do you believe it? expr.
|
|
280 |
Speaking |
buna artık katlanamıyorum |
I can't take this anymore expr.
|
|
281 |
Speaking |
buna hiç aklım ermez |
it is all greek to me expr.
|
|
282 |
Speaking |
buna inanmamı bekleyemezsin |
you don't expect me to believe that expr.
|
|
283 |
Speaking |
buna böyle mi diyorsun? |
is that what you called it? expr.
|
|
284 |
Speaking |
buna bir bakabilir misiniz? |
could you take a look at this? expr.
|
|
285 |
Speaking |
buna karışma! |
keep out of this! expr.
|
|
286 |
Speaking |
buna çok ihtiyacım var |
I need this too much expr.
|
|
287 |
Speaking |
buna çocuk bile inanmaz! |
If you believe that, you'll believe anything! expr.
|
|
288 |
Speaking |
buna alıştım |
I'm used to it expr.
|
|
289 |
Speaking |
buna gerçekten gerek var mı? |
is this really necessary? expr.
|
|
290 |
Speaking |
buna bana neden yapıyorsun |
why are you doing this to me expr.
|
|
291 |
Speaking |
buna inanamıyorum |
I can't believe that! expr.
|
|
292 |
Speaking |
buna diyecek söz bulamıyorum |
I don't know what to say to that expr.
|
|
293 |
Speaking |
buna aklım ermez |
it's a sealed book to me expr.
|
|
294 |
Speaking |
buna söyleyecek tek sözüm var |
i just got one thing to say to that expr.
|
|
295 |
Speaking |
buna inanmıyorum |
I don't buy it expr.
|
|
296 |
Speaking |
buna inanmamı mı bekliyorsun? |
do you expect me to believe that? expr.
|
|
297 |
Speaking |
buna hazır mısın? |
are you ready for this? expr.
|
|
298 |
Speaking |
buna bulaşma! |
stay out of this! expr.
|
|
299 |
Speaking |
buna aklım ermez |
it's beyond me expr.
|
|
300 |
Speaking |
buna artık dayanamıyorum |
I can't take this anymore expr.
|
|
301 |
Speaking |
buna içerim! |
I'll drink to that! expr.
|
|
302 |
Speaking |
buna bir örnek |
it is a case in point expr.
|
|
303 |
Speaking |
buna karışma |
stay out of this expr.
|
|
304 |
Speaking |
buna benden daha çok ihtiyacın var |
you need this more than i do expr.
|
|
305 |
Speaking |
buna değer |
it is worth expr.
|
|
306 |
Speaking |
her şey buna değer |
it's all worth it expr.
|
|
307 |
Speaking |
işte buna içilir |
I'll drink to that expr.
|
|
308 |
Speaking |
işte ben buna araba derim |
that's what I call a car expr.
|
|
309 |
Speaking |
işte buna çok sinirlenirim |
that really burns me up expr.
|
|
310 |
Speaking |
kim inanır buna? |
who believe that? expr.
|
|
311 |
Speaking |
senin geldiğin yerde buna espri mi deniyor? |
is that what they call humor where you come from? expr.
|
|
312 |
Speaking |
seni buna iten neydi/ne itti? |
what possessed you? expr.
|
|
313 |
Speaking |
seni buna bulaştırmak istememiştim |
I didn't mean to get you involved in all this expr.
|
|
314 |
Speaking |
siz buna değersiniz |
you are worth it expr.
|
|
315 |
Speaking |
sen buna burnunu sokma |
keep your nose out of this expr.
|
|
316 |
Speaking |
sen buna kaldıysan |
if you end up with that expr.
|
|
317 |
Speaking |
senin geldiğin yerde buna sanat mı deniyor? |
is that what they call art where you come from? expr.
|
|
318 |
Speaking |
şu an buna ayıracak vaktimiz yok |
we don't have time for this right now expr.
|
|
319 |
Speaking |
sen buna karışma |
keep your nose out of this expr.
|
|
320 |
Speaking |
tam da buna geliyordum |
that's what I'm getting at expr.
|
|
321 |
Speaking |
ve buna benzer şeyler |
and l don't know what expr.
|
|
322 |
Speaking |
vücudun buna hazır değil |
your body isn't ready for this expr.
|
|
323 |
Speaking |
ya peki buna ne dersin? |
how bout them apples? expr.
|
|
324 |
Speaking |
(maddi olarak) buna gücüm yetmez |
I can't afford it expr.
|
|
325 |
Speaking |
ya peki buna ne dersin? |
how do you like them apples? expr.
|
|
326 |
Speaking |
umarım buna saygı duyabilirsin |
I hope you can respect that expr.
|
|
327 |
Speaking |
buna inanırsan, her şeye inanırsın! |
if you believe that, you'll believe anything! expr.
|
|
328 |
Speaking |
buna çok ihtiyacım var |
I need this so much expr.
|
|
329 |
Speaking |
buna ofis mi diyorsun? |
you call this an office? expr.
|
|
330 |
Speaking |
sen buna ofis mi diyorsun? |
you call this an office? expr.
|
|
331 |
Speaking |
siz buna ofis mi diyorsunuz? |
you call this an office? expr.
|
|
332 |
Speaking |
onun, buna inanmasını bekleyemezsin |
you can't expect her to believe this expr.
|
|
333 |
Speaking |
onun, buna inanmasını bekleme |
you don't expect her to believe this expr.
|
|
334 |
Speaking |
bir alışkanlık paraya mal olmaya başladığında, buna hobi denir |
when a habit begins to cost money, it's called a hobby expr.
|
|
Chat Usage |
|
335 |
Chat Usage |
ya da buna benzer şeyler |
owtte (or words to that effect) abrev.
|
|
Trade/Economic |
|
336 |
Trade/Economic |
ana parası devam eden buna karşın faizi kullanılan fon |
endowment fund n.
|
|
337 |
Trade/Economic |
bir firmanın faaliyetlerinin diğer firmalar üzerinde yarattığı ve onların buna karşılık bir ödemede bulunmadıkları olumlu etkiler |
external economies n.
|
|
338 |
Trade/Economic |
ihraç ettiği katılma belgelerini yatırımcının talebi halinde geri alan ve yeniden satan buna bağlı olarak da tedavüldeki pay sayısı sürekli olarak değişen yatırım şirketi |
open end investment company n.
|
|
339 |
Trade/Economic |
malın fiyatını belirlemek için önce ortalama üretim maliyetlerini hesaplayıp sonra buna önceden kararlaştırılan bir pay ekleme yöntemi |
cost-markup pricing n.
|
|
340 |
Trade/Economic |
buna ilişik olan |
enclosed herewith expr.
|
|
Politics |
|
341 |
Politics |
bir olay bittikten sonra da devam eden etkisi ve buna yönelik tepkiler |
backwash n.
|
|
342 |
Politics |
ingiltere başbakanlığı ve buna yapılan atıf |
ten downing street n.
|
|
Industry |
|
343 |
Industry |
sektör çalışanlarının belirli bir standardı uygulamayı kabul edip üretimlerini buna göre şekillendirerek farklı standarda geçmeyi çok maliyetli hale getirmesi |
lock-in n.
|
|
Computer |
|
344 |
Computer |
buna sıfırla |
reset to expr.
|
|
345 |
Computer |
buna eşit değildir |
not equal to expr.
|
|
Telecom |
|
346 |
Telecom |
unix işletim sistemini kullanan bilgisayarlar arasında e-posta ve buna dayalı elektronik tartışma listesi hizmetleri için kullanılan ağ |
usenet n.
|
|
Textile |
|
347 |
Textile |
kadınların süs olarak taktığı çiçek veya buna benzer aksesuar |
corsage n.
|
|
Aeronautic |
|
348 |
Aeronautic |
uçakla özel bir yük taşınması halinde buna refaket eden özel görevli |
supernumerary n.
|
|
Anatomy |
|
349 |
Anatomy |
vücuttaki medyan düzleme veya buna paralel düzleme ait |
sagittal adj.
|
|
350 |
Anatomy |
vücuttaki medyan düzlemle veya buna paralel düzlemle ilişkili |
sagittal adj.
|
|
351 |
Anatomy |
vücuttaki medyan düzleme veya buna paralel düzleme ait |
rhabdoidal adj.
|
|
352 |
Anatomy |
vücuttaki medyan düzlemle veya buna paralel düzlemle ilişkili |
rhabdoidal adj.
|
|
Physiology |
|
353 |
Physiology |
kanın vücuttaki dolaşımı, hareketi ve buna etki eden kuvvetler |
hemadynamics n.
|
|
354 |
Physiology |
kanın vücutta dolaşımı, hareketi ve buna dahil olan kuvvetler |
hemodynamics n.
|
|
Math |
|
355 |
Math |
ilk köşegeni ile buna bitişik iki köşegeni hariç tüm elemanları sıfır olan determinant |
continuant n.
|
|
Statistics |
|
356 |
Statistics |
koordinatlarının her biri, bir frekans dağılımında karşılık gelen frekansa kadar olup buna karşılık gelen tüm frekansların toplamını gösteren bir grafik |
ogive n.
|
|
Botanic |
|
357 |
Botanic |
gövdedeki medyan düzleme veya buna paralel düzleme ait |
rhabdoid adj.
|
|
358 |
Botanic |
gövdedeki medyan düzlemle veya buna paralel düzlemle ilişkili |
rhabdoid adj.
|
|
Religious |
|
359 |
Religious |
tanrının insanın düşüşünü önceden görerek buna izin verdiği doktrinini savunan kimse |
infralapsarian n.
|
|
360 |
Religious |
tanrının insanın düşüşünü önceden görerek buna izin verdiğine ilişkin doktrin |
infralapsarianism n.
|
|
361 |
Religious |
tanrı'nın adem ve havva'nın cennetten kovulacağını önceden görerek buna izin verdiği doktrinini savunan kimse |
sublapsarian n.
|
|
362 |
Religious |
tanrı'nın insanın düşüşünü önceden görerek buna izin verdiğine ve insanların kurtuluşlarını planladığına ilişkin doktrin |
sublapsarianism n.
|
|
363 |
Religious |
tanrının insanın düşüşünü önceden görerek buna izin verdiği doktrinine ait veya ilgili |
infralapsarian adj.
|
|
Abbreviation |
|
364 |
Abbreviation |
buna rağmen |
non obst. prep.
|
|
Latin |
|
365 |
Latin |
buna rağmen |
non obstante prep.
|
|
Archaic |
|
366 |
Archaic |
buna benzer |
sich adj.
|
|
367 |
Archaic |
buna göre |
thereafter adv.
|
|
368 |
Archaic |
buna karşı |
thereagainst adv.
|
|
369 |
Archaic |
buna ek olarak |
elles adv.
|
|
370 |
Archaic |
buna kadar |
hereunto adv.
|
|
Slang |
|
371 |
Slang |
internet akıl hocası (pc kullanan kişinin arkasında dikilip şuna buna tıkla vb diyen) |
backseat surfer n.
|
|
Modern Slang |
|
372 |
Modern Slang |
buna hiç gerek yok |
ain't no need for that exclam.
|
|