Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | ayağı takılmak | trip v. | ||
My son tripped and cut his forehead on the corner of the coffee table. Oğlumun ayağı takıldı ve alnını sehpanın köşesi kesti. More Sentences |
||||
General | ayağı takılmak | stumble on v. | ||
General | ayağı takılmak | stumble v. | ||
General | ayağı takılmak | offend [obsolete] v. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | (bir şeye) ayağı takılmak | tumble on (something) v. |
Phrasals | ayağı (birine/bir şeye) takılmak | stumble on (someone or something) v. |
Phrasals | ayağı (birine/bir şeye) takılmak | stumble upon (someone or something) v. |
Phrasals | (birine/bir şeye) ayağı takılmak | trip on (someone or something) v. |
Phrasals | (birine/bir şeye) ayağı takılmak | trip over (someone or something) v. |