always - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
always her zaman adv.
  • It is always interesting to hear a former Member of this House speaking as a minister.
  • Bu Meclisin eski bir üyesinin bakan olarak konuşmasını duymak her zaman ilginçtir.
  • Let the memory of these terrible events always call to mind our duty to take better care of this world.
  • Bu korkunç olayların anısı her zaman bu dünyaya daha iyi bakma görevimizi aklımıza getirsin.
  • There will always be a warm welcome for you from us in Parliament.
  • Parlamento'da sizi her zaman sıcak bir şekilde karşılayacağız.
Show More (1630)
always hep adv.
  • That has always, to date, been the way we have conducted ourselves.
  • Bugüne kadar hep bu şekilde hareket ettik.
  • Why are we always taken hostage for this little City of London?
  • Neden hep bu küçük Londra şehri için rehin alınıyoruz?
  • I sometimes dream about this, but I always wake up screaming.
  • Bazen rüyamda bunu görüyorum ama hep çığlık atarak uyanıyorum.
Show More (315)
always daima adv.
  • Security issues are always best addressed collectively.
  • Güvenlik sorunları daima en iyi şekilde toplu olarak ele alınır.
  • Helping its disadvantaged regions to catch up has always been one of Turkey's objectives.
  • Geri kalmış bölgelerin kalkınmasını desteklemek, daima Türkiye'nin amaçlarından biri olmuştur.
  • We shall always have to say these two in one breath.
  • Bu ikisini daima bir solukta söylemek zorunda kalacağız.
Show More (43)
always her daim adv.
  • Capitalism and feminism have always been fundamentally at odds with one another.
  • Kapitalizm ve feminizm birbiriyle her daim taban tabana zıt olmuştur.
  • The truth always finds its place.
  • Her daim hak yerini bulacaktır.
  • You are always pissed off.
  • Her daim kafan bozuk zaten.
Show More (0)