'-try - Türkçe İngilizce Sözlük

'-try

"'-try" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
try i. deneme
He will be pilloried and shamed, his chances of a second try constrained.
Ayıplanacak ve utandırılacak, ikinci bir deneme şansı elinden alınacaktır.

More Sentences
try f. denemek
We have tried it in the past.
Bunu geçmişte denedik.

More Sentences
General
try i. kalkışma
Don't you dare try to do that.
Sakın bunu yapmaya kalkışma.

More Sentences
try i. girişim
Tom never tried calling Mary again.
Tom bir daha hiç Mary'yi arama girişiminde bulunmadı.

More Sentences
try hard f. gayret etmek
The girl tried hard to hold back her tears.
Kız gözyaşlarını tutmak için çok gayret etti.

More Sentences
try to find f. aramak
Trying to find happiness only makes you unhappy.
Mutluluğu aramak seni sadece mutsuz eder.

More Sentences
try f. tatmak
I tried a piece of cake and it was delicious.
Bir parça kek tattım ve o lezzetliydi.

More Sentences
try f. yapmaya çalışmak
One thing is certain, however, and that is that, if we ourselves do not try to do something, nothing will happen.
Ancak kesin olan bir şey var ki, o da biz kendimiz bir şeyler yapmaya çalışmazsak hiçbir şey olmayacağıdır.

More Sentences
try f. deney yapmak
Let's try a small experiment.
Küçük bir deney yapalım.

More Sentences
try f. sınamak
Don't try God's patience.
Tanrı'nın sabrını sınama.

More Sentences
try to explain f. açıklamaya çalışmak
I have tried to explain this idea in recital M of my report in particular.
Raporumun özellikle M bölümünde bu fikri açıklamaya çalıştım.

More Sentences
have a try f. denemek
At this point in the debate, there is not perhaps a very great deal new to add, but I shall nonetheless have a try.
Tartışmanın bu noktasında, belki ekleyecek çok fazla yeni bir şey yok, ancak yine de deneyeceğim.

More Sentences
try f. kalkışmak
Tom tried to poison Mary's dog.
Tom, Mary'nin köpeğini zehirlemeye kalkıştı.

More Sentences
try f. gayret etmek
It is vital that all of us, beginning with the Commission, try to work more closely with all our fellow-citizens.
Başta Komisyon olmak üzere hepimizin tüm yurttaşlarımızla daha yakın çalışmaya gayret etmesi hayati önem taşımaktadır.

More Sentences
try hard f. uğraşmak
That tells me that you're trying hard to hide your numbers.
Bu da bana rakamlarınızı gizlemek için çok uğraştığınızı gösteriyor.

More Sentences
try to get f. elde etmeye çalışmak
If you are really trying to get the best result, then there are two things you have to do.
Eğer gerçekten en iyi sonucu elde etmeye çalışıyorsanız, yapmanız gereken iki şey vardır.

More Sentences
try out f. denemek
After I tried out my new loom, I made my bed and repaired the coffee grinder.
Ben yeni dokuma tezgahımı denedikten sonra, yatağımı yaptım ve kahve değirmenini tamir ettim.

More Sentences
try f. teşebbüs etmek
Tom has tried to commit suicide three times.
Tom üç kez intihara teşebbüs etti.

More Sentences
try hard f. çok çalışmak
We all try hard to increase our credit score.
Hepimiz kredi puanımızı yükseltmek için çok çalışıyoruz.

More Sentences
try f. yeltenmek
Tom never tried doing that again.
Tom bunu yapmaya bir daha asla yeltenmedi.

More Sentences
try f. çalışmak
We are, therefore, trying to achieve too much with the European arrest warrant, which is dangerous.
Dolayısıyla Avrupa tutuklama emri ile çok fazla şey başarmaya çalışıyoruz ki bu tehlikeli.

More Sentences
try f. kalkmak
And put these weapons away before someone tries to use one on me.
Ve biri üzerimde kullanmaya kalkmadan önce şu silahları da kaldır.

More Sentences
try f. deneme yapmak
We had three tries and failed each time.
Üç deneme yaptık ve her seferinde kaybettik.

More Sentences
try to remember f. hatırlamaya çalışmak
Because trying to remember too many words at once can be difficult.
Çünkü çok sayıda kelimeyi aynı anda hatırlamaya çalışmak zor olabilir.

More Sentences
try to alter f. değiştirmeye çalışmak
Tom, an escaped convict, tried to alter his appearance through plastic surgery.
Kaçak bir mahkum olan Tom, plastik cerrahi yoluyla görünümünü değiştirmeye çalıştı.

More Sentences
try to change f. değiştirmeye çalışmak
We need to try to change that emphasis.
Bu vurguyu değiştirmeye çalışmalıyız.

More Sentences
try on f. elbise denemek
I'd like to try on this dress.
Bu elbiseyi denemek istiyorum.

More Sentences
try on f. ayakkabı denemek
I'd like to try on these shoes.
Bu ayakkabıları denemek istiyorum.

More Sentences
try on f. denemek
Try on that shirt.
Şu gömleği dene.

More Sentences
try f. uğraşmak
You cannot face both ways at the same time, no matter how hard you try.
Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, aynı anda iki yöne birden bakamazsınız.

More Sentences
have a try f. bir kere denemek
Let me have a try.
Bir kere deneyeyim.

More Sentences
try to reach f. ulaşmaya çalışmak
Another ten emigrants drowned yesterday while trying to reach Italy.
Dün İtalya'ya ulaşmaya çalışan on göçmen daha boğuldu.

More Sentences
try to survive f. hayatta kalmaya çalışmak
We'll try to survive.
Hayatta kalmaya çalışacağız.

More Sentences
try to sleep f. uyumaya çalışmak
Try to sleep.
Uyumaya çalışın.

More Sentences
try to tell f. anlatmaya çalışmak
I'm trying to tell you what happened.
Sana ne olduğunu anlatmaya çalışıyorum.

More Sentences
try to understand f. anlamaya çalışmak
It must try to understand because to refuse to do so will contribute to the likelihood that much worse lies ahead.
Anlamaya çalışmalı çünkü bunu yapmayı reddetmek ileride çok daha kötülerinin yaşanması ihtimaline katkıda bulunacaktır.

More Sentences
try so hard f. çok uğraşmak
Partners sometimes try so hard to protect each other's tender feelings.
Ortaklar bazen birbirlerinin hassas duygularını korumak için çok uğraşırlar.

More Sentences
try to speak f. konuşmaya çalışmak
Try to speak English as often as possible if you want to improve your English.
İngilizce'nizi geliştirmek istiyorsanız mümkün olduğunca sık İngilizce konuşmaya çalışın.

More Sentences
try something f. bir şeyi denemek
Let me try something else.
Başka bir şey deneyeyim.

More Sentences
try to sell f. satmaya çalışmak
I'm sorry to say this, but I tried to sell them on the black market.
Bunu söylediğim için üzgünüm ama ben bunları karaborsada satmaya çalıştım.

More Sentences
try f. çabalamak
I know all the Presidents try desperately to stop it.
Bütün Başkanların bunu durdurmak için umutsuzca çabaladığını biliyorum.

More Sentences
try to find f. bulmaya çalışmak
I have tried to find it in the newspapers.
Gazetelerde bulmaya çalıştım.

More Sentences
try to convince f. ikna etmeye çalışmak
I have tried to convince you of this.
Sizi bu konuda ikna etmeye çalıştım.

More Sentences
try to persuade f. ikna etmeye çalışmak
The Commission will also try to persuade the Council to do likewise.
Komisyon ayrıca Konsey'i de aynı şeyi yapmaya ikna etmeye çalışacaktır.

More Sentences
try it on f. üstünde denemek
Try it on.
Üstünde dene.

More Sentences
try f. denemek
We have tried it in the past.
Bunu geçmişte denedik.

More Sentences
worth a try s. denemeye değer
It might be worth a try.
Bir denemeye değebilir.

More Sentences
Phrasals
try out for f. (spor/müzik vb) seçmelere katılmak
Tom said he was going to try out for his school soccer team.
Tom okulun futbol takımına seçmelere katılacağını söyledi.

More Sentences
Idioms
try your luck f. şansını denemek
Try your luck.
Şansını dene.

More Sentences
Speaking
we can try expr. deneyebiliriz
We can try it.
Deneyebiliriz.

More Sentences
you should try expr. denemelisin
Maybe you should try it.
Belki de denemelisin.

More Sentences
General
try i. uğraşma
try i. çalışma
try i. çaba
try-on i. prova
try-on i. blöf
try-out i. deneme
try and miter square i. marangoz gönyesi
try-out i. sınama
try [obsolete] i. test
try [obsolete] i. deney
try [obsolete] i. tetkik
try hard f. özenmek
try hard f. asılmak
try something on f. prova etmek
try f. eritmek
try to explain away a matter f. ağız yapmak
try hard f. gayret sarf etmek
try on f. giyip denemek
try to become familiar f. alışmaya çalışmak
try harder f. çırpınıp durmak
try f. araştırmak
try to get used to f. alışmaya çalışmak
try f. tecrübe etmek
try hard f. didinmek
try someone's patience f. birinin sabrını tüketmek
try f. yargılamak
try for f. elde etmeye çalışmak
try f. girişmek
try to become familiar with f. alışmaya çalışmak
try on f. üzerinde denemek
try persuade f. bağlama çekmek
try f. yoklamak
try every cunning way f. allem etmek kullem etmek
try f. sabır vb taşırmak
try out f. düzeltmek
try f. yormak
try one's luck f. şansını denemek
try out f. tasfiye etmek
try and pick up birds f. kız tavlamak
try to find f. aramaya çalışmak
try one's hand at f. bir şeyi yapmayı denemek
try one's wings f. öğrendiklerini denemek
try one's fortune f. şansını denemek
try and pick up f. tavlamak
try hard remembering something f. zihnini kurcalamak
try to make (something) clear f. açıklamaya çalışmak
try out f. deneyden geçirmek
try out f. deneme yapmak
try to find an answer f. çare bulmaya çalışmak
try to pull one's attention f. dikkatini çekmeye çalışmak
try to find a solution f. çare bulmaya çalışmak
try to find a remedy f. çare bulmaya çalışmak
try to take one's attention on f. dikkatini çekmeye çalışmak
try to draw one's attention f. dikkatini çekmeye çalışmak
try to reach an agreement f. anlaşmaya çalışmak
try to get along with (someone) f. anlaşmaya çalışmak
try f. deneyimlemek
try to overcome f. atlatmaya çalışmak
try to recover f. atlatmaya çalışmak
try to make ends meet f. geçim derdine düşmek
try to succeed f. başarmaya çalışmak
try to find a solution f. yol aramak
try to find a solution f. çıkar yol aramak
try to destroy the secular order f. laik düzeni yıkmaya çalışmak
try one's patience f. sabrını taşırmak
try one's patience f. sabrının sınırlarını zorlamak
try one's patience f. sabrını denemek
try one's patience f. sabrını zorlamak
try a shoe f. ayakkabı denemek
try f. -e soyunmak
try one's hand at f. -i denemek
try one's hand at f. -e el atmak
try on f. (giysi) prova etmek
try for f. elde etmek
try one's hand f. denemek
try one's hand f. şansını denemek
try to reach each other f. birbirine ulaşmaya çalışmak
try to reach each other f. birbirlerine ulaşmaya çalışmak
try on clothes f. giysi denemek
try on clothes f. kıyafet denemek
try hard to forget f. unutmak için mücadele vermek
try hard to forget f. unutmak için çaba harcamak
try one's best f. elinden geleni yapmak
try something new f. yeni bir şeyler denemek
try to stay calm f. sakin kalmaya çalışmak
try to stay calm f. sükunetini korumaya çalışmak
try f. (bir işe) soyunmak
try to control one’s life f. birinin hayatını kontrol altına almaya çalışmak
try to make some money f. biraz para kazanmaya çalışmak
try to poison someone f. birini zehirlemeye çalışmak
try something for the first time f. bir şeyi ilk kez denemek
try to be funny f. komik olmaya çalışmak
try much f. çok denemek
try to solve a problem f. bir problemi çözmeye çalışmak
try to solve a problem f. bir sorunu çözmeye çalışmak
try something on for size f. (üzerine olup olmadığını görmek için) giysi denemek
try to do something f. bir şeyler yapmaya çalışmak
try to think of ways to f. ...manın yollarını aramak
try f. dava görmek
try to sell f. (hikaye vb) yutturmaya çalışmak
try hard f. çalışıp çabalamak
try to sound f. gibi görünmeye çalışmak
try to get a deal on something f. ucuza kapatmaya çalışmak
have (someone) try (something) f. denetmek
try to find out f. bulmaya/anlamaya çalışmak
try to abduct someone f. birini kaçırmaya çalışmak
try a case f. davayı görmek
try to adapt f. adapte olmaya çalışmak
try it on f. üzerinde denemek
try to commit suicide f. intihara teşebbüs etmek
give it a try f. denemek
try to work a few things out f. birkaç şeyi halletmeye çalışmak
try conclusions f. deney yapmak
try conclusions f. deneme yapmak
try f. (kapı, pencere) kilitli olup olmadığına bakmak için açmayı denemek
try f. tahrik etmek
try f. kur yapmak
try [obsolete] f. rafine etmek
try [obsolete] f. arındırmak
try the cuisine f. mutfağı denemek
free to try s. denemesi bedava
Phrasals
try on f. kalkışmak
try on f. teşebbüs etmek
try out [us] f. (spor takımı, müsabaka için) seçmelere katılmak
try back f. tekrar denemek
try someone back again f. telefonda yeniden geri aramak
try something on with someone f. yeni bir şey ile ilgili birinin görüşlerine başvurmak
try (something) out on (one) f. (bir şeyi birinin) üstünde denemek
try (something) out on (one) f. (bir şeyi birinin) üstünde test etmek
try (something) out on (one) f. (birinin) bir şey hakkındaki görüşünü/geribildirimini almak
try something out on someone f. bir şeyi birinin üstünde denemek
try something out on someone f. bir şeyi birinin üstünde test etmek
try something out on someone f. birinin bir şey hakkındaki görüşünü/geribildirimini almak
try something out on someone f. birinin bir şey karşısındaki tepkisini görmek/ölçmek
try on [uk] f. (birine bir şeyi) dayatmaya çalışmak
try on [uk] f. birini zekasıyla alt etmek için (bir şeyi) kullanmak
try for (something) f. (bir şeyi) elde etmeye çalışmak
try for (something) f. (bir şeyi) kazanmayı denemek
try for (something) f. (bir şey) için mahkemeye vermek
try for (something) f. (bir şeyi) birinden istemeyi denemek
try for (something) f. (bir şey) için birine gidip sormayı denemek
try on with f. ile ilgili birinin görüşlerine başvurmak
try out on f. üstünde denemek
try out on f. üstünde test etmek
try out on f. hakkındaki görüşünü/geribildirimini almak
try out on f. karşısındaki tepkisini görmek/ölçmek
try someone back f. telefonda yeniden geri aramak
Phrases
the person you have called can not be reached at the moment please try again later expr. aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor lütfen daha sonra tekrar deneyiniz
if you never try, you will never know expr. denemeden bilemezsin
try as he may expr. çok uğraşmasına rağmen
on the first try expr. ilk denemede
on the first try expr. ilk denemede
on the first try expr. ilk seferde
on the second try expr. ikinci denemede
on the second try expr. ikinci seferde
Proverb
you never know till you try expr. denemeden karar verme
you never know till you try expr. denemeden bilemezsin
you'll never know till you try expr. denemeden karar verme
you'll never know till you try expr. denemeden bilemezsin
If at first you don't succeed try try and try again (ilkinde başaramazsan) denemekten vazgeçme
If at first you don't succeed try try and try again pes etme
you never know till you try denemedikçe bilemezsin
you never know what you can do till you try denemeden bilemezsin
you never know what you can do till you try denemedikçe bilemezsin
you never know till you try denemeden bilemezsin
if at first you don't succeed, try, try again pes etme
if at first you don't succeed, try, try again (ilkinde başaramazsan) denemekten vazgeçme
if at first you don't succeed, try, try again (ilkinde başaramazsan) tekrar, tekrar/bir daha, bir daha dene
if at first you don't succeed, try, try again tekrar tekrar denemeye devam et
Colloquial
a try at (something) i. (bir şeyi) yapma denemesi/girişimi
a try at (someone) i. (birini) yenme/alt etme girişimi
a try at (someone) i. (birini) yenme/alt etme denemesi
try at someone i. (biriyle) iletişim kurma denemesi/girişimi
try at someone i. (birini) ikna etme denemesi/girişimi
try at someone i. (birinin) ağzından laf/bilgi alma denemesi
try at someone i. (birini) eğitme girişimi/denemesi
try at something i. bir şeyi yapma denemesi/girişimi
try at i. -i deneme
try at i. iletişim kurma denemesi/girişimi
try at i. ikna etme denemesi/girişimi
try at i. ağzından laf/bilgi alma denemesi
try at i. eğitme girişimi/denemesi
try at i. yapma denemesi/girişimi
try at i. yenme/alt etme girişimi
try at i. yenme/alt etme denemesi
try to work a few things out f. birkaç şeyi çözmeye çalışmak
try very hard to have a baby f. bebek sahibi olmak için çok çabalamak
try to hurt oneself f. kendine zarar vermeye çalışmak
try as (one) may f. çok uğraşmasına rağmen
try as (one) may f. ne kadar uğraşırsa uğraşsın
try as (one) may f. ne kadar uğraşsa da
try as (one) may f. ne kadar denerse denesin/çabalarsa çabalasın
try as (one) may f. ne kadar yapmaya çalışırsa çalışsın
try as (one) may f. ne kadar zorlarsa zorlasın
just try to relax expr. biraz rahatlamaya çalış
try not to get caught next time expr. bir dahaki sefere enselenmemeye çalış
try harder expr. daha fazla uğraş
try and see expr. dene ve gör
whenever I try expr. her deneyişimde
every time I try expr. her deneyişimde
try and get some sleep expr. gidip biraz uyumaya çalış
try as he might expr. ne kadar çabalarsa çabalasın
try as he might expr. ne kadar uğraşırsa uğraşsın
then let's give it a try expr. o zaman bir deneyelim
try as she might expr. ne kadar çabalarsa çabalasın
try as she might expr. ne kadar uğraşırsa uğraşsın
just try it expr. sadece dene
try and act surprised expr. şaşırmış gibi davran
just try to relax expr. sadece rahatlamaya çalış
nice try though expr. yine de iyi denemeydi
I'll try (one) later expr. sonra görüşürüz/konuşuruz
I'll try (one) later expr. sonra tekrar uğrarım
I'll try (one) later expr. başka zaman görüşürüz/konuşuruz
do not try this at home [cliché] expr. bunu evde denemeyin
do not try this at home [cliché] expr. bunu evde denemeyiniz
do not try this at home [cliché] expr. bunu kendiniz denemeyiniz
don't knock it till you try it expr. denemeden yargılama/karar verme
don't knock it till you try it expr. bilmeden yargılama/karar verme
don't knock it till you try it expr. denemeden hüküm verme
don't knock it till you try it expr. denemeden önyargılı davranma
don't knock it till you try it expr. önce dene, sonra karar ver/yargıla/eleştir
don't knock it till you try it expr. bilmediğin/denemediğin şey hakkında hüküm verme
don't knock it till you've try it expr. denemeden yargılama/karar verme
don't knock it till you've try it expr. bilmeden yargılama/karar verme
don't knock it till you've try it expr. denemeden hüküm verme
don't knock it till you've try it expr. denemeden önyargılı davranma
don't knock it till you've try it expr. önce dene, sonra karar ver/yargıla/eleştir
don't knock it till you've try it expr. bilmediğin/denemediğin şey hakkında hüküm verme
we'll try again another time expr. başka zamana öyleyse
we'll try again another time expr. başka zaman yaparız
we'll try again another time expr. bir dahaki sefere öyleyse
we'll try again some other time expr. başka zamana öyleyse
we'll try again some other time expr. başka zaman yaparız
we'll try again some other time expr. bir dahaki sefere öyleyse
you'll never know until you try expr. denemeden karar verme
you'll never know until you try expr. denemeden bilemezsin
you never know until you try expr. denemeden karar verme
you never know until you try expr. denemeden bilemezsin
don’t try to gull me exclam. beni kandırmaya çalışma
Idioms
old college try i. cesur/yürekli/ cüretkar/gözüpek bir deneme
the (old) college try i. girişimde bulunma
the (old) college try i. deneme
try a fall f. güreş maçına çıkmak
try for a baby f. hamile kalmaya çalışmak
try every trick in the book f. her yola başvurmak
give (something) the (old) college try f. asılmak
give (something) the (old) college try f. kendini vermek
give (something) the (old) college try f. elinden geleni yapmak
give (something) the (old) college try f. çok çaba harcamak
give (something) the (old) college try f. canın dişine takarak çalışmak
give (something) the (old) college try f. başarmak için büyük gayret göstermek
give (something) the (old) college try f. sonuç hüsran olsa bile çaba göstermek
give something the old college try [old-fashioned] [us] f. asılmak
give something the old college try [old-fashioned] [us] f. kendini vermek
give something the old college try [old-fashioned] [us] f. elinden geleni yapmak
give something the old college try [old-fashioned] [us] f. çok çaba harcamak
give something the old college try [old-fashioned] [us] f. canın dişine takarak çalışmak
give something the old college try [old-fashioned] [us] f. başarmak için büyük gayret göstermek
give something the old college try [old-fashioned] [us] f. sonuç hüsran olsa bile çaba göstermek
give it the old college try f. asılmak
give it the old college try f. kendini vermek
give it the old college try f. elinden geleni yapmak
give it the old college try f. çok çaba harcamak
give it the old college try f. canın dişine takarak çalışmak
give it the old college try f. başarmak için büyük gayret göstermek
give it the old college try f. sonuç hüsran olsa bile çaba göstermek
try conclusions with (someone) f. (biriyle) hesaplaşmak
try conclusions with (someone) f. meseleleri halletmek
try conclusions with (someone) f. (birisi) ile savaşa girmek
try conclusions with (someone) f. kozlarını paylaşmak
try someone's patience f. birinin sabrını sınamak/denemek
give something a try f. bir denemek
give something a try f. bir şeyi denemek
try somebody's patience f. birinin sabrını zorlamak
try the patience of somebody f. birinin sabrını zorlamak
take a try at something f. bir denemek
try somebody's patience f. birinin sabrının sınırılarını zorlamak
try the patience of somebody f. birinin sabrını sınamak
try the patience of somebody f. birinin sabrının sınırılarını zorlamak
try somebody's patience f. birinin sabrını sınamak
take a try at something f. bir şeyi denemek
try one's hardest f. elinden geleni yapmak
try one's hand at something f. elini alıştırmak
try a different tack f. farklı bir hareket tarzını benimsemek
try a different tack f. farklı bir yöntem uygulamak
try to fit a square peg into a round hole f. olmayacak bir işi yapmaya çalışmak
try one's wings out f. öğrendiklerini denemek
try to find a black cat in a coal mine f. samanlıkta iğne aramak
try one's hardest f. tüm yolları denemek
try something on for size f. (olup olmadığını görmek için) giysiyi üzerinde denemek
try a different tack f. yön/istikamet değiştirmek
try on f. üzerinde denemek
try something for size f. (olup olmadığını görmek için) giysiyi üzerinde denemek
try a fall with (someone) f. (biriyle) tartışmak
try a fall with (someone) f. (biriyle) atışmak
try a fall with (someone) f. (biriyle) horoz dövüşüne girmek
try a fall with (someone) f. (biriyle) dalaşmak
try a fall with (someone) f. (biriyle) rekabet etmek
try a fall with (someone) f. (biriyle) kapışmak
try a fall with (someone) f. (biriyle) müsabakaya girmek
try a fall with (someone) f. (biriyle) aşık atmak
try a fall with (someone) f. (biriyle) mücadele etmek
try a fall with (someone) f. (biriyle) çekişmek
try a fall with (someone) f. (biriyle) karşı karşıya gelmek
(take/have a) try at someone f. (birini) konuşturmaya çalışmak
(take/have a) try at someone f. (birine bir şey) yapmayı öğretmeye çalışmak
(take/have a) try at someone f. (birine bir şey) yaptırmayı bir denemek
(take/have a) try at someone f. (birine bir şey) yaptırmada şansını denemek
(take/have a) try at something f. (bir şey) yapmayı denemek
(take/have a) try at something f. (bir şey) yapmayı bir denemek
(take/have a) try at something f. (bir şeyde) şansını denemek
try (one's) level best f. elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak
try (one's) level best f. yapabileceğinin en iyisini yapmaya çalışmak
try (one's) level best f. elinden gelen her şeyi yapmaya çalışmak
do/try your level best (to do something) f. elinden gelenin en iyisini yapmak/yapmaya çalışmak
do/try your level best (to do something) f. yapabileceğinin en iyisini yapmak/yapmaya çalışmak
do/try your level best (to do something) f. elinden gelen her şeyi yapmak/yapmaya çalışmak
try (one's) utmost f. elinden gelen her şeyi yapmaya çalışmak
try (one's) utmost f. mümkün olan her şeyi yapmaya çalışmak
try (one's) utmost f. olanca gayretiyle çabalamak
try (one's) utmost f. tüm imkanları zorlamak
try (one's) utmost f. azami çaba göstermek
do/try your utmost (to do something) f. elinden gelen her şeyi yapmak/yapmaya çalışmak
do/try your utmost (to do something) f. mümkün olan her şeyi yapmak/yapmaya çalışmak
do/try your utmost (to do something) f. olanca gayretiyle çabalamak
do/try your utmost (to do something) f. tüm imkanları zorlamak
do/try your utmost (to do something) f. azami çaba göstermek
try every trick in the book f. her yolu denemek
try every trick in the book f. her şeyi denemek
try every trick in the book f. her türlü dalavereyi/üçkağıdı denemek
try every trick in the book f. her türlü kurnazlığa başvurmak
try every trick in the book f. bildiği tüm yolları denemek
try every trick in the book f. her yöntemi denemek
try your damnedest f. elinden geleni yapmaya çalışmak
try your damnedest f. dişini tırnağına takmak
try your damnedest f. çok çabalamak
try your damnedest f. tüm yolları denemek
do/try your level best f. elinden gelenin en iyisini yapmak/yapmaya çalışmak
do/try your level best f. yapabileceğinin en iyisini yapmak/yapmaya çalışmak
do/try your level best f. elinden gelen her şeyi yapmak/yapmaya çalışmak
do/try your level best f. azami çaba göstermek
do/try your utmost f. elinden gelenin en iyisini yapmak/yapmaya çalışmak
do/try your utmost f. yapabileceğinin en iyisini yapmak/yapmaya çalışmak
do/try your utmost f. elinden gelen her şeyi yapmak/yapmaya çalışmak
do/try your utmost f. azami çaba göstermek
give a try f. denemek
give a try f. bir denemek
give something the old college try [old-fashioned] [us] f. bir şeye asılmak
give something the old college try [old-fashioned] [us] f. bir şeye kendini vermek
give something the old college try [old-fashioned] [us] f. bir şey için elinden geleni yapmak
give something the old college try [old-fashioned] [us] f. bir şeye çok çaba harcamak
give something the old college try [old-fashioned] [us] f. bir şeye canın dişine takarak çalışmak
give something the old college try [old-fashioned] [us] f. bir şeyi başarmak için büyük gayret göstermek
try it on [uk] f. (birinin) sabrını zorlamak
try it on [uk] f. (birini) çileden çıkarmaya çalışmak
try it on [uk] f. (biriyle) cinsel ilişki kurmaya çalışmak
try (one's) damnedest f. elinden geleni yapmak
try (one's) damnedest f. dişini tırnağına takmak
try (one's) damnedest f. tüm yolları denemek
try (one's) damnedest f. yapabileceği her şeyi yapmak
try (one's) damndest f. elinden geleni yapmak
try (one's) damndest f. dişini tırnağına takmak
try (one's) damndest f. tüm yolları denemek
try (one's) damndest f. yapabileceği her şeyi yapmak
try a fall with f. ile uğraşmak
try a fall with f. ile mücadele etmek
try a fall with f. ile başa çıkmak
try a fall with f. ile aşık atmak
try a fall with f. ile rekabet etmek
try a fall with f. ile çekişmek
try a fall with f. ile kapışmak
try conclusions with f. ile hesaplaşmak
try conclusions with f. ile kozlarını paylaşmak
try conclusions with f. ile savaşa girmek
try fortune f. şansını denemek
try hand f. yapmayı denemek
try hand f. el atmak
try hand f. denemek
try hand f. şansını denemek
try luck f. şansını denemek
try patience f. sabrını tüketmek
try patience f. sabrını denemek
try patience f. sabrını taşırmak
try patience f. sabrını zorlamak
try patience f. sabrının sınırlarını zorlamak
try patience f. sabrını sınamak
try wings f. öğrendiklerini denemek
try your hand f. şansını denemek
try your hand f. yapmayı denemek
try your hand f. el atmak
try your hand f. denemek
try your hand at something f. bir şeyde şansını denemek
try your hand at something f. bir şeyi yapmayı denemek
try your hand at something f. bir şeye el atmak
try your hand at something f. bir şeyi denemek
try your wings f. öğrendiklerini denemek
try your wings f. yeni şeyler denemek
try as one might zf. ne kadar zorlarsa zorlasın
try as one might zf. ne kadar uğraşsa da
these things are sent to try us expr. dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar
these things are sent to try us expr. allah/tanrı dağına göre kar verir
two cunning men will not try to make a dupe of each other expr. iki cambaz aynı ipte oynamaz
enough to try the patience of a saint expr. insanı çileden çıkarır
try as I may expr. ne kadar denersem/çabalarsam deneyeyim/çabalayayım
try as I might expr. ne kadar denersem/çabalarsam deneyeyim/çabalayayım
try as I might expr. ne kadar yapmaya çalışırsam çalışayım
try as I may expr. ne kadar yapmaya çalışırsam çalışayım
nice try but no cigar expr. neredeyse olacaktı
nice try but no cigar expr. çok yaklaşmıştın
nice try but no cigar expr. iyi deneme ama olmadı
nice try but no cigar expr. olmadı, belki bir dahaki sefere
nice try but no cigar expr. yaklaştın ama yapamadın
try it on with (one) [uk] (biriyle) yatmaya çalışmak
try it on with (one) [uk] (biriyle) cinsel ilişkiye girmeye çalışmak
try it on with (one) [uk] (birine) asılmak
Speaking
what I try to tell expr. anlatmak istediğim
what I try to explain expr. anlatmak istediğim
try before you buy expr. almadan önce deneyin
try to understand expr. anlamaya çalış
try to make do with this expr. bununla idare ediver işte
try to get some sleep expr. biraz uyumaya çalış
you should try again expr. bir daha denemelisin
I think you should try it expr. bence bunu bir denemelisin
can I try it on? expr. bunu üzerimde deneyebilir miyim?
can ı try it on? expr. bunu üzerimde deneyebilir miyim?
try to see it my way expr. bir de benim açımdan bakmayı dene
I thought I would give it a try expr. bir şansımı deneyeyim dedim
try to keep your mind off it expr. bunu düşünmemeye çalış
try to see it my way expr. bir de benim gözümden bakmayı dene
I think you should give it a try expr. bence bunu bir denemelisin
you're welcome to try expr. bir deneyin isterseniz
I have to try harder to do better than that expr. bundan daha iyisini yapmak için daha fazla uğraşmalıyım
you're welcome to try expr. buyrun deneyin
the next time you make a promise try to keep it expr. bir daha söz verdiğinde tutmaya çalış
try to get some sleep expr. biraz uyumaya çalışın
try me expr. bana bir şans/fırsat ver
try to make do with this for now expr. bununla idare ediver şimdilik
you are welcome to try expr. bir deneyin isterseniz
try me expr. bana söyleyebilirsin/anlatabilirsin
I need to try something expr. bir şey denemem gerekiyor
don't try to figure out who i am expr. benim kim olduğumu bulmaya çalışma
you are welcome to try expr. denemesi bedava
we can try expr. denenebilir
I didn't try expr. denemedim
would you like to try? expr. denemek ister misin?
you are free to try expr. denemesi bedava
you try too hard expr. çok zorluyorsun
we may try expr. deneyebiliriz
you'd give it a try expr. deneyecektin