Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
aynı olmak
"aynı olmak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
aynı olmak
be the same
f.
Idioms
2
Deyim
aynı olmak
correspond with
f.
3
Deyim
aynı olmak
correspond to
f.
"aynı olmak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 274 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
aynı fikirde olmak
agree
f.
General
2
Genel
aynı fikirde olmak
subscribe to
f.
3
Genel
ile aynı fikirde olmak
hold with
f.
4
Genel
aynı şeye sahip olmak
own something in common
f.
5
Genel
aynı düşüncede olmak
go along with somebody
f.
6
Genel
ile aynı olmak
be tantamount to
f.
7
Genel
aynı düzeyde olmak
equal
f.
8
Genel
tamamen aynı görüşte olmak
be solidly for
f.
9
Genel
ile aynı fikirde olmak
be one with
f.
10
Genel
aynı görüşlerde olmak
be eye to eye
f.
11
Genel
aynı fikirde olmak
see eye to eye
f.
12
Genel
aynı fikirde olmak
see eye to eye with
f.
13
Genel
aynı ayarda olmak (birisiyle)
be in step with somebody
f.
14
Genel
aynı fikirde olmak
agree with
f.
15
Genel
aynı hizada olmak
be in alignment
f.
16
Genel
aynı anda olmak
synchronize
f.
17
Genel
tamamen aynı fikirde olmak
see eye to eye
f.
18
Genel
aynı frekansta olmak
be on the same wavelength
f.
19
Genel
aynı fikirde olmak
concur
f.
20
Genel
aynı fikirde olmak
agree
f.
21
Genel
aynı düşüncelere sahip olmak
be on the same wavelength
f.
22
Genel
aynı işleve sahip olmak
serve the same purpose
f.
23
Genel
aynı işleve sahip olmak
have the same function
f.
24
Genel
aynı ayarda olmak
be in step with something
f.
25
Genel
aynı fikirde olmak
weigh in with
f.
26
Genel
aynı kafada olmak
be of the same opinion
f.
27
Genel
biriyle aynı fikirde olmak
hold opinion with
f.
28
Genel
aynı fikirde olmamaya razı olmak
agree to disagree
f.
29
Genel
aynı zamanda olmak
concur
f.
30
Genel
aynı düşüncede olmak
go along with
f.
31
Genel
aynı fikirde olmak
go along
f.
32
Genel
aynı düşüncede olmak
go along
f.
33
Genel
aynı görüşte olmak
go along with
f.
34
Genel
aynı düşüncede olmak
hold with
f.
35
Genel
aynı anda olmak
concur
f.
36
Genel
aynı anlamda olmak
have the same meaning
f.
37
Genel
aynı anlamda olmak
have same meaning
f.
38
Genel
aynı görüşlere sahip olmak
hold similar views
f.
39
Genel
aynı anda iki eşe birden sahip olmak
have two spouses at the same time
f.
40
Genel
aynı anda var olmak
coexist
f.
41
Genel
aynı kulvarda olmak
be on a par with someone
f.
42
Genel
beklenenle aynı oranda olmak
be in the right ballpark
f.
43
Genel
aynı türden olmak
be from the same species
f.
44
Genel
aynı uçakta/uçuşta olmak
be on the same flight
f.
45
Genel
aynı kafadan olmak
be of the same mind
f.
46
Genel
aynı kafadan olmak
share the same opinion/view
f.
47
Genel
aynı kafadan olmak
be on the same wavelength
f.
48
Genel
aynı fikirde olmak
be all of one mind about
f.
49
Genel
aynı kafadan olmak
think the same
f.
50
Genel
neredeyse/yaklaşık (bir şeyle) aynı/benzer olmak
come close
f.
51
Genel
sıralamada aynı değerde olmak
rank pari passu
f.
52
Genel
aynı düzeyde olmak
rank pari passu
f.
53
Genel
aynı anda olmak
synchronise
f.
54
Genel
aynı ilgi alanlarına sahip olmak
have the same interests
f.
55
Genel
yeniden aynı fikirde olmak
reagree
f.
56
Genel
aynı görüşten olmak
share the same opinion
f.
57
Genel
aynı görüşten olmak
share the same view
f.
58
Genel
aynı görüşten olmak
share the same opinion/view
f.
59
Genel
aynı hizada olmak
track
f.
60
Genel
aynı fikirde olmak
underwrite
f.
61
Genel
aynı fikirde olmak
jibe
f.
62
Genel
aynı fikirde olmak
meet
f.
63
Genel
aynı fikirde olmak
fall in
f.
64
Genel
aynı fikirde olmak
comprobate
f.
65
Genel
aynı fikirde olmak
gee [dialect]
f.
66
Genel
aynı renk olmak
shadow [obsolete]
f.
67
Genel
aynı fikirde olmak
sit
f.
68
Genel
aynı görüşte olmak
syncretise
f.
69
Genel
aynı görüşte olmak
syncretize
f.
Phrasals
70
Öbek Fiiller
aynı tarafta olmak
stand for
f.
71
Öbek Fiiller
aynı fikirde olmak
run in with
f.
72
Öbek Fiiller
karşı taraftan biriyle aynı fikirde olmak
pair off
f.
73
Öbek Fiiller
aynı tarafta olmak
strike in with
f.
74
Öbek Fiiller
neredeyse aynı olmak
border on (something)
f.
75
Öbek Fiiller
neredeyse aynı olmak
border upon (something)
f.
76
Öbek Fiiller
neredeyse aynı olmak
border on something
f.
77
Öbek Fiiller
neredeyse aynı olmak
border upon something
f.
78
Öbek Fiiller
aynı bakış açısına sahip olmak
be at one with
f.
79
Öbek Fiiller
aynı düzeyde olmak
measure up to
f.
80
Öbek Fiiller
aynı fikirde olmak
be at one with
f.
81
Öbek Fiiller
aynı görüşte olmak
agree with
f.
82
Öbek Fiiller
aynı yolda olmak
fall in with something
f.
83
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) aynı fikirde/hemfikir olmak
fall in with (someone or something)
f.
84
Öbek Fiiller
bir şeyde biriyle aynı seviyede olmak
match someone or something in something
f.
85
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) aynı fikirde olmak
swing with (someone or something)
f.
86
Öbek Fiiller
tadı bir şeyle aynı olmak
taste of something
f.
87
Öbek Fiiller
bir şeyle aynı tatta olmak
taste of something
f.
88
Öbek Fiiller
biriyle aynı fikirde olmak
agree with someone
f.
89
Öbek Fiiller
biriyle aynı görüşte olmak
agree with someone
f.
90
Öbek Fiiller
biriyle/bir şeyle aynı fikirde olmak
align oneself with someone or something
f.
91
Öbek Fiiller
biriyle aynı fikirde olmak
agree with someone
f.
92
Öbek Fiiller
biriyle aynı görüşte olmak
agree with someone
f.
93
Öbek Fiiller
biriyle/bir şeyle aynı fikirde olmak
align oneself with someone or something
f.
94
Öbek Fiiller
aynı düzeyde olmak
measure up (to)
f.
95
Öbek Fiiller
ile aynı olmak
check with
f.
96
Öbek Fiiller
(bir şeyle) aynı olmak
check with (something)
f.
97
Öbek Fiiller
(bir şeyle) aynı olmak
coincide with (something)
f.
98
Öbek Fiiller
(biriyle) biri/bir şey hakkında aynı fikirde olmak
concur on someone or something (with someone)
f.
99
Öbek Fiiller
(biriyle) biri/bir şey hakkında aynı fikirde olmak
concur (on someone or something) with someone
f.
100
Öbek Fiiller
hakkında aynı fikirde olmak
concur on
f.
101
Öbek Fiiller
(bir şeyle) aynı olmak
correspond to (something)
f.
102
Öbek Fiiller
(bir şeyle) aynı olmak
correspond with (something)
f.
103
Öbek Fiiller
aynı zamanda bir şey daha olmak
double as
f.
104
Öbek Fiiller
aynı zamanda bir şey de olmak
double as
f.
105
Öbek Fiiller
bir şeyde biriyle/bir şeyle aynı seviyede olmak
equal someone or something in something
f.
106
Öbek Fiiller
bir şeyde biriyle/bir şeyle aynı olmak
equal someone or something in something
f.
107
Öbek Fiiller
aynı fikirde olmak
go into [obsolete]
f.
108
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) aynı fikirde/görüşte olmak
get down with (someone or something)
f.
109
Öbek Fiiller
'-de aynı seviyede olmak
match in
f.
110
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) aynı seviyede/düzeyde olmak
measure up (to someone or something)
f.
111
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) aynı düzeyde olmak
rank with (someone or something)
f.
112
Öbek Fiiller
aynı fikirde olmak
come to [dialect]
f.
Phrases
113
İfadeler
aynı (biri) gibi olmak
is (someone) all over
expr.
Colloquial
114
Konuşma Dili
biriyle aynı görüşte/fikirde olmak
be with (one)
f.
115
Konuşma Dili
biriyle aynı görüşte/fikirde olmak
be with somebody
f.
116
Konuşma Dili
(biriyle) aynı fikirde olmak
be down
f.
117
Konuşma Dili
(biriyle) aynı fikirde olmak
be down with
f.
118
Konuşma Dili
(biri) için hepsi bir/aynı olmak
be all the same to (one)
f.
119
Konuşma Dili
biri için hepsi bir/aynı olmak
be all the same to somebody
f.
120
Konuşma Dili
(biri için/birine) hepsi aynı olmak
be just the same (to someone)
f.
121
Konuşma Dili
neredeyse aynı olmak
be much of a muchness
f.
122
Konuşma Dili
nerdeyse birbirinin aynı olmak
be much of a muchness
f.
123
Konuşma Dili
hemen hemen aynı olmak
be much of a muchness
f.
124
Konuşma Dili
tamamen aynı fikirde olmak/hemfikir olmak
couldn't agree more
f.
125
Konuşma Dili
tamamen aynı görüşte olmak
couldn't agree more
f.
126
Konuşma Dili
aynı yoldan/yollardan geçmiş olmak
have been there
f.
127
Konuşma Dili
aynı şeyi deneyimlemiş/yaşamış olmak
have been there
f.
128
Konuşma Dili
aynı şeyi daha önce yaşamış olmak
have been there
f.
129
Konuşma Dili
aynı yoldan/yollardan geçmiş olmak
have been there before
f.
130
Konuşma Dili
aynı şeyi deneyimlemiş/yaşamış olmak
have been there before
f.
131
Konuşma Dili
aynı şeyi daha önce yaşamış olmak
have been there before
f.
132
Konuşma Dili
aynı yoldan/yollardan geçmiş olmak
have been here before
f.
133
Konuşma Dili
aynı şeyi deneyimlemiş/yaşamış olmak
have been here before
f.
134
Konuşma Dili
aynı şeyi daha önce yaşamış olmak
have been here before
f.
135
Konuşma Dili
(biriyle/bir şeyle) tamamen aynı fikirde (olmak)
(be) at one (with somebody/something)
expr.
Idioms
136
Deyim
aynı fikirde olmak
sing off the same songbook
f.
137
Deyim
biriyle aynı görüşte olmak
sing placebo
f.
138
Deyim
aynı fikirde olmak
read from the same hymn book
f.
139
Deyim
aynı kafada olmak
read from the same hymn book
f.
140
Deyim
aynı frekansta olmak
read from the same hymn book
f.
141
Deyim
aynı fikirde olmak
sing from the same songbook
f.
142
Deyim
aynı kafada olmak
sing from the same songbook
f.
143
Deyim
aynı frekansta olmak
sing from the same songbook
f.
144
Deyim
aynı fikirde olmak
sing off the same hymnbook
f.
145
Deyim
aynı kafada olmak
sing off the same hymnbook
f.
146
Deyim
aynı frekansta olmak
sing off the same hymnbook
f.
147
Deyim
aynı (birisi) olmak
be the (very) image of (someone)
f.
148
Deyim
aynı gemide olmak (aynı şartlarda olmak)
be in the same boat
f.
149
Deyim
aynı anda bir sürü planı olmak
have many irons in the fire
f.
150
Deyim
aynı barın müdavimi olmak
prop up the bar
f.
151
Deyim
aynı düşüncede olmak
be of the same mind
f.
152
Deyim
aynı düşüncede olmak
fall into line with
f.
153
Deyim
aynı fikirde olmak
read from the same page
f.
154
Deyim
aynı fikirde olmak
be of a single mind about something
f.
155
Deyim
aynı fikirde olmak
speak with one voice
f.
156
Deyim
aynı fikirde olmak
hold by
f.
157
Deyim
aynı fikirde olmak
get on board
f.
158
Deyim
aynı fikirde olmak
sing from the same hymnbook
f.
159
Deyim
aynı fikirde olmak
be of one mind about something
f.
160
Deyim
aynı fikirde olmak
speak with a single voice
f.
161
Deyim
aynı hamurdan yoğrulmuş olmak
be cast in the same mould
f.
162
Deyim
aynı hamurdan yoğrulmuş olmak
be cut from the same cloth
f.
163
Deyim
aynı hamurdan yoğrulmuş olmak
be made from the same mold
f.
164
Deyim
aynı hamurdan yoğrulmuş olmak
be cast in the same mold
f.
165
Deyim
aynı hamurla yoğrulmuş olmak
be cast in the same mold
f.
166
Deyim
aynı hamurla yoğrulmuş olmak
be cast in the same mould
f.
167
Deyim
aynı isteklere veya ihtiyaçlara sahip olmak
be bitten by the same bug
f.
168
Deyim
aynı kafada olmak
be on the same wavelength
f.
169
Deyim
aynı kafada olmak
be of one mind
f.
170
Deyim
aynı kafada olmak
be of the same mind
f.
171
Deyim
aynı kafada olmak
be of like mind
f.
172
Deyim
aynı kanaatte olmak
see eye to eye
f.
173
Deyim
aynı kulvarda olmak
be in the same league
f.
174
Deyim
aynı özellikte olmak
be in the same ballpark
f.
175
Deyim
aynı şartlarda olmak
be in the same boat
f.
176
Deyim
aynı şartlarla karşı karşıya olmak
be in the same boat
f.
177
Deyim
aynı şey olmak
add up to the same thing
f.
178
Deyim
aynı şey olmak
amount to the same thing
f.
179
Deyim
aynı şey olmak
come to the same thing
f.
180
Deyim
aynı yolun yolcusu olmak
be tarred with the same brush
f.
181
Deyim
birisiyle aynı durumda olmak
be in the same boat as someone
f.
182
Deyim
hemfikir/aynı kanıda/aynı görüşte olmak
be of like mind
f.
183
Deyim
hemfikir/aynı kanıda/aynı görüşte olmak
be of one mind
f.
184
Deyim
hemfikir/aynı kanıda/aynı görüşte olmak
be of the same mind
f.
185
Deyim
taban tabana aynı olmak
be cast in the same mold
f.
186
Deyim
tam tersi olmak (aynı okulda öğrenciyken öğretmen olmak gibi)
have the shoe on the other foot
f.
187
Deyim
taban tabana aynı olmak
be cast in the same mould
f.
188
Deyim
(bir şeyle) aynı oranda olmak
keep in step
f.
189
Deyim
aynı zamanda farklı bir pozisyonu/rolü daha olmak
wear a different hat
f.
190
Deyim
aynı zamanda başka bir pozisyonu/rolü daha olmak
wear another hat
f.
191
Deyim
aynı anda birden fazla rolde/görevde olmak
wear another hat
f.
192
Deyim
aynı anda başka bir rolü/görevi daha olmak
wear another hat
f.
193
Deyim
(biriyle veya bir şeyle) aynı derecede olmak
be (right) up there with (someone or something)
f.
194
Deyim
(biriyle) aynı fikirde/çizgide olmak
be in line
f.
195
Deyim
(biriyle) aynı yaşta olmak
be one age with (someone) [dated] [ireland]
f.
196
Deyim
(biriyle) aşağı yukarı aynı yaşta olmak
be one age with (someone) [dated] [ireland]
f.
197
Deyim
aynı şeyin göstergesi olmak
tell the same tale (of something)
f.
198
Deyim
aynı (bir şey) hikayesinin göstergesi olmak
tell the same tale (of something)
f.
199
Deyim
aynı şeyin göstergesi olmak
tell the same story (of something)
f.
200
Deyim
aynı (bir şey) hikayesinin göstergesi olmak
tell the same story (of something)
f.
201
Deyim
aynı soydan olmak/gelmek
be flesh and blood
f.
202
Deyim
biriyle aynı durumda olmak
be in (someone's) shoes
f.
203
Deyim
sadece güzel veya yakışıklı değil aynı zamanda akıllı da/yetenekli de/başarılı da olmak
be not just another pretty face
f.
204
Deyim
aynı şey olmak
come to the same thing
f.
205
Deyim
aynı şey olmak
amount to the same thing
f.
206
Deyim
aynı şey olmak
come to the same thing
f.
207
Deyim
aynı şey olmak
amount to the same thing
f.
208
Deyim
hepsi aynı olmak
be (all) of a piece
f.
209
Deyim
(bir şeyle) aynı çizgide olmak
be along the lines of (something)
f.
210
Deyim
(bir şeyle) aynı tarzda olmak
be along the lines of (something)
f.
211
Deyim
aynı, benzer kalıptan çıkmış gibi olmak
be cast in a (some kind of) mold
f.
212
Deyim
aynı, benzer hamurla/hamurdan yoğrulmuş olmak
be cast in a (some kind of) mold
f.
213
Deyim
taban tabana benzemek, aynı olmak
be cast in a (some kind of) mold
f.
214
Deyim
aynı, benzer hamurla/hamurdan yoğrulmuş olmak
be cast in a ... mould
f.
215
Deyim
taban tabana benzemek, aynı olmak
be cast in a ... mould
f.
216
Deyim
biriyle aynı durumda olmak
be in another person's shoes
f.
217
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı çizgide olmak
be in line with (someone or something)
f.
218
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı ritimde olmak
be in sync (with someone or something)
f.
219
Deyim
(biriyle) aynı görüşte olmak
be in sync (with someone)
f.
220
Deyim
aşağı yukarı aynı olmak
be in the same ballpark [us]
f.
221
Deyim
aşağı yukarı aynı olmak
be in the right ballpark [us]
f.
222
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı ritimde olmak
be in time (with someone or something)
f.
223
Deyim
aynı anda iki yerde birden olmak
be in two places at once
f.
224
Deyim
sadece güzel/yakışıklı olmamak (aynı zamanda akıllı, yetenekli olmak)
be not just a pretty face
f.
225
Deyim
(biri/bir şey konusunda) aynı kafada olmak
be of one/the same mind (about/on somebody/something)
f.
226
Deyim
(biri/bir şey hakkında) aynı düşüncede olmak
be of one/the same mind (about/on somebody/something)
f.
227
Deyim
(biri/bir şey hakkında) aynı görüşte olmak
be of one/the same mind (about/on somebody/something)
f.
228
Deyim
aynı kafada olmak
be of one/the same mind
f.
229
Deyim
aynı düşüncede olmak
be of one/the same mind
f.
230
Deyim
aynı görüşte olmak
be of one/the same mind
f.
231
Deyim
biriyle/bir şeyle aynı düzeyde olmak
be on a par with somebody/something
f.
232
Deyim
biriyle/bir şeyle aynı kulvarda olmak
be on a par with somebody/something
f.
233
Deyim
aynı duygu ve düşüncelere sahip olmak
be on the same wavelength
f.
234
Deyim
aynı frekansta olmak
be on the same wavelength
f.
235
Deyim
aynı kafada olmak
be on the same wavelength
f.
236
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı fikirde olmak
be in tune (with somebody/something)
f.
237
Deyim
aynı (birisi) olmak
be the dead spit of (someone) [uk]
f.
238
Deyim
aynı birisi/bir şey olmak
be the image of somebody/something
f.
239
Deyim
aynı birisi/bir şey olmak
be the living image of somebody/something
f.
240
Deyim
aynı birisi/bir şey olmak
be the spitting image of somebody/something
f.
241
Deyim
aynı birisi/bir şey olmak
be the very image of somebody/something
f.
242
Deyim
aynı (birisi) olmak
be the spit of (one)
f.
243
Deyim
aynı (birisi) olmak
be the spitten image of (one) [old-fashioned]
f.
244
Deyim
aynı (birisi) olmak
be the spitting image of (one)
f.
245
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı amaçlara, beğenilere, görüşlere sahip olmak
get in sync (with someone or something)
f.
246
Deyim
(biriyle/bir şeyle) aynı/benzer bakış açısına/fikirlere sahip olmak
get in sync (with someone or something)
f.
247
Deyim
diğerleriyle aynı seviyede olmak
hold your own
f.
248
Deyim
tıpatıp aynı olmak
look for all the world like
f.
249
Deyim
bire bir benzemek/aynı olmak
look for all the world like
f.
250
Deyim
(birine/bir şeye) bire bir benzemek/aynı olmak
look for all the world like (someone or something)
f.
251
Deyim
(bir konuda) aynı kanaatte olmak
see eye to eye about (something)
f.
252
Deyim
(bir konuda) aynı kanaatte olmak
see eye to eye on (something)
f.
253
Deyim
(biriyle) aynı kanaatte olmak
see eye to eye with (someone)
f.
254
Deyim
(biriyle) aynı düşüncede olmak
see eye to eye with (someone)
f.
255
Deyim
(biriyle) aynı dertten muzdarip olmak
share (one's) pain
f.
256
Deyim
(biriyle) aynı dertten muzdarip olmak
share (one's) sorrow
f.
257
Deyim
aynı fikirde olmak
sing from the same hymn book
f.
258
Deyim
aynı fikirde olmak
sing off the same hymn sheet [uk]
f.
259
Deyim
aynı fikirde olmak
sing off the same song sheet [uk]
f.
Law
260
Hukuk
(bir kimsenin) halefi olmak için aynı soydan gelen en değerli kişi
worthiest of blood
i.
261
Hukuk
(iskoç hukukunda) aynı meseleyi inceleyen, biri ceza davası ve diğeri hukuk davası olmak üzere iki davanın ortaya çıkması
concourse
i.
Marine
262
Denizcilik
başta ve kıçta çektiği su aynı olmak
be on an even keel
f.
Medical
263
Medikal
aynı özelliklere sahip olmak
interosculate
f.
Zoology
264
Zooloji
(flamingo vb. hayvanlar için) yaşamları boyunca aynı eşle birlikte olmak
mate for life
f.
Religious
265
Dini
(isa'nın bedeni ve kanı ile komünyondaki ekmek ve şarabın özü) aynı anda var olmak
consubstantiate
f.
266
Dini
aynı anda birden fazla arpalığa sahip olmak
pluralize
f.
267
Dini
aynı anda birden fazla arpalığa sahip olmak
pluralise
f.
Archaic
268
Eski Kullanım
aynı görüşte olmak
take with
f.
269
Eski Kullanım
aynı fikirde olmak
fay
f.
270
Eski Kullanım
aynı fikirde olmak
sort
f.
Slang
271
Argo
aynı durumda olmak
in the same boat
f.
272
Argo
aynı frekansta olmak
get on like a house on fire
f.
273
Argo
aynı frekansta olmak
get on real well with someone
f.
274
Argo
aynı frekansta olmak
be extremely happy in someone's company
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of aynı olmak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy