Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
bargain
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"bargain"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 40 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
bargain
i.
kelepir
2
Yaygın Kullanım
bargain
i.
pazarlık
General
3
Genel
bargain
i.
yok pahasına satılan şey
4
Genel
bargain
i.
uyuşma
5
Genel
bargain
i.
anlaşma
6
Genel
bargain
i.
sudan ucuz şey
7
Genel
bargain
i.
teklif
8
Genel
bargain
i.
muamele
9
Genel
bargain
i.
iş anlaşması
10
Genel
bargain
i.
pazarlık
11
Genel
bargain
i.
işlem
12
Genel
bargain
i.
ucuz şey
13
Genel
bargain
i.
uzlaşma
14
Genel
bargain
i.
pısırık kimse
15
Genel
bargain
i.
aşırı uysal kimse
16
Genel
bargain
f.
anlaşmak
17
Genel
bargain
f.
değiş tokuş etmek
18
Genel
bargain
f.
uyuşmak
19
Genel
bargain
f.
pazarlık etmek
20
Genel
bargain
f.
müzakere etmek
21
Genel
bargain
f.
şarta bağlamak
22
Genel
bargain
f.
koşul koymak
23
Genel
bargain
f.
taahhüt ettirmek
24
Genel
bargain
f.
taahhüt etmesini sağlamak
25
Genel
bargain
f.
koşula bağlamak
26
Genel
bargain
f.
şart koymak
27
Genel
bargain
f.
taahhüt etmek
Trade/Economic
28
Ticaret/Ekonomi
bargain
i.
akit
29
Ticaret/Ekonomi
bargain
i.
alışveriş
30
Ticaret/Ekonomi
bargain
i.
işlem
31
Ticaret/Ekonomi
bargain
i.
iş
32
Ticaret/Ekonomi
bargain
i.
kelepir
33
Ticaret/Ekonomi
bargain
i.
muamele
34
Ticaret/Ekonomi
bargain
i.
pazarlık
35
Ticaret/Ekonomi
bargain
i.
satış
36
Ticaret/Ekonomi
bargain
i.
ucuzluk
37
Ticaret/Ekonomi
bargain
i.
pazarlıkla alınan mal veya hizmet
38
Ticaret/Ekonomi
bargain
f.
pazarlık etmek
Politics
39
Siyasal
bargain
f.
siyasi pazarlığa girişmek
40
Siyasal
bargain
f.
pazarlık yapmak
"bargain"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 249 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
travel bargain
i.
seyahat anlaşması
2
Genel
good bargain
i.
kelepir
3
Genel
time bargain
i.
vadeli alışveriş
4
Genel
bargain sale
i.
indirimli satış
5
Genel
losing bargain
i.
zararına satış
6
Genel
bargain price
i.
indirimli fiyat
7
Genel
bargain price
i.
sudan ucuz fiyat
8
Genel
bargain-hunter
i.
kelepirci
9
Genel
bargain matinee
i.
halk matinesi
10
Genel
bargain matinee
i.
halk günü
11
Genel
bargain matinee
i.
ucuz matine
12
Genel
hard bargain
i.
sıkı pazarlık
13
Genel
effort bargain
i.
performansa dayalı prim
14
Genel
effort bargain
i.
performansa dayalı ücretlendirme
15
Genel
bargain for
f.
hesaba katmak
16
Genel
bargain for
f.
beklemek
17
Genel
strike a bargain
f.
mutabık kalmak
18
Genel
strike a bargain
f.
anlaşmaya varmak
19
Genel
bargain away
f.
feda etmek
20
Genel
drive a hard bargain
f.
sıkı bir pazarlık yaparak fiyatı çok indirmek
21
Genel
make a bargain
f.
mutabık kalmak
22
Genel
make a bargain
f.
anlaşmaya varmak
23
Genel
bargain for
f.
ummak
24
Genel
bargain on
f.
bel bağlamak
25
Genel
get a bargain
f.
kelepire konmak
26
Genel
strike a bargain
f.
pazarlıkta anlaşmaya varmak
27
Genel
strike a bargain
f.
uzlaşmak
28
Genel
drive a hard bargain
f.
sıkı bir pazarlık sonucu birçok şey elde etmek
29
Genel
bargain on
f.
beklemek
30
Genel
bargain on
f.
ummak
31
Genel
bargain on
f.
güvenmek
32
Genel
get something at a bargain price
f.
ucuza kapatmak
33
Genel
bargain with
f.
pazarlık etmek
34
Genel
drive a hard bargain
f.
sıkı pazarlık yapmak
35
Genel
drive a hard bargain
f.
sıkı bir pazarlığa girişmek
36
Genel
bargain with
f.
pazarlık yapmak
37
Genel
strike a bargain
f.
mutabakata varmak
38
Genel
strike a bargain
f.
mutabakat yapmak
39
Genel
do a bargain
f.
pazarlık etmek
40
Genel
bargain a price
f.
fiyat üzerinde pazarlık yapmak
41
Genel
strike a bargain
f.
fiyatta anlaşmak
42
Genel
bargain-priced
s.
ucuz
43
Genel
bargain-priced
s.
indirimli
44
Genel
into the bargain
zf.
cabası
45
Genel
into the bargain
zf.
caba
46
Genel
into the bargain
zf.
ayrıca
47
Genel
into the bargain
zf.
üstelik
48
Genel
into the bargain
zf.
bir de
49
Genel
in the bargain
zf.
üstelik
50
Genel
for a bargain price
zf.
yok pahasına
Phrasals
51
Öbek Fiiller
bargain for
f.
beklemek
52
Öbek Fiiller
bargain for
f.
hazırlanmak
53
Öbek Fiiller
bargain down
f.
pazarlık edip fiyatı düşürmek
54
Öbek Fiiller
bargain down
f.
pazarlıkta fiyat kırmak
55
Öbek Fiiller
bargain for
f.
ummak
56
Öbek Fiiller
bargain for (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) sahip olmak için pazarlık etmek
57
Öbek Fiiller
bargain for (someone or something)
f.
(biri/bir şey) için pazarlık etmek
58
Öbek Fiiller
bargain for
f.
bir şey için pazarlık etmek
59
Öbek Fiiller
bargain for
f.
bir şeyi müzakere etmek
60
Öbek Fiiller
bargain over
f.
bir şey için pazarlık etmek
61
Öbek Fiiller
bargain over
f.
bir şeyi müzakere etmek
62
Öbek Fiiller
bargain for
f.
bir şeye hazırlıklı olmak
63
Öbek Fiiller
bargain for
f.
bir şeyi beklemek
64
Öbek Fiiller
bargain for
f.
bir şeyi hesaba katmak
65
Öbek Fiiller
bargain for
f.
bir şeyi ummak
66
Öbek Fiiller
bargain for
f.
bir şeyi almak/elde etmek için biriyle pazarlık etmek
67
Öbek Fiiller
bargain for (someone or something) with (someone)
f.
(biriyle birisi/bir şey) için pazarlık etmek
68
Öbek Fiiller
bargain over (someone or something) with (someone)
f.
(biriyle birisi/bir şey) üzerine pazarlık etmek
69
Öbek Fiiller
bargain (someone) down
f.
(biriyle) pazarlık etmek
70
Öbek Fiiller
bargain (someone) down
f.
(birine) fiyat kırdırmak
71
Öbek Fiiller
bargain (something) down
f.
(bir şeyin) fiyatını indirtmek
72
Öbek Fiiller
bargain (something) down
f.
(bir şeyin) fiyatını düşürtmek
73
Öbek Fiiller
bargain (something) down
f.
pazarlık edip (bir şeyin) fiyatını düşürmek
74
Öbek Fiiller
bargain (something) down
f.
pazarlıkla (bir şeyin) fiyatını kırmak
75
Öbek Fiiller
bargain away
f.
vazgeçmek
76
Öbek Fiiller
bargain away
f.
kaybetmek
77
Öbek Fiiller
bargain away
f.
zayi etmek
78
Öbek Fiiller
bargain away
f.
heba etmek
79
Öbek Fiiller
bargain away
f.
ziyan etmek
80
Öbek Fiiller
bargain for something
f.
bir şeyi beklemek
81
Öbek Fiiller
bargain for something
f.
bir şeyi hesaba katmak
82
Öbek Fiiller
bargain for something
f.
bir şeyi ummak
83
Öbek Fiiller
bargain for something
f.
bir şeye hazırlıklı olmak
84
Öbek Fiiller
bargain for something
f.
bir şeyi planlamak
85
Öbek Fiiller
bargain on something
f.
bir şeyi beklemek
86
Öbek Fiiller
bargain on something
f.
bir şeyi hesaba katmak
87
Öbek Fiiller
bargain on something
f.
bir şeyi ummak
88
Öbek Fiiller
bargain on something
f.
bir şeye hazırlıklı olmak
89
Öbek Fiiller
bargain on something
f.
bir şeyi planlamak
90
Öbek Fiiller
bargain (over someone or something) (with someone)
f.
(biriyle biri/bir şey) üzerine müzakerede bulunmak
91
Öbek Fiiller
bargain (over someone or something) (with someone)
f.
(biriyle birine/bir şeye) sahip olmak için tartışmak/pazarlık etmek
92
Öbek Fiiller
and bargain (for someone or something) (with someone)
f.
(biriyle biri/bir şey) üzerine müzakerede bulunmak
93
Öbek Fiiller
and bargain (for someone or something) (with someone)
f.
(biriyle birine/bir şeye) sahip olmak için tartışmak/pazarlık etmek
94
Öbek Fiiller
bargain on (something)
f.
(bir şeyi) beklemek
95
Öbek Fiiller
bargain on (something)
f.
(bir şeyi) hesaba katmak
96
Öbek Fiiller
bargain on (something)
f.
(bir şeyi) ummak
97
Öbek Fiiller
bargain on (something)
f.
(bir şeye) hazırlıklı olmak
98
Öbek Fiiller
bargain on (something)
f.
(bir şeyi) planlamak
99
Öbek Fiiller
bargain with (one)
f.
(biriyle) pazarlık yapmak
100
Öbek Fiiller
bargain with (one)
f.
(biriyle) pazarlık etmek
101
Öbek Fiiller
bargain with (one)
f.
(biriyle) (bir şeye sahip olmak için) görüşmek
Proverb
102
Atasözü
It takes two to make a bargain
pazarlık/anlaşma iki kişiyle yapılır
Colloquial
103
Konuşma Dili
no bargain
i.
öyle çok iyi (biri veya bir şey) olmama
104
Konuşma Dili
no bargain
i.
aman aman (biri veya bir şey) olmama
105
Konuşma Dili
no bargain
i.
matah (biri veya bir şey) olmama
106
Konuşma Dili
a bargain is a bargain
expr.
anlaşma anlaşmadır
107
Konuşma Dili
into the bargain
expr.
aynı zamanda
108
Konuşma Dili
into the bargain
expr.
ayrıca
109
Konuşma Dili
into the bargain
expr.
ek olarak
110
Konuşma Dili
into the bargain
expr.
ilaveten
111
Konuşma Dili
a bargain is a bargain
expr.
söz bir kere verilir
112
Konuşma Dili
it’s a bargain
expr.
neredeyse bedava
113
Konuşma Dili
it’s a bargain
expr.
kelepir
Idioms
114
Deyim
a hard bargain
i.
sıkı pazarlık
115
Deyim
a hard bargain
i.
sert pazarlık
116
Deyim
a hard bargain
i.
ciddi pazarlık
117
Deyim
strike a bargain
f.
anlaşmak
118
Deyim
seal a bargain
f.
anlaşmayı kutlamak
119
Deyim
seal the bargain
f.
anlaşmayı kutlamak
120
Deyim
strike a bargain
f.
bir sonuca ulaşmak
121
Deyim
strike a bargain
f.
bir pazarlıkta uyuşmak
122
Deyim
make the best of a bad bargain
f.
her şeye göğüs germek
123
Deyim
keep one's end of the bargain up
f.
kendi üzerine düşeni yapmak
124
Deyim
hold one's end of the bargain up
f.
kendi üzerine düşeni yapmak
125
Deyim
strike a bargain
f.
pazarlığı sonuçlandırmak
126
Deyim
strike a bargain
f.
pazarlığı bağlamak
127
Deyim
strike a bargain
f.
pazarlıkta anlaşmak
128
Deyim
include something in the bargain
f.
pazarlığa dahil etmek
129
Deyim
strike a bargain
f.
sonuca varmak
130
Deyim
keep one's side of the bargain
f.
sözünü tutmak
131
Deyim
throw something into the bargain
f.
pazarlığa dahil etmek
132
Deyim
live up to one's side of the bargain
f.
verdiği sözü tutmak
133
Deyim
live up to one's end of the bargain
f.
üstüne düşeni yapmak
134
Deyim
strike a bargain
f.
uzlaşmak
135
Deyim
hold one's end of the bargain up
f.
üstüne düşeni yapmak
136
Deyim
live up to one's side of the bargain
f.
üstüne düşeni yapmak
137
Deyim
keep one's end of the bargain
f.
verdiği sözü tutmak/yerine getirmek
138
Deyim
strike a bargain
f.
(fiyat konusunda) uzlaşmaya varmak
139
Deyim
keep one's side of the bargain
f.
üstüne düşeni yapmak
140
Deyim
make the best of a bad bargain
f.
yapabileceğinin en iyisini yapmak
141
Deyim
keep one's end of the bargain
f.
üstüne düşeni yapmak
142
Deyim
live up to one's end of the bargain
f.
verdiği sözü tutmak
143
Deyim
keep one's end of the bargain
f.
verdiği sözü tutmak
144
Deyim
keep one's side of the bargain
f.
verdiği sözü yerine getirmek
145
Deyim
live up to one's end of the bargain
f.
verdiği sözü tutmak/yerine getirmek
146
Deyim
keep one's end of the bargain up
f.
üstüne düşeni yapmak
147
Deyim
strike a bargain
f.
(fiyat konusunda) anlaşmaya varmak
148
Deyim
live up to one's end of the bargain
f.
verdiği sözü yerine getirmek
149
Deyim
keep one's side of the bargain
f.
verdiği sözü tutmak/yerine getirmek
150
Deyim
keep one's end of the bargain
f.
verdiği sözü yerine getirmek
151
Deyim
live up to one's side of the bargain
f.
verdiği sözü yerine getirmek
152
Deyim
keep one's side of the bargain
f.
verdiği sözü tutmak
153
Deyim
live up to one's side of the bargain
f.
verdiği sözü tutmak/yerine getirmek
154
Deyim
make the best of a bad bargain
f.
sıkıntılı bir durumu kendi yararına çevirmek
155
Deyim
make the best of a bad bargain
f.
şanssızlığı şansa çevirmek
156
Deyim
make the best of a bad bargain
f.
elindekini en iyi şekilde kullanmak/değerlendirmek
157
Deyim
make the best of a bad bargain
f.
zor koşullar altında elinden gelenin en iyisini yapmak
158
Deyim
make the best of a bad bargain
f.
zarardan yarar sağlamak
159
Deyim
hold (up) (one's) end of the bargain
f.
kendi üzerine düşeni yapmak
160
Deyim
hold (up) (one's) end of the bargain
f.
üstüne düşeni yapmak
161
Deyim
hold end of the bargain up
f.
üstüne düşeni yapmak
162
Deyim
hold up (one's) end (of the bargain)
f.
kendi üzerine düşeni yapmak
163
Deyim
hold up (one's) end (of the bargain)
f.
üstüne düşeni yapmak
164
Deyim
keep (up) (one's) side of the bargain
f.
sözünü tutmak
165
Deyim
keep (up) (one's) side of the bargain
f.
verdiği sözü yerine getirmek
166
Deyim
keep (up) (one's) side of the bargain
f.
verdiği sözü tutmak
167
Deyim
keep (up) (one's) side of the bargain
f.
üstüne düşeni yapmak
168
Deyim
live up to end of the bargain
f.
üstüne düşeni yapmak
169
Deyim
live up to end of the bargain
f.
verdiği sözü tutmak/yerine getirmek
170
Deyim
live up to end of the bargain
f.
verdiği sözü tutmak
171
Deyim
live up to end of the bargain
f.
verdiği sözü yerine getirmek
172
Deyim
throw into the bargain
f.
pazarlığa dahil etmek
173
Deyim
bargain-bin
s.
düşük fiyatlı
174
Deyim
bargain-bin
s.
ucuza satılan
175
Deyim
bargain-bin
s.
kelepir
176
Deyim
bargain-bin
s.
kalitesiz
177
Deyim
bargain-bin
s.
değersiz
178
Deyim
bargain-bin
s.
ucuz
179
Deyim
into the bargain
expr.
üstüne üstlük
Speaking
180
Konuşma
you're in no position to bargain
expr.
pazarlık yapacak konumda değilsin
Trade/Economic
181
Ticaret/Ekonomi
time bargain
i.
alivre satış
182
Ticaret/Ekonomi
unconscionable bargain
i.
adil olmayan borsa işlemi sözleşmesi
183
Ticaret/Ekonomi
time bargain
i.
alivre satış
184
Ticaret/Ekonomi
bargain money
i.
depozito olarak yatırılan para
185
Ticaret/Ekonomi
bargain purchase
i.
düşeş alışveriş
186
Ticaret/Ekonomi
bargain basement
i.
fırsat köşesi
187
Ticaret/Ekonomi
unconscionable bargain
i.
gayriadil sözleşme
188
Ticaret/Ekonomi
bargain corner
i.
fırsat köşesi
189
Ticaret/Ekonomi
time bargain
i.
ileride teslim edilmek üzere henüz elde bulunmayan malın satışı
190
Ticaret/Ekonomi
business bargain
i.
iş pazarlığı
191
Ticaret/Ekonomi
good bargain
i.
iyi pazarlık
192
Ticaret/Ekonomi
bargain basement
i.
indirimli satış reyonu
193
Ticaret/Ekonomi
bargain counter
i.
indirimli eşya tezgahı
194
Ticaret/Ekonomi
bargain money
i.
kapora
195
Ticaret/Ekonomi
bargain price
i.
kelepir fiyat
196
Ticaret/Ekonomi
optional bargain
i.
opsiyonlu alım satım
197
Ticaret/Ekonomi
special bargain
i.
özel teklif
198
Ticaret/Ekonomi
unconscionable bargain
i.
ölçüsüz sözleşme
199
Ticaret/Ekonomi
spot bargain
i.
peşin pazarlık
200
Ticaret/Ekonomi
cash bargain
i.
peşin işlem
201
Ticaret/Ekonomi
money bargain
i.
peşin pazarlık
202
Ticaret/Ekonomi
bargain money
i.
peşinat
203
Ticaret/Ekonomi
bargain money
i.
pey akçesi
204
Ticaret/Ekonomi
spot bargain
i.
peşin işlem
205
Ticaret/Ekonomi
bargain price
i.
ucuz fiyat
206
Ticaret/Ekonomi
bargain for account
i.
vadeli işlem
207
Ticaret/Ekonomi
settlement bargain
i.
vadeli muamele
208
Ticaret/Ekonomi
bargain carnivals
i.
ürünlerin piyasadaki değerinden çok daha aşağıya satıldığı pazarlar
209
Ticaret/Ekonomi
bargain for account
i.
vadeli borsa alım satımı
210
Ticaret/Ekonomi
time bargain
i.
vadeli alışveriş
211
Ticaret/Ekonomi
bargain bin
i.
ucuzluk sepeti
212
Ticaret/Ekonomi
bargain basement
i.
ucuz eşya reyonu
213
Ticaret/Ekonomi
bargain hunter
i.
indirim avcısı
214
Ticaret/Ekonomi
bargain rate
i.
indirimli fiyat
215
Ticaret/Ekonomi
bargain-hunting
i.
indirim kovalama
216
Ticaret/Ekonomi
make a bargain
f.
anlaşmak
217
Ticaret/Ekonomi
make a bargain
f.
bir işi bağlamak
218
Ticaret/Ekonomi
bargain a price
f.
fiyat üzerinde pazarlık yapmak
219
Ticaret/Ekonomi
bargain off the price
f.
fiyatı pazarlık etmek
220
Ticaret/Ekonomi
bargain-basement
s.
düşük fiyatlı
221
Ticaret/Ekonomi
bargain-basement
s.
değersiz
222
Ticaret/Ekonomi
bargain-basement
s.
kalitesiz
223
Ticaret/Ekonomi
at bargain prices
expr.
pazarlık fiyatları ile
Law
224
Hukuk
bargain and sale
i.
alım satım sözleşmesi
225
Hukuk
plea bargain
i.
bir suçlunun suçunu itiraf ederek alacağı ceza indirimi
226
Hukuk
plea-bargain
i.
bir suçlunun suçunu itiraf ederek alacağı ceza indirimi
227
Hukuk
bargain money
i.
depozito
228
Hukuk
time bargain
i.
gayrimenkullerle ilgili satış akdi
229
Hukuk
catching bargain
i.
gabin
230
Hukuk
bargain and sale deed
i.
gayrimenkul alım satım senedi
231
Hukuk
plea bargain
i.
iddia pazarlığı
232
Hukuk
plea bargain
i.
itiraf pazarlığı
233
Hukuk
bargain money
i.
kapora
234
Hukuk
bargain money
i.
peşinat
235
Hukuk
bargain money
i.
pey akçesi
236
Hukuk
money bargain
i.
peşin pazarlık
237
Hukuk
plea bargain
i.
savcı-sanık uzlaşması
238
Hukuk
bargain basement
i.
ucuz eşya reyonu
239
Hukuk
bargain carnivals
i.
ucuz mal
240
Hukuk
catching bargain
i.
varis ile yapılan yüksek faizli borç sözleşmesi
241
Hukuk
bargain off the price
f.
fiyatı pazarlık etmek
242
Hukuk
bargain a price
f.
üzerinde pazarlık yapmak
243
Hukuk
plea bargain
f.
daha ciddi suçlamaların reddedilmesi karşılığında daha az ceza gerektiren bir suçlamayı kabul etmek
244
Hukuk
plea-bargain
f.
daha ciddi bir suçlamanın düşmesi karşısında daha az ceza gerektiren bir suçu kabul etmek
Politics
245
Siyasal
political bargain
i.
siyasi pazarlık
246
Siyasal
faustian bargain
i.
şeytanla pazarlık
247
Siyasal
faustian bargain
i.
şeytanla anlaşma
248
Siyasal
right to bargain collectively and to strike
i.
toplu sözleşme ve grev hakkı
Slang
249
Argo
jewish bargain-hunting
i.
yahudi pazarlığı
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bargain
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy