Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | barut | gunpowder i. | ||
We all know that gunpowder and paper originated in Asia and then travelled to Europe. Barut ve kâğıdın Asya'da ortaya çıktığını ve daha sonra Avrupa'ya gittiğini hepimiz biliyoruz. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | barut | powder i. | ||
Our host opened a drawer, and a small box full of black powder was revealed. Ev sahibimiz bir çekmeceyi açtı ve siyah barut dolu küçük bir kutu ortaya çıktı. More Sentences |
||||
Chemistry | ||||
Kimya | barut | powder i. | ||
No man can know them, no hunter can shoot them, with powder and lead - Thoughts are free! Hiçbir insan onları bilemez, hiçbir avcı onları vuramaz, barut ve kurşunla. Düşünceler özgürdür! More Sentences |
||||
Military | ||||
Askeri | barut | gunpowder i. | ||
The Spanish soldiers used smokeless gunpowder. İspanyol askerleri dumansız barut kullanırdı. More Sentences |
||||
Askeri | barut | powder i. | ||
Askeri | barut | gun powder i. | ||
Hunting | ||||
Silah/Atıcılık | barut | powder i. | ||
Silah/Atıcılık | barut | gun powder i. |