full - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

full

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"full" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 49 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
full s. tok
full s. tam
full s. dolu
General
full i. dolu şey
full i. doluluk
full i. öz
full f. çırpmak
full f. yıkayıp çektirmek
full s. elinden gelenin en iyisi
full s. balıketi
full s. bol
full s. tastamam
full s. bütün
full s. son
full s. iri
full s. karnı tok
full s. tamam
full s. bol (giysi)
full s. meşgul
full s. tok (aç olmamak)
full s. tamamen
full s. doymuş
full s. büyük
full s. şişman
full s. dolgun
full s. acıkmamış
full s. pür
full s. tutulmuş
full s. geniş
full s. dolmuş
full s. kalın
full s. komple
full s. etine dolgun
full s. dolu
full s. tüm
full s. en çok
full s. yuvarlak
full s. en yüksek
full s. (giysi) gevşek
full s. toparlak
full s. maksimum
full zf. doğrudan
Technical
full i. derin
full f. dinklemek
full s. koyu
Computer
full expr. pencere büyüt
Textile
full f. dinklemek
full f. kastarlamak
Slang
full s. sarhoş

"full" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
in full zf. eksiksiz
General
full member i. tam üye
full dress i. frak
full complement i. tam kadro
being full i. tokluk
full blood i. tam kan
a full week i. olaylarla dolu bir hafta
full beard i. sakallı ve bıyıklı
full equivalence i. tam eşdeğerlik
at full capacity i. tam kapasitede
full moon i. ayın on dördü
full cost model i. tam maliyet modeli
full flavour i. gerçek lezzet
a full week i. tam bir hafta
full time i. fultaym
full time i. tam mesai
full stop i. durma
full attention i. pürdikkat
full participation i. tam katılım
full point i. durak
full fare i. tam bilet
full complement i. donanım
full moon i. dolunay
full age i. rüşt yaşı
full stop i. son
full authority i. tam yetki
full moon i. bedir
full complement i. tam
full power i. tam yetki
child above 7 but not of full age i. mümeyyiz
full report i. ayrıntılı rapor
full moon i. mehtap
full stop i. nokta
full employment i. tam istihdam
full information i. ayrıntılı bilgi
full measure i. tam ölçü
full sail i. pupa yelken
full disclosure i. eksiksiz açıklama
full dress i. çok resmi toplantılarda giyilen elbise
full stop i. nokta noktalama işareti
full ablution i. boy abdesti
full unity i. tek yürek
full flavor i. gerçek lezzet
full employment policies i. tam istihdam politikaları
full independence i. tam bağımsızlık
full dress i. resmi elbise
full scale i. tam ölçek
full membership i. tam üyelik
full point i. nokta
house full i. kapalı gişe
full name i. ad ve soyad
full time i. tamgün
full address i. tam adres
ticket at full fare i. tam bilet
full information i. tam bilgi
full gold coin i. tam altın
full ablution i. gusül
full rights i. tüm haklar
full responsibility i. tam sorumluluk
full range i. tam alan
full support i. tam destek
full sexual intercourse i. tam birleşme
full concentration i. tam konsantrasyon
full performance i. tam performans
full force i. tam güç
full guarantee i. süresiz teminat
full scholarship student i. tam burslu öğrenci
full commitment i. tam bağlılık
full commitment i. tam adama
full brother i. öz kardeş
full sister i. öz kardeş
full length portrait i. boy fotoğrafı
full time i. tam gün
full sunlight i. tam güneş ışığı
full diet i. yüksek değerli besin
full line i. tam çizgi
full load operation i. tam yükle çalışma
full load speed i. tam yük hızı
full line i. dolu çizgi
full gloss i. ayna gibi
full load i. tam yük
full pathname i. tüm yol adı
full-load i. tam yük
full-time job i. tamgün bir çalışma gerektiren iş
full-time i. fultaym
full-length body shot i. boy fotoğrafı
full-page advertisement i. tam sayfa reklam
full-day kindergarten i. tam gün anaokulu
full-scale i. büyük çaplı
full-figured woman i. balık etli
full-time i. tam gün
full-time i. tamgün
full-length film i. uzun metrajlı film
full-stop i. durak
full confidence i. sonsuz güven
full dress i. kuyruklu ceket
full blast i. son hız
full blast i. tam hız
full sexual intercourse i. tam cinsel birleşme
full speed ahead i. tam yol ileri
a full-court press i. büyük uğraş
the full text i. tam metin
full disclosure i. tam ifşa
full-length mirror i. endam aynası
full attendance i. tam katılım
full meal i. tam öğün
full metal jacket bullet i. metal zarflı mermi
full awareness i. tam farkındalık
full solution i. tam çözüm
full brother i. ana baba bir erkek kardeş
full sister i. ana baba bir kız kardeş
full dress i. resmi giysi
a life full of happiness i. mutluluk dolu bir hayat
memory full message i. hafıza dolu mesajı
a full range of services i. çok çeşitli/kapsamlı hizmetler
a full range of services i. her çeşit/türlü hizmet
full transformation i. tam dönüşüm
a full deck i. tam deste
assuming full responsibility i. bütün sorumluluğu kabul etme
assuming full responsibility i. tüm sorumluluğu kabul etme
full-page ads i. tam sayfa reklamlar
full team i. tam kadro
full-quarter saddle i. geniş ağızlı eyer
full address i. açık adres
full carnal knowledge i. tam cinsel münasebet
full title i. tam başlık
full year i. tam yıl
full potential i. tam potansiyel
full story i. tüm hikaye
full title i. tam ünvan
full title i. tam isim/ad
full sovereignty i. tam egemenlik
full lip i. kalın dudak
full lip i. köfte dudak
full answer i. tam cevap
full metal jacket i. kurşun çekirdeğin etrafında tamamen bakır kaplama olan mermi
full response i. tam yanıt
full-fledged hospital i. tam teşekküllü hastane
full body shot i. boy fotoğrafı
full frame i. tam çerçeve
full text i. tam metin
full lockdown i. tam kapanma
full gainer i. bir tür dalgıç dalışı
full to the gunwales i. ağzına kadar dolu
full to the gunwales i. taşacak kadar dolu
full-time job i. tam zamanlı iş
run at full speed f. alabildiğine koşmak
attain full age f. rüştüne ermek
be full f. dolmak
feel guilty and full of remorse f. vicdan azabı çekmek
get full f. dolmak
be full f. doymak
be full of beans f. hayat dolu olmak
have one's hands full f. fazla meşgul olmak
be full up f. doymak
be full of beans f. kanı kaynamak
be full of beans f. yerinde duramamak
be full of life f. kanı kaynamak
be full of life f. hayat dolu olmak
ride at full speed f. doludizgin gitmek
have one's hands full f. çok meşgul olmak
play to a full house f. kapalı gişe oynamak
have one's hands full f. işi başından aşkın olmak
lie at full length f. serilmek
go in full sail f. pupa yelken gitmek
be full of oneself f. kendini beğenmek
do one's full share of work f. üzerine düşeni yapmak
be full f. doymuş olmak
be full f. dolu olmak
be full of life f. yerinde duramamak
become full blown f. (hastalık) tamamen gelişmek
pay in full f. tamamen ödemek
write in full f. kısaltmasız yazmak
have full knowledge of f. hakim olmak (konuya vb)
entrust with full authority f. tam yetki vermek
delegate full authority f. tam yetki vermek
be in full of f. kol gezmek
not be full up f. doymamak
live one's life to the full f. hayatın tadını çıkarmak
enjoy one's life to the full f. hayatını doyasıya yaşamak
live one's life to the full f. hayatını doyasıya yaşamak
enjoy one's life to the full f. hayatın tadını çıkarmak
be full of longing f. özlemle dolu olmak
be full of sadness f. üzüntü basmak
be full of apprehension f. tedirginlik duymak
be full up f. karnı doymak
be full of hate f. nefret duymak
be full of life f. kıpır kıpır olmak
be full of hope f. umut dolu olmak
not pay the full amount f. eksik ödemek
not pay the full amount f. eksik ödeme yapmak
work in full capacity f. tam kapasiteyle çalışmak
work in full capacity f. tam kapasite ile çalışmak
run in full capacity f. tam kapasite ile çalışmak
operate in full capacity f. tam kapasite ile çalışmak
operate in full capacity f. tam kapasiteyle çalışmak
run in full capacity f. tam kapasiteyle çalışmak
drive at full throttle f. hız yapmak
drive at full throttle f. sürat yapmak
be full of beans f. kanlı canlı olmak
ride (a horse) at full gallop f. dörtnala koşturmak
ride (a horse) at full gallop f. dört nala koşturmak
run at full gallop f. dört nala koşmak
run at full gallop f. dörtnala koşmak
pay in full f. tümünü ödemek
be full of hate f. nefret dolu olmak
give full satisfaction f. tam anlamıyla memnun etmek
give full satisfaction f. tamamen memnun bırakmak
come full circle f. dönüp dolaşıp aynı noktaya gelmek
come full circle f. tam bir dönüş yapmak
come full circle f. eski haline dönmek
be full of admiration f. hayranlık beslemek
be full of admiration f. hayranlık duymak
be full of joy f. sevinç dolu olmak
be full of joy f. sevinçle dolmak
give full authorization f. tam yetki vermek
have a full command of a language f. bir dile tam anlamıyla hakim olmak
be full of determination f. azim dolu olmak
have full confidence in something f. birşeye güveni tam olmak
set out in full f. eksik nokta bırakmamak
set out in full f. tam olarak açıklamak
be discharged with full recovery f. şifa ile taburcu edilmek
be full f. tok olmak
play with a full deck f. tam desteyle oynamak
stuff something full of cash f. içini parayla doldurmak
assume full responsibility f. bütün sorumluluğu üstlenmek
assume full responsibility f. tüm sorumluluğu almak
assume full responsibility f. tüm sorumluluğu kabul etmek
assume full responsibility f. bütün sorumluluğu almak
assume full responsibility f. bütün sorumluluğu kabul etmek
assume full responsibility f. tüm sorumluluğu üstlenmek
give full attention/focus to something f. bütün dikkatini vermek
give full attention/focus to something f. tüm dikkatini vermek
be full of hicks f. maganda kaynamak
be full of rednecks f. maganda kaynamak
provide full support f. desteğini esirgememek
go on full alert f. tam alarma geçmek
make full f. fullemek
be full of customers f. müşterilerle dolup taşmak
be full of customers f. müşteri dolu olmak
be full of oneself f. çalımından geçilmemek
give full credit f. haklarını tam olarak vermek
give full credit f. kaynak göstermek
eat until you're full f. doyana kadar yemek
eat till you're full f. doyana kadar yemek
feel full f. tok hissetmek
be in full flood f. çağlamak
be in full flood f. çağıl çağıl akmak
be in full flood f. tam kapasiteyle akmak
drive at full throttle f. aracı tam gaz sürmek
full up s. dopdolu
full of fury s. pür hiddet
of full age s. ergin
full of love s. sevgi dolu
full of trees s. ağaçlık
of full legal age s. reşit
chock full s. tıklım tıklım
full to the brim s. silme
full blown s. tamamen açılmış
in a full swing s. tam faaliyette
full blooded s. saf kan
full grown s. tamamen büyümüş
full of health s. kanlı canlı
completely full s. ağız ağıza dolu
of full age s. büyümüş
full of life s. hayat dolu
in full fig s. giyinmiş kuşanmış
full bodied s. dolgun yapılı
at full cock s. tam kurulu silah
in full fig s. tam teçhizatlı
full of life s. dipdiri
of full age s. ergen
full of action s. çalışkan
full of pep s. gayretli
full of life s. yerinde duramayan
full equipped s. tam donanımlı
full to overflowing s. dopdolu
chock full s. ağzına kadar dolu
full of holes s. geçersiz
full to the brim s. dopdolu
full of knobs s. pürtük pürtük
at full cock s. tam kurulu (silah)
full to the brim s. ağzına kadar dolu
full to overflowing s. ağzına kadar dolu
full of butterflies s. kelebekli
of full age s. yetişmiş
full of imaginary fears s. kuruntulu
full of pep s. girişken
full of s. pür
full of s. dolu
full of holes s. delik deşik
full of strength s. takatli
full of life s. fıkır fıkır
full of anxieties s. evhamlı
full of fun s. şuh
full of pity s. acıyıcı
full of shit s. tamamen saçmalık
full of s. ile dolu
full length s. boy büyüklüğünde
full of life s. canlı
full equipped s. ful aksesuarlı
full of action s. hareketli
chock full s. dopdolu
full of shells s. kavkılı
full of small protuberances s. pütür pütür
of full age s. reşit
full of zeal s. hevesli
full of action s. faal
full of knobs s. pürtüklü
full of zeal s. azimli
full of mistakes even fabrications s. yalan yanlış
full of mistakes s. yalan yanlış
full blooded s. özbeöz
full frontal s. sansürsüz
full frontal s. tam
full to overflowing s. tıklım tıklım dolu
full length s. tam boy
full-featured s. sınırsız özellikli
full-blooded s. güçlü
full-grown s. tam gelişmiş
full-blown s. tam gelişmiş
full-fledged s. ehliyetli
full-figured s. balık etli
full-grown s. tamamıyla büyümüş
chock-full s. dopdolu
full-up s. dopdolu
chock-full s. hıncahınç
full-grown s. büyümüş
full-blown s. tamamen açmış
chock-full s. tıklım tıklım
full-length s. tam boy
full-compatible s. tam uyumlu
full-grown s. yetişkin
full-fledged s. gerçek
full-blooded s. saf kan
full-featured s. çok özellikli
full-featured s. belirtilen tüm özelliklere sahip
full-grown s. iyi gelişmiş
full-scale s. geniş çaplı
full-grown s. ergin
full-time s. tümgün
full-blooded s. tam bir
full-blooded s. gerçek bir
full-scale s. tam ölçekli
full-bodied s. kuvvetli
full-bodied s. güçlü
cram-full s. dopdolu
full-length s. tam boy (portre)
full-fledged s. tam
full-blooded s. safkan
full of the joys of spring s. coşku dolu
full of the joys of spring s. mutluluktan uçacak gibi
choke-full s. tıka basa
cram full s. tıka basa
chuck-full s. tıka basa
choke-full s. tıklım tıklım
chuck-full s. tıklım tıklım
cram full s. tıklım tıklım
cram full s. dopdolu
chock-full s. tıka basa
choke-full s. dopdolu
chuck-full s. dopdolu
full of spirit s. hayat dolu
full of fun s. eğlenceli
full of fun s. eğlence dolu
full of surprises s. sürprizlerle dolu
full of stress s. stres dolu
half full s. yarı dolu
full of scandals s. skandallarla dolu
full-breasted s. iri göğüslü
full-dress s. dört başı mamur
non-full-time s. tam zamanlı olmayan
full-lipped s. dolgun dudaklı
full of romance s. romantizm dolu
full of adventure s. macera dolu
full of health s. sağlık dolu
full of trees s. ağaçlarla dolu
full-size s. gerçek boyutlu
full-size s. gerçeğe uygun boyutta
with full of scratches s. çizik çizik
full of danger s. tehlike dolu
full of magic s. sihir/büyü dolu
full of emotion s. duygu dolu
full of emotion s. duygu yüklü
full-blown s. olgunlaşmış
full-lipped s. köfte dudaklı
full-lipped s. kalın dudaklı
full-fledged s. tam teşekküllü
jam-full s. kalabalık
jam-full s. tıka basa dolu
jam-full s. ağzına kadar dolu
jam-full s. tam kapasite dolu
full of anger s. öfke dolu
full of anger s. sinirli
full of sugar s. çok şekerli
full of sugar s. şeker dolu
full of vitamins s. çok vitaminli
in full view zf. görünürde
at full tilt zf. son süratle
at full length zf. ayrıntılarıyla
at full length zf. boylu boyunca
to the full zf. tam manasıyla
at the full zf. en yüksek vaziyette
in full course zf. bütün hızıyla
in full view zf. herkesin önünde
at full speed zf. doludizgin
at full gallop zf. doludizgin
in full blast zf. tam faaliyette
at full speed zf. alabildiğine
on a full stomach zf. tok karnına
at the full zf. yüksekte
at full speed zf. dörtnala
in full career zf. tam hızla
in full zf. tam olarak
at full speed zf. son süratle
at full steam zf. son hızla
at full steam zf. tam hızla
to the full extent of his power zf. elinden geldiği kadar
in a full swing zf. en canlı ve heyecanlı durumunda
to the full zf. son haddine kadar
in full view zf. aleni olarak
at full blast zf. tam kapasiteyle
in full blast zf. bütün kuvvetiyle
in full view zf. tam göz önünde
full speed zf. son hız
full speed zf. tam sürat
full speed zf. tam gaz
on a full stomach zf. yemek üstüne
full speed zf. tam hız
at full length zf. bütünüyle
with full enjoyment zf. ağız tadı ile
at full stretch zf. tamamen uzanmış vaziyette
to the full zf. tamamıyla
at the full zf. bedir halinde
in full career zf. bütün hızı ile
in full zf. tam
at full speed zf. alabildiğine koşarak
at full speed zf. son sürat
by his full appellation zf. adıyla sanıyla
in full zf. tamamen
in full zf. tam manasıyla
at the full zf. en yüksek vaziyette bedir halinde
to the full zf. tamamına
in full zf. eksiksiz
full speed zf. tam yol
at full blast zf. tam gazla
at full gallop zf. dörtnala
in full zf. etraflı
at full length zf. ayrıntılı olarak
at full speed zf. dolu dizgin
(at) full speed zf. aşırı hızlı
in full swing zf. en civcivli zamanında
full speed zf. olanca hızıyla
at full speed zf. olanca hızıyla
in full career zf. olanca hızıyla
full time zf. bütün gün
in full flood zf. sel gibi
in full flood zf. dalga dalga
in full flood zf. büyük bir güçle
at full length zf. tafsilatıyla
to the full extent zf. sonuna kadar
to the full zf. tümüyle
full blast zf. tam gaz
full blast zf. köküne kadar
full blast zf. sonuna kadar
in full zf. tamamı
in full zf. bütün
in full zf. bütün olarak
in full zf. noksansız
full-tilt zf. tam hızla
at full fling zf. son hızda
at full cock zf. ateşe hazır
at full tilt zf. son hızla
at full cock zf. tetikte
at full pelt zf. tam süratle
at full pelt zf. olanca hızıyla
at full speed zf. son hızla
in full zf. eksiksiz
at full steam zf. büyük bir hızla
full mouth [obsolete] zf. yüksek sesle
in full zf. kısaltmaksızın
in full action zf. tam güç
taking full account of ed. tam anlamıyla bilincinde olarak
a full plate expr. büyük ve zahmetli iş
Phrasals
at full bat i. çok çabuk
pump somebody full of something f. birine (bir şey/bir ilaç) vermek
pump somebody full of something f. birine (bir şeyi/bir ilacı) basmak
pump somebody full of something f. birine (bir şeyi/bir ilacı) dayamak
pump somebody full of something f. birini (bir şeye/bir ilaca) boğmak
at full bat s. çok hızlı
Phrases
on a full-time basis zf. tam gün esasına dayalı olarak
on a full-time basis zf. tam gün
with full corporate and legal responsibility expr. tüm kurumsal ve yasal sorumluluğu ile
in full possession of all your faculties expr. akli dengesi yerinde
in full blast expr. bangır bangır
in the full glare of the sun expr. güneşin alnında
in full compliance with the laws expr. kanunlarına uygun şekilde
30% of the full room rate expr. oda ücretinin tamamının %30'u
in the full sense of the word expr. kelimenin tam anlamıyla
in full swing expr. tam faaliyet halinde