geçen - Türkçe İngilizce Sözlük

geçen

"geçen" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 22 sonuç

Türkçe İngilizce
General
geçen other s.
One passer-by was killed and nine others were injured.
Yoldan geçen bir kişi öldü ve dokuz kişi de yaralandı.

More Sentences
geçen last s.
I haven't heard from her since last week.
Geçen haftadan beri ondan haber alamadım.

More Sentences
geçen passing s.
There weren't any impudent truck drivers passing me fast.
Yanımdan hızlıca geçen saygısız kamyon şoförü hiç olmadı.

More Sentences
geçen former s.
This regulation replaces a former one that expired in December last year.
Bu yönetmelik, geçen yıl Aralık ayında süresi dolan eski bir yönetmeliğin yerine geçmektedir.

More Sentences
Idioms
geçen before last expr.
This was the case before last September and the situation has been exacerbated since then.
Geçen Eylül ayından önce de durum böyleydi ve o tarihten bu yana durum daha da kötüleşti.

More Sentences
Computer
geçen elapsed s.
It is to be regretted that adequate use has not been made of the time that has elapsed since then.
O zamandan bu yana geçen sürenin yeterince değerlendirilememiş olması üzüntü vericidir.

More Sentences
General
geçen exceeder i.
geçen passed s.
geçen late s.
geçen past s.
geçen yester s.
geçen elapsing s.
geçen yester- s.
geçen run-over s.
geçen in excess of ed.
Idioms
geçen this past s.
Trade/Economic
geçen current s.
Biochemistry
geçen permeate s.
geçen permeant s.
Archaic
geçen yestern s.
geçen preterit s.
geçen preterite s.

"geçen" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
General
geçen gece last night i.
If you didn't get enough sleep last night, you should take a nap.
Geçen gece yeterince uyumadıysan bir şekerleme yapmalısın.

More Sentences
geçen dönem last semester i.
Tom failed French last semester.
Tom geçen dönem Fransızca'dan kaldı.

More Sentences
geçen hafta last week i.
I am grateful that you wrote in the past, but last week his leave to appeal to the Supreme Court was turned down.
Geçmişte yazdığınız için minnettarım, ancak geçen hafta Yüksek Mahkeme'ye itiraz izni reddedildi.

More Sentences
geçen yüzyıl last century i.
The first half of the last century was the worst in the history of the world with two world wars.
Geçen yüzyılın ilk yarısı, iki dünya savaşı ile dünya tarihinin en kötü dönemiydi.

More Sentences
geçen yaz last summer i.
Last summer we saw what sort of massive destruction forest fires cause.
Geçtiğimiz yaz orman yangınlarının ne kadar büyük bir yıkıma yol açtığını gördük.

More Sentences
geçen kış last winter i.
We were worried last winter that the major importance that entrepreneurship had would be forgotten about.
Geçen kış girişimciliğin sahip olduğu büyük önemin unutulacağından endişe ediyorduk.

More Sentences
geçen pazar last sunday i.
The last of the AMIB soldiers arrived in Burundi last Sunday.
AMIB askerlerinin sonuncusu geçtiğimiz Pazar günü Burundi'ye ulaştı.

More Sentences
geçen hafta sonu last weekend i.
Commissioner Vitorino said that there was an agreement in Mexico last weekend.
Komisyon Üyesi Vitorino geçen hafta sonu Meksika'da bir anlaşma yapıldığını söyledi.

More Sentences
geçen cumartesi last saturday i.
Last Saturday, Israeli shells once again fell on a Palestinian refugee camp.
Geçtiğimiz Cumartesi günü İsrail top mermileri bir kez daha Filistin mülteci kampına düştü.

More Sentences
geçen cuma last friday i.
We all know that nothing came of that help until last Friday, the thirteenth.
Ayın on üçü olan geçen Cuma gününe kadar bu yardımdan hiçbir şey gelmediğini hepimiz biliyoruz.

More Sentences
geçen gece the other night i.
When we were there the other night, 12 Palestinians were evicted from 12 flats in the middle of the city.
Geçen gece biz oradayken 12 Filistinli şehrin ortasındaki 12 daireden tahliye edildi.

More Sentences
başka dilden geçen sözcük loanword i.
"Café" is a loanword from French that is commonly used in English.
"Kafe", Fransızcadan İngilizceye geçen ve yaygın olarak kullanılan bir sözcüktür.

More Sentences
yukarıdan geçen overhead s.
Tom heard a helicopter overhead.
Tom yukarıdan geçen bir helikopter duydu.

More Sentences
bahsi geçen aforementioned s.
This became the subject of the aforementioned investigations.
Bu, yukarıda bahsi geçen soruşturmaların konusu oldu.

More Sentences
adı geçen mentioned s.
Tom was also mentioned in the book.
Kitapta Tom'un da adı geçiyordu.

More Sentences
ülkeyi boydan boya geçen cross-country s.
They travelled on a cross-country train.
Ülkeyi boydan boya geçen bir trenle seyahat ettiler.

More Sentences
yeniden yükselişe geçen resurgent s.
After a period of decline, the company experienced a resurgent popularity and became a market leader once again.
Bir düşüş döneminin ardından şirket yeniden yükselişe geçerek bir kez daha pazarın lideri olmuştur.

More Sentences
geçen sefer last time zf.
We are also seeing similar images from Argentina, and we will do too little, too late, like last time.
Arjantin'den de benzer görüntüler görüyoruz ve geçen sefer olduğu gibi çok az şey yapacağız, çok geç kalacağız.

More Sentences
geçen ay last month zf.
Last month, his sentence was confirmed by the Military Collegium of the Russian Supreme Court in Moscow.
Geçtiğimiz ay, cezası Moskova'daki Rus Yüksek Mahkemesi Askeri Collegium tarafından onaylandı.

More Sentences
geçen mayıs last may zf.
Last May we were in Uzbekistan, the beautiful and historic country of Tamburlaine.
Geçtiğimiz Mayıs ayında Tamburlaine'in güzel ve tarihi ülkesi Özbekistan'daydık.

More Sentences
geçen salı last tuesday zf.
Only this last Tuesday, some 100 migrants broke out of a freight train at Dollands Moor in Folkestone.
Daha geçtiğimiz Salı günü, Folkestone'daki Dollands Moor'da bir yük treninden 100 kadar göçmen kaçtı.

More Sentences
Common Usage
yerine geçen kimse substitute i.
General
eyerlerin üzerinden geçen ve at arabası milini destekleyen koşum ipi ridger i.
kalıtım yoluyla geçen herhangi bir özellik heritage i.
bir ülkeden diğerine geçen göçmen transmigrant i.
başkalarını geçen exceeder i.
fransız riviera'sında, nice'le menton arasındaki yarlardan geçen birbirine paralel üç yol corniche i.
genellikle birkaç gün süren ve yürüyüşle geçen tatil walking tour i.
içinden sinir geçen yol canal i.
başkasının yerine geçen kimse (geçici bir süre için) substitute i.
bir yerden başka bir yere geçen transfer i.
gelen geçen passerby i.
yoldan geçen kişi passer by i.
uzun köprü (göl/bataklık üzerinden geçen) causeway i.
hızla geçen bir şeyin çıkardığı ses whiz i.
kenanlılar'ın incil'de bahsi geçen gaddar tanrısı moloch i.
yerine geçen kimse surrogate i.
bataklıktan geçen yol causeway i.
yerine geçen kimse incomer i.
caddeyi dikkatsizce geçen kimse jaywalker i.
yerine geçen kimse replacement i.
caddeyi trafik kurallarına uymadan geçen kimse jaywalker i.
alçak veya sulak kesimler yahut sığ sular üzerinden geçen yükseltilmiş yol causeway i.
içinden sıvı geçen yol canal i.
yeni doğan aydan itibaren geçen günlerin yılın ilk gününe eklenen sayısı epact i.
ingiltere'yle fransa'yı birleştiren ve dover boğazı'nı geçen tünele ingiltere'de halk arasında veril chunnel i.
çabuk gelip geçen kimse transient i.
kazıklı yol (göl/bataklık üzerinden geçen) causeway i.
geçen zaman elapse i.
aslının yerine geçen şey ersatz i.
köprü aracılığıyla bir yolun üstünden geçen başka yol overpass i.
incil'de adı geçen hoş kokulu ağaç lignaloes i.
geçen kişi passer i.
iç içe geçen şeyler nest i.
eyerlerin üzerinden geçen ve at arabası milini destekleyen koşum ipi ridgeband i.
bir şeyin satın alınmasında para yerine geçen belge token i.
kuşaktan kuşağa geçen değerli şey heirloom i.
yerine geçen kimse supply i.
içinden damar geçen yol canal i.
yerine geçen successor i.
yol geçen arazi parçası right of way i.
yemin yerine geçen söz affirmation i.
geçen zaman elapsed time i.
mirasla geçen mal mülk hereditament i.
karşıya geçen traverser i.
dalga geçen giber i.
yuların atın burnu üzerinden geçen kısmı noseband i.
adı geçen şahıs said person i.
adı geçen şahıs mentioned person i.
geçen günler passing days i.
yoldan geçen kimse passersby i.
saniyede geçen kare sayısı frame per second i.
emeği geçen those who contributed i.
emeği geçen contributor i.
adı geçen kişi said person i.
adı geçen kişi aforesaid person i.
adı geçen kişi aforementioned person i.
birbiri ardınca geçen günler days on end i.
adı geçen kişi above-mentioned person i.
kan yoluyla geçen hastalık blood-borne disease i.
sadece iki kişi arasında geçen mücadele two-horse race i.
sadece iki kişi arasında geçen konuşma tête-à-tête i.
kalıtımla geçen özellik heredity i.
adı geçen kaynak mentioned source i.
yetişip geçen overreaching i.
ötesine geçen overreaching i.
geçen ay previous month i.
konuşmada adları geçen kişiler persons mentioned in the speech i.
kıran kırana geçen boks maçı slugfest i.
(başka bir şeyin) yerine geçen placeholder i.
sözü geçen ditto i.
geçen süre elapsed time i.
gelen geçen passer-by i.
yoldan geçen kimse passers-by i.
geçen ayki çatışma last month's shooting i.
geçen on yılın en iyi filmleri the best movies of the past decade i.
geçen on yıl past decade i.
incil'de geçen büyük tufan biblical great flood i.
yol geçen hanı a place where passengers frequently stop by i.
boksörlükten aktörlüğe geçen kişi boxer-turned-actor i.
konuda geçen önemli nokta landmark i.
kötü geçen gün off day i.
ilk tamire kadar geçen süre time-to-first-fix i.
fikir, inanç yahut inanç sistemi, kültür aracılığıyla yayılan yahut anne babadan geçen kültürel miras, gözlemleme ya da iletişim araçları vasıtasıyla edinilen davranış şekli meme i.
sözü geçen kimse man of influence i.
rüzgarla ağaçların hışırdaması ve aralardan geçen rüzgarın sesi psithurism i.
suriye'deki palmira şehrinin incilde geçen ismi tadmor i.
atın arkasından geçen ve arabanın dingilini destekleyen geniş kayış backband i.
son yeniaydan beri geçen süre age of moon i.
(fransa) bazı makamlar için yapılan devlet memurluğu sınavını geçen aday agrégé i.
kendinden geçen kimse rapturist i.
ömrün çoğunlukla sandalyede ve sakin geçen yaşlılık dönemi chair days [obsolete] i.
ömrün çoğunlukla sandalyede ve sakin geçen yaşlılık dönemi chairdays [obsolete] i.
çekte geçen kalem veya miktar checkage i.
sürpriz bir şekilde ele geçen şey nap-taking i.
(artık ayinsel kullanımda olmayan) kilise hukukunda geçen yedi saatten beşincisi nones i.
amirinin yerine geçen otel veya restoran çalışanı relief i.
kasım ayından ocak ayının başına kadar geçen, birçok tatilin kutlandığı zaman aralığı the holidays [usa] i.
kasım ayından ocak ayının başına kadar geçen, birçok tatilin kutlandığı zaman aralığı the holiday season [usa] i.
geçen sabah the other morning i.
geçen öğleden sonra the other afternoon i.
geçen akşam the other evening i.
un öğütülürken elekten geçen malzeme throughs i.
geçen gün past day i.
aradan geçen yıllar intervening years i.
çitler arasından geçen yol twitchel [dialect] i.
(bir şeyin) kuruluşunda emeği geçen kadın founding mother (of something) i.
üç kişiarasında geçen diyalog/toplantı trilogue i.
sözü geçen kimse eight-hundred-pound gorilla i.
öğleden gün batımına dek geçen zaman underntime i.
geçen zaman lapse i.
vın diye geçen şey zinger i.
norveç efsanelerinde adı geçen bir savaşçı berserk i.
göz açıp kapayana kadar geçen zaman eyewink i.
(ingiliz folklorunda) mayıs oyunları şenliklerinde bahsi geçen bir leydi maid marian i.
(ingiliz folklorunda) mayıs oyunları şenliklerinde bahsi geçen bir leydi maidmarian i.
gücüde bulunan ve içinden çözgü ipliği geçen metal veya camdan göz mail i.
bir uç organdan, sinapstan veya merkezden geçen eşzamanlı veya ardışık şiddetli sinir uyarıları volley i.
çabucak harekete geçen kimse man of deeds i.
geleneksel rus kıyafetleri giymiş kadın şeklinde dekore edilmiş, içe içe geçen bebeklere verilen ad matryoshka i.
geleneksel rus kıyafetleri giymiş kadın şeklinde dekore edilmiş, içe içe geçen bebeklere verilen ad matrioshka i.
geleneksel rus kıyafetleri giymiş kadın şeklinde dekore edilmiş, içe içe geçen bebeklere verilen ad matroyshka i.
dalga geçen kimse leg-puller i.
imza yerine geçen işaret (haç, çizgi) mark i.
üstünden geçen kayışının yandan bağlandığı alçak topuklu, geniş ve yuvarlak burunlu bir tür kadın ayakkabısı mary jane i.
üstünden geçen kayışının yandan bağlandığı alçak topuklu, geniş ve yuvarlak burunlu bir tür kadın ayakkabısı maryjane i.
(mecazi anlamda) göz açıp kapayıncaya kadar geçen süre blink i.
göz açıp kapayıncaya kadar geçen süre blink of an eye i.
incil'de bahsi geçen, isa'nın dünyaya hükmedeceği 1000 yıllık zaman dilimi millennium i.
iç içe geçen kimse veya şey wreather i.
incil'de geçen bir kadın adı hephzibah i.
miras yoluyla geçen mülk parçası heritable i.
dini hizmetle geçen yaşam ministry i.
at dizgininin alından geçen kayışı browband i.
ilişkinin genellikle sakin geçen başlangıç dönemi honeymoon i.
ilişkinin kavgasız ve mutlu geçen başlangıç dönemi honeymoon i.
yoldan geçen araba ile bir yere bırakılma hop i.
geçen hafta yesterweek i.
eski ahit'te geçen ve günümüzde yaygın olmayan bir erkek ismi lot i.
genellikle isa'nın yaşamı, ölümü ve dirilişi temalarını ve kutsal kitapta geçen olayları işleyen orta çağ piyeslerine verilen ad mystery i.
genellikle isa'nın yaşamı, ölümü ve dirilişi temalarını ve kutsal kitapta geçen olayları işleyen orta çağ'a ait bir piyes türü mystery i.
maytap geçen kimse ribber i.
üzerinden kamu yolu geçen arazi right of way i.
(at yarışında) başka atın yerine geçen at ring-in [australia] i.
giderek artan büyüklükte, iç içe geçen kutular chinese boxes i.
iki olay arası geçen süre delay i.
geçici olarak yolun belirli bir kısmının yerine geçen dolambaçlı yol detour i.
önemli veya olağanüstü bir deneyimden geçen kimse graduate i.
(uzay uçuşunda) çekim alanı sayesinde enerji elde etmek için gezgin bir cisme yakın geçen güzergah gravity-assist i.
yol geçen arazi roadway i.
yolun taşıt geçen kısmı roadway i.
birbirine geçen şey conjunct i.
vücutta geçen süre incarnation i.
sözü geçen kimse influence i.
sözü geçen kimse influential i.
iki olay arasında geçen süre interlapse i.
japonya'da para yerine geçen gümüş külçe goltschut i.
edmund spenser'in periler kraliçesi kitabında bahsi geçen bir bitki coltwood [obsolete] i.
belirli bir mesafeyi kat etmek için geçen süre drive time i.
farklı hallere geçen şey cycler i.
tahta kulübe tipi yapılarda ortadan geçen koridor dogtrot [dialect] i.
bir açıklığın çevresindeki ek yerinden geçen sicimden oluşan bir bağ drawing string i.
başkasının yerine geçen kimse pinch hitter i.
bir şeyi keserek üzerinden geçen çizgi cross stroke i.
at başlığında kafa üstünden geçen koşum takımı parçası crown i.
at başlığında kafa üstünden geçen koşum takımı parçası crownpiece i.
atın kulaklarının arkasından geçen dizgin kayışı crownpiece i.
duygusal olarak baba yerine geçen kimse father figure i.
duygusal olarak baba yerine geçen kimse father-figure i.
(askeri hapishanede) ötesine geçen mahkumların anında kurşuna dizildiği çizgi deadline i.
parmak kirinden ötürü yüzeye geçen iz fingermark i.
düşmeyle harekete geçen makine bölümü flathead [dialect] i.
gök cismi etrafında bir tam tur dönüşü tamamlamak için geçen süre orbit period i.
caddeye paralel bulunan veya caddenin ortasından geçen, çevre düzenlemesi yapılmış toprak şeridi parkway i.
sorgusuz sualsiz geçerli olup nesilden nesle geçen hak prerogative i.
insan yaşamının okulda geçen dönemi schoolday i.
bedava ele geçen şey free ride i.
kıran kırana geçen boks maçı slugging match i.
araçlarda geleneksel aynaların yerini alan ayna yerine geçen kameralar digital mirrors i.
fabl ve halk hikayelerinde adı geçen sihirli bir bitki springwort i.
yükselişe geçen kimse spurter i.
gözün önünden geçen yıldızlar star i.
kitapta geçen bölümün/metinlerin satırlara ayrılması stichometry i.
geçen gece streen [scotland] i.
geçen akşam streen [scotland] i.
büyük acılardan geçen kimse subsister i.
öteye geçen kimse surpasser i.
bir bölgenin doğal atraksiyonlarını göstermek üzere söz konusu bölgenin içinden geçen tabelalı yol nature trail f.
sözü geçen olmak have influence f.
karşıdan karşıya geçen çocuğa çarpmak hit a kid crossing the street f.
unvanını geçen yılın ikincisine kaptırmak lose one's title to last year's runner-up f.
yoldan geçen bir arabadan gelen müziğin sesini duymak hear the sound of music coming from a passing car f.
geçen taksiye binmek flag down a taxi cab f.
havuzun boyunu geçen derinlikteki yerine atlamak/girmek go off the deep end f.
havuzun boyunu geçen derinlikteki yerine atlamak/girmek jump off the deep end f.
(geçen gemiye verilen) selamlama veya teşhis sinyali hail f.
ismi geçen aforesaid s.
savunmaya geçen (hedef alındığını zannederek) defensive s.
birbirine geçen engaging s.
uçuşa geçen outbound s.
yukarıda geçen aforementioned s.
miras yoluyla geçen hereditary s.
kutsal kitapta geçen canonical s.
atasözünde geçen proverbial s.
birden bir konudan başka konuya geçen (konuşma tarzı) abrupt s.
başkasının yerine geçen (geçici bir süre için) substitute s.
makbule geçen appreciated s.
çabucak geçen elusive s.
hepsini/başka her şeyi geçen/aşan transcendent s.
yukarıda geçen aforenamed s.
sözü geçen aforementioned s.
bahsi geçen (durum vb) given s.
adı geçen aforementioned s.
yukarıda adı geçen abovementioned s.
çabuk geçen swift s.
daha önce adı geçen above-mentioned s.
adı geçen said s.
yukarıda geçen aforesaid s.
atlantik'i geçen transatlantic s.
daha önce adı geçen abovementioned s.
adı geçen aforenamed s.
temasla geçen contagious s.
ele geçen incoming s.
sözü geçen influential s.
sözü geçen (durum vb) given s.
yukarıda geçen above s.
adı geçen aforesaid s.
boşa geçen idle s.
transit geçen transiting s.
çabuk geçen fleeting s.
çabuk geçen pecking s.
çabuk geçen fugitive s.
yavaş harekete geçen inert s.
altından geçen su ile çalışan undershot s.
içme suyu ile geçen waterborne s.
başkalarına kolay geçen (neşe) infectious s.
ülkeyi boydan boya geçen cross country s.
hızla geçen flying s.
kalıtımla geçen iyi özelliklere sahip eugenical s.
iç içe geçen telescopic s.
kolay geçen running s.
ismi geçen aforementioned s.
delip geçen piercing s.
yerine geçen pro s.
adı geçen forenamed s.
sözü geçen forenamed s.
sözü geçen previously mentioned s.
emeği geçen one who contributed s.
adı geçen above-named s.
adı geçen above s.
birbirine geçen imbricative s.
(hastalık) temasla geçen contagious s.
aşağıda adı geçen below-mentioned s.
adı geçen above-mentioned s.
adı geçen above-named s.
araziden geçen cross-country s.
çok yakın geçen point-blank s.
sözü geçen well-esteemed s.
çabuk geçen transient s.
sudan geçen waterborne s.
zikri geçen above-cited s.
geçen seferki previous s.
aşağıda sözü geçen undermentioned s.
yukarıda sözü geçen before cited s.
yukarıda sözü geçen before mentioned s.
sözü geçen mentioned s.
bahsi geçen mentioned s.
yukarıda adı geçen aforenamed s.
zikri geçen aforesaid s.
sözü geçen aforesaid s.
yukarıda bahsi geçen aforesaid s.
bahsi geçen aforesaid s.
yerine geçen succeeding s.
yerine geçen superseding s.
şike skandalında adı geçen supposedly being involved in match-fixing scandal s.
elekten geçen sieved s.
elekten geçen sifted s.
aradan geçen intervening s.
yukarıda adı geçen above-mentioned s.
yukarıda adı geçen aforecited s.
yukarıda adı geçen above-mentioned s.
sözü geçen bossy s.
konudan konuya geçen discursive s.
üstüste geçen/örtüşen lap-strake s.
üstüste geçen/örtüşen lap-streak s.
üstüste geçen/örtüşen lap-jointed s.
üstüste geçen/örtüşen lap-straked s.
üstüste geçen/örtüşen lap-streaked s.
üstüste geçen/örtüşen overlapping s.
çok katmandan geçen polystrate s.
adı geçen forementioned s.
yerine geçen substitutive s.
kenarından geçen skirting s.
adı geçen abovesaid s.
yukarıda bahsi geçen abovesaid s.
daha önce bahsi geçen, değinilen abovesaid s.
atasözünde geçen adagial s.
adı geçen above s.
sonradan bahsi geçen after-mentioned s.
harekete geçen agoing s.
geçici (geçen) infectious s.
adı geçen nempt [obsolete] s.
birbirinin içine geçen parçalardan oluşan telescope s.
adı geçen that s.
sonuna kadar geçen throughgoing s.
bir kişiden/şeyden diğerine geçen transient s.
bir durumdan diğerine hızla geçen transilient s.
başkası üzerinden geçen transitive s.
bir yerden diğerine geçen transmigrant s.
bir bireyden diğerine geçen transindividual s.
medyan düzlemi boyunca geçen transmedian s.
medyan düzlemin içinden geçen transmedian s.
medyan düzlemi boyunca geçen transmedial s.
medyan düzlemin içinden geçen transmedial s.
rekabetle harekete geçen emulous s.
alttan geçen underrunning s.
yerine geçen kimse olmayan unsucceeded s.
dalga geçen jesting s.
dalga geçen jiveass s.
dalga geçen vernaculous s.
kolayca harekete geçen hair-trigger s.
yukarıda geçen aforementioned s.
gök cisminin günlük hareketinde ulaştığı en yüksek noktadan geçen meridian s.
birbirine geçen ve karşılıklı etkileşen meshed s.
iç içe geçen fair s.
hızlı kavrayıp harekete geçen gleg [scotland] s.
bir yerden diğerine geçen mutative s.
bir durumdan diğerine geçen mutative s.
açık olanın ötesine geçen obscured s.
aşikar olanın ötesine geçen obscured s.
belli olanın ötesine geçen obscured s.
belirli bir durumda eyleme geçen occasional s.
zaman zaman eyleme geçen occasional s.
kolayca harekete geçen hair-trigger s.
üzerinden şekil geçen (arma) debruised s.
bahsi geçen bir önceki konu ile aynı idem s.
bir yerden başka bir yere geçen of passage s.
bir bölgeden başka bir bölgeye geçen of passage s.
bir iklimden başka bir iklime geçen of passage s.
harekete geçen off s.
yerine geçen off the hooks s.
(birinin) tarafına geçen onside s.
ötesine geçen overbold s.
yetişip geçen overbold s.
sıra ile geçen rotatory s.
shakespeare eserlerinde geçen ve anlamı bilinmeyen bir sözcük rump-fed s.
karşılıklı konuşmada geçen dialogic s.
diyalogda geçen dialogic s.
sözü geçen influxious [obsolete] s.
sözü geçen influxive s.
tartışmada bir örnekten diğerine geçen metabatic [obsolete] s.
can havliyle harekete geçen irascible s.
çok sayıda evreden geçen polymorphous s.
farklı formlardan geçen polymorphous s.
çok sayıda evreden geçen polymorphic s.
farklı formlardan geçen polymorphic s.
bir taraftan öbür tarafa geçen cross s.
tuzlu suda geçen saltwater s.
denizde geçen saltwater s.
modası geçen fin de siecle s.
modası geçen fin-de-siècle s.
yukarıda adı geçen forecited s.
yukarıda adı geçen forerecited s.
dalga geçen pranksome [dated] s.
hızlıca geçen scudding s.
kendiyle dalga geçen self-mocking s.
çabuk geçen short s.
sert şekilde dalga geçen cruel s.
geçen seferki preterient s.
erken harekete geçen previous s.
birbirine geçen snap s.
(rüzgar) delip geçen snithe s.
şiirde geçen poetical s.
alttan geçen subterfluent s.
(sıcaklık) kritik sıcaklığı geçen supercritical s.
(kilise müziğinde) oktavı geçen superfluous s.
zihni geçen superintellectual s.
ışık hızını geçen superlight s.
sözü geçen superpowerful s.
(dalga ve titreşim) frekansı işitilebilirlik seviyesini geçen supersonic s.
yukarıda geçen supra zf.
daha geçen hafta no longer ago than last week zf.
sözü geçen in command zf.
geçen hafta dün yesterday week zf.
sözü geçen above zf.
geçen hafta dünkü gün yesterday week zf.
geçen sene last year zf.
geçen yıl last year zf.
her geçen gün every passing day zf.
geçen aydan from the previous month zf.
her geçen gün each passing day zf.
her geçen saat with every passing hour zf.
geçen birkaç hafta içinde in the past couple of weeks zf.
geçen hafta bir ara some time last week zf.
geçen günlerde the other day zf.
adı geçen ditto zf.
her geçen saat every passing hour zf.
her geçen saniye every passing second zf.
her geçen dakika every passing minute zf.
geçen zaman içinde in the course of time zf.
geçen yüzyılda in the last century zf.
geçen yıl temmuz ayında in july last year zf.
geçen gün the other day zf.
her geçen gün day by day zf.
evvelce adı geçen eserde loc. cit. zf.
evvelce adı geçen eserde loco citato zf.
geçen buluşmamızda at our previous meeting zf.
geçen buluşmamızda at our last meeting zf.
her geçen yıl every passing year zf.
her geçen sene every passing year zf.
geçen on yılda in the past decade zf.
geçen on yıl içinde in the past decade zf.
geçen sene boyunca yesteryear zf.
geçen sene bu zamanlar this time last year zf.
adı geçen eserde opere citato zf.
adı geçen yayında opere citato zf.
-i geçen in excess of ed.
her geçen (gün) by ed.
her geçen (saat vb.) by ed.
yerine geçen for ed.
geçen seferki the previous one zm.
adı geçen şey that zm.
roman dillerinden alınmış kelimelerde bahsi geçen olay, dönem veya kişileri ifade eden son ek -ade snk.
geçen süre bilgisini ifade eden bir kombinasyon -long snk.
yerine geçen kimse repl (replacement) kısalt.
Irregular Verb
altından geçen su akımıyla dönen (su çarkı) undershot s.
Phrases
adı geçen firma the above named firm i.
adı geçen firma the above mentioned firm i.
geçen sene bir zaman/ara sometime last year i.
geçen hafta bu zamanlar this time last week i.
yukarıda adı geçen the abovementioned s.
adı geçen the above-mentioned s.
geçen haftaya oranla compared to the last week expr.
geçen yıla oranla compared to the last year expr.
geçen aya oranla compared to the last month expr.
geçen seneye oranla compared to the last year expr.
uykusuz geçen bir gecenin ardından after a sleepless night expr.
yukarıda adı geçen kişi/kişiler (bir sayfada) the abovementioned persons expr.
o zamandan beri geçen yıllarda in the years since expr.
zor ele geçen at a premium expr.
nadir bulunan/ele geçen at a premium expr.
aradan geçen yıllar boyunca over the intervening years expr.
Proverb
eline geçen fırsatı zamanında değerlendirmezsen elinden kayıp gider a mill cannot grind with water that is past
Colloquial
sözü geçen kişi big kahuna [us] i.
sözü geçen kişi a big kahuna [us] i.
sözü geçen kişi a grand kahuna [us] i.
çalışma ile geçen tatil a busman's holiday i.
gergin geçen beş dakika 5 white-knuckled minutes i.
yoldan geçen bir araba a passing car i.
boston ma'in altından geçen yeraltı otoyolu big dig i.
(beyzbol) yere çarpıp iki veya daha fazla iç saha oyuncusunun arasından geçen top a ground ball with eyes i.
iyi/güzel geçen bir zaman good trip i.
sözü geçen kimse great gun i.
çok eğlenceli geçen zaman ball i.
bir yerde geçen zaman time in i.
kolayca harekete geçen şey hair trigger i.
bir partiden diğerine geçen kimse lota [pakistan] i.
filmde geçen şiddet ve macera sahnesi skop, skiet en donder [south africa] i.
(beyzbol) vurucuya teğet geçen bir top atmak dust off the batter f.
dalga geçen joking [uk/us/ireland] s.
eline geçen her fırsatta at every (possible) opportunity expr.
geçen ay neredeyse her gün yağmur yağdı last month it rained almost every day expr.
geçen her dakika önemli every moment counts expr.
geçen her dakika önemli every minute counts expr.
eline geçen her fırsatta every chance he/she gets expr.
(birinin) eline geçen bir şey yok nothing in it for (one) expr.
geçen yılın sonundan bu yana since the end of last year expr.
Idioms
anında uygulamaya geçen kişi a man/woman/person of action i.
inişe geçen hisse/bono fallen angel i.
aklından/kafasından geçen düşünce/fikir bird of (one's) own brain [obsolete] i.
eski kablolu kanal aboneliğine son verip başka aboneliklere (online tv platformları) geçen kişi cord cutter i.
sadece nakit geçen mağaza cash only i.
kumanda ile tv kanallarını peş peşe geçen channel surfer i.
baskın sözü geçen kimse 800-pound gorilla i.
çorak geçen dönem dry spell i.
dur durak bilmeden akıp giden/geçen zaman the marching time i.
ele geçen şans a fair crack of the whip i.
insanların sempatisini kazanmak ya da yardımı almak için kişinin başından geçen bir hikayeyi anlatması hard-luck story i.
resmi/kayıta geçen/kanıt niteliği taşıyan belge paper trail i.
sözü geçen kimse the old man i.