Geçmiş

pleased

"pleased" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 7 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	pleased s.	memnun
General
2	Genel	pleased s.	keyifli
3	Genel	pleased s.	memnun olmuş
4	Genel	pleased s.	hoşnut
5	Genel	pleased s.	hoşnut edilmiş
Ottoman Turkish
6	Osmanlıca	pleased i.	mahzuz
7	Osmanlıca	pleased s.	mütelezziz

"pleased" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 95 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	be pleased to f.	memnun olmak
2	Genel	be pleased f.	memnun olmak
3	Genel	be pleased to do something f.	bir şeyi memnuniyetle yapmak
4	Genel	be very pleased f.	göbek atmak
5	Genel	be pleased f.	sevinmek
6	Genel	be pleased with f.	-den memnun olmak
7	Genel	be so pleased to f.	çok memnun olmak
8	Genel	be pleased with f.	-den hoşnut olmak
9	Genel	be pleased f.	hoşnut olmak
10	Genel	be pleased with oneself f.	kendinden memnun olmak
11	Genel	be pleased with f.	hoşlanmak
12	Genel	be very pleased to f.	çok memnun olmak
13	Genel	be pleased with f.	hoşnut olmak
14	Genel	be pleased f.	hazzetmek
15	Genel	be highly pleased f.	dört köşe olmak
16	Genel	highly pleased f.	dört köşe olmak
17	Genel	be pleased with f.	oyalanmak
18	Genel	be extremely pleased (about something) f.	etekleri zil çalmak
19	Genel	be pleased with (someone/something) f.	memnuniyet duymak
20	Genel	feel pleased f.	memnuniyet duymak
21	Genel	be pleased f.	memnuniyet duymak
22	Genel	be pleased that f.	memnuniyet duymak
23	Genel	be pleased with f.	memnun kalmak
24	Genel	be pleased with f.	memnun olmak
25	Genel	be pleased for someone f.	biri için mutlu olmak
26	Genel	be pleased f.	tatmin olmak
27	Genel	be pleased with oneself f.	halinden memnun olmak
28	Genel	be pleased in f.	memnun olmak
29	Genel	be pleased to do a thing f.	yapmaktan memnun olmak
30	Genel	be pleased to do a thing f.	bir şeyi yapmayı arzulamak
31	Genel	be pleased in f.	zevk almak
32	Genel	only too pleased s.	dünden hazır
33	Genel	well pleased s.	çok memnun
34	Genel	only too pleased s.	dünden razı
35	Genel	ill-pleased s.	memnuniyetsiz
36	Genel	ill-pleased s.	hoşnutsuz
Colloquial
37	Konuşma Dili	pleased for (one) s.	(biri) için mutlu
38	Konuşma Dili	pleased for (one) s.	(biri) için mutlu olmuş
39	Konuşma Dili	pleased with (oneself) s.	(kendinden) memnun
40	Konuşma Dili	pleased with (oneself) s.	halinden memnun
41	Konuşma Dili	pleased with (oneself) s.	pek keyifli
42	Konuşma Dili	pleased with (oneself) s.	yaptığıyla gurur duyan
43	Konuşma Dili	best pleased [uk] expr.	pek memnun değil
44	Konuşma Dili	best pleased [uk] expr.	pek hoşuna gitmemiş
45	Konuşma Dili	best pleased [uk] expr.	pek hoşnut değil
46	Konuşma Dili	is that a (something) in your pocket or are you just pleased to see me [cliché] expr.	cebinde (bir şey) mi var yoksa beni gördüğüne mi heyecanlandın
47	Konuşma Dili	is that a (something) in your pocket or are you just pleased to see me [cliché] expr.	cebinde muz, silah, salatalık mı taşıyorsun yoksa beni gördüğüne çok mu sevindin
48	Konuşma Dili	is that a (something) in your pocket or are you just pleased to see me [cliché] expr.	cebinde (bir şey) mi var yoksa beni gördün diye ereksiyon mu oldun
49	Konuşma Dili	(I'm) (very) pleased to meet you expr.	tanıştığıma (çok) memnun oldum
50	Konuşma Dili	(I'm) (very) pleased to meet you expr.	sizinle tanışmaktan şeref duydum
51	Konuşma Dili	less than pleased expr.	(hiç de) memnun/hoşnut değil
Idioms
52	Deyim	be as pleased as punch f.	bayram etmek
53	Deyim	be (glad/happy/pleased) to see the back of somebody f.	birinin gitmesine sevinmek
54	Deyim	be less than pleased f.	(bir şeyden) (hiç de) memnun/hoşnut kalmamak
55	Deyim	be (as) pleased as punch f.	çok mutlu olmak
56	Deyim	be (as) pleased as punch f.	çok sevinmek
57	Deyim	none too pleased s.	mutlu değil
58	Deyim	none too pleased s.	mutsuz
59	Deyim	none too pleased s.	hoşnut değil
60	Deyim	none too pleased s.	memnun değil
61	Deyim	none too pleased s.	kızgın
62	Deyim	none too pleased s.	sinirli
63	Deyim	pleased as punch s.	zevk duyan
64	Deyim	pleased as punch s.	memnun
65	Deyim	pleased as punch s.	gurur duyan
66	Deyim	pleased as punch s.	sevinçli
67	Deyim	pleased as punch s.	haz duyan
68	Deyim	as pleased as punch expr.	çok mutlu
69	Deyim	as pleased as punch expr.	çok sevinçli
70	Deyim	as pleased as punch expr.	mal bulmuş mağribi gibi
Speaking
71	Konuşma	may god be pleased with you ünl.	allah senden razı olsun
72	Konuşma	may god be pleased expr.	allah razı olsun
73	Konuşma	I'm pleased you liked it expr.	beğenmene sevindim
74	Konuşma	you must be pleased to see me expr.	beni gördüğüne sevinmiş olmalısın
75	Konuşma	I'm glad/pleased/happy to hear that expr.	buna sevindim
76	Konuşma	I'm glad/pleased/happy to hear that expr.	bunu duyduğuma sevindim
77	Konuşma	I will be so pleased expr.	çok sevinirim
78	Konuşma	I will be so pleased expr.	çok mutlu olurum
79	Konuşma	I couldn't be more pleased expr.	daha mutlu olmazdım
80	Konuşma	I would be so pleased expr.	çok sevinirim
81	Konuşma	I would be so pleased expr.	çok mutlu olurum
82	Konuşma	you don't look pleased expr.	hoşnut görünmüyorsunuz
83	Konuşma	we would be pleased expr.	memnuniyet duyarız
84	Konuşma	just let me say how i am pleased expr.	ne kadar mutlu/memnun olduğumu söylemeliyim
85	Konuşma	let me just say how i am pleased expr.	ne kadar mutlu/memnun olduğumu söylemeliyim
86	Konuşma	I would be pleased expr.	memnuniyet duyarım
87	Konuşma	we would be pleased to see you among us expr.	sizleri aramızda görmekten mutluluk duyarız
88	Konuşma	I am pleased to see you back here with us expr.	seni tekrar aramızda görmek çok güzel
89	Konuşma	I'm pleased to have a chance to talk with expr.	sizinle bir konuşma şansı yakaladığım için çok mutluyum
90	Konuşma	you don't look pleased expr.	tatmin olmuş görünmüyorsunuz
91	Konuşma	I'm pleased to meet you expr.	tanıştığıma memnun oldum
92	Konuşma	pleased to meet you expr.	tanıştığımıza memnun oldum
93	Konuşma	pleased to meet you expr.	tanıştığıma memnun oldum
94	Konuşma	I'm pleased to meet you expr.	tanıştığımıza memnun oldum
Religious
95	Dini	may god be pleased i.	radıyallahu anh (allah razı olsun)