|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
monoton bir melodi eşliğinde söylenen sözler |
chant i.
|
|
2 |
Genel |
yahudilerde bir kişinin sağlığına ya da iyileşmesine kadeh kaldırırken söylenen söz |
lehayim i.
|
|
3 |
Genel |
sık söylenen söz |
commonplace i.
|
|
4 |
Genel |
düşüncesizce söylenen söz |
indiscretion i.
|
|
5 |
Genel |
gitarla söylenen antillere özgü balat |
calypso i.
|
|
6 |
Genel |
şükran duası (yemekten önce/sonra söylenen) |
grace i.
|
|
7 |
Genel |
laf (sataşmak için söylenen alaylı) |
taunt i.
|
|
8 |
Genel |
giderayak söylenen iğneli laf |
parting shot i.
|
|
9 |
Genel |
dikkati başka yöne çekmek için söylenen söz |
red herring i.
|
|
10 |
Genel |
topluca söylenen şarkı |
catch i.
|
|
11 |
Genel |
ayrılırken söylenen dokunaklı söz |
parthian shot i.
|
|
12 |
Genel |
kendi kendine söylenen |
grump i.
|
|
13 |
Genel |
söylenen kimse |
grump i.
|
|
14 |
Genel |
yüksek sesle söylenen kelime |
spoken word i.
|
|
15 |
Genel |
işitilecek şekilde söylenen kelime |
spoken word i.
|
|
16 |
Genel |
kızınca veya heyecanlanınca söylenen anlamsız sözcük |
expletive i.
|
|
|
17 |
Genel |
birdenbire söylenen öfkeli veya acı sözler |
outburst i.
|
|
18 |
Genel |
kızınca söylenen anlamsız söz |
expletive i.
|
|
19 |
Genel |
çalgısız söylenen çok sesli şarkı |
madrigal i.
|
|
20 |
Genel |
kadeh kaldırırken söylenen söz |
toast quote i.
|
|
21 |
Genel |
en çok söylenen örnekler |
most telling examples i.
|
|
22 |
Genel |
bir yumuşatma ve ya örtmece kullanılmadan söylenen söz |
orthophemism i.
|
|
23 |
Genel |
laf arasında söylenen fakat duyan kişi üzerinde beklenmeyen etki yapan bir söz |
chance remark i.
|
|
24 |
Genel |
bir konu için ilk yapılan ya da ilk söylenen şey |
first mentioned i.
|
|
25 |
Genel |
bir kilise ayini sonrası okunan ya da söylenen ilahi ya da marş |
response i.
|
|
26 |
Genel |
ayin sonrası soloist ve koro tarafından dönüşümlü olarak söylenen ilahi |
response i.
|
|
27 |
Genel |
bir kilise ayini sonrası okunan ya da söylenen ilahi ya da marş |
responsory i.
|
|
28 |
Genel |
ayin sonrası soloist ve koro tarafından dönüşümlü olarak söylenen ilahi |
responsory i.
|
|
29 |
Genel |
bir akşam kampı ateşinde ya da toplantı sonunda söylenen kapanış şarkısı |
taps i.
|
|
30 |
Genel |
dikkatli bir şekilde söylenen ifade |
cautious statement i.
|
|
31 |
Genel |
ritmik ve değişmeyen bir ses tonuyla söylenen ilahiler, tilavetler, şarkılar |
chants i.
|
|
32 |
Genel |
söylenen şey |
noise i.
|
|
33 |
Genel |
topluca eğlenerek söylenen meyhane şarkısı |
trinklied i.
|
|
34 |
Genel |
topluca eğlenerek söylenen meyhane şarkısı |
drinking song i.
|
|
35 |
Genel |
ziyafet sırasında misafirlerce söylenen şarkı |
banquet song i.
|
|
36 |
Genel |
coşkuyla söylenen popüler şarkı |
belter i.
|
|
|
37 |
Genel |
söylenen kimse |
chidester [obsolete] i.
|
|
38 |
Genel |
akşam söylenen şarkı |
evensong i.
|
|
39 |
Genel |
sevgiliye söylenen tatlı söz |
handsome i.
|
|
40 |
Genel |
homurdanan veya söylenen kimse |
maunderer i.
|
|
41 |
Genel |
(tiyatro) müzik eşliğinde okunan veya söylenen şiir, piyes bölümü veya opera |
melodrama i.
|
|
42 |
Genel |
ilham neticesinde söylenen söz |
message i.
|
|
43 |
Genel |
karşılıklı söylenen düşmanca sözler |
word i.
|
|
44 |
Genel |
karşılıklı söylenen öfkeli sözler |
word i.
|
|
45 |
Genel |
vedalaşırken söylenen iyi niyetli söz |
word of farewell i.
|
|
46 |
Genel |
vedalaşırken söylenen iyi niyet ifadesi |
word of farewell i.
|
|
47 |
Genel |
abd'deki siyahi tarla işçileri tarafından çalışırken söylenen bir şarkı |
holler i.
|
|
48 |
Genel |
doğru bir çözümü olduğu söylenen kafa karıştırıcı sorun |
mystifier i.
|
|
49 |
Genel |
işaret olarak söylenen veya yapılan şey |
gesture i.
|
|
50 |
Genel |
söylenen kimse |
murmurer i.
|
|
51 |
Genel |
üstü kapalı söylenen şey |
implication i.
|
|
52 |
Genel |
ayrılırken söylenen son söz |
good-by i.
|
|
53 |
Genel |
ayrılırken söylenen son söz |
good-bye i.
|
|
54 |
Genel |
(yemin ederken söylenen) tanrı |
cock [obsolete] i.
|
|
55 |
Genel |
(yeminlerde söylenen) tanrı |
cox [obsolete] i.
|
|
56 |
Genel |
zafer şarkısı söylenen gösteri |
paeanism i.
|
|
57 |
Genel |
körebe oyununda oyunculara sabit kalmaları için söylenen ifade |
post i.
|
|
58 |
Genel |
paralel olarak söylenen polifonik bir şarkı türü |
organum i.
|
|
59 |
Genel |
birdenbire söylenen öfkeli veya acı sözler |
outfling i.
|
|
60 |
Genel |
giderayak söylenen iğneli laf |
parthian arrow i.
|
|
61 |
Genel |
olağanüstü becerileri olduğu söylenen kimse |
sensitive i.
|
|
62 |
Genel |
kandırmak için söylenen veya edilen iltifat |
blandishment f.
|
|
63 |
Genel |
söylenen veya yapılan bir şeyi yumuşatmak |
turn f.
|
|
64 |
Genel |
doğaçlamayla söylenen |
extemporaneous s.
|
|
65 |
Genel |
vurgulanarak söylenen |
emphatic s.
|
|
66 |
Genel |
bağırarak söylenen |
vociferous s.
|
|
67 |
Genel |
patavatsızca söylenen (söz) |
unguarded s.
|
|
68 |
Genel |
kusur bulmak amacıyla söylenen |
critical s.
|
|
69 |
Genel |
doğaçlamayla söylenen |
extempore s.
|
|
70 |
Genel |
en son olarak söylenen |
last mentioned s.
|
|
71 |
Genel |
şarkı tonunda söylenen |
intoned s.
|
|
72 |
Genel |
kolayca söylenen |
glib s.
|
|
73 |
Genel |
anadilinde yazılan veya söylenen |
vernacular s.
|
|
74 |
Genel |
etkileyici bir şekilde söylenen |
rhetorical s.
|
|
75 |
Genel |
koro tarafından söylenen |
choral s.
|
|
76 |
Genel |
ilk söylenen |
former s.
|
|
|
77 |
Genel |
ağızdan söylenen |
oral s.
|
|
78 |
Genel |
daha önce söylenen |
aforecited s.
|
|
79 |
Genel |
sırf söylenmiş olması için söylenen |
rhetorical s.
|
|
80 |
Genel |
tekdüze söylenen |
chanting s.
|
|
81 |
Genel |
yarım ağızla söylenen |
tongue-in-cheek s.
|
|
82 |
Genel |
enstrüman/vokal eşliğinde çalınıp söylenen |
attended s.
|
|
83 |
Genel |
sessizce söylenen |
underbreath s.
|
|
84 |
Genel |
şiddetli bir haykırışla söylenen |
yelled s.
|
|
85 |
Genel |
şiddetli bir haykırışla söylenen |
shouted s.
|
|
86 |
Genel |
aksi bir şekilde söylenen |
whingy s.
|
|
87 |
Genel |
yumuşak ve sessiz bir tonda söylenen |
whispered s.
|
|
88 |
Genel |
gizlice söylenen |
whispered s.
|
|
89 |
Genel |
şakaya gelmez bir biçimde söylenen |
humorless s.
|
|
90 |
Genel |
şakaya gelmez bir biçimde söylenen |
humourless s.
|
|
91 |
Genel |
söylemiş olmak için söylenen |
rhetorical s.
|
|
92 |
Genel |
sınırsız bir coşkuyla söylenen |
burbling s.
|
|
93 |
Genel |
titrek r ile söylenen |
burry s.
|
|
94 |
Genel |
ayin vaktinde söylenen |
choir s.
|
|
95 |
Genel |
yayın sırasında söylenen |
on-air s.
|
|
96 |
Genel |
(suçlayıcı tavır ile) dahil olduğu söylenen |
implicated s.
|
|
97 |
Genel |
üstü kapalı söylenen |
inferred s.
|
|
98 |
Genel |
içinden söylenen |
ventriloquial s.
|
|
99 |
Genel |
karından söylenen |
ventriloquial s.
|
|
100 |
Genel |
mani şeklinde söylenen |
dittied s.
|
|
101 |
Genel |
şarkı olarak söylenen |
dittied s.
|
|
102 |
Genel |
ölümden hemen önce söylenen |
dying s.
|
|
103 |
Genel |
doğruluk veya haklılığına bakılmaksızın söylenen |
irresponsible s.
|
|
104 |
Genel |
tekdüze söylenen |
intoned s.
|
|
105 |
Genel |
tekrar söylenen |
iterate [obsolete] s.
|
|
106 |
Genel |
şakayla söylenen |
playful s.
|
|
107 |
Genel |
şaka yollu söylenen |
pleasant [obsolete] s.
|
|
108 |
Genel |
kendi kendine söylenen |
self-whispered s.
|
|
109 |
Genel |
(sözcükler) kibarca söylenen |
soft-spoken s.
|
|
110 |
Genel |
konuşma kürsüsünden söylenen |
soapbox s.
|
|
111 |
Genel |
hazırlıksız söylenen |
spur-of-the-moment s.
|
|
112 |
Genel |
olduğu söylenen |
rumoured s.
|
|
113 |
Genel |
doğaçlama söylenen |
extemporaneous s.
|
|
114 |
Genel |
söylenen herşeye karşın |
for all that zf.
|
|
115 |
Genel |
söylenen sıraya göre |
respectively zf.
|
|
116 |
Genel |
az çok tekrarı (yazılı/söylenen bir şeyin) |
rehash of ed.
|
|
117 |
Genel |
söylenen şeyin doğruluğundan şüphe edildiğini belirtir |
oh yeah? ünl.
|
|
118 |
Genel |
asker marşlarının başında söylenen bir ünlem |
hup ünl.
|
|
119 |
Genel |
asker marşlarının başında söylenen bir ünlem |
hut ünl.
|
|
120 |
Genel |
söylenen şeyin tekrar edilmesi için kullanılan bir ifade |
hmm? ünl.
|
|
121 |
Genel |
canı hafifçe yanan çocuğa söylenen bir teselli ifadesi |
diddums [uk] ünl.
|
|
Phrasals |
|
122 |
Öbek Fiiller |
söylenen bir şeyi yaymak |
whisper something around f.
|
|
123 |
Öbek Fiiller |
(söylenen bir şeye) geri dönmek |
back up (to something) f.
|
|
124 |
Öbek Fiiller |
biriyle ilgili söylenen bir şeye inanmak |
believe something of someone f.
|
|
125 |
Öbek Fiiller |
ile ilgili söylenen bir şeye inanmak |
believe of f.
|
|
126 |
Öbek Fiiller |
(atlara söylenen bir emir ifadesi olarak) hızlı gitmek |
get up f.
|
|
127 |
Öbek Fiiller |
söylenen bir şeyi yaymak |
whisper around f.
|
|
Phrases |
|
128 |
İfadeler |
yaşını söylemeyip soruyu geçiştirmek için söylenen bir söz |
as old as my eyes and a little (bit) older than my teeth expr.
|
|
129 |
İfadeler |
uğurböceğinin/uçuç böceğinin ya da gelin böceğinin uçup gitmesi için söylenen ezgi |
ladybug, ladybug, fly away home expr.
|
|
130 |
İfadeler |
söylenen gerçekse/doğru ise |
if the saying is true expr.
|
|
131 |
İfadeler |
söylenen o |
the story goes (that)... expr.
|
|
132 |
İfadeler |
söylenen şu ki |
the story goes (that) expr.
|
|
Proverb |
|
133 |
Atasözü |
iyi niyetle söylenen yalan mubahtır |
the end justifies the means
|
|
134 |
Atasözü |
üç kişilik bir gruptan birisini göndermek için söylenen söz |
two is company (but) three's a crowd
|
|
Colloquial |
|
135 |
Konuşma Dili |
doğaçlama/içinden geldiği gibi söylenen caz veya blues |
gut-bucket i.
|
|
136 |
Konuşma Dili |
bir ilişkiyi bitirirken söylenen bir söz ("buggy ride" cinsel ilişki yerine kullanılan örtmece bir söz) |
thanks for the buggy ride [old-fashioned] i.
|
|
137 |
Konuşma Dili |
aşıkken söylenen hoş ve sevgi dolu sözler |
sweet nothings i.
|
|
138 |
Konuşma Dili |
bir yere kadar gidiyorum anlamında söylenen bir söz |
go to see a man about a dog i.
|
|
139 |
Konuşma Dili |
rahatlamak için söylenen ancak işe yaramayan şey |
cold comfort i.
|
|
140 |
Konuşma Dili |
londra'ya çalışmaya gelmiş essex'lilere söylenen küçümseyici bir ifade |
essex man i.
|
|
141 |
Konuşma Dili |
sürekli söylenen kimse |
kvetcher [us] i.
|
|
142 |
Konuşma Dili |
elektronik sesler ve sintisayzırlar içeren yüksek sesle söylenen hip-hop müzik tarzı |
krunk [us] i.
|
|
143 |
Konuşma Dili |
sürekli söylenen kimse |
old woman i.
|
|
144 |
Konuşma Dili |
bir kişi hakkında söylenen şeyin, diğer kimse için daha da fazla geçerli olduğunu vurgulayan ifade |
that goes double for expr.
|
|
145 |
Konuşma Dili |
(kızlar arasında söylenen) görüşürüz anlamında bir söz |
peace out girl scout expr.
|
|
146 |
Konuşma Dili |
zar atmadan önce söylenen şans cümlesi |
daddy needs (new) shoes expr.
|
|
147 |
Konuşma Dili |
zar atmadan önce söylenen şans cümlesi |
daddy needs a new pair of shoes expr.
|
|
148 |
Konuşma Dili |
yardım veya bağış istendiğinde söylenen bir bahane |
I gave at the office expr.
|
|
149 |
Konuşma Dili |
kişi veya kişilerin takdir edilmesi gerektiğinde söylenen söz |
mad props expr.
|
|
150 |
Konuşma Dili |
ciddiyetle söylenen bir şeyi komikleştirmek için kullanılan mizahi bir ifade |
I approve this message expr.
|
|
151 |
Konuşma Dili |
büyü/sihir yaparken yüksek sesle söylenen bir ifade |
shazam expr.
|
|
152 |
Konuşma Dili |
büyü/sihir yaparken yüksek sesle söylenen bir ifade |
shazzam expr.
|
|
153 |
Konuşma Dili |
(kaza veya kaza tehlikesi durumunda bir araç sürücüsü tarafından bir bisikletliye ya da motor sürücüsüne bahane olarak söylenen) pardon görmedim/seni fark etmedim |
smidsy (sorry, mate, I didn't see you) [uk] expr.
|
|
154 |
Konuşma Dili |
(uyumaya vb. giden çocuklara söylenen) baş baş |
bye-byes expr.
|
|
Idioms |
|
155 |
Deyim |
kendindekini görmeyip başkasına söylenen kusur/kabahat |
a beam in your eye i.
|
|
156 |
Deyim |
birisi ayrılırken ona güle güle anlamında söylenen söz |
don't take any wooden nickels i.
|
|
157 |
Deyim |
birisinin çok az para harcadığını belirtmek için söylenen bir söz |
the last of the big spenders i.
|
|
158 |
Deyim |
dikkati başka yöne çekmek için söylenen söz |
a red herring i.
|
|
159 |
Deyim |
öfkeyle söylenen sözler |
high words i.
|
|
160 |
Deyim |
üç kişilik bir gruptan birisini göndermek için söylenen söz |
two's company three's a crowd i.
|
|
161 |
Deyim |
(fuck kelimesini ifade etmek amacıyla söylenen) dört harfli söz/küfür |
a four-letter word i.
|
|
162 |
Deyim |
düşüncesizce söylenen söz/yapılan hareket |
wild pitch i.
|
|
163 |
Deyim |
giderayak söylenen iğneli laf |
a parting shot i.
|
|
164 |
Deyim |
giderayak söylenen iğneli laf |
a parthian shot i.
|
|
165 |
Deyim |
birinin araması söylenen ama aslında var olmayan bir şey |
bucket of steam i.
|
|
166 |
Deyim |
(fuck kelimesini ifade etmek amacıyla söylenen) dört harfli söz/küfür |
four-letter word i.
|
|
167 |
Deyim |
pek akıllıca olmayan bir seçim için söylenen şaka yollu uyarı |
be (someone's) funeral f.
|
|
168 |
Deyim |
tamamen doğru notalarla/tonda çalınan, söylenen, yazılan |
pitch-perfect s.
|
|
169 |
Deyim |
(bir şey) olduğu söylenen |
cracked up as (something) s.
|
|
170 |
Deyim |
sabah ve öğleden sonra içki içmek istendiğinde söylenen bir söz |
it's five o'clock somewhere expr.
|
|
171 |
Deyim |
topu ıskalayan atlete söylenen alaylı söz |
couldn't catch a cold expr.
|
|
172 |
Deyim |
kusura bakma ama gitmeliyim anlamında söylenen bir vedalaşma sözü |
I'll love you and leave you expr.
|
|
173 |
Deyim |
kusura bakma ama gitmeliyim anlamında söylenen bir vedalaşma sözü |
I must love you and leave you expr.
|
|
174 |
Deyim |
üç kişilik bir gruptan birisini göndermek için söylenen söz |
two's company (three's a crowd) expr.
|
|
175 |
Deyim |
(güle güle harca gibi) birisine özellikle az miktarda para verildiğinde söylenen bir söz |
don't spend it all in one place expr.
|
|
176 |
Deyim |
(mahremiyetin ifşa edilmesi durumunda söylenen) duyulmak istenmeyen bilgiler (duymak istemiyorum/ bana anlatma) |
too much information expr.
|
|
177 |
Deyim |
satışa çıktığı söylenen |
in play expr.
|
|
178 |
Deyim |
devralınabileceği söylenen |
in play expr.
|
|
179 |
Deyim |
ayın ilk günü söylenen ve yapılan çocukça bir sataşma |
a pinch and a punch for the first of the month [uk/australia/ireland] expr.
|
|
180 |
Deyim |
bir şey olduğu söylenen |
cracked up to be something expr.
|
|
181 |
Deyim |
bir şey olduğu söylenen |
cracked up as something expr.
|
|
182 |
Deyim |
star wars hayranlarının kutladığı 4 mayıs star wars gününde söylenen esprili bir slogan |
may the fourth be with you expr.
|
|
183 |
Deyim |
ayın ilk sabahında uyanınca söylenen ve o ay boyunca şans getireceğine inanılan bir ifade |
rabbit, rabbit(, rabbit) expr.
|
|
184 |
Deyim |
çatlağa basanın annesinin beli kırılır (çocuklar arasında kaldırımdaki çatlaklara basılırsa olacağına inanılan ve bir tekerleme olarak söylenen ifade) |
step on a crack, break your mother's back expr.
|
|
Speaking |
|
185 |
Konuşma |
birisine (yapmış olduğu iyilik/yardımdan dolayı) iltifatta bulunmak amacıyla söylenen söz |
you are scholar and a gentleman expr.
|
|
186 |
Konuşma |
çocukların bir şey isterken lütfen kelimesini söylemeyi unuttukları zaman onlara annesi/babası tarafından nezaket kurallarını hatırlatmak için söylenen burada ne söylüyorduk anlamına gelen ifade |
what's the magic word? expr.
|
|
187 |
Konuşma |
irlanda'da ölenin arkasından şeytan son bir şans bulup ruhunu çağırmadan cennette huzur içinde uyu anlamında söylenen bir ifade |
may you be in heaven a full half hour before the devil knows you're dead expr.
|
|
188 |
Konuşma |
size söylenen şeyleri yapıyorsunuz |
you do what you're told expr.
|
|
189 |
Konuşma |
söylenen gerçekse/doğru ise |
if the saying is true expr.
|
|
Trade/Economic |
|
190 |
Ticaret/Ekonomi |
ayrıntılı müzakerelerden önce söylenen fiyat |
arm's length market price i.
|
|
Media |
|
191 |
Medya |
yayın sırasında söylenen |
on-air s.
|
|
Technical |
|
192 |
Teknik |
son söylenen |
latter s.
|
|
Medical |
|
193 |
Medikal |
çocuksu neşe verdiği söylenen bir çiçek özü (alternatif tıp) |
zinnia i.
|
|
194 |
Medikal |
insanlar üzerinde canlandırıcı etkisi olduğu söylenen kuyruksuz maymun veya maymun testisi |
monkey gland i.
|
|
Psychology |
|
195 |
Psikoloji |
hastanın kendisine söylenen sözleri anlamsız şekilde aynen tekrarlaması |
echolalia i.
|
|
196 |
Psikoloji |
kişilik özelliklerini ve çakışmalarını değerlendirmek için bir kişinin kendisine söylenen kelimeye aklına gelen ilk kelime ile karşılık verdiği bir test |
word association test i.
|
|
Logic |
|
197 |
Mantık |
aralarında ilişki olduğu söylenen nesneler |
relata i.
|
|
198 |
Mantık |
aralarında ilişki olduğu söylenen nesnelerden her biri |
relatum i.
|
|
199 |
Mantık |
söylenen ve ima edilen ifade arasındaki ilişki |
implicature i.
|
|
200 |
Mantık |
söylenen ve ima edilen ifade arasındaki ilişki |
conversational implicature i.
|
|
Chemistry |
|
201 |
Kimya |
söylenen söz |
spoken word i.
|
|
Marine Biology |
|
202 |
Deniz Biyolojisi |
yılana benzediği söylenen fakat henüz tespit edilip tanımlanamamış büyük bir deniz canlısı |
sea worm i.
|
|
Botanic |
|
203 |
Botanik |
milton tarafından paranormal özellikleri olduğu söylenen bir bitki |
haemony i.
|
|
Agriculture |
|
204 |
Tarım |
hasat festivalinde söylenen şarkı |
harvest home i.
|
|
Literature |
|
205 |
Edebiyat |
koro halinde söylenen eski yunan lirik şiiri |
tragedy i.
|
|
206 |
Edebiyat |
yedi akorla söylenen beste |
heptachord i.
|
|
207 |
Edebiyat |
yedi ses tonuyla söylenen beste |
heptachord i.
|
|
208 |
Edebiyat |
(antik yunan'da bir grup dansçı tarafından söylenen) lirik şiir |
chorus i.
|
|
209 |
Edebiyat |
(bir grup aktör tarafından söylenen) od |
chorus i.
|
|
210 |
Edebiyat |
anglo-sakson dönemi ingiliz edebiyatı'nda ölen bir kişinin arkasından söylenen şiir |
sermon i.
|
|
211 |
Edebiyat |
yüksek ve titrek sesle söylenen |
uptrilled s.
|
|
212 |
Edebiyat |
etkileyici bir şekilde söylenen |
rhet (rhetorical) kısalt.
|
|
213 |
Edebiyat |
sırf söylenmiş olması için söylenen |
rhet (rhetorical) kısalt.
|
|
Linguistics |
|
214 |
Dilbilim |
aynı biçimde söylenen ancak farklı anlamları olan |
heteronym i.
|
|
215 |
Dilbilim |
yanlış söylenen kelime |
misword [uk] i.
|
|
216 |
Dilbilim |
dil kaslarını germeden söylenen (sesli harf) |
lax s.
|
|
217 |
Dilbilim |
dudaklar geniş aralıklı şekilde söylenen (ünlü harf) |
open s.
|
|
218 |
Dilbilim |
ağız açık şekilde söylenen |
open [obsolete] s.
|
|
219 |
Dilbilim |
(ünlü harf) dil damağa yakın bir şekilde söylenen |
close s.
|
|
220 |
Dilbilim |
(sesbilimde) dil kaslarını germeden söylenen |
slack s.
|
|
History |
|
221 |
Tarih |
ortaçağ avrupasında gezici soytarılar tarafından söylenen müstehcen şiirler |
goliardery i.
|
|
222 |
Tarih |
(antik yunan'da) dionysus anısına dans eşliğinde söylenen ditiramp korosu |
cyclic chorus i.
|
|
223 |
Tarih |
(yunan tragedyasında) iki şarkı arasında söylenen bir ezgi |
stasimon i.
|
|
224 |
Tarih |
(antik italya'da) köy düğünleri ya da festivallerde söylenen |
fescennine s.
|
|
Religious |
|
225 |
Dini |
doğu ortodoks kilisesi'ndeki sabah ibadetlerinde koro tarafından söylenen bir tür ilahi |
catabasis i.
|
|
226 |
Dini |
önceki söylenene karşılık olarak söylenen kısa ilahi |
cathisma i.
|
|
227 |
Dini |
ayinde meryem ana onuruna söylenen ilahi |
lady mass i.
|
|
228 |
Dini |
kutsal haftanın (paskalyadan önceki haftanın) son üç günü kilisede sabah ibadetinde söylenen ilahi |
tenebrae i.
|
|
229 |
Dini |
doğu kilisesi'nde meryem'e ithafen söylenen ilahi |
theotokion i.
|
|
230 |
Dini |
hristiyan kiliselerinde söylenen çok eski bir ilahi |
angelic hymn i.
|
|
231 |
Dini |
kutsal su serpme töreninde söylenen ilahi |
asperges i.
|
|
232 |
Dini |
doğu ortodoks kilisesi'nde sabah ibadetlerinde söylenen bir ilahi |
katabasis i.
|
|
233 |
Dini |
komünyonda söylenen mezmur veya ilahi |
holy communion i.
|
|
234 |
Dini |
tüm yıl boyunca komünyon sırasında söylenen ve ilahi olarak okunan her şeyi kapsayan kitap |
missal i.
|
|
235 |
Dini |
tek tonda söylenen ilahi |
monotone i.
|
|
236 |
Dini |
kiliselerde söylenen bir tür ilahi |
gradual i.
|
|
237 |
Dini |
koro tarafından söylenen ilahilerin müzik kısmını içeren dua kitabı |
gradual i.
|
|
238 |
Dini |
(roma katolik kilisesi'nde) cenaze töreninden önce söylenen ilahi |
office of the dead i.
|
|
239 |
Dini |
aşai rabbani ayini sırasında söylenen ilahi |
communion i.
|
|
240 |
Dini |
koro veya cemaat halinde söylenen kısa şükür ilahisi |
doxology i.
|
|
241 |
Dini |
duaya davet için söylenen ilahi |
invitatory i.
|
|
242 |
Dini |
ayin girişlerinin sonunda söylenen hamd etme ilahisi |
sanctus i.
|
|
243 |
Dini |
eski ahit'i yunancaya tercüme ettiği söylenen iskenderiyeli yahudi alimler grubu |
septuagint i.
|
|
244 |
Dini |
düzenli vezni bulunmayan ve bazı kiliselerdeki belirli ayinlerde okunan veya söylenen metin veya ilahi |
sequence i.
|
|
245 |
Dini |
düzenli vezni bulunmayan ve bazı kiliselerdeki belirli ayinlerde okunan veya söylenen monoton şarkı veya ilahilerin yer aldığı kitap |
sequencer i.
|
|
246 |
Dini |
(ilahi söylenen) toplu kilise ayini |
service i.
|
|
247 |
Dini |
(tevrat) süleyman'ın özdeyişleri kitabı'nda gelinlere söylenen anlamı belirsiz bir sıfat |
shulamite i.
|
|
248 |
Dini |
mabette koro halinde söylenen bir tür antik yunan ilahisi |
prosodion i.
|
|
249 |
Dini |
kilisenin kantor ve ekibi tarafından söylenen (ilahi) |
cantoris s.
|
|
Sport |
|
250 |
Spor |
tezahürat için söylenen şarkılar |
fight songs i.
|
|
251 |
Spor |
beysbolda vurucunun dört kere ıskalaması üzerine söylenen alaycı söz |
golden sombrero i.
|
|
Basketball |
|
252 |
Basketbol |
atılan sayı sonrası rakibin moralini bozmak amacıyla söylenen tahrik edici söz |
trash talk i.
|
|
Card |
|
253 |
İskambil |
snap kart oyunu esnasında söylenen sözcük |
snap ünl.
|
|
Music |
|
254 |
Müzik |
standart modern çince ile yazılıp kanton çincesi ile söylenen pop müzik türü |
cantopop i.
|
|
255 |
Müzik |
ortaçağda çoksesli olarak söylenen koro müziğinin bir bölümü |
cantus i.
|
|
256 |
Müzik |
enstrümansız söylenen şarkı |
cappella i.
|
|
257 |
Müzik |
birlikte çalınan veya söylenen parçaların yarattığı müziksel motif |
texture i.
|
|
258 |
Müzik |
arka arkaya başlayan seslerle söylenen şarkı |
troll i.
|
|
259 |
Müzik |
bir şarkı ile söylenen ikinci derecedeki ezgi |
undersong i.
|
|
260 |
Müzik |
fransız devrimi sırasında söylenen marş |
ca ira [french] i.
|
|
261 |
Müzik |
koro halinde söylenen bölüm |
chorus i.
|
|
262 |
Müzik |
tirol tarzında söylenen şarkı |
yodle i.
|
|
263 |
Müzik |
dört nota süresinde çalınan veya söylenen beşli nota grubu |
quintole i.
|
|
264 |
Müzik |
(protestan kiliselerinde topluca söylenen parçadan önce seslendirilen) doğaçlama müzik parçası |
chorale prelude i.
|
|
265 |
Müzik |
(çok sesli ortaçağ müziğinde) kilise müziğiyle kontrpuan şeklinde söylenen ezgi |
descant i.
|
|
266 |
Müzik |
tenorun kilise müziğinin üzerine söylenen ezgi veya kontrpuan |
descant i.
|
|
267 |
Müzik |
şarkının topluca söylenen bölümü |
owrecome i.
|
|
268 |
Müzik |
doğaçlama söylenen bölüm |
gorgia i.
|
|
269 |
Müzik |
kontralto söylenen parça |
contralto i.
|
|
270 |
Müzik |
davetteki konuklarca söylenen şarkı |
scolion i.
|
|
271 |
Müzik |
koro halinde söylenen popüler bir zulu şarkısı |
shosholoza [south africa] i.
|
|
272 |
Müzik |
aynı şair veya bestecinin elinden çıkmış olup ortak bir tema çerçevesinde söylenen bir grup piyanolu şarkı |
song cycle i.
|
|
273 |
Müzik |
kanon şeklinde söylenen |
canonic s.
|
|
274 |
Müzik |
ilahi okur gibi melodili ve ağır aksak söylenen |
cantillatory s.
|
|
275 |
Müzik |
tekdüze tonda söylenen (şarkı, ilahi, vb.) |
chanted s.
|
|
276 |
Müzik |
şarkı ya da ilahi olarak söylenen |
chantlike s.
|
|
277 |
Müzik |
değişmeyen bir ses tonuyla söylenen (şarkı, ilahi vb.) |
chantlike s.
|
|
278 |
Müzik |
hatasız söylenen (şarkı) |
note-perfect s.
|
|
279 |
Müzik |
zilli tef ile söylenen |
timbreled s.
|
|
280 |
Müzik |
zilli tef ile söylenen |
timbrelled s.
|
|
281 |
Müzik |
enstrümansız doğaçlama söylenen |
barbershop s.
|
|
282 |
Müzik |
(melodi) söylenen |
sung s.
|
|
283 |
Müzik |
kilise veya şapel tarzda enstrümansız söylenen |
a cappella zf.
|
|
Theatre |
|
284 |
Tiyatro |
kendi kendine söylenen sözler |
aside i.
|
|
285 |
Tiyatro |
antik yunan tiyatrosunda koronun girişi ile söylenen ilk pasaj |
parodos i.
|
|
286 |
Tiyatro |
antik yunan tiyatrosunda koronun girişi ile söylenen ilk pasaj |
parodus i.
|
|
Mythology |
|
287 |
Mitoloji |
kurgusal veya dini metinlerde bulunduğu söylenen yer |
mythical place i.
|
|
288 |
Mitoloji |
birayı icat ettiği söylenen efsanevi bir flaman kralı |
gambrinus i.
|
|
289 |
Mitoloji |
(yunan mitolojisinde) yeraltı dünyasında acheron’un kolu olduğu söylenen bir nehir |
river cocytus i.
|
|
290 |
Mitoloji |
(yunan mitolojisinde) yeraltı dünyasında acheron’un kolu olduğu söylenen bir nehir |
cocytus i.
|
|
291 |
Mitoloji |
hermes'in odisseus'a verdiği söylenen efsanevi bir bitki |
moly i.
|
|
292 |
Mitoloji |
(zeus için söylenen bir lakap olarak) bulut-çağıran |
cloud-compeller i.
|
|
293 |
Mitoloji |
ağaçtan inerek insanları yediği söylenen hayali bir yaratık |
drop bear [australia] i.
|
|
294 |
Mitoloji |
(yunan mitolojisinde) yeraltı dünyasında acheron ırmağı'nın kolu olduğu söylenen bir nehir |
river cocytus i.
|
|
Latin |
|
295 |
Latince |
söylenen her şey kulağa önemli gibi gelir |
quidquid latine dictum sit, altum sonatur expr.
|
|
296 |
Latince |
söylenen söz kulağa derin gelir |
quidquid latine dictum sit, altum viditur expr.
|
|
Archaic |
|
297 |
Eski Kullanım |
tüm yıl boyunca komünyon sırasında söylenen ve ilahi olarak okunan her şeyi kapsayan kitaba ait |
missal s.
|
|
298 |
Eski Kullanım |
tüm yıl boyunca komünyon sırasında söylenen ve ilahi olarak okunan her şeyi kapsayan kitap ile ilişkili |
missal s.
|
|
299 |
Eski Kullanım |
daha önce söylenen |
foresaid s.
|
|
Ornithology |
|
300 |
Kuşbilim |
güvercinlerin çayırlarda beslendiği söylenen mevsim |
benting time i.
|
|
Entomology |
|
301 |
Böcek Bilimi |
incirlere zarar verdiği söylenen küçük sinek |
fig gnat i.
|
|
Slang |
|
302 |
Argo |
türban, sarık, vb. giyen birini nitelemek için söylenen aşağılayıcı bir ifade |
raghead i.
|
|
303 |
Argo |
sansürlü söylenen küfür/argo |
773h i.
|
|
304 |
Argo |
sansürlü söylenen küfür/argo |
seven-seven-three-aitch i.
|
|
305 |
Argo |
abd sınırından kaçak olarak giren meksikalıları aşağılamak için söylenen söz |
wetback i.
|
|
306 |
Argo |
detroit için söylenen kaba bir ifade |
detoilet i.
|
|
307 |
Argo |
güney avrupalı veya latin amerikalı birisine söylenen kaba söz |
greaseball i.
|
|
308 |
Argo |
kuzey afrika ya da batı/orta asya kökenli insanlar için söylenen son derece kaba ve aşağılayıcı ifade |
goatfucker i.
|
|
309 |
Argo |
müslümanları ifade etmek için söylenen son derece kaba/aşağılayıcı bir ifade |
goatfucker i.
|
|
310 |
Argo |
(genelde zenciler tarafından beyazlara söylenen) kadın beyaz mahkum |
featherwood i.
|
|
311 |
Argo |
(güney amerika argosu) siyahilere hitaben söylenen ırkçı bir ifade |
caffre i.
|
|
312 |
Argo |
(güney amerika argosu) siyahilere hitaben söylenen ırkçı bir ifade |
caffer i.
|
|
313 |
Argo |
(güney amerika argosu) siyahilere hitaben söylenen ırkçı bir ifade |
kafir i.
|
|
314 |
Argo |
(güney amerika argosu) siyahilere hitaben söylenen ırkçı bir ifade |
kaffir i.
|
|
315 |
Argo |
queensland'liler için söylenen aşağılayıcı bir ifade |
bananalander i.
|
|
316 |
Argo |
queensland'liler için söylenen aşağılayıcı bir ifade |
banana bender i.
|
|
317 |
Argo |
(genelde zenciler tarafından beyazlara söylenen) beyaz mahkum |
peckerwood i.
|
|
318 |
Argo |
söylenen kimse |
gritch i.
|
|
319 |
Argo |
kendisinden önce söylenen ifadenin doğru olmadığını belirtmek için kullanılan ünlem |
not ünl.
|
|
320 |
Argo |
(avustralya) genelde birini övmek için söylenen süper/on numara anlamında bir söz |
sick cunt expr.
|
|
321 |
Argo |
sıkça sorulan sorular arasında olan bir soruyu tekrar soran birine karşı sinirle söylenen bir ifade |
read the fucking faq [rtff] expr.
|
|
322 |
Argo |
(futbolda) şişman bir oyuncu veya görevliye söylenen bir aşağılama sözü |
who ate all the pies [uk] expr.
|
|
British Slang |
|
323 |
İngiliz Argosu |
bir bölgede yaşayan yaşlı nüfusu nitelemek için söylenen bir söz |
twirly (originally bus driver's slang) i.
|
|
324 |
İngiliz Argosu |
bir bölgede yaşayan yaşlı nüfusu nitelemek için söylenen bir söz |
twearly (originally bus driver's slang) i.
|
|
325 |
İngiliz Argosu |
gallileri aşağılamak amacıyla söylenen söz |
sheepshagger i.
|
|
326 |
İngiliz Argosu |
ikizlerden biri için söylenen sevgi gösteren ifade |
twinnie i.
|
|
327 |
İngiliz Argosu |
sosyal standartları düşük olan genelde çalışan kesimden olup fazla zeki olmayan ve kötü giyinen kızları nitelemek için söylenen aşağılayıcı bir söz |
sharon and tracy i.
|
|
328 |
İngiliz Argosu |
iç çamaşırın görünüyor anlamında söylenen bir uyarı sözü |
charlie's dead! expr.
|
|
329 |
İngiliz Argosu |
sheffield'lı kimselere söylenen kaba bir hitap |
dee dah expr.
|
|